Üreme ortamı:
Akvaryumun yeri ve ışıklandırma önemlidir. Eğer akvaryumun bulunduğu yer gün ışığı alıyorsa ekstradan ışık yakmaya gerek yoktur. Üretim akvaryumlarında çiftin üzerinde ışık yakmamak olabilecek stres durumlarının önüne geçer. Eğer karanlık ve gün ışığını almayan bir ortamdaysa 9w�lık ışık odayı hafif loş bir hale getirecek şekilde odanın en yüksek ve akvaryuma en uzak olan noktasında bir timer aracılığıyla düzenli zamanlarda yakılmalıdır. Üreme dönemi çiftler iyi takip edilmelidir. Işıkların sönmesine ve bulundukları odanın zifiri karanlığa düştüğü bir anda üremeye başlayan bir çiftin yumurtalarından spermlenme adına randıman alınmaz. Böyle durumda ışıklandırma zamanı üreme bitene kadar uzatılmalıdır. Işıklandırmayı sürekli yapmakta çözüm değildir. Yaptığım denemelerde yumurtaların küflenme oranının en fazla olduğu dönem ışıkların açık olduğu döneme gelmekte.
Akıntı üreme tanklarında minimum olmalıdır. Eğer akvaryumun bulunduğu oda sıcaklığı düşükse akvaryumdaki sirkülasyon azlığı nedeniyle akvaryumun alt ve üst kısımlarında sıcaklık dengesizliği olabilir. Bu sorunu çözmek için kaliteli ısıtıcı kullanarak tabana yakın bir şekilde yatay vaziyette konulabilir. Ya da üreme dönemi dışında sünger filtrenin hava çıkışı artırılarak hafif de olsa akıntı yaratılabilir. Akvaryumdaki ısı dengesizliği balık sağlığı açısından önemlidir.
Üreme:
Üreme zamanı erkek ve dişi yumurtayı dökecekleri bölgeyi iyice temizler. Bu bölge akıntının minimum olduğu bir bölgede olmalı. Üretimde yumurtalarını bırakması için seramik huniler ya da PVC borular kullanılabilir. Çift üreme bölgesinde sürekli kafa titreterek üreme hareketlerine başlar. Dişinin üreme organı daha iri ve dışarıya doğru çıkık olur. Erkeğinki ise daha kısa ve sivridir. Yumurta dökümüne yarım saat kala dişi balık yumurtlama yüzeyine doğru yumurta dökme pozisyonunu alır ve yumurta dökercesine sürtünmeye başlar. Asıl yumurtlama daha sonra başlayacaktır. Bu sırada erkek diskusta çok fazla renklerini vererek üremeye hazır olduğunu belli eder. Daha sonra gerçek çiftleşme başlar. Önce dişi yumurtaları bırakır ve sonra erkek yumurtaların üzerinden geçer. Bu işlem sırayla dişinin yumurta sayısına bağlı olarak45 dakika70 dakika arsında sürer. Balık büyüklüğüne bağlı olarak 150 -500 arası yumurta dökerler. Çiftleşme bittikten sonra eşler sırayla yumurtaların başına geçerek yumurtaları havalandırırlar ve bazen ağızlarıyla yumurtaların üstüne doğru suyu püskürtürler. Bunu yapmalarındaki amaç yumurtaların mantar oluşumuna ve tutunmalarından etkilenmemesi ve yeterince oksijen alarak olgunlaşması bakımından önemlidir.
Yumurtalar su sıcaklığına bağlı olarak 48 ile 55 saat arasında çatlayarak içersinden larvalar çıkar. Asıl önemli olan kısım yumurtaların bu sürece kadar olan olgunlaşma evresidir. Bu süreçte yumurtaların birinci gün ve ikinci gün evreleri vardır. Yumurta dökümünden 24 saat sonra bile yumurta içersinde embriyo gelişimi tam olarak anlaşılamaz. Hatta yapmış olduğum gözlemlerde mercek altında bile yumurta içersinde bir oluşum gözleyemedim. Fakat ikinci gün 35 ve 38. saatlerde yumurtalara hafif bir karartı düşmeye başlar. İkinci günün yumurta açılımına 6-7 saat kala bile yumurtalarda tam anlamıyla karartı yoktur fakat gelişim ve renk koyulaşması her geçen saat daha belirgin ve hızlıdır.
