agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma
(https)




Beğeni Düzeni43Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-03-2010, 14:16   #1
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgilim Kozak (Bergama, İzmir)

Sevgilim Kozak
Canım Kozak,

Babamın, dedemin,atamın doğduğu, yattığı Kozak...
Yeşiller denizi Kozak, Allah'ın bize bahşettiği cennet.

Ama birkaç yıldır bu güzelim cennette karabulutlar dolaşıyor. O güzelim cennette geçirdiğim muhteşem yaz tatilleri hala aklımda, orman içinde uzun yürüyüşler, akan berrak sularında balık avlamalar, yüzmeler, ormanın içinde ata binerek cennetin içinde kaybolmalar, tan vakti dedemle dağların,çam ağaçlarının arasından güneşin doğuşunu izlemek sonra bağdan sabah çiği üstünde üzüm ve incir yemek...
Çam kozalaklarından elde edilen künerden fıstıkları çıkardığımız güzel anlar...

Ormanda özgürce koşan yılkı atlarının seyrine doyum olmazdı.Günbatımında çamların ardından Ege Denizi'nde batan güneşin şöleni...
Akşamları dedemin tahta kerevetinde kardeşlerimle uzanarak,çam ve badem ağaçlarının izin verdiği kadar Samanyolu ve yıldızları seyrederken dedemin anlattığı Kurtuluş ve Çanakkale savaşlarının hikayeleri ile uykuya dalardık.

Hala bunları yapan, yaşayan çocuklar var. Ama birkaç yıl sonra belki bu ağaçların hiçbiri kalmayacak,ormanda yaşayan hayvanlar,kuşlar, ceylanlar, belki de insanlar.
Sular altın madeni için çekilecek, yeraltı suları yok olacak, ağaçlar kuruyacak. Bulunabilen sular siyanürle kirlenecek, ve bizlerin torunları bizim yaşadığımız mis gibi çam havasını ve temiz çevreyi bulamayacaklar...

5-7 yıl için maden ocağı oraları kullanacak işi bitince kirlettiği,yok ettiği doğayı tek başına bırakıp terkedecek...

Bir daha asla eski haline gelmeyecek. Şimdi ormanın çamları kesilmeden önceki halinin fotoğraflarını sunuyorum sizlere, sonra da sırası ile katliamın başladığını haber veren fotoğraflar gelecek...

Eklenen Resimler
     
selcuk44 ve ugurdogan76 beğendi.

Düzenleyen Fatoş : 16-03-2010 saat 23:04
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 14:19   #2
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgilim Kozak, Canım Kozak...

Sevgilim Kozak, Canım Kozak...

Eklenen Resimler
     
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 14:29   #3
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgilim Kozak,Canım Kozak...

Sevgilim Kozak,Canım Kozak...

Eklenen Resimler
    
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 16:13   #4
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgilim Kozak, Canım Kozak

Sevgilim Kozak, Canım Kozak

Eklenen Resimler
     
selcuk44 ve ugurdogan76 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 16:24   #5
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Canım Kozak

Canım Kozak

Eklenen Resimler
    
ugurdogan76 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 16:59   #6
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Bu gördüğünüz alandan 500 dönüm kesildi, yani ortalama 7700 ağaç...Daha binlerce dönüm sırada..
Bu fotoğrafları bana ulaştıran Kozak yaylası, Kaplan köyü muhtarı Harun bey, Aşağıbey köyü muhtarı Sıtkı bey ve yeğenim Mustafa'ya teşekkür ederim... daha yüklemek istediğim 2-3 fotoğraf daha var ancak sistem kabul etmedi sanırım fotoğrafların formatları ile ilgili bir sorun oluştu, pazartesi tekrar deneyeceğim....

ugurdogan76 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 17:05   #7
Ağaç Dostu
 
Didem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 111
Doğayı mahvetmekte üzerimize yok. Ne yazık ki insanlar için para herşeyden daha önemli. Yazık, çok yazık.

ugurdogan76 beğendi.
Didem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2010, 19:33   #8
Ağaç Dostu
 
aygün's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-10-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,796
Bu güzel ülkeyi hakettiği anlamda ne zaman seveceğiz bilmemki. İçim acıyor. Nuri Bilge Ceylan' ın oscar ödül törenindeki sözleri geldi aklma, bu harika resimleri izlerken: "Benim yalnız ve güzel ülkem".......


Düzenleyen aygün : 13-03-2010 saat 19:34 Neden: yazım kuralları
aygün Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2010, 09:17   #9
Ağaç Dostu
 
fatmadundar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 567
Galeri: 82
Bu durum orman yangınından daha çok can acıtıyor.

fatmadundar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-03-2010, 16:50   #10
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgili Didem,sevgili aygün, sevgili fatmadündar, ne yazık ki bu güzel ülkemiz de içimizi yakan bir çok olaylar oluyor, bu cennet vatanımız para uğruna harcanıyor, yarın büyük ihtimalle Kozak yaylasındaki gelişmeleri aktaracağım. Sevgiyle kalın...


Düzenleyen gece : 16-03-2010 saat 17:15
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 10:17   #11
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Tarih: 3 Nisan 2008 Kaynak: Milliyet Yazan: Şükran Özçakmak
İzmir Bergama sınırları içinde bulunan Kozak Yaylası’nda altın arama işleminin durdurulmasını isteyen köylüler, “Bizim altınımız toprağın altında değil, üstündeki çamlardır” diyerek sivil toplum kuruluşlarını yardıma çağırdı.

66 bin 500 dekarlık Kozak Yaylası, İzmir’in Bergama ilçesi sınırları içinde... Çamfıstığı ağacından Türkiye’nin yıllık 40 milyon doları aşan ihracat geliri var. Ancak köylüler altın arama çalışmalarının ağaçları kurutacağını söylüyor.

Kaz Dağı ve Artvin Cerattepe’den sonra şimdi de İzmir Kozak Yaylası’nda altın madeni için sondaj çalışmaları başladı. Köylüler, doğal güzelliğinin yanı sıra Türkiye’nin organik çam fıstığı deposu olan Kozak Yaylası’nı, altın talanından kurtarmak için harekete geçti.

İzmir Bergama sınırları içinde bulunan 66 bin 500 dekarlık Kozak Yaylası’nda başlatılan altın arama işleminin durdurulmasını isteyen 17 köy, Kozak Yaylası Çevre Koruma Kültür ve Turizm Derneği çatısı altında birleşti.

Helenistik çağdan bu yana ekolojik olarak yetişen çamfıstığı ağacından Türkiye’nin yıllık 40 milyon doları aşan ihracat gelirinin olduğunu belirten köylüler, altın madeni çıkarılması halinde 17 köyün geçim kaynağı olan çamfıstığı ağaçlarının kuruyacağını, tarımın ve doğal güzelliklerin yok olacağını düşünüyor.

5 milyon çamfıstığı ağacı
5 milyon ağacı ile Türkiye’nin organik çamfıstığı deposu olan Kozak Yaylası’ndaki altın arama çalışmalarının durdurulmasını isteyen köylüler, sivil toplum kuruluşlarını yardıma çağırıyor.

Paneller düzenleyerek altın madenini tartışmaya açan Kozak Yaylası Çevre Koruma Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Taner Tekin, altın madenine karşı çıkma gerekçesini şöyle açıkladı:

“Maden şirketleri öncelikle orman arazisini kiralayarak maden arama çalışması yapmaya başladı. Hatta sondaj çalışmasını da başlattılar. Maden Yasası elimizi kolumuzu bağlıyor. Altın madeni, Kozak Yaylası’nı kurutur. Altın madeni yalnızca bir doğa harikasını yok etmiyor, çevrede yaşayan köylülerin hayat damarını da kurutuyor. Çünkü bir ton cevheri işlemek için 10 ton suya ihtiyaç var.

Su kaynakları kesilirse tarım yapamayız, yeraltındaki suyla beslenen çamfıstığı ağaçları kurur. 10 yıl sonra maden araması yapanlar gider bize de atıklarla zehirlenmiş, üzerinde çamfıstığı yetişmeyen kuru ağaçlar kalır.

Üstelik devletimizin bu madenlerden aldığı pay sadece yüzde 2. Helenistik çağdan bu yana ekolojik olarak yetişen çamfıstığı ağaçlarına ve tamamen endemik bir yapıya sahip olan ve bölge ekonomisinin can damarını oluşturan, 300 binden fazla insana su sağlayan bu yayla feda edilir mi? Sondajdan çıkan atık, hem Ayvalık ve Altınova’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Madra Çayı’na ve barajına karışıyor hem de yeraltı sularını kirletiyor. Sondaj için birçok ağacı kestiler. Bir de siyanür havuzu kurulursa yayla yok olur. Bizim altınımız toprağın altında değil, üstündeki çamlardır.”

selcuk44 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 10:17   #12
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Köylüleri kandırıyorlar”
Yaklaşık 10 aydır süren çalışmalarda şimdiye kadar 20’ye yakın bölgede her biri 400-500 metreyi bulan sondajlar yapıldığını belirten Tekin, “TEMA’ya başvurduk. GÜMÇED’den yardım alıyoruz. Maden çıkaran firmalar ise orman arazisini kiraladıkları için yasal işlem yapamıyoruz. İşsizlere iş vererek köylüleri kandırıyorlar. Hatta bazı muhtarlara iş makinesi aldılar.

