Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Taşlıbahçe
Yukarıda yazdığım "Tohumdan yetişen, budanmaya alışmayan ağaçların bence budanmaya ihtiyaçları da yok; onlar dalını, yaprağını gayet bilerek, güzelce uzatıyorlar, her hareketlerini tam olması gerektiği gibi yapıyorlar." bu bilgi tohumdan yetişen ve budanmaya alıştırılmayan her ağaç için geçerli.
Nihayetinde ağaçlar insanlardan önce de, budanmadan meyve veriyor ve tüm dünyayı kaplıyorlardı. Gerek kolay meyve toplamak için bodurlaştırmak, gerek meyve verimini arttırmak, gerek ışık almasını, havalanmasını sağlamak için yapılan budamalar amaca hizmet ederler ama burada asıl amacın ne olduğu önemli.
Benim kendi amacım uzun ömürlü, mümkün olduğunca verimli, sağlıklı ve mutlu ağaçlarla birlikte yaşamak. Biraz edebiyat gibi görünse de gözlemlerim ve araştırmalarım bunun gayet mümkün olduğunu gösteriyor.
Diğer taraftan ağaçların yapıları budama veya aşılama nedeniyle bir kez bozuldu mu budanma ihtiyaçları ortaya çıkıyor. Bu durumda da o ağacın kendine özgü dallanma yapısını bilerek, yabani formlarını inceleyerek ona özgü olan yapıya yönelik budamalarla bu işi azaltmak en uygunu.
Hastalıklı, kuru dallar gibi durumlarda veya çoğunlukla budamalardan kaynaklanan ve dengesiz gelişip üst üste binen veya gereğinden fazla yoğunlaşmış dallarda bir doktorun müdahalesi gibi o problemlere yönelik budamalar ise ayrı konu. Yapılmaları yararlı.
Aslında burada birkaç cümleyle özetlemeye çalıştığım bu konu derin derya bir konu. Bir ara bu konuyla ilgili bir yazı kaleme alırım. Geçmiş deneyimlerle birlikte Taşlıbahçe'den örnekler de bir çoğalsın ilk fırsatta...
Bu arada ziraat mühendisi değilim; 2 hafta daha görsel sanatlar öğretmeniyim; bazı iş kolları için "alaylı" kavramı varsa da mühendislik için duymadım; bir deneme olarak "alaylı ziraat mühendisi" olmaya adayım desem belki doğru olur 
|
Sn.Taşlıbahçe; Budama konusunda sizin deneyimlerinizle savunduklarınız, benim bir bayanın anca bilceği kadar ve kendi görüşlerim zaten örtüşüyor:
Ben bunu sadece ağaçlar üzerinde savunmuyorum; Her konuda, insan sağlığında, insan ilişkilerinde, sosyal yaşamda, aile hayatında çiçekte, böcekte herşeyde; Doğallık bozulur sa denge bozulur.
Bugün modern tıbbın bile sağlıkta birçok yanılgıları var veya yapacağım derken yıkıntıları olmuyor mu.. Güya tedavi eden antibiyotiklerin en basit örnekle barsak florasını bozduğunu ve bu arızayı en doğal gıda Kefirin onardığını hepimiz biliyoruz.
Ben size katılıyorum,ağaçları aşılarken, budarken hele de ilaçlarken nasıl doğal gücünü yok ettiğimiz aşikar. Tabii ki gereği kadar,asgari uygulamalar kaçınılmaz.
Evet bence de siz bir ziraat uzmanı olma yolundasınız. Görsel Sanatlar derken bizim mesleki günümüzün Resim-iş öğretmenliğimi dir? Hele karakalem desen çalışmalarınızdan biraz tahmin etmiştim. Hayırlısı olsun seçtiğiniz yeni meslek ve uğraşı daha da kutsala hizmettir.'' Elinizde bir fidan var sa onu toprağa dikiniz,, diyen bir peygamberin ümmetiyiz....hayırlarla kalınız.