Sonrasında larvalar çatlamaya yakın anne ve baba larvaların yumurtadan çıkmasına yardımcı olur. 3. günün sabahına girildiğinde larvaları huniye yapışık vaziyette görebiliriz. Anne ve baba akvaryum ortamındaki duruma göre larvaların yerini değiştirebilir. Bu duruma stres faktörü de etken olabilir. Bu süreçten sonrada larvaların uzun bir yolu vardır. En önemli sınavları olan anne ve baba sırtına çıkabilmek için gereken gelişim süresini yaşamaya başlarlar. Larva halindeyken ikinci gün siyahlaşma daha fazla artar ve larvaların 3. günü siyahlaşmayla beraber yavrularda azda olsa bir incelme ve topaklama görülebilir. Bu süreçte bazı yavruların hafiften yüzme eğilimi göstermesine karşın anne ya da baba yavruyu tekrar yapıştırır. Yavrunun kafa kısmındaki yapışkansı salgı yavrunun üreme bölgesine yapışmasına yardımcı olur. Larvalar 4. günün sabah saatlerine doğru serbest yüzüşe geçer. Serbest yüzüşe geçiş sıcaklığa bağlı olarak 60-70 saat kadar sürebilir. Bu yavruların ikinci önemli anıdır. Bu noktada sudaki nitrit ve nitrat değerlerinin yüksek oluşu larvanın anne ve baba sırtına çıkışına etki edebilir. Bu etkilenmeyi gören anne baba sakat gibi yüzen yavruları yemeye başlar. Halbuki su değerleri yüzünden yavru hem iyi gelişim gösterememiş hem de yüksek nitrat değerleri yüzünden anne baba mukozasına doğru yüzemez haldedir. Bazı yavrular ilk mukozanın tadına baksa da bir saat sonra düşmeye başlar. Çünkü bu süreçte yavru yüzmek için büyük oranda enerji harcamaktadır. Su değerleri yüzünden de enerjisi biter ve tabana doğru düşerek amaçsızca yüzmeye başlar. İşte bu noktada yavrularının durumundan haberdar olan çift yavrularının yaşayamayacağını görerek yavrularını yemeye başlar. Kolay kolay bir diskus çifti yavrularını ya da yumurtalarını yemez. Eğer yiyorsa bu durumun anne ve baba tarafından bir sebebi vardır.
Bu tip durumlara mahal vermemek için üretim tanklarında düzenli su değişimi yaparak dip sifonlanmalıdır. Su değişim oranı her gün %10 olabilir.
Örneğin resimdeki yumurtaların ikinci günü ve yumurtalar kahverengileşmeye başlamakta.
Eşler üretim boyunca sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Olabilecek aksiliklere zamanında müdahale etmek önemlidir. Eğer eşlerden biri yuvayı bozma girişimine giriyorsa yumurtalara ya da yavrulara bakabilecek en uyumlu olanı bırakılmalı diğeri ayrılmalıdır. Fakat bazı durumlarda buda sorunları çözememektedir.
Larvaların serbest yüzüşe geçmeden önceki halleri.
Yavrular serbest yüzmeye başladıkları gün bulundukları odanın ışığı gece gündüz yakılmalıdır. Böylece yavrular ara vermeden gecede anne ve babanın mukozasından faydalanabilirler. Eğer çiftlerde aydınlatmadan doğan kavgalar (stres) başlarsa ışık söndürülebilir. Yavru mukozanın tadına vardıktan 3-4 gün sonra gece ışıklar kapansa da anne babanın derisine yapışırlar,karanlık dahi olsa beslenmeye devam ederler.
Bu süreçte su değişimleri ihmal edilmemelidir. Her gün dip çekerek %10 su değişimi yapılmalıdır. Anne-baba bu süreçte daha az yem yer fakat yine düzenli bir şekilde beslenmelidir. Yavrular 7-10 gün sonra anne babayı bırakarak akvaryumun diğer köşelerinde yem arayışına çıkar. Hatta sünger filtrenin üzerine giderek rotifer yemeye çalışması da bu duruma işarettir. Bu süreden sonra mukoza yavrunun ihtiyacını karşılayamamaktadır ve artemiaya başlanabilir. Artemia verirken su değişim oranı artırılmalıdır. Çünkü gerek artemia kabukları gerek açılmayan yumurtalar suyu bozmaktadır. Vermeden önce iyice durulanmalıdır. Artemia verilmesinden 2-3 gün sonra yavrular artık anne babadan daha fazla ayrılarak yem aramaya koyulur. Yine tek tük yavru anne babanın derisini yese de ana yem olarak artemia gereklidir. Bu boyuttaki yavrular nerdeyse doymak bilmez. O yüzden yemleme az ve sık olarak günde 7-8 öğün kadar yapılabilir. Ne kadar fazla yemleme yapılırsa o kadar hızlı gelişeceklerdir. Tabi ki yemleme oranına göre günlük su değişimleri de %30�lara kadar varabilir.
Yavruların anne baba sırtındaki ilk günleri
Bora Ünver & Ali Osman Felek 15-04-2005
|