agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 08-08-2008, 19:10   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
HES / Doğu Karadeniz'de Hidroelektrik Santraller

İkizdere'de "Vadime dokunmayın" mitingi

Rize'nin İkizdere vadisinde yapılması planlanan hidroelektrik santraller, ilçede düzenlenen ''Vadime dokunmayın'' mitingiyle 8 Ağustos, 2008 günü protesto edildi.


Alıntı:
Endemik bitki ve canlı çeşidi açısından dünyanın en önemli 200 vadisinden biri olan Rize’nin İkizdere Vadisi’nde yapılması planlanan 16 regülatör ve hidroelektrik santralına karşı yöre halkı büyük mücadele veriyor. Kadem Ekşi başkanlığında İkizdere Derneği çatısı altında toplanan halk "Vadime dokunmayın" diyerek, idare mahkemesinde iptal davası açtı.

Doğal güzelliği, endemik bitki ve canlı çeşitliliği bakımından dünyanın en önemli 200 vadisi arasında yer alan İkizdere’ye yapılması planlanan 16 regülatör (REG) ve hidroelektrik santralı (HES), bölge halkını ayağa kaldırdı.

Başkanlığını Kadem Ekşi, Genel Sekreterliğini Recep Coşkun’un yaptığı İkizdere Derneği çatısında örgütlenen bölge halkı, Rize Bölge İdare Mahkemesi’ne iptal davası açtı.

"www.vadimedokunmayin.com" internet sitesini kurarak kamuoyuna bölgede yaşananları tüm detaylarıyla anlatarak projenin önüne geçmeyi planladıklarını belirten Kadem Ekşi, İkizdere Vadisi’nde yapılacak REG ve HES’lerin ülke ekonomisine ve bölge halkına ciddi hiçbir katkısı olmayacağını söyledi.

Ekşi, Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. verilerine göre 2007 Türkiye elektrik üretiminin toplam 191 bin 237 GWh (GigaWat-saat) olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: "Vadimiz üzerinde planlanan HES’lerin yıllık ortalama üretimi toplam 1344 GWh olacak. Türkiye toplam elektrik üretiminin ancak binde 7.02’si vadimizde üretilecek. Bu kadarlık bir enerji için dünyanın en önemli 200 vadisinden biri feda edilir mi? Elektrik enerjisi üretmenin alternatifleri var fakat ikinci bir İkizdere Vadisi yok."

İkizdere’nin AKP’li Belediye Başkanı Hasan Köseoğlu’nun da kendilerine büyük destek verdiğini söyleyen Ekşi, vadisi üzerinde DSİ tarafından EPDK çatısı altında Su Kullanım Hakkı Kanunu çerçevesinde su rejimini değiştirerek bir dizi regülatör ve hidroelektrik santralı yapılması planlandığını vurguladı.

Derelerin önü kesiliyor

Ekşi, şöyle devam etti: "Vadimiz üzerinde hiçbir bilimsel araştırma ve havza planlaması yapılmadan Cevizlik HES ve Yokuşlu HES ile birlikte, DSİ ve Elektrik Etüd İdaresince planlanan, Demirkapı-Dereköy, Rüzgarlı, Tozköy, TozköyII REG ve HES’ler ve tüzel kişiler tarafından geliştirilen REG ve HES projeleri bulunuyor.

Tüm bu yatırımlar bölgenin ekolojik yapısını ve sosyal yapısını altüst edecek. Vadimizi baştan aşağı dolduracak olan 16 adet REG ve HES projeleri derelerin kurumasına sebep olacak ve yemyeşil olan bitki örtümüzü de aşağıdan yukarıya doğru sarartmaya başlatacak. Suyun ekolojik, sosyal ve kültürel yapının temeli olduğu bu bölgede derenin rejiminin değiştirilmesi İkizdere halkı tarafından kesinlikle kabul edilemez."

Telafisi imkansız darbeler

Ekşi, İkizdere Vadisi’nin binlerce bitki ve canlıyı barındıran yeşilliğini yüzyıllardır "Gürül gürül akan" derelere borçlu olduğunu belirtti. Ekşi, vadide yapılacak baraj ve regülatör çalışmalarının yöreye telafisi imkansız darbeler vuracağını söyledi.

İnşaat da direniş de sürüyor

YÜZBİNLERCE ağacı tehdit edecek regülatör ve santral inşaatları hızla sürerken, İkizdere Vadisi’nde yaşayanlar, yeşil örtüyü korumak için mücadeleden vazgeçmiyor. Yeşille maviyi ve bulutları buluşturan vadi doyumsuz bir güzelliğe sahip. İkizdere, üzerine tesis kurulması planlanan derelerin yardımıyla oluşan bitki örtüsü sayesinde binlerce canlıya da ev sahipliği yapıyor.

Kadem Ekşi, İkizdere ve kollarının, Doğu Karadeniz’in bakir kalmış, yaban hayatı korumuş, sürdürülebilir hayatı devam ettirebilen son havzalardan biri olduğunu belirterek, bölgenin ekolojik turizm açısından yüksek potansiyeli olduğuna dikkat çekiyor. İlçenin turistik özelliklerinin keşfedilmemiş olduğunu belirten Ekşi bunları akarsular, yaylalar, buzul gölleri, flora ve fauna, likapası (yaban mersini), dağ horozu, balı, vadileri ve termal suyu diye sıralıyor. Ekşi, bölgede yayla turizmi, dağcılık, termal turizm, rafting, kuş gözlemciliği, kış turizmi, yamaç paraşütü, doğa, manzara ve macera turizmi gibi alanların geliştirilebileceğini belirtiyor.
Muhammet Kaçar / DHA / Rize
www.rizecity.com



İkizdere Kaymakamlığı sitesinden...

İkizdere fotoğrafları 1

İkizdere fotoğrafları 2

İkizdere fotoğrafları 3

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2008, 12:17   #2
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 02-11-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 57
Gerçekten Süper.

Katsuz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2008, 00:16   #3
Ağaçsever
 
Ayhan Ege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-08-2008
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 60
Galeri: 7
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
İkizdere'de "Vadime dokunmayın" mitingi

Rize'nin İkizdere vadisinde yapılması planlanan hidroelektrik santraller, ilçede düzenlenen ''Vadime dokunmayın'' mitingiyle 8 Ağustos, 2008 günü protesto edildi.
Sitelerde malesef destek için bir olanak göremedim (imza listesi gibi). Çiçekler iç hoplatıyor, haberlerse göz yaşartıyor.

Ayhan Ege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-01-2009, 09:10   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Galeri: 225
İkizdere Doğu Karadeniz'de Rize'ye bağlı bir kasaba. Doğu Karadeniz Sıradağlarının ucundaki Rize Dağları kasabaya o doğa harikası görünümünü verir. Bol yağış aldığı için orman örtüsüne sahip olan bu dik ve muhteşem dağlar yer yer derin vadilerle yarılmıştır. İşte İkizdere Vadisi onlardan biridir. Su kaynakları boldur. Dağların yüksek yerlerinde yemyeşil çayırlarla kaplı Alp tipi yaylalar yer alır. Rize Dağlarının tepelerinden kendine bir yol bulan Çamlık ve Çimil dereleri ile Karadere İkizdere'de toplanır... Yörede buzultaşlar, buzulyalaklar ve buzyalağı göller vardır. İşte böylesine muhteşem olan bu yöremizle ile ilgili güzel bir haber:

Name:  ikizdere_169.jpg
Views: 15910
Size:  46.7 KB


İkizdereli çevrecilerin hukuk zaferi

Rize’nin İkizdere Vadisi’nde yapımı süren Cevizlik Hidroelektrik Santrali (HES) inşaatı için ÇED raporunun iptali istemiyle Rize İdare Mahkemesi’nde açılan dava çevrecilerin lehine sonuçlandı.

Mahkeme, ÇED raporunda belirtilen canlı yaşamın devamı için dereye 500 litre/saniye su bırakılması yönündeki kararı, en az 2800 litre/saniye olması yönünde değiştirerek yürürlükteki ÇED raporunu iptal etti. İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi, mahkeme kararının ardından inşaat çalışmalarının derhal durdurulması çağrısında bulundu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan (EPDK) iki yıl önce üretim lisansı alan Sanko firması, ÇED raporunun ardından, İkizdere Vadisi’nde 95 megawatt kurulu gücünde Hidroelektrik Santrali (HES) yapımına başladı. Endemik bitki ve canlı çeşidi açısından dünyanın en önemli 200 vadisinden biri olan İkizdere Vadisi’nde HES inşaatlarının başlamasının ardından yöre halkı da hukuk mücadelesi başlattı. Cevizlik HES inşaatının durdurulması ve ÇED raporunun iptali istemiyle İkizdere Derneği öncülüğünde Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu tarafından 2007 yılı Mart ayında Rize İdare Mahkemesi’ne dava açıldı. Dava kapsamında geçen yıl Mayıs ayında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden gelen bilirkişi heyeti bölgedeki incelemeler yaptı, daha sonra da rapor hazırladı. Raporda, saniyede 500 litre su bırakılması halinde deredeki canlı yaşamın zarar görmeden devam edebileceği yönünde görüş bildirildi. Bunun üzerine mahkeme, ÇED raporunda belirtilen 150 litre/saniye yerine dereye 500 litre/saniye su bırakılmasına karar verdi. Sanko firması ise bu oranı 750 litre/saniyeye çıkardı.

BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ

Ancak bu oranla derenin kuruyacağını ve canlı yaşamın yok olacağını öne süren yöre halkı, DSİ’nin raporlarına dayanarak yıllık ortalama 27.66 m3/sn su akışının olduğu İkizdere deresinde canlı yaşamın yok olmaması için, yüzde 25’i oranında, yani 6.91 m3/sn su bırakılması gerektiği iddiasıyla bilirkişi raporuna itiraz etti. İtirazı kabul eden mahkeme, bölgede yeniden bir bilirkişi heyetinin inceleme yapmasını kararlaştırdı.

Yapılan ikinci bilirkişi incelemesi sonucunda biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği için 2800 litre/saniyelik bir debiye ihtiyaç olduğu görüşüne yer verildi. Bilirkişi kararı üzerine 23.01.2009 tarihinde Rize İdare Mahkemesi, proje sahibi firma tarafından dereye bırakılması taahhüt edilen 750 litre/saniye su miktarının bu dere üzerindeki ekolojik dengenin sürdürülebilmesi ve sucul yaşamın devamlılığı için yeterli olmadığı sonucuna karar verip, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunu iptal etti.

Kararın ardından İkizdere Derneği, Çevre ve Orman ile Enerji Bakanlığı, Rize Valiliği ve Sanko firmasına ÇED raporu olmayan HES inşaatının devam etmesinin mümkün olmadığının yasalarda belirtildiği gerekçesiyle durdurulması yönünde tebliğde bulundu. Dernek, inşaatın buna rağmen devam etmesi halinde ilgililer hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağını duyurdu.

MAHKEME VADİME DOKUNMAYIN’ DEDİ

İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi, mahkemenin bu karar ile “Vadime dokunma” dediğini belirterek, “Yargı beklendiği üzere vadimizin yeşil kalması gerektiği kararına varmıştır. Bu karar çevremiz, ülkemiz ve daha önemlisi dünyamız için sevindirici bir gelişmedir.

Dünyanın sayılı vadilerinden biri olan İkizdere’nin enerji vadisi olarak değil, doğa ve turizm vadisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nokta da özetle söylenebilir ki zararın neresinden dönülürse kardır. Devletimizin bu bölgede Ovit Dağı geçidi ve Ovit Kış Turizmi’ne yönelik çalışmaları desteklemesini istiyoruz. Yapımı süren ve yapılması planlanan diğer tüm HES projelerinin de derhal durdurulmasını ve iptal edilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

VADİDE 16 HES YAPILACAK

Sanko firması tarafından yapımı başlatılan 95 megawatt kurulu gücündeki Cevizlik HES yaklaşık 8 bin metre uzunluğunda enerji tüneline sahip olacak. HES inşaatı sırasında 600 bin m3 hafriyat çıkarılacak, yüzlerce ağaç kesilerek orman içinde yeni yollar açılacak. Cevizlik HES inşaatı ile birlikte 28 köy ve 12 mahalleden oluşan 74 kilometrekarelik İkizdere Vadisi boyunca toplam 1.344 GWH gücünde 16 regülatör ve Hidroelektrik Santrali (HES) inşa edilecek. İkizdere Derneği yetkililerine göre, vadiden üretilecek enerji, Türkiye toplam üretiminin sadece binde 7.02’sini karşılayacak.(dha)
29 Ocak 2009 Radikal Gazetesi
Foto İkizdere Belediyesi

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-01-2009, 09:17   #5
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 03-12-2008
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 86
Galeri: 1
Haberi bugün sabah gördüm İkizdere Derneğinin hukuki zaferini,böyle bir doga harikası kaybedilmemeli..

denizined Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-01-2009, 09:25   #6
Ağaç Dostu
 
Süha Şendoğan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-06-2007
Şehir: Yalova
Mesajlar: 894
Galeri: 38
Böyle bir cennete kıyacak olanların elleri kırılsın başka birşey demiyorum.

Süha Şendoğan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2009, 20:48   #7
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-10-2009
Şehir: Adana
Mesajlar: 94
Wink Karadeniz'in doğası yok olabilir!

TEMSAN, Doğu Karadeniz’de 2 bin HES yapımına başlayacak

Haber Merkezi (17.11.2009)- Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş. (TEMSAN) Tarafından Hazırlanan, 'Doğu Karadeniz Küçük Hidroelektrik Santralleri Kalkınma Projesi' (Dokhes) kapsamında Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Ordu, Bayburt ve Gümüşhane'ye 2 Bin Mikro Hidroelektrik Santrali (HES) kurulacak.



TEMSAN tarafından doğayı yok eden proje ile şirketin yılda 200 milyon Dolar kazanç sağlayacak.



Bölge kalkınacakmış!

TEMSAN bu projesi ile Doğu Karadeniz bölgesinin kalkınmasına yardımcı olacağını iddia ediyor. Projeye göre, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Ordu, Bayburt ve Gümüşhane illerinde 3 bin megavat (MW) üzerinde hidroelektrik potansiyeli bulunuyor. Bu potansiyelin değerlendirilmesi amacıyla söz konusu illere yaklaşık 2 bin adet mikro hidroelektrik santrali (HES) kurulacak. Kurulum maliyeti yaklaşık 120 milyon Dolar olarak tahmin edilen 2 bin mikro HES'in her yıl toplam 200 milyon Dolar getiri sağlaması öngörülüyor.



ÇED raporu hazırlandı mı?

TEMSAN tarafından Doğu Karadenize yapılacak 2 bin adet HES inşaatı için çevre raporu alıp almadığı ise meçhul. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun ülkemizde birçok HES ve Baraj yapımında alınması zorunlu. Fakat birçok şirket projenin bu raporun ardından durdurulması ile karşı karşıya kalacaklarından raporu hazırlatmıyorlar. Devlet ise yasal düzenlemeler ile dogayı katleden şirketleri koruyor. ÇED'in amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.



Tamamen Alıntı...

kızıl_karanfil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-11-2009, 22:09   #8
Ağaç Dostu
 
şehnaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 152
pc ler elektrik ile çalışır

şehnaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2009, 17:05   #9
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Elektirikle çalşan pc lere gerekli barajı yapmak için endemik türlerin yaşadığı alandan yol geçirmek gibi bir zorunluluk da yok.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-11-2009, 21:56   #10
Ağaç Dostu
 
şehnaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 152
Bu gezegenin her noktasında belli bir yaşam şekli var ve biz orada başka şeyler yapmak istediğimiz için onları her zaman keyfimize şekillendirdik.

şehnaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-11-2009, 21:36   #11
Ağaç Dostu
 
şehnaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-10-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 152
http://www.pazar53.com/news_detail.php?id=12626
SAKIZ UĞRUNA AĞAÇLAR KATLEDİLİYOR
Çamlıhemşin'de sakız uğruna resmen ağaç katliamı yapılıyor. Yetkililer bir yana; HES'lere, yol yapımına karşı çıkan çevrecilerden de çıt yok!
23 Ağustos 2009 Pazar 11:31

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde çam sakızı ve çıra uğruna adeta ağaç katliamı yapılıyor.

İşin ticaretini yapan birçok kişinin çakı, bıçak ve hatta baltalarla çam ağaçlarını yontması sonucu, ortaya korkunç görüntüler çıktı.
23146
Ağaçları budayan kişilere tepki gösteren vatandaşlar, “Ağaçlar kesilecek diye HES’lere karşı çıkan, yaylalara yol yapılmasın şeklinde basın açıklaması yapan çevreciler nerede? Amaç çevreyi korumak ise bundan büyük katliam mı olur? Ağaçları yarı canlı bırakıyorlar. Çevreye ve doğaya bundan daha büyük kötülük olabilir mi? Yetkililer bu ağaç katliamını yapanları neden tespit edip ibretiâlem için cezalandırmaz. Derede oltayla bir balık tutanı takip edenler, bu ağaçları katledenlere neden sessiz kalır? Bu çirkin görüntüler kimseye rahatsızlık vermiyor mu?” şeklinde tepki gösterdiler.




http://www.haber61.net/news_detail.php?id=26956

TRABZON'DA ORMANDAN KAÇAK KESİM
Trabzon'un Yomra ilçesinde ormandan kaçak ağaç kesimi yaptığı ileri sürülen bir kişi yakalandı.
Alınan bilgiye göre, ilçenin Kıratlı köyü mevkinde bulunan ormanlık araziden 4 ton kaçak kesim yaparak 61 KG 625 plakalı kamyona yükleyen M.K, jandarma ekipleri tarafından, ağaçları götürürken yakalanarak, gözaltına alındı.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi






http://www.gelisimtv.com/index.php?o...3263&Itemid=20

07. HEMŞİN’ DE ORMAN KANUNUNA MUHALEFET
Rize ili, Hemşin ilçesi, Levent Köyünde 11.10.2008 günü saat: 13:30 sıralarında Mirciler Mahallesi Salim Mevkiinde kaçak orman envali kesimi yapılacağı ihbarı alınması üzerine; söz konusu yere çıkartılan devriye ekibince Demirci Mahallesi Salim Mevkiinde yapılan inceleme sonucunda C.Y. ve H.Ö. isimli şahısların ormana ait araziden sitil marka ağaç kesme motoruyla 80 cm uzunluğunda 25 cm çapında toplam 80 adet istiflenmiş kızıl ağacın kesiminin yapıldığı ve olay yerine gelindiğinde kesimin devam ettiği tespit edilmiş olup, söz konusu şahısların suç üstü yakalanarak olay da kullanılan ağaç motoru ve kaçak orman envaline el konulmuş suç aletleriyle birlikte Hemşin Orman işletme şefliğine teslim edilmiştir.

(benim kendi köyümdür )

şehnaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-11-2009, 10:35   #12
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 05-10-2009
Şehir: Adana
Mesajlar: 94
SENOZ VADİSİnden YÜKSELEN ÇIĞLIĞA KULAK VERİN!

Karadeniz vadilerinde yapımı devam eden hidroelektrik santraller uzmanların daha önce açıkça dile getirdiği gibi bölgedeki doğal ve kültürel yaşamı bir bütün olarak yok etmeye doğru gitmektedir.

Bölgede faaliyet gösteren şirketler yasa, hukuk tanımamaktadırlar.

Karadeniz vadilerinden biri olan Senoz Vadisinde verilen hukuk mücadelesi kazanılmış, projeler Mart 2009 tarihinde iptal edilmiş olmasına rağmen şirketler faaliyetlerine ara vermeksizin devam etmektedirler.

Bu durumu protesto etmek için bütün Senozlular, özellikle Senozlu gençler İstanbuldaki toplumsal muhalefet bileşenlerinin de destek verdiği bir protesto eylemi gerçekleştireceklerdir.

Umuyoruz ki bu protesto eylemlerimiz diğer vadilerin de katılımıyla giderek büyüyecek ve korkunç gidişata DUR diyecektir.

Çevreye, doğaya, kültüre duyarlı herkesi bu protesto eylemimizde bizimle birlikte görmek istiyoruz.

SENOZun SESİ KESECEK HESİ!
KARADENİZ İSYANDADIR!

SENOZ VADİSİ KORUMA PLATFORMU

YER: CAPİTOL ALTUNİZADE
TARİH: 22 KASIM PAZAR 2009
SAAT: 11:00

kızıl_karanfil Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-02-2010, 13:08   #13
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Karadeniz’de çevrecilerin önündeki engel Çevre Bakanı!

Karadeniz’de ‘boşuna akan derelere’ santral kurulmasına destek veren, engelleyenleri ise ‘uydurukçuluk’la suçlayan Çevre Bakanı Eroğlu, Karadenizlileri öfkelendirdi


Karadeniz’de kurulmak istenen hidroelektrik santralların ‘uyduruk’ raporlara dayanan mahkeme kararlarıyla engellendiğini savunan Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, Karadenizli çevrecileri kızdırdı. Asıl bakanlığın raporlarının ‘uyduruk’ olduğunu savunan dernekler, öfkeli.

Karadeniz’deki hidroelektrik santral (HES) kavgası, hükümetin Türkiye’de özel sektör eliyle enerji atılımı yapmaya karar vermesiyle başladı. Ama Artvin’de 98, Rize’de 63 HES’in kurulması gündeme gelince, HES projeleri birer birer mahkemeye taşınmaya başladı. Rize İdare Mahkemesi’nden art arda iptal ve yürütmeyi durdurma kararları çıktı.

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu ise önceki gün gelişmeleri özetle şöyle değerlendirdi:
“18-20 kurumdan ‘Mahsuru yok’ raporunu alıyoruz. ‘Şu tedbirler alınsın’ deniliyor, o tedbirleri ve şartları gözeterek santralları kuruyoruz. Birileri kalkıp ‘Bu yasak’ diyor. Neye göre yasak? Bütün devletin ‘uygun’ raporu verdiği bir yatırıma uyduruk bir raporla ‘Uygun değildir’ demek yanlıştır. Bunun altında art niyet aramak gerekir. HES’ler (enerji) ihtiyacımızı karşılıyor. Aynı zamanda bölgeye istihdam sağlıyor. Her HES’in başına birkaç kişi koyuyorsunuz, yüzlerce kişi buralarda çalışıyor. Barajlar balıkçılık, sanayi suyu, sulama suyu için en büyük ihtiyaç. Baraj yapılması bir zarurettir, bir mecburiyettir. Bir kere iklimi güzelleştiriyor.”

Almanya’daki Weimar Üniversitesi’nde nehirlerin üzerine kurulacak barajların etkileri konusunda doktora yapan Ercan Ayboğa ise DSİ Genel Müdürlüğü koltuğundan Çevre Bakanlığı koltuğuna geçen Eroğlu’nun sözlerine itiraz etti.

Ayboğa’ya göre HES’ler kuruldukları bölgeye güzellik ve istihdam sağlamıyor:

“HES kurulduğu bölgede sosyal yapıyı değiştiriyor. Göç yaratıyor. Baraj yapımı ortalama beş yıl sürüyor. Yapımda 1000 kişi çalışıyor. Yapım bitince çalışan sayısı düşüyor. (HES’lerin yenilenebilir, temiz enerji sağlaması) Türkiye’deki barajların çoğu, jeolojik yapı nedeniyle 50-100 yıl sonra kumla doluyor. Kullanılamaz hale geliyor. (Baraj göllerinin balıkçılığı geliştirmesi) Baraj settir ve balıkların hareketini engeller. Fransa, İngiltere, ABD ve Kanada etrafındaki denizlerde somanlar vardı. Barajlar kurulunca balıklar kayboldu. Karadeniz’de de böyle bir şey söz konusu olabilir.”

Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Ümit Şahin de Eroğlu’nun verdiği bilgilerin ‘yanıltıcı’ olduğunu savundu: “Evet, büyük baraj gölleri iklimi değiştirir ama bu güzelleştirdiği anlamına gelmez. (Ayrıca) Doğu Karadeniz’deki HES’ler barajsız HES’lerdir. Burada derenin kaynağına yakın bir yerden suyu alıyorlar, sonra yüksekten düşürüyorlar, bu nedenle dere yatağı kuruyor. Ekolojiye zarar veren, halkın istemediği bir şeye yenilenebilir demek demogojidir, halkı yanıltmaktır.”

Yeşil Artvin Derneği’nden Avukat Bedrettin Kalın:
Açıklamasını etik bulmuyoruz. Mahkemeye sunulan raporun bilimselliğini mahkeme takdir eder.

İkizdere Derneği Başkanı Kadem Ekşi:
Bu vadileri korumak kanuni zorunluluk olmasına rağmen havza planlaması yapılmadan 16 HES projesi İkizdere Vadisi’ne dayatıldı. Bakanlar Kurulu kararıyla turizm vadisi ilan edilen İkizdere’nin santrallarla yok edilmesini istemiyoruz.

Fındıklı Derelerini Koruma Platformu Başkanı Hüseyin Acar:
Bizim bir şey uydurduğumuz yok, uyduranlar onlar. Çağlayan ve Arılı vadilerinin sit alanı ilan edilmesini istedik. Bakanlık sit alanında HES’e onay verirse yöre halkı olarak bir kazma bile vurdurmayacağız.

Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan:
Sayın Eroğlu, herkesin aklını başına alması konusunda haklı! Bakan, bu açıklamalarıyla ülkemizin bir hukuk devleti olduğunu unutmuş, bilim insanlarını hiçe saymış, yurttaşlarını uydurma olarak nitelemiştir. Bu açıklamaları bilgisizliğine veriyoruz.

ÖMÜR ŞAHİN
Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2010, 16:12   #14
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Alıntı:
İkizdere tüm vadileri kurtaracak


RİZE - Rize İdare Mahkemesi, daha önce yürütmeyi durdurma kararı verdiği İkizdere Vadisi’ndeki Dereköy Regülatörü ve Demirkapı Hidroelektrik Santral projesi ile ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Vadilerde birden çok proje geliştirilmesi halinde havza planlamasının gerekliliğine vurgu yapan mahkemenin aldığı kararın, birden çok hidroelektrik santral (HES) yapımı planlanan vadiler için açılacak davalarda emsal niteliği taşıyacağı belirtildi.

İkizdere Derneği, Dereköy Regülatörü ve Demirkapı Hidroelektrik Santral projesinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle iki yıl önce Rize İdare Mahkemesi’ne dava açtı. Geçen yıl yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme, yeniden yapılan bilirkişi incelemesinin ardından gerekçeli kararını açıkladı.

İkizdere Derneği avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, kararın HES projeleri açısından emsal nitelikte olduğu belirttti:

“Mahkeme gerekçeli kararında, aynı vadi ve su havzası üzerinde benzer birden çok proje durumunda bir planlama gereğine vurgu yapmıştır. Bu da havza planlaması yapılmadan Dereköy HES projesinin yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Karar, çok sayıda HES yapımı planlanan vadiler için açılacak davalarda emsal teşkil edecektir.” (dha)
Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2010, 19:21   #15
Ağaç Dostu
 
limoncu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 192
Bütün vadileri, doğduğum vadiyi de yok etmek üzereler. İnsanlık bu hırs içinde oldukça vadilerimizi kurtarmanın yolu yok gibi görünüyor.

limoncu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-05-2010, 17:27   #16
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
HES'lere Başbakan Tayyip Erdoğan el attı

Çevre protestolarına ve mahkeme maratonlarına neden olan HES'lere 'seçim öncesi' rötuşu geldi. Konuya Başbakan Erdoğan el attı. Sayıları 1600'ü aşan HES projeleri sil baştan ele alınacak


Fırtına Vadisi’yle başlayıp İkizdere, Çamlıhemşin, Çayeli ve Mahacel’e doğru yayılan, yayıldıkça da çevre protestolarına, dava maratonlarına neden olan hidroelektrik santral (HES) projeleri sil baştan yenilenecek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile harekete geçen Enerji Bakanlığı ve Devlet Su İşleri (DSİ) bürokratlarının bir komisyon oluşturarak HES lisanslarını tekrar ele alacağı öğrenildi. HES yatırımlarının bir an önce devreye girmesi için Çevre ve Orman Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ‘çevreyi tahrip etmeyecek yönde düzenlemeler’ yapacak.

Kendisi de Rize kökenli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın HES projelerinin bir an önce değerlendirilip devreye girmesi ve önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek olan ‘seçimlerden önce’ bu sorunun çözülmesi için talimat verdiği öğrenildi.

Tepkisiz bölge pilot seçildi
Bakanlık ve DSİ bürokratlarından oluşan komisyonda hidroelektrik santral izin ve şartları ‘havza bazı’nda değerlendirilecek. Böylece lisans alan ancak çevreye zarar vereceği iddiası ile hayata geçirilemeyen projeler sil baştan ele alınacak.

HES’lerde yeni düzenleme çevrecilerin tepkisini çekmemek için Karadeniz Bölgesi’nde Giresun Yağlıdere ilçesini pilot bölge olarak tespit edildi. Giresun’da bugüne kadar 82 HES projesi için başvuruda bulunuldu. Bunlardan uygun görülen 12’sinin çalışmaları halen devam ediyor. Yağlıdere’de tamamlanan bir HES ise çalıştırılmaya başlandı. Giresun’da HES’lere karşı pek etkili bir eylem gerçekleştirilemedi.

Seçim öncesi HES ayarı
Yeni düzenlemeyle Başbakan Tayyip Erdoğan hem Karadeniz’de yatırım yapan Türkiye’nin önde gelen müteahhitlerinin kulisinden ve hem de neredeyse her dere için bir dernek kurup HES karşıtı mücadele veren hemşerilerinin eleştiri oklarından kurtulmuş olacak.

Çoğu Karadeniz Bölgesi’nde olmak üzere 1600’ü aşkın HES projesine getirilen eleştirilerin başında her bir projenin, sadece kendi içinde değerlendirilmesi, bu yüzden bir dereye birden fazla HES izni verilmesi geliyor.
Radikal’in ulaştığı bir Enerji Bakanlığı yetkilisi de HES karşıtlarının proje izinleri verilirken hava bazında değerlendirme yapılmamasına yönelik eleştirilerini Bölge İdare Mahkemesi’ne taşıdığını, bu nedenle ‘hava bazı’nda değerlendirme yapacaklarını söyledi.

Yetkili, “Mahkemeler yeterli miktarda can suyu (santral sonrası derede flora ve fauanın devam etmesini sağlayacak miktarda su) ayarlanmadığı gerekçesi ile yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Hazırlanan raporlarda da şirketler tarafından projelendirilen yatırımlarda bağlantı noktalarının doğru seçilememesinden dolayı iletim hatları inşaatında çok miktarda ağacın kesilmesi, doğanın tahribatı söz konusu olduğu belirtiliyor” dedi.

Kazanılmış haklar korunacak
Enerji Bakanlığı ve DSİ ile oluşturulacak komisyonun ‘projelendirilen yatırımların hepsinin durumunu, doğru bağlantı yapılıp yapılmadığı, rantabl olup olmadığı, suyun verimli kullanıp kullanılmadığı, çevreye etkilerini ve yargı kararlarını dikkate alacak bir çalışma yapacağı’ belirtiliyor.
Ancak söz konusu düzenleme yapılırken lisans almış yatırımcının müktesab (kazanılmış) hakkının korunması esas alınacak.

Orman tahrip ediliyor
Cansuyu tartışmalarının yanı sıra özellikle Karadeniz’de ormanlık alanların içinde elektrik iletim hatları çekilirken doğanın tahrip edildiği belirtiliyor. Enerjide dışa bağımlı Türkiye, bu durumu tersine çevirmek için ‘atakta.’ Bu kapsamda halen üçte birinden yararlanılan akan suların tamamında elektrik enerjisi üretilmesi hedefleniyor.

Her dereye bir dernek
HES projeleri ve protestoları, Türkiye’nin her yerine yayılmış durumda ama Karadeniz’de neredeyse her dere adına bir dernek ve HES karşıtı mücadele sürüyor. Rize’de HES’lere karşı mücadele verenler arasında ünlü şarkıcı Tarkan’ın (Tevetoğlu) akrabaları da var. Rize İkizdere’de Koçoğlu Grubu’na ait Atabey Enerji tarafından yapılacak olan santrala geçit vermeyen Tevetoğlu’nun akrabalarının şirket çalışanlarını tehdit ettiği, bunun jandarma tutanaklarına geçtiği de ileri sürüldü. Atabey Enerji, 23 milyon dolar maliyeti bulunan 10 megavat kurulu güçteki Rüzgârlı HES’e tepkiler nedeniyle dört yıldır çivi bile çakamıyor.

17/04/2010
Sogül Selvi / Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-07-2010, 21:19   #17
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Bakan Eroğlu: Hidroelektrik santrallerine karşı çıkmak çılgınlıktır

Bazı kesimlerin HES'leri kendi rantları gereği zararlı gösterdiğini, HES'lerin su kaynaklarını tükettiği şeklinde insanları yanılttığını söyleyen Bakan Eroğlu, "Buradan şunu net bir şekilde belirtmek isterim ki hiçbir HES su tüketmez, su kullanmaz. Sadece suyun gücünden istifade eder. Onun için HES'lere karşı çıkmak çılgınlıktır." ifadelerini kullandı.

27 Haziran 2010

Zaman



Derelerin Kardeşliği Platformu
Basına ve Kamuoyuna – 01 Temmuz 2010

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun Açıklamalarına Yanıtımızdır…

Suları Biz İçiyoruz!..

Yasa ve Yönetmeliklerle Yargı Kararlarının Yok Sayıldığı, HES Projelerinin Katlettiği, Doğal Yaşam Alanlarımızı Kurduğumuz Vadilerimizde Akan Derelerin Suyu Bize Hayat Veriyor…

Değerli basın mensupları, sevgili mücadele arkadaşlarımız, doğal yaşam alanlarını koruma azmi ile yurdumuzun her köşesinde HES ve benzeri projelere direnen yürekli dostlar…

Sayın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun, çeşitli basın-yayın organlarında yer alarak kamuoyuna yansıyan derelerimiz, sularımız ve HES projelerine ilişkin açıklamaları bizleri bir kez daha hayrete düşürmüştür.

Sayın Bakan’ın yapmış olduğu iki farklı açıklama, olaylara ne kadar hakim olduğunu, nasıl ‘rant’ penceresinden baktığını, bilgi sahibi olmadığını veya yanlış bilgilendirildiğini, yasa ve yönetmelikler ile yargı kararlarını nasıl yok sayarak görmezden geldiğini, bakanlığının kuruluş ilkeleri ve asli görevlerini nasıl geri plana ittiğini, halk kitlelerinin demokratik, Anayasal ve hukuksal tepkilerini nasıl yok saydığının en açık göstergesidir!

Sayın Bakan’ın son olarak Iğdır’da yaptığı açıklamalardaki suçlamaları, üzerimize almadığımız gibi eğer bizleri de kastederek bu açıklamaları yaptı ise aynen kendisine iade ediyoruz.

HES’lerle ucuz maliyete elektrik üreteceklerini söyleyen Sayın Bakan’ın, bakanlığının sorumluluklarının hangi çerçevede olduğunu karıştırdık. Kendisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı veya Maliye Bakanı mı yoksa Çevre ve Orman Bakanı mıdır?

Evet, bizler bulunduğumuz bölgelerde HES’lere karşı mücadele eden insanlar olarak yüzyıllardır atalarımızın yaşadığı, koruyup kolladığı ve bizlere kadar ulaştırdığı, vadilerimizde akan derelerimizin etrafında oluşturduğumuz doğal yaşam alanlarımızı, tarihi, sosyal ve kültürel değerlerimizi koruyarak, toprağımıza, suyumuza, havamıza ve yaşamsal kaynaklarımıza sahip çıkarak, gelecek nesillerimize ulaştırma rantının peşindeyiz!

Evet, HES’ler bugüne kadar gördüğümüz, yaşadığımız uygulamalar doğrultusunda zararlıdır. Bütün bu değerlerimizi, çevreyi, ormanlarımızı, derelerimizi, vadilerimizi, doğal yaşam alanlarımızı ve bunların yanında da yasa ve yönetmeliklerle hukuku da katletmektedirler.

Evet, HES’ler su kaynaklarımızı tüketerek, yok etmekte, yeraltı sularımızı, içme sularımızı, derelerimizi tünellere hapsederek, bütün ekosistemin olduğu kadar insanların da ulaşma hakkı olan sularımıza ulaşım hakkını engellemektedirler.

Evet Sayın Bakan, aylardır bu konudaki yalan yanlış beyanlar, bilgilendirmeler sizlerin sayesinde kamuoyunu yanıltmaktadır! HES’lerin sularımızı nasıl tükettiğini görmezden gelerek, ‘ucuz ve temiz enerji kaynağı elde etme’ hikayeleri ile her türlü yalanlar söylüyorsunuz!..

Evet, Sayın Bakan, bizler de buradan şunu net bir şekilde belirtmek isteriz ki, bütün HES’leriniz su tüketmekte, suyu kullanmakta, sadece suyun gücünden istifade etmemektedir. Eğer böyle olmasa idi, aynı vadi üzerinde onlarca HES projesi, kilometrelerce su iletim tüneli, dinamitleme, taşocağı gibi çalışmalara göz yummazdınız! Bütün bunlar için HES’lere karşı çıkmak en temel ve en doğru yaklaşımdır.

Evet, Sayın Bakan, sizin dediğiniz gibi Türkiye genelinde bin 500, 2 bin HES yok!.. Türkiye genelinde, DSİ, Enerji Bakanlığı ve EPDK verilerine göre şu anda yurt genelindeki dere ve vadilerimiz üzerinde, 2009 yılı sonu itibarıyla kamu ve özel sektör’e ait 187 adet HES işletme halinde bulunmakta. Mayıs 2010 verilerine göre ise inşa çalışması devam eden 145 ve proje aşamasında olan 1.576 da HES bulunmakta, bunların toplam sayısı ise 1.721 olarak belirtilmektedir. Planlanmakta olan diğer 325 HES projesi ile birlikte bu sayı 2.046 olmakta, Bakanlıkların verilerine göre ülke genelinde yapılması planlanan HES sayısı ise 2.300’lere ulaşmaktadır.

Doğu Karadeniz Bölgesinde, işletmede bulunan, inşa ve proje aşamasında olan ve de yapılması planlanan ve ülkemiz enerji ihtiyacının % 3-4’ünü karşılaması hesaplanan HES sayısı 700’ü bulmakta. Bunlardan 169’u Trabzon’da, 123’ü Rize’de, 176’sı Artvin’de, 82’si Giresun’da, 63’ü Ordu’da, diğer HES projeleri ise Erzurum’un Doğu Karadeniz’e yakın İspir ve Tortum gibi ilçeleri ile Gümüşhane, Bayburt, Samsun, Amasya, Tokat, Sinop ve Çorum’da bulunmaktadır. DSİ verilerine göre, inşa halindeki 145 HES’ten 41’i Trabzon’da, 25’i Artvin’de 23’ü Rize’de, 12’si ise Giresun’da bulunuyor. Edindiğimiz bilgilere göre, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından bu güne kadar 96 proje için 'ÇED Olumlu' raporu verildi. ÇED inceleme işlemleri devam eden 120 projenin daha bulunduğunu öğrenilirken; ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararlarındaki yetki İl Çevre ve Orman Müdürlüklerine ve dolayısıyla İl Valiliklerine devredildiği için henüz net bir sayıdan söz edilememektedir!

Bu projelerin yanında ayrıca Doğu Karadeniz Bölgesinde 2 bin de mikro HES kurulması için Doğu Karadeniz Küçük HES Kalkınma Projesi adıyla yeni bir proje başlatıldı.

