View Full Version : Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Yaşamdersleri forumda 3 yıl önce konuştuğumuz bir konuyu buraya yapıştırıyorum. İlginizi çekeceğini umuyorum :)
Yazı Ziya Mete Demircan'a ait.
Henüz bu yüzyılın başlarında /Benjamin Lee Whorf/ isminde bir dilbilimci ortaya müthiş bir iddia atmıştı. Diyordu ki : Kişinin konuştuğu dilin yapısı, o dili konuşanı belli bir tarzda konuşmağa ve belli bir tarzda davranmağa zorlar.
İlk duyduğumuzda itiraz edilebilir bir fikir gibi gözükse de üzerinde biraz düşündüğümüz zaman gerçeğin böyle olmadığını anlamamız zor olmaz.
Her dilin belli bir yapısı vardır. Bu yapı genel olarak Özne, Yüklem, Tümleç, Zarf, Edat ve Harfi tarif gibi elemanların cümlenin neresinde ve nasıl bulunabileceğini tarif ediyor gibi görünse de aynı yapıda diller için bile farklı anlamlar sözkonusu olabilir.
Türkçe ile Batı dilleri arasındaki en büyük ayrım cümlenin diziliş (ve tabii düşünülüş) sırasındadır:
"Ben İstanbul'a gidiyorum" (ya da İstanbul'a gidiyorum) kelimesini ele alalım. Bunun İngilizce'deki karşılığı "I'm going to Istanbul" şeklinde olacaktır.
Öznede bir sorun yok, o yerinde duruyor fakat fiilin yeri değişik. İki dildeki söylenişi gizli özne ile yazacak olursak
Türkçe'si : İstanbul'a gidiyorum
İngilizce'si : Gidiyorum a'İstanbul.
şeklinde meydana gelmektedir. Ve bu da tabii ki daha cümleyi düşünme aşamasından itibaren bizi etkileyecek ve bu etki davranışlarımızın sırasına kadar işin içine girecektir.
"Ne yapacağını önceden söylemek", yâni önce eylemi göstermek batı dillerindeki avantajlardan birisidir. Türkçe konuşurken bunu yapamayız. Çünkü eylemi en sona bırakıyoruz. Bu durumda Türkçe'de eylemi rahatlıkla değiştirebilir ve cümlenin ortasında, gitmekten vazgeçtiyseniz, bunu kimse farketmeden değiştirebilirsiniz: "İstanbul'a ... gitmiyorum.". Oysa aynı şeyi İngilizce konuşan birisi yapamaz, "I'm going to ... " bir yere gideceğini söylemiştir ve karar verilmiş durumdadır. Olsa olsa daha yakın bir yerle değiştirebilir. Meselâ İstanbul yerine Eve gitmeğe karar verebilir. "I'm going to ... Home". Türkçe'de eylem en sona kaldığı için, bol bol konuşup hiç bir şey yapmamak durumuna sıkça rastlanır.
Sayın Balıkçı verdiğiniz örnek hafif kalmış. Geçen yıl, sanıyorum İsmet Sezgin'in eşinin cenazesinde, muhabir "sayın Sezgin oldukça üzgün görünüyor" diye yazmıştı. İnsan eşinin cenazesinde ne kadar üzgün olabilir acaba?
Oldukça teşekkür ederim.
Oldukça iyi bir örnek.:dilli:
Daha iyisi olamazdı.:D :D :D
Yücel Özlem
11-02-2007, 11:12
Ağaçlar.net Ailesinin değerli üyeleri, kardeşlerim, Ekmek ve Dikmek fiillerinin kullanımı ile ilgili bir üyemizin yaptığı uyarı vesilesi ile yapılan çalışma sonuçlandı. Türk Dil Kurumu hatalı örneği, Güncel Sözlük'ten kaldırdı. İlgililere teşekkür ediyorum. Sonucu paylaşmak istedim.
Lütfen bu fiilleri doğru kullanmaya özen gösterelim.
Konuyla ilgili yazışmaları aşağıya alıntılıyorum:
Arkadaşlar kusuruma bakmazsanız bir şey söylemek istiyorum. İstirham ederim; kendini beğenme gibi algılanmasın.
Şimdi; ağaçlandırma çalışmalarında ağaç değil FİDAN DİKİLİR ve TOHUM EKİLİR. Ağaç dikme genelde peyzaj düzenlemesi olarak ve belediyelerin kısa sürede sahalarda yeşil görüntü oluşturmak için yapılan uygulamalardır.
...
Eyvallah Yılmaz kardeş... Dediğin gibi bu ufak ayrıntılar ağaçlandırmanın temelidir. Sahada işçinin yanında, muhtarın, köylünün yanında fidan ek dersen...olmaz. Çünkü insanlarımız fidanın dikilip, tohumun ekileceğini biliyor. Ve sen bu konularda dikkatli olmazsan, bu insanlarla birşey yapamazsın. Kimse takmaz, daha fidanın dikileceğini bilmiyor derler.
http://www.agaclar.net/forum/newreply.php?do=newreply&p=5140
- Sevgili cedrus libani ilk mesajında fidan için dikilir; tohum için de ekilir ifadelerini kullanıyor.
-İknci mesajında da bu farkı vurguluyor.
- Sanırım doğru kullanım böyledir.
- Oysa forumda dikmek ve ekmek fiillerinin bir diğeri yerine kullanıldığına rastlıyoruz. Bu ayrıntıya dikkat edilmesi ifade güzelliği açısından doğru olur diye düşünüyorum. Bu düşüncemi sizlerle paylaşmak istedim.
- Diye Düşüncemi belirtmiştim( #143 numaralı mesaj).
- Türk Dil Kurumu'nun Güncel türkçe Sözlüğünde ekmek fiili için verilen karşılıklar ve kullanım örnekleri şöyle:
1 . Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek:
"Çıplak bir alan, çevre okulları öğrencilerinin eliyle ektiği bin çam fidanı ile şenleniverdi."- H. Taner.
(diğer karşılıklar alıntılanmadı)
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA84981
- Ekmek fiilinin burada tartıştığımız anlamı için verilen örnek cümle Sayın H. taner'e ait ve ekilen nesne de tohum değil fidan.
- ne dersiniz?
Bu örneği doğru bulmadığımı Türk Dil Kurumu'na bildrmiştim. Kurum başkanlığı aşağıdaki cevabı göndermiş ancak örnek henüz yerinde duruyor. Kendilerine tekrar bilgi verdim.
T.C.
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU
Türk Dil Kurumu Başkanlığı
Sayı : B.02.1.KDT.5.02.10.00-
Konu :
Sayın Yücel ÖZLEM
İlgi:17/12/2006 tarihli yazı.
Kurumumuzun çıkardığı sözlüğün baskısı sonrasında, örneğin yanlış olduğu ilgili çalışma kollarımızca değerlendirilmiştir. Genel Ağ ortamında sitemize girdiğinizde, Güncel Türkçe Sözlük’ten bu örneğin atılmış olduğunu görebilmektesiniz. Dilimiz konusunda olan duyarlılığınızın kalıcı olmasını dilerim
Bilgilerinizi rica ederim.
Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN Türk Dil Kurumu Başkanı
anilozer112
11-02-2007, 16:20
Noktalam işaretleri de çok önemli.
(Oku baban gibi eşşek olma.)Size ne ifade ediyor?
Noktalam işaretleri de çok önemli.
(Oku baban gibi eşşek olma.)Size ne ifade ediyor?
Buradaki önemli nokta, galiba, noktalama değil de tonlama.;)
Aklıma gelen bir başka hatalı kullanış.
Yine kelimenin aslı Arapça.
Hafriyat, harfiyat değil.
Manası, kazı işleri diyelim.
Buradaki önemli nokta, galiba, noktalama değil de tonlama.;)
Konuşurken tonlanır, yazarken ne yapacaksınız :)
Babanın nasıl biri olduğu yazılınca virgülü uygun yere koyarım :)
Konuşurken tonlanır, yazarken ne yapacaksınız :)
Babanın nasıl biri olduğu yazılınca virgülü uygun yere koyarım :)
Yazmayız.
O zaman bir şey olmaz. ;) :D
Mine Pakkaner
12-02-2007, 09:18
Ağaçlar.net Ailesinin değerli üyeleri, kardeşlerim, Ekmek ve Dikmek fiillerinin kullanımı ile ilgili bir üyemizin yaptığı uyarı vesilesi ile yapılan çalışma sonuçlandı. Türk Dil Kurumu hatalı örneği, Güncel Sözlük'ten kaldırdı. İlgililere teşekkür ediyorum. Sonucu paylaşmak istedim.
Lütfen bu fiilleri doğru kullanmaya özen gösterelim.
...
Yücel Bey, çabanızı ve verdiği sonucu yürekten kutlar, size içten teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
Ben de sizi takdir ediyor ve kutluyorum Yücel Bey. Bazen "belirli noktalar"da bulunan kişilerin hiç hata yapmadıklarını düşünür ve yaptıklarına dikkat bile etmeyiz.
Başkalarına kendinden fazla güvenmemek gerektiği defalarca görülüyor. Bu insanı şüpheci de yapsa, en azından yapılacak işlerin sağlamlığını garanti ediyor. ;)
Yücel Özlem
12-02-2007, 11:48
Ben de sizi takdir ediyor ve kutluyorum Yücel Bey. Bazen "belirli noktalar"da bulunan kişilerin hiç hata yapmadıklarını düşünür ve yaptıklarına dikkat bile etmeyiz.
Başkalarına kendinden fazla güvenmemek gerektiği defalarca görülüyor. Bu insanı şüpheci de yapsa, en azından yapılacak işlerin sağlamlığını garanti ediyor. ;)
-Efendim ben de size teşekür ediyorum. Ayrıca duyarlı davranarak, bu konuda bizleri uyaran cedrus libani'ye de teşekkür ediyorum
Konuyla ilgili tüm arkadaşları detaylara gösterdikleri özen ve alınan sonuç için tebrik ediyorum. Hoş olmuş. :)
Yücel Özlem
12-02-2007, 11:57
-Konu açılmış iken, Burada bir duyuru yapmak istiyorum. Türk Dil Kurumu bir tartışma ortamı oluşturdu.
http://tdk.org.tr/tartisma
Bu çalışmanın dilimize faydalı olacağını düşünüyorum.
Bu forumdaki kurallardan yakınanlar var. Bir de bunları okusunlar :)
Türkçe Tartışma Topluluğu'nda tartışmalara katılabilmek (başlık ekleyebilmek ve ileti gönderebilmek) için üye olmak zorunludur. TTT'ye üye olmak ücretsizdir.
1.TTT'ye üye olan herkes ileti gönderebilir.
2.TTT'ye gönderilen iletilerden onaylananlar etkinleşir.
4.Üye Kayıt Belgesini eksiksiz dolduranlardan TTT yöneticisi tarafından onaylananlar başlık ekleme hakkına sahiptirler.
5.Eklenen başlıklardan TTT yöneticisi tarafından onaylananlar görülebilir.
6.Üye Kayıt Belgesinde istenen bilgileri doldurmayanların üyelikleri onaylanmayacaktır.
Forum alanı bir "Devlet Kurumu"a ait değil mi? :)
Ben de Yücel beyi can-ı yürekten kutluyorum:)
Parlak, bildikleriyle size yardımcı oluyor. İlkokul mezunu olduğu ve Türkçe'yi iyi kullanamadığını forumda yazdı. Bu nedenle ben de ona Türkçe konusunda yardımcı olmaya karar verdim.
"Öğrenmek istemiyorum" denmeyecek bir konu olduğu için, öğrenmek isteyip istemediğini sormuyorum.
Lütfen yaptığın hataları incele ve mutlaka mesajımı okuduğunu yaz. Kendi mesajını düzelt. Bu yazdığımı o zaman sileceğim.
Acemi çicekci yaptığın tarife göre birşeyler bulamadım. Bir foto gönderme şansın olursa, çok daha net bir cevap alabilirsin sanrım.
Bir de bildiğim kadarı ile Doğu Karadeniz'de doğal olarak koca yemiş yok. Koca yemiş (arbututus unedo) Akdeniz'de, Yunanistan'dan Portekiz'e kadar olan kesim ile Kuzey Afrikada yetişir.
Ülkemizde Akdeniz, Ege, Marmara ve Batı Karadeniz'de yetişir.
Buzul çağından günümüze intikal etmiş bir türdür.
Mine Pakkaner
12-02-2007, 19:53
Öyleyse ilk öğreneceğiniz defalarca söylediğimiz gibi cümleye büyük harfle başlamanız. Cümle sonuna nokta (.) koymanız. Noktadan sonra yine büyük harfle başlamanız. Bunun için yazılan yazılara bakmanız yeter. İlkokul mezunları için haksızlık ediyorsunuz çünkü bunlar orada öğretiliyor Sayın Parlak. ;)
Takdir edersiniz ki sizin yazılarınızı düzeltmekle uğraşacak bir elemanımız yok. İsterseniz sizin de dediğiniz gibi öğrenene dek iyice takip edin, yazdıklarınızı kontrolden geçirin, öyle mesaj yazın. http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon10.gif
Mine Pakkaner
12-02-2007, 20:35
Tşekkürler mine hnm aydınlatıcı bir açıklama gayetde nazikce.
Şimdi elimden geldiğince hatalarımı düzeltmeye çalışacağım.
Yoksa burada iyi bir spa yiyeceğim galiba
Teşekkürler Mine Hanım aydınlatıcı bir açıklama gayet de nazikce.
Şimdi elimden geldiğince hatalarımı düzeltmeye çalışacağım.
Yoksa burada iyi bir sopa yiyeceğim galiba.
Yazınız bu şekilde olmalıydı :)
Sopa konusuna gelince, estağfurullah. Ancak sizi hoşgörürsek herkese haksızlık olur.
Harun Parlak kardeşim.
Kendi adıma seni kutlarım.
Dediğin gibi çok kişinin darılıp gideceği bir durumda sen, öğrenmek ve öğretmek için sabır ve anlayışla, hepsinden önemlisi açık yüreklilikle, alkışlanacak bir tavır sergiliyorsun.
Yetkim olsa, kendi adıma, her harfini, (bilebildiğim kadar) düzeltmekten yorulmazdım.
Hz.Ali ra. ne buyurmuş :
''Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.''
Selam ve sevgiler
Mine Pakkaner
12-02-2007, 21:30
Çok haklısınız sayın Parlak. Ancak biz gençleri kazanalım diye taviz vermek taraftarı değiliz. Sonuçta agaclar.net bir tane. Herkes tarafından beğenilen kalitesini, düzeyini her an yukarıya çekmek istiyorsak bu ancak kurallarımızı sıkı sıkıya, gerekirse radikal tedbirlerle uygulamakla olacak.
Anlayışla karşılarsınız ki, 10000 üyeli bir sitede herkesi ama gitmesin, kazanalım diye hoşgörseydik şu anda belki sizin de beğenmediğiniz ve yazmadığınız bir yer olurduk. :rolleyes:
Bizimle kalmak isteyenler sonuçta bize ayak uyduranlar olacaktır. ;)
Bu arada son mesajınıza hayran oldum, belirtmeden geçemeyeceğim.http://www.agaclar.net/forum/images/icons/icon10.gif
Mine Pakkaner
12-02-2007, 22:59
Sayın Parlak bu polemiği daha fazla uzatmakta fayda yok.
Siteye kaliteli olanlar gelsin diye bir söz asla sarfetmedim. Belli bir kaliteyi korumak zorundayız dedim. Burada kimin ne olduğunu hiç birimiz bilmiyoruz. Herkes sanal. Bu durumda kişilerin kalitesinden de bahsetmiyoruz. Biz yazılan yazıların, sohbetlerin ve genel kurallara uygunluğun kalitesinden bahsediyoruz.
Bu arada hiçbir üyemize rencide edici de davranılmıyor, ancak bizler site yönetimi ile uğraşırken kuralları kabul etmek istemeyen, bildikleri gibi davranmaktan çekinmeyen üyelerden galiz hakaretler de duyduk, rencide olduk.
Sayın Parlak "Sitenin kalitesinden şüpem yok lakin daha iyisini yakalamak. Dahada öğretici olmak. Lazım gelmezmi." demişsiniz. Kaç elden, kaç koldan buna çalışıyoruz. Yetmediğimiz de oluyor yettiğimiz de. Ama amacımız belli, daha öğretici olmaya çalıştığımız konu da belli. Farkındaysanız size ve diğer pek çok üyeye başından beri bıkıp usanmadan dil konusunda yazıyoruz. Her türlü soruya işimiz gücümüz arasında gönüllü olarak cevap veriyoruz.
Ne yapmamızı isterdiniz? Sitede yazılı kurallarla belirlenmiş, yerleşmesini istenmeyen davranışları görmezden gelelim, herkes istediğini yapsın şeklinde bir tavrımız olmasını tercih etmezdiniz herhalde. Zaten o zaman yönetime, kurallara da gerel olmazdı, inanın o zaman agaclar.net de olmazdı.
Dediğin gibi çok kişinin darılıp gideceği bir durumda sen, öğrenmek ve öğretmek için sabır ve anlayışla, hepsinden önemlisi açık yüreklilikle, alkışlanacak bir tavır sergiliyorsun.
Yetkim olsa, kendi adıma, her harfini, (bilebildiğim kadar) düzeltmekten yorulmazdım.
Balıkçı, tavrımızı sert buluyorsunuz anlaşılan. Çok kişi daralıp gitmek istermiş falan yorumları yaptığınıza göre...
Öğretmeye niyetliyseniz, ayrı bir yetkiye ne hacet. Mine Pakkaner'in yaptığı gibi kopyalayın yazıyı, düzelterek yapıştırın.
Teşekkürler Mine Hanım aydınlatıcı bir açıklama gayet de nazikce.
Şimdi elimden geldiğince hatalarımı düzeltmeye çalışacağım.
Yoksa burada iyi bir sopa yiyeceğim galiba.
Yazınız bu şekilde olmalıydı :)
Bizlerle ilgili eleştiriniz varsa, bunu açıkça yapın. Başkasının kendi için yaptığı eleştireye, alkışlarla katılmakla eleştiri olmaz.
Siz balıkçı kahvesinde sohbet ederken, bu sitenin sadece dergisi için günde kaç saat harcandığından haberiniz var mı? Gün 24 saat. Ama siz diyorsunuz ki, olsun, onları da yapın, çalakalem yazanların yazılarını da düzeltin. Sadece Parlak'ın yazılarını mı? 10 tane, 100 tane daha Parlak gibi üye çıkarsa ne yapalım?
İnsan bir şey yazarken aynı zamanda düşünür. Haydi yazarken düşünmediniz, gönderirken tekrar okusaydınız keşke...
Onun için ben nerde nokta nerede virgül koyulur inanın bilmiyorum.
Konuşurken anlaşmak daha kolaydır. Kelimelere eşlik eden vücut dili buna büyük oranda katkıda bulunur. Ses tonu ve konuşurken kelimeler arasında bırakın boşluk da...
Yazarken yaptığımız konuşmanın taklididir. Cümlenizi örnekleme için kullanalım:
"Onun için ben nerde nokta nerede virgül koyulur inanın bilmiyorum" Cümlesini yazarken böyle yazmıyoruz değil mi?
onuniçinbennerdenoktaneredevirgülkoyulurinanınbilm iyorum
Neden? Çünkü konuşurken, kelimeler arasında duraklıyoruz. Virgüllerde, biraz daha fazla; noktalarda, ondan biraz daha fazla duraklıyoruz. Konuşurken, kendi sesinizin boşluklarını hissetmek için yoğunlaşırsanız bunu farkedersiniz.
Bunu farkettiğiniz zaman virgül ve noktaların yeri kendiliğinden belirlenir.
Geçenlerde bir arkadaş foruma yazmıştı. Noktama işaretlerinin önemi konusunda iyi bir örnektir.
Oku da baban gibi eşek olma
Oku da, baban gibi eşek olma
Oku da baban gibi, eşek olma
Niyetiniz ve çocuk ve babası konusundaki düşüncenize göre, bu cümleyi söylerken, virgül olması gereken yerde, durakladığınızı farkedeceksiniz.
Yüksek sesle oyuyup, deneyin :)
Karşı tarafla yazılı iletişim kurarken, elimizdeki en iyi iletişim araçlarından biri, noktalama işaretlerini doğru yerde kullanmaktır. Sevgili Parlak, artık kullanmaya özen gösterdiğinizi farketmemek mümkün değil. Ama tüm bu tartışmalar, siz hiç kullanmıyorsunuz diye başladı. İşin kötü tarafı, sadece kullanmamakla kalmadınız, sizi uyaranlara cevap verme zahmetine bile girmediniz. Ancak üyeliğiniz askıya alınınca, durumun ciddiyetini anladınız. Bizim de yöneticiler olarak durumun ciddiyetini anlatacak çok fazla seçeneğimiz yok.
Gelinen noktada, şikayetçi olunacak bir taraf yok görünüyor.
Yanılıyor muyum?
Sevgili Malina bu tartışma sizin bu yazdığınız mesajdan sonra başladı ben bu konuyu kapatmıştım ama siz tekrar açtınız ben size ilk okul mezunu olduğumu zaten söyledim forumlarda da değildi.
Lütfen insanı bir de yalancı durumuna düşürmeyin. Sanki özel olarak iletilmiş bir ayrıntıyı, forumda açıklıyormuşum gibi yazmışsınız.
Sizin yazdığınız mesaj hala forumda duruyor. Buyurun:
arkadaşlar hoşbulduk ilginize teşekkür ederim sanıyorum burada güzel bilgiler alacaığm herkeze başarılar dilerim ve ayrıca benim site üyeliğimi kabul etdiğiniz için teşekkürler ön yargılı davranmadığınız için ayrıca teşkkür ederim malum ilk okul mezunu heryerde normal karşılanmıyor
Pes diyorum, başka ne denir bilmiyorum!
O örneği üstünüze alınabildiyseniz, gerçekten pes !
