08-07-2007, 21:16 | #451 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 07-07-2007
Şehir: Mersin
Mesajlar: 42
|
Herkese ayrı ayrı teşekkür ederim. Hoşbulduk. Türkçe'ye ve doğaya saygı gösteren insanlarla bir arada bulunduğum için çok mutluyum. Sayın Malina, Yazının devamını buraya göndermemi mi kastettiniz? Ben uygun olmayabilir endişesiyle yazının tamamını yollamaktan kaçınmıştım. İsterseniz büyük bir zevkle yollayabilirim. Sayın Ali H. ALI, Evet, bonsailer bugünlerde çok ilgimi çekmeye başladı. Bonsai ile ilgili bölümleri okurken iletilerinizle ve önerilerinizle çok yerde karşılaştım ve büyük bir ilgi ile okudum. Hepsi için çok teşekkür ederim. Umarım ben de başarabilirim. |
09-07-2007, 07:24 | #452 |
Ağaç Dostu
|
Security ve üniforma uyarısı: Özel güvenlik şirketleri, asker ve polis üniformasına benzeyen kıyafetlerle 'security', 'staff,' 'crew' gibi yabancı sözcükleri kullanmamaları konusunda bir yazıyla uyarıldı İçişleri Bakanlığı, bazı özel güvenlik görevlilerinin giydiği üniforma ve üniformayı tamamlayan diğer unsurların, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile genel kolluğun üniformalarındaki renk, biçim veya motiflere benzediği gerekçesiyle değiştirilmesini istedi. İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alim Barut'un imzasını taşıyan emir yazısında şunlar kaydedildi:
Kaynak: Milliyet gazetesi |
13-07-2007, 18:10 | #456 |
dArknEss
Giriş Tarihi: 13-07-2007
Şehir: İzmit
Mesajlar: 3
|
Duyarlılığınız için teşekkür ederim. |
13-07-2007, 23:13 | #457 |
Ağaç Dostu
|
Forumda Türkçe'yi doğru kullanmaya çalışıyorum. Bunun yanında daha önce msnde dikkat etmediğim büyük harfler ve virgüller, gelişi güzel yazdıklarım da değişti. İçim rahat etmiyor. Artık nette yazdığım her yerde daha dikkatliyim. Kurallı yazmaya dikkat ediyorum. Teşekürler agacalar.net. |
26-07-2007, 07:17 | #458 |
Ağaç Dostu
|
Türk Dil Kurumu, konut ve iş merkezi projelerine yabancı isim veren dev inşaat firmalarına savaş açtı.. Hafta sonları gazetelerde verilen ilanlardan 70'in üzerinde yabancı ad taşıyan konut ve iş merkezi projesi tespit eden Dil Derneği, adreslerini tespit ettikleri 14 inşaat firmasına noter aracılığıyla ihtarname gönderdi. Yabancı adların Türkçe olarak değiştirmeleri istenilen ihtarnamede, bunun yapılmaması halinde maddi manevi tazminat davası açacakları belirtildi. Alice Village, Almondhill, Andromeda, Qantium, Sinpaş Aqua City, Villa Mare, Yeshill Göktürk gibi adlar taşıyan konut projelerinde yabancıların değil Türklerin oturacağı ifade edilen ihtarnamede, "Dilimizi, kültürümüzü, ulusal kimliğimizi korumak için hukuk savaşı başlatıyoruz" denildi. "Eğer isimleri değiştirmezseniz, dava açacağız" uyarısı yapılan ihtarnameye hiçbir inşaat firması cevap vermedi. Bunun üzerine dernek, Ağaoğlu, Sinpaş ve Taşyapı şirketleri aleyhine isimleri değiştirmesi için dava açtı ve ayrıca 10 bin YTL'lik manevi tazminat istedi. Medeni Kanun'un kişilik haklarına saldırı konusunu ele alan 24 ve 25'inci maddeleri gereğince dava açan Dil Derneği'nin avukatı Çelik Ahmet Çelik, dernek olarak tüzel kişiliklerinin böyle bir dava açmaya hakkı olduğunu söyledi. BADEM TEPE ÖRNEĞİ Avukat Çelik, "Taşyapı'nın sahibi Emrullah Turanlı konut projeleri olan Mashattan ve Almondhill adlarının neden yabancı olduğu sorusuna, Maslak'taki projenin New York'taki ünlü Manhattan'dan esinlendiklerini, Acıbadem'deki proje için ise Acıbadem'in tepe konumunda olması nedeniyle "Badem Tepe" anlamına gelen Almondhill adının verildiğini söyleyerek toplumuna ve ülkesine yabancılaşmanın ilginç bir örneğini vermiştir" dedi. Taşyapı'nın avukatı Orhan Karataş isimlerde bir sakınca görmediğini söylerken, Sinpaş'ın avukatı İbrahim Erdal da, Türkçe'ye diğer dillerden binlerce kelimenin girdiğini ve bu kelimelerin birçok mekânda kullanıldığını ifade ederek davanın reddini istedi. Kaynak: Sabah Gazetesi |
26-07-2007, 07:36 | #459 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 06-05-2007
Şehir: Yigitlerin harman oldugu diyar
Mesajlar: 230
|
Herkese Günaydın, Agaçlar net,türkçe imla kurallarına dikkat eden ender site diye bilirim.en azından benim baktıgım siteler içinde,12 yaşından bu tarafa yaklaşık 19 senedir dubaide yaşamam nedeniyle türkçeden uzaklaştım,konuşmada sorun yok ama yazarken çok zorlanıyorum zamanla bu eksikligimide aşacagıma inanıyorum.. |
26-07-2007, 09:24 | #460 |
Ağaç Dostu
|
Günaydın arkadaşlar günaydın sonreis, günaydın Todor. Haber çok ilgimi çekti. Baştan sona okudum. Şirketlerin gerekçeleri o kadar komik ki... Bütün o havalı gibi duran isimlerin ne kadar saçma gerekçelerle konduğu da anlaşılmış oldu. Acaba Avrupa'dan bakılınca nasıl görünüyoruz? Bu konuda Oktay Sinanoğlu'nun kitaplarını önerebilirim."Bye bye Türkçe" adlı kitabında akıcı ve detaylı bir şekilde olup biteni anlatmış. Dernek avukatına helal olsun diyorum. Bence konuyla ilgili daha ayrıntılı ve sağlıklı bir yasal düzenleme yapılmalı ve tazminat şeklinde değil de cezai yaptırım şeklinde bu tür garip isimler koyanlara gereken bedel ödetilmeli... |
26-07-2007, 11:21 | #462 |
Ağaç Dostu
|
Bir yıl kadar önce, birgün gazetede bir ilan dikkatimi çekti. Büyük binaların olduğu yarım sayfalık bir ilanda, büyük puntolarla "wish you were here" diye bir yazı gördüm. İlk olarak; yabancı bir ülkede yapılan inşaatlara, bizim uyanık firmaların Türkiye'deki yabancılara yönelik bir pazarlaması olduğu geldi aklıma. Sonra biraz daha dikkatli bakınca gördüm ki inşaat İstanbul'da. İlan bir ulusal gazetede, okuyanlar sanırım turistler değil, türkler. E, türklerin okuma yazma dili de türkçe!!! Şimdi bu konutlardan birine sahip olmak için acaba ingilizce bilmek zorunluluğu mu var diye düşünüyor insan. Kendi yurdunda, kendi parasıyla, ingilizce bilmeyen birisi demekki satın alamayacak bu evleri. Bunun hangi mantıkla yapıldığı konusunda bir düşüncesi olabilen var mı acaba Ha unutmadan söyleyeyim, bu ilan Milliyet gazetesinde çıkmıştı. Çok sinirlenip sevdiğim bir yazar olan Can Dündar'a, bir tepki yazısı göndermiştim. Hiç bir yanıt alamamıştım Düzenleyen nevsune : 26-07-2007 saat 11:27 Neden: ilave |
