22-05-2009, 11:27 | #122 |
Ağaç Dostu
|
"Delidir ne yapsa yeridir" diyorsunuz yani Sırlarım açığa çıkacak ama madem sordunuz söyliyim Bahçeyi setliyorum, her set ayrı Dünyanın insanları olacak Yani bildiğimiz anlamda; sıralı ağaçlı, sıralı çiçekli asker bahçesi olmayacak . Sui Generis diyorum. |
22-05-2009, 11:41 | #123 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
çok şey yazmıştım ama elektrikler gidip-gelince hepsi gitti Tekrar yazamayacağım, ama özetle; "Havada bulut bu hafta sonu bahçeyi unut" gibi bir "atasözü" geldi aklıma. Bu kadar yağmurdan sonra, oraya dozer bile bir haftadan önce giremez, üzgünüm |
22-05-2009, 11:44 | #124 |
Ağaç Dostu
|
Bir wikipedia araştırması: Sui generis: "of its own kind/genus or unique in its characteristics" In the structure "genus → species" a species that heads its own genus is known as sui generis. This does not mean, however, that all genera with only a single member are composed of sui generis species. It is only if the genus was specifically created to refer to that one species, with no other known examples, that the species is sui generis. Türünün tek örneği diyebiliriz sanırım Size de bu yakışır |
22-05-2009, 12:00 | #125 |
Ağaç Dostu
|
Bu da aynı kaynaktan Türkçe açıklaması Sui generis (Söyleyiş: /ˌsuːiˈgeneris/) yeni türetilmiş Latince bir deyiştir. Türkçede tam olarak, kendine özgü, nevi şahsına münhasır gibi sıfatlarla karşılanabilir. Kendine özgü özellikleri olan ve başka bir örneği olmayan nesne ya da olayları anlatmak için kullanılır. Skolastik felsefede de herhangi bir üst sınıfa dâhil edilemeyen olgu veya olayları belirtmek için kullanılır. Bu terime, biyoloji ve hukukta da sık sık başvurulur. Biyolojide bir türün sui generis olabilmesi için bilinen hiçbir yakın olmaması gerekir. Akrabalarının neslinin tükenmesi sonucu tek kalan türler sui generis sayılmaz çünkü akrabaları şu an var olmasa da bu türe ait bireyler oldukları bilinmektedir. |
22-05-2009, 13:39 | #126 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ya biz, Dünyanın en garip bahçesi, yarım dozer çalışması ile iyice garipleşti, içinde 2,5 metrelik foseptik çukuru vs.vs. Bu yağmurdan sonra değil dozer bahçeye tank gelse çıkamaz hadi çıktı diyelim dönemez.Bu nedenle gözüm güneşde gönlüm bahçede |
|
22-05-2009, 13:53 | #127 |
Ağaç Dostu
|
Şimdi haber aldığıma göre Ankara'da seller gitmiş. Birazdan bizim buraya gelir, oradan da Ayaş tarafına geçer. Yarın da aynı şekilde yağış var. BalıkçıSerdar'a katılıyorum. Pazar günü o balçık toprağa dozer değil keneler bile giremez. Toplantıya bekleriz efem |
22-05-2009, 14:14 | #133 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Biz merak etmiyoruz, ama siz merak edin Bu kadar yağmura o beyaz toprak kolay kolay suyu bırakmaz, hatta foseptik çukuru bile dolmuştur. Artık gidemeyeceğinize üzülmek mi doğru olur, Pazar günü bir arada olacağımıza sevinmek mi? İşte bütün mesele bu. |
22-05-2009, 14:45 | #135 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: orta anadolu, karasal iklim
Mesajlar: 68
|
merhaba yeni arazi edinmişsiniz hayırlı olsun. yazışmaları takip ettiğim kadarıyla toprak analizi yaptırmadınız. bulunduğunuz yerde tarım il müdürlüne müracat ederseniz toprağınızı nerede analiz ettireceğinizi öğrenebilirsiniz. toprak analizinden sonra toprağı nasıl ıslah edebileceğinize birlikte karar verebiliriz. tekrar hayırlı olsun |
22-05-2009, 15:40 | #137 |
Ağaç Dostu
|
Sayın Denizakvaryumu, bu hafta iş seyahatleri nedeniyle sitemize ancak bugün girebildim. Bu başlığı görünce çok sevindim, tüm mesajları okudum. Bence hepimiz için bahçenizden çektiğiniz resimler şahane birer delil olacak. Seneye bu zamanlar 'vay be, beyaz topraklar neydi ne hale geldi!' diyeceğiz. Arkadaşlara da katılıyorum, bahçenizle uğraşmaktan bizi delirtmeye zaman bulamayacaksınız, biraz nefes alırız sanırım Bahçenizin hayırlı uğurlu olmasını, işlerinizin kolaylıkla halolmasını, eşiniz ve sevdiklerinizle bol bol sefasını sürmenizi diliyorum. |
22-05-2009, 15:49 | #138 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Seneye demeyelim de Marduk gezegeni Dünyaya çarpmaz teğet geçerse, benim bahçe ancak 2012 yılında adam olur. --------------------------------- Dip Not: 23 Aralık 2012'de tam 3600 yıl aradan sonra dünyaya yaklaşacak olan, eski uygarlıkların "Tanrıların Gezegeni" dediği Marduk dünyanın kimyasını değiştirecek Dünyanın ekseninin değişmesiyle iklim felaketlerinin yaşanacağı iddia edilirken milyarlarca insanın bu felaketten dolayı yaşamını kaybedeceği belirtiliyor Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de olası tehlikeye karşı örgütlenen insanlar Kapadokya, Edremit gibi merkezlerde kendilerine geleceğin yaşam alanlarını yaratmaya çalışan Mardukçular beklentinin bir kehanet olmadığını, bilimsel verilere dayandığını iddia ediyor Bu konu bir çok tartışma programlarında tartışıldı ve hala tam bır sonuc alınmıs degıldırBir başka kaynaktan alınan bilgiye gore ise KABUS HORTLADI Marduk teorisi, Burak Eldem isimli eski çağ tarihi meraklısı bir bağımsız araştırmacının yazdığı '2012: Marduk'la Randevu' kitabıyla tekrar hortladı Marduktan kaçış planı yapan, 700 civarında kişi Marduk cemaati denilebilecek bir grup oluşturdu İyi eğitimli kişilerden oluşan grup, sığınakların nereye yapılacağı, erzakların nasıl saklanacağı gibi konuları belirliyor Grubun Türkiye ayağı ise, Konya, Nevşehir, Kırşehir, Antalya gibi yerlerde sığınak yapmaya başlamış bile Marduk nedir? 2012'de Dünya'ya yaklaşacağı iddia edilen Marduk gezegeni felaketi, aslında otoritelerce kesinleşmiş bir bilgi değil Ancak 1984'te, 'kütlesi Dünya'dan çok daha büyük ve koyu kırmızı renk veren bir gökcisminin Pluton'un yörüngesi dolaylarından sisteme girmekte ve hızla yaklaşmakta olduğu NASA tarafından tespit edilmiş 3661 YILDA BİR Teorilere göre, MÖ 3100 yılı civarında yaşayan Maya, Mısır, Sümer Harappa ve Minos gibi eski dünyanın uygarlıklarına ait kayıtlarda ortaya çıkan Marduk, 3661 yılda bir dünyaya yaklaşıyor Ve her yaklaştığı dönemde doğal felaketleri beraberinde getiriyor 'Marduk büyük felaketler getirecek' Bİlkent Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Bölümü Öğretim Görevlisi olan Halil Özmen, Marduk'tan korunmak için Antalya'ya sığınak yapanlardan Özmen, Marduk geldiğinde olabilecek çok büyük doğa felaketleri ve bunlardan korunma yöntemlerini şöyle sıralıyor: Dünya dönüşünün yavaşlaması veya durması: Önlem: Eğer dev rüzgarlar (örneğin saatte 200 km üzerinde) fırtınalar, kasırgalar veya hortumlar olacaksa, belki bir yeraltı şehrine sığınmak çare olabilir Örneğin İç Anadolu'da bulunan yeraltı şehirleri gibi Deniz sularının yükselmesi, tsunamiler, seller: Önlem: Deniz seviyesinden yüksekte olmak Yayla ya da dağ yamacında yaşamak Volkanik aktiviteler: Önlem: Yanardağlardan uzakta olmak Depremler Önlem: Güvenli deprem kuşaklarında bulunmak Kuraklıklar: Önlem: Su kuyusu kazmak ------------------------ Foseptik kuyusunu biraz daha derin kazdırayım bari |
|
