11-10-2009, 18:19 | #181 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Dönüşünüz kutlu olsun Sayın Kartalpin ) Hadi hadi, özlediğimiz o güzel cümlelerinizle o güzel kaktüs dostlarınızı bize anlatın yeniden. |
11-10-2009, 23:18 | #182 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Ben bugünlerde Adenium'um için yazı yazmayı planlıyordum. Çünkü Bir Lithops'u, Prensim Titanopsis'i anlatmıştım Adenium kalmıştı. Onu yazsam mı diyordum birkaç gündür kendime. Siteye hergün giriyorum düzenli olarak, yazılan mesajları okuyorum. Bilgi doluyorum yine. Ama benim katabileceğim bir şey yok. Yani çok fazla bilgim yok. Yeni yeni oluşuyor agaclar.net sayesinde. Benim de yapabildiğim (ki hala -abildiğim tartışılır) tek şey biraz bu işte, birşeyler karalamak öylesine. Hadi dedim ben Adenium'un hikayesini de yazayım da seri tamamlansın. Dün gece bu başlığa yazı yazıldığını gördüm ama bakmadım, yeni üyeler bu bölümü keşfetmiş olsa gerek beğenilerini belirtiyorlardır diye düşünerek. Bugün Gül Batur Teyze sizin döndüğünüz müjdesini verdi Mutlu oldum. Siz burda olun da hikaye yazacak çok kişi olur lakin başta bir üstad gerek... İyi ki döndünüz. |
16-10-2009, 15:28 | #183 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-08-2007
Şehir: KONYA,ADANA
Mesajlar: 490
|
Sayın kartalpin, kaktüsleriniz hikayeleriniz hepsi, bir bütün olmuş sizinle adeta, lütfen devam edin. Samarra, halacık gözlerimi doldurdu tebrik ederim. |
17-10-2009, 21:51 | #184 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: istanbul--giresun
Mesajlar: 119
|
Bende halacık ın hikayesinden çok etkilendim. İnsan hikayenin içinden kendi payına oldukça ders çıkarıyor. Samarra halana saygı duyuyorum. Çok asil bir kadınmış.... |
18-10-2009, 16:16 | #185 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
Medine; Çalışkan hırslı genç bir kız. Çocukluk hayellerinin peşinde durmadan çalışan bir kız. Tek isteği mühendis olmak ki bunun uğrunda çalışıp didinir. Maddi durumu pek iyi olmayan inşaat işçisi babası onun bu çabasını görür bilir ama elden bişey gelmez son gücüyle gece gündüz çalışır kızını dershaneye yollar. Medine hakkını verir çok başarılıdır deneme sınavlarında il çapında derece yapar. Ama başardıkça bırakmaz kendini daha da hırs yapar çalışır daha iyisini yapabileceğini bilir. Gün gelir öss günü çatar emindir kendinden ama içinde gizli bir heyecan vardır. Acaba sorular nasıl acaba 3 saatten sonra mühendislik fakültesinin öğrencisimi olacaktır babası onunla gurur duycakmıdır ailesinin emeğini boşa çıkarmadan başaracakmıdır akılnda binlerce acaba ve heyecanla girer sınava. 3. saatin sonunda dershanedeki en yakın arkadaşları ve hocalarıyla kutlama için sözleştiği cafeye gider. İçeri en on o girer yüzünü gören herkez anlarki birşeyler olmuş ama kimsenin aklına gelmez heyecanına yenik düşüp hayellerini uçurduğunu. Herkez güvenir bilir yapar yapacaktır. Oturur masaya kimse sormaya cesaret edemez. Biraz vakit geçtikten sonra anlatır durumu. Teselliler fayda etmez olan olmuştur. sıra tercihlere gelmiştir ailesinin onu bir yıl daha dershaneye göndercek gücü yoktur bilir teklif eder babası olsun kızım seneye denersin der ama o hayır der ben yıl bir yere gidecem kaybetem bir yılım daha olamaz. 