26-07-2007, 11:37 | #463 |
Ağaç Dostu
|
Aslında bu yeni bir şey değil. Vakti zamanında bütün isimlerimiz Farsça ve yahut da Arapçaydı. Cumhuriyetin kurulması ile isimlerimiz Fransızcaya dönüştü. Şu anda dünyada egemen kültür, Amerikan kültürü olduğu için isimlerimiz hep ingilizce. |
26-07-2007, 12:03 | #466 |
Ağaç Dostu
|
Peki o zaman Türkçemize son derece önem veren bir sitede, kullanıcı isimlerinizi neden Türkçe seçmiyorsunuz? Limon bizim şirketimizin adı. Şirket ismi ararken ilk olarak düşündüğümüz Limon'un zaten başka şirketlerce kullanıldığıydı. Fakat gördük ki bizim Limon olarak bildiğimiz hemen hemen tüm şirketler Lemon'muş. O yüzden de Limon Ltd. olmak hiç uğraştırmadı bizi. Sizce Lemon mu Limon mu kulağa daha hoş geliyor? Düzenleyen limon : 26-07-2007 saat 12:09 Neden: ekleme |
26-07-2007, 12:46 | #467 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
|
****** yüz kere bin kere milyon kere limon limon limon. Şirket ismi olarak ilk defa duydum ancak seçenler sağ olsunlar. Keşke aynı duyarlılığı herkes gösterse. Öneriniz çok güzel neden bizler türkçe isimler kullanmayalım. Bu konu hep kafamı kurcalıyor ilk günden beri. Saygıyla. |
26-07-2007, 13:15 | #468 |
Kaybettik...
|
Bence özel isimlere takılmak başka bir konu. Türkçeyi kabul görmüş imla kuralları veya cümle yapıları ile yazmak konusunda dikkat etmek başka bir şey. Cins isimlerde ve bazı yeni terimlerde sanırım tavrım biliniyor. Ancak Einstein'a Aynştayn demek bana göre pek de uygun olmasa gerek. Ancak yeni latin harflerine adapte edilmiş bir dilde örneğin "x" harfinin kullanılmasında çok da mahsur göremiyorum. örneğin Taksi yerine Taxi. Cyclohexan yerine şahsen siklohekzan beni rahatsız ediyor biftek, bonfile, afiş, v.s. gibi epeyidir kullanılan yabancı kelimeler için bir şey diyemiyorum. uzun lafın kısası benim kullanıcı adımla (veya rumuzumla) özel adımış gibi gördüğümden bu gibi özel isimlerin de özel kalması vede zoraki bir Türkçeleştirmeye gerek yok diye düşünüyorum. Çocuğu doğuran, buluşu yapan adını koymuş. Andromeda galaxisine de sütlü yol desek ne olur... bence kavram kargaşası olur. Her 10 yılda bilgilerimiz artık katlanır oldu. Bu bağlamda terimlerde değil de özel isimlerde veya bazı cins isimlerinde de pek takılmamak gerektiği görüşündeyim. Bu kavram kargaşasını kimyada çok iyi yaşıyan biriyim. |
26-07-2007, 14:24 | #469 |
Ağaç Dostu
|
O konuda size katılıyorum, Türkçede karşılığı olmayan nesneleri alırken onları Türkçeye çevireceğiz diye zorlamanın bir manası yok. Televizyon yerine uzak görüntü dememiz çok yersiz. Ama televizyon yerine television demeye başlamamız kendimize saygısızlık. Fakat biz bu zihniyetle devam ettiğimiz sürece İbrahip Paşa Konağı'na Casa De Ibrahim Pasha deriz. |