Doğa tahribatı görülmesin diye tahrip edilen ormanların üzerini sürekli çalılarla kapatıyorlar. Bu işlem için köylülere para veriyorlar” dedi.

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 10:56   #13
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Ormanın son durumu...

Eklenen Resimler
     
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 11:00   #14
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Oksijenimizi yok ediyorlar

Kozak yaylası'nda yapılan kesimlerin son durumu....

Eklenen Resimler
   
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 12:08   #15
Ağaç Dostu
 
Kiraz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-02-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 4,640
Galeri: 73
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Fatoş Mesajı Göster
Canım Kozak
Fotoğraflar iç acıtıcı... İlk 20 sene önce görmüştüm Kozak'ı, ilk mesajınızdaki ağaçlıklı fotoğraf gibi kaldı aklımda. Cennet olduğunu düşünmüştük oranın, cehenneme dönüşmez umarım.

Not: Ummak işe yaramıyor ama.

Kiraz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 15:56   #16
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kiraz Mesajı Göster
Fotoğraflar iç acıtıcı... İlk 20 sene önce görmüştüm Kozak'ı, ilk mesajınızdaki ağaçlıklı fotoğraf gibi kaldı aklımda. Cennet olduğunu düşünmüştük oranın, cehenneme dönüşmez umarım.

Not: Ummak işe yaramıyor ama.
Hep birlikte kamuoyu oluşturup oradaki mücadeleye destek olalım. Sevgiler...

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-03-2010, 18:52   #17
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 11-08-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,299
Galeri: 5
Ben şok ta olduğum için aklıma ilk gelen yazıklar olsun!...

selcuk44 beğendi.
kalambaklı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 09:24   #18
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sayın kalambaklı, ne yazık ki bu duruma isyan ve öfke duyuyoruz.

selcuk44 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 13:15   #19
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
TBMM'ne sunulan, maden arama ile ilgili yeni bir yasa tasarısı, her zaman olduğu gibi, maden şirketlerinin işini kolaylaştırmaya yönelik.

Bu tasarının özellikle bir yeri, orman alanları için çok kötü sonuçlar doğurabilir. Çünki arama faaliyetleri için orman idaresinin izni yeterli olacak. Orman idaresi, orman bakanlığına ve bakanlık'ta iktidara bağlı olduğundan, şirketlerin işi çok kolaylaşacak gibi duruyor. Her ne kadar - KISITLAMA - getirilebilecek dense'de, bizim ülkemizde işlerin nasıl döndüğünü! hepimiz biliyoruz.

Aşağıda bu tasarının bazı bölümlerini yazıyorum.


-Bu çerçevede, çevre ve madencilik faaliyetlerinin iç içe ve birbiri ile uyumlu bir şekilde sürdürülmesi zorunluluğu göz önünde bulundurularak bilinen tedbirlerin yanında teknik ve bilimsel ek tedbirler alınması amaçlanıyor. Tasarıyla, madencilik faaliyetleri yasaklanmadan faaliyetlerini yasal ve uygun şartlarda yapılması da hedefleniyor.


Hükümetin Meclis’e sevk ettiği tasarıyla; Madencilik sektörü yeniden yapılandırılıyor. Sürdürülebilir kalkınma kavramı temel hedef alınarak, doğal kaynakların israf edilmeden, ekonomik, sosyal ve endüstriyel gelişmelerin, insan ve çevre sağlığına uygun şartlarda geliştirilmesi amaçlanıyor. Bu çerçevede, çevre ve madencilik faaliyetlerinin iç içe ve birbiri ile uyumlu bir şekilde sürdürülmesi zorunluluğu göz önünde bulundurularak bilinen tedbirlerin yanında teknik ve bilimsel ek tedbirler alınması amaçlanıyor. Tasarıyla, madencilik faaliyetleri yasaklanmadan faaliyetlerini yasal ve uygun şartlarda yapılması da hedefleniyor.

Meclis Başkanlığı’na sunulan, “Maden Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına” dair tasarıyla; Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra ortaya çıkan yasal boşluğun giderilmesi ve madencilik faaliyetlerinin etkin bir şekilde devamının sağlanması amaçlanıyor.

Tasarıya göre; bilimsel ve teknik değerlendirmelere göre çevresel etkileri, alınacak önlemlerle giderilebilecek düzeydeki madencilik faaliyetlerine izin verilirken, kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlama, ancak kanun ile düzenlenebilecek. Maden işletme yöntemi, faaliyetin yapıldığı bölge, madenin cinsi, yapılan yatırımın çevresel etkileri, şehirleşme ve benzeri hususlar dikkate alınarak, ruhsat verilen alanlarda kazanılmış haklar korunmak kaydıyla, yeni verilecek ruhsat alanlarına Başbakanlık Müsteşarı başkanlığındaki Kurul tarafından kısıtlama getirilecek.

-RUHSATLARA YENİ DENETİM-

Madencilik faaliyetlerinde ruhsatlara da yeni düzenleme getiriliyor. Bu çerçevede, madencilik faaliyetleri için zorunlu ve temdit dahil ruhsat süresi ile sınırlı olan yol, su, haberleşme, enerji nakil hattı, şantiye binası, yemekhane, atölye, kantar tesisleri, maden stok alanı, pasa döküm alanı, atık barajı, trafo, patlayıcı madde ve müştemilatı deposu gibi geçici yapı ve binalar tesis kapsamına alınacak. Maden ruhsatının süresine bağlı olarak yapılan tesis ve altyapı tesisleri ise geçici tesis kapsamına dahil edilecek.
Tasarıyla, bilimsel ve teknik değerlendirmelere göre çevresel etkileri, alınacak önlemlerle giderilebilecek düzeydeki madencilik faaliyetlerine izin verilebilecek. Bu Kanun dışında madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak yapılacak her türlü kısıtlama yine bu kanun ile düzenlenecek. Ancak, maden işletme yöntemi, faaliyetin yapıldığı bölge, madenin cinsi, yapılan yatırımın çevresel etkileri, şehirleşme ve benzeri hususlar dikkate alınarak, ruhsat verilen alanlarda kazanılmış haklar korunmak kaydıyla, yeni verilecek ruhsat alanlarına Kurul tarafından kısıtlama getirilebilecek. İlk müracaat veya ihale yolu ile yapılacak ruhsatlandırmalarda müracaatın yapılacağı alanlar diğer kanunlar ile getirilen kısıtlamalar gözönüne alınarak, Bakanlıkça ruhsat müracaatına kapatılacak. Kısıtlama gerekçesi ortadan kalkan alanlar aramalara açılabilecek.

Ruhsat müracaatlarının hak sağlaması halinde onbeş gün içinde harç ve teminatın yatırılmasından sonra bu alanlara ilişkin ilgili kurumlardan izin alınması için müracaat sahibine bir yıl süre verilecek. Bu süre içinde izin alınması durumunda ruhsat düzenlenirken, izin alınamaması halinde müracaat reddedilecek. Müracaat alanının bir kısmının bahse konu alanlarla çakışması halinde, çakışan alan dışındaki serbest alana ilişkin olarak onbeş günlük süre içinde harç ve teminatla birlikte müracaatta bulunulması halinde ruhsat düzenlenecek.

-ORMAN ALANLARI-

Maden arama faaliyetlerinde, orman sayılan alanlarda yapılacak maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler için zorunlu ve ruhsat süresine bağlı olarak yapılan geçici tesislere orman idaresince izin verilecek.

Madencilik faaliyeti yapılan alanların, izne tabi alan olmaları halinde, ilgili olduğu kanun hükümlerine göre gerekli izinlerin alınması zorunlu olacak. Ancak, Genel Müdürlükçe işletme ruhsatı verildikten sonra, işletme ruhsat alanının diğer kanunlara göre izne tabi alan haline gelmesi durumunda ilgili kanunların öngördüğü yükümlülüklerin yerine getirilmesi suretiyle kazanılmış haklar korunarak faaliyetler sürdürülecek. Diğer kanunlara göre izin alınması gerekli alanlar ilan edilmeden önce Genel Müdürlüğün görüşü alınacak.

ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 13:28   #20
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Kozak Yaylası’nda
Çam Fıstığı İşletmeciliği ve Altın işletmeciliği
Bilanço Karşılaştırması Raporu

Fıstık Çamı ve Kozak Çam Fıstığı

Fıstıkçamı belki yarım milyon belki de daha fazla yıldan beri insanlar tarafından yetiştirilip kullanılan, hasadı yapılan ve çekirdeği yenilen ilk çam türüdür. Ortalama 12 farklı çeşit fıstık çamından elde edilen çam fıstığının en değerlisi, Akdeniz bölgesinde yetişen Latince ismiyle Pinus Pinea olarak bilinen fıstık çamından elde edilendir.
Akdeniz bölgesine has bir ürün olması sebebiyle dünyada yoğun olarak en çok bu bölgelerde üretilir ve diğer bölgelere ihraç edilir.


