![]() |
Bugün Ahmet Demirtaş, arkadaşları Füsun hanım, Feza hanım ben ve oğlum Meriç keyifli bir gün geçirdik. Hava ilkbahar gibiydi, fotoğraflardaki ışıktan da anlaşılacağı üzere... :)
Ahmet bey malina'nın da belirttiği gibi dendroloji okulu, uygulamalı derslerinden birinde gibiydi. Daha arabada orman hakkında bizi bilgilendirmeye başladı. Gezerken de anlattıklarından sınav yaptı;) Karaçam ağaçlarından oluşmuş bu relik orman yani kalıntı ve korunmaya muhtaç ormanı gezerken, ne kadar değerli olduğunu unutmamaya çalıştım. Böyle yüzyıllık, özel bir ormanın gözümüz gibi korunması gerekiyor, ama ne yazık ki 2/3 lük kısmı halka açık halde... Yüksek tepeden etrafa baktığınızda orman bir adacıkmış da, etrafı çorak arazi ile çevrilmiş gibi hissediyorsunuz. Bu halka açık ve risk altındaki ormanı tehdit eden bir durum daha vardı gözlediğimiz. Ağaçların üzeri ökse otu ile kaplıydı. Ağaçların ökse otlarıyla çevrilmiş hallerine dayanamadığımız için, kar kardır diye söküp geçtik... Benim avatar olarak kullandığım ökse otundan birden soğudum ve gelince onu da "söktüm" buradan. Viscum album ya da ökse otu ile ilgili bir topik açıp, bilgi toplamaya başlayalım. Ben ilaç olarak kullanıldığı dönemlere hürmeten almıştım o avatarı. Ama çam ağaçlarının hallerini görünce ürktüm doğrusu... |
Alıntı:
|
Valla çok iyi etmişsiniz sonunda bir etkinlik sizi ve Ahmet beyin çabaları sonucunda gerçekleşti. Birinci güzellik bu. İkincisine gelince gelemeyen arkadaşlarınız sanırım çatlayacaklar. Devamını dilemekten ve İst.Grubu olarak kıskanmaktan öte birşey diyemiyorum.
Selamlar sevgiler |
|
Alıntı:
|
Bu arada şu meşhur ökse otumuz, üzüm salkımı biçiminde ağaca nasıl da yapışmış, kanını emiyor görüyorsunuz:(
|
Zavallı ağaçlar bir taraftan doğanın katilleri bir taraftan insanlar neler çekiyorlar.
|
Bu arada doğal bir bonsai çam ağacını da fotoğrafladık :)
http://www.geocities.com/muj_gun/bonsai.jpg |
|
İnsiyatifimi kullanıp, son yazılan mesajları kaldırdım. Buna hakkım olup olmadığı tartışılır, gerekirse bu tartışmayı başka başlık altında yaparız.
İstanbul'da da toplanma konusunda başarı değiliz. Olabildiğimizden emin olduğumuz ilk seferinde Ahmet Bey'i İstanbul'a davet edeceğiz :) Tabii katılmak isteyen tüm Ankaralı arkadaşları da :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
Eline sağlık.. :) mjgn ın dediği gibi, önce Ankara içinde vukuatsız toplanmayı becerelim... Sonra size de geliriz, sizi de bekleriz çay içmeye... ;) |
iptal etmeyip gittiginize sevindim. en azindan birileri eglenmis :)
|
"Adı tahtırevalli olmayan" diye belirttiğiniz o güzel ve eğlenceli aygıt, Gerede dolayında;ZINCIK, Konya dolayında; ZINCARIK olarak adlandırılıyor. En önemli özelliği de yatay ve dikey olarak hareket edebilme yeteneği bulunması.Dairesel dönereken aşağı yukarı hareket etmesi eğlenceli oluyor.