Görüldüğü gibi, Sayın Bakan’ın dediği gibi ülke genelindeki HES sayısı bin 500, 2 bin değil, 4 bin 500’leri bulmaktadır.

Bütün bunların yanında Sayın Bakan, ülkemizdeki üretimde meydana gelen % 17-20 düzeylerindeki kayıp-kaçak oranını hiçbir şekilde hesaba katmamaktadır!

Ayrıca Sayın Bakan, “Bunun iki tanesi yanlış yaptı diye hepsini karalamak doğru olmaz. Yanlışlık yapan varsa ceza verip, kapattırıyoruz” şeklinde ifadelerde bulunmuştur ki, bunun ne derece doğru olduğu da bilinmemektedir! Eğer böyle bir uygulama yapıldı ise kaç tane HES projesine ceza verildiği ve kaç projenin kapattırıldığını ve bunların hangileri olduğunu da açıklaması gerekir.

Öte yandan, daha önceki günlerde DSİ Toplantı Salonunda Ekonomi Gazetecileri Derneğinin düzenlediği “Küresel Isınma Kurultayı”nın açılışında konuşan Bakan Eroğlu, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın failinin de mağdurunun da insanlar olduğunu söylerken; “Dereleri, suları satmadık. Sadece suyun kullanım hakkını sattık. Bu santraller suyu azaltmaz, tüketmez. Sadece suyun gücünden istifade ediyoruz. Değerli basın mensupları, lütfen gaza gelmeyin. ‘Sular satılıyor, peşkeş çekiliyor, dereler kuruyor’... Kardeşim, o dere zaten yazın kuruyor, yani su vardı da biz mi içtik?” şeklindeki ifadelerle adeta bölgelerinde HES’lere karşı mücadele eden köylülerimizle alay ederek, halk tepkilerini hiçe saymıştır. Ve aynı zamanda HES projelerine yatırım yapan girişimcileri de aynı şekilde büyük bir yanılgının içerisine düşürmüştür.

Evet, Sayın Bakan, O suları siz içemezsiniz! Derelerimizin suları, elinizde kalacak HES projeleri gibi boğazınızda kalır! O suları biz, derelerin etrafındaki vadilerimizde doğal yaşam alanlarını oluşturan, tarihi, kültürü ve sosyal ilişkilerini oluşturan insanlar olarak biz içtik!.. Derelerimizi koruyup kollayarak gelecek nesillere taşıma azmindeki bizler içiyor ve içmeye devam ediyoruz… Çünkü damarlarımızdaki kan gibi bizlere, doğamıza, ekolojik dengeye can veren, hayat veren bu derelerde akan sular bizlerin yaşam ve var oluş kaynağıdır!

Bizler için yaşam kaynağı olan derelerimizde akan sularımızı, bunun için ticari bir mal, enerji üretim kaynağı olarak bir meta şeklinde göremezsiniz! Sularımızı o nedenle satamaz, peşkeş çekemez ve kurutamazsınız! ‘Suyun kullanım hakkını sattık’ ifadesinin başka bir anlamı yoktur! 49 yıllığına yapılan bu anlaşmalarla kimlerin gaza geldiği apaçık ortadadır.

‘O dere zaten yazın kuruyor’ ifadesini bilinçli bir şekilde kullanan Sayın Bakan, nasıl oluyor da zaten kuruyan bu derelerimiz üzerinde 2 bin 300’lere varan sayıda HES projesi kurulması için çaba sarf ediyor? Diretiyor, dayatıyor ve hararetli bir şekilde savunuyor? Kuruyan derelerden nasıl bir enerji potansiyeli bekliyor?

Binlerce HES projesine yatırım yapan firmalara da bunları söylüyor mu Sayın Bakan? Derelerimizde, vadilerimizde, sularımız üzerinde doğal yaşam alanlarımıza geri dönüşümsüz zararlar vererek yok eden, adeta bir dere ve vadi soykırımı yaşatan, rant hesapları ile derelerimize saldıran, vahşi kapitalizmin maşası firmalar, bu projelerde enerji üretemeyince ne yapacaklardır?

Sayın Bakan, bu açıklamaları ile bu firmalara ileride devlet aleyhine tazminat davası açma yolunu da açmış olmuyor mu?

Madem bu derelerde su yoktu, yazın kuruyordu da, ne diye bunca HES projesini dayadınız bu vadilere, derelere… Hangi akılla, hangi mantık, hangi hukuk, yasa ve bilimsel raporlarla geliştirdiniz bunca projeyi?..

Alaysı bir şekilde kullanılan, “Yani su vardı da biz mi içtik?” ifadesi ne anlama gelmektedir?

Bizler, adının önünde akademik unvan bulunan bir siyasetçiye, Bakan’a, bir Profesör’e bu açıklamaları yakıştırmakta oldukça zorlanıyoruz! Onca yatırım, su kullanım hakkı anlaşmaları, üretim lisansları, projeler, firmaların umutlarının karşılığı bu mudur? Doğal yaşam alanlarımızın, hukukun, dere ve vadilerimizin katledilmesinin, yargı kararlarının yok sayılmasının, tarihi, kültürel ve sosyal değerlerimizin yok edilmesinin karşılığı, bu alaysı tutum mudur yani?

Sayın Bakan’ın bu açıklamalarını, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tarihine ‘kara bir leke’ olarak not ettik!

Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu’nun bu açıklamaları, zamanın Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in 2 Ağustos 2008’de yaptığı açıklamada söz etmiş olduğu ‘Su boru hatları’ projesinde olduğu gibi bölgemizin sularının boru hatları ile başka taraflara nakledileceğinin bir başka anlatımıdır!

Bakan Güler’in, “Dünyanın bir ucundan diğer ucuna boru hatlarıyla petrol, gaz taşınıyor. Bizim suyumuz boşa akıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bunun için, boru hatlarını ülkenin su ihtiyacının karşılanmasında kullanmak istiyoruz. Su boru hatları kuruyoruz” açıklamalarının karşılığıdır bugün HES projelerinde yaşanan!

Bu nedenledir ki bizler, Derelerin Kardeşliği Platformu olarak, HES’lere karşı sürdürdüğümüz demokratik ve hukuksal mücadelemizi, Anayasal haklarımızdan, hukukun üstünlüğüne olan bağlılığımız ve demokrasiye olan inancımızdan aldığımız güç ile bütün projeler durdurulup, su kullanım hakları ile üretim lisansları iptal edilinceye kadar devam ettirme azim ve kararlılığındayız!..

Ömer ŞAN
Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-08-2010, 19:03   #18
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Rize İdare Mahkemesi’nden Bilimsel Rapor Gibi Gerekçeli İptal Kararı

ÇED’ler Formalite, HES’ler Zararlı!..

Başbakan Erdoğan’ın Yargıyı Yok Sayarak HES Açılışı Yaptığı Rize’nin İkizdere Vadisinde Yapımı Planlanan Demirkapı HES’e İptal Manifestosu…

Başbakan Erdoğan’ın, 11 Ağustos’ta yargıyı yok sayarak açılışını yaptığı İkizdere Vadisi’ndeki hukuki süreci devam eden Cevizlik HES projesi üretimine devam ederken; aynı vadideki bir başka HES projesi Rize idare mahkemesi tarafından iptal edildi.

Rize idare mahkemesinin kararı sonrası, Rize’de bazı sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ile Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan ile Platformun İkizdere Temsilcisi İsmet Ekşi alınan kararla ilgili açıklamalarda bulundu.

Rize İdare Mahkemesi’nin adeta bilimsel bir rapor gibi açıkladığı gerekçeli ‘İptal’ kararında, HES projelerinde işletilen ÇED sürecinin formaliteden öteye gitmediği, HES projelerinin doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiği vurgulandı.

Rize İdare Mahkemesi, Rize’nin İkizdere Vadisi üzerinde BESS Elektrik A.Ş. tarafından yapımı planlanan 110 megavat kurulu gücündeki Dereköy Regülatörü ve Demirkapı HES projesi için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 15.05.2008 tarihinde verilen ‘ÇED Olumlu’ kararını iptal etti. Mahkeme, bakanlıkça verilen ÇED Olumlu Kararında hukuka ve mevzuata uyarlılık görülmediğine hükmetti.

