agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Agaclar.net Çalışmaları, Projeleri, Etkinlikleri > Agaclar.net Toplantı ve Gezileri
(https)




Beğeni Düzeni8172Beğeniler

 
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Prev Önceki mesaj   Sonraki mesaj Next
Eski 08-04-2014, 12:13   #11
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,527
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Ozlem A Mesajı Göster
... en çok hissettiğim şeyi nerdeyse herkesin burada not düştüğünü görmek çok etkiledi beni, o da sanki kimsenin birbirine yabancı değil de sanki uzak düşmüş akrabalar gibi görünmesiydi.

Birbirinden öğrenen, ilham alan, yardım etmekten ve istemekten çekinmeyen doğaya aşık insanların iradeleri birbirini mıknatıs gibi çekmişti, uzaktan ya da yakından, erken ya da geç, her yaştan ve meslekten...


... Bu saygı, sevgi ve hoşgörülü grubun mimarisi onun hiçbirşeyi kaçmayan gözlerine çok şey borçluydu. Herkes yardım etmek, paylaşmak, tanıdıkları ile selamlaşmak dertleşmek, tanımadıklarıyla tanışmak, anlamak ve anlatmak için ordan oraya koşuşturuyordu..

..
Çok sevdiğim bir yazar olan Hakan Aksay'ın son günlerde okuduğum en çarpıcı yazısından sonra daha iyi anladım ki, ''ağaçlar.net''in üyeleri gerçekten çok güzide, insani yönleri ağır basan insanlar..Toplantıya katılan veya katılamıyan bu koca aile, halâ bu toplumda çürümüşlükten nasibini almaya niyeti olmayan insanların olabileceğini de kanıtlıyor..

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pria Mesajı Göster
Gelmiyor mu sizin burnunuza böyle bir koku?

Duymuyor musunuz, hissetmiyor musunuz yavaş yavaş çürüdüğümüzü?

Alışılmış günlük hayatımıza devam ederken...

Yani yiyip içip her zamanki gibi "yuvarlanıp giderken"...

Uçurumun dibine doğru hızla yol aldığımızın farkında değil misiniz?

Vicdanımızın lime lime olduğunu, ahlaki değerlerimizin yerlerde süründüğünü görmüyor musunuz?

Yalanın, hırsızlığın, yolsuzluğun, hilenin, zulmün hayatımızı sessizce işgal edip artık olağanlaştığını...

Şaşırma, karşı çıkma, reddetme reflekslerimizin giderek köreldiğini...

İster istemez kaygısız ve vurdumduymaz bir ruh haliyle örtündüğümüzü...

Yalnızca kendi gemimizi kurtarmakla uğraşıp öteki insanlara, sevgilere, dostluklara yüreğimizi yavaş yavaş kapattığımızı...

Bize benzemeyenleri anında düşman ilan etmeye haddinden fazla hazır bir psikolojiyle silahlandığımızı...

Her geçen günle biraz daha sığ ve duyarsız bir üslubun etkisi altına girdiğimizi anlamıyor musunuz?

....


Ne yapsak, Tanrım!

Gazetedir, televizyondur, internettir, her şeyi yasaklasak mı kendimize?

Sokağa çıkmasak mı, pencereyi açmasak mı?

İnsanlarla görüşmekten vaz mı geçsek?

Çünkü o koku...

O çürüme...

O iğrenç işgal...

Fırsat arıyor sanki her taraftan saldırıp bizi esir etmek için...

En insani konular, en doğal acılar, en anlaşılır duygusal tepkiler bile bizi aniden bataklığın içine çekiveriyor.

Her adımda kavgalar yaşanıyor; haksızlıklar, adaletsizlikler, kıskançlıklar, kalleşlikler, düşmanlıklar diz boyu.

...

Yazık!

Çok yazık!..


Hakan AKSAY- T24 yazarı

Pis koku Pamir'in cansız bedeninden değil, çürüyen vicdanımızdan geliyor

pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
 


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 18:48.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025