agaclar.net

agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/)
-   SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU (http://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/)
-   -   Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında (http://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/1669.htm)

Karga 09-09-2006 14:18

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi backyard
( ... ) çünkü bir dil ancak ona hakim olduğumuzda zenginleşir

Bana göre ise, bir dil ancak ve ancak yazarak gelişir.

Shakespeare ‘in, İngilizce’ye kazandırdığı bir çok kelime var. Peki ya bizde?

İngilizce ‘deki kelime sayısı 300.000 dolaylarında gezinirken, Shakespeare ‘in kendi üretmiş olduğu kelimelere kucak açabiliyor.


Bizde ise bu kural tam tersi doğrultuda, dili kısırlaştırıp, güdükleştirme üzerine kurulu bir '' düzen '' işliyor.

Burada, cevabı oldukça basit olan bazı sorular sorabiliriz:

Niçin dünyaca tanınmış bir yazar çıkarmıyoruz?

Neden Yaşar Kemal dünyaca tanınan bir yazar olamıyor? O anlatım gücüne rağmen, neden tanınırlığı az?

Cevap çok basit: Dil fakir.

Bunun ülke politikası ile ilgisi de var; lakin, birincil sebep dilin fakir olması.

Söylentilere göre, Türkçe ‘de otuz bin kelime var. Lakin, bana pek inandırıcı gelmiyor. Benim nazarımda, on bin kelime ya var, ya yok. Bu ‘’ on bin ‘’ kelime içerisinden Arapça ve Farsça kelimeleri de çıkarırsak, elde kalır üç – beş bin kelime.

Yaşar Kemal, bir röportajında şöyle söylüyordu:

‘’ Düşündüğünü anlatabilmek için en sıcak, en yürekten, sevgi dolu bir dil gerek. Dilin kalıplaşmışı hem çok tehlikeli, hem de bulunmaz bir ustalıktır. Kimi sözcükler çok kullanılmış, pörsümüştür. O sözcüğün dirilmesi, özsel gücüne kavuşması için yaratıcı söz ustasının eline geçmesi gerek. Bizdeki kötü sinema Türkçe’si birçok sözcüğü kullanılmaz hale getirdi, öldürdü. Bu ölü sözcükler, eski görkemine varmak için ustalarını bekliyor. Bir usta, fersudeleşmiş her sözcüğü alır, taptaze yapar, yerine koyar. ‘’
Yaşar Kemal ile Söyleşi / Feridun Andaç


Yukarıdaki yazıdan şunu anlıyorum:

Yazar artık, yazı eylemini ikinci plana atıp, eski kelimeleri gün yüzüne çıkarmak için uğraşıyor.

Peki ne için?

Dilin zenginleşmesini sağlayıp, dolaylı olarak da anlatımını zenginleştirmek için.

Ki Yaşar Kemal, bazı sanat çevrelerine göre, anlatım zenginliği olarak Homeros ‘tan sonra, ikinci sırayı alır.

‘’ Dil faşistliği ‘’ konusunda ise, ismi, Yaşar Kemal ‘den önce gelecek başka birini tanımam.



Alıntı:

Virgülsüz konuşabiliyoruz da neden virgülsüz yazamıyalım hele Türkçe öyle güzel öyle geniş olanaklı bir dil ki yalnız virgül değil nokta bile kullanmadan insan biraz özen gösterirse meramını rahatça anlatabilir

sözcüklerin tümcedeki yerlerini değiştirerek vurgulamaları bile belirleyebilir

halk şiirinde virgül de nokta da satır başlarında büyük harf de yoktur ama her dize kolayca anlaşılır.
Sayın Ecevit ‘in dediği gibi, halk şiirinde noktalama işaretleri olmamasına karşın, şiirde anlatılmak istenen duygu ve düşünce anlaşılmaktadır. Lakin, şiir ile nesir arasındaki farklar?

Şiirde noktalama işareti kullanılmaması, pek ( hiç ) sorun olmayabilir.

Düz yazıda noktalama işareti kullanılmaması ise, okuyucu için büyük bir sorundur. Hele ki, yazı sesli olarak okunuyorsa...

Ayrıca, bazı anlam karmaşalarına da yol açacağı gün gibi ortada.

Bir de, acaba ‘’ yazamıyalım ‘’ mı olacak, yoksa ‘’ yazamayalım ‘’ mı? :)

...

Bazıları, dilin yaşayan bir varlık olduğunu anlamalı; masa başında bir dil üretilemeyeceğini öğrenmeli; dilin hiçbir yere gitmeyeceğini, gitse bile konuşmamaktan, yazmamaktan gideceğini öğrenmeli vs. vs.

Dünya üzerinde en yaygınlaşan ‘’ yapma dil ‘’ Esperanto ‘dur. Bir rivayete göre, dünyada 1.6 milyon kişi bu dili konuşabilmektedir.

Esperanto ‘nun ‘’ icadı ‘’nın üzerinden bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, halen tanınırlılığı yoktur.

Buradan da anlaşıldığı üzere, masa başında dil üretilmez / üretilemez.