5 yanlış soruyla kaçırdığı mühendislik yerine hemşireliği seçer aklının ucunda bile yokken. Türkiyenin sayılı üniversitelerinden birinde hemşirelik okur. Okul bitmeden bir çok hastaneden teklif gelir derslerindeki başarısı stajlarındaki çalışmalarından dolayı hem saygılı hanımhanımcık hemde çok çalışkan bir kızdır. 4 yıl geçer okul biter en iyi sıralamalrında yer yapmış bir hastanede işe girer. İçinde dinmeyen okuma savaşını bitiremez yüksek lisansa başlar hem ailesinden uzakda yıllarca okumuştur sonra yine başka şehirde kendi başına ailesinden sevdiklerinden uzakda çalışmaya başlamıştır yoğun tempoda çalışmasına rağmen birde yüksek lisansa gitmektedir her iş yapıyorsa en iyisini yapmak için çabalamaktadır. Hastalar onu çok sevmektedir taburcu olan hastalar daha sonra onun güler yüzüne gelp teşekkür etmektedirler. Bir yandanda ailesine vefa borcunu ödemektedir iki kardeşinin tüm okul masraflarını üstlenmiş evlenmek üzere olan abisinin tüm düğün masrafarınıda üstlenmiştir. Başı dik ay parçası gibi güzel saygılı çalışkan dürüst vefalı arkadaşım. Yolun açık olsun herşey gönlünce olsun. |
18-10-2009, 16:17 | #186 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
teşekkürler hepinize bu arada bugün 14. gün halacık artık bu dünyada değil |
18-10-2009, 16:34 | #187 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Teşekkür ederiz Samarra, siz dostlarınızı kaktüslerinizi bize tanıttıkça biz de kendi dostlarımızı anıyoruz, kendi anılarımızı hatırlıyoruz bu vesileyle. Ben de ikinci girişimde sınav bitiş zili çaldığı zaman oturup ağlamıştım hüngür hüngür. Bu sene de olmazsa diye?! Çok sonra çıkmıştım sınav salonundan. Fakat Hemşire Medine'den biraz daha şanslıydım ki, istediğim bölümü okuyabildim. O, hiç aklında olmayan bi mesleği seçmiş olmasına rağmen onu da yine hakkıyla yerine getirmiş. Bravo. Ve sarışın Medine kaktüsünüzü de sevdik, güle güle büyütün. Düzenleyen 4.tekilkişi : 18-10-2009 saat 16:35 Neden: eksik cümle. |
18-10-2009, 17:48 | #188 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
teşekkürler 4.tekilkişi |
18-10-2009, 22:29 | #189 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Sayın Kartalpin, asıl siz iyi ki döndünüz de şenlendi buralar ) |
19-10-2009, 12:45 | #190 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
dört gözle hikayelerinizi bekliyorum kartalpin asıl iyiki siz varsınız |
19-10-2009, 22:54 | #191 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
"Zararlı göreceli bir kavramdır." Ve dediğiniz gibi onların da bir varlık sebebi var. Belki bizim ağrılarımız gibiler. Hani Vücudumuzda birşeylerin ters gittiğini bize haber veren sinyallerimiz gibi. Ağrılar olmasa belki de çürüyüp gidecek içimizde biryerler fark edemeyeceğiz, öyle değil mi? Ne kadar değerlidir Ağrı çekebilmek. Geçenlerde Mardinli bir bebeğin haberini okuduk hepimiz, acı duymuyor diye dilini kemirmiş henüz yeni yeni çıkmakta olan minicik dişleri ile, belki ilerde konuşma bozukluğu yaşayacak. Parmaklarını ısırmış, belki daha büyüyünceye kadar ne kadar zarar verecek kendine, öyle değil mi? Acı duymadığı için. Ve elbette bir yerimiz ağrımasın isteriz, acı duymayalım isteriz. Ama şükretmeliyiz ki, acı ve ağrı duyabiliyoruz. Belki o "zararlı"lar olmasa bitkilerimizde birşeylerin ters gittiğini anlamayacağız. Suyunu fazla mı vermişiz, küçük küçük sinekler uçuşmaya başladı. Birşeyler eksik olmalı ki işte o bilge gelmiş dostlarınızın ziyaretine. Birer haberciler aslında. Dİkkatli olun! diye görünüyorlar bize konuşamayan kaktüslerimizin yerine.... Belki de. Teşekkür ederiz, Sayın Kartalpin. Özlemişiz gerçekten. |
