Gurubumumuzdan sözettim, hepimizin meslek sahibi olduğunu, hobi olarak uğraştığımızı, hedefimizin de çiçek görmek olduğunu söylediğimde gülümsedi, gönderileri hatırladığını ve çok farklı türleri seçtiğimizi, hepsinin şartlarının farklı olduğunu anlattı, her türü ayrı ayrı incelemeli ve uygun şartları sağlamalısınız diyor. Kendi serasında çok fazla çiçek olmuyormuş, tabi ki olmaz, dilim dilim budayıp, tüm dünyaya gönderiyor. Siparişler konusunda da oldukça uzun konuştuk, sonunda ben pes ettim. Birçok türü etraftaki seralardan, arkadaşlarından topluyormuş. En ucuz benim, fiyat budur, siz bilirsiniz, benim sera şartlarıma bağlı olarak Hoya gönderirim, sizin dilediğiniz zaman gönderemem, ücreti peşin alıyorum, diyor.
Ücret ve gönderi zamanı konusunda söyleşimizi şöyle noktaladı. Benden almayın, Ted' e gidin.(Ted Green)
Hoya serasının içinde, farklı bir sera ortamı daha oluşturmuş, çelikleri bu alanda köklendiriyor. Kendisi de farklı ülkelerden alım yapıyor ve anaç olarak yetiştiriyor, sürgünler birbirine karışmış, bir çok sürgün kurumuş, bozulmuş bir çok yaprak mevcuttu, bu sera benim olsaydı yüzde on' u çöpe giderdi. Fazla sulamanın çok zararlı olduğunu, suzuzlulğun da kökleri kurutacağını vurguladı, yurdumuzda ısısnın fazla olduğunu bazı dönemlede klima ile ısıyı 25-30 derece aralığına düşürmemizin gerektiğini söyledi, şaşırmış bir durumda dinliyoruz. Tropikal dedim gülümsedi, güneş görmüyor, orman içinde, yağmur ve nem var diyor.
Serada 20.10.20 gübreyi 1 lt ye 1 grm olarak hazırlıyor ve yağmurlama ile sulama yapıyormuş. Diğer seralarıda gezdik yetiştirdiği bitkilerin çoğu Afrika kökenliymiş. Onun heyecan ile anlattıklarını algılamaya çalıştım ama nafile, ilgi alanım değil ki ! Yetiştirdiği bir çok türü Avusturalya kökenli sitelerden mevsimlik bahçe bitkileri olarak görmüştüm.
Türkiye hakkında bilgi sahibi olmadığına kanaat getirdim. iklimden söz ederken Antalya sözü geçtiğinde, nedir diye sordu, uzatmadık. İzmir' e davet ettim, anlamadı, oturduğum şehir dediğimde, gülümsedi teşekkür etti. Armağanlarımızı bıraktık, her zaman destek vermeye hazır olduğunu söyleyerek biz uğurladı.
Misafir perverliği, ilgisi, cevapları, yardım çabaları, cana yakınlığı, güler yüzü, herşey çok güzeldi.
Peki şimdi, Hoya ve ben, ne olacak ? Ne anladım veya neleri öğrendim ?
Önce sabırlı ve kararlı olmalıyım.
Sonrasında sıra ile araştırma, uygun bütçe, iyi planlama, doğru hazırlık, uygun mevsim veya ortam şartları ve kalan proses kendiliğinden tamamlanıyor.
Hergün büyülteç ile al saksıyı eline evir, çevir... bu sabır değil...
Hatırladığım kadarı ile yazmaya çalıştım..Şimdi sorularınızı cevaplayabilirim.