Dün akşam tarhana biraz kurumuştu ama elle ufalanacak kadar değil. Bir gün daha beklememek için, yine tencere ağzına oturtabildiğim rendeyi kullandım, ince tarafından kolayca geçirdim, tekrar bez üzerine serdim, bugün de kurumaya devam ediyor.
Bir çok arkadaşımız fena halde hasta, yatak döşek yatıyor. Biraz da çocuklara içirebilmek bunu ileri sürdüm ve akşama biraz pişirdim. İçinde kalan kabuklar pişince hiç rahatsız etmedi. Soğanı yağda kavurmadım, içine bütün olarak attım, pişerken de iki diş sarımsağı ezip incecik kıydım ve içine kattım.
Sonuç: Herkes sevdi, kızım ve eşim ikinci tabağı istedi, sarımsağı sevmeyen oğlum yedi ama ikinnciye talip olmadı.
Tadı çok ekşi olmadı, hafif ve hoş bir ekşilik vardı. Bir iki gün daha ekşitilebilirmiş ama eşimin midesine dokunuyor, kalan kızılcıkları en fazla bir gün bekleteceğim. Pişirmeden önce içine zencefil atasım geldi ama unuttum, bir sonrakinde pişim sırasında koku ve tada göre karar vereceğim.
Not: Ben tarhana işini sevdim, işten eve gelince hazır yemek