20-10-2009, 10:08 | #192 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
yüerğinize sağlıkk kartalpin teşekkürler çok güzeldi |
20-10-2009, 10:17 | #193 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Kartalpin çok güzel bir yazı olmuş.Bu dostlar beni çok fazla seviyor asla bırakmıyorlar beniŞimdide ben onları bırakmıyorum alıyorum akvaryumuma içine bir yaprak atıyorum çoğalıyorlarsonra birer birer yaşayıp gidiyorlar.Yeterki çiçeklerimden uzak dursunlar |
24-10-2009, 09:08 | #195 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-05-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 611
|
Sn kartalpin Şu yazınızdan çıkartılacak ne çok ders var.Şu mutsuz ve umutsuz günlerimde silkelenmeme yardımcı oldunuz. Sağolun.. |
24-10-2009, 21:10 | #196 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Bugün moral bozukluğuna sebep olan -güya- iş görüşmesine gittim. Yeni yeni yürümeye çalıştığım topuklu ayakkabıların ayaklarımda açtığı yaralardan daha acıtan yaralar oluştu içimde. Ve moral bozukluğuna yaslanan bir hayal kırıklığı. Allahtan hayaller kırılırken ses çıkarmıyor da, insanların dikkatini çekmedi sessizce ağlamam. Eve geldiğimde konuşmak istemedim kimseyle. Çiçeklerimin yanına gittim. Onlar bana ne olduğunu sormadılar. Ama ben konuşmadan anlattım olanları. Konuşamasalar da bir psikolog bir terapist gibi dinleyebildiler beni. Onlara baktıkça içim açıldı yeşil yeşil. Yeşillendim, canlandım. Onları sularken aslında ruhumu yıkadım. Arınmış şekilde yanlarından ayrılırken, onlar da etrafa saçtığım kırıklıklarımı süpürüyorlardı. Kaktüslerle özdeşleştirebiliriz evet kendimizi. Sayın Kartalpin çok güzel anlatmış: sulu ortam/ soğuk ortam. Peki dikenlerimiz mi var bizim? Hayır. Dikenlerimiz yok. Dikenlerine rağmen bir bitkiye dokunabiliyoruz biz. Diken gibi sözler söyleyen kişileri affedebiliyoruz biz. Dİkenlerine rağmen sevebiliyoruz bitkileri ve insanları. Bu o demektir. Herkesi olduğu gibi kabul ediyoruz, değiştirmeye çalışmıyoruz. Oldukları gibi, yaratıldıkları gibi seviyoruz. Kaktüslerimizi o eğri büğrü halleriyle beğeniyoruz. Su sevmiyorlar, azami dikkat ediyoruz. Güneşe bayılıyorlar en güzel sarı-turuncu manzaraya boğuyoruz onları. Tutup dekor olsun diye en karanlık odalarımıza hapsetmiyoruz. Evimizin dekorunu çoğu zaman onların rahatı için değiştiriyoruz. Bir bitki için bunları yapan birinin dikenleri nasıl olsun!!! |
25-10-2009, 11:28 | #197 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-05-2009
Şehir: istanbul--giresun
Mesajlar: 119
|