Bir arkadaş konuyu açmıştı diye de yazdım:
Noktalama işaretleri de çok önemli.
(Oku baban gibi eşşek olma.)Size ne ifade ediyor?
arkadaşlar benim yüzümden diğer arkadaşları üzmenize gerek yok
Balıkçıdan bahsediyorsun sanırım ama bu balıkçının ilk vukuatı değil:
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=74554
siz babanıza dua edinki sizi okutmuş benim babam okutamadı ama inanın hiç bir zaman eşek olmadı vede bu kelimeleri size yakıştıramadım. Size ne kazandıracağınıda merak ediyorum ne yani ben bu site olmadan nefes alamazmıyım yaşayamazmıyım neden bu kadar böbürleniyorsunuz tartışmayı neden uzatıyoruz. Konuyu neden dağıtıyoruz eminim bu sözler size zarar verecekdir.
Babalar çocuklarını şartlar gereği bazen okutamayabilirler. Ama öğrenmeye ve okumaya meraklı biri, burada olduğu gibi, fırsatları değerlendirir.
Devir iletişim devri ve bu sadece konuşarak olamıyor ne yazık ki. İnternette iletişimi yazı ve yazım kuralları sağlıyor. Noktayı virgülü doğru yere koymazsanız, yukarıda verilen standart örnekte olduğu gibi, ya babalar "eşek" durumuna düşer, ya da oğulları...
papatyam
13-02-2007, 13:24
siz babanıza dua edinki sizi okutmuş benim babam okutamadı ama inanın hiç bir zaman eşek olmadı vede bu kelimeleri size yakıştıramadım. Size ne kazandıracağınıda merak ediyorum ne yani ben bu site olmadan nefes alamazmıyım yaşayamazmıyım neden bu kadar böbürleniyorsunuz tartışmayı neden uzatıyoruz. Konuyu neden dağıtıyoruz eminim bu sözler size zarar verecekdir.
sn.malina ve Mine Hanım sizler elinizden geleni yapmışsınız ama sn. parlak bu konu ile ilgili çok alıngan davranmış.
Okuyup okumamak o kadar da önemdi değil, ben de İlkokul mezunuyum, önemli olan insanın kendisini yetiştirmesi.
denizakvaryumu
13-02-2007, 13:48
Sitede son zamanlarda dilbilgisi ve imla kuralları yüzünden oldukça fazla kırıcı tartışmalar ve yazışmalar olmakta...
Bu durum bence sitenin üstlendiği asıl misyonu da gölgelemekte...Noktasına virgülüne kadar yazıların irdelenmesi ,ilköğretim-lise yıllarındaki gibi sınav tarzı düzeltmeler her durumda gerekli mi?
Eğer bu durum, bu kadar olmazsa olmaz ise üyelik şartları içine yazılmalı ve şartlara uymayan üyeler daha fazla rencide edilmeden üyelikleri silinmeli...Aksi halde yukardaki yazışmalar her yeni üyede tekrarlanacak gereksiz polemikler doğacaktır.
Parlak, ilk ya da ikinci yapılan uyarıya "Tamam, dikkat etmeye çalışırım" diye cevap verme zahhmetine katlansanız tüm bunların hiç biri olmayacaktı.
Burası bilgisayar forumu, burası yemek sitesi, burası potika konuşuyor, burası fotoğraf galerisi, burası ağaç forumu dersek Türkçe'yi nerede kullanacağız ?
Özürü kabahatından büyük durumlara düşmesin kimse. Dilimizi de kaybedersek geriye pek bir şey kalmayacak.
Size yapılan ilk uyarılara bakarsanız, "karşı tarafın insan olduğunun" unutulamadığını göreceksiniz. Tartışmayı üst noktara taşıyıp, sonra bu gelişmeler yüzünden yükselen tansiyon nedeniyle yazılanları, ilk yazılan mesajlarmış gibi sunamazsınız.
Bu site içeriği gereği, İngilizce ve Latince kelimelerin yazılmasını zorunlu kılıyor. Türkçe'yi doğru yazamayan birinin yazdığı yabancı kelimelere nasıl güvenecek insanlar?
Neyse, artık tartışılacak tarafı kalmadı, söylenecek her şey söylendi.
Noktaları koymaya başlamanıza sevindim. Teşekkür ederim. Buna alışınca de/da ve soru takılarının ayrı yazılışına geliriz. :)
Sayin Malina, Benim Turkce klavyem yok, peki ben ne yapacagim o halde :)
Bir diger nokta ise bu yasima kadar noktalardan sonra cumleye bu mesajda oldugu gibi buyuk harfle baslamadim. Bunda bir sakinca var mi acep ?
Umarim fircayi yemeyiz bu mesajimla birlikte ;)
Sevgilerimle,
Mine Pakkaner
13-02-2007, 19:18
ŞahMat, Türlçe klavyeniz yoksa yapacak birşey yok, bizim için bu yüzden Türkçe karakter yazmamanız değil ama cümleye büyük harfle başlamanız çok önemli. Yani sakınca var :)
( Malina bağlı olmadığı için onun adına sorunuzu cevapladım. )
Mine hanim, hizli cevabiniz icin tesekkur ederim.
Bundan sonra dikkat edecegim.
Sevgilerimle,
Konunun ilk mesajına bakmıyorsunuz :)
Kopyalayıp buraya ekliyorum
Neleri yazmamanız gerekir?
***, *** ve bu tür kısaltmaları sevmiyoruz...
v yerine w yazmıyoruz...
Öncelikle hangi imla kurallarına bakıyoruz?Tamam imla kuralları çok ama bazıları var ki yanlışlığı çok dikkat çekiyor. Topu topu üç tane :)
"de" "da" dahi anlamına geliyorsa ayrı yazılır.
Soru takıları ayrı yazılır.
"ki" eki, bağlaç olarak kullanılıyorsa ayrı, iyelik eki olarak kullanıyorsa birleşik yazılır.
Noktalama işaretlerine dikkat etmeli misiniz?Hepsine dikkat etseniz iyi olur ama özellikle dikkat etmenizi istediklerimiz şunlar:
Nokta, virgül gibi işaretlerden sonra mutlaka boşluk bırakın.
Bu boşluğu işaretlerden önce bırakmamaya dikkat edin.
" (tırnak) ve ( (Parantez) kullanırken, boşluk bırakmayın.
Başka nelere dikkat etmelisiniz?Paragraf: Olmazsa olmaz... Ekranda uzun metinleri okumak zordur. Göz, bir süre sonra satırı takip etmekte zorlanır. Paragraf, yazı alanını bölerek, gözün takip etmesini kolaylaştıran boşluklar oluşturur...Vurgu: Yazınızın içindeki önemli kelimeleri kalınlaştırabilirsiniz. Böylece okuyan nelerin önemli olduğunu daha hızlı anlayabilir ve daha sonra aradığını daha kolay bulabilir.
Hiç mi konuşma diliyle yazamayacaksınız?Öyle şey olur mu tabii yazılabilir :)Çay içmek istiyooom, kim bakıyo buraya yaa...Forum Kahvesinde özgürlüğünüz var. Tabii özellikle bozuk yazarak, bir tür protestoya kalkıştığınız kanaatine varırsak, hoş olmaz :)
Ne yani, imla hatası yapamaz mıyım?Tabii ki yapabilirsiniz, ben de yaparım. Ama önemli olan iyi niyettir. Yazılarınızın altında düzelt düğmesi var. Daha sonra da düzeltebilirsiniz. Yazınızı göndermeden önce "ön izleme"yi kullanarak son bir göz atmak da işe yarar...Amacımız sıfır hata değil, (Basılı kitaplarda bile, bir çok hata çıkabiliyor) olabildiğince hatasız olmaya çalışmak...
Zahmet oldu. Mesaj alinmistir.
Ben bir program arayisina gireyim. Soyle noktadan sonra otomatik buyuk harf ile baslasin, ne bileyim, virgulden sonra bosluk biraksin gibi ornegin.
Boyle bir program yoksa da neden yapilip paraya para denmez, orasini da bilmem :)
Bu arada lutfen gorurseniz ve zamaniniz olcegin de mesajlarimdaki imla hatalari duzeltiniz, bilakis memnun olurum. Bendeniz kendisini ogrenmeye adamis bir kisiyim. Ozellikle ayri yazilmasi gereken de da veya bitisik hallerini yaziya dokerken hata yapiyorum.
Sevgilerimle,
caucasus
14-02-2007, 09:59
V yerine W kullanan bir ben vardım herhalde, ben de artık V leri V olarak kullanıyorum. Bunun haricinde muhakkak hatalarım çoktur. Okuyan herkesten özür dilerim. Fırça sırası bana gelmeden ben de kaçayım.
herşey gönlünüzce olsun :D)
Yücel Özlem
14-02-2007, 11:12
Zahmet oldu. Mesaj alinmistir.
...
Bu arada lutfen gorurseniz ve zamaniniz olcegin de mesajlarimdaki imla hatalari duzeltiniz, bilakis memnun olurum. Bendeniz kendisini ogrenmeye adamis bir kisiyim. Ozellikle ayri yazilmasi gereken de da veya bitisik hallerini yaziya dokerken hata yapiyorum.
Sevgilerimle,
V yerine W kullanan bir ben vardım herhalde, ben de artık V leri V olarak kullanıyorum. Bunun haricinde muhakkak hatalarım çoktur. Okuyan herkesten özür dilerim. Fırça sırası bana gelmeden ben de kaçayım.
herşey gönlünüzce olsun
-Sevgili ŞahMat, Sevgili Caucasus1, Konuya yaklaşımınız için ikinizi de kutluyorum.
-Bizler büyük bir ailenin üyeleriyiz. Birbirimize eksiklerimizi söylemez isek görevimizi yapmamış oluruz.
-Bu yüzden de bizlere yapılan eleştirilere alınmamız gerekmez diye düşünüyorum. Bu sanal ortamda, birkaç istisna dışında, birbirini yüzyüze tanıyan yok.
-Burada yazdıklarımızla tanışıyoruz. Yazdıklarımız sadece söz ya da yazı değil o zaman. Bizim, kılık kıyafetimiz, görünüşümüz. Sokağa çıkmaya hazırlanırken giysilerimize nasıl ki çekidüzen veriyoruz. Buradaki görüntümüze de, biraz dikkat etmemiz gerekir, diye düşünüyorum.
Sayin Ozlem, size tesekkur eder ve katildigimi ifade etmek isterim.
Kesinlikle birbirimize olan ozverili, saygili yaklasimin bir gostergesidir ayrica.
Sevgilerimle,
Yazdıklarımız sadece söz ya da yazı değil o zaman. Bizim, kılık kıyafetimiz, görünüşümüz. Sokağa çıkmaya hazırlanırken gisilerimize nasıl ki çekidüzen veriyoruz. Buradaki görüntümüze de biraz dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Yücel Bey, emin olun, bugün bir ara bu topiği okurken aklımdan aynı örnekleme geçmişti :)
Yücel Özlem
14-02-2007, 23:20
Yücel Bey, emin olun, bugün bir ara bu topiği okurken aklımdan aynı örnekleme geçmişti :)
-Hayatımıza yeni giren bu aracı kullanırken uygun, kurallar çerçevesinde hareket etmez isek, sonra birey ve toplum olarak acı çekmemiz kaçınılmaz.
-Ne yazık ki, İnternet denilen bu aracı, çok kötü kullanıyoruz. Her zaman derli toplu gördüğünüz beyefendiler, hanımefendiler sanal ortamda dağıtıveriyorlar. Karşıdakine saygı göstermedikleri gibi, kendilerine de saygıları olmadığını düşünüyor insan.
-Ama bu genel görüntüye rağmen sevindiricidir ki ağaçlar.net Bu konuda oldukça tutarlı ve seviyeli bir çizgide durmaya çalışıyor.
-Bu çizgiyi kollamak da bizlerin görevidir, diye düşünüyorum. Yaptıtğım uyarıları da bu çerçevede yapmaya çalışıyorum. Düğmesi kopan, fermuarı açılan ya da üzerine çamur sıçrayan bir yakınımı uyarırken olduğu gibi.
-Siz de benzer şeyler düşünüyor olmalısınız.
Yücel Özlem
14-02-2007, 23:24
...
Sevgilerimle,
-Sevgiler Murat Bey.
cimenpeyzaj
15-02-2007, 22:25
arkadaşlar üzülerek söylemek istiyorum ki benim baya bi imha hatalarım olabilir bunun nedeni ise halfabemde 28 harf olmasından kaynaklanıyor bu yuzden bazı kelimeleri okudugum gibi yazıyorum şimdiden hepinizden özür dilerim saygılar ve sevgiler :rolleyes:
Alfabenizi 29 harfe çıkarmaz ve bunları Türkçe'ye uygun sıralamazsanız, ben de çok üzüleceğim, ama çaresi yok :)
Saygılar, sevgiler :)
cimenpeyzaj
15-02-2007, 22:28
bende cok isterdim harfe cıkarmayı ama 27 senden beri cıkaramadım bundan sonra cıkar mı bilemem :) teşekürler
benim baya bi imha hatalarım
halfabemde
Bunların eksik harf sayısıyla ilgisi var mı?
cimenpeyzaj
15-02-2007, 22:36
;) ****** yok ama dediğim gibi bazen de okuduğum gibi yazıyorum. ama elimden geldiği kadar düzeltmeye çalışacağım
teşekürler. :o
Peki, sizi takip edeceğim...
cimenpeyzaj
15-02-2007, 23:23
her seferinde hatalarımı yüzüme vuracaksınız lütfen
Gönder tuşuna basmadan yazdıklarınızı okuyun. Ben konuşur gibi yazarım, şu kadar harf kullanırım gibi mazaretler geçerli olamaz değil mi?
Hatalarınız söylenmesini istemiyorsanız dikkat etmeniz gerekmez mi? Dakikada şu kadar yazı yazacaksınız diye bir zorunluluğunuz olduğunu sanmıyorum. Acele etmeyin lütfen :)
Yücel Özlem
17-02-2007, 21:58
-Türkçe'nin önemli şairlerinden biri kabul edilen, İran’da yetişen, Şehriyar'ın El Kimin adlı şiirinden.
Şehriyar'ım gözüm yaşı sel kimin,
Garip sen mi vetanında el kimin,
Sevdan üreğimde kara yel kimin,
Heç elden özgeye gardaş olar mı?
Haramzadalardan yoldaş olar mı?
Şehriyar'ım, incinmeyin sözüme,
Dost acı danışar dostun özüne
Gah ağlaram, gah vururam dizime
Heç elden özgeye gardaş olar mı?
Hayından, uğrudan yoldaş olar mı?
-İranda Türkçe yazmanın yasak olduğu bir dönemde çektiği acıları yansıtıyor.
Sebahattin
19-02-2007, 11:25
Peki, sizi takip edeceğim...
Bir de burayı takip edin. Cevap yazacaktım ama bir de baktım ki ne nokta var ne virgül ne de büyük küçük harf.
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=76688#post76688
Hepsini takip etmek mümkün değil. Bu herkese düşen bir görev. Yazı ciddi boyutta hatalar içeriyorsa kimse cevap vermemeli ve nedeni yazılmalı. Sen de bunu yapmışsın işte :)
lerdemir
19-02-2007, 11:30
Sevgili Sebahattin Bey, sanırım vurgunuz yeni üyemiz "ahyar" üzerine; ancak hangi birini takip etsinler, hangi birini... :mad:
Sevgili Malina; cevapsızlık nedeni anlatılmamış bir tek ;)
Foruma yeni üyeyim. Türkçe'mize gösterdiğiniz önemi takdirle karşılıyorum.
Yücel Özlem
28-02-2007, 23:24
Foruma yeni üyeyim. Türkçe'mize gösterdiğiniz önemi takdirle karşılıyorum.
Sayın maske6, aramıza hoş geldiniz. Ağaçlar.net ailesi, sizin gibi duyarlı katılımlarla güçlenecektir. Sevgiler!
a h m e t t o g a y
01-03-2007, 13:00
Benim hatalı kullanılan g - ğ takıntım var. Forumda gezerken bu hatanın burada da yapıldığını gözlemledim. kg yerine kğ veya program yerine proğram gibi. Bu örnekleri çeşitlendirmek mümkün. Başka bir örneği daha var ki;
TEM'de İstanbul'dan Mahmutbey gişeler istikametine doğru giderken, otogar sapağından hemen önce bir trafik levhası var, OTOĞAR yazıyor. Gene aynı levhada SULTANÇİFTİĞİ yazmakta yani bir levhada iki imla hatası var. Bu levha yaklaşık 6 yıldır orada durmakta, karayolları, büyükşehir belediyesi ve gazeteleri haberdar ettim ama sonuç nafile. 1/3/2006 Bugün geçtim hala değişiklik yok...
Yücel Özlem
01-03-2007, 23:11
-Sayın Ahmet Togay, duyarlılığınız için teşekkürler. Bu yanlışları düzeltmenin bir yolu olmalı.
-Bu levha Belediyeye mi ait, yoksa Karayollarına mı?
-Benim de takıntım var. Ben de biraz uğraşayım.:) :)
a h m e t t o g a y
02-03-2007, 00:26
Karayolları olmalı, zira belediye kesinlikle üzerine alınmamıştı. Karayollarına en az 3 ya da 4 kez muhtelif kanallardan bildirdim.
Evet, garip ama benim buraya gelişim tamamen farklı oldu.
Siteyi internette dolaşırken yarım saat önce gördüm. Aslında aradığım şey orman veya bitki ile ilgili değildi. Bizim forumdaki insanları imla konusunda bir hizaya getirmek için bir süredir deli gibi çalışıyorum. Malum nasıl bir nesil yetiştirmişsek, sadece internete bağlı değil kötü eğitimden kaynaklanan bilgisizlik de cabası. Herkez, yanlız, yalnış, ****, bitişik de/da'lar yazılarda havada uçuşuyor. :D
İşte böyle bir durumda ben forum yöneticisi ve cansiperane bir Türkçe savunucusu olarak imla konusunun önemini arzeden yazıları netten toplayıp, forumdakilere gösteriyorum. İlk başta oldukça sert tepkilerle karşılaşmış olsam dahi, umursamadan doğru bildiğim şekilde pek çoğunu dize getirip doğru düzgün Türkçe kullanmalarını sağladım diyebilirim. Tabii halen katedilmesi gereken uzun bir yol var. :D
İşte böyle bir araştırmada bulunan kayıtlar içinde sizin siteniz de vardı. Bu başlığı baştan sona okudum ve sizlere bakınca bir ara kendimi aynada görür gibi oldum. Sizin avantajınız burada çok sayıda destekçinizin olması. Bunun kıymetini bilin! :) Türkçe'ye verdiğiniz önem ve destek için ben de kendi adıma teşekkür ederim.
Kartal Yüksel
Kesme işareti kullanılmayan durumlar
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığına, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Mavi Köşe Bakkaliyesinden, Gimanın.
UYARI : Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün.
UYARI: Unvanlardan sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Cumhurbaşkanınca, Başbakanca, Türk Dil Kurumu Başkanına göre vb.
UYARI: Akım, çağ ve dönem adlarından sonra gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Eski Çağın, Yükselme Döneminin, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına.
Kaynak (http://tdk.org.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF3 8C9FF22CFEEDAF0)
Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında
Başlığın yanlış olduğunu yeni öğrendim ve düzelttim :)
Doğrusu:
Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Teşekkürler Marcel :)
Kesme işareti kullanılmayan durumlarda ,
Kullanıyormuşum meğer. :(
Teşekkür ederim.
Yücel Özlem
06-03-2007, 01:10
Karaman (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=3302) sayfasındandan
Dil konusundaki hassasiyetiniz için teşekkür ederim. Benim yıllardır çok önemsediğim bir konu. Bu gün Japon halkı teknolojide bir yerlere gelmişlerse; bunu bin yıllık dil, gelenek-göreneklerine borçludurlar. Çünkü bir önceki neslin yaptıklarını anlamış ve bağlarını koparmamışlardır. Biz de öyle olmak zorundayız diye düşünüyorum.
Selam ve saygılarımla.
-Teşekkürler, sevgiler
Yücel Özlem
06-03-2007, 13:01
-Değerli Üyeler, aşağıda iki alıntı var. Alıntıladığım bu iki yazı aynı firmaya ait. Birincisi firmanın kendi sitesinden alındı. Büyük harf, kesme işareti, nokta, virgül, noktalı virgül, parantez gibi işaretler yanında paragraf gibi bir düzenleme aracı da kullanılmış. Demek ki bu firmada bunları kullanmayı bilen birileri var. Kendi sitelerinde bunları kullanmaya özen göstermişler.
Firmamız 5 yıllık arge çalışması süresinde Amerika'dan bir toprak profesörü ve Kanada'dan Kimya doktoru ile birlikte bu ülkelerde ve uluslararası organik tarım ve organik ürünler hakkında geniş araştırmalar sonucunda; ülkemizdeki üniversitelerde hocalarımızla yaptığımız çalışmalarıda birleştirerek imalatımıza geçmiş bulunmaktayız.
Organik toprak, toprak düzenleyiciler, organik gübreler ve alternatif (topraksız) tarım ürünlerini üretmekteyiz. Ülkemize uygun olan ürünleri tesbit edip imalatını yapmaktayız. Ürünlerimizin hammadde kaynakları kendi ruhsatlı maden sahalarımızdan tamamen organik ve doğal minerallerden elde edilmektedir. Bu sebeple şirketimizin prensibi; en ucuz ve en kaliteli ürünleri Türk tarımına ve kullanıcılara sunmaktadır.