26-07-2007, 15:03 | #470 |
Ağaç Dostu
|
Böyle deyince daha bilgili, görgülü ve kültürlü mü olunuyor? Bir ara İstanbul sokaklarında kızların çoğu "Avrupa Yakası'ndaki" Selin gibi konuşmaya merak sarmıştı. Allah'tan o diziden sonra artık öyle konuşanlara pek rastlamıyorum. Kabul etmemiz lazım Dünya kültürüne dil anlamında katkıda bulunamamışız. Bir yoğurt kelimesinin her yerde aynı şekilde kullanılması bizi gururlandırmıyor mu? Ama biz tarih boyunca hep kelimeleri diğer milletlerden almışız. Bu arada dil konusuna girmişken İngilizce'nin temelinin Anadolu'ya Hititler'e dayandığı söyleniyor ve " su, anne, baba" gibi ( vadar, mader, fader ) bazı kelimelerinin Hitit tabletlerinden yapılan çözümlemelere göre ortak olduğu belirtiliyor. Yani bu dil alanındaki etkileşimler zannettiğimizden çok daha eski ve karmaşık bir konu. ( Kusura bakmayın konuyu çok dağıttım ama dil konusuna biraz merakım var. Bu konuda konuşulması hoşuma gidiyor da...) |
28-07-2007, 00:31 | #472 |
Ağaç Dostu
|
buyur burdan yak olayı avukat bunu yapıyorsa cahilini var sen hesap et.rezalet,zeytinyağı diye buna denir...yasa konuluyor ama boşlukları tıkanmıyor.avukatlar da bu boşlukları bulmaya yarıyor.tc'nin sistemi adalet dağıtmıyor,uygun boşluklar bulup çuvala mızrak sığdırmaya çalışıyor,tdk kapandıda bu günleri görmedi iyi ki:!!! Düzenleyen berduray : 28-07-2007 saat 00:38 Neden: Özellikle böyle yazdım!Konuya yeterli ilgiyi belki çekebiliriz diye. |
28-07-2007, 22:33 | #473 | |||
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 07-07-2007
Şehir: Mersin
Mesajlar: 42
|
Alıntı:
Bana göre dildeki her yabancı sözcük, o dildeki mayınlardan biridir. Örneğin mahsur görmek demişsiniz. Mahsur sözcüğü kuşatılmış anlamına gelir. (muhasara sözcüğünden) Bunun yerine mazur ya da mahzur sözcüğünü kullanmanız gerekirdi. Siz de mayına bastınız Bu anlamda mayınları olabildiğince azaltmalıyız. Adapte edilmiş yerine uyarlanmış sözcüğünü kullanarak başlayabiliriz. Alıntı:
Ancak Türkçe'den diğer dillere sadece yoğurt sözcüğünün geçtiğini söylemek Türkçe'ye haksızlık yapmaktır. Çünkü Türkçe'den Ermenice'ye 3159, Yunanca'ya 2643, Bulgarca'ya 369, Arnavutça'ya 2422, Sırp-Hırvatça'ya 2365, Arapça'ya 1801, Rusça'ya 1576 , Rumence'ye 1542, İngilizce'ye 1500, Farsça'ya 1369, Macarca'ya 1142, Urduca'ya 228, Çince'ye 213 sözcük geçmiştir. Alıntı:
Sanırım çok yazdım. |
|||
29-07-2007, 13:08 | #474 |
Ağaç Dostu
|
Sn. Ceviz, bu konuda size katılmamak elde değil. Yabancı sözcüklerde kendimizi haklı kılma çabasına girersek, herkesin bu noktada bir bahanesi olacaktır. Sonuçta bu bizi çifte standarda götürür. Gidin sorun mağazasına yabancı bir isim koyan birine, onun da kendine göre haklı bir nedeni mutlaka olacaktır. Elbette bu bir seçim meselesi. Bir zamanlar Ecevit'in ortaya attığı kelimelerin bir kısmı, beni oldukça zorlamıştı. Uzun yıllar alışkanlık olmuş bir yığın kelimeyi dilimden söküp atmak, kolay olmamıştı. Bugün baktığımda ne güzel olmuş diyorum. Yine bir zamanlar(gençliğimde)bazı süperstarların yaptığı gibi, her cümleye, ingilizce, fransızca sözcükler yerleştirmenin matah bir şey olduğunu sanılırdı ama artık bunun gerekmediğini, Hakkı Devrim gibi sözcük ustaları hergün basında dile getiriyor. Günlük yaşamda özenli bir türkçenin kullanımı, ancak çok ve doğru okuma ile sağlanabilir. O zaman farkına bile varılmaksızın güzel türkçe, konuşma diline yerleşmiş olur. Konuşurken özen göstereceğiz elbette ama hele yazarken, kimsenin arkasından kovalanmıyor. İki dakika daha fazla ayırıp, yeniden düzenleme fırsatımız var. Sözün kısası gerçekten dilimize sahip çıkmak istiyorsak, bu konuda elimizden geldiğince duyarlı ve özenli olmamız gerektiğine inanıyorum. |
29-07-2007, 14:11 | #475 |
Ağaç Dostu
|
Nevsune Hanım, Bu sözlerinize katılmamak mümkün mü? Ne güzel özetlemişsiniz. Evet dilimize bazı yabancı sözcükler girmiş. Ancak, o sözcüklerin Türkçe karşılığı varken yabancısının tercih edilmesini anlamıyorum. Şimdi o duruma geldik ki bir iş yerine Türkçe isim konulduğunda 'basit, bayağı, sıradan', yabancı isim konulduğunda ise ' seçkin, elit, modern' görülüyor.... Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bir işyerine 'Pazar' ismi koyarsanız bir basit taşra imgesi oluşturmuş oluyorsunuz; amaaa 'Bazaar' ismini koyarsanız çağdaş, batılı hava vermiş oluyorsunuz. Hani yalan da değil. İnsan "Bazaar" da olduğu zaman yürüyüşü bile değişiyor yani ... By by... |
30-07-2007, 08:31 | #476 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkürler Ceviz. Gönderdiğiniz metni tekrar tekrar okuyorum. Türkçe'den yabancı dillere geçmiş kelimeler konusunun kaynağını bize verebilir misiniz? Bu konuyla ilgili yazılan kitaplar hangileri ? Bir de örnekler istiyorum. Yani hangi kelimeler geçmiş. Yunanca ile ilgili az çok biliyoruz. Diğerleri hakkında hiçbir fikrim yok... |
30-07-2007, 11:20 | #477 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 07-07-2007
Şehir: Mersin
Mesajlar: 42
|
Sayın Baldas, Ne yazık ki bu konuda öyle çok da ayrıntılı bilgi sahibi değilim. Ama olabildiğince kaynaklar sunmaya çalışacağım. TDK'nın bir çalışmasının haberi ile başlayabiliriz. Türk Dil Kurumu (TDK), yabancı dillerde 10 binin üzerinde Türkçe sözcük olduğunu, Türkçe'den en fazla sözcüğün ise Ermeniler ile Sırpların aldığını belirledi. TDK Başkanı Şükrü Haluk Akalın, kurul üyesi Prof. Dr. Günay Karaağaç'ın yürüttüğü çalışmada, bir kültür ve uygarlık dili olarak Türkçe'nin pek çok dile sözcük verdiğinin örnekleriyle ve kanıtlarıyla ortaya konulduğunu belirtti. Akalın, yabancı dillerde 10 binin üzerinde Türkçe sözcük olduğunu, Türkçe'den en fazla sözcüğün ise Ermeniler ile Sırpların aldığını belirlediklerini vurguladı. Türkçe'den Ermenice'ye verilen bu sözcüklerin yanı sıra, Türkoloji'de Ermeni Kıpçakça'sı diye adlandırılan ve 13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Karadeniz'in kuzeyinde