Bu konuların çetrefil yahut muallakta olmasının bir nedeni de, herkesin bu konu üzerinde ( kati suretle ) bir bilgisinin olması ve konuya hakim bir kişinin çıkıp, ‘’ Bunun doğrusu budur! ‘’ dememesidir.

Konu üzerinde uzmanlaşmış ve konuya hakim kişilerin ‘’ gerekli ‘’ açıklamaları yapmaması sonucu, meydan Sayın Ecevit ‘e, bana ve benim gibilere kalmıştır.


Konunun biraz dışarılarında seyredeceğim ama, şunları söylemeden de edemeyeceğim:

Hakkı Devrim, köşesinde dilin ‘’ doğru ‘’ kullanılmasına yönelik bazı yazılar yazıyor. Lakin, iş yazı yazmaya gelince, işin hiç de göründüğü gibi olmadığı ortaya çıkıyor. ( Hakkı Devrim ‘i beğensem de, bu konulara hakim olduğunu sanmıyorum. Çünkü, ne dil bilimi, ne de fonetik üzerine ihtisas yapmadığını biliyorum. İlla ki, ihtisas yapmak gerekmez ama... )

‘’ Dil elden gidiyor ‘’ diye nutuk atanların, bu konu üzerine kitaplar yazanların, iki kelimeyi bir araya getiremeyip, taş çatlasa 200 kelime ile konuştuklarına şahit olduktan sonra, bu konu hakkında kimin bilgi sahibi olduğu ( benim için ) tam bir muamma.

Bana göre, ufak tefek hataların pek önemli yok. Bir yazıda, düşünce ve duygu yazıyı oluşturan öğelerin yüzde ellisini oluşturuyorsa, imla ve noktalama da diğer yüzde ellisini oluşturuyor.

Şuana kadar okuduğum ve takip ettiğim kadarı ile, yüzde yüze en yakın isim Çetin Altan.

Çetin Altan dedim de, aylar önce okuduğum ve zihnimin aydınlık yanında kalan bir yazı aklıma geldi:

http://www.milliyet.com.tr/2005/04/01/yazar/altan.html

Saygılarımla...

Karga 09-09-2006 14:33

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Çoğu zman zaten farketmeden yapıyoruz.

Ama ben farkındayım. :)

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Örneğin:

'' Buna karşılık Tevfik Fikret, şiirlerinin kendi arzuladığı gibi okunmasını beklediği / istediği için, Tevfik Fikret şiirlerinde bolca noktalama işareti ile karşılaşıyoruz. ''

(/) işaretinin kullanım kuralları arasında burada olduğu gibi
kullanılmasıyla ilgili bir kural yok.
Oysa ben de benzer biçimi çok kullanırım.
Dikkat ettim Aybala sen de kullanmışsın.
Demek ki belirleyici olan biraz da ihtiyaç.

Taksim işaretinin ( eğik çizgi ) kullanımı kurallarla belirlenmiş olsa da, ben, anlamı dolaylandırmak için benzer anlam içeren kelimelerin arasına da taksim işareti koyuyorum.

Ayrıca, yazarken çok ( fazla ) virgül kullandığımı da biliyorum. Bu virgülleri de yanlışlıkla değil, tamamen bilinçli olarak kullanıyorum.

Saygılarımla...

hasan42 09-09-2006 14:38

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Karga

Söylentilere göre, Türkçe ‘de otuz bin kelime var. Lakin, bana pek inandırıcı gelmiyor. Benim nazarımda, on bin kelime ya var, ya yok. Bu ‘’ on bin ‘’ kelime içerisinden Arapça ve Farsça kelimeleri de çıkarırsak, elde kalır üç – beş bin kelime.

Söylentiler doğru değil Karga Kardeş. Türkçedeki kelime sayısı yüzbinin üzerinde.
http://tdk.org.tr/sozluk.html

backyard 09-09-2006 15:15

okumak düşünmek kendini yazarak ifade etmek bunların hepsi işin içinde

rakamsal olarak ingilizce'nin ya da türkçe'nin kaç kelimeye sahip olduğunu bilemiyorum

ancak gündelik hayatta iki dilde de kullanılan kelimelerin çok az olduğunu biliyorum

ayrıca ilginç bazı şeyler öğrendim
belki farkında olmadığımız en azından benim farkında olmadığım bir konu türkçeyi oldukça iyi öğrenmiş bir arkadaşla sohbet ederken gündeme geldi

atasözlerinin zenginliği
her duruma uygun bir atasözümüz var ve bunlar hala kullanımda
ingilizce'de günlük konuşma dilinde kullanılan atasözleri neredeyse yok gibi
bu tespiti yapan kişiye her gün atasözü öğrettim :)

bazı kelimelerin türkçe karşılıkları yok bazılarının ise ingilizce karşılıkları
belki bunun da kültürle ilgisi vardır

bence yaşar kemal'in bahsettiği ölü kelimeler, eski kelimeler değil
anlatmak istediği ya da arzu ettiği, günlük konuşma dilinde derdimizi anlatmak için yetindiğimiz 100 kelimenin sayısını arttırmak

ve "yazamayalım" :)

arsakay 09-09-2006 15:42

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Karga
Bana göre ise, bir dil ancak ve ancak yazarak gelişir.

Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]

faris 09-09-2006 15:43

ben de artık yazdığım mesajlarda kısa bir süre için virgül mirgül gibi noktalama işaretlerini kullanmamaya karar verdim :)

backyard 09-09-2006 16:06

kötü yola sevkedilmiş olma da :)

faris 09-09-2006 16:32

merak etme sen :)
kötü yola sevketme çabalarıyla başa çıkabilecek yaştayım ayrıca noktalama işareti kullanmadan da anlatılmak istenenin anlatılabileceğini iddia ettiğim için bunu fiilen ispatlamak gibi bir niyetim de var

memet 09-09-2006 16:35

Tutunamayanlar romanında Oğuz Atay'ın da böyle denemeleri var.
Bir iki sayfalık tek bir cümle gibi....

aybala 09-09-2006 16:41

Kelimeleri notalara, noktalama işaretlerini de es, diyez, bemol... lere benzetebiliriz.

Elbette notaları yan yana dizerek çalınabilecek bir şeyler yazarsınız. Peki bu melodi, ne kadar keyif verir ?

Merak ettim şimdi, bu işaretler kullanılmadan yapılmış bir müzik var mıdır?

backyard 09-09-2006 17:14

sanırım küçük iskender'in boşluk ve noktalama işareti kullanmadan yan yana yazdığı bir yazısı vardı 666 kitabının içinde ( ya da başka bir kitaptı tam hatırlayamadım)
okunması oldukça zordu ama komikti

müzikte ise buna yakın belki doğaçlama örnek verilebilir (sadece belki)
işte bir alıntı daha
Alıntı:

Doğaçlama sırasında müzisyenler, melodilerin ritimleriyle oynarlar, vuruşlar biraz daha erken veya geç başlatılır veya vurulan bir nota bir kere yerine birden fazla çalınabilir. Benzeri şekilde bir nota başlatılır sonra yumuşatılır, sonra tekrar inanılmaz garip bir ses artışıyla yükseltilebilir. Bazen bütün cümleler ritmi belirginleştirmek için değişik şekillerde yerleştirilir. Bu "ritmik yerdeğiştirme" olarak bilinir. Bu teknikler -pop müzikten etkilenmiş olmasına rağmen- hala Afro-Amerikan kökenli ilahilerde kullanılmaktadır.
http://www.blogcu.com/cibrank/243837/

faris 09-09-2006 17:37

benimhatırladığımkadarıylaoğuzatay'ınpınarkür'ünve küçükiskender'inbenimşuandayaptığımabenzeruygulama larıvarbenbutürdenemelerisınırlarıaşmaçabasıolarak görüyorvetürkçe'ninkatledilmesiolarakdeğerlendirmi yorum.

faris 09-09-2006 17:45

eğer yazar anlatmak istediğini bu şekilde yansıtabildiğine inanıyorsa buna kim karışabilir öyle değil mi (burada soru işareti olacak)

backyard 09-09-2006 17:57

Alıntı:

sondakiyorumnedenseayrıçıkmışamabenbitişikyazmıştı m
ilginç
denedim ama düzeltemedim
neden taktıysam :)

Karga 09-09-2006 18:23

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Hala ve inatla, bir dilin yazarak gelişeceğini söylüyorum. :)

Yazmaktan kastım; benim burada yazmam değil, yazı adamlarının yazması ve yazarken de dili zorlaması.

İngilizce sözlüğe eklenen o yüzlerce kelime yazıya aktarılmadığı zaman, zamanla yok olacaktır.

Yazı yoksa, dil yok.

Düşündüklerini, duygularını, gördüklerini vs. yazmamış / yazamamış toplulukların dilleri zamanla yok olmuştur. Bunun tarihte bir çok örneği var.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]

Taksim işaretini bilerek kullanıyorum. Yalan söylemek gibi bir gereksinmem yok ki yalan söyleyeyim. :)

Soru işareti konusunda kendimle çelişiyordum, bu doğru. Lakin, bir önceki sayfada gerekli düzenlemeyi yaptım. Artık çelişmiyorum.

Saygılarımla...

Not: Bu yazdığım yazılar, benim edna '' düşüncelerimden '' ibaret. Bu '' düşünceleri '' kimseye dayatmak gibi düşüncem asla yoktur. Herkes, ne yapması gerektiği konusunda özgürdür.

arsakay 09-09-2006 21:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Karga
Hala ve inatla, bir dilin yazarak gelişeceğini söylüyorum. :)

Yazmaktan kastım; benim burada yazmam değil, yazı adamlarının yazması ve yazarken de dili zorlaması.

İngilizce sözlüğe eklenen o yüzlerce kelime yazıya aktarılmadığı zaman, zamanla yok olacaktır.

