Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan
"....." belediye üç renk poşet dağıtsın. "....." Böylelikle hem çöplerimiz ayrıştırılmaya evde başlanabilir. "......." Başka torbaya konan çöpleri belediye almasa ve ceza yazsa."...."
|
Biz poşeti çok sevdik.
Poşetsiz yapamaz olduk. Bu nedenle her an elimizin altında bulunduruyoruz, her yerde burun buruna geliyoruz...
Sokakta, cadde kenarlarında, deniz kıyılarında, orman içlerinde, tarlalarda...
Rüzgar çıkmaya görmesin havada poşetler uçuşuyor...
'Amanın her yan poşetten geçilmiyor...' diyenler bile marketlerin kasalarından çıkarken fazladan aldıkları poşetleri paketlerinin içine tıkıştırıyor.
Bulunduğum semtte belediye kaçıncı kez üç renkli poşet dağıttı. Yanında da poşetlerin ne şekilde kullanılacağını, hangi saatlerde toplanacağını yazan açıklamalı broşürler de verdiler... Poşetler ayrı renklerde olduğu gibi üzerlerinde nal gibi hangi atıkların konulacağı yazılıyordu.
Ama olmadı, olmadı, olmadı...
Halkımız yine çöplerini market poşetlerine olduğu gibi tıkıştırmaktan vazgeçmedi.
İyi de belediyenın dağıttığı çöp torbalarını da kullanmadılar. Onları ne yaptılar bilmem. Yatak örtüsü desen olmaz, nevresim desen olmaz, elbise desen hiç olmaz... Nerede kullandıklarını hiç öğrenemedim...
Bakın, genel olarak kural tanımazlığımızın, başı boşluğumuzun, duyarsızlığımızın eğitimle falan ilgisi yok...
Örneğin kırmızı ışıkta geçilmez. Bunun eğitimi olmaz. Çünkü öğrenilmesi, akılda tutulması basit bir kuraldır.
Ama geçiyoruz işte. Okumuşu da okumamaşı da geçiyor...
Ama trafik polisi varsa geçmiyoruz.
Neden?
Çünkü orada otorite (trafik polisi) var da ondan.
Kendi kendini yönetmekten aciz olanlar ancak otorite ile idare edilebilirler. Demokrasi ise kakma aşı gibi yarma aşı gibi tutması için bireylerin kendi kendine yönetmeye yatkın olmaları gerekir... İyi de her çöp torbasının başına bir otorite dikemeyiz ki...