Rize İdare Mahkemesi’nin toplam 18 sayfalık gerekçeli iptal kararında, Çevre ve Orman Banklığı ile HES yapımcı firmasının savunmalarında, ÇED raporu nihai proje izni olmadığı, ÇED sürecinde halkın katılımının sağlanarak bilgilendirildiği, proje alanının korumaya alınmış SİT alanı olmadığı ve bu özellikleri taşımadığı, aynı havzada başka HES projelerinin de bulunduğu belirtiliyor.

Söz konusu HES projesi için Çevre ve Orman Bakanlığı’nca verilen ‘ÇED Olumlu’ kararının ÇED yönetmeliğine, hukuka, yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğu iddia edilen dava sürecinde oluşturulan ‘bilirkişi inceleme raporu’nun da yer aldığı gerekçeli kararda, çevrecilerin yapmış olduğu demokratik mücadelenin de haklılığına vurgu yapıldı.

Çevre Mücadelesi Anayasal Hak ve Yurttaşlık Ödevi
“Anayasanın 17. Maddesinde ‘Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu’; 56. Maddesinde ise ‘Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek ve çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmiştir” denilen Rize İdare Mahkemesi kararında, 4856 Sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’da belirtilen görevlere de vurgu yapıldı.
Ayrıca, 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 1. ve 3. maddeleri ile 9 ve 10 maddelerinin tam içeriğinin de anlatılarak, ÇED Yönetmeliğinin 4 ve 6. maddeleri aktarılarak 15, 16 ve 17. maddelerdeki hükümlerin de ifade edildiği kararda, HES’lerin teknik özelliklerinin yanı sıra elektrik üretiminde dışa bağımlılığın azaltılması, ulusal kalkınmanın sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi ve bu durumun stratejik önemine de değiniliyor.

Vadiler Sadece Elektrik Üretim Alanı Olarak Şekillendiriliyor
Küresel ısınma, sera gazı ile karbondioksit emisyonlarının azaltılmasından, Türkiye’nin de imzaladığı Kyoto Protokolüne gönderme yapılan karardaki Bilirkişi Raporunda, HES projeleri ile havzaların, dere ve su kaynaklarının sadece elektrik üretim alanı olarak şekillendirildiğine de vurgu yapıldı.
Rize İdare Mahkemesi’nin gerekçeli kararında yer alan Bilirkişi Raporunda, HES projelerinin yapıldıkları havzalarda kontrolsüz ve geri dönüşümü olmayan zararlar verdiği, bu durum aynı zamanda yapımı planlanan diğer HES’leri de olumsuz etkilediğine dikkat çekildi.

Bakanlık, Vadideki Diğer Projeleri Yok Sayarak Dikkate Almıyor
Avukatlığını Yakup Şekip Okumuşoğlu’nun yapmış olduğu davanın kararında, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ÇED değerlendirmelerinde sadece ait olduğu proje bakımından inceleme yaptığı bölgedeki veya havzadaki diğer HES projelerini dikkate almadığı ve yok saydığı, Bakanlığın bu durumu bir yöntem olarak uyguladığı anlatılıyor.

Su, Sadece Hidrolik Potansiyel Olarak Görülemez!
Dere yatağındaki suyun sadece hidrolik potansiyel olarak görülemeyeceğine vurgu yapılan kararda, “Su, dere yatağından alınarak tüneller veya kanallarla havzanın sonuna kadar taşınıyor ve dere yatağına sadece ‘can suyu’ bırakılıyor” denilerek; projenin yöre halkına sosyo-ekonomik katkısının sınırlı olacağı ve bu boyutun ÇED raporunda yer almadığı, su kalitesinin bozulması gibi proje aşamasında yapılacak bazı tesislerin de ÇED raporunda değerlendirilmediği kaydediliyor.

HES yapılması planlanan bütün vadi ve havzalarda havza planlamasına ihtiyaç olduğuna işaret edilen kararda, ‘ÇED raporunda, inşaat çalışmaları sırasındaki hafriyatlar gibi birçok konuda çelişkinin olduğu ve ulaşım yolları gibi birçok konunun da raporda yer almadığı’na vurgu yapılıyor.
Bölgenin ekolojik değerlerinin çok yüksek olduğuna dikkat çekilen kararda, enerji nakil hatlarının (ENH), HES projelerinden ayrı ele alındığı, ÇED sürecine dahil edilmediği ifade edilirken, ENH ile HES’lerin çevresel etkilerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğine de vurgu yapılıyor.

ÇED Süreci Formalite Olarak İşletiliyor
Yapılan incelemeler sonunda nihai ÇED raporlarının proje bazında hazırlandığı, nihai inşaat projesi hazırlanmadan raporun detaylı bir şekilde değerlendirilemeyeceğine de işaret edilen kararda, projenin çevresel etkisi değerlendirilirken, sürecin ÇED akış protokolüne formatsal olarak uyularak tamamlandığı ve bir formalite olarak, prosedürel bir işlem şeklinde sürdürüldüğü anlatılıyor. Kararda bu konuda, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın aynı alanda söz sahibi olan ve düzenleme yetkisine sahip diğer kurumlarla yeterli koordinasyonu sağlamadan ÇED sürecini sonuçlandırdığına da işaret edildi.

Yasa ve Yönetmeliklere Uymayan Bakanlık Görevlerini Yerine Getirmiyor
Çevresel etkileri açısından HES inşaatlarının yol açabileceği zararlara ilişkin birçok konunun göz ardı edilerek ÇED raporları hazırlandığına vurgu yapılarak, ‘ÇED Olumlu Kararının’ formatsal olarak hazırlanan dosya üzerinden verildiğinin ve bu durumun nasıl bir ÇED bakış açısını ortaya koyduğunun göstergesi olduğuna dikkat çekilen kararda, kuruluş amacının dışında ilgili yasa ve yönetmelikleri uygulamayan Çevre ve Orman Banklığının Havza Planlaması konusunda da üzerine düşen görevi yerine getirmediğine gönderme yapılıyor.

ÇED Raporu Kabul Edilebilir Değil!
Rize İdare Mahkemesi’nin 2008/536 Esas ve 2010/312 sayılı iptal kararında, proje dosyasında verilen veriler ile proje sahasının gerçeklerinin örtüşmediğine, projenin yapılacağı İkizdere Vadisi’ndeki Kabahor Deresi ve su havzasının çevresel zorlama kapasitesinin gerçek anlamda hesaplanmadığı ve kabul edilebilir bir çevresel etkinin tespit edilmediğine de işaret edildi.

Hukuka ve Mevzuata Uyarlılık Görülmediğinden İptal
Kararın son kısmında ise, “Bütün bu sayılan nedenlerle; 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği ile davalı idareye verilen görev ve yetkilerin amacına ve belirlenen çevre politikalarına uygun olarak, uyuşmazlığa konu proje sahasının özellikleri yeniden değerlendirilerek, projenin kapsamlı çevresel etkilerinin hesaplanıp, yukarıda aktarılan bilirkişi raporunda tespit edilen sorunların ve belirsizliklerin giderilmesi ve uyuşmazlığa konu proje ile aynı havzada kurulması planlanan diğer projeler ile birlikte değerlendirilerek, uyuşmazlığa konu HES ve eklentilerinin çevreye vereceği zararın kapsamlı ve gerçekçi hesaplamaların yapıldığı bir ÇED çalışması ile tespit edilmesi gerekirken; bu hususlar göz ardı edilerek, Rize ili İkizdere ilçesi sınırları içinde İyidere Çayı (Kabahor Deresi) ve su havzasında kurulacak Dereköy Regülatörü ve Demirkapı HES projesi için davalı Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ÇED Olumlu Kararı verilmesinde hukuka ve mevzuata uyarlılık görüşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava konusu ÇED Olumlu Kararının iptaline oy birliği ile karar verildi” denildi.