İspanya, İtalya, Türkiye ve Portekiz dünyanın başlıca Çam Fıstığı üreticisi ülkeleridir.

Türkiye yıllık 1200-1300 tonluk Çam fıstığı ihracatıyla en büyük üreticiler arasında yerini almıştır. Türkiye genelinde ise en fazla Ege bölgesinde üretimi yapılır.Çünkü bölge fıstık çamının yetişmesi için en uygun koşulları sağlar. Kozak Yaylası-Bergama, Koçarlı- Aydın ve Muğla yöreleri çam fıstığı üreticisi bölgeler olarak bilinse de, bu bölgeler içinde en elverişli sahalar Kozak Yaylası’ndadır.

Türkiye’nin fıstık çamı ormanlarının % 27’si Kozak’tadır.Toplam alanın küçük bir kısmını teşkil etmesine rağmen, ülkemizin yıllık 1200 tonluk çam fıstığı ihracatının yaklaşık 1000 tonunu bu bölge karşılamaktadır. Bu da üretim değerinin % 80’i demektir ki çok çarpıcı bir rakamdır. Kozak yöresinin bu ayrıcalığını sağlayan en önemli faktörler ise toprak yapısı ve iklim koşullarıdır. Fıstık çamının yetişme ortamı optimum şartların bir araya gelmesini gerektirir. Şöyle ki, Fıstık çamı kumlu toprakları tercih eder, yani iyi akan, kumlu ve çakıllı toprağı sever ve besinsel açıdan fakir toprakta yetişebilir. Aynı zamanda bitki asid, nötr ve alkalinli toprağı tercih eder. Gölgede büyüyemez.


Şartlar bunlarla kalmaz. Güneşlenme süresi uzun,sıcaklığı genelde 10C’nin altına düşmeyen, rüzgar esiş yönlerinin etkili olduğu,%25 oranında nemli,uygun yağış rejimi ve de en önemlisi granit taşının bol olduğu bölgelerde (Kozak’ta ana kaya granittir) fıstık çamı en güzel şekilde yetişebilir. Belki de en çok bu yüzden Akdeniz çam fıstığı dünya pazarında “Stone Pine” yani “taş çam” olarak anılır.

Fıstık çamı Kozak yaylasında çok eski çağlardan beri vardır. Elde edilen bulgular bunu kanıtlar. Bunlardan en ilginci ise Roma dönemi özelliklerini taşıyan çam kozalağı figürlü toprak vazodur. 1928 yılında Türkiye’nin önemli fıstık yetiştiricisi yöreleri arasında yapılan verim denemesinde, Kozak bölgesi, fıstık çamının en verimli yetiştiği yöre olarak gösterilmiştir.

Yine başka bir araştırmada, Kozak yöresinde üretilen 1213 adet kabuklu fıstık 1 kg gelirken, İtalya koşullarında yetiştirilen 1300 adet fıstığın 1 kg geldiği belirlenmiştir.Yani Kozak Fıstığı daha iri ve dolgundur. Ayrıca damakta bıraktığı tat daha keskindir.
Bu nedenle dünya ülkeleri tarafından özellikle tercih edilir bir konumdadır ve ülkemizde çam fıstığı satışı yapan birçok firmanın ambalajında “Tipi: Kozak” diye bir ibare bulunur. Çünkü Kozak Çam fıstığı aslında güven ve kalite açısından kendi markasını çoktan yaratmış ve dünya ekolojik ürün tanımını daha yeni yeni yapmaya başlarken, yani bundan 35-40 yıl önce, Kozak Yaylası ekolojik çamfıstığı ihracatına başlayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin onur tablosuna yerleşmiştir.

ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 13:40   #21
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Şimdi Kozak’ta fıstık üreticiliği ile ilgili resmi rakamlara bakalım:

ÜLKELERE GÖRE İHRACAT DAĞILIMI


Son Üç yılın Değerleri (Kaynak:Ege ihracatçı Birlikleri)


BİRLİK ADI: KURU MEYVE
TARİH: 01/01/2009-31/12/2009 arası
ÜLKE: Bütün Ülkeler
MAL GRUBU: ÇAM FISTĞI(İÇ)


01/01/2009-31/12/2009
ÜLKE ADI MİKTAR (kg) TUTAR ($)
İTALYA 1.142.500,000 26.550.621,5400
ALMANYA 184.050,000 4.667.001,4100
AVUSTRALYA 113.200,000 3.263.235,6700
BİRLEŞİK DEVLETLER 84.572,700 2.341.279,0800
YUNANİSTAN 89.930,000 2.144.916,2700
İSPANYA 78.000,000 1.747.585,8300
EGE SERBEST BÖLGE 52.200,000 1.235.431,4600
FRANSA 17.395,000 536.944,9700
BELÇİKA 14.000,000 393.726,0700
SLOVENYA 10.000,000 193.628,0100
ÜRDÜN 11.000,000 192.200,0000
PORTEKİZ 5.000,000 121.294,7100
BİRLEŞİK ARAP EMİR. 4.250,000 103.430,0000
KANADA 2.820,000 76.748,3500
SUUDİ ARABİSTAN 3.050,000 64.777,7800
NORVEÇ 2.000,000 60.816,6700
İSRAİL 2.000,000 48.000,0000
İSVİÇRE 1.300,000 45.037,5900
MALEZYA 900,000 23.030,0000
MALTA 650,000 19.726,5500
MISIR 1.500,000 14.057,5000
JAPONYA 500,000 13.200,0000
KUZEY KIBRIS TRK.CUM 400,000 8.912,1700
BAHREYN 50,000 1.450,0000
Genel Toplam 1.821.267,700 43.867.051,6300
BİRLİK ADI: KURU MEYVE
TARİH: 01/01/2008-31/12/2008 arası
ÜLKE: Bütün Ülkeler
MAL GRUBU: ÇAM FISTĞI(İÇ)
01/01/2008-31/12/2008
ÜLKE ADI MİKTAR (kg) TUTAR ($)
İTALYA 946.551,000 33.789.538,2124
İSVİÇRE 70.800,000 2.658.692,4300
İSPANYA 41.500,000 1.445.277,1700
BİRLEŞİK DEVLETLER 43.165,540 800.933,7700
ALMANYA 15.300,000 646.649,0300
PORTEKİZ 13.000,000 431.996,9200
FRANSA 8.345,000 352.100,7000
AVUSTRALYA 7.995,900 149.683,1400
BİRLEŞİK ARAP EMİR. 1.750,000 56.731,0000
MISIR 500,000 16.966,2000
KANADA 200,000 8.500,0000
KUZEY KIBRIS TRK.CUM 60,000 1.714,0100
HONG KONG 40,000 1.585,0000
BELÇİKA 29,400 1.227,3400
EGE SERBEST BÖLGE 7,050 141,0000
Genel Toplam 1.149.243,890 40.361.735,9224

BİRLİK ADI: KURU MEYVE
TARİH: 01/01/2007-31/12/2007 arası
ÜLKE: Bütün Ülkeler
MAL GRUBU: ÇAM FISTĞI(İÇ)
01/01/2007-31/12/2007
ÜLKE ADI MİKTAR (kg) TUTAR ($)
İTALYA 689.733,380 19.833.599,8336
İSVİÇRE 76.700,000 2.434.214,2600
İSPANYA 62.000,000 1.848.803,0600
ALMANYA 32.000,000 1.063.611,0800
BİRLEŞİK DEVLETLER 44.887,720 782.329,0100
SURIYE ARAP CUM.(SUR 12.000,000 328.800,0000
FRANSA 5.707,500 231.011,9500
EGE SERBEST BÖLGE 5.000,000 189.616,7900
AVUSTRALYA 7.110,500 133.254,8000
MISIR 3.500,000 114.463,9900
KANADA 400,000 13.700,0000
JAPONYA 200,000 7.700,0000
KUZEY KIBRIS TRK.CUM 100,000 2.709,8200
BİRLEŞİK ARAP EMİR. 50,000 1.682,5000
HONG KONG 20,000 705,4000
BELÇİKA 1,680 78,4200
Genel Toplam 939.410,780 26.986.280,9136

Yukarıda belirtilen resmi rakamlar, Türkiye’nin çam fıstığı ihracat gelirinin son 3 yıla ait toplam verileridir. Ve Kozak Yaylası Türkiye’nin çam fıstığı üretiminin %80’ini sağladığı için neredeyse ihracatın tamamına yakını Kozak yöresine aittir.

(Kaynak: Türkiye’nin Kozak Yöresinde Sahipli Fıstık Çamı Plantasyonlarının Yönetimi Üzerine Bir Araştırma, FAO Teknik Raporu,Sayfa 29.Dr.Melekber Sülüşoğlu. Mart 2004 Ankara).
Bu arada Kozak Çam fıstığı satışlarının yaklaşık 2/3’ü kayıt dışı olarak sınır ticareti ile özellikle Gaziantep’ten aracılar vasıtasıyla ihraç edildiği için, yukarıda verilen rakamlar sadece kayıt altına alınmış 1/3’lik kısmı yansıtır.