Doğru da çip kelimesini yazarlar değil
daha çok bilimadamları kullanıyor.
Ama inat olunca birşey diyemem tabi :)



Yazı yoksa, dil yok.

Düşündüklerini, duygularını, gördüklerini vs. yazmamış / yazamamış toplulukların dilleri zamanla yok olmuştur. Bunun tarihte bir çok örneği var.



Taksim işaretini bilerek kullanıyorum. Yalan söylemek gibi bir gereksinmem yok ki yalan söyleyeyim. :)

Yalan söylediğinizi iddia eden kim?

Soru işareti konusunda kendimle çelişiyordum, bu doğru. Lakin, bir önceki sayfada gerekli düzenlemeyi yaptım. Artık çelişmiyorum.

Tebrik ederim.


Saygılarımla...

Not: Bu yazdığım yazılar, benim edna '' düşüncelerimden '' ibaret. Bu '' düşünceleri '' kimseye dayatmak gibi düşüncem asla yoktur. Herkes, ne yapması gerektiği konusunda özgürdür.

Bu kondan sıkılmış olmam nedeniyle muhatab alınmadığım sürece
uzak durmaya karar verdim :))))

ReaL 09-09-2006 21:13

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi arsakay
Bir dil sadece yazarak gelişmez.
İngilizce'den bahsediyorsunuz.
Her yıl İngizlice sözlüğe yüzlerce kelime ekleniyor ve
bunun en önemli sebebi bilim.
Yani yapılan icatlar ve keşifler nedeniyle kelime türetiyorlar
.
Eğer biz icat etmiş olsaydık bugün "çip" diye bir kelime
kullanıyor olmazdık.

Bir de anlamadığım nokta (/) işaretini
bilinçli olarak kullandığınızı söylemeniz,
(?) işareti ile ilgili düşüncenizle çelişiyor.
Yanılıyor muyum? [size bir imada bulunmuş da değilim :) ]


Yorum içinde yorum... İşte budur...

Bu konu Türkçe'nin iyi ve doğru kullanımından ziyade bir sohbet ortamına dönüştü...

Aslına bakar isek, bir yerde iyi de oldu...

Böylelikle üyelerıin birbiriyle bir şekilde kaynaşmasına ve Türkçe'yi doğru kullanmasına bir vesile oluyor...

Yanılmıyorsam, benim de ilk yorumum Bu konu başlığına idi...

Devam, devam...

:)

hasan42 10-09-2006 09:40

Konu ne güzel tartışıldı, değil mi! İlginç bakış açıları sergilendi. Ancak, herhaldeağaçlarnetsitesindebundansonraböyleyazılac ak veya artık noktalama işaretleri kullanmayacağız demeyeceksiniz. Ortada belirlenmiş kurallar var ve istemesek de, zorlansak da o kurallara uymak ve onları uygulamak zorundayız. Bunun tersi karmaşa olur.
Bu arada, sanırım artık siteye her mesaj gönderdiğimde kendimi bir sınava girmiş gibi hissedeceğim, çünkü yazım kuralları konusunda herkes öyle duyarlı hale geldi ki, her mesaj bir sınav kâğıdı gibi olacak. Türkçe öğretmenim Nursel Eren'in kulakları çınlasın! :p

malina 10-09-2006 10:15

Konuyu toparlayayım:

Forumda yazışırken, Türkçe kullanımıyla ilgili olarak bunlara dikkat etmelisiniz
***, *** ve bu tür kısaltmalar yazmayın
"de" "da", soru takıları ve "ki" ekini imla kurallarına uygun yazın


Okumayı kolaylaştırmak için de bunlar gerekiyor:
nokta, virgül gibi işaretlerden sonra boşluk bırakın
paragraf yapmayı unutmayın
cümledeki tüm kelimelerin, ilk harflerini büyük yaparak yazmayın
yazının tamamını büyük harf yazmayın

Yani yazmanıza engel olacak kadar kendinizi kasmayın :) Türkçeyi doğru kullananlar, diğerlerine örnek olacaklardır.

"de" "da", soru takıları ve "ki" eki yazımında sorun yaşamayanların, çoğunlukla diğer kurallara uyduklarını gözlemliyorum. Öncelikle bunu başaralım.

malina 25-09-2006 11:35

Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu'na baktım. ( www.tdk.org.tr )

türk, türkçe, fener, istanbul, sevinç, diye arattım. Kimileri büyük kimileri küçük harfle cevaplandı. Türk, Türkçe, fener, İstanbul, sevinç. Bu demektir ki Türk Dil Kurumu'na göre dedikleriniz doğru değil.

http://www.tdk.org.tr/yazim/default.asp?soz=t%FCrk&page=0&B1=++++Ara++++ (türk)



Türk kelimesini yazınca çıkan sonuçları aşağıya kopyalıyorum.