Karar Bilimsel Rapor Gibi
İkizdere Derneği Başkanı Musa Yılmaz, Rize İdare Mahkemesinin vermiş olduğu ‘iptal’ kararı ile bir kez daha HES’lere karşı verilen mücadelenin haklılığını onayladığına dikkat çekerek; “Bu karar, İkizdere halkının HES’lere karşı gösterdiği tepkinin ne kadar doğru ve haklı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Rize İdare Mahkemesinin adeta bir bilimsel rapor gibi ortaya koyduğu bu gerekçeli karar, bu ülkede hala bağımsız yargının ve hukukun üstünlüğünün ne kadar güven verici olduğunun bir göstergesidir. Derelerimizi kurutan bu projelerin ne kadar gelişigüzel, yasa ve yönetmelik tanımaz olduğunu gözler önüne seren bu kararın, bölgemiz ve ülkemiz genelindeki bütün projelerin önünü açmasını diliyoruz” dedi.

Hukukun Üstünlüğü Esas Alınmalı
Mahkemenin, iptal gerekçesinin çok ayrıntılı ve önemli değerlendirmeler içerdiğine dikkat çeken davanın avukatı Yakup Şekip Okumuşoğlu, “Mahkemenin iptal gerekçeleri gayet net ve açık, mahkemenin gerekçeleri üzerine bizim söyleyecek sözümüz de olamaz. Bundan sonra ise ilgili kurum ve kuruluşların mahkeme kararlarını dikkate alıp, hukukun üstünlüğü ilkesinden yola çıkarak, köylülerin yaşam alanlarına dair haklı hassasiyetlerini gözeterek, yargı kararlarının gereğini yapmasını bekliyoruz. Yargı kararlarının gereğini yaparken de insan odaklı bir bakış ile değil ama canlı yaşamın sözlere dökülemeyen varoluşsal hakları lehine pozitif bir ayrımcılık anlayışı ile hareket edilmesi gerekir” dedi.

“HES’lerle Birlikte Anayasal Haklarımızın da Elimizden Alınmasına ‘Hayır!’ Diyoruz…”
Kararı değerlendiren Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan ile Platformun İkizdere Temsilcisi İsmet Ekşi ise, Rize İdare Mahkemesinin gerekçeli iptal kararının adeta bilimsel bir rapor şeklinde HES’lerle ilgili bütün gerçekleri tüm açıklığıyla ortaya koyduğuna dikkat çekti. Şan ve Ekşi yaptıkları ortak değerlendirmede; “Artık kimin haklı, kimlerin yalan söylediği de böylece dört 4’lük ortaya çıkmış oldu. Yargı, bir kez daha HES projelerinin yasa ve yönetmeliklere, hukuka aykırı olduğunu ortaya koyarken aynı zamanda asli görevi çevreyi ve doğal varlıklarımızı koruyup kollamak ve geliştirmek olan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın görevlerini yapmadığını ve hatta görevi ihmal ve kötüye kullanma gibi suçlara muhatap olabileceğine de gönderme yapmıştır. Bu karar, HES’lerin doğal yaşam alanlarımıza vermiş olduğu geri dönüşümsüz zararlar karşısında tarihe geçecek önemli bir manifesto gibi arşivlerimizde yerini alacaktır. HES’lere karşı birlik ve bütünlük içerisinde herhangi bir lobicilikle ilgimiz olmadan, sponsorluk, yardım veya fondan yararlanmadan tamamen bağımsız bir yerel halk hareketi olarak mücadele etme kararlılığımızdan hiçbir şekilde ödün vermeyeceğiz.

Bu vadilerimizdeki derelerimizin etrafında yaşayan yerel halk kitleleri olarak Anayasal ve demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın! HES’lere karşı mücadelede Anayasal, yasal, demokratik ve hukuksal haklarımızı elimizden çalışan bütün düzenleme ve uygulamalara HES’lerle birlikte ‘Hayır’ diyeceğiz! Suyun ticarileştirilmesine, enerji kaynağı olarak görülmesine ‘Hayır’ diyeceğiz. Bizim ne satılık suyumuz ne de satılık derelerimiz var” şeklinde ifadeler kullandılar.
Rize İdare mahkemesinin kararı sonrası bazı sivil toplum örgütleri ile bazı siyasi parti temsilcileri bölge halkını daha duyarlı olmaya çağırdı.

Rize idare mahkemesinin aldığı karar sonrası Rize ÖDP il başkanı Yaşar Aydin,Emek Partisi Fındıklı ilçe başkanı Yaşar Çevratoğlu,Eğitim Sen Rize şübe başkanı Ercan Özay,İHD Rize Temsilcisi Günay Karafazlı,ÇGD üyeleri,Tek Gıda İş Sendikası Pazar Melyat Çay fabrikası iş yeri temsilcisi Metin Posta ,yaptıkları ortak açıklamada “ Başbaka memleketi Rize’de yargı süreci devam eden İkizdere Cevizlik HES’santralinin açılışını yaparak hem yargıyı hiçe saymıştır hemde bölgemizde çalışmalarını sürdüren firmaları cesaretlendirmiştir hem de hemşerilerinin geleceğini yok saymıştır.
Rize idare mahkemesinin aldığı bu karar başbakana yönelik yargının bir tokatı olarak değerlendiriyoruz.Buradan bütün bölge halkına sesleniyoruz.Gelin birlikte mücadele edelim.Yaşam alanımız olan sularımıza el koyuyorlar. HES'ler yaşamı katlediyor.

Biz yöre insanları olarak buna karşıyız.başbakan açılışını yaptığı gün Cevizlik HES Regülatörünün su tutan kapakları açılarak dereye su verilmiştir.Başbakan gittikten sonra kapaklar kapatılarak derenin suyu yeniden alınmış ve dereler kurumuştur..Dereye yeterince su bırakılıyor iddiası yalandır.

Bu santrallerin bir enerji kaynağı olduğu iddiası yalandır. Bunu her yerde anlatıyoruz. Yapılanların enerji ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Şöyle ki,bu santrallerden elde edilecek enerji , sadece enerji nakil hatlarındaki kaçağın önlenmesi bile bundan daha fazladır.Bölge halkı olarak suyun ticarileştirilmesine kesinlikle karşıyız.

Bölge halkını daha duyarlı olmaya çağırıyor geleceğimizin yok edilmesine karşı hep birlikte mucadeleye devam diyoruz”şeklinde açıklamalarda bulundular...

GENÇAĞA KARAFAZLI - MUSA YAZICI / RİZE

karadenizgundem.com

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-10-2010, 19:57   #19
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
Alıntı:
İkizder sit alanı ilan edildi

İkizderemiz Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’nce SİT ALANI ilan edildi.
Konyla ilgili İkizdere Derneğince yapılan basın açıklaması şöyle:
Bugün; İkizdere’nin ve Türkiye’nin kazandığı gündür.
Bugün; HES’lerin pençesinden kurtulduğumuz, yeşilimizi ve doğamızı geleceğe armağan ettiğimiz gündür.
Bugün; Maden ocaklarıyla kesilecek binlerce ağacı çocuklarımıza emanet ettiğimiz gündür.

Gün; insanlığın, bilimin, uygarlığın, medeniyetin ve sürdürülebilir canlı yaşamının kazandığı gündür. Yıllardır STK’lar olarak verdiğimiz hukuk mücadelesinin ve halk dayanışmasının bir sonucu olarak, bilimi ve gerçekleri de arkasına alan İKİZDERE, kazanmıştır.
............
http://www.ikizdere.net/News-file-article-sid-1126.htm
Kararın ardından başbakan yine,5688'ci kez halka çok kızdıııı..
''Kaç yıldır akılları neredeydi'' dedi.
Çevrecinin daniskası olan Başbakan Erdoğan'ın bakanı ,bide cumhurun Çevre ve orman Bakanı Veysel Eroğlu,kararın alınması için yargıya başvuranların enerji pastasından nemalandığını yani rüşvet aldıklarını iddia etti(Çevreciler bakana tazminat davası açmaya hazırlanıyor)ve gazını alamayıp bu cinnet halidir dedi...

Sonumuz hayır ola...

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:49.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024