View Single Post
Eski 24-11-2009, 20:38   #227
Halil Önen
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Avcılık ve taklit

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
...Evet, bunun için bazı ezberlerin kırılması gerekiyor ve evet şu an bu noktanın çok uzağındayız ama 'avcıların ne kadar taklit insanlar olduğu', ...[bunlar gibi konular tartışılsın isterim doğrusu.
(sağol sevgili gece)

Avcılık aynı zamanda av hayvanını taklit etmektir.

Avlanmayı İnsanının gerçekleştirdiği bir zoolojik olay değil de bir insan olayı açısından görürsek avcılığı anlamamız zorlaşır.

İlkel insandan ya da onun insansılarından devraldığımız, avcılık denen gaddar dürtüyü yaşatmamız gerekiyor çünkü bize tek başına en büyük lüksü sağlayan odur.
Gerçekte doğa ile kucaklaşma genel anlamda sanıldığı kadar kolay değil, onun içine gerçek anlamda dalmak, insan olma durumundan uzak, bir tatilin keyfini sürdürebilmek...
Doğa'ya yeniden girmeye çalışan insanoğlu, ançak yapısındaki hayvan niteliği taşıyan o tarafını geçici olarak tamir etmesiyle mümkündür. Bu da ançak kendisini bir hayvanla ilişki içine koymasıyla gerçekleşir. Zira yaban hayvanı dışında saf, katıksız anlamda hayvan yoktur. İşte onunla aynı yabanda girişilen ilişkinin adı avlanmaktır.

Evet yaban hayatta tam anlamıyla var olanlar yaban hayvanlarıdır. Onlar için kırsal sadece üzerinde gezindikleri alanlar değildir. Onları içgüdüleri, yaşam biçimleri, hayatta kalma her an tetikte olmasını oluşturur ki, insandaki gibi bölük börçük kalmış yitirilmiş değildir.

İşte burada yabanda avını izleyen avcı, izlediğinin görüşünü kendi görüşüne katmazsa avını izleyemez. Avı ile avcı arasında oluşan bu büyülü beraberlikten ansızın bir akım oluşur ve avcı avı gibi davranmaya başlar.

Sanki içgüdüleri harekete geçer görünmemek için siner, saklanır, giydikleriyle doğanını renginin uyumunu yakalar, ormanda çıt çıkarmadan yol alır, bir ağacın arkasında bir çukurun içinde onun rengindedir, o saklanan bir yaratıktır; çevresini hayvanın ayrıntıya olan o garip ilgisiyle, onun görüş açısından algılar.

İşte gerçek kırsalda olmak buna denir.

Avcılığı ancak avlanırken önümüzde kat kat açılan bu olaylar dizisi yoluyla gördüğümüz zaman onun kendine özgü zenginliğini özümseyebiliriz. Küçük bir zoolojik trajedi olan bu olguya, rüzgarın, ışığın, ısının, cukurların ve tümseklerin, taşların, kayaların, bir kurumuş dal parçasının, otların, kardelenlerin, tüm bitkilerin, hepsinin katkısı vardır.

Bütün bunlar turistler, doğa gezginleri ya da botanikciler için onların gözünde farklı bir konumdadır. Onlar için yalnızca var olmalarına karşın avcı için her birinin bir işlevi vardır. Ve bu işlevler tarımda olduğu gibi hasatta tek yanlı, ayrıcalıklı ve soyut bir yarar sağlamak değildir.
Her biri avın dramına tüm varlığıyla kendi özünde katılır.

İnsan avlanırken havanın tenini okşayıp geçmesi ya da çiğerlerine dolmasından bambaşka bir haz duyar. Onun için kayalar değişik ve daha zengin bir anlatım, bitkiler değişik anlamlar taşır.

Avcı avını oluştururken, avladığı hayvanın kendi türüyle ilgili özelliklerini taklit etmekle kalmaz, bir takım avcılık tekniklerini uygular. En ilkel avlanma şeki olan avına yaklaşma alabildiğince sokulma eylemi uygular.
Bu da hayvana benzemekle, kendini ona benzer bir biçime sokmakla mümkündür.

Üstünde geyik postu ve kafasında boynuzla, mağara resimlerinde görülen ilkel avcı, bizim algıladığımızdan daha ciddi bir anlam taşımaktadır. Ondaki mantığın işleyişi, bizim soyutlamalarımıza öncel ve onlardan farklı olarak, birbirine benzeyen şeylerin aynı olduğu inancına itiyordu onu. İlkel insan için bir şeyin imgesi o şeyin kendisiydi ve bir hayvanın şekline giren insan o hayvanın ta kendisi olmaktaydı.
Evet bizon postuna sarılıp boynuzlarını kafasına takan ilkel adam kendini bizon olmuş sanmaktaydı.

Avın taklit edilmesi avlanmanın öylesine yerleşik ilklerindendir ki, avcı taklit ettiğinin farkına bile varmaz.

Aynen kişinin içinde bilince ermiş olduğu ortamı fark etmediği gibi.

Rastgele


Düzenleyen Halil Önen : 24-11-2009 saat 21:32
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön