Dostlar
Mahir abinin dediği gibi bahanemiz fuardı.
Ama dostlarla buluşmak şahaneydi.
Fuarda her stand ta ağaçlar.net i tanıyorlarmı diye yoklama yaptım.
Malesef katılımcıların sahiplerinin de çalışanlarının da çoğunun
ağaçlar.net ten haberdar olmadıklarını gördüm.
Adamlara fırçayı attık tabii. Hemen kabahatin yarısı da sizde diyerek
zeytinyağı olup su üstüne çıkmaya çalıştılar.
Malesef bu sektörden ekmek yiyenlerin patron olsun çalışan olsun
çoğu ağacı çiçeği sevmiyor. Bir obje bir ürün bir mal olarak görüyorlar.
Bu işin tarihi ile kültürü ile ilgileri de yok. Uzuuuuuuun zamandır
Erguvanlarla uğraşıyorum. Beni görsel ve yazılı basından veya başka
kurumlardan bugüne kadar yüzlerce insan aradı.
Fakaaaaaat bir tane Bitki üreticisi veya bu işle uğraşan insanlardan
bir kişi bile aramadı. Adamların Erguvan satışlarını artırdık. Sormadılar.
Fuar benim için bu nedenlerle anlamlı değildi. Sayın Gökdüman ile
tanışma imkanı bulamadım. Bir görüşmesi vardı. Sonra dönemedim tekrar.
Yanlış hatırlamıyorsam onların standındaki danışma masasında yapma
çiçekler gördüm. Zarif görevliye neden canlı değil de çin işi cansız
çiçekleri koyduklarını sordum?
Ama CD ler hazırlayarak ve güzel bir stand hazırlayarak fuara katılmışlar
ve de ağaçlar.net i tanıyan bir iş sahibesi olarak kendisini kutlarım.
Mesela bana neden
PR yöneticiliği teklif etmez buna da şaşarım.
Sevgili komşularım Levent kardeşim ve Suat abi ile tanışmam ekstra
bir kazanç oldu. STK konularında uzman Hülya Kayaalp isminde
Açık radyo da da programı olan bir hanımefendi var. Şükran hanımın
ismini hep Hülya hanım ile karıştırarak fevkalade mahçubiyetler içine
düştüm. Neyse kendi ile barışık arkadaşımız bu durumu hoşgördü.
Sevgili Halit 40 yıllık dosmuş gibiydi gene. Todorla da bu ikinci buluşmada
aynı neşelerle kucaklaştık. Aybalam sanki büyük kızım gibi sevecen.
Neyse efendim Fuardan çıkıp bir maçka parkı safası yapalım dedik.
Sanırım Halit in çocukluk anıları vardı parkta.
Todor, Emekli, Halit Togay, ŞükranAyalp, Ferda Ülkümen ve
Arkadaşı, Lerdemir, Aybala ve ben fakir küçük bir gezinin peşinden
parktaki kahveye çöktük. Kahve ( ****** bizimkinden ), çay ve
gözlemeler eşliğinde uzuuuuun bir muhabbet tutturduk.
Sonra Anadolu yakası takımı olarak Aybalanın Atına atladık
Barbaros bulvarından değil de arkasındaki eski yıldız caddesinden
dolanarak kö
prüye girdik. Eyvahlar olsun OGS ve KGS kartı da
yokmuş. Turnikeleri öttürerek geçtik.
Aybalam bizi Göztepe Benzinci de arabadan attı. Emekli ile sohbet
ederekten bizim sokağın köşesine geldik. Sağolsun beni yaptırmakta
olduğu bülbül yuvasının fotolarını göstermek için evine davet etti.
Bir evde 4 nesili aynı anda görmenin keyfini yaşadım yuvalarında.
Emeklinin annesi, emekli, emeklinin kızı ve emeklinin torunu.
Sonradan evde aklıma geldi. Dördünün bir arada fotosunu çekmediğim
için üzüldüm. Bi de sarı beyaz çok şeker mi şeker kedileri vardı.
Özel ev yapımı bir peynir tadıp fotoları izledikten sonra izin alıp
günü bitirdik.