View Single Post
Eski 16-03-2012, 00:59   #235
Odeh
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Zarf konusunda hassasiyetinizi anlıyorum. Mazrufu tekrarlayayım:
Alıntı:
Bilimsel Risk Değerlendirme Raporları ve Sosyo-Ekonomik Risk Raporları’nda ilk kez ithalat izni istenilen ürünlerle ilgili olarak olumsuz bir bakış açısı oluştu ve 6 mısır geni için olumsuz görüş bildirilirken, 3’ünün ithal edilebileceği belirtildi.
Algıda seçicilik işte. Ben bunu kayda değer görmüşüm (konu ile ilgili olarak) siz maliyetin %10 arttığını iddia eden birlik başkanını... Mümkündür. Ama bilgi nettir. Yurda girmesine izin verilmeyen GDO'lu mısır vardır. Risk görülmüş, izin verilmemiştir. Kurumun sitesinde detay olmadığından aktaramadım.

Alıntı:
Sizin alıntı yaptığınız kısım ise bilinmeyen bir şey değil! Yanılmıyorsam 15 yıllık falan bir bilgidir. Yani her yediğimiz içtiğimiz şeyden bir miktar DNA parçası bedenimize girebilir. Bu sadece GDO için geçerli değil, her türlü besin ve diğer şeyler için geçerli.
En azından bunu yakalamanız konuya katkı sunacağı için sevindim. Doğanın -kendine has- olağan akışında insanın müdahalesi olmadığı organizmaların DNA'ları konumuz dışı olduğuna göre, insanlık tarihi boyunca karşılaşmadığımız bir durum ile karşı karşıya kaldığımız bir muhakkaktır. Yani her besin için geçerli değildir, GDO'lardır szö konusu olan. Odağı yine bulanıklaştırmayınız.

Alıntı:
GDO'da risk olarak görünen şey, işaretlenmiş genlerin yatay transferi. Bu genlerin insan geni olmadığı ve bedenimizde aktive olma olasılığının neredeyse SIFIR olduğunu unutmamak lazım. İnsan DNA'sında binlerce gen mevcuttur ve bunların aktivasyonları oldukça narin mekanizmalara bağlıdır. Basitçe bir gen sokuşturup işlev görmesini bekleyemezsiniz.
Katılıyorum, konu insan geni değil. ZATEN MAKALE DE İNSAN GENİ DEĞİL GDO'LU MISIRDAN YATAY GEÇİŞ YAPAN VE KOVALENT BAĞ KURABİLEN GENLERİN VARLIĞINA İŞARET EDİYOR. (Aslında bu kadar uzun büyük harf yazmam...)

Alıntı:
Daha önceki mesajlarımdan birinde insan DNA'sında yüzlerce YABANCI DNA (özellikle virüs kaynaklı oncogenler) parçası olduğunu belirtmiştim. Yani bu süreç yeni değil, milyonlarca yıl öncesinden gelen bir süreç... Zaman zaman zararları olan bir süreç olduğu da doğru. Bazı viral kökenli hastalıklarda ve kanserlerde bu mekanizma tartışılır
Zaman dilimi konusunda aynı fikirdeyim, hatta fikrim öyle de kalması yönündedir, öyle 20-220 yıla sığacak sonu kestirilemeyen süreçlere değil.

GDO'lu organizmaların insan ya da diğer canlıların DNA'sına yatay geçişinin "kestirilemeyecek sonuçları" bir tehdit unsuru sayılmaz mı? Plasental geçiş yukarıdaki örnekte görülmekte. Ayrıca yine sözlerin arasında kaybolan bir cümleniz var: "bu DNA parçasının bağırsak hücrelerimize tutunması". Hayır DNA parçası bağırsak hücresine değil DNA'YA TUTUNUYOR. KOVALENT BAĞ ile.

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön