Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
GDO yoksa GDO'dan geçebilecek genler söz konusu olmayacaktır diyorsunuz. Bunu nereden biliyorsunuz? Örneğin meşhur BT genini alaım. Toprakta bulunan Gram(+) bir bakteriye ait bir gen. Hayatınız boyunca bununla hiç karşı karşıya gelmeyeceğinizi nasıl söyleyebilirsiniz? Bağırsaklarımızda dahi milyonlarca bakteri yaşıyor. Bunların bazıları GDO çalışmalarında kullanılan bakteriler.
|
Belki de 5-10 mesajdır ifade edememişim belli ki... En öz haliyle; eğer bir gen transferi olacaksa bu genin kaynağının bir şirket olmamasını tercih ettiğimi söylemem sanırım yeterince açık olacaktır. (Ancak bu biraz daha genişletilmesi gereken bir konu bence.)
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
Bir de doğanın hassas dengesi ve bu dengeyi sürdürebilme becerisinden bahsetmişsiniz. Üzülerek bu değerlendirmeye de katılmadığımı söylemeliyim.
|
Doğanın "dengesinden" ne anladığımı daha detaylı ama sübjektif bir pencereden anlatmamın konuya bir katkısı olacağını sanmıyorum. Ama hassaslık konusundaki düşüncemin dayanağı aşağıda sizin de özetlediğiniz
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeTePe
Dünyanın tarihinden bildiğimiz kadarıyla dünya biosferi en az 3-4 kez yok olma eşiğinden geçmiştir. Binlerce tür canlı yok olmuş, binlerce tür yeni canlı ortaya çıkmıştır. Halen her yıl çeşitli canlıların türleri yok olmaktadır.
|
ifadenizde zaten mevcut. Bu işi doğa yapıyorsa doğrudur ya da bir başka deyişle daha yanlış değildir diye düşünüyorum. Görece bozulduğunu düşündüğümüz denge, yeni bir dengenin merkezi olabiliyor. İnsanlık süregelmiş bugüne kadar, doğanın onbinlerce yıllık tecrübesi ile örneğin Monsanto'nun Bt mucizesini(!) aynı kefede değerlendirmek insanlığın doğa ile ilişkisine haksızlık olur. Doğanın, bozduğunu ya da beceri gösteremediğini "iddia ettiğiniz" bir süreç sonrasında yaşamı sürdürebilme becerisine ben şahidim, sizi de istemesiniz de şahit tutarım. Ama Monsanto ya da ABD'nin politik, ekonomik ve stratejik eylemleri sonrasında şahit tutacak bir insan bulmakta güçlük çekileceğinden endişeliyim.