agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Üretim, Bakım, Düzenleme, Temel Malzemeler > Topraksız Tarım
(https)




Beğeni Düzeni278Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 30-09-2013, 22:41   #91
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 18-09-2013
Şehir: balıkesir
Mesajlar: 3
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Karagülle Mesajı Göster
Marul için özel bir değer var mı bilmem ama genelde mesela soğuk su verilmez. Kuyu suyu yazın soğuk olur . Doğrudan verilmez . Dışarıda bir depoda bekletilip ortam ısısına gelmesi beklenir.
teşekkür ederim

masalım Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2013, 16:23   #92
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Bayram öncesi Topraksız parkurundan bir kaç resim

Topraksız parkurumuzda , sera bekçisi tıkır tıkır çalışıyor.
Sistemde kuruluş aşamasında meydana gelen aksaklıklar giderildi.

2 ec
6,5 ph ile sistem çalışıyor.

Sararan yapraklardaki arıza , ph seviyesi düşürüldükten sonra çilekler doğru beslenmeye geçince yeni sağlıklı yapraklarınız oluştu .

İlk çilekleri az da olsa toplayıp mideye indiriveriyoruz.

Bayram da 15-20 gün sistemi kendi halinde bırakmayı düşünüyorum .

Bakalım vukuatsız bir 15-20 günü bensiz de atlatabilecekler mi ?

Eklenen Resimler
     
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-10-2013, 16:25   #93
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
resimlere devam

Son iki resim

Eklenen Resimler
  
yağmur, leventali ve Udebay beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2013, 09:47   #94
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Hasret

Bu nasıl bir hastalıksa , İstanbul'a geldim . Çocuklarımı ailemi gördüm . Hasret bitti derken, şimdiden seramı ve topraksız çileklerimi özledim . Bakalım 15 gün dayanabilecek miyim?


Düzenleyen İsmail Karagülle : 08-10-2013 saat 17:08 Neden: imla hatası
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-10-2013, 20:43   #95
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Ve köydeyim .15 dayanamadım .

Sera içinde kurduğum topraksız tarım sistemimde problem çıkmış. Saykaplardan biri ek yerinden ayrılıp yere doğru eğilmiş. Ve tabii olarak hazır besin eriyiğimiz yerlere dökülmüş.

Demek saykaplar kurulurken sağlam kuramamışız. Acemilik ne olacak .

En iyi malzemeler bile acemi elinde olumsuz neticeler verebiliyor.

Yarın yeniden sistem sağlamlaştırılacak .

Bir de içeri giren köpeği yakalarsam çok kötü olacak .

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-10-2013, 21:03   #96
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-07-2007
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 1,688
İnşallah köpek akıllı davranırda oralarda olmaz, yoksa vay başına gelene.
Herneysa geçmiş olsun İsmail bey, İnşallah hasar fazla değildir. Paylaşımlarınızı bekliyoruz. Selamlar.

Kudret Tezel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-10-2013, 17:19   #97
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Kudret hocam teşekkürler. Saykaplardan birinden , yani bir sıradan hayır yok . Kullanılmaz halde.

Çilek fidelerinin yarıdan çoğu hakkın rahmetine kavuşmuş.

Gidenlere acımak yerine kalan sağlar bizimdir . Diyerek yola devam edeceğiz. Kalan sağlar gerçi epey hasar görmüşler. Toparlarlar diye umut ediyorum .

Bu olaydan çıkarılacak ders. Sistemin başından ayrılmak için her şeyin doğru yapılması gerekiyor.

İçeri iki veya dört ayaklı canlıların girişi önlenmeli .

Sistem yıkılmayacak kadar sağlam yapılmalı .

Ve sistemi birine emanet ediyorsak , işten biraz anlaması gerekiyor.

Biz kendi bildiklerimizi herkes biliyor zannediyoruz .

Veya anlatınca her şeyi anladı zannediyoruz.

Bir kaç dönem sistemin başından ayrılmamak lazımmış.

''Bir musibet bin nasihattan evladır .''

Ve başımıza ne gelirse gelsin , başkalarında kabahat aramamak lazım . Ben neyi eksik yaptım diye sormak lazım .

Yılmak yok yola devam .

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-10-2013, 01:35   #98
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-07-2007
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 1,688
İyi geceler İsmail bey. Atalar ne dediyse doğru demiş. Sizinde dediğiniz gibi bir musibet bin nasihatten evladır. bir başka ata sözümüzde herhayırda bir şer, her şerde bir hayır vardır der. Bu yaşananlardan sadece yaşıyanın değil takip edenlerinde der alması önemli bence. İnanın çekilen bütün sıkıntılar sistemi basite indirgemekten, işi hafiffe almaktan kaynaklanıyor. Ha ... birde iş nekadar ciddiye alınırsa alınsın imkansızkıltan kaynaklananıda var. Sizinki bildiğimkadarı ile birazda ondan kaynaklandı. Malzeme açısından mahrumiyet bölgesinde olmanız işi ister istemez kendi imkanlarınızla halletmek mecburiyetinde bıraktı, ancak ne yazık ki görüldüğü gibi şakaya gelmiyor. Sonuçta daha büyük kayıp ve daha büyük üzüntülerle karşılaşabiliyoruz. Siz zaten konunun deneme ve öğrenme olduğunu başında beyan ettiniz. İnşallah yaşadıklarınızdan gereken dersler alınır. Sizin ve diğer arkadaşlarımızın ayni durumu birdaha yaşamamalarını temenni ederim. Kolaygelsin iyi çalışmalar.

Kudret Tezel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-10-2013, 20:08   #99
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Teşekkürler Kudret hocam .

Nedenler doğru tespit edilince bu karşılaştığımız problemler ders hanesine yazılınca , kayıplar ileride daha büyük zararlara karşı bağışıklık kazandırır diye düşünmek lazım .

Şimdi sistem üzerindeki kalan sağları kurtarmak için oldukça sağlamlaştırıldı .

ec ve ph ayarlaması yapıldı .

Daha önce sistem sadece su ile bolca yıkandı .

Ve 2.2 ec 6,5 ph ile çalışmaya devam ediliyor.

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-10-2013, 20:19   #100
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Son durum .

Hasardan sonra , sağ kalanlardan görüntüler.

Ve hasara rağmen bugün topladığım çilekler ( arada sırada yüzümüz işte bu yüzden gülüyor)

Eklenen Resimler
     
yağmur, leventali ve Udebay beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-10-2013, 20:23   #101
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Bu arada her tür sorunumuzla yakından ilgilenen ve maddi manevi desteğini esirgemeyen Kudret Hocamıza teşekkürler.

Her derdimize hızır gibi yetişiyor. Malzeme konusunda bütün yükümüze elinden geldiğince yardımcı oluyor . Her türlü teşekkür az kalıyor. Sağ olasın hocam .

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-10-2013, 21:07   #102
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-07-2007
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 1,688
Estafurullah, teveccühünüz ne yapabiliyoruzki.

Kudret Tezel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-10-2013, 17:36   #103
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
biraz da sevinelim .

Arkadaşlar hep olumsuz haberlerden biraz iç karattık .

Bu akşam az evvel toplayıp resmini çektiğim görüntüler azıcık içimizi açar diye ümit ediyorum .

Eklenen Resimler
 
yağmur ve leventali beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-10-2013, 17:38   #104
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kudret Tezel Mesajı Göster
Estafurullah, teveccühünüz ne yapabiliyoruzki.
Her derdimizle dertlenmeniz , ve çare bulmak için samimi çabanız daha ne olsun hocam .
İyiki varsınız .

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-10-2013, 18:51   #105
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 29-07-2007
Şehir: iSTANBUL
Mesajlar: 1,688
Sağolun teşekkür ederim, sizlergibi kadirşinas arkadaşlarımın olması bana güç veriyor inanın. İyiki varsınız. Sağolun varolun.
Hayat hep olumsuzluklarla dolu olsa çekilmezki. İşte birtabak el emeği göznuru bütün sıkıntıları unutturuyor. Afiyetolsun.

Kudret Tezel Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-10-2013, 19:23   #106
Ağaç Dostu
 
idris şenol's Avatar
 
Giriş Tarihi: 07-05-2009
Şehir: EDİRNE
Mesajlar: 1,576
elinize emeğinize sağlık eksik olmayın emi)

idris şenol Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 10:46   #107
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Topraksız tarım da öcü mü - yoksa neler oluyor ?Anlamaya açalışıyorum

Forumda en son okuduğum yazılar topraksız tarım konusundaki büyük hevesimi neredeyse kıracak düzeyde ve ÖDÜMÜ KOPARDI .

Ne olacak bu tartışmanın sonucu gerçekten merak içindeyim .

Bu arada belirteyim , ne kadar ödüm koparsa kopsun , Korku ile baş edebilecek yaşlardayım.

O yüzden Topraksız dneme ve öğrenme konusunda geri adım atmayacağım .

Bu bilimsel araştırmaların altında bazen , gerçekten bilimsel araştıma mı yatıyor yoksa bir kazanç kapısının övülmesi mi yatıyor anlamak zor oluyor.

Bir zamanlar yumurta fazla tüketmeyin diyorlardı , şimdi tersini de söyleyenler var.

Her söylenen bilimsel gibi görünen söz ve makale gerçekte hangi çıkar sistmine yarıyor veya hangi ürünün pazarlamasına hizmet ediyor diye düşünmeden yorumlanmamalı .

Bir ürün pazarlayacaksan , önce mevcut ürünleri kötüleyeceksin , onları itibarsızlaştıracaksın , ondan sonra kendi ürününü pazarlıyabileceksin .
Bu konuda milyon dolar paralar harcanıyor. Ve sözüm ona bilimsel makaleler yayınlatılıyor.

Buna alet olmadan , topraksız tarımda böcek ilacı kullanmadan ot ilacı kullanmadan her bitkinin istediği besin miktarlarını ona hazır vererek yapılan tarımın mümkün olan en temiz tarım olduğuna inanıyorum .

Tüccar bilim adamlarından allah hepimizi korusun


Düzenleyen İsmail Karagülle : 11-11-2013 saat 10:48 Neden: Sembol yerleştirme
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 18:12   #108
Ağaç Dostu.
 
vetman996's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-08-2008
Şehir: Manisa-Salihli
Mesajlar: 772
Değerli İsmail Abi merhaba.

Topraksız tarım topraklı tarıma göre çok daha sağlıklı. En azından zirai ilaç fazla kullanılmıyor.

Siz Topraksız tarım yaparken fazla kimyasal gübre kullanmadan kendi elde ettiğiniz ürünlerle besin eriği hazırlamak istemez misiniz.

Ben bunun olabileceğini düşünerek bir takım paylaşımlarda bulundum. Sanırım yanlış yerden giriş yapmışım ki topraksız tarım karşıtı olduğum zannedildi.

Türkiye'nin dış ticaret açığının artmasında (Dövizin yurt dışına gitmesinde) ikinci sıradaki kalem gübre ithalatı. Birinci sıradaki de bildiğiniz gibi Petrol. Niçin dövizlerimiz yurt dışına gitsin ki.

Siz topraksız tarımı ticari düşünmediğinize göre bunu çok rahat yapabilirsiniz.

Detaya girdiğimde bazı dostlar amatörlükle, cahillikle suçlayacaklar belki beni ama örneğin Kalsiyum için yumurta kabuklarını kullanabilirsiniz mesela. Tabi bunu fermente olarak mı, solucanlara yem olarak mı, yoksa sirkeli suda bekletip fırınlayıp da mı kullanacaksınız buna siz karar verirsiniz. Ama bir takım mineralleri doğal kaynaklı olarak elde etmek mümkün ve ben bunun peşindeyim.

Kıymetli abi, bazı gerçekleri kabullenmek zor olabiliyor, bazı gerçekler acı olabiliyor ama bunlar hakikaten gerçek ise kabullenmek gerekiyor. Burada iki gerçek var.

1- Topraksız tarım, topraklı tarımdan daha sağlıklı

2- Topraksız tarımda kullanılan kimyasalların bir kısmı zararlı.

Siz ticari düşünmediğinize göre bu kimyasalları minimum seviyede kullanarak bu işi yapabilirsiniz. Benim söylemeye çalıştığım sadece bu. Bunun neresine itiraz ediliyor anlamıyorum.

Beni anlayan bir siz vardınız, siz de yanlış anlamışsınız )

Her şey gönlünüzce olsun.

Selamlar... Saygılar...

kiziltan beğendi.

Düzenleyen vetman996 : 11-11-2013 saat 21:30 Neden: Topraksız-topraklı karışmış:))
vetman996 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-11-2013, 20:02   #109
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
yanlış anlaşılmak üzerine

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi vetman996 Mesajı Göster
Değerli İsmail Abi merhaba.

Topraksız tarım topraklı tarıma göre çok daha sağlıklı. En azından zirai ilaç fazla kullanılmıyor.

Siz Topraksız tarım yaparken fazla kimyasal gübre kullanmadan kendi elde ettiğiniz ürünlerle besin eriği hazırlamak istemez misiniz.

Ben bunun olabileceğini düşünerek bir takım paylaşımlarda bulundum. Sanırım yanlış yerden giriş yapmışım ki topraksız tarım karşıtı olduğum zannedildi.

Türkiye'nin dış ticaret açığının artmasında (Dövizin yurt dışına gitmesinde) ikinci sıradaki kalem gübre ithalatı. Birinci sıradaki de bildiğiniz gibi Petrol. Niçin dövizlerimiz yurt dışına gitsin ki.

Siz topraksız tarımı ticari düşünmediğinize göre bunu çok rahat yapabilirsiniz.

Detaya girdiğimde bazı dostlar amatörlükle, cahillikle suçlayacaklar belki beni ama örneğin Kalsiyum için yumurta kabuklarını kullanabilirsiniz mesela. Tabi bunu fermente olarak mı, solucanlara yem olarak mı, yoksa sirkeli suda bekletip fırınlayıp da mı kullanacaksınız buna siz karar verirsiniz. Ama bir takım mineralleri doğal kaynaklı olarak elde etmek mümkün ve ben bunun peşindeyim.

Kıymetli abi, bazı gerçekleri kabullenmek zor olabiliyor, bazı gerçekler acı olabiliyor ama bunlar hakikaten gerçek ise kabullenmek gerekiyor. Burada iki gerçek var.

1- Topraksız tarım, topraksız tarımdan daha sağlıklı

2- Topraksız tarımda kullanılan kimyasalların bir kısmı zararlı.

Siz ticari düşünmediğinize göre bu kimyasalları minimum seviyede kullanarak bu işi yapabilirsiniz. Benim söylemeye çalıştığım sadece bu. Bunun neresine itiraz ediliyor anlamıyorum.

Beni anlayan bir siz vardınız, siz de yanlış anlamışsınız )

Her şey gönlünüzce olsun.

Selamlar... Saygılar...
Saygıdeğer arkadaşım , ben seni hiçç yanlış anlamadım .Senin endişelerini ben de paylaşıyorum .

Toprakta tarım da topraksız tarım da diğer her konuda iyi niyetli İnsanlar elinden geldiğince doğru şeyler yapmaya çalışıyor.

Hepimiz hem fikiriz topraksız tarım mevcutlar arasında en temizi , Senin üzerinde durduğun mahsurları olabilir .Ve sen bunları da izale edecek bir metod üzerinde kafa yormuşsun .

Ve sadece kafa yormakla kalmamışsın, emek ve zaman ve para da harcamışsın. Çok da güzel lafı yetmez mükemmel iş yapmışsın.

Ve zaten bu konuya başlarken sen de hissetmişsin'' bir çok arkadaşımın itirazları olacak polemiklere neden olacak ama söylemeden olamayacak şeklindeki fikrini de söylemiştin ''

Bence ana fikirde düşüncede ayrı bir tarafımız yok .

Ben konuyu anlatırken Biraz da espirili olarak ödüm koptu gibi bir söz söyledim . Bu söz her ne kadar espirili ise de Bahs ettiğim iki ağabeyimin kanser illeti ile karşılaşması ve birini yakın zamanda kaybetmemiz , bizlerde bu konu hakkında gerçekten de ödümüz kopma çok da abartılı sayılmaz bir anlatım şekli.

Sonraki yazılarda bu sözcük biraz fazlaca kullanıldı . Ve cevap vermemeye çalıştım . Sadece ikimizin yazıştığı ve konuştuğu bir platform olsa eminim hiç bir şekilde polemik yapma durumuna düşmeyiz. Ve bu platformda fikir ayrılığına düşmeyeceğim bir kaç arkadaştan biri ve en önde gelenisiniz.

Hem uslubun hem Bilgileri paylaşma şeklin , müteşebbis kabiliyetin taktirle ve beğeni izlediğim bir arkadaşımsın. Seni zevkle takip ediyorum . Ve sizinle gurur duyuyorum .

Bu kadar yağ yeter.

Şimdi küçük bir eleştiri .

Niyetinin öyle olduğunu söylemiyorum .

Ama Konuya sert girişin ( senin uslubunu bilen birileri, yine sen baz alınarak bu sertliğin farkına varabilir)

Ve senin yaptığın işleri paylaştığın eylemleri bilen birileri , uslubundaki sert girişe bakınca , Bu vetman solucan gübresi işine girdi .Topraksız tarımda bu gübrenin kullanımı temelinden başlayarak , Solucan gübresi reklamı yapıyor bu yüzden topraksız tarımda kullanılan kimyasallar kanser yapıyor diye sert giriyor . Diye düşünebilir.

Ben bunları benim seni anladığım gibi senin de beni anladığını bildiğim için , ve bu olgunlukta olduğunu bildiğim için çok açık biçimde anlaymaya çalıştım .

Solucan gübresi konusu , çok doğru bir araştırma ve neticede muaffak olması çok muhtemel bir konu . Zaten topraksız tarım konusunda senin endişelerini paylaşan bir çok insan var. O yüzden fazlaca sert girmeye gerek yok . İnanıyorum ki senin bu konuda çalışmaların ve sonucunda laboratuvar testlerin sonunda topraksız tarımda kimyasal besin kullanımı ile solucan gübresi kullanımı arasında ki fark görülecektir.

Fazla lafa gerek kalmadan solucan gübresi almak veya yapmak isteyenler çığ gibi çoğalacaktır.

EL NETİCE; Topraksıza devam , Topraksızda daha sağlıklı daha yüksek verimli metodları aramaya devam . Yolun açık şansın bol olsun .
Başarılarının devamını yürekten dilerim .

Sağlıcakla kal.

yağmur beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-11-2013, 22:09   #110
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Çilekleri ve topraksız parkurunu, Sera bekçisine emanet edip , İstanbul'a gittim. Ve bugün akşam köyüme döndüm .

Sera bekçisinin görevini yaptığından eminim . Ama biz herşeyi bekçiden bekliyorsak yanlış yapıyoruz. Nihayetinde garibin sendikası yok . Arkasında patronlardan dayısı yok . Vur abalıya durumunda sığınacak kimsesi yok .

Netice olarak sera da diğer şartları sağlamışsak , ve sera bekçimiz de varsa topraksız tarım işini halletmiş sayılırız.

Yani İklimlendirmeyi yapmadan serada bitki yetiştirmek , bir çok problemle boğuşmak anlamına geliyor.

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2013, 09:48   #111
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Ongün sonra yeniden köyümde ve seradayım .

Ongün serayı bekçiye bırakıp İstanbul'a gittim .Dün akşam döndüm . Ve karanlık, gece , ve yorgunluktan seraya girmedim .

Az önce sabah kahvaltısı yapmadan seraya bir girdim .

On gün boyunca benim yokluğumda sistem mükemmel çalışmış.

Ve sabah kahvaltısında Geleceğimi düşündüğü için biraz çilek hazırlamış ec ve ph ayarlarını ölçtüm .EC Eksiklikleri zaten bekçi kendiliğnden yaptığı için sulama suyumuz şebeke suyumuz ph ı yüksek olduğundan sadece ph ayarlaması yaptım .

Ve biraz kahvaltılık çilek topladım . Onları yerken bir taraftan da sizlerle paylaşmak istedim .

Eklenen Resimler
 
yağmur, leventali ve Udebay beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2013, 20:02   #112
Ağaç Dostu.
 
vetman996's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-08-2008
Şehir: Manisa-Salihli
Mesajlar: 772
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi İsmail Karagülle Mesajı Göster
Saygıdeğer arkadaşım , ben seni hiçç yanlış anlamadım .Senin endişelerini ben de paylaşıyorum .

Toprakta tarım da topraksız tarım da diğer her konuda iyi niyetli İnsanlar elinden geldiğince doğru şeyler yapmaya çalışıyor.

Hepimiz hem fikiriz topraksız tarım mevcutlar arasında en temizi , Senin üzerinde durduğun mahsurları olabilir .Ve sen bunları da izale edecek bir metod üzerinde kafa yormuşsun .

Ve sadece kafa yormakla kalmamışsın, emek ve zaman ve para da harcamışsın. Çok da güzel lafı yetmez mükemmel iş yapmışsın.

Ve zaten bu konuya başlarken sen de hissetmişsin'' bir çok arkadaşımın itirazları olacak polemiklere neden olacak ama söylemeden olamayacak şeklindeki fikrini de söylemiştin ''

Bence ana fikirde düşüncede ayrı bir tarafımız yok .

Ben konuyu anlatırken Biraz da espirili olarak ödüm koptu gibi bir söz söyledim . Bu söz her ne kadar espirili ise de Bahs ettiğim iki ağabeyimin kanser illeti ile karşılaşması ve birini yakın zamanda kaybetmemiz , bizlerde bu konu hakkında gerçekten de ödümüz kopma çok da abartılı sayılmaz bir anlatım şekli.

Sonraki yazılarda bu sözcük biraz fazlaca kullanıldı . Ve cevap vermemeye çalıştım . Sadece ikimizin yazıştığı ve konuştuğu bir platform olsa eminim hiç bir şekilde polemik yapma durumuna düşmeyiz. Ve bu platformda fikir ayrılığına düşmeyeceğim bir kaç arkadaştan biri ve en önde gelenisiniz.

Hem uslubun hem Bilgileri paylaşma şeklin , müteşebbis kabiliyetin taktirle ve beğeni izlediğim bir arkadaşımsın. Seni zevkle takip ediyorum . Ve sizinle gurur duyuyorum .

Bu kadar yağ yeter.

Şimdi küçük bir eleştiri .

Niyetinin öyle olduğunu söylemiyorum .

Ama Konuya sert girişin ( senin uslubunu bilen birileri, yine sen baz alınarak bu sertliğin farkına varabilir)

Ve senin yaptığın işleri paylaştığın eylemleri bilen birileri , uslubundaki sert girişe bakınca , Bu vetman solucan gübresi işine girdi .Topraksız tarımda bu gübrenin kullanımı temelinden başlayarak , Solucan gübresi reklamı yapıyor bu yüzden topraksız tarımda kullanılan kimyasallar kanser yapıyor diye sert giriyor . Diye düşünebilir.

Ben bunları benim seni anladığım gibi senin de beni anladığını bildiğim için , ve bu olgunlukta olduğunu bildiğim için çok açık biçimde anlaymaya çalıştım .

Solucan gübresi konusu , çok doğru bir araştırma ve neticede muaffak olması çok muhtemel bir konu . Zaten topraksız tarım konusunda senin endişelerini paylaşan bir çok insan var. O yüzden fazlaca sert girmeye gerek yok . İnanıyorum ki senin bu konuda çalışmaların ve sonucunda laboratuvar testlerin sonunda topraksız tarımda kimyasal besin kullanımı ile solucan gübresi kullanımı arasında ki fark görülecektir.

Fazla lafa gerek kalmadan solucan gübresi almak veya yapmak isteyenler çığ gibi çoğalacaktır.

EL NETİCE; Topraksıza devam , Topraksızda daha sağlıklı daha yüksek verimli metodları aramaya devam . Yolun açık şansın bol olsun .
Başarılarının devamını yürekten dilerim .

Sağlıcakla kal.
Saygıdeğer İsmail Abicim Merhaba.

Ben senin işte bu dobralığını çok seviyorum. Lafı eveleyip gevelemeden anladığın gibi söyledin. Çok teşekkür ederim.

Forumda bir arkadaş Madalyonun iki yüzü vardır demişti. Eğer ben ürettiğim solucan gübresini tanıtmak için böyle yazı paylaştıysam; benim yazılarıma karşı çıkan arkadaşın biri kimyasal gübre satmak için, diğeri de daha çok ürün elde edip daha çok kazanmak için karşı çıkıyorlar anlamı çıkar o zaman. Bunu düşünmek hiç şık olmaz.

Kıymetli abi, siz İstanbul'u terkedip çeşitli fedakarlıklarla bir şeyler yapmaya çalışıyorsanız daha sağlıklı ürünler etmeniz gerekmez mi? Eğer olaya ticari gözle bakıyorsanız o zaman Sayın Ankafar'ın gittiği yoldan gitmelisiniz. Çünkü onun gittiği yol daha fazla ürün elde etmek üzere çizilmiş ve denenmiş yoldur. Hata yapma oranınız daha düşüktür.

Eğer hem sağlıklı olsun hem de verimli olsun derseniz denemeleri kendiniz yapıp görmelisiniz. Solucan gübresi satın almanıza da gerek yok. Topraktan toplayacağınız solucanlardan da gübre elde edebilirsiniz. Bu belki daha uzun zaman alır ama sonuçta başarıya ulaşırsınız.

Değerli Abi, topraksız tarım dünyada ne kadar gözde ise, solucan gübresi de dünyada o kadar gözde. Her ikisi de tarımda yepyeni ufuklar açıyor.

Topraksız tarımın başka bir şekli de "aquaponic garden". Topraksız tarım denilince sadece "hydroponic sistem" veya "ortam kültürü sistemi" anlaşılmamalı yani. Burdan da benim aquaponic sistemi övdüğüm anlaşılmasın. Demek istediğim bu sistemde kimyasal gübre kullanılmadan yetiştiricilik yapılabildiğini anlatmaya çalışıyorum. Bu sistemde dışarıdan besin eriği vermeden balık dışkısıyla bitki yetiştiriyorsunuz. Benim düşündüğüm sistemde ise dışarıdan besin eriği yerine doğal gübre vermek. Bununla ilgili denemelerin devam ediyor.


Sizin yukarıdaki yazınızı okuyunca bir e-ticaret sitesi kurup kimyasal gübre satışı da yapmam gerektiğine karar verdim. Çünkü kimyasal gübre satışı daha karlı. Eğer böyle yaparsam solucan gübresi satışı yapmak için yazmadığımı daha iyi anlatabilirim belki. Aynı zamanda topraksız tarım yapacak arkadaşlara da faydam olur belki. Ayrıca en az kimyasal gübre kullanarak topraksız tarım Ar-Ge çalışmalarıma kaynak bulmuş olurum.

Size çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Selamlar... Saygılar...

kiziltan beğendi.
vetman996 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-11-2013, 20:46   #113
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Saygıdeğer Arkadaşım Vetman , solucan gübre çalışmanı merakla bekliyorum . Ve başaracağına adım gibi eminim .
Zira,
Yaptıkların yapacaklarının teminatıdır.

Endişelerinde haklısın ve benim de aynı endişeleri paylaşıyor olduğumu anlattım . Gerekçelerim de hayatın acı gerçekleri .(Abilerimin durumu )

İnan bu konuda haklı olman beni çok mutlu eder.

Ben bu konu hakkında haklı olabileceğini düşünürken ,

Ben bu konudaki az bir bilgim ile kafamın karışık olduğunu belirttim .

Mesela , Bitki topraktan veya suyun içinden , ihtiyacı olan besinleri hangi formda alıyor diye sordum .

Yani ihtiyacı olan azotu alırken , içinde azot bulunan ,
hayvan gübresi formu ,
hayvan gübresi içindeki azot bileşikleri
Ve bileşiklerin parçalanmış halindeki anyonlar - katyonlar halinde mi alınıyor diye sormuştum .

Bu soruyu sorar iken bildiğim bir şeyi ispatlamak için değil öğrenmek için sormuştum .

Zira eğer cevap anyonlar hali ile alınıyor olursa , o zaman
Bitki hangi ortamda olursa olsun bir şey fark etmeyecekti.

Ve bunu Bitki değil de Hayvan (insan) olarak düşünseydik , cevap hiç kuşkusuz .

Besinin parçalanmamış hali , yani et olarak bitki olarak bünyesine gireceği cevabı açık.
İneğin önüne saman içinde solucanı
Hatta insanın önüne marul içinde solucanı veya salyongozu verseniz ( insan görmeden )

Bunları sindirim sistemine alır.
Bitkinin öyle yapmayacağını , Solucanı , salyongozu bütün halde bünyesine alamayacağı , bunun parçalanması gerektiğini biliyoruz . Ama bu parçalanma hangi hale kadar gidiyor.

Anyonlara (iyon) kadar parçalandıktan sonra alınıyorsa,

O zaman tehlikeli maddeler bitki vasıtasıyla insana iki şekilde geçebilir diye düşünüyorum .

Birincisi bilinen yolla , Yani bulaşık halinde , bitkinin üzerinde .

İkinci yol ise bitkinin bünyesinde içinde , fazla yanlış beslenme ile
Yani fazla azotlu besin ile beslenmesi yoluyla.

İkinci yolda bitkinin topraktan veya topraksız ortamda besin eriyiğinden ,

fazlaca nitrat alması ile bünyesinde bu maddeleri çok bulundurması ile , bunu tüketen İnsanın ağzına fazla nitrat girince tükrükle karşılaşan nitratın nitrite indirgeneceği ,
Ve bunun da hemoglobin ile gireceği mücadele sonunda hücrelere oksijen gidemeyeceği , ve hücrelerin mutasyonu ile kanser hücreleri oluşacağı düşünülüyor.

Benim merak ettiğim , bu nitrat insan sindirim sistemine hangi metotla giremez.

Neticede bitki bu nitratı , hangi ortamda olursa olsun alacak ise ,

Toprakta nitrat kirlenmesi , topraksıza göre daha fazla olur diye düşünüyorum .
Topraksızda ise Bitkinin fazla azot olan ortamda olup olmamaı tamamen bizim topraksızda hazırlayacağımız besin formulüne göre ayarlanıyor.

Ve bitkinin gelişimi esnasında sürekli izlenebiliyor.

Ama Bu besin eriyiği bitkiye yukarıda üstüne dökülerek yapılıyorsa ( hani yapraktan besleme gibi) O zaman bitkinin üzedrinde nitrat kalıntıları birikimleri olabilir.