Türk
Türk aksağı
Türk biberi
Türk Cumhuriyetleri
Türk eli
Türk kahvesi
Türk meşesi
Türkçe
Türkçeci
Türkçecilik,-ği
Türkçeleşme
Türkçeleşmek
Türkçeleştirme
Türkçeleştirmek
Türkçesi
Türkçü
Türkçülük,-ğü
Türkeli (ilçe)
Türki
Türkistan
Türkistanlı
Türkiyat
Türkiye
Türkiye
Türkçesi
Türkkâri
türkkıyması
türkkupası
Türkleşme
Türkleşmek
Türkleştirme
Türkleştirmek
Türklük bilgisi
Türklük,-ğü
Türkmen
Türkmence
Türkmenistan
Türkoğlu (ilçe)
Türkolog,-ğu
Türkoloji
Türkolojik,-ği
türkü
türkücü
türkücülük,-ğü
türküleme
türkülemek
türküleşme
türküleşmek
türküleştirme

malina 25-09-2006 13:06

Alıntı:

Aslında bu konuyu tartışmanın yeri burası değil ancak cevap yazmak zorundayım.
Forumda Türkçe ile ilgili yazıştığımız yer burası, yani doğru yerdesiniz :)

Alıntı:

Cümle ortasında "türk", "türkçe" kelimelerini küçük harfle yazarken hiç endişe etmeyelim, çünkü bu şekilde türklüğü küçültmemiş oluyoruz.
Çünkü, alman, fransız, arap da aynı şekilde yazılıyor.

Bu tür kullanımlar siyasi düşünceler ile ilgili değil, dilbilgisi ve genel yazım kuralları ile ilgilidir.
Ben dahil burada fikir belirtenlerin Milliyetçi bir tutumla davrandığını sanmıyorum.

Alıntı:

Sizin baktığınız yerlerde bu kelime cümle başında ise doğal olarak büyük yazılacaktır
Bunu yazmadan şu linke tıklayıp baktınız mı?

minka 10-10-2006 18:47

Merhaba,
Tam olarak konuyla ilgisi olmasa da;son yıllarda dilimizde yabancı dillerin istilası(diyelim) ile ilgili bir belgeseli sizinle paylaşmak istedim.Belki izleyenleriniz olmuştur.

Yabancı Tabela Kirliliğiyle İlgili Belgesel
Yabancı tabela kirliliğiyle ilgili bir belgesel var. Belgeselden çok bir sunum niteliğinde olan bu izlenceyi KANAL B hazırlamış. Güzel ve etkileyici bir sunum. Mutlaka izleyin. Dosyayı indirebileceğiniz bağlantı:
http://rapidshare.de/files/14850383/...eseli.rar.html

sedaors 11-10-2006 00:40

Genel olarak Türkçe'ye dikkat edilmesi hoşuma gitti. Tabiiki arada ufak hatalar olabilir. Önemli olan bu hataların yerleşmemesi. Bu siteye üye olan herkesin en az 11 sene Türkçe dersi aldığını düşünürsek, bozuk bir Türkçe'nin bu 11 seneyi boşuna okumuş duygusu verdiğini söylemek yanlış olmaz. Belki coğrafyayı,fiziği günlük hayatta kullanmayabiliriz. Ama Türkçe hayatımızın içinde. Belki çocukluğumdan beri kitaplara düşkün olduğumdan pek hata yapmıyorum. Hızlı yazdığım zaman hatalarım oluyor tabii. Her yeni kuşak okumayı unutuyor.

mirsat 11-10-2006 10:20

Türkçe yazım ve imla kurallarına göre mesaj atılması iyi bir şey. Noktalama işaretleri bana göre gerekli bazı noktalama işaretleri yapılmadığı zaman anlatılan denk düşmeyebiliyor. Yapabildiğimiz kadar noktalamalrı kullanmalıyız. Diğer bir kaç forumda da dikkat edildiği için yazım epey düzeldi. Güzel bir şey düzgün yazmak. Selamlar.

minka 15-10-2006 01:37

Merhaba,
Türkçe'nin kullanımı ve dil sorunları ile ilgili birkaç site adresi...

http://www.turkischweb.com/Tuerkce/seite4.htm
http://www.ege-edebiyat.org/modules....rticle&sid=182
http://www.bilkent.edu.tr/~ets/kitap.html

Bu konuda,gazeteci-yazar Feyza Hepçilingirler'in kitapları gerçekten eğitici ve eğlendirici..

minka 15-10-2006 14:53

İnternet yazışmalarında Türkçe karakter sorununa belki bir çözüm olur...:)Türkçe karakter çeviricisi...

http://www.turkcekarakter.com/

fmt79 18-10-2006 12:17

Aksaray'ın fikrine katılmıyorum. Bilgisayarı biz icat etmedik ama 'computer' demiyoruz. Yani en azından ben demiyorum, bazıları inatla kullanıyorlar. Burda önemli olan icat edip etmemek değil, kullanabileceğimiz eş anlamlı ve Türkçe **** Türkçe'ye öteden beri girmiş kelimeler varken inatla saf ve saf yabancı kelimeleri kullanmamak.

Karşılıkları dilimizde varken neden yabancı kelimeleri kullanırız?