Eve gelen misafirlere neyse diyodum, fakat kuzenlerimin -ya neden kaktüs, dikeni batıyor, doya doya dokunup ilgilenilmiyor, birde çiçek açacak diye bekliyosun yıllarca... Diyorlardı. İzah etmeye çalıştım aşkımı, sevgimi -manyakmısın kızım sen. dediler. 4.tekilkişi arkadaşımın dediği gibi, dışardaki kırıkları onlardan başka kim süpürüyorki usanmadan. Zaman olup ağladığında gözyaşlarını kim siliyor hemde arkandan gülüp alay etmeden. Birde bazen, insanız dertleşmeye ihtiyacımız var, adını dost dediğimiz insanlara, bugün dediğimizi yarın duyuyoruz başka yerden. Hangi dikenli kaktüs yaymış ortalığa, ona verdiğimimiz sırrımızı ve ya anlattığımız derdimizii. Öyle değilmi ama arkadaşlar... Hangimizin çok sululuğa tahammülü varki, kartalpin arkadaşımızın dediği gibi.... Onlar bize hiç sululuk yapmıyolar hoş bizdende sululuk istemiyolar. Aslında tek talepleri. Bırak beni aydınlık bir yere ben seni gece gündüz dinlerim usanmam, yapabileceğim ne varsa yaparım, belki konuşamam ama, zaten anlaşmak için konuşmak tek şart değilki, sana bakıyorum gülüyorum yetmezmi.....Böyle mükemmel bir dosta sığınmak manyaklıksa eğer ben dünyanın en manyak insanıyım.... Hem onlar varsın anlamasınlar, siz neden kaktüs ama sorusunun cevabını iyi biliyorsunuz arkadaşlar. Birde şu çiçek meselesi var. Onun açmasını beklemek içimizdeki sabırdan başka birşey beğil aslında... sanki insanlar sabırla birşeyler beklemiyorlar ha bugün ha yarın diye. Zaman oluyor hemen, zaman oluyor yıllarca bekliryosunda olmuyor bazı şeyler... Benim için çok önemli dediğim birşeyi tam dokuz yıldır bekliyorum, hala şafak karanlık...Halbuki üstüne ne kaktüslerim açtı soldu.... Neyse derinlere dalıyorum. İşin aslı şu ki benim kaktüslerim hiç solmuyorlar. Heran açmış duruyorlar. İllaki renginin pembe, kırmızı,tuncu ve ya beyaz olması şart değil. Benim kaktüsüm yeşil açıyor ve hergün her mevsim açık durumdalar...hoşçakalın.... |
26-10-2009, 00:39 | #198 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Kartalpin yazılarınız ve dostlarınızla aramıza dönmeniz beni çok mutlu etti. Ak sakallı, ak saçlı bilge şu sıralar bizde misafir. Ne yalan söyleyeyim ben de kendisine davetsiz misafir gözüyle bakmaktayım. Doğanın parçası olarak mümkünse başka mekanlar tercih ederse ve zavallı bitkilerimde konaklamayı keserse daha mutlu olacağım zira Hoyamın çaresizce boynunu bükmesine ve yardım talebine ilgisiz kalamıyorum. İyi ki döndünüz, dostlarınızın güzel hikayelerinin devamını bekliyorum. Sevgilerimle... |
27-10-2009, 20:11 | #201 |
Ağaç Dostu
|
Tüm kaktüs sevdalılarına merhaba, Hoşgeldiniz Kartalpin , Terapisti seyredip , terapi olmamak mümkünmü ? Ve daha nice kaktüsü... Hangi insan GÜNEŞ istemezki !! Kaktüslerimiz gibi . Ve kim tehlikelere karşı korumazki kendini , sevdiklerini. Değerli dostunuzun yüreğindeki sevgi hiç bitmesin . Ve sizide hep burada yazarken görmek dileğiyle... Hikayelerini paylaşan tüm dostlarada sevgiler.. |
28-10-2009, 08:58 | #202 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
ben kaktüs dikenlerine başka bakıyorum kendini korumak için ya da içindeki üzüntülerini sıkıntıları dışarı vuran insanlar gibi hani vardır ya birine sinirlenir ama başka birine patlar onun canını sıkar ya dabir dostunuz vardır sizi asla üzmez sizde onu üzmezsiniz ama o dostunuzun canı sıkıldığında sizinle paylaştığında sevdiğiniz biirinin canının sıkkın olmasına üzülülürsünüz canınız yanar ben bunlara benzetiyorum kaktüslerimin dikenleri genelde batmaz onlara dokunduğumda ama onların canını yanıyorsa sıkıntısını benimle paylaşlaşır o üzüldüğü için benim canım yanar isteyerek yakmak canımı bunlara benzer şeylere benzetirim diken batmasını ya da batmamasını |