Veya kökü yenen bitkilerde kök üzerinde kalıntılar yapışabilir.

Bu ihtimallerin yok edilmesi konusunda zaten hiç kimsenin itirazı olamaz.

Bunun üzerinde kafa yormak , sadece bizim değil üniversitelerin ve bu işe bulaşmış herkesin görevi olmalı .

Ve sen bu işe gerçekten düşünce olarak hem emek olarak hem de parasal olarak gereken önemi veriyorsun .

Ve yaptıklarınla da bizlere örnek oluyor , ve bizleri de heveslendiriyorsun .

Çalışmalarını zevkle takip ediyoruz. Başarılarınla övünüyoruz.

Yolun açık olsun. Başarıların devamlı olsun .
Sağlıcakla kal.

vetman996 ve leventali beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 10:58   #114
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Merhaba İsmail bey ve Sayın Vetman,

Bu konuda bir başlık açıldı. Bu bilgileri orada kıyasıya tartışsak da konu başlıklarında sadece konuyla ilgili kalsak daha güzel olmaz mı? Zira bir bilgi arıyoruz, bir başlıkta 300-400 gönderim var. Bunların arasında o an işimize yarayacak bir bilgiyi saatlerce konuyla alakalı olmayan yazışmaları okumakla geçirmek zorunda kalıyoruz.

İsmail Bey'e soracağım o kadar soru var ki. Ve büyük bir incelikle benim yazılarımı takip edip yorumlar yazarken, ben onun başlığına bir kaç cümle karalamak istiyorum ama, İsmail Bey'in tabiriyle, ödümümüzü kopartan bir konu tartışılmaya buradan devam ediyor.

Şimdi son konuda bir kaç cümle yazmasan ayıp olacak, yazsan ilkeye yanlış olacak. Birinin başlığında şöyle yapın demek ki şimdiki benim yaptığım, büyük saygısızlık olacak.

İsmail Bey Türkiye'de bir şey başarmış. Bu yaşına rağmen bizim gibi yaşlarda olanlar gibi kararsızlıklar içinde boğuşarak değil, hayati bir karar vererek şehirden köye inmiş. Ben yaşlarda insanların rahatça yaptığı sızlanmaları elinin tersiyle bir kenara iterek devrim gibi bir karar almakla kalmamış bunu hayata geçirmiş.

İsmail Bey'i sadece topraksız tarım yapan amatör bir kişilik olarak ele aldığımızda ondan öğreneceğimiz çok şeyi ıskalarız. Zira biz hayata gülerken, zaman bıyık altından tebessümle bize sırıtıyor.

İsmail Bey başlı başına sosyolojik bir olaydır. Taşı toprağı altın(!) bir memleketten teknolojiyi terk ederek ayrılmamış, dağın başına teknoloji götürüp, dönümlerce toprak eken çiftçiye hayat dersi vermiştir.

İsmail Bey'in interneti bu kadar güzel kullanabilmesi, bilgisayarı bu kadar güzel kullanabilmesi ve dağın başına bunlarla birlikte gidip yüz yılın teknolojisi olan topraksız tarımı yapıyor olması bizim kimyasalların zararını tartışmamızdan çok ama çok daha önemli bir konu.

Teşbih de hata olmaz, mahallenin delisi gözüyle bakılmasına aldırmamış. Yani daha çok şey yazacam da kalemimi zor zaptediyorum.

Biri, bilmediğim biri, bana devrim nedir anlat dese, ben İsmail Bey'i anlatırdım.

Burada en küçük bir kompliman bile yapmıyorum.

Ebevyenler en büyük hayat dersini, kendi yaşamlarında uygulayarak verir. Konuşarak, şöyle yap diyerek değil.

İsmail Bey'in hayat dersini kendi tatlılığında izlemekten büyük onur duyacağım.

Haddimi aşarak yazdığım bu yazıdan ötürü herkesten özür dilerim. Çok arzu etsem de, kendime sahip olsam da bazen kalemime sahip olamıyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 16:22   #115
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Bence salt ders kitabı şeklinde geçen bir başlık . Ansiklopedi gibi bilgi dolu ama okuması sadece bilgi arayanlara yöneliktir. Oysa ben bu başlık altında hem topraksız öğrenmelerimi ve denemelerimi paylaşırken kentten köye gelip buralarda yaşam koşullarını vs gibi sair konuları da paylaşarak dersi hikayelerle süslemek gibi bir düşünceye de sahibim . Böylece hem bilgiyi paylaşırken hem de hoş vakit geçiririz diye düşünüyorum .

Tabii sadece bilgi arayanlar için sıkıcı da olabilir. Ama bizim sahip olduğumuz bilgi o kadar da fazla değil. Neticede biz de öğrenci sayılırız. Sadece bilgi ile dolu ustaların başlıklarında öyle bilgiler var ki , Ağaçlar ansiklopedi oldu desek yeridir.

TRAKLI ve Udebay beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 16:33   #116
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Yukarıda leventali arkadaşımın övgülerine çok teşekkürler. Ne yalan söyleyeyim insanın hoşuna gidiyor. Ama daha yolun başında olduğumuzu unutmamak da lazım .

Leventalinin bir tespiti var ki çok dile gelmemiş bir gizli hedefimi açığa çıkarıverdi.

Çocuklara sözle değil eylemle örnek olma konusunda çok doğru yakalamış.

İlk zamanlarda bu babamız bunadı mı ne ?
Bir zaman uğraşır sonra hevesini alınca vaz geçer geri döner diye bakıyorlardı .

Sonra galiba geri dönmeye niyeti yok demeye başladılar .
Ve peşinden acımaya başladılar . Tek başına dağın başında, Ben köye geldiğimde interneti civar köylerde de kullanan yoktu . İnternet köye benimle geldi diyebiliriz.

Şimdilerde çocuklar kent ve iş hayatının stresinden bunaldıklarında daha olmadı babam gibi yaparım . Diyorlar .
Bu da hayatın bir çıkmazlarında ellerinde sarılacak umut oluverdi.

Sosyolojik vak'a benzetmesi de çok hoşuma gitti doğrusu.

Sağlıcakla kalmanızı temenni ederim .

