View Single Post
Eski 29-01-2010, 17:06   #39
akinselcuk
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 13-11-2008
Şehir: Konya
Mesajlar: 731
Mor ötesi çok güzel öldürüyor yaprakları. Bir çok deneme yaptım. Hatta bir çok bakteriyi de öldürüyor. Sterile yakın ölü yapraklarınız oluyor. : )

Bizim bitkilerin yapraklarına gerekli olan görülebilir tayfın yeşil hariç tamamıdır. Yaprak yeşili kullanmıyor fotosentezde. Zaten bu yüzden yeşiller. Yeşil tayfı yansıtıyorlar, emmiyorlar. Yeşil dalga boyuyla gelen fotonlar yaprağa girmek yerine geri yansıyor bu yüzden yeşil görüyoruz.

Maviden kırmızıya, yeşil hariç bütün tayf fotosentezde kullanılıyor. Bazı tayfların daha fazla kullanıldığı durumlar var.

Görülebilir tayf, UV=ultraviyole=morötesi ve kızılötesi=kırmızı ötesi=ısı ışınlarını kapsamıyor. UV bir lamba bizim gördüğümüz kısmından çok daha kısa dalga boylu fotonları da içeriyor. Yani görülebilir tayf iki uçtaki sınır renkleri olan kırmızı ve morda bitiyor biz arasındaki gökkuşağı renklerini görüyoruz morun ve kırmızının ötesini görmüyoruz.

Bu gereğinden daha kısa dalga boylu titreşimler fotosentez reaksiyonunda kullanılan molekülleri doğru birleşim ve ayrılmaları yapmaya değil tamamen parçalanmaya sevk ediyor.

Bir hormonik hareket titreşiminin belli dalga boyunda dakikalarca maruz kalsa bile yıkamadığı binayı, başka bir dalga boyundaki titreşimin anında yıkabilmesi gibi.

Fotosentez reaksiyonuna görülebilir spektrumun dışındaki foton titreşimleri yıkıcı etki yapıyor. Yeşil yıkmasada içeri giremiyor işe yaramıyor.

Dalga boyunu yani rengi belirlemekten başka birde foton şiddetini belirlemek gerek. Işığın şiddetini belli bir seviyenin üzerinde tutmak da lazım. Örneğin led bir kaynak kullanılıyorsa yaprağın takriben en çok 1 cm uzağında olmalı. Foton gücü düşük olduğu için. Çok parlak yanan ışığı odaklanmış ledlerle bile tam randıman almak biraz zor. Ark lambaları, halojen yani gaz içinde akkor falaman (kızarmış tel) yakan lambalar ciddi ışık veren lambalardır. Sera içinde 3- 5 metre uzaktan bile bitkiye fayda sağlarlar. Ama en az yakan lambalar değillerdir fatura açısından. Flerosan lambalar işe yarasa da bitkiye 1 metreden uzak olmamalılar çok yarar sağlamak için.

UV lambalar akvaryumda balıkları güzel gösterse de canlı bir akvaryum için çok uygun olmayan lambalar. Hem balık hem ot sağlığı açısından. Hele ki verilen UV yi bastıracak başka bir ışık kaynağı yoksa zamanla otların eridiği görülür. Balıklar, güneş kremi kullanmadan güneşte gezen beyaz tenli adam sendromu yaşamak zorunda kalırlar.

Seralarda ışık ve ısı enerjisi için rüzgar, su enerjisi gibi kaynaklardan yaralanmak teoride mümkün ama pratikte ucuza gelmeyen sistemler. Kurulduğuna değmezler. Rüzgarın kesildiği zamanları hesaba katmak lazımdır. Rüzgarın veya suyun enerjisini bir miktar depolamayı da gerektirirler ki, geri dönüşümü zehirli atık dolu gereçler kullanmayı şart kılarlar. Kurşunlu-asitli aküler, nikelli aküler gibi. İçi yağlı aliminyum levha, sentetik yağlı kağıt dolu kandansatörler ve birçok geri dönüşümsüz elektronik yarı iletken elemanı dolu devreler gibi.

Güneş pilleride aynı durumdadır. Geceleri enerjiyi depolamak lazımdır. 12V 7 A/h enerji için halk eline düşmüş mevcut teknolojide en az 2 m2 pil paneli gerekir. 2 m2 pil hala çok pahalı. Zaten 100 m2 için 12v 7A/h güç devede kulaktır. Ayrıca bu sistemde de enerjiyi dönüştürme ekipmanları gerekli. Konvertör gibi, depolama için aküler gerekli. Çevre uyumu yok sonuçta.

Çevre sağlığını gözeten bir serada uzay üssü ekipmanlarından olabildiğince kaçınmak gerekir. Çok lazım olan otomasyonlar için bile minimum ve basit düzen gereçleri kullanmak daha akla yatkın olur.

Seranın hemen yanında bol sulu bir dere varsa durumu uygunsa belki küçük bir HES kurulur ve sürekli enerji verir. Fakat kurulum, birim alan ısıtması için halen çok pahalıya gelir. (HES = Hidro Elektrik Santralı) Ama en azından ilk kurulum pahalıdır sonra para harcatmaz dere sürekli akacağından depolama için çevreye uyumsuz ekipmanlardan kurtulunmuş olur. Fakat hemen yakınınızda kunduzların çok seveceği bir yapıda akarsu bulunması temel şart olduğundan yaygın kullanıma açık değildir.

Seralarda ısıtma gideri düşürülmek isteniyorsa daha başka dolaylı yollar düşünülmelidir. Isısını kaybetmeyen, bitkiyi suyu sıcak tutmak için bütün seranın ısıtılmak zorunda kalınmadığı bitki yetiştirme düzenekleri düşünülebilir.

Yazın bol olan güneş enerjisi, bir yağlı tohum bitkisi yetiştirilerek depolanabilir. Kışın bitkide depolanmış haldeki güneş enerjisi kendine has kurulmuş sistemlerde ısı enerjisine dönüştürülebilir.

Isı depolama konusunda en güzel sistem örnekleri, halen doğadan kopya çekeceğimiz noktadadır. Henüz insanoğlu çok ucuza mal olan ve enerjiyi uzun süre depolayacağımız bir sistemi keşfedemedi.

Biz gündüz elimizde fazladan bulunan sıcaklığı güneş battıktan sonra bir kaç saat yetecek kadar depolayabilen sistemleri biliyoruz henüz. Gündüz şarj edilen aküler gece bize istediğimiz kalitede ısıyı en çok bir kaç saat temin edebilir.

Oysa doğadan kopya çekersek, koca kışı sıcacık atlatacağımız depolama sistemleri mevcut.


Düzenleyen akinselcuk : 29-01-2010 saat 18:10 Neden: Harf düzeltmeleri
akinselcuk Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön