İsterdim ki vaktimiz daha bol olsaydı da Kent Belleği Müzesinde daha da fazla kalabilseydik.

Yine Odun Pazarı içersindeki Atlıhan Elsanatları Çarşısını gezdik. Burada Lületaşlarından yapılmış hediyelik eşyaları gördük.

Rehberimizden öğrendiğime göre Lületaşı dünyada en çok Eskişehirde çıkıyormuş. Ana maddesi mağnezyum ve silisyum olan bu beyaz taş, yer katmanının ne kadar derininden çıkarsa kalitesi o kadar iyi oluyormuş. Yumuşak olan bu taş yontulmaya kolay gelirmiş.

Dolaşmaktan yorulmuştuk ama hiç birimiz şikâyet de etmiyorduk.

Daha sonra rehberimiz hem Eskişehir'i tepeden görebileceğimiz aynı zamanda da çay-kahve içebileceğimiz Şelale Parka götürdü bizleri.

Şelale Park'ta kocaman bir şelale yapılmış ama kış mevsimi olduğu için suyu akmıyordu.

Tepeden bakış güzeldi ama çayları hiç güzel değildi. Porsuk suyunu arıtarak musluklara veriyorlarmış. İçilebilir hale getirilmiş olan bu su, şehrin su şebekesiymiş. İçilmesinde hiçbir sakınca yokmuş ama söylediklerine göre o kadar güzel doğal kaynak suları varmış ki herkes bunu tüketiyormuş, adı da Kalabak.
Benim de hoşuma gitti, yumuşak bir su. İsterdim ki Şelale Parktakiler de çayı, Porsuk Çayı'nın suyu yerine bu doğal sudan yapsalardı.

Daha sonra Otelimize döndük, 2 saat dinlendikten sonra ver elini 222 Park Eskişehir eğlence kompleksi.... akşam yemeğini canlı müzik yapan şık bir restoranda yemeğe karar verdik.

Eskişehir'liler her fırsatta ya telefon kod numaralarını ya da şehir plâka numarasını kullanacak yerler buluyorlar. Şehir aşkından mı geliyor diye merak ettim.

Eğlence yerleri telefon kod numarası 222, Porsuk üzerinde 26 tane köprü yapmışlar, araba plâka numaraları 26. Parkta şato yapmışlar 26 kuleli ....;)

Arkası yarın diyelim mi arkadaşlar? Eeee ne de olsa yol yogunluğu var. ;)

Fazla geç kalmadan taze taze Eskişehir fotoğrafları..
 

Eklenti 374875

Otelimizin önünde "hoşgeldiniz hatırası"..

Eklenti 374876

Eklenti 374877

Odunpazarı sokaklarında rehberimiz Nurcan Hanım'ı dinliyoruz.
Arkada Odunpazarı'nın "simge" oteli Abacı konak Oteli.. ;)

Eklenti 374878

ykaya194 - ankstel - Adalet Yağcı Çağdaş Cam Sanatları Müzesi Odunpazarı

Eklenti 374879

Kent Belleği Müzesi Odunpazarı..


Güler Hanım, resimaltı yazılarını siz çok güzel toparlamışsınız zaten. Ben daha fazla karıştırmayayım dedim.

Gezi
 

Çok güzel bir gezi olduk emeği geçenlere çok teşekkür ederim
Bu gezide bize rehber konusunda zaman ayırarak yardımcı olan Sayın Özgür akbıyık beye ve hanım hanımçık rehberimiz Nurcan canalp hanıma huzurlarınızda tekrar teşekkür ederim..

Resim Akşam yemeği.

Fazla geç kalmadan taze taze Eskişehir fotoğrafları.. II
 

Eklenti 374881

Yeni Eskişehir'in mimarı Yılmaz Büyükerşen hoca ve bizim grup..

Eklenti 374882

Eklenti 374883

Eklenti 374884

Eklenti 374885

Odunpazarı sokaklarında..

Eklenti 374886

ankstel, önce ayaküstü kurs alıyor..

Eklenti 374887

ardından da, Nevzat ve eşinin fotoğrafını çekiyor ;)

Eklenti 374888

Porsuk üzerinde tekne gezimiz.

Eklenti 374889

Eklenti 374890

Sevgili Omer'in güzel fotoğrafları ile benim anlatmak istediklerimi birleştirirseniz ne kadar güzel, doyurucu bir gezi olduğunu görürsünüz. ;)

Eklenti 374891

Eklenti 374895

Eklenti 374892

Eklenti 374893

Eklenti 374894



Porsuk Tekne gezisi başladığı yerde, Köprübaşında sona erdi..

Bütün gezimiz süresinde ankstel ile Omer, adeta anlaşamayan-birbirlerini kıskanan iki eltiyi oynadılar. Bu halleri hepimizi güldürdü. :D

Ama ayrı da olamadılar bir türlü. :p

Eklenti 374898

Eskişehir'in en bildik noktası. Köprübaşı ve arkada yılların Orduevi.. Çok değişmiş çook..