31-10-2009, 13:24 | #203 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-09-2009
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 102
|
Sn. Kartalpin;Kaktüs ve Sukulent'lerinizi gördükçe; bu da çok güzel, bundan da benim olmalı ve sevimli veee tamamen hüsnülüğe dair bir kıskançlık içersine girdiğimi itiraf ediyorum. Ayrıca sitede yeni ve acemi üye olarak sizi yeni keşfetmenin hoşluğu içersindeyim. Kallavisinden bir itiraf yapmak istiyorum: Can Baba ve Abla'ya ilişkin Hikaye ve kaktüslerinizi öylesine çok beğendim ki; beğeneceğinden emin olduğum birkaç arkadaşımla e-posta yolu ile paylaştım umarım bu davranışımı hoş görürsünüz. Kusurum var ise affola |
03-11-2009, 23:59 | #204 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba,,
Herkes nerede ?? Sevgili samarra , 4. tekil kişi , eminetirsi, M. sema, kartalpin ve tüm kaktüs dostları... Ne kadar mutlu olmuştuk sayfamız hareketlendi , yeni dostlar tanıyoruz diye... Lütfen hikayelerinizi bekliyoruz... sevgiler... |
04-11-2009, 07:42 | #205 |
Ağaç Dostu
|
kartalpin kaktüsleriniz çok güzel maşallah diyelim Ama onlara yüklediğiniz anlamlar çok daha güzel Bu site sayesinde bende bir kaktüs koleksiyonuna başladım Daha çeşitlerim fazla değil ama zaman içinde artacağına eminim Bana kaktüsleri sevdirdiğiniz için hepinize teşekkürü borç bilirim sevgiler |
04-11-2009, 12:28 | #206 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Sevgideğer Kartalpin, sayenizde neler neler öğreniyoruz. Kaktüslerinizin güzelliğini kıskanmamak elde değil. Sevgiyle sulanan, sizin o romantik enerjinizden nasiplenen bitkiler işte böyle güzelleşmişler. Ne kadar şanslılar size sahip olmaktan. (Tabiii, siz onlara sahipken aslında onlar da size sahipler.) |
04-11-2009, 21:00 | #207 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-10-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 379
|
Sayın Mel-i, Sayın irem Erdinç, Sayın Samarra, Sayın Barçman ve de Sayın 4. Tekil kişi, güzel sözlerinize teşekkürler ama buraya sizin kaktüs/sukulent öykülerinizi beklemekteyim. Yazabileceğinizden de eminim. Özellikle Sayın Samarra iyi başlamıştınız devamını merakla beklemekteyim |
04-11-2009, 21:14 | #208 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-04-2007
Şehir: sakarya
Mesajlar: 167
|
teşekkürler kartalpin 10 günlük yoğun bir eğitim seminerindeyim yazmak için fırsat bulamıyorum seminer sonunda bende paylaşmak için sabırsızlanıyorum ama arada girip sizin hikayelerinizi okuyorum merakla diğerlerinide bekliyorum ellerinize yüreğinize sağlık |
10-11-2009, 14:39 | #209 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-10-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,796
|
Yaşayan, yaşatan bir öyküydü okuduğum. Kutlarım. Kaktüslerinizden bazılarından bende de var. Evet ,sanırım kaktüs yetiştirmek için normal guruba girmemek gerekiyor; çünkü kaktüsler de sıradışı bitkiler. Sizi okumak güzel. |
10-11-2009, 14:55 | #210 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-10-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,796
|
Alıntı:
|
|
|
|