Aşağıdaki ikinci alıntı ise Ağaçlar.net (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2879)ten. Aynı firmanın bu yazısına bakınız.
merhaba doga ve ağac dostu hemşerim biz bor karma organize sanayii de türk ve dünya tarımı na hizmet için 25 yıl il dışnda kaldık tan sonra organik toprak düzenleyicileri ve organik gübre üretimi yapmaya yeni başladık bildiğiniz gibi kimyevi gübreler le hem toprağımızı hem bitki ,ağaçlarımızı daha sonra da kendimizi kanserojen yiyeceklerle zehirliyoruz bizler bildiğiniz karıyla da olsa bişeyler yapmalı ve dünyamızı gelecekde de yaşanabilecek halde bırakmalıyız görüşmek üzere fabrikamıza bekleriz www.ariozorganik.com
-Kendi evinde, işyerinde, sokakta, çeşitli toplantılarda hep mazbut giyimi ile tanınan komşunuz, sizi ziyarete ayıplı(?...) bir kılıkta gelirse, ne düşünürsünüz? Nasıl bir tepki gösterirsiniz?
Sitelerini hazırlayan firma bu konuda özenli imiş diye düşünürüm :)
lerdemir
06-03-2007, 21:47
Vay canına!
Ben de kendimi dilbilgisi kuralları hakkında oldukça yeterli zannederdim.
Aşağıdakileri okuyunca "kimbilir alınacak daha ne kadar çok yolumuz var" diye sormaktan alıkoyamadım kendimi...
Teşekkürler malina.
Kesme işareti kullanılmayan durumlar
Kaynak (http://tdk.org.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF3 8C9FF22CFEEDAF0)
Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında
Başlığın yanlış olduğunu yeni öğrendim ve düzelttim :)
Doğrusu:
Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Teşekkürler Marcel :)
Su_Toprak
13-03-2007, 23:07
Önemli ve hassas konular.
Abiler, ablalar, kardeşler...
Türkçe sanıldığı kadar kolay bir dil değil...
Dipsiz kuyu gibi sanki...
Bazen TDK yetkililerine kızıp kendi bildiğimi okuyorum... Nitekim onlarda insan (Kendimi rahatlatıyorum bu şekilde)
* * *
Bir iki örnek vereyim, çıkın çıkabilirseniz işin içinden...
Kırklareli'den DOĞRU
Kocaeli'den YANLIŞ
Şimdi fark nerede?
Kırklar eli..
Koca eli.. Her ikiside birleşik kelimeden türemiş özel isim..
Kırklareli'den arkadaşım geldi cümlesindeki gibi Kocaeli'den arkadaşım geldi olması gerekmezmi?
Olmuyor işte... Kocaeli'nden olması gerekirmiş..
* * *
Diğer bir örnek..
Onun beyaz ayakkabısı var...
Bu mantık ile düşünürsek,
Onun beyaz buzdolabısı var... Olması gerekmez mi?
* * *
lerdemir
14-03-2007, 22:11
Hemen düzeltelim; dahi anlamındaki "-de" ve "-da"lar ardından geldikleri kelimeden ayrı yazılır.
Ayrıca "abi" değil, "ağabey" yazar kitap, ama artık öyle söylemez olduk...
Bir de, soru eki olan "-mi" de yukarıdaki dahi ekleri gibi ayrı yazılır...
Konunun başından beri yazılanlara bir kez daha işaret etmek adına vesile olmak istedim.
Sevgilerle...
Abiler, ablalar, kardeşler...
Bazen TDK yetkililerine kızıp kendi bildiğimi okuyorum... Nitekim onlarda insan (Kendimi rahatlatıyorum bu şekilde)
Kırklareli'den arkadaşım geldi cümlesindeki gibi Kocaeli'den arkadaşım geldi olması gerekmezmi?
Olmuyor işte... Kocaeli'nden olması gerekirmiş..
TÜRKÇE KORUMAYA ALINIYOR
Türkçedeki Bozulma ve Yabancılaşmanın Araştırılması, Türkçenin Korunması ve Etkin Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz'ı dinledi.
Dilin bir millet ve toplumun varlığı için taşıdığı değerin çok yüksek ve çok yönlü olduğunu anlatan Korkmaz, ''Türkçemiz, yalnızca Türkiye'de yurttaşlar arasında günlük konuşma ve yazışmalarda yer alan karşılıklı bir anlaşma aracı olmaktan ibaret değildir'' dedi. Dilin, toplumun bireyleri arasında sosyal akrabalık bağı kurduğuna işaret eden Korkmaz, ''Bir topluma millet niteliği kazandıran da o topluma özgü gelişmiş bir dilin varlığıdır'' diye konuştu.
Korkmaz, dilin aynı zamanda düşüncenin kaynağı olduğuna işaret ederek, yaratıcılığın da ancak yüksek düzeyde bir dilin varlığıyla ortaya çıkabileceğini
söyledi.
-DİL VE KÜLTÜR İLİŞKİSİ-
Dil ile kültür arasındaki bağlantının önemini vurgulayan Korkmaz, ''Dil, bir kültür hazinesidir ve kültürün aynasıdır'' dedi. Dil ile kültür arasında sıkı bağlantı bulunduğunu bildiren Korkmaz, dilin kültür zenginliğinin göstergesi olduğuna işaret etti. Kültür bakımından yüksek düzeyde olan milletlerin dillerinin de zengin olduğunu kaydeden Korkmaz, ''Gelişmiş bir dil, edebiyat, sanat, bilim ve felsefe alanlarında üstün değerde eserler verebilen bir dil demektir'' dedi.
Korkmaz, dilin aynı zamanda kültür değerlerinin geleceğe aktarılma aracı olduğunu ifade ederek, dil olmadan birikimlerin geleceğe aktarılamayacağını hatırlattı.
-''KİMLİK BELGESİ''-
Korkmaz, dilin bir millet için ''kimlik belgesi'' niteliğinde olduğunu vurgulayarak, ''Eğer bu kimlik belgesi, zaman içinde yozlaşarak eriyip kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa o dili konuşan toplum veya millet de kimliğini yani varlığını yitirir ve eriyip yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır'' diye konuştu.
Dil Devrimi'nin dilin Türkçeleşmesi yönünde büyük yol alınmasına neden olduğunu anlatan Korkmaz, Türkçenin bugün bazı sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti.
-YOZLAŞMA-
Türkçede bir yozlaşma döneminin başlamış göründüğünü ifade eden Korkmaz, Türkçenin yozlaşmasına yol açan bazı nedenlere dikkati çekti. Bunların başında söyleyiş ve yazım yanlışlarının geldiğini belirten Korkmaz, ''Son yıllarda radyo ve televizyon kanallarında sık sık göze çarpan ve dil duygusu, dil zevki ve kültür düzeyi yüksek olanları fazlasıyla rahatsız eden bir durumdur'' dedi Korkmaz'a göre diğer sorunlar ise ''kısa hecelerin uzun, uzun hecelerin kısa okunması, ses değişmelerinden doğan yanlış söyleyiş, söyleyişte vurgu ve duraklama yanlışları, gençler arasında argo konuşmaların artması ve yazım yanlışları.''
Dilde bozulma ve yozlaşmanın artmasının, söz varlığının gittikçe daralmasına yol açacağını vurgulayan Korkmaz, bunun da toplumun kültür değerlerinde öküntü oluşturacağını söyledi. Böylece kültür ve dildeki yaratıcılık ve gelişmenin köstekleneceğini kaydeden Korkmaz, ''Millet varlığının can damarını urutur, dil kaybı kültür kaybına yol açar'' diye konuştu.
-ÖNERİLER-
Korkmaz, ilk ve ortaöğretimde sağlıklı, kapsamlı ve bilinçli bir Türkçe öğretiminin sağlanması gerektiğini belirterek, var olan aksaklık ve bozulmaların büyük kısmının eğitim yetersizliğine dayandığını söyledi. Bu konuda gerekirse eğiticilerin de eğitilmesini isteyen Korkmaz, bir dönem açılan kısa süreli eğitim enstitülerinin verdiği zararları hatırlattı.
Dil bilgisi kitaplarının yetersiz; içeriğinde çelişkiler bulunduğunu belirten Korkmaz, Türkçenin korunmasıyla ilgili bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Üniversite giriş sınavlarında test sisteminin uygulanmasının da Türkçe eğitimini etkilediğini kaydeden Korkmaz, Türkçe derslerinde yazılı ve sözlü anlatıma ağırlık verilmesini istedi.
Prof. Dr. Korkmaz, 1965 yılından sonra farklı kişilerin farklı imla kılavuzları hazırladığını hatırlatarak, Cumhuriyetin 84. yılında hala imla konularının tartışıldığına dikkati çekti.
-''ENGELLENSİN''-
TDK'nın hazırladığı bir imla kılavuzunun temel alınmasını ve birbirinden farklı imla kılavuzlarının piyasaya sürülmesinin engellenmesini isteyen Korkmaz, ''Dilimizdeki yabancı kökenli alıntı kelimelerin, 'tasfiyecilik' veya 'arı Türkçecilik' anlayışıyla dilden sökülüp atılması, dilde ırkçılık yapmaktır'' dedi.
-''POLİTİK ÇATIŞMA''-
Korkmaz, ''Bir de dilimizi, ilericilik-gericilik gibi politik ve gereksiz tartışmalara alet etmekten ve tasfiyecilik saplantısından kurtararak yüzyılların oluşturduğu bugünkü canlı yapısıyla geliştirip; çağdaş dünya şartlarının gerekli kıldığı yeni söz ve terimlerin üretilebilmesi için gayret sarf edilmelidir'' diye konuştu.
Dünya koşulları nedeniyle dile hızla giren yabancı sözlere karşı mutlaka yerinde karşılık bulunmasını isteyen Korkmaz, ''Üretilen kelimeleri, yazılı ve sözlü basın ile topluma benimsetmek güç oluyor. Çünkü bu konuda yabancı hayranlığı ve umursamazlık ağır basıyor. Herhalde özel yaptırımlara gereksinim var'' dedi.
-TÜRK DÜNYASININ ORTAK DİLİ-
Korkmaz, Türkiye Türkçesinin Türk dünyasında ortak iletişim dili durumuna getirilebilmesinin, Türk dünyası liderleri ve hükümet başkanları arasında ortaklaşa yazılı anlaşmaya varılmasıyla mümkün olduğunu bildirerek, ''Elbette buna Latin alfabesi temelinde bir alfabe birliği de eklenmelidir'' diye konuştu.
Kaynak (http://www.habervakti.com/detay.asp?id=26471)
Hemen düzeltelim; dahi anlamındaki "-de" ve "-da"lar ardından geldikleri kelimeden ayrı yazılır.
Ayrıca "abi" değil, "ağabey" yazar kitap, ama artık öyle söylemez olduk...
Bir de, soru eki olan "-mi" de yukarıdaki dahi ekleri gibi ayrı yazılır...
Konunun başından beri yazılanlara bir kez daha işaret etmek adına vesile olmak istedim.
Sevgilerle...
Haklısın, bilmemize rağmen yine de yanlış yapıyoruz. O kadarlık da olsun artık. :cool:
Yanlış-ın, yalnış yazıldığı,
Yalnız-ın, yanlız yazıldığı vs vs. (hem de üniversite mezunları tarafından)
Keşke tüm yanlışlıklar ağabeyi kelimesinin ağbi olarak yazılması ile sınırlı kalsa.
* * *
Tüm suçu öğretmenlere yüklemek doğru değil belki ama ben suçu öğretmenler de görüyorum...
Sınav sistemleri de ayrı bir konu... Kutucuk işaretler geç git olmamalı, öğrenciler dertlerini yazarak anlatamaz duruma geldiler, yazı yazabilmeleri bile nerdeyse başarı sayılacak..
Bu konuyu açan Malina'ya teşekkür etmek gerek...
Yücel Özlem
17-03-2007, 09:10
Sayın Sevelim, "TÜRKÇE KORUMAYA ALINIYOR" adlı haberi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim .:)
Yazıyı, defalarca, ibretle okudum. Efendim, sağolunuz.
Bilmemekten kaynaklanan ya da gayri ihtiyari olarak yapılan hataları en azından düzeltme imkanı var.
Peki ya kasıtlı olarak uygulanan imla hatalarına ne yapılabilir?
Günümüzde "chat" kültürü maalesef bilhassa gençlerimizin lisanını kıyasıya dejenere etmekte. Hatta o derece ki, sadece imla değil telaffuz da bundan nasibini almış durumda.
Buna dur demenin bir yolu olmalı, sizce de öyle değil mi?
Genel olarak ne yapılır bilmiyorum. Birileri düzeltme işini yüklensin diye beklemenin işe yaramadığı da açık. Bu nedenle en azından denetimimizde olan alanlarda tavır koyabiliriz. agaclar.net olarak bunu yapmaya çalışıyoruz.
Yeterince uzun sürelerle uyarma ve ikna etme çalışmalarımız oluyor. Ama inatla yanlış yazmakta direnenlerin üyeliklerini (üzülerek) askıya alıyoruz.
Selahattin Yılmaz
23-03-2007, 19:16
Tebrikler Derya Hanım, sevindim buna. Ülkemize sahip çıkan ve doğa adına bir şeyler yapma çabası içinde bulunan sizler gibi dostların tükenmemesi dileğiyle.
Sevgili carpnus bizler doğa adına bir şeyler yaptığımız kadar Türkçe'nin doğru kullanımı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669) adına da bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. ;) Sizin de doğa konusunda istekli gördükçe bu hassasiyeti kazanacağınızı da düşünüyoruz.
Merhaba Vildan Hanım,
Yeni üyelerinizden biriyim.
Internet sitenizde Türkçe dil kurallarına dikkat edilmesini istemenize sevindim ve bu isteğinizi takdirle karşılıyorum. Ama bir şeyi de vurgulamadan geçemeyeceğim; Internet sitenize üye olunurken istediğiniz bilgiler içinde "e-mail" adresi de var; ben olsam, bu İngilizce sözcüğün yerine Türkçesini, yani "e-posta" yazardım.
Temiz bir dünya dileğimle...
Saygılar.
beyağıllı
24-03-2007, 23:48
Merhaba Vildan Hanım,
Yeni üyelerinizden biriyim.
Internet sitenizde Türkçe dil kurallarına dikkat edilmesini istemenize sevindim ve bu isteğinizi takdirle karşılıyorum. Ama bir şeyi de vurgulamadan geçemeyeceğim; Internet sitenize üye olunurken istediğiniz bilgiler içinde "e-mail" adresi de var; ben olsam, bu İngilizce sözcüğün yerine Türkçesini, yani "e-posta" yazardım.
Temiz bir dünya dileğimle...
Saygılar.
aslında e-posta Türkçe kelime değil bunun yerine konulacak kelimeyi Atamızın kurduğu ama son senelerde işlevliğini tamamen kaybetmiş Türk dil kurumunun araştırıp bulması gerekiyor.Atamızın amacı da buydu zaten
Yücel Özlem
25-03-2007, 16:56
Kağan Hocam, ağzınıza sağlık. Sanırım doğrusu da bu olmalı.
pardon selahattin bey türkçenin neresinde yanlış kullanımı yaptığımıda söylerseniz hem sevinir hem de görme imkanı elde etmiş olacağım.
Selahattin Yılmaz
25-03-2007, 17:05
pardon selahattin bey türkçenin neresinde yanlış kullanımı yaptığımıda söylerseniz hem sevinir hem de görme imkanı elde etmiş olacağım.
Pardon Selahattin Bey, Türkçe'nin neresinde yanlış kullanım yaptığımı da söylerseniz, hem sevinir hem de görme imkanı elde etmiş olacağım.
peki cümle içinde bir cins isim olan bey kelimesi özel isimle ilişkilendirilince büyük mü yazılması gerek?
ben bunu bilmiyordum da...
aydınlatırsanız sevinirim.
şayet öyle ise ben Mine hanım, yazarken de yanlış yapıyormuşum... :(
Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kaymakam Erol Bey, Sayın Prof. Dr. Hasan Eren, Hamdi Bey, Mustafa Efendi, Mine Hanım, Bay Ali Çiçekçi, Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Doktor Behçet Uz, Mareşal Fevzi Çakmak, Yüzbaşı Cengiz Topel; Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Genç Osman, Deli İbrahim, Avcı Mehmet, Nişancı Mehmet Paşa, Deli Petro.
tdk (http://www.tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF1 ACFAB512C425173)
:)
Pardon Selahattin Bey, Türkçe'nin neresinde yanlış kullanım yaptığımı da söylerseniz, hem sevinir hem de görme imkanı elde etmiş olacağım.
"Pardon Selahattin Bey, Türkçe'nin neresinde yanlış kullanım yaptığımı da söylerseniz, hem sevinir hem de görme imkanı elde etmiş olurum."
Teşekkürler sayın malina,
veya
Teşekkürler Vildan Hanım
sanrım ilk cümlemde hata var....?
doğrusu
Teşekkürler Sayın malina... mı yoksa rumuzlar da uafak kalabilir mi...
ok buldum,
Takma adlar da büyük harfle başlar: Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), Demirtaş (Ziya Gökalp), Tarhan (Ömer Seyfettin), Aka Gündüz (Hüseyin Avni, Enis Avni), Kirpi (Refik Halit Karay), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel), Server Bedi (Peyami Safa), İrfan Kudret (Cahit Sıtkı Tarancı), Mehmet Ali Sel (Orhan Veli Kanık).
yani
Sayın Malina,
olacak doğrusu ama ben nedense kendi adıma praecox'un ufak yazılmasından yanayım...
İnci Akalp
25-03-2007, 20:25
Ben Türkçe'nin doğru kullanılmasına gönül vermiş herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu siteyi bahçe konusunda araştırma yapaken buldum, ama üye olmak istememin en büyük sebeplerinden birisi dilimizin kullanılışında gösterilen hassasiyet oldu. Emeği geçen herkese tekrar teşekkürler.
Yücel Özlem
25-03-2007, 21:51
Ben Türkçe'nin doğru kullanılmasına gönül vermiş herkese teşekkür etmek istiyorum. Bu siteyi bahçe konusunda araştırma yapaken buldum, ama üye olmak istememin en büyük sebeplerinden birisi dilimizin kullanılışında gösterilen hassasiyet oldu. Emeği geçen herkese tekrar teşekkürler.
Sayın Pearls, kadirşinaslığınız için, ben de size teşekkür ederim. Sizlerin desteği bizi daha da güçlendirecektir.
öncelikle arkadaşlar ben derya hanım için bir tebrik msj ını aşağıdaki gibi yazdım
Tebrikler Derya Hanım, sevindim buna. Ülkemize sahip çıkan ve doğa adına bir şeyler yapma çabası içinde bulunan sizler gibi dostların tükenmemesi dileğiyle.
ve bana selahattin bey tarafından
Sevgili carpnus bizler doğa adına bir şeyler yaptığımız kadar Türkçe'nin doğru kullanımı adına da bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Sizin de doğa konusunda istekli gördükçe bu hassasiyeti kazanacağınızı da düşünüyoruz.
bir msj yazmış saolsun eksik olmasın
özel msjda da belirmiş zaten İlgili başlığa karşılaştırma yapacağınız bir mesaj yazdım diye.
şimdi siteye bakıyorum ve birde bana yazılan yazıyı okuyorum.bir bağlantı kurmak istiyorum ama malesef kuramıyorum.burda site için doğa ilgili yararlı olacak bir şeyler yazsanız neyse gelmişsiniz hiç alakası olmayan türkçeyi düzgün kullanın diyorsunuz.
anladım demek istediğini ancak burda i,nsanlar ellerinden bir an önce yararlı şeyler yapalım derken aman sakın yanlış yazmayayımda birde onun için mi oyalanacaklar bırakın allah aşkına ya gelmişsiniz nelerle uğraşıyorsunuz.sözlü olarak desen de neyse diyecem ama..
burda eleştirilecek üye arıyorsunuz ne yapmaya çalışıyorsunuz bıurakın herkes nasıl yazıyorsa yazsın kendini tam analamıyla ifade edebildikten ve anlatmak istediğini anlatabildikten sonra ha eğri yazmış ha doğru yazmış ona mı bakacaksınız ayıp ayıp uğraştığınız şeylere.
türkçeyi doğru kullanmak istiyorsanız kimse market kelimesini kullanmasın marketin yabacı kelime olduğunu herkes bilsin orijinal ismi dükkan bu kelime yi kullanın kimse internet kelimesini kullanmasın orijinal kelimesi örüt ağıdır.vb çok örnekler var.o zaman siz bunlarla herkesi biliçlendirin böyle boş zamanlarda boşişlerle uğraşmayın lütfen.
Değerli Yöneticiler, siteye dün üye oldum ve kendinizi tanıtın bölümüne mesaj yazmaya hazırlanırken baktımki mesaj yazan her 3 üyeden neredeyse 2'si uyarılmış...bu durumu görünce imla kurallarını sizin istediğiniz düzeyde bildiğim için yazmaktan vazgeçtim.
Sitede "Yeni üyeler neden yazışmalara katılmıyor?" diye bir anket açmışsınız, bence üyeler uyarılmaktan çekiniyor diye bir şık ilave ederseniz neden yazışmalara katılmadıkları daha net ortaya çıkacaktır.
Bence kurallar daima geçerli olmalı, ben çoğu kez uyarılıyorum ama önemli değil,
önemli olan türkçemiz.
Ferda Ülkümen
27-03-2007, 13:47
Her ne kadar yazarken çekinsem de ,yanlış yapmamak için konuyu kısaltsam da,zaman zaman uyarılsam da,okuduklarımı anlıyabildiğim için yöneticilere bu konuda teşekkür ediyorum
İnternet ve chat kullanımı ile yazma alışkanlıklarımız değişmişti, toparlanmamız iyi geliyor vallaa:)
Eskiden neredeyse sesli harfleri kullanmadan cümleler kuruyorduk.
"***. mllet, nbrsinz frmda trkçyi dğru kllnma knusnda ttiz dvranlyr, plz.krllra uyalm." gibi...
iyi gunler, ben turkceme guvenemedigim icin,yazilarimi bir baskasi duzeltip ayni zamanda da turkcelestiriyor. Daha once hazirlanmis yazilarimi kopye etmek istiyorum ama beceremedim. Yardimci olabilirmisiniz.