Eklenti 374899

Eskişehir'in kıraç toprağında plaj görmek insana inanılmaz geliyor..

Eklenti 374900

Eklenti 374901

Güler Hanım siz hep gülün emi..

Eklenti 374902

Evimize doğru yola çıkmadan son bir Eskişehir hatırası..
Üzüm bile nefes nefese koştu geldi, bize yetişti.


Emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Sürç-i Lisan ettiysek affola..

Omer veya başka arkadaşlarımız fotoğraf yüklemeye devam etsinler, ben kaldığımız yerden sazı ele alayım. ;)

Omer'in yüklediği fotoğraf; 244 nolu mesajda en soldaki, sevoş.

En sağ taraftaki beyfendi lunlun'un babası-annesi ve lunlun, kucağımdaki güzel bebek de lunlun'un 3 yaşındaki kızı. (Ela veya Eda)

Güzel akşam yemeğinden sonra hepimiz adeta mayıştık. ankstel ve Omer bütün gün boyunca " simge, simge " diye sayıkladılarsa da onlar bile yorgun düşüp, simge'yi seyretmeye gidemediler. :p

Hep beraber otelimize dönüp, yattık.

Ertesi sabah yüklü bir programımız vardı.

Kahvaltıyı otelimizde edip, rehberimizle buluşacağımız noktaya geldik.
Eveeeet, Porsuk Çayı'nda tekne turu.

Omer güzel fotoğraflar eklemiş.

Porsuk Çayı'na Eskişehir'liler çok değer veriyorlar. Eskiden çok kirli olarak akan, ve kötü kötü kokan çayın suyunu büyük uğraşlar vererek tertemiz hale getirmişler. Sakarya'nın en uzun koluymuş Porsuk çayı.

Motor veya gondollarla tur yapabilme imkânınız var.
Porsuk üzerine 26 tane köprü yapılmış (yine plâka numaraları kadar)
Etrafında bulunan binalar hep restore edilmiş, temelleri sağlamlaştırılmış.

Porsuk çayının hem sağına hem soluna set ve set bitiminde yeşil arazi bırakılmış. Çayın su seviyesi bu yeşil alana geldiğinde hemen suyu kontrol altında tutmak için tahliye kapakları açılıyormuş. Böylelikle çayın etrafa zarar vermesi önleniyormuş.

Porsuk çayının suyunu da filitre edip, çok güzel arıtmışlar. Bu suyu evlerinde kullanıyorlarmış. Yani şehir şebeke suyu gibi. İçilebilir kıvamına kadar getirmişler.

Porsuk etrafındaki setler ve Porsuk çayından fotoğraflar.

Döndük ama aklımız Eskişehir'de kaldı.

15 yıldır Eskişehir'e hizmet veren Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen Esskişehir'e yepyeni bir çehre kazandırmış.
Bir belediye başkanı olarak öyle güzel şeyler yapmış ki, Eskişehir'liler böyle bir başkanları olduğu için haklı olarak gururlanıyorlar.
Ne diyelim, Allah tüm belediyelerimize Yılmaz Büyükerşen gibi başkanlar nasip etsin.

Çektiğim fotoğraflar ancak bu hafta sonuna doğru yükleyebileceğim, yazdığım bu bilgisayarın USB girişinde bir sorun var.

Sevgili Güler, Omer, Ankstel;
Fotoğraflar çok güzel, ellerinize sağlık.
Haydi, kimin elinde ne varsa çıkarsın ortaya :)

Önümüzdeki gezi ne zaman :D

Eskişehir'de kara iklimi hakim olduğu için, havayı biraz daha nemlendirmek-yumuşatmak adına yeraltı sularını hep hava ile buluşturma özlemi içindelermiş. O kadar geniş, büyük göletler var ki şaşmamak imkânsız. Her tarafta göl, akan sular görebilirsiniz.

Bilim Kültür ve Sanat Parkında artezyen suları güzel fıskıyeler ile koskocaman bir göleti oluşturmuş. Devir daim ile tertemiz bir göl havasında.

Eskişehirli'lerin yüzebilmesi için yapılan denizlerinin suyu da artezyenler sayesinde sağlanıyor. Yazın sudan hergün numuneler alınarak kontrol ediliyor, klorlanıyormuş.

Bilim Kültür ve Sanat Parkı çok büyük bir alana kurulmuş, eskiyi hatırlayanlar bu alanın bu kadar güzel olunabileceğini tahayyül bile edemiyorlarmış.

Anfitiyatırda konserler veriliyor, tiyatro oyunları sergileniyormuş. Park içinde mini bir tren ile dolaşmak çok keyifli. Her yerde heykeller gözünüze çarpıyor. Size mitolojiyi hatırlatan, sevgi ve saygıyı ifade eden heykeller.