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 17:22   #117
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Hayırlı Akşamlar İsmail Bey,

Yazımı yazarken, inşallah doğru anlaşılırım İsmail Bey tarafından diye endişe etmedim değil. Neyse ki siz engin tecrübelerinizle, biz leb demeden siz leblebiyi söyleyivermişsiniz.

Sizin başlığınızı ikinci kez okudum bugün. Daha önceki araştırmalarımda da okumuştum. Bir çok başlığı sonuna kadar okuduğum gibi. Dedim ya size o kadar çok sorulacak soru var ki...

Aslında yaşadığımız sıkıntıların bir çoğu köyleri kent yapamadığımızdan kaynaklı. Yanlış anlaşılmasın köyler de kentlerdeki gibi betonlaşsın anlamında değil. Köyde yaşam, orada yaşayanlar için çile gibi geliyor. En küçük bir ortam bulduğunda hemen şehire kaçıyor.

Şehir büyük. Köpek balığı gibi sinsi. Yaşamak için para gerekli. Para için çalışmak. Öyle böyle çalışmak yeterli gelmiyor. Orta düzey bir yaşam için bile köydeki bir insanın harcayacağı paranın misli misli fazlası. Para kazanmak uğruna büyük mutsuzluklar yaşanıyor. Yeterli gelmeyince eş dosttan alınıyor. Geri verilemeyince dostluklar bozuluyor. Bankalara sarılıyor insanlar. Bankalar iliklerine kadar sömürüyor. Geldiğine geleceğine bin pişman ediyor insanı ama hala insanların gözü şehirde.

Zira köy yaşamı bir parça kentleşemedi. Hala insan gücüyle tarım, hala insan gücüyle hayvancılık yapılıyor. Onca insan gücünün karşılığını üç kuruşa satınca köyde de karnı doymuyor insanın. Karnı doymayınca gözü hep şehirde oluyor. Sanki şehir onu doyuracakmış gibi...

Rahmetli Atatürk'ün köy-kentlerle ilgili inanılmaz projeleri vardı. Ondan sonra da Rahmetli Ecevit'in yapmaya çabaladığı. Birinin ömrü yetmedi, diğerinin çabası.

Köy ve şehir hayatı bir birinden kopuk olmamalı. Bir birine bağdaşık olmalı. Şehirde yaşayan bir insan hafta sonu köyüne gittiğinde yabancılaşmamalı ya da köylü şehire indiğinde gıptayla, imreniyle bakmamalı.

Köylünün şehirliye, şehirlinin de köylüye vereceği o kadar çok şey var ki. Bunları ortak paydada buluşturacak da o kadar çok şey var ki.

Sizi köye götüren nedenin sadece topraksız tarım hevesi olmadığını düşünüyorum. Ben inanıyorum ki sizin köyde çok uzun olmayan bir zamanda sizi örnek alacak çok kişi çıkacak. Süreç tabi bu. O yüzden sizin başarınız önemli.

Önüne bir şey koyamayınca çiftçinin, köylünün, "Atadan dededen biz böyle gördük", cümlesini aşamazsınız. Ama siz iki örneği koydunuz ortaya.

Birincisi, sizin yaşta bir insanın bile topraksız tarım yapabileceğini, ikincisi bunun yapılabilirliliğini.

O yüzden gerçekten önemlisiniz İsmail Bey. Bu cümlelerimi üzerinize bir yük gibi almayın. Hayatınızı normal seyredin yeter. Göz gördüğüne daha çabuk inanır.

Ve hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığına inanırım. Lütfen yazın. Bol bol yazın. Her şeyi anlatın bizlere. Orada yaşadıklarınızı da, topraksız tarım serüveninizi de.

Tolstoy'un, sanırım Savaş ve Barış'ta, kullandığı bir cümle vardır :

Pusuda bekleyen tesadüf...

Saygı ve sevgilerimle...

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 18:14   #118
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-04-2013
Şehir: tahran iran
Mesajlar: 1,314
Merhaba herkese,

Hayatim boyunca kendi menfaatime kavga etmedim, ucuncu kisinin hakki icin ettim, ama hic kiskanmadim desem yeridir, bir de paraya hic onem vermezdim, yas olunca 54 biraz biriktireyim yahu dedim umarim gec kalmamisimdir. Cocugum olmamasi da para biriktirmememe destek oldu galiba, neyse

Simdi ben bu Ismail Bey`i kiskanirim, kac zamandir koye olmasa bile bir kasabaya gitmek dusuncesi sardi ki demeyin. Iki yil once bir arkadasim Istanbul`dan gitti Ayvalik`a, eski bir tas rum evini bastan onardi orijinaline sadik kalarak, sonar satti ! Kis olunca dedi, oralar cok issizlasti, ve kotusu dedi, oralilar beni hep yabanci gordu, konusurken hep siz Istanbullular diye konustular. Simdi Istanbul`da evden alisveris disinda cikmiyor bile ama baska yere gitmeyi dusunemiyor bile.

Sayin Karagulle, benim maalesef seram yok, bugun sebebini Sn Levent Ali Bey!e yazdim, neyapalim. Bu konuda okadar okudum, dusundum ki size birsey sormak istiyorum.

Neden akansu sistemi ? Surekli basinda olmaniz gerek. Su autopot ( akilli vana ) sistemine bir bakiniz. Elektriksiz, pompasiz, timersiz falan, 10 degil 15 gun bile birakin gidin calisacak. Diger system durgunsu veya derinsu da denen havuzlu system. Bu sistemi de biraksaniz calisack kendi kendine, buharlasma disinda E ve PH fazla etkilenmeyen bir system. Bunun kullanilamayacagi yer cilek gibi asagiya sarkan bitkiler.

Size ufak bir havuz, 20-25 saksilik bir autopot, yaninda akansu sisteminiz de dursun. Yetistirmeyi umduklarinizi bilsem bir model kafamda olusturabilirim saniyorum.

Seranin toprakli kismina zencefil yapmayi da dusunseniz, az dahi yetistirseniz, giderken Istanbul`a goturseniz olur, hal toptan fiyati 10 TL/Kg. Yeriniz cok soguk degilse yetistirebileceginiz bir urun, taze veta biraz kurutarak satabiliyorsunuz yani domates gibi aman hemen satayim mali degil.