Saygilarimla
Derya Özen
27-03-2007, 17:10
Kagan Bey'in sözlerine sonuna kadar katılıyorum. Her ne kadar Tükçe konusunda uyarı yesem de bunu büyüklerimin bana telkini kabul ediyor ve kimseye kırılmıyorum.
iyi gunler, ben turkceme guvenemedigim icin,yazilarimi bir baskasi duzeltip ayni zamanda da turkcelestiriyor. Daha once hazirlanmis yazilarimi kopye etmek istiyorum ama beceremedim. Yardimci olabilirmisiniz.
Saygilarimla
Ben güvenemediğiniz Türkçenizi çok merak ettim. Bence bildiğiniz gibi yazın, başkasına düzelttirmeniz azap olabilir :)
Ilginize tessekkur ederim Mujgan Hanim, musadelerinizle bir sorum daha var. Yazilarimin daha once baska yerde yayinlanmis olmasinin bir mahsuru varmi?
Pardon, yazilarimin konusunun cicekler ve Ikebana oldugunu ilave eederim.
Yayınlanmış olmasının önemi yok. Tabii internette her köşe başında çıkan yazılardan söz etmiyorum... Uzun zamandır yurt dışında yaşadıkları için Türkçeleri bozuk olanları anlayışla karşılıyoruz merak etmeyin... :)
Ben bu konuda cok sansli sayilirim cunku yazilarimi duzeltip turcelestiren degerli arkadasimla sanki bir kalemmis gibi calisiyoruz. Ilginize tesekkur eder,
sizlere kendimi tanitabilecek ilk yazimi yolluyacagim. Saygilar
Yazinin adi CECEK BANU
öncelikle herkese iyi akşamlar arkadaşlar sanırım bu konu özellikle benim yazımdan sonra arkadaşlar bir şeyler söylemişler eksik olmayın iyi doğru söylüyorsunuz ve aynı şeylere bende katılıyorum; ancak heralde yazılanları tam okumadınız.
birincisi; ben yazımı bu konuda açmadım ayın üyesi seçiminde yazmıştım ve orada gözükmüyor
ikincisi; beni eleştiren selahattin beyin hangi konuda eleştri yaptığını da anlayamadınız diye düşünüyorum.daha iyi anlayabilmeniz için;
benim yazdığım
tebrikler derya hanım, sevindim buna. ülkemize sahip çıkan ve doğa adına bir şeyler yapma çabası içinde bulunan sizler gibi dostların tükenmemesi dileğiyle.
selahattin beyin eleştirdiği konu
Tebrikler Derya Hanım, sevindim buna. Ülkemize sahip çıkan ve doğa adına bir şeyler yapma çabası içinde bulunan sizler gibi dostların tükenmemesi dileğiyle.
buradaki eleştirilen kısımı göreceksiniz ki büyük harf yerine küçük harf yazılmış.örneğin yani teşekkür yerine *** yazılsa tamam derimde büyük harf yerine küçük harf yazıldı diye eleştride yapılsa ve konuyu anlamadan yazan arkadaşlarda konuyu anlayıp eleştirilerini yapsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.ha bu konuda da eleştirinizi yapın, türkçemize herkesten çok ben sahip çıkarım bilmeyenlere de söyleyeyim.
bu arada unutuyordum, Türkçemize sahip çıkma adına bye bye Türkçe adlı Oktay Sinanoğlunun kitabını herkesin okumasını temenni ederim.
Yücel Özlem
27-03-2007, 21:28
bu arada unutuyordum, Türkçemize sahip çıkma adına bye bye Türkçe adlı Oktay Sinanoğlunun kitabını herkesin okumasını temenni ederim.
Teşekkürler Carpnus, Sayın Oktay SİNANOĞLU'nun "bye-bye" Türkçe adlı kitabını buldum. :) Okuyorum.
Benim Türkçem tam anlamıyla berbat.
Bir mesaj yazıyorum, her yerinde hata yapmışım.
Kelimleri eksik, yanlış yazıyorum, yazım hataları her yerinde..hele bir cümleler kuruyorum evlere şenlik..Sonra yolladan önce dönüp bir okuyorum. Yetişeceğim bir yer yok. Oturup hatalarımı tek tek düzeltiyorum. Nedeni basit yazdıklarımı okuyan insanlara ve kullandığım dile karşı saygım olmalı. Üstelik bu Kagan'ın dediği gibi Türk olmakla da sınırlı değil, ana dili başka olanlar için de geçerli dili düzgün kullanmak.
Bu mesajda da bir sürü hata yapmışım okudum tekrar düzelttim.
Önemli olan bilmemekten kaynaklanan hatalar değil, bile bile yapılanlar.
Buyrun, buna rağmen hatalı yer kalmış. Yücel Özlem sağolsun...onu da düzelttim.
türkçemize herkesten çok ben sahip çıkarım bilmeyenlere de söyleyeyim.
Biraz kim vurduya gitmişsiniz, kusura bakmayın :) Türkçe ile ilgili konuşmalar, o konunun altına uymadığı için buraya ben taşıdım.
İki gündür üzüntü ile okuyorum forumdaki son yazıları.. Benim -nacizane- siteye ilk girdiğim günde farkına vardığım ve inanılmaz derecede hoşlandığım bir konu idi Türkçe'nin doğru kullanılması.. Tabii ki ufak -tefek hatalar olabilir. Zaten forumlarda o kadar da katı davranılmıyor kimseye.. Birazcık daha dikkatli olunması bile yeterli.
Ama, zaman zaman bazı yazıları okurken inanın gözlerim yoruluyor. Bilgi çok önemli olmasına rağmen okurken yoruluyorum. En azından paragraf kullanmak bile yazıyı rahatlatabiliyor.. Burada verilen bu bilgileri merakla okuyorum.. Aslında çok da zevkli..;)
Bu arada; yıllarca (özellikle de Basın Sektöründe) Üst Düzey Yönetici Asistanlığı konumunda çalışmış biri olarak, konunun iş yaşamındaki önemini, pek çok genç arkadaşımız için de, bu konunun aslında iş hayatına atıldıklarında karşılarına çıkacak ve kendilerini -büyük ihtimalle- zorlayacak bir konu olduğunu biliyorum. Burada alıştırma yapmaları bile ileride iş yaşamlarında kendilerine çok büyük artılar sağlayacaktır.
Mesela, daha Türkçe'yi bile doğru kullanamayan birinin Avukatım olmasını istemezdim şahsen..:eek: Konunun önemini vurgulamayı başaramaz ki savunma yazarken! Ya da çocuğuma 'Öğretmenlik' yapmasını.. Veya ülkemi dış politikada temsil etmeye çalışmasını.. Ki; üzülerek izliyoruz örneklerini.. Öylesine çok ki..:(
Ayrıca her sitenin kendine özgü bir yapısı ve kuralları vardır. Şirketler gibi.. Bu kuralları bilerek katılım yaparsınız. Seviyeli olmak öncelikle üslup ile ilgilidir. Üslubunuz yanlış ise hiç bir yerde kabul göremezsiniz.. Artık yazınızın, ya da konuşmanızın doğru olup olmadığı öncelikli değildir.. Öncelikli olan tarzınız, tavrınızdır. Günlük hayatınızda bunu yaptığınızda görebileceğiniz tepkiyi (olumlu ya da olumsuz) burada yazarken de görmeniz gayet doğaldır.
Ben, Türkçe'nin doğru kullanılması konusuna önem verilmesini yürekten destekliyorum ve kesinlikle en önemli değerlerimizden biri olduğuna inanıyorum..
İnci Akalp
29-03-2007, 00:02
Ben, Türkçe'nin doğru kullanılması konusuna önem verilmesini yürekten destekliyorum ve kesinlikle en önemli değerlerimizden biri olduğuna inanıyorum..
Ben de bu söylediklerinize yürekten katılanlardanım. Bir dili iyi bilmek kendini doğru ifade edebilmektir. Çoğumuzun iş yaşamında artık günlük bir işlev kazanan "mail" trafiği ile herşey son sürat ilerlemekte ama bir o kadar da zaman kaybına neden olmakta.
Zaman kaybı, doğru ifade edilmemiş, bir kez bile gözden geçirilmemiş, dolayısıyla anlaşılamayan cümlelerin oluşturduğu yazıların gidip gelmesinden kaynaklanıyor. Bazen gelen "mail"leri ayıklamak bile insanın oldukça zamanını alıyor. Zaman kazanalım derken zaman kaybediyoruz. Yazdıklarımıza özen göstermek neden bu kadar zor geliyor anlamıyorum. Ana dilimize sahip çıkmak, doğru kullanmaya özen göstermek kendimize ve karşımızdakine gösterdiğimiz saygının bir parçası değil mi? Ben mi çok yaşlandım nedir??
Türkçe'nin doğru kullanılmasını teşvik etmesi, bu siteyi diğerlerinden ayrıcalıklı yapan en güzel özelliklerinden biri.. Kendimizi doğru ifade etmemiz, bilgileri doğru anlıyabilmemiz, samimi ama saygılı sohbetler edebilmemiz için bize
olanak sağlıyor. Emeği geçen herkese tekrar teşekkürler..
inci
Bekir S.
31-03-2007, 21:52
Arkadaşlar bende Türkçe'nin düzgün konuşulmasından yanayım, özelliklede toplumun olduğu yerlerde radyo ve televizyonlardaki bazı sunucular beni kahrediyor. İmla kurallarını iyi bilmem ama hiç değilse düzgün yazalım.
lerdemir
04-04-2007, 21:41
Sağduyu galip gelirmiş zaten hep...
Dil en önemli ifade aracıdır. İnsanlar arasındaki iletişim, ağırlıkla dil üzerinden sağlanır. Dolayısıyla doğru kullanılmayan dil ifadenin de eksik ve yanlış olmasına yol açacaktır, iletişimi olumsuz etkileyecektir.
Yine, kötü yazılmış bir yazı okuyucuda okuma isteği uyandırmaz. Dolayısıyla yazısının okunmasını isteyen kişi öncelikle yazısını okunur kılmaya çalışmalıdır.
Esasen konuşma ve düşünme birbirinin tamamlayısıdır. Biz insanlar (iç sesimizle) konuşarak düşünürüz. Dolayısıyla yöntemli düşünen bir insanın konuşması da düzgün olur, elbette yazısı da. İşte bu nedenden ötürü, kendini yazarak ifade edemeyen birisinin doğru da düşünemeyeceğini, yani doğru bir mantık dizgesi içinde düşünemeyeceğini, dolayısıyla yazdıklarında herhangi bir fikir aramamak gerektiğini düşünüyorum. O yüzden, şahsen ben böyle yazıları okumaya zahmet etmem. Nerede yazılmış olursa olsun.
İmla kurallarına gelince... Doğrusu insanların bu konuyu gözardı etmeleri, üstelik yukarıda gördüğüm kadarıyla bu konudaki eleştirilere olumsuz tepki vermeleri hem üzücü hem düşündürücü. Ben bunu okuyucuya yapılmış bir saygısızlık olarak değerlendiriyorum. Hem de öyle büyük bir saygısızlık olarak değerlendiriyorum ki, bunu küfürlü sözle bile eşdeğer tutabilirim ölçü vermek gerekirse. İşte benim için bu kadar önemli bir konu Türkçe yazım kuralları meselesi.
Bu yüzden kendime özel bir imza bile yaptım. Aşağıda da göreceğiniz gibi, adeta yalvarıyorum düzgün Türkçe kullanımı için.
Site yöneticilerine bu konudaki duyarlılıklarından ötürü özellikle teşekkür ederim.
İlk ve orta öğrenimde çalışan öğretmenlerimizi de göreve çağırıyorum: Yeni kuşaklarımıza Türkçe'yi iyi öğretin lütfen!
Sevgiler,
Nil
Bütün arkadaşlardan fikrini açıklamasını istiyorum.
Hepimiz çok iyi yazamıyoruz, başta ben. Sık sık hatalrar yapıyorum.
Bazılarımız bilerek hatalı yazıyor. Aradaki fark ortada.
Dilin kurallarına uymayı zorlayıcı bulan, ya burası dil sitesi mi diyenler var mı?
Yoksa ağaçlar kadar, dile de sahip çıkmayı zaten olması gereken bir durum olarak mı görüyorsunuz.
lerdemir
18-04-2007, 21:38
Aşağıdaki gibi görüyorum:
________________________________
"...Yoksa ağaçlar kadar, dile de sahip çıkmayı zaten olması gereken bir durum olarak mı görüyorsunuz."
Bence dil bir disiplindir. Bilmemek, öğrenmeye engel olmamalı. Burası da birlikte öğrenmenin tadına varacağımız platformlardan sadece biri. Buna direnmeyi ben anlamıyorum.
Yücel Özlem
18-04-2007, 22:45
Üyeler için Kullanım Kılavuzu/
***Yeni üyeler lütfen önce buraya göz atın (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2001):
Forumda, Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında yazışmaları okumanızda fayda var. Özetle; yazışmalarımızda internet dili değil, Türkçe kullanıyoruz ve imla kurallarına özen gösteriyoruz. Üyelerden de bunu bekliyoruz.
Efendim, Sitemizin bizden beklentisini, ben uymam gereken bir kural olarak algılıyorum. Umarım yanlış algılamıyorumdur.
Kimse mükemmel değildir. Ama bilerek yanlış yazmak...
Bu konuda konuşmak bile istemem.
Saygılarımla.
Börü Han
18-04-2007, 23:40
Bütün arkadaşlardan fikrini açıklamasını istiyorum.
Hepimiz çok iyi yazamıyoruz, başta ben. Sık sık hatalrar yapıyorum.
Bazılarımız bilerek hatalı yazıyor. Aradaki fark ortada.
Dilin kurallarına uymayı zorlayıcı bulan, ya burası dil sitesi mi diyenler var mı?
Yoksa ağaçlar kadar, dile de sahip çıkmayı zaten olması gereken bir durum olarak mı görüyorsunuz.
İnterneti çok kullanan bir insanım. Çeşitli sitelerde üyeliklerim oldu. Genel bir önyargı var insanlarımızda. "Ben Türkçe'yi istediğim zaman çok iyi kullanabilir, yazar ve konuşabilirim ama burada özen göstermeye zorlamanın bir anlamı yok." Bu ve benzeri cümlelerle çok sık karşılaştım.
Ama farkında olmadığımız bir konu var. Türkçe bizim anadilimiz. Türkçe'yi kurallarına uyarak yazmak bize bu kadar zor gelmemeli. Bu site Türkçe'ye yazarken dikkat etmeyi kural olarak belirlemiş. Demek ki istediği zaman Türkçe yazım kurallarına uyarak rahatlıkla yazı yazabileceğini düşünen kişiler zorlanmadan bu kurala uyum sağlayabilirler. Bu kurallara uymayı zor bulan, yazarken zorlandığını düşünen insanlar ise zaten kendilerini sorgulamalı ve anadilimiz olan Türkçe'yi öğrenmeye gayret etmelidir.
Tabi ki ufak hatalar yapılabilir. Bu hatalar iyi niyetli insanların uyarılarıyla düzeltilir ve bir süre sonra yapılmamaya başlanır. Örneğin "-de" bağlacının ayrı yazılması. Ama bir kişi inatla, birçok kez uyarılmasına rağmen aynı hatayı sürdürüyor ise tepki alması çok normaldir.
Daha bir günlük üye olarak foruma kayıt olma kararımı bu işletilen güzel kural etkiledi diyebilirim. Bazı büyük sitelerdeki inanılmaz dil katlinden son derece rahatsızım. İnsanlara kendi anadillerini düzgün kullanmak neden zor gelir anlayamıyorum. Kolaycılık sanırım. Neyse herkese merhaba yarın ful konusunda birşeyler yazmak istiyorum şimdi uykum geldi yatıyorum. Görüşmek üzere... ;)
t.kıvanç
19-04-2007, 12:31
Buraya konuyla ilgili tebessüm ettiren bir fotoğraf yüklemek istiyorum.Acaba bu nasıl olacak?
Konuyu yanıtla, seçeneğinden gir, aşağıda fotoğraf yüklemeyle ilgili seçenekleri göreceksin. Olmazsa, foruma ve galeriye fotoğraf yükleme başlığını bul, orada ayrıntılı açıklama var.
Ben de zaman zaman internette bir konuda araştırma yaparken ilgili forumlara rastlıyorum. Ama forumları incelerken karşılaştığım dejenere olmuş uslup beni hep rahatsız eder. Okumaktan vazgeçer ve kapatırım.
agacalar.net'i de yine böyle bir araştırma yaparken buldum. Konuları inceleken " forumda kullanılan Türkçe ve kurallara uyulmadığında yapılan uyarılar" beni o kadar etkiledi ve memnun etti ki -en az 10 yıldır internet kullanıcısıyım - ilk defa bir foruma üye oldum. Hatta çevremdekileri de gönül rahatlığıyla sitemize davet ediyorum. Yöneticilerin bu hassasiyetini kutluyorum.
Ek olarak dilin doğru kullanımının yanında Türkçe karşılıkları olan yabancı kelimelerin kullanılmamasını da dilimizin geleceği açısından çok önemli görüyorum. Ana dilini doğru kullanmayan bence doğru öğrenenemez ve kavrayamaz. Düşüncelerimiz kullanığımız dil ile şekilleniyor. Bunu unutmamak lazım diye düşünüyorum.
Derya Özen
19-04-2007, 15:23
Tam olarak bilemiyorum, ama dejenere Türkçe değil sanırım. Yerine yozlaşmış yazılsa daha iyi olurdu gibime geliyor. Fakat çok hoş bir anlatımınız var Sayın Zenfree.
t.kıvanç
20-04-2007, 10:04
Tam olarak bilemiyorum, ama dejenere Türkçe değil sanırım. Yerine yozlaşmış yazılsa daha iyi olurdu gibime geliyor. Fakat çok hoş bir anlatımınız var Sayın Zenfree.
'dejenere' bildiğim kadarı ile Fransızca bir kelime..
t.kıvanç
20-04-2007, 10:08
Konuyu yanıtla, seçeneğinden gir, aşağıda fotoğraf yüklemeyle ilgili seçenekleri göreceksin. Olmazsa, foruma ve galeriye fotoğraf yükleme başlığını bul, orada ayrıntılı açıklama var.
Teşekkürler.
Sizlerle konuyla alakalı ilginç bir fotoğrafı paylaşmak istiyorum.
Tam olarak bilemiyorum, ama dejenere Türkçe değil sanırım. Yerine yozlaşmış yazılsa daha iyi olurdu gibime geliyor. Fakat çok hoş bir anlatımınız var Sayın Zenfree.
Teşekkürler. Bundan sonra "yozlaşmak" sözcüğünü dağarcığıma ekledim.;)
Yücel Özlem
24-04-2007, 22:10
Ohooo ben öyle bir uyudum ki kuzenimin gösterisine bile gidemedim.
...
Sevgili Titan, alıntıladığım cümlen, epey zamandır burada paylaşmak istediğim bir konuyu, yine hatırlamama sebep oldu. Sana teşekkür ederek konuya girmek ve cümle üzerinde de izninle bir değişiklik yapmak istiyorum.
"Ohooo ben öyle bir uyudum ki Bölemin gösterisine bile gidemedim."
Burada kullandığım "böle", TDK sözlüklerine çok geç zamanda girebilmiş, çok işlek olmayan, Türkçe bir sözcük.
Oysa, TDK Güncel Sözlüğünde kuzen ve kuzin ayrı ayrı var.
kuzin
isim Fransızca cousine
Teyze, dayı, hala veya amcanın kız çocuğu, kız yeğen, böle.
kuzen
isim Fransızca cousin
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle.
Kuzen/kuzin yerine kullanmayı tercih edenler belki olabilir, diye paylaşmak istedim.
DevrilgenKayik
24-04-2007, 23:07
Bence buraya üye olan kişilerin ortak bir özelliği var. Doğanın, çeşitliliğin korunmasına duyarlı olmak. Bu da dolayısıyla yok olmakta, ezilmekte olan herşeye karşı duyarlılığı da geliştiriyor. Dilimiz, kültürümüz -kabul edelim- ezilmekte. Burası ağaç sitesi mi, dil kurumu mu diyenlere şu lafım olacak. Nasıl hayvan haklarını savunan kişilere, kardeşim insan haklarını hallettik bir hayvan hakları mı kaldı demek nasıl abesse bunu söylemek de o kadar abes. Bu site üyeleri kaybolmaya yüz tutan tüm değerleri savunmalı.
Yücel Özlem
26-04-2007, 18:49
Sitemizin konusu ve bizim mesleğimiz dilimize özen göstermemize engel olmamalı.
Alıntıladığım yazı, bu konuda (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=365) iyi bir örnek.
Teşekkürler Cenk Demirci.
Ben Cenk Demirci. 32 yaşındayım ve 11 yıldır Peyzaj Mimarıyım. Ege Ün. mezunuyum. 2001 yılında da yüksek lisans diplomamı aldım. Şu sıralar Ödemiş'te Ege Ün. Ödemiş Meslek Yüksekokulunda özel bir merakım olan Fidan Yetiştirme programında önlisans eğitimi görüyorum. Bu yıl sona eriyor...
Belli bir süre özel sektörde çalıştım, askerliğimi Ankara Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı serasında meslek kurası ile Peyzaj mimarı yedek subay olarak yaptım (bu sebeple oldukça gururluyum). Okuldan mezun olduğumda bir Peyzaj Planlama ofisimiz de olmuştu. Bu zamandan sonrasına ait planlarım da var!...
Daha sonra yine buradan sizlerle paylaşmak ve danışmak istediğim konular olacaktır elbet...
Fırsat buldukça takip te edeceğim forumu!....
Hepinize, bu güzel mesleğin erbablarına başarılar diliyorum!
Sevgili Titan, alıntıladığım cümlen, epey zamandır burada paylaşmak istediğim bir konuyu, yine hatırlamama sebep oldu. Sana teşekkür ederek konuya girmek ve cümle üzerinde de izninle bir değişiklik yapmak istiyorum.