Data = Veri
Solvent = Çözücü
Monitor = Ekran
Mouse = Fare
Button = Düğme
Text = Metin (Türkiye'nin Yıldızları'nı izlemişseniz duymuşsunuzdur)
Paper = Makale
Media = Basın
Mobil telefon = Cep telefonu
Mobile = Hareketli
Free Kick = Serbest vuruş
Shot = Vuruş
Corner = Köşe vuruşu
Handicap = Özür, kötü özellik
Expertise raporu (Ekspertiz raporu) = Bilirkişi raporu
Adaptation (Adaptasyon) = Uyum
Structure (Strüktür) = Yapı, bünye
Complate (Komple) = Tüm, tam, bütün
Radiator (Radyatör) = Petek
Department (Departman) = Şube, bölüm, daire
Relax = Gevşemek, rahatlamak
Ambiance (Ambiyans) = Ortam
Flu = Bulanık
Fantastic = Hayal ürünü, olağan üstü
Mystic (mistik) = Gizemli
Editor = Yayıncı, düzenleyici
Supervisor = Denetleyici, danışman
Best model = En iyi manken
Realise etmek = Kavramak, fark etmek, gerçekleştirmek
Static = Hareketsiz, durgun
Balance (Balans) = Denge
Fast food = Hazır yemek
Restaurant = Lokanta
Anti-aging = Yaşlanmayı geciktirici
Jogging = Yavaş koşu
Stile (stil) = tarz
Ambulance = Cankurtaran
Transfer = Aktarma(k),
Transplantasyon = Organ nakli
Harmony = Uyum, ahenk
Synchronization (Senkronizasyon) = Eş zamanlılık
Season (Sezon) = Dönem, mevsim
Guard (Gardını almak) = Savunmaya geçmek
Bodyguard = Koruma
Mix = Karışım
Mixer (Mikser) = Karıştırıcı
Cash (keş) = Nakit
Deep freeze (Dipfriz) = Derin dondurucu
Pardon = Afedersiniz
Trend = Eğilim, akım
Sympathy (Sempati) = Yakınlık, sevgi
Sympathetic (Sempatik) = Cana yakın, sıcak kanlı, sevimli
Advertorial = Tanıtıcı, açıklayıcı
Naturel = Doğal
Nu (Nü) = Çıplak
Acceptance (Akseptans) = Kabul
Particule (Partikül) = Zerre
Best seller = En çok satan
Differantial (Diferansiyel) = Ayırıcı
Puzzle (pazıl) = Bulmaca, Yapboz (Bu kelimeyi hatırlayan var mı?)
Driver (Drayvır) = Sürücü
Printer = Yazıcı
Scanner (skaynır) = Tarayıcı
Focus = Odak
Circulation (Sirkülasyon) = Dolaşım
Coach (Koç) = Çalıştırıcı
Speculation (Spekülasyon) = Söylenti, aslı olmayan, kuram
Provoke = Kışkırtmak
Provocateur (Provakatör) = Kışkırtıcı
Express = Hızlı
Direct (Direk) = Doğrudan
Challenge = Meydan okumak, davet etmek

ŞÜKRAN 18-10-2006 12:37

Bunun en büyük nedeni benim mesleğimle ilgili olarak söyleyebilirim ki, kullandığımız bilgisayar programları ve yazılımların ingillizce olmasıdır. Yardım menüleri ve kullanım menüleri ingilizce olunca zamanla insanın belleğine(hafızasına) yerleşiyor.
Hani gurbetcilerimizin çocukları konuşurken sıkıştıkları zaman veya hatırlayamadıkları zaman alışkanlıkları ile yarı türkçe yarı yabancı dil konuşurlar ya. (menünün türkçesine bir bakayım. Daha önce aklıma gelmedi. Yoksa bu türkçe midir? Ne zaman bu konuya mesaj yazsam allak bullak oluyorum. Yazdığım her kelime üzerine düşünmeye başlıyorum:)

Oğlum daha 5 yaşında olmasına rağmen silmek yerine arada delete diyor.
Bilgisayarda oyun oynarken hafızasına yerleşmiş. Ben dikkat etmiş olsam böyle olmazdı. Ama bilgisayarda yanlış bir şey yazınca delete bas diyoruz. Sil diyemiyoruz.
Bir kısım kelimelerde özenti ile fazla kullanıldığı veya daha havalı oluyor fikri ile özellikle tercih ediliyor.
Türkiyede ki yabancı bazı firmaların mallarının boykot edimesi olaylarıda firma isimlerine bakıyorsun yabancı zannediyorsun. Meğerse türkmüş.
:confused:

tiya 23-10-2006 01:51

TÜRKÇE'NİN DOĞRU KULLANILMASI

Merhaba, buradaki ve diğer forumlardaki yazışmaları olabildiğince okumaya çalıştım.