|
Alıntı:
|
ben diğer yemek toplantısı içinde mesaj atmıştım ama bugün
eğer beni de aranıza kabul ederseniz sevinirim görüşmek üzere sizlerden haber bekliyorum |
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
-Sitede bu güne kadar yazdığınız sekiz mesajın dördünü yukarıya alıntıladım. Bazılarını işaretledim. Bu sitede yazdıklarınıza cevap alabilmek için kurallara uymak gerekmektedir. İsterseniz işe aşağıda verdiğim sayfayı okuyarak başlayın. Sonra da yazdıklarınızı ve verilen cevapları inceleyerek devam edin. Doğru yerde kurallara uygun yazışma yaparsanız neden kabul edilmeyesiniz? Selamlar. http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2001 |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Zengi Yaylasında GICIRGAÇ
|
Alıntı:
Alıntı:_________________ "Özellikleri nedeni ile, grafitin kullanım alanları çok geniştir. Yumuşaklığı nedeniyle, kurşun kalem yapımı ve hareketli metal aksamlarının yağlanması işlemlerinde, ateşe ve asitlere karşı dayanıklığı nedeniyle de döküm ve refrakter sanayiinde, pota ve laboratuvar malzemeleri imalinde kullanılır. Siyah renkli ateşe dayanıklı boyalar da genellikle grafitten yapılır. İyi elektrik iletkenliği dolayısı ile elektrod, motor fırçaları, pil çubukları ve elektronik aletlerin imalinde kullanılmaktadır. Grafit ayrıca lastik, araba balataları, kibrit ve motor yağlarında katkı malzemesi olarak ta kullanılmaktadır." -Odun kömürü grafite benzer özellikleri nedeni ile aşınmayı azaltmak için kullanılıyor olmasın? |
Yücel bey söylediklerinizde haklısınız. Çocukken her iki şekli için denedik. Odun kömürünü koymazsak gıcır gıcır ses çıkarmıyor.Büyüklerimizden öğrendiğimize görede aşınma yı engelliyor. :)
|
Alıntı:
-O gıcırtının alasını kağnılar çıkarırdı. Kağnı tekerinin bağlı olduğu mazı (otmobillerde aks denilen parça) da bir ağaç yatakta döner. Bu mazı sık sık yağlanır. çıkardığı gıcırtı da yeri göğü tutar. Yağlama vaktinde yapılmazsa mazı ve yatak çabucak aşındığı gibi ısınmadan dolayı yangın da çıkabilirdi. Yağlama zamanı da, öyle günler aaylar aralığında değildir. birkaç kilometrede bir yağlama gerekir. Bunun gerektiğini de usta sürücüler çıkan gıcırtıyı dinleyerek bilirlerdi. Aksi halde durup kontrol etmek gerekir.(Yağlama Yine usta sürücüler tarafından hareket halinde yapılırdı.) -1992 yılında, Sındırgı'dan Simav istikametine giderken, Simav dğlarında görünce şaşırdığım; kağnı ile 2002 yılında tekrar Sivas Doğanşar'da karşılaştık. Bu defa kağnıyı görmeden önce, derinden gelen gıcırtısını duyunca; önce inanamadım. Benzettiğimi düşündüm. Gittikce yaklaşan ses, artık tereddüde mahal vermiyecek kadar belirginleşince; şaşkınlığım iyice arttı. Köydeki büyülü, insanı çook eskilere götüren ortamda, zihnim bana oyun oynuyor olmalıydı. Emin olmak için arkadaşlara sordum. Evet yanılmıyordum. Bu bir kağnı idi. -Doğanşar, Cihan pehlivanı, Dünya ve olimpiyat şampiyonu, Ahmet Ayık Bey'in memleketidir. Doğanşar'da her yıl Ahmet Ayık adına karakucak güreşleri yapılır. Bana da, bu Güreşleri birkaç defa, ünlü güreş ustaları ile birlikte izlemek kısmet oldu. Bu defa, güreşler münasebetiyle Doğanşar'da bulunurken, Ahmet Ayık'ın köyünde, Eskiköy'de Karşılaşmıştım kağnı ile. Kağnı ile birlikte hatırladığım kadarı ile birisi on yaşlarında bir genç erkek, diğeri onüç-ondördünde bir hanım olan sürücülerini de görüntülemiştim. Çocuk demeye dilimin vamadığı bu insanlarla kağnılarının görüntüsünü bir yerlerden bulabilirsem sizlerle paylaşmak isterim. -Evet dostlarım, Şimdi aklıma şu soru geliyor: GICIRGAÇ denilen, bu oyuncağın gıcırtısını kömür tozu ile ayarlamak; müstakbel kağnı sürücüleri için, yağlama zamanının tayini konusunda bir eğitim yerine geçiyor muydu acaba? |