kullanılan bu dilin tamamen Türkçe'ye dayandığını ifade eden Akalın, şunları kaydetti: ''Bugün Ermenice'de, gerek Türkiye Türkçesi'nden gerek Azerbaycan Türkçesi'nden alınma Türk dili kökenli yaklaşık 5 bin sözcük kullanılıyor. Elbette diller arasındaki bu etkileşim karşılıklıdır. Türkiye Türkçesi yazı dilinde de Ermenice kökenli bazı sözler var. Ama bunların sayısı yalnızca 16'dır.'' HANGİ DİLDE NE KADAR TÜRKÇE SÖZCÜK VAR Akalın, yazı dilimizdeki yaklaşık 400 alıntıya karşılık Yunanca'ya yaklaşık 3 bin Türkçe kökenli söz verildiğini vurgulayarak, ''Macarca'dan aldığımız 18 söze karşılık bu dilde yaklaşık 2 bin Türkçe alıntı var. Türkiye Türkçesi'nde Rusça alıntı 38 iken, Rusça'daki Türkçe alıntılar yaklaşık 2500'dür. Bütün bunlar Türkçe'nin komşu ulusları ve kültürleri büyük ölçüde etkilediğini gösteriyor'' diye konuştu. Akalın, Çince'de 307, Farsça'da yaklaşık 3 bin, Urduca'da 227, Arapça'da yaklaşık 2 bin, Ukraynaca'da 747, Ermenice'de 4 bin 262, Fince'de 118, Rumence'de yaklaşık 3 bin, Bulgarca'da yaklaşık 3 bin 500, Sırpça'da 8 bin 742, Çekçe'de 248, İtalyanca'da 146, Arnavutça'da yaklaşık 3 bin, İngilizce'de 470, Almanca'da 166 Türkçe kökenli sözcük olduğu ortaya konulduğunu anlattı. Akanın, ''Listeden anlaşılacağı gibi, bir sözcüğümüzün birkaç dile geçtiğini göz önüne aldığımızda dünya dillerindeki Türkçe kökenli sözcüklerin sayısının 35-40 bin civarında olduğu görülür'' dedi. TÜRKÇE'NİN ÇEKİM GÜCÜ Dillerin başka dillere sözcükler vermesi ve başka dilleri etkileri altına almasının ancak bir çekim gücü haline gelmesiyle mümkün olduğunu ifade eden Akalın, ''Bunun için de bilimde, teknolojide kaydedeceğimiz gelişme ve ilerlemenin yanı sıra kültür değerlerimizi, sanatımızı, edebiyatımızı dünyaya tanıttığımız ölçüde Türkçe'nin çekim gücü olma özelliğini sürdürmesi sağlanacaktır'' dedi. Akalın, Türkçe'nin çeşitli dillere verdiği 10 binin üzerindeki sözcüğün hangi dillerde nasıl ve hangi anlamlarda kullanıldığının ''Türkçe Verintiler Sözlüğü'' adlı eserde yayımlanacağını kaydetti. ÖRNEKLER Akalın, Türkçe'nin ad türünden kelimelerin yanı sıra diğer dillere fiil türünden kelimeler de verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: ''Türkçe, başka dillerden sözcükler aldı, ama alıntılarımız içerisinde kök fiiller son derece azdır. Oysa, (çakmak, çatmak, kapamak) gibi pek çok kök fiil Türkçe'den diğer dillere geçmiştir. Fiillerin yanı sıra ünlemlerin hatta deyimlerin ve atasözlerinin de Türkçe'den diğer dillere geçen söz varlıkları arasında olduğunu biliyoruz.'' Akalın, ''Açık, ada, bacanak, bağlama, çakal, çanak, damga, dolma, düğme, gemi, kapak, kayık, kazan, ocak, sağrı, sayı, sarma, toka'' gibi kelimelerin Türkçe'nin bu dillere verdiği binlerce kelimeden yalnızca birkaçı olduğuna dikkati çekti. Akalın, Türkçe'deki ''açık'' sözünün Farsça'da ''açig'' (ağaçsız ve açık yer, alan), Ermenice'de ''açik, açiklik'' (kır, ova, açıklık yer) Macarca'da ''açsik'' (üzeri