11-12 yaşımda, elimde sapan(çatal lastik), demiryolu kenarındaki ağaçlarda kuş avlamadayım. Güneş altında ısınmış tren rayı üzerinde 90-100 cm. lik bir yılan ve üzerinde 30-35 cm. yavrusu. Aramızdaki mesafe 13-15 m. Sapanla bir taş attım, yavrusuna denk geldi, 1-2 m. öteye uçurdu onu.
O zamana kadar, yılanların yatay süründüklerini bilirdim, ki İzmir Fuarda gördüklerimizde yerde öyle sürünürlerdi.
Ama, bu anaç yılan, yavrusunu düşürdüğüm anda üstüme farklı bir şekilde saldırdı;
Gövdesi 2-3 yerde yere değmekte, kalan kısmı yatay değil, dik idi. Dikey kayarak bana süratle yönelince, yakında duran rampaya (TCDD, istasyonlarda olan, yükleme/boşaltma için vagon kapıları yükseklinde olan yapılmış yükseltiler) sıçradığım gibi, arkama bakmadan eve kaçtım. Annemin, aman oğlum bir kaç gün sokağa çıkma, belki kokunu takip edememiştir, yoksa yılanlar intikamcıdırlar demişti.
O endişeli 1 haftam hep evde geçmişti.
|