"Ohooo ben öyle bir uyudum ki Bölem'in gösterisine bile gidemedim."
Burada kullandığım "böle", TDK sözlüklerine çok geç zamanda girebilmiş, çok işlek olmayan, Türkçe bir sözcük.
Oysa, TDK Güncel Sözlüğünde kuzen ve kuzin ayrı ayrı var.
Kuzen/kuzin yerine kullanmayı tercih edenler belki olabilir, diye paylaşmak istedim.
Bu konu benim de canımı sıkan bir konudur.
Hala oğlu, teyze kızı, amca çocuğu vs. için işlek kelimeler yok. Kullanılan amca oğlu bir tanımlama gibi ve işlevsel değil bence. Bu sebepledir ki bazılarının İngilizce'den devşirme diyerek karşı çıktığı kuzen ve kuzin kelimeleri kullanmayı tercih ettiğim kelimeler. Gerçi burada dahi bir ayrım kısıtlı. Yani cinsiyet ayrılmış ama bahsedilen kişinin hangi akrabanın çocuğu olduğu belli değil. :(
Yücel Özlem
26-04-2007, 22:46
Bu konu benim de canımı sıkan bir konudur.
Hala oğlu, teyze kızı, amca çocuğu vs. için işlek kelimeler yok. Kullanılan amca oğlu bir tanımlama gibi ve işlevsel değil bence. Bu sebepledir ki bazılarının İngilizce'den devşirme diyerek karşı çıktığı kuzen ve kuzin kelimeleri kullanmayı tercih ettiğim kelimeler. Gerçi burada dahi bir ayrım kısıtlı. Yani cinsiyet ayrılmış ama bahsedilen kişinin hangi akrabanın çocuğu olduğu belli değil. :(
Sevgili Dark, Bölem, kullanırsak işlek hale gelir.:)))
Sevgili Dark, Bölem, kullanırsak işlek hale gelir.:)))
Teyze, dayı, hala veya amcanın kız çocuğu, kız yeğen, böle.
Teyze, dayı, hala veya amcanın erkek çocuğu, erkek yeğen, böle.
Yani cinsiyet ayrılmış ama bahsedilen kişinin hangi akrabanın çocuğu olduğu belli değil.
Darkinin söylediğine bu nasıl çözüm oluyor? :)
Yücel Özlem
26-04-2007, 23:42
Efendim, Darki'nin iki şikayeti var. Birincisinde: "Hala oğlu, teyze kızı, amca çocuğu vs. için işlek kelimeler yok." Kullanılan amca oğlu bir tanımlama gibi ve işlevsel değil bence.diyor. Ben de bu ihtiyacı karşılayacak bir kelimenin varlığını, ama Yeteri kadar sık kullanılmadığını, işlek hale getirerek bu boşluğun doldurulabileceğini ifade ediyorum.
Böle Sözcüğü ile aynı akıbeti paylaşan bir çok kelime var. Örnek: çağa, çoluk. Bunlar yakın tarihlere kadar yaygın olarak kullanılmakta idiler. Dil ile ilgili kısır tartışmalar yüzünden TDK sözlüklerine bir süre alınmadılar. Bu yüzden yazı dilimizin dışında kaldılar. Sonradan bazıları sözlüğe alınırken "halk ağzında" şerhi ile alınmıştır. Bu şerhler de anılan kelimelerin önünde, bir başka engel olarak durmaktadır. Seçkinlerimiz "avama" ait kelimeleri kullanmaktan kaçınmaktadır.
Darki'nin ikinci (Yani cinsiyet ayrılmış ama bahsedilen kişinin hangi akrabanın çocuğu olduğu belli değil.) şikayeti hakkında, bir öneride bulunabilmiş değilim.
Sayın Yücel Özlem,
Ben kuzen sözcüğünü sevemeyen ve kullanmayan biri olarak 'böle' sözcüğünü öğrenmekten memnunum.Bu sözcükle bizi tanıştırdığınız için teşekkürler.
Yücel Özlem
27-04-2007, 20:20
Sayın Yücel Özlem,
Ben kuzen sözcüğünü sevemeyen ve kullanmayan biri olarak 'böle' sözcüğünü öğrenmekten memnunum. Bu sözcükle bizi tanıştırdığınız için teşekkürler.
Sayın YEŞİLCİ, ben de sizi tanımaktan memnun oldum. Efendim Sevgiler. :))
Yücel Özlem
27-04-2007, 23:51
Borani, bu sözcük için bazı kaynaklara bakalım.
TDK Güncel Türkçe Sözlük:
borani
isim, halk ağzında Pirinçli, yumurtalı, yoğurtlu ıspanak vb. sebze yemeği.
Vikipedi, özgür ansiklopedi:
"Borani, Kırşehir'e özgü yöresel bir yemek çeşidi. Ayva ve parça et ile ile yapılır. Hem tatlı hem de acı bir tadı olduğu için oldukça ilginç bir yemek olarak Kırşehir'de halen yapılmaktadır."
"Borani, Erzurum'da yapılan patates yemeği. Patates haşlandıktan sonra soyulur. Bir kabın içine doğranır. Üzerine sarımsaklı yoğurt ve tereyağ dökülür."
Milli Eğitim Bakanlığı, Azarbaycan Türkçesi Sözlüğü:
Boranı is. 1-bot. Bir kabak çeşidi, balkabağı. 2-aşç. bu kabak türünden pişirilen yemek.
Bu kaynaklar dışında da yüzlerce tanım var. Etli, yumurtalı, yoğurtlu, sebzeli, pirinçli olabiliyor. çok çeşitli sebze (Ispanak, pancar, kabak, havuç, patlıcan) ve bazı meyvelerden (elma, ayva) yaplabiliyor.
Doğrusunu isterseniz burada yaptığımızı tahta pano kelimeleriyle düşününce bende hiçbir yere oturmuyor.
Forum kelimesinin tdk'daki karşılığı da tam yerine oturmuyor ama daha anlamlı... Bu nedenle "En kısa zamanda düzeltilmesi" dileğinizi yerine getiremeyeceğiz.
Eski Romalılar zamanında, Roma'da ve diğer şehirlerde kamu işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan.
Toplu tartışma.
Bazı sorunların görüşülerek karara bağlandığı genel toplantı.
Toplu tartışma.
Bu anlama sahip "Forum" kelimesi sizce çok mu kötü bir çeviri :)
Sanal alem muhebbetleri daha önce bu kadar seviyesiz ve dikkatsiz değildi fakat son zamanlarda aşırı talep ve imkanların kolaylaşması sonucu, herkesin parmakları klavyeye değince bu sonuçlar çıktı ortaya. Ben belki dilimizi ve imla kurallarını doğru bilmeyebilirim ama en azından dikkat ediyorum ve gereksiz kısaltmalardan (türkçede kesinlikle kullanılmayan) hem konuşmamı hem de yazılarımı alıkoyuyorum. Haklı savunmanızın başarılarını ve devamını dilerim...
"Bullettin Board"'ın tercümesini Forum değil, "Mesaj Panosu" olarak dilimize çevrilmelidir.
Yaşantımızda mesaj panosunu nasıl kullanıyoruz? Ev ve işyerinde unutmak istemediklerimizi not ediyoruz. Genel kullanıma açık olanlar, başkalarına iletmek istedikleri notları iliştiriyorlar. İş ya da işçi ilanı vb.
Yani mesaj panolarında "interaktiflik" yok. Var olan iletişim akışı çoğunlukla tek yönde. Oysa forumlarda çok daha fazla, iki yönlü iletişim var. Bu nedenle doğru çeviri olmasa bile, doğru anlamın forum kelimesiyle sağlandığını düşünüyorum.
Börü Han
01-05-2007, 00:42
İşte bu noktada zıt bir görüş belirtmek mecburiyetindeyim.
TDK sözlüğüne bakıcak olursak, orada birçok Arapça, Farsça, Fransızca kökenli kelimenin olduğunu görürüz.
Hatta bir Türkçe uzmanı gelip incelese yazdığımız yazıları, birçok yabancı kökenli kelime olduğunu görecektir. Kelimelerin kökenlerine çok fazla inmemek gerektiğine inanıyorum.
Bunları söylerken bir ayrımı doğru yapmamız gerektiği kanaatindeyim. Bazı kelimeler vardır ki bu kelimelerin Türkçe'de karşılıkları yoktur. Örneğin "otobüs". Bu kelimeyi bu şekilde kullanmalıyız. Tutup oturgaçlı götürgeç ve benzeri çevirmeler yapmaya kalkarsak komik duruma düşeriz.
Diğer bir durum ise Türkçe'de karşılığı olan kelimelerdir. "Yavaş" yerine "slow" ve benzeri kelimeler kullanmaktan kaçınmalıyız.
Burada "forum" kelimesinin karşılığını aramak yanlış diye düşünüyorum. "Forum" kelimesi bildiğim kadarı ile tüm dünyada bu sitede kullanıldığı anlamı ile kullanılıyor. Yine bildiğim kadarı ile forumlar birleşip kategorileri oluşturmaz, kategoriler bir forumun parçalarıdır.
Mesaj panosu ise sanırım sadece sabit başlıkların olduğu bölüm için kullanılabilir...
Nathan Muir
28-05-2007, 11:54
selam millet.....
bu form sayfalarını anlamıyor ben pek...
birisi elimden tutup bu formların nasıl olduğu konusunda tursitik bir gezi yaptırabilirmi bana acep....
birde merak ettim...
neden ağaçlar.net....
cevabi yazınızı ben bekliyorum....
(galiba türkçeyi unutmuşum )
Mine Pakkaner
28-05-2007, 12:02
Nathan Muir, Türkçeyi acil hatırlamaz ve kurallarına uygun kullanmazsanız sizi ancak dışarıya kadar elinizden tutup gezdirebiliriz. :rolleyes:
Biz ağaçlar ve doğa kadar dilimizi de korunmaya değer buluyoruz.
Size forum kullanma kılavuzunu (http://www.agaclar.net/forum/Yeni%20%C3%83%C2%BCyeler%20i%C3%83%C2%A7in%20kulla nma%20k%C3%84%C2%B1lavuzu)öncelikle okumanızı öneririz.
Selamlar.
remziye yıldırım
28-05-2007, 13:14
Mine hanım merhaba yoğun hafta sonundan sonra size iyi bir hafta dileğiyle.Umarım fuar yorgunluğunu atabilmişsinizdir.YENİ ÜYEMİZ
NATHAN MUİR İÇİN EĞER SİZ İZİN VERİRSENİZ ÇİTLERİN DIŞINA DOĞRU BİR GEZİ DÜZENLEYELİM.
Nathan Muir
28-05-2007, 13:48
efendim öncelikle hepinizin bu nazikane karşılanızdan ötürü teşekkür ederim.
Mine Hanım ın iletmiş olduğu ilgili form sayfasına gerekli bilgileri yazdığım kanaatindeyim....
Öncelikle kişi **** kişileri ön fikirlilikle , form sayfanızdan uzaklaştırma **** almama eğiliminde olmanızı teessüfle karşıladığımı bildiririm...
Şunu belirtmeliyim ki;
Türkçe yi kullanma ve konuşma olarak ,toplumumuzda ortaya çıkan ve eshefle karşılaştığımız durumları,üzerimize düşen ve yapabildiğimiz kadarı ile protesto etmek ve konuya gerekli hassasiyetlerin gösterilmesini sağlamak amacı ile yazılmış bir yazıdır....
Diğer form üyelerinizde, bana karşı göstermiş olduğunuz bu hassasiyeti gösterdiğinizi umut etmekten başka birşey söyleyemiyorum...
Formunuza yeni katılan bir birey olarak, formunuzu arama motorlarından bulduğumu ve toplumun başta doğa olmak üzere çevreleri ile hassas davranışlarda bulunmaları doğrultusunda hazırlanmış bir sayfa olduğunu düşünerek iştirak etmiş bulunmaktayım. Bir doğa seven ve doğa sporcusu olarak gerekli form konularınızda fikir beyan etmeyi istemek, demokratik ve kişisel hakkım olduğunu düşünerek, tüm çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Saygılarımla
Mine Pakkaner
28-05-2007, 13:55
Sayın Nathan Muir siz yeni gelen arkadaşlar başlığına yazınca ben de hem yeni bir sayfa açmak adına, hem de konu bu başlıkla ilgili olmadığı için Cafe Krepen başlığındaki yazışmaları silmiştim. Ancak bu durumda yazıları geri alıp hepsini Türkçe ile ilgili başlığımıza taşıdım. Konuya burada devam ederiz.
Nathan Muir
28-05-2007, 14:14
İlgi ve alakanız için teşekkür ederim...
sanalgez
14-06-2007, 11:18
"Dilini kaybeden toplumlar her şeylerini zamanla kaybederler" düşüncesindeyim.
Bu konuyu önemseyen siteler gördükçe yüreğime su serpiliyor. Teşekkürler.
(Yazarken imla hatası yaptım mı diye de bir soru var kafamda.)
"Dilini kaybeden toplumlar her şeylerini zamanla kaybederler" düşüncesindeyim.
Kutlarım çok fazla yanlış yok. Yalnızca "kaybeder" demeniz yeterli.
Kocaeli'nden sevgilerle...
Kocaeli'den sevgilerle...
* * *
O'nun yeni ayak/kabısı var...
O'nun yeni buz/dolabısı var...
Aramızda mutlaka Türkçe öğretmeni vardır...
Msn diline alışınca biraz zor olacak ama dikkat etmeye çalışırım .Teşekkürler ,Türkçemize gösterdiğin özene.
durakkan
17-06-2007, 21:45
Teşekkür ederim.
Güzel bir yönlerdirme...
veteriner60
20-06-2007, 16:49
Güzel türkçe anlaşmanın en kolay ve en kısa yolu diyorum. Herkese güzel türkçeli günler dilerim.
lerdemir
20-06-2007, 18:08
Hoş; hoş olduğu kadar da dikkate alınası bir temenni...
kesinlikle dil bilgisi kurallarının uygulanmasına katılıyorum hatta elimden geldiğince düzeltmeye çalışıyorum şimdi yeni bir kelime türettiler TABİKİDE aynen böyle tabi ki zaten iyelik eki almış (de ) ye ne oluyor
Penelophe
22-06-2007, 23:11
Yeşilce;
Cümlelere başlarken büyük harf, cümle bitimlerinde nokta, duraklamalarda virgül de kullansanız daha iyi olacak :)
Nokta ve virgülden sonra da bir boşluk bırakılınca daha iyi olacak. Değil mi Penelophe.
orman adamı
22-06-2007, 23:39
sanki siz türkçe,uzmanısınız,yazım hatası yapmıyorsunuz,sanki normal hayattada türkçeyi düzgün kullanıyorsunuz.sen gel benle birebir canlı sohbet etde türkçe gör,tutturmuşunuz imla hatası falan filan geçin bunları
,
Penelophe
23-06-2007, 00:56
:) Haklısın Sevelim, unutmuşum. İyi oldu hatırlattığın. :)
İmla hatalarını geçelim, Türkçe'yi düzgün kullanmayı geçelim, Hata yapıyorum diye başkalarının dili kötü kullanmsına göz yumalım.
Endemik türlerin korunması da gereksiz, kaybolma riski olan türler zaten kaybolacak, korumaya çalışmak yersiz, nereye kadar umursamayacağız.
Ormanadamı, 30 mesajdan sonra sitenin bu konuya verdiği önemi farketmiş olmalısınız. Aslına bakarsanız, o kadar zor değil dikkatli yazması.
bitanemm
23-06-2007, 10:29
"İyi oldu hatırlattığın" Sayın penelope, nokta nerede?
"geçelim, Hata" Virgülden sonra büyük harf olmaz.
"Türkçe'yi düzgün kullanmayı geçelim," Burada da "düzgün" yanlış kelime. "Doğru kullanmak" olmalıydı.
"Hata yapıyorum diye başkalarının dili kötü kullanmsına"
"Kullanmasına" harf eksik yazılmış.
"başkalarının dili" yazım yanlışı.
"Endemik türlerin korunması da gereksiz, kaybolma riski olan türler zaten kaybolacak, korumaya çalışmak yersiz, nereye kadar umursamayacağız."İmla hatası.
Memet bey, dediğiniz gibi "Aslına bakarsanız, o kadar zor değil dikkatli yazması."
Uğraşmak istemiyorum. Uğraşsam yazım hataları yüzünden herkes dökülür. Hem de yabancı kökenli kelime kullanan, beğenmedikleri chat diliyle konuşan yönetim elemanları sıranın başını çeker ama "çok işim var"(melodili söylenmiştir). :)
Selahattin Yılmaz
23-06-2007, 10:36
Sevgili bitanemm, seviniyorum bu forumun size bir şeyler öğrettiğine ve öğrettirdiğine. Boynuz kulağı geçermiş. İnadınız ve gururunuz sizi buraya iyice bağladı, foruma hoş geldiniz.
bitanemm
23-06-2007, 10:48
"seviniyorum bu forumun size bir şeyler öğrettiğine ve öğrettirdiğine"
"öğrettiğine ve öğrettirdiğine" İkisi de aynı anlamı taşıyor, anlatım bozukluğu var ve "seviniyorum" sonunda olmalı. :)
"öğrettiğine ve öğrettirdiğine" İkisi de aynı anlamı taşıyor.
Buradan edindiğiniz bilgiler için "öğrettiğine", buradaki bazı yazışmaların tetiklemesi sonucu araştırıp bulduğunuz bilgiler için "öğrettirdiğine" kelimeleri kullanılamaz mı? Sizin öneriniz ne olurdu?
Sevgili bitanemm, seviniyorum bu forumun size bir şeyler öğrettiğine ve öğrettirdiğine.
Sevgili bitanemm, bu forumun size bir şeyler öğrettiğine ve öğrettirdiğine seviniyorum.
İlk cümle kuruluşu, sevinme eylemini öne çıkarıyor, sizin önerdiğiniz ise bu forumun önemini... Tekrar okuyun, bakın :)
Türkçe konusunda doğruları bulmak için yapılan bu yazışmaları sevinerek izliyorum. Ama amacından saptırıp, "bak ne hatalar buldum!" ekseninde sürdürürseniz sizi tekrar forumdan uzaklaştıracağım.
Yücel Özlem
23-06-2007, 11:16
“Söylesem tesiri yok; sussam gönül razı değil.”
__________________________________Fuzuli
Ziraat mühendisi, orman mühendisi, biyolog gibi uzman olmayanlara, bu forumda yazı yazmak yasaklanmalı mı?
Yücel Özlem
23-06-2007, 11:30
Ben de olimpiyat şampiyonu olabilirdim. Ama vakit bulamadım...
bitanemm
23-06-2007, 11:35
Neden seviniyor? Şundan dolayı seviniyorum, dediğine göre sonda olmalı.Önce sevinmişse virgül olmalıydı.
"öğrettiğine ve öğrettirdiği" Kim öğretmiş? Forum. Kim öğrettirmiş? Forum. Yanıtlar aynı bu durumda ikisi de aynı anlamı taşıdığından dolayı kesinlikle anlatım bozukluğu. Biri kullanılmalıydı.:)
"Türkçe konusunda doğruları bulmak için yapılan bu yazışmaları sevinerek izliyorum. Ama amacından saptırıp, "bak ne hatalar buldum!" ekseninde sürdürürseniz sizi tekrar forumdan uzaklaştıracağım." İmla hatası...
"Saptırmak" değil.
Amaç: Sizlerin de hata yaptığını ve yapabileceğini, kimsenin kusursuz Türkçe kullanamadığını göstermek.
bitanemm
23-06-2007, 11:40
Biz özlü söz de benden.
"İstemekle gelen cesaret, cesaretle gelen inanmak ve inanmakla gelen başarıdır." :)
Sebahattin Sargın
23-06-2007, 11:44
Ben bu gidiş ile edebiyat derslerime buradan devam edeceğim :), sorunların bu şekilde tatlıya bağlanması ne kadar güzel :)
Penelophe
23-06-2007, 11:51
Bitanemm;
Hatasız bir insan gördünüz mü hayatınızda?
Burada hiç kimse hatasız değil, biz sadece hatalarımızı en aza indirmeye çalışıyoruz.
Mesajların altında düzelt butonu var:) bilmem farkında mısınız?
Yücel Özlem
23-06-2007, 12:07
Bir özlü söz de benden.
...
Sayın Bitanemm, ben de hatsız insan olmayacağına inananlardanım. Bu, benim için bir gerçeklikten öte, bir inanç meselesidir. Ama hata yapıyor ve yapabilir olmak ile hatada ısrar etmenin aynı şey olmadığını düşünüyorum.
Ayakkabım boyasız da olsa, sokağa tükürenleri, uyarmam gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada Yukardaki alıntıda, küçük bir düzeltme yapmış olmam, umarım sizi kızdırmaz.
Penelophe
23-06-2007, 12:15
Yücel Bey, aynı dili konuşuyor olmamız çok güzel.:)
Bilinçli bir şekilde hatalarda ısrar etmek ve açık aramaya çalışmak hoş değil.
Bu konunun özü olduğunu düşündüğüm cümlemi yineliyorum;
Biz burada kimseye bilmişlik taslamıyoruz, sadece hatalarımızı en aza indirmeye çalışıyoruz.
Amaç: Sizlerin de hata yaptığını ve yapabileceğini, kimsenin kusursuz Türkçe kullanamadığını göstermek.
Yazmanız var ama okumanız yok gibi görünüyor. Bu bölümün ilk yazısından alıntı yapıyorum:
Ne yani, imla hatası yapamaz mıyım?
Tabii ki yapabilirsiniz, ben de yaparım. Ama önemli olan iyi niyettir. Yazılarınızın altında düzelt düğmesi var. Daha sonra da düzeltebilirsiniz. Yazınızı göndermeden önce "ön izleme"yi kullanarak son bir göz atmak da işe yarar...Amacımız sıfır hata değil, (Basılı kitaplarda bile, bir çok hata çıkabiliyor) olabildiğince hatasız olmaya çalışmak...
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=19099&postcount=1
"öğrettiği ve öğrettirdiği"
Kim öğretmiş? Forum.
Kim öğrettirmiş? Forum.
Yanıtlar aynı bu durumda ikisi de aynı anlamı taşıdığından dolayı kesinlikle anlatım bozukluğu. Biri kullanılmalıydı...
Aynı mantıktan gidelim :)
"getirdiği ve dövdürttüğü"
Kim getirmiş: Babam
Kim dövdürtmüş: Babam
Yanıtlar yine aynı. Demek getirmek ve dövdürtmek anlamdaş kelimeler.
Yücel Özlem
23-06-2007, 12:55
Sayın Penelophe, ben de sevindim.
Ellerinize sağlık. Amacı güzel özetlemişsiniz.
Burada gözden kaçtığını düşündüğüm bir konuyu da sizinle paylaşmak istiyorum. Kuralları beğenmiyor olmak ile kural ihlalinin de karıştırıldığını düşünüyorum. Ne dersiniz?
Beğenmediğimiz kuralların düzeltilmesini talep etmek ve bu konuda öneriler yapmak ile kuralları ihlal etmek tamamen ayrı şeyler olmalı.
Bu sitede, kimse sınavdan geçirilmiyor. Özen gösterilmesi isteniyor. Ama, birileri heeeyt bana kural sökmez, tavrı ile çalakalem devam ediyor. Eleştirilince de önce diklenmeye yeltenip, olmazsa "Hııı ben size neyaptım abi", diye mağdurları oynamaya başlıyorlar. Bunların sızlanmasını duyan bazı insaf(!) sahipleri de genellikle, olayı kavramaya çalışmak yerine, hemen yardıma koşuyorlar. Hatta bazan "üzüm yeme, ve bağcıyı dövme" lafları bile ediliyor. Yanlışı işaret eden haksız ilan edilmeye yelteniliyor.
Bu başlıkta daha önce de yazmıştım. Kendi sitelerinde son derece özenli oldukları görülen kişilerin, burdaki çalakalem tavrını demokratik bir hak olarak görme imkanı olmadığını düşünüyorum. Bu tavrı nitelemek için bir sıfat kullanmak da istemiyorum.
Birilerini kızdırsam da ben kuralları savunmaya devam edeceğim. Çünkü, Sağlıklı bir toplum olmanın ilk şartı, kurallara sahip çıkmaktır.
Penelophe
23-06-2007, 13:21
Beğenmediğimiz kuralların düzeltilmesini talep etmek ve bu konuda öneriler yapmak ile kuralları ihlal etmek tamamen ayrı bir şeyler olmalı.
Ama birileri heeeyt bana kural sökmez tavrı ile çalakalem devam ediyor. Eleştirilince de önce diklenmeye yeltenip, olmazsa "Hııı ben size neyaptım abi" diye mağdurları oynamaya başlıyorlar. Bunların sızlanmasını duyan bazı insaf(!) sahipleri de genellikle, olayı kavramaya çalışmak yerine, hemen yardıma koşuyorlar. Hatta bazan "üzüm yeme, ve bağcıyı dövme" lafları bile ediliyor. Yanlışı işaret eden haksız ilan edilmeye yelteniliyor.
Birilerini kızdırsam da ben kuralları savunmaya devam edeceğim. Çünkü, Sağlıklı bir toplum olmanın ilk şartı, kurallara sahip çıkmaktır.
Burada gözden kaçtığını düşündüğüm bir konuyu da sizinle paylaşmak istiyorum. Kuralları beğenmiyor olmak ile kural ihlalinin de karıştırıldığını düşünüyorum. Ne dersiniz?
Yücel Bey bu mesajınızdan sonra aynı dili konuştuğumuzdan kesinlikle eminim. :)
Burada geçerli kuralları üyeler zaten büyük bir memnuniyetle kabulleniyorlar ve korumaya çalışıyorlar. Belki de bu rahatsız ediyordur birilerini diye düşünüyorum:) Meyve veren ağaç taşlanırmış misali.
Biz anlatmaya çalışıyoruz ama karşıdakinin amacı anlamak olmadıktan sonra nafile gibi geliyor bana.
bitanemm
23-06-2007, 13:31
Düzelt tuşu sadece bana özel değil di mi? Yukarıda görüldüğü gibi sizlerin de hataları olabiliyor. Sizler de hatalarınızı "düzelt" tuşu ile kontol edebilirdiniz değil mi? Ben diyorum ki; aynı şeyi söyleyip, farklı davranmayalım. Herkes eşit muamele görsün. Benim sayemde sizler de daha dikkatli oldunuz. Bu da bir gerçek.
Daha detaylı açıklayayım; "
"getirdiği ve dövdürttüğü"
Kim getirmiş: Babam
Kim dövdürtmüş: Babam "
Sizin adınıza üzgünüm ama bunlar aynı mantık değil.
Öğrettiğine ve öğrettirdiğine aynı eylemi yani "öğretmek" eylemini anlatmakta. Bu yüzden (ikisi de aynı anlamı taşıdığından dolayı) anlam bozukluğu yaratıyor ve kesinlikle yanlış.
Sizin yazdığınız "getirmiş" ve "dövdürtmüş" farklı eylemler ve kesinlikle farklı anlamlar taşıyor.
Bir özlü söz daha yazayım. :)
Ruh, payanda olmaktan kurtulunca özgürleşebilir ancak.
Penelophe
23-06-2007, 13:41
Düzelt tuşu sadece bana özel değil di mi? Yukarıda görüldüğü gibi sizlerin de hataları olabiliyor. Sizler de hatalarınızı "düzelt" tuşu ile kontol edebilirdiniz değil mi?
Bu mesajınız Malina'nın ne kadar haklı bir tespit yaptığının en büyük göstergesi.
Yazmanız var ama okumanız yok gibi görünüyor.
Eğer okumanız olsaydı, aşağıdaki mesajımın düzenleme saatine bakardınız.
:) Haklısın Sevelim, unutmuşum. İyi oldu hatırlattığın. :)
Böyle bir mesaj yazacağınızı tahmin ettiğim için özellikle cümlemin sonuna koymayı unuttuğum noktayı kırmızı yapmıştım :))
Arkadaşım lütfen sadece yazmayın, bu kirlilikten başka bir şey değil.
bitanemm
23-06-2007, 14:14
Bir kişiye hitaben yazmıyorum. İkinci çoğul şahıs olan "siz" kullanıyorum.:rolleyes:
Penelophe
23-06-2007, 14:20
Ah bu kılıflar..
bitanemm
23-06-2007, 14:40
"Sizler" ve "herkes" terimlerini kullandığım açıkça okunabilmektedir.
Arkadaşlar benim Türkçem berbattır.
Sık sık söylerim. Sık sık üyeler uyarır, gene yanlış yazmışsın diye.
Genellikle düzeltirim yollamadan önce yazdıklarımı ama, arada kaçar.
Bu başkalarını uyarmama engel değildir. Ben hata yaptım diye, bu başkalarına örnek oluşturmaz.
Birtanem'in gayet güzel, yazım hatalarını bulabildiği görülüyor. Demek önceden kastı varmış, şimdi tarzını değiştirmiş, ama foruma bir katkısı olacağına başkalarının hatalarını bulmak şeklinde.
Penelophe'de benim gibi hatalar yapıyor, onun da benim ,gibi uyaranlara kızdığını görmedim.
Ama, forum için çalışmasını görebiliyorum. Fuardaki azmi ve çalışması da ayrı.
Yani sitede insanlarla dalaşmak ve kavga etmek yerine bir sürü işimiz hatta kendimize iş edindiğimiz görevlerimiz var.
Lütfen kişiler kendileriyle uğraşsın ve güzel sitemizi kirletmeye çalışmasınlar.
Denizcool aslında çok fazla değil kural.
Cümlelere büyük harfle başlama.
Nokta ve virgülden sonra boşluk bırakma.
Konunun okunmasını kolaylaştırmak için paragraflar yapma.
Bir de, dahi anlamına gelen de ayrı yazılır.
İşte hepsi bu.
Bir de iyi niyetli olma faktörü var. Hepimizin eğitimi aynı değil. İyiniyetli olup, hatalı yazan arkadaşlara zaten hoşgörülü davranılıyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Benim de anlatmaya çalıştığım aynen buydu. Özelime gelen soru ve benim de sabırla verdiğim yanıt aşağıdadır.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi bibitanem
Öncelikle ben sakinim. Bana kim ne için yol gösterdi anlamadım? Kime kötü bir söz söyledim de kırdım?
Lütfen siz sakince son mesajımı okuyun. Özür dilemesi gereken ben olsaydım dilerdim.
ayrıca sadece güzel türkçeye tarafsanız mesajlarınızı bana karşı değil herkese karşı yazınız böylece herkes bir pay alır.
Hala dinlememekte ve anlamamakta ısrarcısın. Sana, o ilk tepkisel mesajında yaptığından dolayı, karşı taraf oldum. Çünkü bunu sırf kafa tutmak adına, bilinçli yaptın. İşte en büyük yanlışın buydu. Diğer yapanların nedenleri, ilgisizlik veya acele idi. Bunun için kimseyi benim uyarmama gerek yok, bu iş için zaten yöneticiler var. Bir yanlış bilinçli yapılırsa, işte o zaman çok tehlikeli olur.
Sevgili Nevsune bırakın kendi halinde takılsın.
Siteye hiç bir faydalı mesaj yazmamış. Hala suçlu arayan, bizim sitede yaptıklarımızı baltalamaya çalışan bir tip.
Bu konu fazla uzamıştı...
Biz kaldığımız yerden devam edelim...
Haklısınız.
Konunun uzamasındaki katkılarımdan! ötürü, herkesden özür diliyorum. Bir daha olmayacak, söz veriyorum.
Yücel Özlem
24-06-2007, 19:20
Efendim, bir ozanımız az ve öz deyivermiş
Yedi iklim, dört köşeyi dolandım.
Meğer, Dünya her tarafta bir imiş.
Ben, Dünyayı Alosmanın sanırdım.
Meğer, Dünya dört sultanlık yer imiş.
Bizi, zora sokan şeylerin başında, gerçek sandığımız yanılgılarımız gelir.
Nevsune'ye yazarak, uzatmama konusunu ona söylemediğimi belirttim. Yani ortada onun özür dileceği bir durum yok. Okuyanların aklına takılmaması burada da açıklama gereği hissediyorum.
Uzatan hepimizdik :)
Yozlaşmaya yüz tutmuş ülkemizde en büyük varlığımız Türkçeye sahip çıkmak adına yapmış olduğunuz bu davranışınızı sonuna kadar destekliyorum. Eğer bu konuda benim de yanlışım olursa şimdiden özür dilerim.
İşte budur.
Aramıza hoşgeldin Omega.
Eğer bu konuda benim de yanlışım olursa şimdiden özür dilerim.
Sevgili omega, Türkçe yanlışları için özür dilenmesi gerekmiyor :) Tek istediğimiz, yazarken dikkat edin. Daha sonra farkederseniz girip düzeltin.
Sitemiz içeriği gereği latince kelimelerin de sıkça kullanıldığı bir yer. Türkçe yazmayı beceremeyen birinin verdiği latince bilgiye nasıl güveneceğiz?
lerdemir
25-06-2007, 09:21
Ancak bu kadar güvenebilirsiniz. :D :D :D
-----------------------------------
"Turcus lisanus ozurus..."
Latince'de "Tükçe Özürlü" demek.
-----------------------------------
Şaka şaka.
Not: Yukarıdaki ifadeyi beğenen ve gerçek zannedip nakletmek isteyenlerin olması ihtimaline karşın bilgilendirmedir: Bu Latince görünümlü ifadenin güvenilir bir kaynağı bulunmamaktadır; az önce tarafımca uydurulmuştur.
Saygılarımla.
Benim şimşir Sorusu Ne Oldu
lerdemir
25-06-2007, 10:09
ahmet58,
Sanırım istemeden yanlış konuya mesaj yazmış olmalısınız öyle değil mi?
Zira, bu sorunuzu "Üretim Teknikleri (Tohum Çimlendirme/Çelikleme/Aşılama)/ Şimşir" (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2793)başlığında sormuşsunuz ve orada da yanıt almışsınız görebildiğim kadarıyla.
Şimşiri nasıl üretebileceğinizi sormuşsunuz ve de amatör olarak yetiştiren bir arkadaşımız tecrübesini aktarmış ve demiş ki:"15 20 cmlik çelikleri serada köklendirebilirsiniz... mümkün oldukça küçük çelikleri köklendirin..."
Selahattin Hoca da; "Şimşir çoğalma esnasında elbette nemli ve yarı gölge yer ister.Temmuz-ağustos aylarında çelik alınıp köklendirilebilir..." demiş. Ayrıca da caploonba "...küçük bir saksıya çeliği dikip üstünü pet bir şişeyle kapatın. Daima nemli tutun." diye de eklemiş.
Konunuz yukarıda bağlantısını verdiğim başlıkta devam etmekte görünüyor ahmet58.
Burada ise Forumda Türkçenin doğru kullanımı tartışılıyor.
Haa, bu arada, yeri gelmişken, sizin mesajınıza ilişkin de bir hatırlatma yapmak isterim bu konunun başlığına da uygun olarak.
Sizin mesajınızı şöyle görmek isteyecektir forum üyelerimiz:
"Benim şimşir sorusu ne oldu?"
İyi günler dileklerimle...
Sitemiz içeriği gereği latince kelimelerin de sıkça kullanıldığı bir yer. Türkçe yazmayı beceremeyen birinin verdiği latince bilgiye nasıl güveneceğiz?
Ben bu filmi görmüşdüm.:o
Sevgili malina,
Var yahu hala Türkçe yazmasını beceremeyip de inatla işin içine latince karıştırnalar var... hatta bazılarımızın bilgilerine güvenebiliriz de...:o
ne demişler "İstisnalar kaideyi ispatlar."
P.S. ben kendi namıma yazdım lütfen kimse üzarine alınmasın.:D
denizakvaryumu
25-06-2007, 11:14
Sevgili malina,
Var yahu hala Türkçe yazmasını beceremeyip de inatla işin içine latince karıştırnalar var... hatta bazılarımızın bilgilerine güvenebiliriz de...:o
ne demişler "İstisnalar kaideyi ispatlar."
Praecox hocaya katılıyorum...
.
Merhabalar,
Siteye yeni üye oldum. Aslında amacım Bonsai hakkında bilgi edinmekti ancak birden kendimi burada buldum.;)
Hızlı yazma kaygısı ile sözcüklerin kısaltılarak yazılması,noktalama işaretleri ve sözcüklerin doğru yazımı konularında göstermiş olduğunuz ilgi ve özen, özdeğerlerimizin korunması konusundaki inancımı bir kat daha arttırdı. Bu çabalarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. :)
İletilerinizi olabildiğince okumaya çalıştım ve işlenen ana konunun yazım kuralları olduğunu gördüm. Benim de bu konu hakkında bir önerim var. Benim ve benim gibi birçok Türkçe gönüllülerinin, Türkçe'nin yozlaşmasıyla ilgili en büyük şikayetleri dilimize giren yabancı sözcüklerdir. Bu sözcükleri dilimize çok önceden girmiş, dilimize yakın zamanda girmiş ve dilimize girmekte olan sözcükler olarak üç öbekte sınıflandırabiliriz. Önerim iletilerimizde (dolayısıyla günlük hayatımızda) kullandığımız yabancı sözcükleri olabildiğince kullanmamaktır.
Yine sizin iletilerinizi incelerken karşılaştığım sözcüklerden birkaç örnek vermeye çalışacağım.
1- Mesaj : Bu sözcük dilimize cep telefonları ile girdi ve en çok kullandığımız
sözcüklerden biri haline geldi. Bu sözcük yerine, ileti
sözcüğünü kullanabiliriz. Belki mesaj geldi yerine ileti geldi demek
kulağımıza hoş gelmeyebilir. Ancak özellikle eposta ve burası gibi
karşılıklı iletişimin yazı ile sağlandığı yerlerde kullanılabilir. Ayrıca
kulağa hoş gelmemesi sözcüğün güzel olmamasından değil, sözcüğe
alışkın olmamamızdan kaynaklanmaktadır.
2-Detay: Yine günlük hayatımızda çok kullandığımız sözcüklerden birisidir.
İngilizcedeki detail sözcüğünden dilimize geçmiştir. Bu sözcük
yerine ayrıntı sözcüğünü kullanabiliriz.
Yine karşılaştığım bir durum ya da bağlacı **** olarak yazılmış. Ya da bağlacı her zaman ayrı yazılır.
Kafınızı karıştırabileceğini düşündüğüm şey sözcüğü var. (Ki benim kafamı karıştırıyordu.) Şey sözcüğü önündeki sözcükten her zaman ayrı yazılır.
Kelime yerine sözcük, pratik yerine uygulanabilir, chat yerine sohbet sözcüklerini kullanabiliriz.
Yine iletilerde gördüm. Maalesef sözcüğü malesef şeklinde yazılmış. Bu yanlış hızlı yazmaktan kaynaklanıyor olabileceği gibi sözcüğün arapça kökenli olması, dolayısıyla okunduğu gibi yazılmamasından kaynaklanıyor da olabilir. Bana göre okunduğu gibi yazılsa mağlesef yazmamız gerekir. Bu sözcük yerine ne yazık ki sözcüğünü kullanabiliriz.
--------------------------------------------------------------------------
Karga takma adlı arkadaşım Türkçe için fakir demiş. :( Ben bu kanıya kesinlikle katılmıyorum. Dildeki sözcük sayısı o dilin zenginliğini ölçmek için ölçüt(kriter) olamaz. Bunu bir alıntı ile anlatmaya çalışacağım.
Alıntı Yazının Sahibi : Ahmet Okar
"Victor hugo şiirlerini 40.000 kelime ile yazdı. Türkçe'yi en zengin
kullananlardan yaşar Kemal'in romanları 3.500 kelimeyi geçmez"görüşü
çok yaygındır. Bu görüş haklıdır zira Türkçe'nin Fransızca'ya oranla
daha az sözcük içerdiği doğrudur. İngilizce'ye, Almanca'ya,
ispanyolca'ya oranla da daha az sözcük içeriyor olması gerekir. Ne var
ki bu Türkçe'nin daha yetersiz bir Dil olduğu anlamına gelmez! Çünkü
Türkçe az sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir! Daha fazla sözcük
içerse bunun kimseye zararı dokunmaz ancak, gereği yoktur.
Başka bir dilden Türkçe'ye çeviri yapan herkes sözlüğü açtığında,
aralarında minik anlam farkları olan bir çok sözcüğün Türkçe
karşılığında çoğu zaman aynı kelimeyi okur. Bu, ilk bakışta bir
eksiklik gibi görünebilir, oysa öyle değildir. Çünkü yukarıda adı
geçen diller kelimelerin statik olan anlamlarını öğrenmeye, Türkçe ise
bu anlamları bulup çıkarmaya, yani dinamik anlamlandırmaya dayalıdır.
Türkçe'de anlamları sözlükteki tanımlar değil,kelimelerin cümle içindeki konumları belirler. Tam bu noktada, Türkçe'nin, referans olmak üzere sadece gerektiği kadarı sözlüklere alınmış, sonsuz sayıda kelime içerdiği bile öne sürülebilir.
İngilizce - Türkçe sözlükte"sick","ill"ve"patient"ın karşısında
hep"hasta"yazar. Bu bağlamda İngilizce'nin üç kat daha fazla sözcük
içerdiği söylenirse bu doğrudur. Ancak, aradaki farkların Türkçe'de
vurgulanamadığı söylenmeye kalkılırsa bu yanlış olur:"Doktor falanca
beyin hastası olmak","böbrek hastası olmak","ınternet hastası
olmak","filanca şarkının hastası olmak"arasındaki farkı Türkçe konuşan
herkes bir çırpıda anlar. Bunun nasıl olabildiğini görmek zor
değildir. Bir kalem alıp, alt alta:
3 + 5=.
12 + 5=.
38 + 5=.
Yazmak, sonra da bunları toplamak yeterlidir. Hepsinde aynı"+5"yazdığı
halde sonuçlar farklı çıkıyorsa, Türkçe'de de hepsinde aynı"hastası
olmak"ifadesi geçtiği halde sonuçlar farklı olacaktır. Türkçe'nin az
araç ile çok iş yapmasının sırrı matematikte yatar. 0 Dan 9 a kadar 10
tane rakam, artı, eksi, çarpı, bölü dört işlem işareti ve bir ondalık
ayracı virgül, yani topu, topu 15 simge ile sonsuz sayıda işlem
yapılabilir. Türkçe de benzer özellikler gösterir. Türkçe matematiğe
dayalı olmaktan da öte, neredeyse matematiğin kılık değiştirmiş halidir."
Yazının bütünü için bana eposta atabilirsiniz.
--------------------------------------------------------------------------
Çok fazla uzattım biliyorum ama bunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Okuyalım ve ne büyük bir hazineye sahip olduğumuzun bir kez daha farkına
varalım.
"...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma
anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak
karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu "cümle bağlama eğilimi" bazı
konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde
güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan
zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil
gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde
beni Türkçe’deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya
rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz,
bazen kendime "keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş
olsaydı... ", diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre
değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu..."
Bu alıntı 34 dil ve lehçe bilen, dünyanın en büyük dilbilimcilerinden Johan Vandewalle'ye aittir ve yazıyı tamamen Türkçe yazmıştır.
Saygılarımla :)
Derya Özen
07-07-2007, 16:18
Aramıza hoş geldiniz Ceviz, İyi ki de gelmişsiniz. Yukarıda yazdıklarınızı okurken, dilimize aşık bir insanın yazılarını okuduğumu hissettim. Güzel anlatımınız için, ayrıca teşekkür ederim.
Sayın Ceviz...