22-05-2009, 16:04 | #139 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bahçe duvarlarınızı kalın ve yüksek yapmanızı tavsiye ederim Sürmeye üşenirseniz biraz nohut ekin, domuzlar sürer bahçeyi. Tavuk hiç düşünmeyin, tilkilere ve sansarlar birşey bırakmaz. Moralinizi bozmak istemem ama işiniz gerçekten zor, beyaz toprak deyince durup hepey bir düşünmek gerekiyor, ama siz zoru seven biri olarak çok güzel yapacağınızı biliyorum. Ama şunu da çok iyi biliyorum ki, oradaki huzuru, keyfi, mutluluğu hiç bir yerde bulamayacağınızdan adım gibi eminim, kışın bile duramayacaksınız at eşek sırtın da gideceğinizi şimdiden söyliyebilirim. Gülme görüşürüz. |
|
22-05-2009, 16:07 | #140 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Teşekkürler. |
|
22-05-2009, 19:51 | #141 |
Ağaç Dostu
|
Keneden korkan eve kapanırmış Kim korkar hain keneden |
22-05-2009, 23:17 | #142 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 345
|
Hayırlı olsun, sanırım 2 gün içerisinde insanlara 5 sayfa mesaj yazdıracak kadar azimli bir insan bu bahçeninde üstesinden gelir. Ama sanırım çok planladığınız gibi bir bahçe olmamış. Ulaşımı elektiriği olmayan bir yer insanın umutlarını biraz zora sokabilir. Ama eminim bununda farklı bir zevki olacaktır. Evin önündeki 70 m2 lik bahçenin hakkından gelemeyen biri olarak bunlar benim gözümü korkutuyor artık. Ama sizin adınıza sevindim. Vaz geçtiğinizi düşünmeye başlamıştım zira. |
23-05-2009, 12:44 | #144 |
Ağaç Dostu
|
Sn.Denizakvaryumu'na küçük bir öneri : Henüz edinmedi iseniz en kısa sürede, en yakın köyden, traktörü olan birinin cep telefonunu edinin. Allahın rahmeti, ne zaman yağacağı hiç belli olmuyor.**** arabanın aküsü bi bakmışsınız bir anda çalışmıyor. Bu gibi durumlarda en iyi çözüm elinizdeki telefon numarası oluyor. Yolsuz günlerden kalma tecrübe ile sabittir. Kolay gelsin. |
23-05-2009, 12:57 | #145 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
23-05-2009, 22:18 | #146 |
Ağaç Dostu
|
Bu bahçeyi alırken 2 traktörlünün çoktan telefonu alınmıştı Bugün bahçeye gitmeye niyetlenmiştim ama dünkü yağmurdan sonra değil traktörün dozerin bile çalışamadığını öğrendim. Beyaz topraklara hiç kimse gidememiş. Öncesinde gidenler 4-5 günlük erzakını yanına almış. İnşallah 10-15 yıla kadar yolumuz elektriğimiz gelir.Yol üstündeki bahçelerin neden pahalı olduğu anlaşıldı. Benim bahçenin Patagonya dan bir farkı yok. Google earth de dahi bulunamıyor |
23-05-2009, 22:28 | #147 |
Ağaç Dostu
|
Atatürk bir gün Ankara'nın banliyölerinde araba ile dolaşırken, arabasını durdurur. Şimdiki Orman Çiftliği'nin bulunduğu bölgede bir çiftlik kurmak istediğini yanındakilere açıklar. Fakat itiraz ile karşılaşır... "Paşam burada bir şey yetişmez. Burada su dolu bir testi toprağa gömülse aksamdan sabaha çıkmaz." Yetkililer de bu bölgede hiç bir şeyin yetişemeyeceğini söylerler. Fakat Atatürk fikrinden vazgeçmez. Bu bölgede bir çiftlik kurulabileceğini ısrarla vurgular. Bunun üzerine Atatürk'e konuyu ispat etmek için su dolu bir testi toprağa gömülerek bir gün bırakılır. Ertesi gün testinin topraktan çıkarıldığında su dolu olduğu görülür... Şimdi o yerde "Atatürk Orman Çiftliği" bulunmaktadır... Sayın Denizakvaryumu, Bahçenizin hikayesi bana bu anıyı hatırlattı. Atatürk Orman Çiftliği kadar güzel bir bahçeye dönüştürmeniz dileğiyle. |
23-05-2009, 22:34 | #149 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
"Bugün bahçeye gitmeye niyetlenmiştim ama dünkü yağmurdan sonra değil traktörün dozerin bile çalışamadığını öğrendim." Bugün mü öğrendiniz Alıntı:
Hayırlısı olsun artık, bu konuda benim tek ümidim, kalabalık bir kooperatif olması ve belki el birliği ile biraz daha çabuklaştırılabilir olması. Orda bir köy var uzakta, Gid(e)mesekte, gel(e)mesekte o köy, Bizim köyümüzdür |
|
|
|