Tartışılan konular güzeldi ve yerinde yanıtlar verilmişti. Farklı noktalara değinmek istiyorum:

"Sanırım" sözcüğü çoğu insan tarafından hiç düşünülmeden kullanılan sözcüklerden yalnızca biri. "Sanmak" fiilinin, geniş zaman çekimi, 1. tekil şahıs. Türkçe'nin "kısır" bir dil olduğunu düşünenlerin bu sözcüğü kullanırken biraz düşünmelerini öneririm. Yazdığınız "sanırım"lı cümlelerinizde "bence, bana göre, kanımca, galiba, zannediyorum, sanıyorum" sözcüklerinden bir tanesini bile kullansanız "yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini de fark edeceksiniz. Üşenmeyip yazdıklarınıza göz atın. Ne çok kullandığınızı, üstelik yanlış olarak, göreceksiniz.

Birleşik ya da ayrı yazılan "ki" : Kullandığınız kelimenin sonuna "ler-lar" eki getirin. Taşıyorsa birleşik, taşımıyorsa ayrı yazılacak demektir. Örnek:Tabii ki(buraya "ler-lar" koyamazsınız.) Seninki (ler alır.)

Konu ilginizi çekecek mi, bilmiyorum. İstek olursa devam ederiz.

Şeker Bayramı'nız kutlu olsun.

malina 23-10-2006 10:17

Alıntı:

Söz verdiği halde toplantıya gelmiyor mu? Su havzalarının korunmasıyla ilgiliydi, unutmuş olmalı... DSİ'den Ahmet Bey de gelecek!
Onun ki en çok tanışmak istediği insanların başında gelir!
Onunki (ler alır) ama burada ayrı yazılması gerekir...

Alıntı:

Yazdığınız "sanırım"lı cümlelerinizde "bence, bana göre, kanımca, galiba, zannediyorum, sanıyorum" sözcüklerinden bir tanesini bile kullansanız "yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini de fark edeceksiniz.
Anlayamadım :)
Örnek verir misiniz?

tiya 23-10-2006 12:16

Türkçe'nin Doğru Kullanılması
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina
Onunki (ler alır) ama burada ayrı yazılması gerekir...



Anlayamadım :)
Örnek verir misiniz?


"sanırım küçük iskender'in boşluk ve noktalama işareti kullanmadan yan yana yazdığı bir yazısı vardı 666 kitabının içinde ( ya da başka bir kitaptı tam hatırlayamadım)
okunması oldukça zordu ama komikti"

Tam yerine oturmasa da ilk bulduğum "sanırım"lı cümle Backyard'ın iletisi oldu.

Sanmak, geniş zaman, 1.Tekil şahıs: Süreklilik bildirir. İleri sürdüğünüz düşüncenin doğruluğundan emin değilseniz, kuşkunuz varsa, "galiba" veya "sanıyorum" kullanılmalıydı.

Dilimizin zenginliğini sağlayan nokta, bir duyguyu, düşünceyi, eylemi anlatmak için birden çok sözcük olmasındandır. Tek başına bir tek "sanırım"la dili kuruturuz. Çeviri eserlere dikkat ediniz, bir sayfa içindeki "sanırım"ları kırmızı kalemle işaretlediğinizde gelincik tarlasına döndüğünü göreceksiniz.

Açıkçası beni çok rahatsız ediyor.

malina 23-10-2006 15:32

Alıntı:

"yan cümlecik"in "Ğ" ile araya girdiğini
Burasının anlamamıştım

tiya 23-10-2006 17:21

Türkçe'nin Doğru Kullanılması
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina
Burasının anlamamıştım

Öğrencilerime "söyleyeceğinizi yazı anlatsın. Her yazdığınızın peşinden gidip açıklama fırsatınız olamaz" derim. Eksiltili cümleyi ben kurmuş oldum.


Nasıl anlatsam , buradan yani, bilemiyorum.

Bir ara "ğ" kullanımını kaldırmak istemişlerdi. Bilgisayarda kullanılması zor oluyormuş diyerek. "yağdığını, yazdığını, geldiğini" sözcüklerindeki gibi. "Sanırım" kullanıldığında tek bir cümle ile söylemek istediğini anlatıyor görünürsünüz oysa anlam kaymaları oluşur. Bu, "ekonomik yazım" değil, kuru bir söylem olur.

Sanırım beni seviyorsun?----- Beni sevdiĞini sanıyorum.-- Galiba beni seviyorsun. (soru ve kuşku anlamı taşıyor.)

En iyisi siz doğal düşünüp "sanırım"lı cümle kurun, ben üzerinde fikir yürüteyim. :=))

memet 23-10-2006 21:37

Tiya açıkçası sanırım ve ğ ile ilişkili bu yazıları bende kavrayamıyorum..
yani ğ girince ne oluyor...

newadam 22-11-2006 20:17

Dil canlı bir varlıktır, kontrol edilemez! Sadece gelişimini yönlendirebilirsiniz. O yüzden üzerinde çok fazla durmamak gerek :) Ayrıca dilde kendisine has enaz çaba yasası olduğundan bozuk söylemler de her zaman olacaktır... Serzenişte bulunduğumuz ***, msj, *** gibi kullanımların cep telefonu ya da net ortamında bolca kullanılması da bundan :)

tiryak 23-11-2006 00:08

Bu konu başlığına bugün tesadüf ettim ve üşenmeden ilk sayfadan itibaren okudum. Aslına bakarsanız siteye neden bu kadar hayran kaldığımı bugün bir kere daha anladım.:)

İnternet ortamında rahatsızlık hissettiğim konulardan biri burada dile getirilmiş, hatta bir nevi düşünce ve duygularıma gönderilen iletilerde tercüman olunmuş, teşekkürler.