Sizi, Türkçe konusundaki duyarlılığınız için kutluyorum. Verdiğiniz bilgiler için de hem kendim, hem de Türkçe'ye gönül verenler adına teşekkür ediyorum.
Yücel Özlem
08-07-2007, 01:00
Sayın Ceviz, Hoş geldiniz. Aktardığınız bilgiler için teşekkürler.
Yazının bütünü için bana eposta atabilirsiniz.
Neden tek tek uğraşmak zorunda kalalım? :)
Ali H. ALI
08-07-2007, 11:09
Sayin Ceviz hos geldiniz, turkce ile ilgili, paylastiginiz bilgiler icin sag olun.
Bonsai icin burada oldugunuzu belirtmissiniz. Ne guzel, aramizda bir cok guzel bonsailer yapmanizi dilerim. En az turkce kadar heyecan veren bir ugrastir bonsai.
Herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Hoşbulduk. ;) Türkçe'ye ve doğaya saygı gösteren insanlarla bir arada bulunduğum için çok mutluyum.
Sayın Malina,
Yazının devamını buraya göndermemi mi kastettiniz? Ben uygun olmayabilir endişesiyle yazının tamamını yollamaktan kaçınmıştım. İsterseniz büyük bir zevkle yollayabilirim. ;)
Sayın Ali H. ALI,
Evet, bonsailer bugünlerde çok ilgimi çekmeye başladı. Bonsai ile ilgili bölümleri okurken iletilerinizle ve önerilerinizle çok yerde karşılaştım ve büyük bir ilgi ile okudum. Hepsi için çok teşekkür ederim. Umarım ben de başarabilirim. ;)
Security ve üniforma uyarısı:
Özel güvenlik şirketleri, asker ve polis üniformasına benzeyen kıyafetlerle 'security', 'staff,' 'crew' gibi yabancı sözcükleri kullanmamaları konusunda bir yazıyla uyarıldı
İçişleri Bakanlığı, bazı özel güvenlik görevlilerinin giydiği üniforma ve üniformayı tamamlayan diğer unsurların, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile genel kolluğun üniformalarındaki renk, biçim veya motiflere benzediği gerekçesiyle değiştirilmesini istedi.
İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alim Barut'un imzasını taşıyan emir yazısında şunlar kaydedildi:
Özel güvenlik görevlileri şapka olarak sadece kep giyebilecek. Köşeli şapka, askeri kep ya da TSK ve genel kollukta ihtisaslaşmayı ifade eden bere giymelerine izin verilmeyecek.
Üniformada kullanılan logo, işaret, sembol ve rozetler, TSK ve genel kolluk tarafından kullanılan çapraz kılıç, çapraz tüfek, miğfer, polis yıldızı ve kokardı, defne yaprağı gibi işaretlere benzeyemeyecek.
Üniformalarda TSK ve genel kolluk tarafından kullanılan rütbe ve kıdemi gösteren işaret ve semboller kullanılamayacak. Apolette yıldız veya diğer semboller olmayacak, ancak şirket/birim adı, logosu ya da "özel güvenlik" yazılabilecek. Kolda onbaşı, çavuş, astsubay, polis rütbe/kıdem sembolleri kullanılamayacak. Kışlık üniformada mont, kaban veya yağmurluğun arkasında şirket ya da birim adı yazmaksızın sadece "Özel Güvenlik" ibaresi floresan gümüş renkli olarak yazılacak.
Üniformalarda Türkçe dışında (security, staff, crew gibi) başka bir dilde yazılıma müsaade edilmeyecek. Ancak, havalimanları ve deniz limanları ulusal hukuk mevzuatı ile birlikte uluslararası hukuk ve uygulamalara da tabi oldukları için sadece bu alanlarda çalışanlara münhasır olmak üzere, kışlık üniformada mont, kaban ya da yağmurluğun arkasında "özel güvenlik" ibaresi ile birlikte olmak kaydıyla, özel güvenliğin İngilizcedeki karşılığı olan "Private Security" ibaresi yazılabilecek.
Üniforma ve tamamlayıcı tüm unsurların içeriğinde Türk bayrağı, ay yıldız, Türkiye haritası, Cumhurbaşkanlığı forsunu ifade eden 16 yıldız, Selçuklu kartalı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları'nın sembolleri kesinlikle kullanılmayacak.
Kaynak: Milliyet gazetesi (http://www.milliyet.com.tr/2007/07/09/yasam/yas03.html)
lerdemir
09-07-2007, 07:39
Çok yerinde bir uyarı olmuş.
Alıntı için teşekkürler Todor.
Çok güzel bir uyarı. Teşekkürler.
Ceviz arkadaşım,
Türkçemizi kullanırken göz ardı ettiğimiz ya da bilmeden yaptığımız hatalarımız var. Bilgiler için teşekkür ederim.
Duyarlılığınız için teşekkür ederim.
Forumda Türkçe'yi doğru kullanmaya çalışıyorum.
Bunun yanında daha önce msnde dikkat etmediğim büyük harfler ve virgüller, gelişi güzel yazdıklarım da değişti. İçim rahat etmiyor. Artık nette yazdığım her yerde daha dikkatliyim. Kurallı yazmaya dikkat ediyorum. Teşekürler agacalar.net. ;)
Türk Dil Kurumu, konut ve iş merkezi projelerine yabancı isim veren dev inşaat firmalarına savaş açtı..
Hafta sonları gazetelerde verilen ilanlardan 70'in üzerinde yabancı ad taşıyan konut ve iş merkezi projesi tespit eden Dil Derneği, adreslerini tespit ettikleri 14 inşaat firmasına noter aracılığıyla ihtarname gönderdi. Yabancı adların Türkçe olarak değiştirmeleri istenilen ihtarnamede, bunun yapılmaması halinde maddi manevi tazminat davası açacakları belirtildi. Alice Village, Almondhill, Andromeda, Qantium, Sinpaş Aqua City, Villa Mare, Yeshill Göktürk gibi adlar taşıyan konut projelerinde yabancıların değil Türklerin oturacağı ifade edilen ihtarnamede, "Dilimizi, kültürümüzü, ulusal kimliğimizi korumak için hukuk savaşı başlatıyoruz" denildi. "Eğer isimleri değiştirmezseniz, dava açacağız" uyarısı yapılan ihtarnameye hiçbir inşaat firması cevap vermedi. Bunun üzerine dernek, Ağaoğlu, Sinpaş ve Taşyapı şirketleri aleyhine isimleri değiştirmesi için dava açtı ve ayrıca 10 bin YTL'lik manevi tazminat istedi. Medeni Kanun'un kişilik haklarına saldırı konusunu ele alan 24 ve 25'inci maddeleri gereğince dava açan Dil Derneği'nin avukatı Çelik Ahmet Çelik, dernek olarak tüzel kişiliklerinin böyle bir dava açmaya hakkı olduğunu söyledi.
BADEM TEPE ÖRNEĞİ
Avukat Çelik, "Taşyapı'nın sahibi Emrullah Turanlı konut projeleri olan Mashattan ve Almondhill adlarının neden yabancı olduğu sorusuna, Maslak'taki projenin New York'taki ünlü Manhattan'dan esinlendiklerini, Acıbadem'deki proje için ise Acıbadem'in tepe konumunda olması nedeniyle "Badem Tepe" anlamına gelen Almondhill adının verildiğini söyleyerek toplumuna ve ülkesine yabancılaşmanın ilginç bir örneğini vermiştir" dedi. Taşyapı'nın avukatı Orhan Karataş isimlerde bir sakınca görmediğini söylerken, Sinpaş'ın avukatı İbrahim Erdal da, Türkçe'ye diğer dillerden binlerce kelimenin girdiğini ve bu kelimelerin birçok mekânda kullanıldığını ifade ederek davanın reddini istedi.
Kaynak: Sabah Gazetesi (http://www.sabah.com.tr/haber,3C41BC4CD01C44D398DF7F7F2E8FB216.html)
S.İnceçayır
26-07-2007, 07:36
Herkese Günaydın,
Agaçlar net,türkçe imla kurallarına dikkat eden ender site diye bilirim.en azından benim baktıgım siteler içinde,12 yaşından bu tarafa yaklaşık 19 senedir dubaide yaşamam nedeniyle türkçeden uzaklaştım,konuşmada sorun yok ama yazarken çok zorlanıyorum zamanla bu eksikligimide aşacagıma inanıyorum..
Günaydın arkadaşlar günaydın sonreis, günaydın Todor. Haber çok ilgimi çekti. Baştan sona okudum. Şirketlerin gerekçeleri o kadar komik ki... Bütün o havalı gibi duran isimlerin ne kadar saçma gerekçelerle konduğu da anlaşılmış oldu. Acaba Avrupa'dan bakılınca nasıl görünüyoruz? Bu konuda Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını önerebilirim."Bye bye Türkçe" adlı kitabında akıcı ve detaylı bir şekilde olup biteni anlatmış. Dernek avukatına helal olsun diyorum. Bence konuyla ilgili daha ayrıntılı ve sağlıklı bir yasal düzenleme yapılmalı ve tazminat şeklinde değil de cezai yaptırım şeklinde bu tür garip isimler koyanlara gereken bedel ödetilmeli...
Peki Andromeda'nın Türkçesi nedir? :D
Bir yıl kadar önce, birgün gazetede bir ilan dikkatimi çekti. Büyük binaların olduğu yarım sayfalık bir ilanda, büyük puntolarla "wish you were here" diye bir yazı gördüm. İlk olarak; yabancı bir ülkede yapılan inşaatlara, bizim uyanık firmaların Türkiye'deki yabancılara yönelik bir pazarlaması olduğu geldi aklıma. Sonra biraz daha dikkatli bakınca gördüm ki inşaat İstanbul'da. İlan bir ulusal gazetede, okuyanlar sanırım turistler değil, türkler. E, türklerin okuma yazma dili de türkçe!!! Şimdi bu konutlardan birine sahip olmak için acaba ingilizce bilmek zorunluluğu mu var diye düşünüyor insan. Kendi yurdunda, kendi parasıyla, ingilizce bilmeyen birisi demekki satın alamayacak bu evleri.:mad:
Bunun hangi mantıkla yapıldığı konusunda bir düşüncesi olabilen var mı acaba:confused:
Ha unutmadan söyleyeyim, bu ilan Milliyet gazetesinde çıkmıştı. Çok sinirlenip sevdiğim bir yazar olan Can Dündar'a, bir tepki yazısı göndermiştim. Hiç bir yanıt alamamıştım:(
Aslında bu yeni bir şey değil. Vakti zamanında bütün isimlerimiz Farsça ve yahut da Arapçaydı. Cumhuriyetin kurulması ile isimlerimiz Fransızcaya dönüştü. Şu anda dünyada egemen kültür, Amerikan kültürü olduğu için isimlerimiz hep ingilizce.
Penelophe
26-07-2007, 11:46
Andromeda: Samanyolu galaksisine benzer ve Samanyolu'na en yakın galaksi. :D
Penelophe
26-07-2007, 12:00
Biraz araştırdım, Zincirli Prenses'te deniliyor.
Peki o zaman Türkçemize son derece önem veren bir sitede, kullanıcı isimlerinizi neden Türkçe seçmiyorsunuz?
Limon bizim şirketimizin adı. Şirket ismi ararken ilk olarak düşündüğümüz Limon'un zaten başka şirketlerce kullanıldığıydı. Fakat gördük ki bizim Limon olarak bildiğimiz hemen hemen tüm şirketler Lemon'muş. O yüzden de Limon Ltd. olmak hiç uğraştırmadı bizi. Sizce Lemon mu Limon mu kulağa daha hoş geliyor?
Sizce Lemon mu Limon mu kulağa daha hoş geliyor?
****** yüz kere bin kere milyon kere limon limon limon. Şirket ismi olarak ilk defa duydum ancak seçenler sağ olsunlar. Keşke aynı duyarlılığı herkes gösterse. Öneriniz çok güzel neden bizler türkçe isimler kullanmayalım. Bu konu hep kafamı kurcalıyor ilk günden beri.
Saygıyla.
Bence özel isimlere takılmak başka bir konu. Türkçeyi kabul görmüş imla kuralları veya cümle yapıları ile yazmak konusunda dikkat etmek başka bir şey.
Cins isimlerde ve bazı yeni terimlerde sanırım tavrım biliniyor. Ancak Einstein'a Aynştayn demek bana göre pek de uygun olmasa gerek.
Ancak yeni latin harflerine adapte edilmiş bir dilde örneğin "x" harfinin kullanılmasında çok da mahsur göremiyorum. örneğin Taksi yerine Taxi. Cyclohexan yerine şahsen siklohekzan beni rahatsız ediyor :D
biftek, bonfile, afiş, v.s. gibi epeyidir kullanılan yabancı kelimeler için bir şey diyemiyorum.
uzun lafın kısası benim kullanıcı adımla (veya rumuzumla) özel adımış gibi gördüğümden bu gibi özel isimlerin de özel kalması vede zoraki bir Türkçeleştirmeye gerek yok diye düşünüyorum.
Çocuğu doğuran, buluşu yapan adını koymuş. Andromeda galaxisine de sütlü yol desek ne olur... bence kavram kargaşası olur. Her 10 yılda bilgilerimiz artık katlanır oldu. Bu bağlamda terimlerde değil de özel isimlerde veya bazı cins isimlerinde de pek takılmamak gerektiği görüşündeyim.
Bu kavram kargaşasını kimyada çok iyi yaşıyan biriyim.
O konuda size katılıyorum, Türkçede karşılığı olmayan nesneleri alırken onları Türkçeye çevireceğiz diye zorlamanın bir manası yok. Televizyon yerine uzak görüntü dememiz çok yersiz. Ama televizyon yerine television demeye başlamamız kendimize saygısızlık.
Fakat biz bu zihniyetle devam ettiğimiz sürece İbrahip Paşa Konağı'na Casa De Ibrahim Pasha deriz.
Böyle deyince daha bilgili, görgülü ve kültürlü mü olunuyor? Bir ara İstanbul sokaklarında kızların çoğu "Avrupa Yakası'ndaki" Selin gibi konuşmaya merak sarmıştı. Allah'tan o diziden sonra artık öyle konuşanlara pek rastlamıyorum. :p
Kabul etmemiz lazım Dünya kültürüne dil anlamında katkıda bulunamamışız. Bir yoğurt kelimesinin her yerde aynı şekilde kullanılması bizi gururlandırmıyor mu? Ama biz tarih boyunca hep kelimeleri diğer milletlerden almışız.
Bu arada dil konusuna girmişken İngilizce'nin temelinin Anadolu'ya Hititler'e dayandığı söyleniyor ve " su, anne, baba" gibi ( vadar, mader, fader ) bazı kelimelerinin Hitit tabletlerinden yapılan çözümlemelere göre ortak olduğu belirtiliyor. Yani bu dil alanındaki etkileşimler zannettiğimizden çok daha eski ve karmaşık bir konu. ( Kusura bakmayın konuyu çok dağıttım ama dil konusuna biraz merakım var. Bu konuda konuşulması hoşuma gidiyor da...)
Haklısınız bende o kızların konuşmalarını duyunca oha falan oluyorum yaniii...
Ya happy olacağız yahut da ver coşkuyu diyeceğiz...
Bunun arasını bulamak gerek sanırım.
berduray
28-07-2007, 00:31
buyur burdan yak olayı avukat bunu yapıyorsa cahilini var sen hesap et.rezalet,zeytinyağı diye buna denir...yasa konuluyor ama boşlukları tıkanmıyor.avukatlar da bu boşlukları bulmaya yarıyor.tc'nin sistemi adalet dağıtmıyor,uygun boşluklar bulup çuvala mızrak sığdırmaya çalışıyor,tdk kapandıda bu günleri görmedi iyi ki:!!!
Cins isimlerde ve bazı yeni terimlerde sanırım tavrım biliniyor. Ancak Einstein'a Aynştayn demek bana göre pek de uygun olmasa gerek.
Ancak yeni latin harflerine adapte edilmiş bir dilde örneğin "x" harfinin kullanılmasında çok da mahsur göremiyorum. örneğin Taksi yerine Taxi. Cyclohexan yerine şahsen siklohekzan beni rahatsız ediyor :D
Einstein'ı bu şekilde yazmak TDK'nın bir kararıdır ve Türkiye'de dil üzerinde yetkili kurum TDK olduğu için bize de bu karara uymak düşüyor. Bence Aynşıtayn yazsak da hiçbir şey olmaz. Ama Einstein yazabiliyorsak ve bu bize daha doğru geliyorsa taxi yazmakla da bir sorunumuz olmaması lazım. Cyclohexan'a gelince kafam iyice karıştı. ;) Bir öyle yazalım bir böyle yazalım gibi bir şey olmuş.
Bana göre dildeki her yabancı sözcük, o dildeki mayınlardan biridir. Örneğin mahsur görmek demişsiniz. Mahsur sözcüğü kuşatılmış anlamına gelir. (muhasara sözcüğünden) Bunun yerine mazur ya da mahzur sözcüğünü kullanmanız gerekirdi. Siz de mayına bastınız:) Bu anlamda mayınları olabildiğince azaltmalıyız. Adapte edilmiş yerine uyarlanmış sözcüğünü kullanarak başlayabiliriz. ;)
Kabul etmemiz lazım Dünya kültürüne dil anlamında katkıda bulunamamışız. Bir yoğurt kelimesinin her yerde aynı şekilde kullanılması bizi gururlandırmıyor mu? Ama biz tarih boyunca hep kelimeleri diğer milletlerden almışız.
Bütün diller arasında sözcük alışverişi olmuştur. Abartıya kaçılmadığı sürece bu çok da kötü bir durum değildir. Türkçe diğer dillerden çok fazla sözcük almıştır ve almaya devam etmektedir. (Kullanılan sözcüklerin %14'ü yabancı kökenlidir.) Buna katılıyorum. Özellikle arapça, farsça ve ingilizce sözcükler, yönetim ve yönlendirme eksikliğinden dilimize fazlaca girmişlerdir. Ama bu sözcükler yavaş yavaş ayıklanıyorlar. Örneğin artık günümüzde hiç kimse ; "savcı" yerine "müdde-i umumi" , "Sağlık Sosyal Yardım Bakanlığı " yerine "Sağlık ve İçtimaî Muavenat Vekâleti" , "Danıştay" yerine "Şurâ-yı Devlet" , "Sayıştay" yerine "Divân-ı Muhasebat", "bilirkişi " yerine "ehl-i vukuf"(ehl-i hibre), "başarı" yerine "muvaffakiyet", "demeç" yerine "beyanat", "denetçi" yerine "murakıp",demiyor.
Ancak Türkçe'den diğer dillere sadece yoğurt sözcüğünün geçtiğini söylemek Türkçe'ye haksızlık yapmaktır. :)
Çünkü Türkçe'den Ermenice'ye 3159, Yunanca'ya 2643, Bulgarca'ya 369, Arnavutça'ya 2422, Sırp-Hırvatça'ya 2365, Arapça'ya 1801, Rusça'ya 1576 , Rumence'ye 1542, İngilizce'ye 1500, Farsça'ya 1369, Macarca'ya 1142, Urduca'ya 228, Çince'ye 213 sözcük geçmiştir.
O konuda size katılıyorum, Türkçede karşılığı olmayan nesneleri alırken onları Türkçeye çevireceğiz diye zorlamanın bir manası yok. Televizyon yerine uzak görüntü dememiz çok yersiz. Ama televizyon yerine television demeye başlamamız kendimize saygısızlık.
Haklısınız uzak görüntü çok saçma bir sözcük. Bildiğim kadarıyla bir tek Almanlar televizyon sözcüğünü kullanmıyorlar. (Fernsehen diyorlar) Ama Türkçe karşılığı olmayan nesneleri kullanıma sunmadan önce adlarını Türkçe'ye çevirmeye çalışmak bence çok önemli. Eğer çalışmasaydık buzdolabı ve bilgisayar gibi binlerce çok güzel sözcük türetilmezdi. Sadece computer yazısının silinip üzerine bilgisayar yazılması bilgisayar alanında 5000 Türkçe sözcük türetilmesine olanak sağlanmıştır. (yazılım, donanım, yazıcı, tarayıcı vb.) Tabi ki uygun sözcük bulunamazsa yabancı kökenlisi kullanılmalıdır.
Sanırım çok yazdım. ;)
Sn. Ceviz,
bu konuda size katılmamak elde değil. Yabancı sözcüklerde kendimizi haklı kılma çabasına girersek, herkesin bu noktada bir bahanesi olacaktır. Sonuçta bu bizi çifte standarda götürür. Gidin sorun mağazasına yabancı bir isim koyan birine, onun da kendine göre haklı bir nedeni mutlaka olacaktır. Elbette bu bir seçim meselesi.
Bir zamanlar Ecevit'in ortaya attığı kelimelerin bir kısmı, beni oldukça zorlamıştı. Uzun yıllar alışkanlık olmuş bir yığın kelimeyi dilimden söküp atmak, kolay olmamıştı. Bugün baktığımda ne güzel olmuş diyorum. Yine bir zamanlar(gençliğimde)bazı süperstarların yaptığı gibi, her cümleye, ingilizce, fransızca sözcükler yerleştirmenin matah bir şey olduğunu sanılırdı ama artık bunun gerekmediğini, Hakkı Devrim gibi sözcük ustaları hergün basında dile getiriyor.
Günlük yaşamda özenli bir türkçenin kullanımı, ancak çok ve doğru okuma ile sağlanabilir. O zaman farkına bile varılmaksızın güzel türkçe, konuşma diline yerleşmiş olur. Konuşurken özen göstereceğiz elbette ama hele yazarken, kimsenin arkasından kovalanmıyor. İki dakika daha fazla ayırıp, yeniden düzenleme fırsatımız var.
Sözün kısası gerçekten dilimize sahip çıkmak istiyorsak, bu konuda elimizden geldiğince duyarlı ve özenli olmamız gerektiğine inanıyorum.
hassoman
29-07-2007, 14:11
Nevsune Hanım,
Bu sözlerinize katılmamak mümkün mü? Ne güzel özetlemişsiniz.
Evet dilimize bazı yabancı sözcükler girmiş. Ancak, o sözcüklerin Türkçe karşılığı varken yabancısının tercih edilmesini anlamıyorum. Şimdi o duruma geldik ki bir iş yerine Türkçe isim konulduğunda 'basit, bayağı, sıradan', yabancı isim konulduğunda ise ' seçkin, elit, modern' görülüyor.... Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bir işyerine 'Pazar' ismi koyarsanız bir basit taşra imgesi oluşturmuş oluyorsunuz; amaaa 'Bazaar' ismini koyarsanız çağdaş, batılı hava vermiş oluyorsunuz. Hani yalan da değil. İnsan "Bazaar" da olduğu zaman yürüyüşü bile değişiyor yani ...
By by... :D
Teşekkürler Ceviz. Gönderdiğiniz metni tekrar tekrar okuyorum. Türkçe'den yabancı dillere geçmiş kelimeler konusunun kaynağını bize verebilir misiniz? Bu konuyla ilgili yazılan kitaplar hangileri ? Bir de örnekler istiyorum. Yani hangi kelimeler geçmiş. Yunanca ile ilgili az çok biliyoruz. Diğerleri hakkında hiçbir fikrim yok... :p
Sayın Baldas,
Ne yazık ki bu konuda öyle çok da ayrıntılı bilgi sahibi değilim. Ama olabildiğince kaynaklar sunmaya çalışacağım. ;)
TDK'nın bir çalışmasının haberi ile başlayabiliriz.
Türk Dil Kurumu (TDK), yabancı dillerde 10 binin üzerinde Türkçe sözcük olduğunu, Türkçe'den en fazla sözcüğün ise Ermeniler ile Sırpların aldığını belirledi.
TDK Başkanı Şükrü Haluk Akalın, kurul üyesi Prof. Dr. Günay Karaağaç'ın yürüttüğü çalışmada, bir kültür ve uygarlık dili olarak Türkçe'nin pek çok dile sözcük verdiğinin örnekleriyle ve kanıtlarıyla ortaya konulduğunu belirtti.
Akalın, yabancı dillerde 10 binin üzerinde Türkçe sözcük olduğunu, Türkçe'den en fazla sözcüğün ise Ermeniler ile Sırpların aldığını belirlediklerini vurguladı. Türkçe'den Ermenice'ye verilen bu sözcüklerin yanı sıra, Türkoloji'de Ermeni Kıpçakça'sı diye adlandırılan ve 13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Karadeniz'in kuzeyinde kullanılan bu dilin tamamen Türkçe'ye dayandığını ifade eden Akalın, şunları kaydetti:
''Bugün Ermenice'de, gerek Türkiye Türkçesi'nden gerek Azerbaycan Türkçesi'nden alınma Türk dili kökenli yaklaşık 5 bin sözcük kullanılıyor. Elbette diller arasındaki bu etkileşim karşılıklıdır. Türkiye Türkçesi yazı dilinde de Ermenice kökenli bazı sözler var. Ama bunların sayısı yalnızca 16'dır.''
HANGİ DİLDE NE KADAR TÜRKÇE SÖZCÜK VAR
Akalın, yazı dilimizdeki yaklaşık 400 alıntıya karşılık Yunanca'ya yaklaşık 3 bin Türkçe kökenli söz verildiğini vurgulayarak, ''Macarca'dan aldığımız 18 söze karşılık bu dilde yaklaşık 2 bin Türkçe alıntı var. Türkiye Türkçesi'nde Rusça alıntı 38 iken, Rusça'daki Türkçe alıntılar yaklaşık 2500'dür. Bütün bunlar Türkçe'nin komşu ulusları ve kültürleri büyük ölçüde etkilediğini gösteriyor'' diye konuştu.
Akalın, Çince'de 307, Farsça'da yaklaşık 3 bin, Urduca'da 227, Arapça'da yaklaşık 2 bin, Ukraynaca'da 747, Ermenice'de 4 bin 262, Fince'de 118, Rumence'de yaklaşık 3 bin, Bulgarca'da yaklaşık 3 bin 500, Sırpça'da 8 bin 742, Çekçe'de 248, İtalyanca'da 146, Arnavutça'da yaklaşık 3 bin, İngilizce'de 470, Almanca'da 166 Türkçe kökenli sözcük olduğu ortaya konulduğunu anlattı.
Akanın, ''Listeden anlaşılacağı gibi, bir sözcüğümüzün birkaç dile geçtiğini göz önüne aldığımızda dünya dillerindeki Türkçe kökenli sözcüklerin sayısının 35-40 bin civarında olduğu görülür'' dedi.
TÜRKÇE'NİN ÇEKİM GÜCÜ
Dillerin başka dillere sözcükler vermesi ve başka dilleri etkileri altına almasının ancak bir çekim gücü haline gelmesiyle mümkün olduğunu ifade eden Akalın, ''Bunun için de bilimde, teknolojide kaydedeceğimiz gelişme ve ilerlemenin yanı sıra kültür değerlerimizi, sanatımızı, edebiyatımızı dünyaya tanıttığımız ölçüde Türkçe'nin çekim gücü olma özelliğini sürdürmesi sağlanacaktır'' dedi.
Akalın, Türkçe'nin çeşitli dillere verdiği 10 binin üzerindeki sözcüğün hangi dillerde nasıl ve hangi anlamlarda kullanıldığının ''Türkçe Verintiler Sözlüğü'' adlı eserde yayımlanacağını kaydetti.
ÖRNEKLER
Akalın, Türkçe'nin ad türünden kelimelerin yanı sıra diğer dillere fiil türünden kelimeler de verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Türkçe, başka dillerden sözcükler aldı, ama alıntılarımız içerisinde kök fiiller son derece azdır. Oysa, (çakmak, çatmak, kapamak) gibi pek çok kök fiil Türkçe'den diğer dillere geçmiştir. Fiillerin yanı sıra ünlemlerin hatta deyimlerin ve atasözlerinin de Türkçe'den diğer dillere geçen söz varlıkları arasında olduğunu biliyoruz.'' Akalın, ''Açık, ada, bacanak, bağlama, çakal, çanak, damga, dolma, düğme, gemi, kapak, kayık, kazan, ocak, sağrı, sayı, sarma, toka'' gibi kelimelerin Türkçe'nin bu dillere verdiği binlerce kelimeden yalnızca birkaçı olduğuna dikkati çekti.
Akalın, Türkçe'deki ''açık'' sözünün Farsça'da ''açig'' (ağaçsız ve açık yer, alan), Ermenice'de ''açik, açiklik'' (kır, ova, açıklık yer) Macarca'da ''açsik'' (üzeri açık deniz taşıtı, sandal), Rumence'de ''acic'' ve ''ustuacic'' (açık, üstü örtülü olmayan), Bulgarca'da ''açik'' (açık) olarak kullanıldığını bildirdi.
Akalın, ''Bacanak'' kelimesinin Türkçe'deki (karıları kardeş olan erkeklerden her biri) anlamıyla Yunanca'da ''bacanakis'', Sırpça'da ''bazanak'', Arnavutça'da ''baxhanak'' biçimlerinde kullanıldığını belirtti.
Akalın, Türkçe'deki ''Bilene bir, bilmeyene bin'' deyiminin, Ermenice'de ''Bilana bir, bilmiyana bin'', ''Düşmanın gözü kör olsun'' deyiminin ise ''Dyuşmanı gyozi gyor olsun'' şeklinde geçtiğini ve bunun gibi çok sayıda örnek bulunduğunu belirtti.
Ben de Türkçe Verintiler Sözlüğü'nü dört gözle bekliyorum. Bu konuda bilgisi olan varsa lütfen bizimle paylaşsın.
Tabi ki çalışmalar tam olarak bitmediğinden kaynaklarda belirtilen sayılarda farklılıklar olabiliyor. En iyisi TDK'nın sözlüğünü beklemek.
Yazıda birkaç örnek verilmiş. Birkaç örnek de ben vereyim.
-Yaka, cacık, lokum (Yunanca'ya geçmiş)
-Köşk, Dolmuş (Almanca'ya geçmiş) Ne yazık ki bizler Almanca'ya geçen bu sözcüğü Almanlardan tekrar alıp Kiosk şeklinde kullanıyoruz. Havaalanlarında karşılaşırsınız.
-Ordu (Almanca, İngilizce ve Fransızca'ya geçmiş "Horde")
-Meşhur yoğurdumuz :D Neredeyse tüm dillere geçmiş. Ama artık ayran demiyorlar. Drinkable yoghurt (içilebilir yoğurt) diyorlar.
-Kahve (Fransızca'ya oradan da bütün dünyaya geçmiş "cafe") Kökeni Arapça olsa da Osmanlılar zamanında türetilmiş bir sözcük olduğu için Türkçe sayabiliriz. Ancak ne yazık ki artık heryerde cafe yazıyor.
Daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıyı inceleyebilirsiniz.
http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7e#T.C3.BCrk.C3.A7eden_Di.C4.9Fer_Di llere_Ge.C3.A7en_S.C3.B6zc.C3.BCkler
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Sözlük tipi çalışmaları her kitapsever kütüphanesinin bir yerine mutlaka koyar ve elinin altında bulundurur. Bahsettiğiniz kaynaklara ben de ulaşmaya çalışacağım hem kendim için hem de çoluk çocuğum için. Dün de televizyonda bir kitap tanıtımı vardı. Levent Tülek'in hazırladığı Lumpen Sözlük diye... Bilmem ki alsam mı? Yok önce sizin dediğiniz kitabı alırım.
TDK'nın makalesi Türkçenin zenginliğini anlatırken biraz diğer dilleri küçümser bir hava taşır gibi. Türkçe sözlüklerin ortalama beş bin kelime taşıdığı düşünülürse, Ermenice'deki kelimelerin hepsi Türkçeden geçmiş gibi.
Üstelik Türkiye'de Ermenice uzmanı hiç olmadığını düşünürsek, konu bana biraz abartılı gibi geldi.
Dili zenginleştirmek iyi bir şey ama, bunu yaparken etkileşimli olduğumuz, üç beş değil çok daha fazla kelimeyi değiş tokuş yaptığımız dilleri, üstelik ülkemizin yerel dillerini bu şekilde değerlendirmek bana biraz uygun değil gibi geldi.
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı...
lerdemir
30-07-2007, 13:07
Ayrıca,
Türkçe'nin ihraç ettiği kelimelere bakılırsa önemli bir bölümünün BOĞAZ ile ilgili olduğunu göreceksiniz.
Ne kadar da MİDEsine düşkün bir toplum olduğumuzun göstergesi gibi sanki.
-cacık, lokum (Yunanca'ya geçmiş)
-Meşhur yoğurdumuz
-Kahve
Peki özür dilerim Malina Hanım.
Yücel Özlem
30-07-2007, 15:25
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı...
Eyvallah! Son derece haklısınız.
Not:Bu yazının, (başka bir kullanıcıya ait) ikinci alıntısı ve onunla ilgili bölümü silindi.
Hakan KINACI
30-07-2007, 15:51
Saygı değer arkadaşlar,
Türkçeyi doğru kullanmak, yazmak ve okumak farklı, burada kısaca göz gezdirdiğim konular farklı geldi bana.
Türkçemize bir çok yabancı dil girmiş orası artık kaçınılmaz ama bizim amacımız nedir? konu başlığından da anlaşılacağı gibi Türkçemizi doğru kullanmak bu nedenle biz burada bu yabancı kelimelerden uzaklaşıp gelecek nasillere yabancı kelimelerden ziyade Türkçemizi doğru telafuz etmeleri için gayret içinde olmalıyız diye düşünüyorum.
Ayrıca; bazı arkadaşlarımız bu benim özelim, bu benim takma adım istediğimi yazarım demiş bence bunlar yanlış, Limon arkadaşım kendisinden örnek vermiş ve Türkçe olarak LİMON demiş, bizde birilerine örnek olacaksak eğer uygulamada mümkünse takma isimlerimizi dahi Türkçe seçerek örnek olmalıyız. Hata çok daha samimi isek ve her hangi bir sakınca görmüyorsanız İSİM atalarımızın bizlere koymuş olduğu o güzelim Türkçe isimlerimiz kullanmalıyız diye düşünüyorum...
Saygılar,
lerdemir
30-07-2007, 16:03
Sayın Yücel Özlem,
Kalsın o mesaj...
Malina'nın mesajının akabinde yazılmış gibi görünmekle beraber; henüz ben konuyu yanıtla ekranında iken uzun uzun; malina'nın hatırlatma mesajı okunmamışken yazılmıştı sizin o alıntıladığınız ve bana ait olan mesaj; hani şu "hangi alanda olduğu sorulan".
Dolayısı ile, uygun görürse zaten yönetim silecektir o mesajı.
Ayrıca; gönlünüzden geçerse mesajınızın ikinci kısmını silin, dilerseniz de silmeyin. Hani ben silmeyeceğimi söyledim ya; onun için. Beklemeyin diye...
Size, rahat günler dilerim...
davut DEMİRKAYA
02-08-2007, 22:21
Türkçeye Bu Kadar önem Verdiğiniz Için Saygiyla Eğiliyorum
Börü Han
01-09-2007, 00:41
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı...
Daha önce de yazmıştım. Türkçe'ye dikkat ediyorsak her yönüyle dikkat edelim.
Bir iki kelimenin Türkçe karşılığına, çeşitli bağlaçların ayrı yazılışına takılıp Türkçe'nin diğer kurallarını atlamayalım. Örneğin noktalama işaretleri, cümlede anlatım bozuklukları...
Bu uyarınızın sebebini anlayamasam da bir ekleme yapmak istedim yazıma.
Edebiyat ve dil bilgisi farklı iki şeydir. Burada tartıştığımız konular dil bilgisi ile ilgilidir. Uyardığınız yazının konusu edebiyatçıları değil dil bilimcileri ilgilendirir diye düşünüyorum.
Yücel Özlem
04-09-2007, 21:59
Sevgili hemşehrim usnac aramıza hoş geldin, forumumuzda çok değerli bilgilere ulaşacağınıza eminim. Öncellikle aşağıda vermiş olduğum adresteki "Forum Kullanma Klavuzunu" iyice bir okuyun ;):
http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=75
Foruma mesajlar yazarken güzel Türkçemizin imla kurallarına uymaya çalışıyoruz ve bu konuya çok önem veriyoruz. Sizinde önem vermenizi rica ediyoruz. Tekrardan aramıza hoşgeldiniz, sevgilerimle....
Uymaya çalışıyorum ama, yine de uyarı alıyorum. Neyse, daha dikkatli olurum, bundan sonra.
Teşekkürler Cansu!
Börü Han
05-09-2007, 04:36
Buradan Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında çaba gösteren herkese bir soru sormak istiyorum.
Bir konuda insanları uyarabilmek için, kendinizin bu konuda örnek olmanız gerektiğine inananlardan mısınız?
Bu sitedeki çabaları takdir ediyorum ve destekliyorum ama bazen bu çabalar samimiyetini kaybediyor.
Mesela konumuz: "Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında"
Konu başlığımız Türkçe dilbilgisi kurallarına uygun mu acaba?
Mesela site yöneticileri: Yazdıkları yazılarda Türkçe'nin bütün kurallarına mı dikkat ediyorlar, yoksa sadece belli başlı kurallarına mı? Türkçe dilbilgilerini geliştirmek için çaba sarfediyorlar mı?
Bir noktadan sonra bu samimiyetsizlik bana yönetimin, Türkçe'nin bazı kurallarını araç olarak kullanıp, siteyi daha ciddi göstermeyi amaçladığını düşündürüyor. Kırıcı olduysam kusura bakmayın. Düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Eğer 330 (http://agaclar.net/forum/showpost.php?p=80182&postcount=330) nolu mesajı okursanız neden Türkçe'nin değil, Türkçenin olarak yazıldığını görürsünüz.:)
Merhabalar!
Türkçemizin doğru kullanımı hakkında gösterdiğiniz ilgiye teşekkürler Börü Han. Ancak şunu bilmenizi isterimki hepimiz gerekli hassasiyeti göstermeye çalışıyoruz. Hatalar yapmıyormuyuz ? ****** yapıyoruz. Samimiyetle söylüyorum kendi mesajlarımdan günlerce önce yazdıklarımda olan hataları geriye dönüp düzelttiğim çok oldu. Benim anladığım elimizden geldiğince hassasiyet göstermek. Yoksa burası hatasız olacak diye bir kural ne gördüm nede okudum. Dilimizin gerçekten çok zarar gördüğü bu günlerde böyle bir hassasiyetin olması beni sitede cezbeden nedenlerin başında geliyor. Diğerleri bilgi paylaşımı vs. ****** onlarda önemli. Hemde çok.
Umarım yine hata yapmamışımdır. Neyse !
Saygıyla kalın.
Yücel Özlem
05-09-2007, 11:34
Sevgili Cemal, tamamen haklısınız. Burada, savunulan hatasız olmak değil. Bence bu mümkün de değil.
Sayısı yirmi bine dayanan bizlerin tek ortak yönü ağaçlar. Herbirimizin yetişme şartları. Kullandığımız aletler bile bazan istediğimizi yazmamıza imkan vermiyor.
Ben hatasız olma iddiasını bir hata olarak görenlerdenim. En azından benim böyle bir iddiam yok. Ancak burada savunulan bu ölçüye uymaya çalışmayı da kendime ve içinde bulunduğum topluluğa saygının bir gereği olarak kabul ediyorum. Mümkün olduğunca hatasız yazmaya çalışıyorum. Ben de sizin gibi eski yazılarımda rasladığım yanlışları düzeltmeye çalışıyorum.
Sevgiler.
Börü Han
05-09-2007, 12:54
Eğer 330 nolu mesajı okursanız neden Türkçe'nin değil, Türkçenin olarak yazıldığını görürsünüz.
Türkçenin bilmediğim bir kuralını öğrenmiş oldum sayın Todor.
Ne anlatmak istediğimi anlayıp cevap yazan herkese teşekkür ederim.
Yücel Özlem
05-09-2007, 12:59
Kağan Hocam, haklı olabilirsiniz -ki bana göre de haklısınız- lâkin, burada Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu esas alınmak zorunda.
Bu eleştirinizi TDK'na iltirseniz, konunun yeniden irdelenmesine de katkı yapmış olursunuz.
Sevgiler.
Yücel Özlem
05-09-2007, 13:03
Sevgili Börü Han, işte site yönetiminin yapmak istediği de bu sanırım. Paylaşım ve gelişme.
Güzel günler dilerim.
Buradan Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında çaba gösteren herkese bir soru sormak istiyorum.
Bir konuda insanları uyarabilmek için, kendinizin bu konuda örnek olmanız gerektiğine inananlardan mısınız?
Bu sitedeki çabaları takdir ediyorum ve destekliyorum ama bazen bu çabalar samimiyetini kaybediyor.
Mesela konumuz: "Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında"
Konu başlığımız Türkçe dilbilgisi kurallarına uygun mu acaba?
Mesela site yöneticileri: Yazdıkları yazılarda Türkçe'nin bütün kurallarına mı dikkat ediyorlar, yoksa sadece belli başlı kurallarına mı? Türkçe dilbilgilerini geliştirmek için çaba sarfediyorlar mı?
Bir noktadan sonra bu samimiyetsizlik bana yönetimin, Türkçe'nin bazı kurallarını araç olarak kullanıp, siteyi daha ciddi göstermeyi amaçladığını düşündürüyor. Kırıcı olduysam kusura bakmayın. Düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Siz iyi kullansanız ne olur, kullanmasanız ne olur? :)
Konuyla ilgili açıklamada bu cümleleri yazmıştım ama sizi yine de kesmemiş....
Ne yani, imla hatası yapamaz mıyım? Tabii ki yapabilirsiniz, ben de yaparım. Ama önemli olan iyi niyettir. Yazılarınızın altında düzelt düğmesi var. Daha sonra da düzeltebilirsiniz. Yazınızı göndermeden önce "ön izleme"yi kullanarak son bir göz atmak da işe yarar...Amacımız sıfır hata değil, (Basılı kitaplarda bile, bir çok hata çıkabiliyor) olabildiğince hatasız olmaya çalışmak...
Bir kez daha böyle bir suçlama yaparsanız forumla ilişkinizi keseceğim.
Buna, yukarıdaki kararıma vereceğiniz, amacını aşmış cevabınız da dahil.
kırçiçekleri
06-09-2007, 10:27
Bir gün insan virgülü kaybetti.
Cümlelerden korkar oldu ve anlatımları basitleşti.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.
Bir başka gün ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve sesinin tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.
Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan dahi uyandırmıyordu.
Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Soru sormaz, sorgulamaz oldu.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu artık ilgilendirmiyordu.
Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.
Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Davranış ve nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu.
Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlayıp duruyordu.
Yaşamının sonuna geldiğinde...
düşünmeyi de, okumayı da unutmuştu artık.
*** Kanevski'den Alıntıdır.***
Sitedeki doğa sevgisi kadar dilimizin sevilmesi, sahiplenilmesi, özenle kullanılması ne kadar sevindirdi beni bilseniz. Dilimiz ses bayrağımız bizim. Sahiplenmezsek dilimizden gayrı bir çok bizim olan değerlerimizi de yitireceğiz.
Noktamızı, virgülümüzü, soru işaretlerimizi de hiç yitirmeyelim.Düşünmeyi, okumayı unutan insanlar en kolay tutsak olan , sömürülenlerdir.
Sevgi ile selamlıyorum Türkçe Sevdalılarını...
Kaleminize, gönlünüze sağlık. Başka söze ne hacet!.
İşte son söz. Teşekkürler Kırçiçekleri.
Gerçekten harika bir yazı olmuş Kırçiçekleri. Teşekkürler. Bir anda yazınıza kendimi kaptırdım o kadar güzel anlatmışsınızki sağ olun.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.