Sevgili Yücel bey çok sevinirim. Biliyorsunuz Ahmet Ayık Antalya da turizm lede uğraşır. Onun otelinin bahçesinde gerçek bir kağnı var çimlerin üzerinde dekor amaçlı duruyor. Bu arada peyzajcı dostlar ve bahçeseverler KÖY ESKİSİ dediğimiz parçaları(Kağnı,at arabası,fayton,at arabası tekerleği,yaba,tırmık aklınıza ne gelirse) toplayıp dekoratif amaçla kullanmaktalar. Ne yalan söyleyeyim bende çok severim bu tür parçaları.Atıl durmalarındansa yine bir amaca hizmet etmek amacı ile varlıkları devam ediyor. Bende bu amaçla epey köy köy dolaşmıştım.Yalakdere de ve Fethiyede otelimizde Anadoludan dolaşırken satın aldığım Yaylı at arabası,semerler,çok eski cevizin yeşil kabuğunu ayıklayan makina,pulluklar,yabalar ,ayran tulukları v.s nı dekoratif amaçla kullanıyorum. Hele hele o bakır sahanlar ,ibrikler . Onlardanda boy boy abajur ve aydınlatma için aplikler yaptım kendi ellerimle. İki adet kağnı tekerleğinden ferforje ve cam ile masa yaptım. Aynı şekilde at arabası tekerleklerinden de yine ferforje ve cam kullanarak sehpa ve masalar yaptım.
Yani bir şekilde yaşamımızda varlıklarını devam ettiriyorlar. Selam ve saygılarımla. |
Efendim, Ellerrinize sağlık. Maşallah bir müze dolduracak eşya toplamışsınız.
|
Fotoğrf yeterince anlatıyor ama; zıncarık veya gıcırgaç olarak adlandırılan bu aygıtın direği (dikey olan) bulunabiliyorsa ardıç ağacından, kirişi (yatay olanı) çoğu zaman kara çamdan yapılır. Ardıcın seçilmesi dayanıklı ve sağlam olmasından kaynaklanıyor.
|
Ahmet bey çok doğru söylediniz. İllada Ardıç olmalı. Bizim yörede Ardıç ağacı çok fazla. Yöredeki Dam evlerin kirişleri hatılları ana direkleri hep ardıçtan.Kendi dam evimizin Rölevesini çıkartırken çok incelemiştim Kesinlikle kurtlanma yok. Sadece ocak nedeni ile is var.Bir iki kalın direği kazımıştım ve çok heyecanlanmıştım. Ardıç ın o güzelim rengi aynen kendini koruyor. Yörede Orman İşletmesi tarafından sanayi odunu olarak satılan ardıç odunlarından seçerek Ardıç parke yaptırmıştım Bucak ta. O zaman rahmetli babam çok karşı çıkmıştı önceleri. Sonra desenlerini ve kokusunu duyunca mest oldu. Üzerine Parke cilası bile atmadan yıllardır kullanmaktayız yeni evde. Salon daima Ardıç kokar.
|
Yücel bey müze değil ama bayağı toplamışım. Eşim onları kullanmaya başlayınca Otelde ve köydeki evde , epey rahatladı. Yer darlığından kurtuldu. Benim hobim sonunda bir işe yaradı.
|
Alıntı:
Burada bahsi geçtiği için soruyorum. Eğer mümkünse ceviz kabuğunu ayıklayan makinanın fotoğrafını gönderbilir misiniz? Çok ilginç eski olduğundan bahsediyorsunuz, bugün bile insanlar bu işi makina ile yapmıyorlar yani Türkiye de ceviz kabuğu ayırma makinası üretilmiyor, yurt dışında olmasına rağmen. Bu makinanın yeni modelini geliştirmeye çalışan akademisyenler ve üreticilerin olduğunu biliyorum. Belki tarihi boyutunun yanında o çalışmalara bir katkımız olabilir. |
Bu makinayı Yalakdere de bir köylü dostumun dedesi yapmış. Dijital fotograflarını çekip size yollayayım. :))
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 05:05. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025