agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 09-03-2011, 11:27   #1
Ağaç Dostu
 
Sebahattin Sargın's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-12-2006
Şehir: Sakarya
Mesajlar: 4,157
Galeri: 345
Kanun var, GDO'lu ürünlerin etiketlerinde uyarı yok...

Tarım Bakanlığı'nın GDO yönetmeliği çıkalı 6 ay oldu ama çikolata-şekerleme markaları başta olmak üzere gıda üreten firmalar yasalara aldırış etmeden eski sistemi sürdürüyor. "Tüketici konuyu unuttu" diye yüzlerce GDO'lu ürün, etiketlerinde hiçbir uyarı yapılmadan market raflarında rahatça satılıyor.

Sevda Yüzbaşıoğlu - Yasemin Salih haberi

Geçen yıl kamuoyu gündemini aylarca meşgul eden genetiği değiştirilmiş organizmalı (GDO) ürünler konusunda tam bir skandal yaşanıyor. Halk arasında 'frankeştayn gıda' olarak da bilinen GDO'lu ürünler, Tarım Bakanlığı'nın 26 Eylül 2010'da yürürlüğe giren yönetmeliği hiçe sayılıp market raflarında hiçbir uyarı yapılmadan satılıyor. Başta çikolata, şeker ve gazlı içecek üreticisi dev firmaların ürünleri olmak üzere 800'ün üzerinde gıda maddesinde GDO'lu ürün kullanıldığı belirtiliyor. Çikolata ve şekerleme üreticileri yeni yasadaki küçük bir boşluğu da kullanarak, ürünlerinde GDO olduğunu kabul etmiyor. Bir taraftan GDO'lu ürün yönetmeliği hiçe sayılırken, diğer yandan Türkiye'ye gıda sanayiinde kullanılmak üzere GDO'lu ürün girişi sürüyor. Tarım Bakanlığı son olarak 'hayvancılıkta kullanılacak' açıklamasıyla bir grup GDO'lu ürünün ithalatına izin verdi. Ancak ithal edilen ürünler arasında gıda sanayinde kullanılmak için ithalat izni alan 73 bin ton GDO'lu soya fasulyesi ve 8.6 bin ton mısır yer aldı. GDO'lu soya ve mısırın nerede ve hangi firmalar tarafından kullanılacağına ilişkin ise herhangi bir açıklama yapılmadı.



YILDA 1 MİLYON TON İTHALAT


Kamuoyu GDO'lu ürünler konusunda daha çok nişasta bazlı şeker yapıldığı için mısırdan şüphelenirken, aslında en büyük problemlerden biri soyada yaşanıyor. Yılda 50 bin ton soya üretebilen Türkiye'de hazır gıda firmaları yüzbinlerce ton soya fasulyesi kullanıyor. Aradaki üretim açığı yurtdışından ve daha ucuz olsun diye GDO'lu tarıma izin veren ülkelerden yapılan ithalatla karşılanıyor. Türkiye'ye yılda 1 milyon ton GDO'lu soya fasulyesi ithal ediliyor. Bu soyalardan yapılan 'soya lesitini' adlı ürün de bütün çikolata, şekerleme, bisküvi, meyve suyu, ketçap, hatta bebek bisküvilerinde kullanılıyor. Oysa uzun yıllardır GDO'lu ürünlerin kanserle ilişkisini araştıran bilim adamlarının "bu ürünlerin kullanımının kanseri tetiklediği" yönünde güçlü kanıtlara ulaştığı biliniyor. Özellikle karaciğer, böbrek ve pankreasın çalışmasını değiştirdiği ve doğurganlığı yavaşlattığı yönünde güçlü kanıtlar var.



Denetim yapılmıyor


GDO hakkındaki tartışmalarda Bakanlık da eleştiriliyor. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Ali Akman, yasaya uyumun şirketlerin insafına bırakıldığını iddia ediyor ve ekliyor: "Bakanlık sadece son üreticiyi değil, hammadde üreticisini denetlemeli" diyor.