(Kaynak: Doğal Ortam-Ekonomik faaliyet ilişkisine bir örnek: Kozak Yöresi-Bergama,Turhan Çetin, G.Ü Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt 23 Sayı:1,2003/23-46). Hal böyle olunca, yıllık ortalama 40 milyon dolarlık ihracatın, % 80’ini taşıyan ve ortalama 32 milyon dolar olarak ifade edebileceğimiz, Kozak Çam fıstığı ihracat geliri, kayıt dışı ile beraber yıllık 100 milyon dolara ulaşmaktadır.

Ayrıca Kozak yöresinin birincil geçim kaynağı Fıstık üreticiliği olmasına rağmen, diğer geçim kaynaklarının içinde % 60’lık bir dilimi kapsar. Yani geri kalan % 40’lık dilimde hayvancılık, tarım ürünleri (Üzüm, elma , domates, biber..vb) yetiştiriciliği, arıcılık gibi önemli faaliyetler yer alır.



Kısaca, bu çam ağaçlarının yok olması demek, yöre insanının %60 fakirleşmesi demektir.

selcuk44 beğendi.

Düzenleyen ayazkentli : 17-03-2010 saat 13:41 Neden: imla hatası.
ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 13:51   #22
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Şimdi de;
Kozak’ta açılması planlanan altın madenciliği işletmesine ait verilere bakalım:

Kozak Yaylası’nda Gelintepe ve Kaplan köyü mevkiinde açılacak Koza altın madenine ait ocakların işletme süreleri ortalama 7 yıl. (Kaplan ve Gelintepe ÇED olumlu raporunda belirtilmiştir)
Kozak Gelintepe mevkiinde açılacak ocaktan elde edilmesi öngörülen net gelir 2.101.760 USD/yıl.(Kaynak:ÇED raporu)
Kozak Kaplan Köyü mevkiinde açılacak ocaktan elde edilmesi öngörülen net gelir 87.000.000 USD/yıl.(Kaynak:ÇED raporu)

Toplam ortalama 89.200.000 USD/yıl eder.Yani Kozak Yaylası’nda kurulması planlanan bu iki ocaktan elde edilecek net gelir 89 milyon dolardır.Yedi yıl çalışacak olan ocakların 7 yıl sonunda elde edeceği gelir ise ortalama:624.400.000 USD’dır.

Tabiî ki bu rakamların ardından üzerinde şiddetle durulması gereken en önemli konu, ocakların birer maden faaliyeti olması sebebiyle bıraktıkları atıklardan, yarattıkları kirliliğe, kesecekleri ağaçlardan, bozulan bitkisel dokunun yeniden oluşturulma maliyetine kadar hiçbir konuya yer verilmemiş olmasıdır!

Yani bu rakamların içerisinde, ocakların yedi yıl boyunca bırakacakları atığın yarattığı kirliliğin yanında,bu atıkların taşınması veya yok edilmesi ile ilgili bir ıslah projesi maliyeti yoktur. Kesilecek 8000 ağacın hem maddi hem de ekolojik sisteme vereceği zarar maliyeti yoktur.

Bir günde bir ocakta 33, diğerinde 100-120 sefer sayısı ile yapılacak nakliyenin, o yörenin yollarına vereceği zarar maliyeti ile bu yoğun seferlerin yaratacağı karbondioksitin çevreye ve doğaya vereceği zarar maliyeti yoktur.

Daha bunun gibi onlarca zarar maliyetleri…

Kısacası bu rakamlar asıl maliyetlerin hesaplanmadan verildiği rakamlardır. Bu maliyetleri de hesapladığımızda, madencilik faaliyetinden elde edilecek gelirin çok çok düşük seviyelere ineceğini net bir şekilde görebiliyoruz. Çünkü sadece atıkların yok edilmesi ve ocakların kapatılıp yeniden eski haline döndürülmesi bile, bu şirketin ürünü elde etmek için yaptığı yatırımın çok üstünde yatırımlar yapmasını gerektiriyor. Ve bu da bir şirket için kesinlikle rantabl olmayacağından, bu konu ÇED raporlarında ayrıntıları ile irdelenmeyip, üstünkörü geçilmektedir.

Şimdi, Kozak’ta bu iki ekonomik değerin, yani Tarım ürünleri ve Fıstık İşletmeciliği ile Altın madeni işletmeciliğinin karşılaştırmasını net olarak ortaya koyalım:

Tarım gelirleri ve Fıstık İşletmeciliği Altın madeni işletmeciliği

Bir yılda oluşturduğu değer açısından;

*170-180 milyon dolar *89 milyon dolar

İstihdam açısından;

*Tam zamanlı 300 kişi *Toplam 100 kişi
Yevmiyeli 5 ay 5649,3 ay 4035 kişi
Diğer tarım ürünlerinde yevmiyeli 650 kişi

Yedi yılda elde edilecek toplam değer açısından;

*1.190.000.000 USD *623.000.000USD


Bıraktığı atıklar açısından;

*Sıfır atık (Her atık yakıtta kullanılıyor) *Ağır metal ağırlıklı, devasa boyutlarda pasa yığınları

Doğaya verdiği zarar açısından;

*Az bir miktar tarım ilacı dışında sıfır zarar *Ağaç kesimi, bitki örtüsünün bozulması, ağır metallerin doğaya yayılması, pasa yığınları, ekolojik dengenin bozulması

Geleceğe yönelik yatırım açısından;

*300 yıllık geçmişi ve 30 yıllık ihracat * 7-8 yıllık bir yatırım
mazisini baz alırsak, birkaç yüzyıl daha
yüksek gelir getirecek bir faaliyettir.


Ortaya çıkabilecek zararların yok edilme süreci ve maliyeti açısından;

*Böyle bir zararı yok. *Zarar gören bölgenin yeniden ıslahı için 50-60 yıl ve çok ciddi maliyetler gerekiyor.

Bölgede yaşayan insanların refahı açısından;

*30 yıldır sosyal,kültürel ve ekonomik hayat- *Böyle bir etkisi yok.
Fıstık çamı sayesinde en iyi düzeye gelmiş.

*Türkiye’nin kendi kendine yeten pilot bölgesi.
*8.000 kişinin tamamı ve çevre köylerden
gelenler için en büyük gelir kapısı. Köyden
kente göç yok. Gelecek için en büyük umutları.


Ve son olarak, Madencilik etiği açısından;

Bir madenin açılabilmesi için, o madenin topluma sağladığı fayda, üzerinde kurulduğu alanların sağladığı faydadan kat kat fazla olması gerekiyor!
Yukarıdaki bilançoya bakarak hangi değerin, ne durumda olduğunu net olarak görüyoruz. İlgili tüm merci, kurumlar ve kamuoyunun bilgisine…

Saygılarımla
Gülden Karabudak
Uluslar arası İlişkiler ve Dış Ticaret Uzmanı
Kozak Yaylası Çev.Kor.Dern.Basın Sözcüsü
Aralık 2009

selcuk44 beğendi.

Düzenleyen ayazkentli : 17-03-2010 saat 14:02 Neden: ilave.
ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2010, 10:18   #23
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Sevgili kardeşim ayazkentli, Gülden Karabudaklı'nın (Cam fıstığı ve altın işletmeciliği kıyaslaması) çalışmasını bizlere aktardığınız için teşekkür ederim , katkılarınızı bekliyoruz...


Düzenleyen Fatoş : 18-03-2010 saat 10:19 Neden: imla hatası
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2010, 10:39   #24
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
isyan çıglığı

Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 3. Bileşenler Kurultayı, yaşam alanlarında madencilik yapılanların isyan çığlığına dönüştü.

Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP) 3. Bileşenler Kurultayı, yaşam alanlarında madencilik yapılanların isyan çığlığına dönüştü.


Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP) 3. Bileşenler Kurultayı, yaşam alanlarında madencilik yapılanların isyan çığlığına dönüştü.


27-28 Şubat`ta gerçekleştirilen kurultayın özellikle ikinci günü, ülkenin dört bir yanından gelen yurttaşlar, yörelerindeki madencilik faaliyetlerinin çevreye, tarıma ve sağlıklarına olan etkilerini anlattılar. Kurultaya katılan TBMM Madencilik Sektörünü Araştırma Komisyonu üyesi 3 milletvekiline çığlıklarını duyurmaya çalışan yurttaşlar, milletvekillerinden, bir avuç sermayedarın değil canı yanan halkın sesini duymalarını istediler.


Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde 27 Şubat Cumartesi günü Dönem Sözcüsü Av. Berrin Esin Kaya`nın konuşması ile açılan EGEÇEP 3. Bileşenler Kurultayı`nın ilk gününde, platformu oluşturan bileşenlerin temsilcileri söz aldılar. EGEÇEP`in işleyişi ile ilgili tartışmaların da yapıldığı birinci gün, yeni yürütme kurulu ve komisyonların seçimi de gerçekleştirildi.


Kurultayın ikinci günü, EGEÇEP Yaşam Savunusu Ödülleri`nin hak edenlere verilmesi ile başladı. Ödül töreninden sonra, Çepeçevre Yaşam programının Kışladağ Altın Madeni ile ilgili 19 dakikalık özet bölümünün gösteriminin ardından, Prof. Dr. Beyza Üstün geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz Prof. Dr. Türkel Minibaş`la ilgili fotoğraflardan oluşan bir sunum gerçekleştirdi.


MADENCİLİK TARTIŞILDI


Belgesel gösteriminin ardından yapılan `Madenciliğin Yaşam Alanlarına Etkileri` konulu panele, TBMM Madencilik Sektörü Araştırma Komisyonu Üyesi AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da katıldı. Av. Arif Ali Cangı tarafından yönetilen panelde ilk olarak konuşan Yeşil Artvin Derneği Sözcüsü Bedrettin Kalın, Cerattepe`de yapılmak istenen altın madenine karşı verilen mücadeleyi `bir başarı öyküsü` olarak anlattı. Metalürji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemalettin Küçük, yargı kararlarının uygulanmadığını dile getirerek, `Çünkü hukuk güçlüden yana, biz hukuku toplumsallaştırırsak bu tür olumsuz etkileri o zaman ortadan kaldıracağız` diye konuştu.

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2010, 10:42   #25
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
KİMLERİ DİNLEMİŞLER!


Panelde konuşan Meclis Madencilik Sorunları Araştırma Komisyonu Sözcüsü MHP Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz, komisyon olarak şimdiye kadar birçok kurum ve kişi ile görüştüklerini söyledi. Cengiz`in görüşüne başvurdukları bilim insanları arasında saydığı Prof. Dr. Caner Zambak ve Prof. Dr. Ali Esat Karakaya`ya, salondan yoğun tepki geldi. Salondan birçok kişi, `Dinlenecek en son kişileri dinlemişsiniz. Bunlar bilim insanı değil altın şirketlerinin adamı` derken, tepkilere şaşıran Cengiz, bu tepkileri `Herkesi dinleyeceğiz` diye yatıştırmaya çalıştı.


Paneldeki konuşmaların ardından ülkenin dört bir yanından gelen yaşam savunucuları, bölgelerindeki alanlarla ilgili konuşmalar yaptılar. `Siyanürlü Altına Hayır`, `Ölüler Altın Takmaz` önlükleri giyerek kürsüye gelen İnay köylüleri adına İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı`nın, Kışladağ`da yok edilen doğayı, sakat doğan kuzuları ve zehirlenen insanları gösterdiği sunumu ve konuşması, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. (İzmir/EVRENSEL)

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2010, 11:29   #26
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
KOZA ALTIN İŞLETMELERİ'NİN AYRICALIĞINA SON VERİLMELİDİR!
Perşembe, 30 Temmuz 2009 10:36 Çevre ve Orman Bakanlığı'nın mahkeme kararlarını hiçe sayarak Bergama-Ovacık Altın Madeni‘nde faaliyetlerin devam etmesine izin vermesi nedeniyle Çevre Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Metalurji Mühendisleri Odası 29 Temmuz 2009 tarihinde ortak bir açıklama yaptılar.

Koza Altın İşletmeleri‘nin Ayrıcalığına Son Verilmelidir!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘ne bağlı aşağıda imzası olan meslek odaları olarak Çevre ve Orman Bakanlığı‘nı kuruluş amacına uygun davranmaya çağırıyoruz. Kozak Yaylası ve yörede geri dönüşü olmayacak yıkıma yol açacak maden ocaklarına izin vermeyiniz.

Bergama-Ovacık Altın Madeni‘nin faaliyetlerini hukuka aykırı bulan onlarca mahkeme kararına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına, Anayasa Mahkemesi‘nin Maden Kanunu ile ilgili iptal kararına ve en son Danıştay‘ın Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği hakkında verdiği Yürütmeyi Durdurma kararlarına rağmen, Çevre ve Orman Bakanlığı mevcut yasaları ve her düzeydeki yargı kararını yok sayarak başta Koza Altın İşletmeleri A.Ş. olmak üzere madencilik faaliyeti yürüten şirketlerin isteklerini yasalardan ve yargı kararlarından üstün tutmaya devam etmektedir.

Bergama ve Dikili yöresi, bölgesel ölçekte maden sahasına dönüştürülmeye başlanmıştır.

"Bergama-Kozak Köyü - Gelintepe mevkiinde", Bergama-Yerlitahtacı Köyü‘nde" ve "Dikili-İlçesi, Çağlan Köyü- Uyuzyaka mevkiinde" "Altın Madeni Açık Ocak" işletmeciliği için Koza Altın İşletmeciliği A.Ş. tarafından 2006 yılında ÇED başvuruları yapılmıştır. Söz konusu maden ocaklarının ÇED süreçleri kapsamında yapılan halkın katılımı toplantısında, yöre halkından hiç kimse madenin açılması doğrultusunda görüş bildirmemiştir. Ocaklarda çıkartılacak cevherin işletileceği Bergama-Ovacık Altın Madeni işletmesinin kapasitesinin dolmuş olması ve kapasitesinin artırılmamış olması nedeniyle ÇED süreci durdurulmuştur. Fakat üç yıl sonra, her üç ocak için de yeniden başvuru yapılmış ve 29 Temmuz 2009 Çarşamba günü Çevre ve Orman Bakanlığında 1. İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Toplantısı yapılacaktır. Yine Kozak Yaylasında bulunan Bergama Kaplan Köyü ve Dikili- Çukuralan Köyü sınırları içinde bulunan yine Koza A.Ş.ye ruhsatlı Altın Madeni Ocağı için 6 Ağustos 2009 tarihinde 1.İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısı yapılacaktır. Yani Kozak Yaylasının delik deşik edilmesi için izin sürecinin son aşamasına gelinmiştir. Çağlan, Yukarıbey, Yerlitahtacı ve Çukuralan Köyü sınırları içinde bulunan 4 ayrı maden ocağının içinde bulunduğu, KOZA A.Ş.ye verilen ruhsat sahaların büyüklüğü yüz km2‘yi aşmaktadır.

ÇED sürecinin başlatıldığı tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin(RG tarih ve sayısı:16.12.2003-25318) 10. Maddesine göre; " Proje sahibi özel formatın veriliş tarihinden itibaren bir yıl içinde Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunu Bakanlığa sunmakla yükümlüdür. Bu süre içinde Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu sunulmaz veya gerekçesi belirtilerek ek süre isteminde bulunulmaz ise başvuru geçersiz sayılır. Proje sahibinin süre uzatım talebi Bakanlıkça uygun bulunması halinde altı ayı geçmemek üzere bir defaya mahsus ek süre verilir." ÇED Yönetmeliği‘nin bu açık hükmüne, 2008 yılında ÇED Yönetmeliği‘nde değişiklik yapılmasına rağmen Çevre ve Orman Bakanlığı, eski başvuruları kabul ederek ve yeniden halkın görüşüne başvurmayarak yangından mal kaçırırcasına ÇED sürecini işletmektedir.

Altın şirketlerine hukuki açıdan yol göstericilik yapmak Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın görevi değildir.

Koza Altın İşletmeleri A.Ş. her defasında Çevre ve Orman Bakanlığı‘na başvurarak verilen yargı kararları ile yasalar ve yönetmelikler karşısında faaliyetine nasıl devam etmesi gerektiğini sormaktadır. Asıl ilginç olan ise Çevre ve Orman Bakanlığı‘nın her defasında söz konusu şirkete hukuki yol göstericilik yaparak; izlemesi gereken yol ve yöntemleri bildirmesidir. Bu şekilde Koza Altın İşletmeleri‘nin Çevre ve Orman Bakanlığı‘na yaptığı ÇED başvuruları, Bakanlık tarafından çevresel etki değerlendirme sürecinin en başından usulen ve bir takım şekli formalitelerden ibaret olarak ele alınmaktadır.

Koza Altın İşletmeleri A.Ş.ye yargı kararları ve yasalar karşısında tanınan ayrıcalıklar, kamuoyu tarafından çok iyi bilinmekte ve gelişmeler, ülkemizin doğal varlıklarının geleceği açısından kaygıyla izlenmektedir. Gelinen aşamada Koza Altın İşletmeleri A.Ş. kamuoyundan yükselen bu haklı tepkiyi susturmak için açılan davaların davacılarına, avukatlarına ve yaşanan hukuk tanımazlığı dile getiren gazetecilere karşı yüklü tazminat davaları açmaktan ve sahibi olduğu medya organları aracılığı karalama kampanyaları yürütmekten başka çare bulamamaktadır.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği‘ne bağlı aşağıda imzası olan meslek odaları olarak Çevre ve Orman Bakanlığı‘nı kuruluş amacına uygun davranmaya çağırıyoruz. Kozak Yaylası ve yörede geri dönüşü olmayacak yıkıma yol açacak maden ocaklarına izin vermeyiniz.

Çevre ve Orman Bakanlığı asli görevini yerine getirmelidir!

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-03-2010, 11:36   #27
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Bu maden şirketi acep kimin?.............!

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-03-2010, 12:47   #28
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Kozak'ı mahvedecek olan şirketin adının koza olması, ne kadar kötü bir ironi değil'mi?

Koza şirketi, amerikan ürünü olan malum cemaatin yandaşlarından ve ne yazık'ki, şu anda ülkeyi bu zihniyet yönetiyor.

ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-03-2010, 13:51   #29
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
BERGAMA ALTERNATİF ÇED TOPLANTISI YAPILDI


Koza Altın'ın Ovacık Köyü'nde ÇED toplantısının olduğu saatte, Bergamalılar, Kozaklılar ve ülkenin diğer yörelerinden gelen yurttaşlar ve meslek odaları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı "Halkın gerçek bilgilendirme toplantısı" düzenlenmiş ve söz konusu proje değerlendirildi.

Kozak çevre derneği ve Bergama çevre platformunun ortaklaşa düzenlediği toplantıya divan'ın oluşturulması sonrasında başlandı. Divan başkanlığını Erol ENGEL, yardımcılığını Yukarıbey muhtarı İlhan ÇAKIR'ın yaptığı toplantıda ilk sözü hukuksal süreci anlatmak üzere Av. Arif Ali CANGI'ya söz verildi.


Av.Ari Ali CANGI: Danıştay 6. dairesi tarafından yeniden yürütmenin durdurulması kararı verildi. Ancak maden tarafından yeni bir süreç başlatıldı ve ovacıkta ÇED halkın katılımı toplantısı yapılıyor. Yargı kararının arkasından dolanılması için yapılan Hukuksuz yeni bir süreç başlatılmıştır. Biz bugün burada bu nedenle toplandık ve Gerçek anlamda Halkın Katılımı toplantısını yapıyoruz.


Şimdi Kozak Yaylası'nda bulunan cevher Ovacık altın tesislerinde işletilmek isteniyor. Bugün gerçekleştirilen Ovacık'taki ÇED toplantısı bu nedenle yapılıyor. Bu nedenle bu toplantı en çok kozaklıları ilgilendiriyor. Biz Bakanlığa bu sürecin iptali için başvuruda bulunduk ancak gelen cevapta sürecin devam edeceği bildirildi. Son derece hızlı davranarak yeniden madenin çalıştırılması isteniyor. Hukukun arkasından dolanmaya çalışılıyor. Bizler ve Kozak'lılar çığlığımızı yükseltmeliyiz. Herkesin toprağına havasına suyuna ve Ülkesine sahip çıkması gerekiyor. Biz burada bir ilki gerçekleştiriyoruz. Toplantı halkın katılımı toplantısıdır ve gerçek halk buradadır. Diyoruz ki; Her yer Bergama ve hepimiz Bergama'lıyız.

Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yılmaz Kilim: Süreci uzatırız, hukuksal sürecin arkasından dolanırız ve madeni boşaltırız gideriz düşüncesi hakim. Artvin' deki mücadele sonucu madenciler çekip gitmek zorunda kaldılar. ÇED halkın katılımı toplantısı, yapılacak işlemin sonuçları konusunda halkın bilgilendirilmesi açısından önemli ve mutlaka halkın katılımı gereklidir. Bu nedenle bu toplantı çok önemlidir. Biz çevre mühendisleri odası olarak, haklı mücadelenizde her zaman yanınızda olacağımızı bildirir saygılarımı sunarım.


Prof. Dr. Ali Osman Karababa: Bergama sağlık açısından bir laboratuar. Çünkü altın madeninin sağlık açısından neler getireceğini Bergama'da yakından göreceğiz. Madencilik etkinliği sonucunsa toprakta yer alan ağır metaller aktif hale geçip sağlığı tehdit edecek şekilde yaşam ortamına karışıyor. Bergama'da alınan su örneğinden ölçtüğümüz arsenik miktarı izin verilen miktarın 25 katı kadardı. İzmir'de sularda bulunan ve pek çok insanın korku ile yaklaştığı arsenik miktarının çok daha fazlası Bergama suyunda olmasına rağmen hiç bilgi verilmiyor kıyamet kopmuyor. Bu suyu içmek zorunda bırakılıyoruz ve bu su ile beslenen bitkileri yiyerek alınan arsenik miktarı katlanıyor. Dolayısıyla çocuklar anne karnında gelişmesin düşsün, anomali doğumlar gerçekleşsin, bu bölgede yaşayan insanlar prostat, Akciğer, troid vs. kanseri olsunlar diyorlar. İnsan sağlının bedeli var mıdır? Üç kuruşluk altın karşılığında sağlığımız hiçe sayılıyor. Ben bir sağlıkçı olarak, bir Türkiye vatandaşı olarak bu uygulamaya karşıyım. Bağlı olduğum Tabip odası, Türk Tabipler Birliği' de karşıdır. Saygılar sunuyorum


Metalurji Müh. Genel Başkanı-Celalettin Küçük görüşlerini bildirmek üzere kürsüye çağrıldı: Bergama, Eşme, Gümüşhane ve dünyanın pek çok yerinde her defasında farklı şekilde bizi kandırıyorlar. Yargı karları uygulanamıyor. Biz Türk Mühendisleri ve Mimarları odaları olarak bu uygulamalara karşıyız. Başbakan diyor ki; odalar bizi engelliyor, evet engelliyoruz. Benim kozaklılara da lafım var; Topaklarınızı satmayacaksınız, topraklarınıza sahip çıkacaksınız. Bergama halkı neler olacağını çok iyi biliyorlar. Ve şimdi Kozak yaylası'nın ve Havran'ın topraklarına sahip çıkmasını istiyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum

İLHAN ÇAKIR (Kozak Yukarıbey Muhtarı): Kaplanda yapılan ÇED toplantısında 1 ton kayadan 4 gram altın alacaklarını söylediler. Yani 4 gram altın için kozak deşilmez. Durumumuz çok kötü. 10 sene çalışıp 20 milyon dolar Türkiye'ye girdi sağlayacaklarmış. Her yıl sadece fıstıktan 50 milyon dolar girdi sağlanıyor. Üzüm, şarap, elma vs. katmasak bile bu kadarını da mı bilmiyorsunuz? Kozak su deposudur. Balıkesir ve pek çok yer kozağın suyunu içiyorlar. Bunlar için felaket olacak. 800 metreye indiklerini duymuştuk ama daha kötü bir durumda. Ben araştırdım 4 aydır çalıştıkları yerde çok büyük bir su alanı bulmuşlar ve aynı zamanda aynı bölgede fay hattı olduğunu ve suyu aşağıya indirmeleri gerektiğini söylediler. 1000mx1000 m boyutlarında çukurlar açılacağı söyleniyor peki bu sular ne olacak, biliyorsunuz küresel ısınma ve susuzluk tehlikesi var. Kuraklık nedeniyle tasarruf sudan tasarruf edin deniyor, peki bunlar ne olacak. Biz daha fazla bilgi edinmek istiyoruz. Burada profosörler, Odalardan uzmanlar var. Lütfen su konusunu daha fazla işleyin. Hepinize teşekkür ediyorum.

SITKI BİLGİ (Kozak Aşağıbey Muhtarı) : Biz altın madenciliğinden son derece kaygılıyız. Bizim altınımız çam fıstığıdır. Dünyanın en kaliteli fıstığını yetiştirip, yılda 50-60 milyon dolar girdi sağlıyoruz. Şimdi altın madenciliğine ne gerek var. Her iş her yerde yapılmamalı. Bir çoban nasıl Ankara'nın İzmir'in göbeğinde hayvancılık yapamazsa, dünyanın ender yerlerinden olan kozak ta da madencilik yapılamamalı. Yalnız fıstığımızdan değil, yeraltı sularından da kaygı duymaktayız. Ben 20 yıllık muhtarım. Daha önce kozak'ı değerlendirmeye gelen bilim insanları suların iyi kullanılmaması halinde çöl olacağını söylemişlerdi. Şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü şimdi maden çalışması yapabilmek için yüzeydeki suyu indirmek için fay hattı arıyorlar. Biz kozağın endemik bitki örtüsünün bozulmasını istemiyoruz. Endişemiz büyük. Bize katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.

REVAETTİN YILDIZ (Kozak Karaveliler Muhtarı): Tüm katılımcıları selamlıyorum. Kozak havası suyu ve fıstık çamıyla özel yerlerden biridir. Ormanlar dünyanın akciğerleri olduğunu söylüyoruz . Peki neden ormanlarımızı yok ediyoruz. Tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Mehmet Emin Demirtaş (Kozak Hisarköy muhtarı): Bizde tüm arkadaşlarımız gibi bu konulardan şikayetçiyiz. Devletimiz bize sahip çıksın. Saygılar sunuyorum.

SELİM DEMİRCAN (Kozak Çevre Derneği Başkanı) : Öncelikle bizi yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyorum. Maden bizler üzerinde oynadığı oyuna devam ediyor. Sanki yargı kararı yokmuş gibi hala maden için işlemlere devam ediyorlar. Altın madeni halkın sempatisini kazanmak için madenci işi olmadığı halde, krizden de yararlanarak çam fıstığı kozalağı alıyor. Cam fıstığı için depo ve tesis kuracağını söylüyor. Neden tesis kuracakmış, çam fıstığı altıncıların işi mi? Bizim şimdiye kadar fıstığımızı altın madencileri mi alıyordu. Madenciler çaresizlikten her fırsatı değerlendirmeye çalışıyor. Yardım paketleri hazırlıyorlarmış. Yardımda bulunacaklarmış. Kozak yaylasının sadakaya ihtiyacı yok. Kurtuluş savaşında olduğu gibi madencilerin de oyunu bozulacaktır. Arkadaşlarımızdan bu konuda dikkatli olmalarını rica ediyorum. Kozak'ın işe de istihdama da ihtiyacı yok. Bizler madenciliğe karşı değiliz ama çevreye insana zarar vermeden yapılmasını istiyoruz. Her yerde her şey yapılmaz. Kozak'ta madencilik yapılamaz. Kimse 10 yılda 20 milyon dolar girdi için Kozak'ı feda etmesin, biz yılda 50 milyon dolar girdi sağlıyoruz. Saygıları sunuyoruz.

Berna Karabudak (yukarıbey köylüsü): Bize destek veren herkese teşekkür ederim. Altın madeni bizi yenemeyecek, mücadelemiz sürecek Kadınları yenemeyecekler, hepinize teşekkürler..

Muammer Sakaryalı (İnay Vicdan Hareketi sözcüsü): İnay'da bizim mücadelemiz bir yol aldıysa bu kadınlar sayesinde oldu. Kadınlar olmadan bizim çabalarımız beş para etmez. Kadınlar burada daha çok konuşmalıdır. Ben konuşulanları izledim gözledim halkın gerçek katılım toplantısı buradadır. Burada Kozaklı köylüler onların temsilcisi muhtarlar konuşuyorlar. Parayla tutulmuş insanların bulunduğu yer halkın katılım toplantısı olamaz. Ben bir ay önce ovacıkta yapılan ÇED toplantısına katıldım. Bir orkestra şefinin el işaretiyle oturup kalkan bindirilmiş kıtaların bulunduğu bir topluluk vardı, bu halk olamaz.
İnay'da bir zehirlenme vakası yaşadık. Araştırılmasını istedik. Doğum yapan kuzularda anomaliler vardı. Kuzunun bacağı, burnu, gözü yoktu. İnsanlar çocuklarımız da böyle mi doğacak korkusu içindeler. Kaygılıyız kaygılarımızı giderin dedik. Kimse bizi ciddiye almadı. Şimdi görüyorum Kozaklı kadınlar bu işin peşini bırakmayacaklar, biz bırakmıyoruz. Bize bir bakın biz de vatan haini suratı var mı? Toprağı, ağacı, arıyı, suyu sevdik. Onların vicdanını sorguladık diye bize saldırıyorlar. Umut ellerimizde..umut Kozaklıların kol kola girebilmesinde, Kozak ile Eşme ve Bergama'nın kol kola yürüyebilmesinde. Teşekkürler.

Osman Özgüven (Dikili Belediye Başkanı): Bergama faaliyete başladığından bu yana birileri para kazanmak için mücadele verirken, birileri de insanları zehirliyorsunuz diye mücadele veriyorlar. Burada bir çok bilim insanı var, onlar yıllardır koşturuyorlar . Ama onlara vatan haini diyorlar biz de onların yanındayız ve vatan hainliğine devam ediyoruz. Biliyoruz, Bergama'da da torbalar dağıtmaya başladılar. Ancak mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Midilli de yapılan bir toplantıya katıldık ve burada yapılan altın madeni nedeniyle adalara zarar vereceği endişesi içindeler. Adalarda ve Yunanistan'da bu nedenle faaliyetler sürüyor. Eninde sonunda bunun zararı Dikiliye de gelecek. Sadece Bergama ve Dikili'nin değil bu sorun tüm insanların sorunudur. Bu nedenle bilim insanları da, bizler de hep birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz ve bir gün hukuk doğadan ve bizden yana da işleyecektir.

SEFA TAŞKIN(Bergama eski belediye bşk.): Bu güzel toplantı ile birlikte şunu görüyorum ki, Bergama'nın başlattığı mücadele geleneği hala sürüyor. 18 yıl önce Bergama'da güzel kadınların ve erkeklerin uluslararası tekelci ve yerli işbirlikçilere karşı cesaretle başlattığı mücadele hala sürüyor. Burada altın buldular ve dünyanın en zehirli maddesi olan siyanürle çıkarmaya çalışıyorlar. Siyasetçilerin hoşgörüsüyle yıllardır, aleyhinde çıkan pek çok yargı kararına karşın madeni işletmeyi sürdürdüler. Ve 7-8 yıldır neredeyse Ovacık'ı bitirdiler ve orayı bir zehir çukuru haline getirdiler.Şimdi o havuzlardan zehirli maddeler sulara sızıyor e biz o suları kullanıyoruz. İnanıyorum ki 10 yıl sonra Bergama kanser Hastaneleri ile ünlenecek. Şimdi sıra Kozakta. Böyle bir bölgede siyanürün işi ne ? Orası doğal sit alanı olması gerekir. Ve 1-2 işbirlikçi dışında kimsenin karı olmayacak. Kozakta yapılacak altın madeni nedeniyle Bergama daha da zarar görecek. Çünkü oradaki kirlenen yeraltı suları Bergama'daki kirliliği katlayacak. Sadece Bergama'nın doğasını değil, insanlarını da gözden çıkardılar. Kozaklılar çok şanslısınız, çünkü dünyada görülmemiş bir mücadele örneğinin deneyimlerinden faydalanacaksınız. Burada bulunan bilim insanlarından korkmayın ve onlara yaklaşın vatan haini değillerdir. Burada olduğunuz için çok mutluyum. Görüyorum ki, Kozaklılar başlarına geleceklerinin farkındalar. Altın madeninden yana olan muhtarları seçmeyin, altına karşı olan muhtarları ödüllendirin. Madencilerin olanakları ve güçleri var, bakın Kanaltürk'ü aldılar, Bugün gazetesi onların. Ancak siz kararlı olmanız durumunda siz onlardan çoksunuz ve güçlüsünüz. Faklı partilerin insanları olabilirsiniz ama bu topraklara sahip çıkmak için yan yana gelin. Çevre mücadelesinde bilim insanları ile birlikte el-ele verin.

YEKTA ÜNSAL(Tema Vakfı Temsilcisi): Söylenebilecek her şey söylendi. Ben Türkiye'de bir ilkin yaşandığına tanık olduğuma inanıyorum. Burada gerçek halkın katılımı toplantısı yapılıyor. Hukuk insanlar için varsa, hukuk burada. Bu kadar kalabalığı görünce heyecanlandım. Herkese teşekkür ediyorum

GÜMÇED temsilcisi Bora Bey: Bizlerle yola çıkan herkes söylenecek her şeyi söylediler ben Anayasanın 56. maddesinde herke "Sağlıklı bir çevrede. Yaşama hakkına sahiptir" der. Peki kozaklılar böyle bir yerde yaşarlarken neden şimdi onları zehirle yaşamaya mahkum ediliyorlar. Dünyada Altın çıkan ülkeler değil, çıkaran ülkeler zengindir. 5177 sayılı Bu talan yasası yürürlükte kaldıkça bu mücadeleyi vermek zorundayız. Birlikteyiz, beraberiz, birlikten güçlük doğacaktır.

EGEÇEP SÖZCÜSÜ ERHAN İÇÖZ: Ovacık altın madeni tüm Ege'yi mahvedecek. ÇED raporunda diyorlar ki, 3.8 ton altın madeni kaldı, biz 7 yıl daha faaliyetimizi südüreceğiz diyorlar. 3.8 ton altın madeni 1 yılda biter. 7 yıl daha sürmesinin nedeni Kozak, Havran ve diğer bölgelerdeki altın madenlerini de işleyecekler, 7 yıl sonra 10 yıl daha diyecekler. Onlar altını savunuyorlar, biz yaşamı… İzin verecek miyiz? (KÖYLÜLER HEP BİR AĞIZDAN: HAYIIIR)… Ama korkuyorlar, günlerdir Kanaltürk'te bizi karalayan haberler yapıyorlar. Korkuyorlar.
Kozak yaylası su deposu, Kozak'taki su Balıkesir'den tutun da , Altınoluk, Dikili ve daha pek çok yere Kozak suları yayılıyor, bu nedenle sorun tüm Ege'nin sorunudur. Kozak yaylasının tamamı için altın madeni arama ruhsatı vardır. Şimdi birkaç yerde başlayıp, sonra sizin direncinizi kırdıkça diğer yerleri de delik deşik edecekler. Bizler ne zaman çağrılırsak bilim insanı hukukçular olarak yanınızdayız. Biz halkız, haklıyız ve kazanacağız.