açık deniz taşıtı, sandal), Rumence'de ''acic'' ve ''ustuacic'' (açık, üstü örtülü olmayan), Bulgarca'da ''açik'' (açık) olarak kullanıldığını bildirdi. Akalın, ''Bacanak'' kelimesinin Türkçe'deki (karıları kardeş olan erkeklerden her biri) anlamıyla Yunanca'da ''bacanakis'', Sırpça'da ''bazanak'', Arnavutça'da ''baxhanak'' biçimlerinde kullanıldığını belirtti. Akalın, Türkçe'deki ''Bilene bir, bilmeyene bin'' deyiminin, Ermenice'de ''Bilana bir, bilmiyana bin'', ''Düşmanın gözü kör olsun'' deyiminin ise ''Dyuşmanı gyozi gyor olsun'' şeklinde geçtiğini ve bunun gibi çok sayıda örnek bulunduğunu belirtti. Ben de Türkçe Verintiler Sözlüğü'nü dört gözle bekliyorum. Bu konuda bilgisi olan varsa lütfen bizimle paylaşsın. Tabi ki çalışmalar tam olarak bitmediğinden kaynaklarda belirtilen sayılarda farklılıklar olabiliyor. En iyisi TDK'nın sözlüğünü beklemek. Yazıda birkaç örnek verilmiş. Birkaç örnek de ben vereyim. -Yaka, cacık, lokum (Yunanca'ya geçmiş) -Köşk, Dolmuş (Almanca'ya geçmiş) Ne yazık ki bizler Almanca'ya geçen bu sözcüğü Almanlardan tekrar alıp Kiosk şeklinde kullanıyoruz. Havaalanlarında karşılaşırsınız. -Ordu (Almanca, İngilizce ve Fransızca'ya geçmiş "Horde") -Meşhur yoğurdumuz Neredeyse tüm dillere geçmiş. Ama artık ayran demiyorlar. Drinkable yoghurt (içilebilir yoğurt) diyorlar. -Kahve (Fransızca'ya oradan da bütün dünyaya geçmiş "cafe") Kökeni Arapça olsa da Osmanlılar zamanında türetilmiş bir sözcük olduğu için Türkçe sayabiliriz. Ancak ne yazık ki artık heryerde cafe yazıyor. Daha fazla bilgi için aşağıdaki bağlantıyı inceleyebilirsiniz. http://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BC...B6zc.C3.BCkler |
30-07-2007, 11:35 | #478 |
Ağaç Dostu
|
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Sözlük tipi çalışmaları her kitapsever kütüphanesinin bir yerine mutlaka koyar ve elinin altında bulundurur. Bahsettiğiniz kaynaklara ben de ulaşmaya çalışacağım hem kendim için hem de çoluk çocuğum için. Dün de televizyonda bir kitap tanıtımı vardı. Levent Tülek'in hazırladığı Lumpen Sözlük diye... Bilmem ki alsam mı? Yok önce sizin dediğiniz kitabı alırım. Düzenleyen Baldaş : 30-07-2007 saat 15:00 |
30-07-2007, 12:12 | #479 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
TDK'nın makalesi Türkçenin zenginliğini anlatırken biraz diğer dilleri küçümser bir hava taşır gibi. Türkçe sözlüklerin ortalama beş bin kelime taşıdığı düşünülürse, Ermenice'deki kelimelerin hepsi Türkçeden geçmiş gibi. Üstelik Türkiye'de Ermenice uzmanı hiç olmadığını düşünürsek, konu bana biraz abartılı gibi geldi. Dili zenginleştirmek iyi bir şey ama, bunu yaparken etkileşimli olduğumuz, üç beş değil çok daha fazla kelimeyi değiş tokuş yaptığımız dilleri, üstelik ülkemizin yerel dillerini bu şekilde değerlendirmek bana biraz uygun değil gibi geldi. |
30-07-2007, 12:59 | #480 |
agaclar.net
|
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı... |
|
|