Devlerin istediği oldu



Yasal düzenlemelere rağmen konunun üzerine gidilmemesi tüketicilere yaşadığı kısa süreli paniği unutturdu. Bu da dev firmaların GDO'lu ürünleri istedikleri gibi marketlerde satması için ortam yarattı. Ancak yıllarca GDO'lu hammadde kullanan firmalar, şu anda etiketlerinin üzerinde "GDO vardır" yazmasalar da bu alandaki ithalat rakamları şirketlerin doğru söylemediğini gösteriyor. Bisküvi, şeker ve gazlı içecek sektöründeki hemen tüm ürünlerde koruyucu ve tatlandırıcı madde olarak kullanılan soya lesitini ile glikoz ve fruktozun hammaddesi olan GDO'lu mısırlar yurtdışından ithal edilmeye devam ediyor. Normal ürünlere göre yüzde 30'a yakın maliyet avantajı taşıyan GDO'lu ürünler gümrüklerden girmeye devam ediyor. Tarım Bakanlığı'nın konuyla ilgili ilk yönetmeliği 29 Ekim 2009'de çıkardı. O zamandan beri 32 çeşit GDO'lu ürünün ithalatına izin verildi. Tarım Bakanı Mehdi Eker, bu ürünlerin ağırlıkla yem sanayinde kullanılacağını söyledi.



Korkudan etikete yazan yok


Tarım Bakanlığı'nın yönetmeliğine rağmen GDO kuralına 6 aydır uyulmaması gıda sektöründe de büyük tartışma konusu. Konuyla ilgili sıkı bir denetimin başlaması gerektiğini belirten bir sektör temsilcisi, durumu şu sözlerle özetliyor: "Gıda firmaları etiketlerine 'Genetik Yapısı Değiştirilmiştir' yani 'GDO var' diye yazamıyor. Çünkü tüketiciden korkuyor. Belli bir oranda bile kullansa, kullandığını yazan ayakta kalamaz, iflas eder diye düşünüyorlar. Ancak bir taraftan da GDO düzenlemesinin ihlali devam ediyor. Tarım Bakanlığı da gerekli denetimleri yapmıyor" diyor.



GDO kullanımı tam gaz

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Gökhan Günaydın, Türkiye'de yılda bir milyon tondan fazla soya lesitini kullanıldığını bunun büyük kısmının ithalatla karşılandığını söylüyor. Günaydın, "Türkiye'de soya üretimi 55 bin ton civarında, yıllık kullanım ise 1 milyon ton. Yani ihtiyacımızın büyük kısmını ithal ediyoruz. Peki bu soya nerede kullanılıyor?" diye soruyor. GDO'ların zararlı olduğuna dair makalelerin de GDO lobisi tarafından hasır altı edildiğini belirten Günaydın, Türkiye'de yerli üretimi artırmak için yatırım seferberliğine ihtiyaç olduğunu, maliyetleri düşürerek ithalatın engellenebileceğini savunuyor.


Hangi ürünlerde var?


Günümüzde yonca, kanola, pamuk, keten, mercimek, mısır, kavun, erik, patates, pirinç, soya, şeker pancarı, ayçiçeği, tütün, domates ve buğday başta olmak üzere pek çok tarım ürününün genetiği değiştirilmiş durumda. Bütün bu ürünlerin içinde gıda endüstrisinde en yoğun kullanılanlar mısır, soya, pamuk ve kanola. Bu ürünlerin dünya genelinde ekim alanı ise toplam 134 milyon hektara ulaştı. Türkiye'de ise 800 çeşit üründe hiçbir uyarı yapılmadan kullanılıyor.

KAYNAK

Sebahattin Sargın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-03-2011, 19:35   #2
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 17-02-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 51
Sayın Sebahattin Sargın, iyi ki varsınız. Bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
GDO' lu ürünlerden almamaya çalışıyorum, sadece ekmek alıyorum mecburen o da.
Market alış verişimdede mağaza müdürüyle konuşmaya çalışıcam...Sevgilerle.

güzel İzmirim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-03-2011, 23:27   #3
Ağaç Dostu
 
Sebahattin Sargın's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-12-2006
Şehir: Sakarya
Mesajlar: 4,157
Galeri: 345
Teşekkür ederim Sn. güzel İzmirim

Bursada bir mağazalar zincirinde çalışıyorum. Bir çok mağaza müdürü GDO' nun ne olduğunu bilmiyor bile. Gelen müşterilere ürün alırken içindekiler bölümüne dikkatlice bakmalarını tembih ediyorum.

Çalıştığım markete ürün veren bir firma, salamlarının üzerine "Soya proteini içerir" uyarısını koymuş. Sanırım GDO'lu ürün yazmak yerine böyle alternatifler üretiyorlar...

Dikkatli olmak gerek beslenmemiz konusunda...

Sevgiler

Sebahattin Sargın Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-03-2011, 11:17   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 26-10-2009
Şehir: Bandırma
Mesajlar: 934
İçindekiler kısmını okumadan ürün almamamız lazım ve bunu çevremize de duyurmamız lazım. Geçen gün kızım eve kola ve cips alarak geldi, yerken içindekileri okumasını önerdim. Okuduğu gibi kolayı lavaboya döktü, cipsi çöpe attı. Hatta ağzındakileri de çıkardı. Herkesin çocuklarına hiç yoksa bir hazır ürünün içindekileri okutması gerekir.
Birde ürünlerin içindekiler kısmını gözün göremeyeceği kadar küçük ve ambalajın koyu renk kısmının üzerine yazmamaları yani gizlememeleri lazım. Tüketici olarak dikkat etmemiz gerekmekte ve bu ürünleri almamalıyız. Selamlar.

amatör hobici Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-03-2011, 22:29   #5
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 17-02-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 51
Sayın Sebahattin Sargın, arkadaşlar merhabalar.
Yaklaşık bir ay önce evde yumurta hariç hemen pişirilip yenebilecek bişey kalmadı. ertesi
günde oturduğum sitede çok güzel çoğu kendisi üretici pazarımız var. Genelde bu pazardan
alış verişlerimi yaparım, sebze bakliyat gibi. Çocuklar anne çorba yap diye tutturdular.
Sizin daha önceki tokat gibi bilgilerinizden sonra değil yemek, görmek bile istemediğim
hazır paketlenmiş hani sözde hiç bir katkı maddesi bulunmayan severek zehirlendiğimiz,
pardon yediğimiz çorbalardan, çocuklarım bakın bu çorba bu evde son defa pişiyor ona
göre dedim. Zaten kıyıda köşede kalmış son iki paketti. Paketi boşalttım tencereye.
İçindekileri biliyorum ama bi daha bakıyım dedim. Okumak ne mümkün sayın amatör hobici
nin dediği gibi görünmüyor bile. Allah' ım nasıl pişirdim bilmiyorum, aceleyle telefonun
başına koştum. Müşteri öneri hattı diye numara vermişler aradım, sesli yanıt ta ad soyad
telefon no alınıp geri dönüleceği belirtilip öneri soruluyor. Mesai saati dışında böyleymiş.
Yazıların okunmadığını, ürettiğiniz mamulun nelerden oluştuğunu bilmek istediğimi, daha
büyük yazılmasını istediğimi söyleyip kapattıp. Ben ev de yokken aramış olabilirler, daha
arayıp soran yok.
Ben kendimce ilk adımı attığımı düşünüyorum. Arkası gelecektir eminim, dün yazıyı sordum
yarın da GDO' yu sorarız onlara inşallah.
Sayın Sebahattin Sargın sizin sayenizde öğrendik GDO' yu. ALLAH razı olsun sizden.
Umarım herşey gönlünüzce olsun, bilgilerinizi daha çok anne baba okusun.
SEVGİLER SAYGILAR

güzel İzmirim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:44.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024