Koskocaman bir korsan gemisi, Masal şatosu.... görülesi yerler.

Anfitıyatır ve güneşin doğuşunu selamlayan ve etrafa dağıtan heykeller...

Gölet etrafında çok sayıda cafeler var. Şehirde 2 üniversite olunca, gençlik ve halk buraya çok rağbet ediyor.

Halk plajında 2 tane de yüzme havuzu var, burada yüzme eğitimi veriliyormuş.

Park içinde koskocaman bir korsan gemisi var. Kalyon birebir küçültülmüş, kaptan köşkü, zindan, kiler odalarını görebilirsiniz.

Bir ara arkadaşlar bana " Güler Hanım, zindana inmeniz gerekir, ankstel ile Omer kendilerini zindana atmışlar" dediler. :D :D

Kış sezonu olduğu için kalyonu korumak amacı ile üzerini kapatmışlar.

Zindana indim ki bizim iki ahbap çavuş, agaclar.net kurallarına uymamışlar..( onların tabirleri ile hücre ya ). "atın bunları hücreye" dedim. :D

VE sonları....:p :D

Park içinde bir de Masal Şatosu var.

Masal şatosunun da 26 kulesi var. Türkiye'nin önemli kuleleri burada sembolize edilmiş. Bir Galata Kulesini, Kız Kulesini, Saat kulesini görebilirsiniz.

Bu arada karnımız acıktığı için yine Eskişehir mutfağınından bir şeylerin tadına bakmak istedik ve bu sefer de Balaban köfte yedik.

Firma bize önce çi börek ikram etti. Arkasından da nefis balaban köftelerimiz geldi. Ama ben yine fotoğraf çekmemişim. İnşallah bu güzel tabağın fotoğrafını çeken arkadaşımız olmuştur.
ankstel desem ıı ıhh, o da çekememiştir, zira 2. tabağı da götürdü maşallah. :D
(yarasın arkadaşa)

Daha sonra Bilim Deney Merkezine gittik. Sabancı Uzay Evindeki gösteriye katıldık.
Son durağımız Devrim arabaları oldu....

ama, az sonra devam....

Ben nefis balaban köftenin fotoğrafını çektim ama USB de sorun var yazmıştım.

Balaban köfteye bayıldım, köfte ve iri parça kuzu etleri bir arada servis edilmiş, altında küçük kesilmiş pide parçaları, üzerine domates sosu ve yoğurtla iskender kebabp lezzeti vardı, hatta daha güzeldi :)

Ne güzel bir gezi olmuş.Katılanların adına çok sevindim. Dilerim gelecek gezilerin (en azından bazılarında) ben de sizlerle olabilirim.
Bütün resimler ve gezdiğiniz yerler çok güzel, ama mutlaka görmem gereken yer cam müzesi :)

Yediğiniz içtiğiniz sizlerin olsun, çok güzel bir gezi yaşamışsınız. Dostluk olunca soğuk moğuk vız geliyor valla. Ohh ne iyi etmişsiniz.

Kıskandım mı ne;)

Hayran hayran, içimi çeke çeke gezi fotoğraflarınızı izledim. Belli ki yine çok güzel bir gezi olmuş.
Fotoğraflarınız ve açıklamalarınız sayesinde Eskişehir'i de görmüş kadar oldum. Ellerinize sağlık.
Yine tekrarlayayım; inşallah günü birlik gezilerde buluşabilmek dileğim ile.

Çok haklısın sevgili Eser İlhan, eminim ki vaktinizin büyük bir bölümünü orada geçirirsiniz.

Burada fotoğraflayamadım ama daha o kadar çok eser var ki görülmesi gereken. Ödül almış bir bölüm.

Gezimizin en heyecanlı bir bölünü de Sabancı Uzay Evi'ndeki gösteri oldu.
Koltuklarımıza yatar vaziyette oturduk. Üstümüzde gökyüzü açıldı adeta, uzaya daldık.
Güneşin sıcaklığını hissettik, yıldızların patlamasını gördük. Minnacık bir nokta olan Eskişehir'den taaa uzayın derinliklerine daldık, heyecanlandık, dolaştık, takım yıldızların arasından süzülerek, samanyolunda koştuk, kuzey yıldızını selamladık ve yeniden Eskişehir üzerine konduk.

Çok güzel bir gösteriye şahit olduk.

Daha sonra son durağımız Devrim Arabaları oldu, ondan sonra rehberimize de veda ederek İstanbul yoluna koyulduk.

Gezimize katılan, bize orada eşlik eden, ve organizasyonda yardımlarını esirgemeyen bütün arkadaşlara çok teşekkür ederim.

Eeeeee, şimdi sırada ne var dostlar, Yalova'ya gidiyor muyuz?

Geziden fotoğraflar.