EGE KİMYA MÜH. ODASI BAŞKANI ERTUĞRUL BARKA: Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Namusum üzerine yemin ederim vatanım için konuşacağım ve yalnızca gerçeği söyleyeceğim. Bu vatanımızın, hukukumuzun mücadelesi. Neden bunlar biz ve bizim gibi ülkelerin başına geliyor. Kapitalizm yine krize girdi ve bu krizi bizim üzerimizden aşmaya çalışıyorlar. Bunun için 12 Eylül oldu, 12 Mart oldu, iktidara kendi adamlarını getirdiler. Siz siyaset yapmayın dediler. Neden? Bizi sömürmek için yalnızca insanı değil, toprağını, suyunu, denizlerini, yeraltı kaynaklarını sömürmek için. Emperyalist şirketlere peşkeş çekmek için… Uyanın arkadaşlar vatandır tehlikede olan. Onlar altınsa biz üstünüz.

İZMİR ÇEVRE MÜH. ODASI BAŞKANI HALİL GEZER: Merhaba, tüm meslektaşlarım adına hepiniz selamlıyorum. Bu halkın katılımı toplantısıdır, altın madenciliği bilgilendirme toplantısı için buradayız. Ben Altın Madenciliğine karşıyım. Altın madenciliği çevreye, insana zarara vermeden yapılabilir ancak bu karlı bir iş değildir. Yani birisine altın madeni işlet ama çevreyi kirletmeden canlı yaşamına zarar vermeden yap denmiş olsa kimse yapmaz. Tekelci uluslar arası şirketler tarafından bu gün ülkemizde altın madenciliği yapılıyorsa bize değer verdikleri için değil, bizi değersiz gördükleri için yapılıyor. Biz altın madenciliğine karşıysak çevreyi, ülkemizi, insanı, yaşamı sevdiğimiz için istemiyoruz. Ülke girdisi artacak diyorlar. Peki kimin cebine girecek bu girdi? Kozaklılar söyledi biz yılda 50milyon dolar girdi sağlıyoruz diye, peki bu kimin cebine giriyor? Halkın cebine, işte bunu istemiyorlar. Bizler, sizler ülkemizi seviyoruz ne Bergama, Kozak, Efemçukuru, İnay ve tüm Türkiye'de altın madenciliğine karşıyız. Bu yalanlara kanmayalım. Tekrar ediyorum: Altın madenciliğinden ülkemizin hiçbir kazancı yoktur, çıkarılmasın istemiyoruz. Kayıtlara açıkça geçmesini istiyorum. Biz başaracağız bir geleceğimizi savunacağız, çam fıstığı, pamuk, vs.bize yeter. Altın toprak altında kalsın ileride yaşama uygun bir yöntem olması mümkün olursa, kendi altınımızı kendimiz çıkarırız. Saygılar sunuyorum.

ELELE HAREKETİ DÖNEM SÖZCÜSÜ MUSTAFA GÜL: Şimdiye kadar Bergama halkının yanındaydık ve bundan sonrada yanında olacağız. Mücadelemiz zor ancak, biz halkız bir gün mutlaka kazanacağız.

İDA ÇEV. DER. SİYAMİ DEMİR: Altınoluk'ta kurduğumuz çevre derneğimizden arkadaşlarımla size destek olmak üzere geldik. Ben neden çevreci olduğumu anlatacağım. Çelik işçisi olarak ciğerlerimin pek çoğunu kaybettim. Oksijenin bol olduğu Altınoluk'ta yaşamam gerektiğini söylediler. Buraya yerleştim, ama öğrendim ki buranında hava ve suyu kirletilecekmiş. Bu nedenle 50 yaşından sonra çevreci oldum. Saldırı yöresel değil küreseldir. Hepinize saygılar sunuyorum.

ORMAN MÜH. ODASINDAN FEVZİ YILMAZ: Değerli Bergamalılar ve kozak yaylasının cesur yürekli savaşçıları. Muhtarların konuşmaları bizi cesaretlendirdi. Çok teşekkür ederim. İSKİ'de yeşertilip DSİ'de da büyütülen ve bakan yapılan bir çevre bakanımız var. Turgut'lu Nikel madenlerini İngilizlere veren bir çevre bakanımız var. Biz Kozak'ı çamları temiz suları ve temiz havasıyla biliriz. Bu maden bana Gazze işgalini hatırlattı. Orada su kaynaklarını duvarla çevirip Gazze halkını felakete süreklenmesini isteyenlerle Bize bu maden yayasını dayatılarak ülkemizi talan etmek-ettirmek isteyenler aynı güçlerdir. . Tüm kozak ve Bergamalıları kutluyorum.

Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel: Arkadaşlar, yüreğimiz yanıyor, bu güne kadar Kozak yaylasını güzellikleriyle andık. Piknik yaptık, yürüyüş yaptık, Kozağa gidince geri gelişimiz gelmiyor. Bu izinlere imza atan insanların kozağı götürüp hangi vicdanla imzalarını attıklarını sormak gerekiyor. Devlet Bergama'yı gözden çıkardı. 4 gram altın için 9996 kg toprağı ne yapacaksınız… 2. havuz yapmak için uğraşıyorlar, biz ona 2. doğa mezarlığı dedik. Orada Kozağı diri diri gömmek istiyorlar. Buna dur diyemezsek oradaki pasa dağları silsile halinde çoğalacak. Altınlar alınınca bu zehirli ve üzerinde ot bitmeyen toprak ne olacak…? Şimdi kozakta sondaj alanı var. Sen ne yapıyorsun diyen yok. MTA'yı göreve çağırıyoruz. Talanın boyutunu anlayamıyoruz. Burada çok zengin su kaynakları var. Eskiden 60 metreden su çıkarken şimdi 200 metreden çıkıyor. Bergama gözden çıkarıldı 2. atık havuzunun yanında bulunan seralarda pek çok işçi çalışıyor. Eğer 2. Atık havuzu yapılırsa seracılık bitecek. Altıncı Şirkete Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından çevre ödülü verildi. Onlara soruyorum; Yöredeki sulu tarım bitmek üzere, neredeyse bir şehrin tükettiği su kadar su tüketecekler, Kozağı Bergama'ya gömecekler bunun için mi ödülle teşvik ediyorsunuz. Amerikalıların gerçekleştiremediğini işbirlikçi tarikatçı Koza şirketi gerçekleştirdi. 2005 yılında çevre gününde, 2006'da Dikili'de festivalde, en son 28 Kasım 2008 da bizlere saldırdılar. Bu cemaatin yetkililerine soruyorum yeryüzünün cenneti Kozağı gömmek hangi vicdana sığar?
Kozaklı kadınlarımızdanNeziha Solak: Biz Kozak'ta altın madeni istemiyoruz. Biz fıstığımızı satıp paramızı kazanıyoruz. Kozaktan gitsinler. Ben korkuyorum bu gidişle her şey bitecek sıra kadınlara gelecek. Biz istemiyoruz, gitsinler.
Yasemin Safran: Muhtarlara sesleniyorum. Koza altın şirketine fırsat vermeyelim, Halkımızın yoksulluğundan faydalanıyorlar. Bunlara fırsat vermeyelim elele verelim.

SERKAN….(emekli işçi): Bizler ağaçların kesilmemesi için yol kesme eylemi yapmıştık. Ancak o mücadele içinde birileri bu işe siyaseti bulaştırmayın dedi, bu işin çevre işi olduğunu söyledi. Siyasetle topraklarımız kirlenirken siyaset yapmamak mümkün mü? Topraklarımızı havamızı suyumuzu kirletenlerle ilgili kararları biz değil, bu kararları siyasiler aldı. Bize seçtirilenlerin kararları ve bizim lehimize değil emperyalistlerin lehinedir. Burada her şey siyasidir bizi ve çevrimizi emperyalistlere peşkeş çeken siyasilerdir ve bunları başımızdan defetmek gerekir. Saygılarımız sunuyorum

ÖZGE CANDAN: Bergamalı bir kadın olarak konuşuyorum. Peyzaj mimarıyım. Gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Kanser vakaları giderek artıyor. Kadınlarda meme kanseri, erkeklerde beyin hasarı oluşuyor. Emperyalistlerin yalanlarına kanmayın. Oluşturulan suni tepeler, Zehirli topraktı, dikkat çekmemek için üzerlerine humuslu toprak atıp zeytin ektiler. Zeytinlere inanılmaz vitamin veriyorlar. Bu kandırmaca, oradaki dağlar nedeniyle rüzgar alınamıyor, bu nedenle nemden mantar oluşuyor. Orası(pasa dağlarının civarı) bamya yetiştiricisi ama mahsül alamadılar. Borca batmış durumdalar. Aynı şeyler Kozak'ın da başına gelecek. Tarih bize öğretti, direnen insanlar kazanacaktır. Birbirimize destek olmalıyız. Umut ellerimizde, teşekkür ederim.

selcuk44 beğendi.
Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-03-2010, 15:31   #30
Ağaç Dostu
 
Fatoş's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,660
Galeri: 120
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Fatoş Mesajı Göster
Ormanın son durumu...
Canim Kozak!...Bir zamanlar içinde özgürce dolaştığımız, koştuğumuz oynadığımız ormanlarına engeller,yasaklar kondu.Neler oluyor bu cennete,ne zaman bitecek üstüne yapıştırılan bu hüzün, bu acı?...

Fatoş Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 04:02.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024