Bir urun de perpetual spinach denilen ispanak cesidi, biraz kuzukulagi gibi. Pazarda millet aliyor iri iri ispanak diye, bilmiyorlar adini. Iyi tarafi 2 yil kadar veriyor, yapraklari kesip alinca yeniden suruyor, filiz veriyor filan. Ingilizlerde cok var, dediklerine gore 2-3 metrekaresi bir aileye yetiyormus.

Goturur Istanbul1a satarim, kar etmesemde gitme gelme param. tihum param ciksin derseniz, bruksel lahanasini deneyin, az satilan ama para eden mal, luks semtlerin manavlarina azar azar verebilirsiniz.

Bunun gibi mir mal de kereviz sapi, manavlarda ve internette bir demet ( bir kokten cikan 3-4 dal ) 3.5 TL. bu mal 20 cm lik bir saksida yetisebiliyor ve dikine buyuyor pirasa gibi.

Bunlar boyle bir yerim olsa yapmayi ilk dusuneceklerim, size yazayim dedim sadece okurken harcadiginiz zamandan baska zarari olmaz umuyorum.

Basarilar dilerim

kiziltan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 19:41   #119
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
Leventali benim köye geldikten sonra yaşadıklarımı , kendi denemeden tespit etmişsin .

İlk köye geldiğimde , topraksız tarım dediğimde ilçe tarımda çalışan görevliler bana aydan gelmiş muamelesi yaptılar.
Ve ben topraksızdan bahs etmez oldum .

Çifçi kayıt sistemine kayıt olmak istedim . Gülerek hanımın buralı mı ? Diye sordular. ( bu kayıt işlemi için ziraat odası - ilçe tarım md.lüğü - muhtar her üçünde de aynı soruyu sordular) Artık bunların niyeti beni buradan evlendirmek diye düşünmeye başladım . Aman hanım bu yazılanları okumaz inşallah zaten bu aralar şüphelenmeye başladı
Şaka bir yana anadolu veya sadece bizim köy diyelim . İlçede ortada dolaşanlar her ne kadar erkeklerse de çalışan üreten hep kadınlar. Ve ben sebze yetiştireceğim dediğimde sanki erkeğe yakışmayan bir iş yapıyormuşum gibi yorumladılar. Bunu açıkça söylemeseler de çaktırdılar.

Ve bir zaman sonra geri döner , diye baktılar.

Geçen hafta ilçe tarımda çalışan bir ziraatçı abi sen bu işi bırakmadın ya hepimizi şaşıttın dedi.

Artık beni İstanbul'lu ve geri dönecek geçici bir heves sahibi olarak görmekten vaz geçenleri arada bir görüyorum .

Mesela geçen bir haftalığına İstanbul'a gidip döndükten sonra nerelerdeydin epeydir seni göremedik diyenlerin sayısı bayağı çoktu.

İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-11-2013, 20:19   #120
Ağaç Dostu
 
İsmail Karagülle's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-03-2009
Şehir: istanbul-Bolu
Mesajlar: 1,154
kiziltan eğer maksadım ticaret olsaydı inanın Köye gelmezdim.

Ekonomi tahsili yaptıktan sonra kısa birkaç yıl kendi mesleğimi yaptıktan sonra hep esnaflıkla uğraştım ekmeğimi çeşitli sektörlerde esnaflık yaparak çıkardım . Yani ekmeği çıkarmak için yapılabilecek bir çok konuda oldukça tecrübem var.

Benim emelim, emekli aylığıyla temiz bir ortamda doğanın içinde
Aklimin erdiği kadar temiz yiyecekleri kendim üretmek .
Bu yolla dünyaya hakim ticaret sistemine kendi çapımda direnmek . Yani tüketmek yerine kendi yiyeceğimi kendim doğal ve temiz bir şekilde üretmek , artanını köy pazarında kendim satmak . Ve satarken de Hanımım bu köylü değil. Tamamını kendim sıfır ilaçla tertemiz ürettim diyebilmek .

Bu tavır hem çocuklarıma örnek olsun , hem de anadoluda hanımlar çalışır erkekler gezer zihniyetine bir protesto olsun ,
Hem de ilaç olmadan temiz ve yeteri kadar yiyecek üretilebiliyormuş örneğini sözel olarak ve ilaveten davranışlarımla verebilmeyi hedefliyor.

Topraksız tarım için verdiğiniz örnekler için teşekkürler.

Akıllı vanayı biliyorum . Dahası İstanbul'da ilk denememi akıllı saksı ile yapmıştım . Tartesten almıştım . O zaman tartesten akıllı saksı ve besin eriyiği alarak balkonda domates - kudret narı - Ve saksıda çilek yetiştirmiştim . Bütün site hayretler içinde benim balkonu izlerdi.

Şimdi Kudret Hoca Sayesinde daha mükemmeline sahibiz.
Sera bekçisi .

Tam burada önemsidiğim , hepimizin bildiği ama bazen unutularak ikinci plana atıldığı için bazı problenlerle karşılaşılan bir konu aklıma gelmişken hatırlatmak isterim .

Topraksız tarım yapılacak ise bitkinin istediği besinleri hazırlayıp önüne hazır koymakla iş bitmiyor.

Bitkinin öncelikle olmazsa olmaz istediklerini de ona hazırlamak lazım .

Isı
ışık
nem

Bunlar bitkinin istediği seviyede değilse probleminiz var demektir.

Mesela bitki 6,5 ph lı - ec 1,6 istiyorsa

Ama ısı 18 derece ise , ışık yeterli değilse , nem seviyesi normal değilse ,

Bu karnımız aç ama yağmur altında , 40 derece sıcaklıkta , ve zifiri karanlık bir ortamda önümüze konan bonfileyi yeme gibi bir durumdur .
Hadi biz İnsanız yeriz belki , ama bitki bu konfor konusunda çok hassas asla önüne konan ihtiyacı olan bu besinleri yemez. Veya yeteri kadar yiyemez. ve hastalanır . Büyüyemez .

Arkadaşlar bu anlattığımı hepimiz biliyoruz ama diğer teferruatlara kapıldığımızda bazen ihmal ediyor veya ikinci plana atıyoruz. Ve sonrasında yaptıklarımız da bir işe yaramıyor.
SAĞLICAKLA KALIN

TRAKLI ve leventali beğendi.
İsmail Karagülle Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Etiketler
topraksız tarım


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024