Son yıllarda ülkemizde internet kullanımı ciddi derecede yaygınlaştı, bu bir gerçek.

Fakat maatteessüf güzel dilimizi doğru kullanmaya gösterilen itina da giderek azaldı. O derece ki "boshwer", "efet", "gidiorm", "geliorm", "editleme", "apgreyd" gibi daha örneklerini çoğaltabileceğimiz kelimelerden oluşan uydurukça bir dil konuşulmaya başlandı. Hatta bu kelimelerle yazışmak bir ayrıcalık ya da bir kabiliyet olarak görülür oldu.

Oysa ki asıl meziyet dilimizi bozmadan, asli halini muhafaza ederek konuşmak ve yazışmak değil mi!

Bu konuda sarf ettiğiniz çabalar takdire şayan. Dilerim ki çalışmalarınız sanal alemdeki genç kitleye bir örnek teşkil eder ve bu tarzdaki oluşumların çoğalmasına vesile olur.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi memet
Tiya açıkçası sanırım ve ğ ile ilişkili bu yazıları bende kavrayamıyorum..
yani ğ girince ne oluyor...

Bu kısmı ben de anlamadım. "Ğ" ile bahsi geçen konu ile bağlantı kuramadım, açıklık getirirseniz sevinirim. :):)

ŞÜKRAN 23-11-2006 08:41

Tiyak öncelikle ağaçlar nete hoş geldin demek istiyorum.
Sitede Türkçenin kullanımına özen gösterilmesi konusunda, gerçekten haklısın.
Bu konuya dikkat ediyoruz.

İnternet dilindeki bu kısaltmalardan ben de hiç hoşlanmıyorum.
Önceden bu kısaltmaların yanlışlıkla yazıldığını zannediyordum. Meğerse öyle değilmiş:)
İmla kurallarına da elimden geldiğince dikkat etmeye çalışıyorum.
Senin gibi genç arkadaşların bu konuda duyarlı olması çok güzel.
Aramıza hoş geldin.
Sevgiler.

tiryak 23-11-2006 11:58

Hoşbulduk, teşekkür ederim.

tiya 23-11-2006 18:35

Merhaba herkese, anlaşılmayan "sanırım ile "ğ" bağlantısını bir dilbilimci daha net açıklayabilirdi. Necmiye Alpay dışında tüm beğendiğimiz yazarların da bu hataya düşmeleri açıkçası beni umutsuzlaştırıyor.

Elimden geldiğince açıklamaya çalışayım:

Sanırım---- Sanmak fiili---- Geniş zaman---- 1. Tekil şahıs

Günümüzde bu sözcük "bana göre, kanımca, zannediyorum, galiba, zannımca" gibi sözcüklerin yerine kullanılıyor ve dilde ekonomiye gidildi sanılıyor. Görünüşte öyle gibi. Ama bu "ekonomik yazım "değil, dilin kısırlaştırılmasıdır. Aynı hata "üzgünüm" sözcüğüyle de işleniyor. Oysa dilimizde (Türkçe veya değil) üzüntüyü ve özür dilemeyi hatta bunların derecelerini anlatan başka sözcükler de var. Bir tek "üzgünüm" müteessir olmayı, ya da af dilemeyi tam anlamıyla karşılamaz.

"Sanırım"a dönersek. Dikkat edin bu sözcüğü kullandığınızda yan cümleyi-cümleciği ortadan kaldırıyorsunuz. (Geniş zaman kipi ile, şimdiki hatta gelecek zaman kipleri de karışıyor.) Yan cümlecikler, içinde "yumuşak g" barındıran sözcüklerle başlar. Ardından gelen sözcükteki doğal "ğ"den söz etmiyorum.

Sanırım yağmur yağacak cümlesini ele alalım:

Doğrusu: Galiba yağmur yağacak? Soru ve emin olamama

Yağmur yağacağını sanıyorum. Yine kuşku belirtiyor.Yağmak sözcüğü "ğ" alarak kullanılıyor.

Sanırım yağmur yağacak. Yüklem gelecek zaman olmasına karşın "sanırım" sözcüğüyle emin olma durumu, hem de "şimdi" değil, "her zaman" emin olma durumunu gösterir.

Konu eskise de söz veriyorum daha iyi bir örnek bulursam foruma yazacağım.

newadam 23-11-2006 19:39

ğ sesine bu kadar takılmayın çünkü türkçenin kendisinde böyle bi ses yok. Aslına bakarsanız türkçenin büyük ünlü uyumundan başka bir kuralı da yok :) diğerleri sonradan oluşturulmuş zoraki kurallar olduğundan havada kalıyor...


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 23:16.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024