agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni4Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 26-10-2009, 14:07   #1
Yeni Üye
 
yesimcim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 16
GDO yönetmeliği (Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar)

Madde 5/8
"GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz."

Bu madde bile tüm yönetmeliğin bakış açısını özetlemeye yetiyor!Yeni yönetmeliğimiz hayırlı olsun arkadaşlar!!!Satır satır okumakta fayda var...Malum her nedense hala bir türlü ulaşamadığımız Biyo Güvenlık Yasa tasarısının emekleme aşaması buymuş!

http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskil...20091026-4.htm

26 Ekim 2009 PAZARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 27388

YÖNETMELİK


Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:

GIDA VE YEM AMAÇLI GENETİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR
VE ÜRÜNLERİNİN İTHALATI, İŞLENMESİ, İHRACATI, KONTROL VE
DENETİMİNE DAİR YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması için genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik;

a) Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsar.

b) Sağlık Bakanlığınca ruhsat veya izin verilen ürünleri kapsamaz.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununun 10 uncu maddesi, 7/8/1991 tarihli ve 441 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu ile 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Ayırıcı kimlik: Aktarılan her bir gen için bir kod ve her bir GDO için ise, taşıdığı genin kodunu da içeren nümerik ve alfa nümerik kodlama sistemini,

b) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,

c) GDO: Genetik yapısı değiştirilmiş organizmayı,

ç) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma: Modern biyoteknoloji kullanılarak genetik materyali değiştirilmiş olan, insan haricindeki organizmayı,

d) GDO ve ürünleri: GDO, GDO içeren, GDO lardan oluşan, GDO içerdiği hâlde GDO lardan oluşmayan ve/veya kısmen veya tamamen GDO lardan elde edilen ürünleri,

e) GDO lu gıda: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen gıda maddelerini,

f) GDO lu ürün: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen ürünleri,

g) GDO lu yem: GDO, GDO içeren veya GDO dan üretilen bileşen içeren veya GDO dan üretilen yem maddelerini,

ğ) GDO suz eşdeğer ürün: Genetik değiştirme teknolojisi uygulanmayan eşdeğer gıda veya yemi,

h) Gen sahibi: GDO ve ürünlerinde değiştirilmiş olan gen ya da genlerin patent hakkını elinde tutanı,

ı) İzleme: Bir GDO ve ürününün, biyolojik çeşitlilik, bitki, hayvan ve insan sağlığı üzerindeki etkilerini belirlemek üzere bir program dâhilinde yürütülen gözlem, analiz ve kontrolleri,

i) İzlenebilirlik: GDO ve ürünlerinin, üretim ve dağıtım zinciri boyunca her aşamada geriye dönük takibini, belirlenmesini ve tanımlanmasını,

j) KKGM: Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünü,

k) Komite: Bu Yönetmelikle kuruluşu öngörülen bağımsız, bilimsel, teknik risk değerlendirme komitesini,

l) Risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, genetik değişiklikten dolayı, insan, hayvan ve bitki sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerinde, doğrudan veya dolaylı, derhal veya gecikmeli sebep olabileceği risklerin ve risk kaynağının olumsuz etkiye sebep olma potansiyelinin test, analiz, deneme gibi bilimsel yöntemlerle belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecini,

m) Risk yönetimi: Risk değerlendirme sonucunda öngörülen ve/veya tahmin edilen olumsuz etkilerin gerçekleşmesini önlemek veya gerçekleşmesi durumunda zararı en az seviyede ve kontrol altında tutarak ortadan kaldırmak, GDO ve ürününün izin verilen amaç ve kurallar dâhilinde kullanılmasını ve muamelesini sağlamak amacıyla alınan önlemleri,

n) TAGEM: Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünü,

o) TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu,

ö) TÜGEM: Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünü,

p) Uzmanlar listesi: GDO ile ilgili çalışmalara yön verecek Bakanlık tarafından oluşturulan uzman listesini

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Genel Hükümler ve İzin Koşulları

Genel hükümler

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olan GDO lu gıda ve yemlerin işleme ve tüketim amacıyla ithali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatı ve transit geçişleri yasaktır. Gümrük idarelerince bu Yönetmelik kapsamındaki ürünler için GDO ya ilişkin ek bir belge aranmaz.

(2) İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.

(3) GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.

(4) İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulması yasaktır.

(5) Bakanlık, GDO lu gıda ve yemlerin ithalat ve ihracat kapılarıyla ilgili gerektiğinde düzenleme yapabilir.

(6) Gıda veya yem, GDO lardan biri ya da birkaçını toplamda en az % 0,9 oranında içeriyor ise, GDO lu olarak kabul edilir.

(7) Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez.

(8) GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.

(9) Bu Yönetmelikte yer almayan hususlarda Bakanlık her türlü düzenlemeyi yapmaya ve tedbiri almaya yetkilidir.

İzin koşulları

MADDE 6 – (1) Her bir GDO için, bilimsel esaslara göre değiştirilmiş gen ya da genler esas alınarak bir defaya mahsus olmak üzere Komiteler tarafından risk değerlendirmesi yapılır.

(2) Her bir risk değerlendirmesinin sonucuna göre GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı ile diğer inceleme konularında herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmediğine dair bir karar belgesi hazırlanır. Karar belgesi en az aşağıdaki hususları içerir:

a) İznin geçerlilik süresi,

b) GDO ve ürünlerinin ithalatı için uygulanacak kural ve işlemler,

c) Kullanım amacı ve kısıtlamalar,

ç) Risk yönetimi, piyasa denetimi ve gerektiğinde aşamalı üretim planlaması,

d) İzleme ve izlenebilirlik koşulları,

e) Belgeleme ve etiketleme koşulları,

f) Ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kuralları,

g) İşleme ile atık ve artık arıtım ve imha koşulları,

ğ) Güvenlik ve acil durum tedbirleri,

h) Kullanım ile ilgili yıllık raporlama koşulları,

ı) Devir ve/veya kullandırmaya ilişkin koşulları,

i) Tedarik ve amaca göre kullanım ve işleme koşulları.

(3) Bakanlık onaydan önce, GDO ile ilgili Komite kararını kamuoyunun görüşlerine açabilir.

(4) Komitenin kararı, Bakanlık onayından sonra yürürlüğe girer.

(5) Bakanlık, izin verilen GDO ve diğer GDO larla ilgili bilgileri Bakanlık internet sitesinde yayımlar.

(6) İzin verilen GDO ve ürünlerinin kayıt altına alınması ve ürünün her aşamada takibinin sağlanması amacıyla, GDO ve ürünlerini ithal edenler, işleyenler ve piyasaya sunanlar Bakanlığa beyanda bulunmak, GDO ve ürünlerini GDO içerdiğine dair belgeler eşliğinde nakletmek, taşımak ve etiketleme kurallarını uygulamakla yükümlüdür.

(7) İzin, karar belgesinde belirtilen koşulların ihlali veya olası zarar ve risklerle ilgili yeni bilimsel bilgilerin edinilmesi, kullanım sonucunda olumsuz sonuçların ortaya çıkması durumunda, Bakanlıkça iptal edilir. İzni iptal edilen GDO ve ürünleri toplatılır ve imha edilir.

(8) Karar belgesinde belirtilen hususlara uyulmaması hâlinde izin iptal edilir. İznin iptal gerekçesine göre idari yaptırımlar uygulanır.

(9) GDO lu ürünler, izin verilen amaçlar dışında kullanılamaz.

(10) Gen sahibi, GDO ve ürünleriyle ilgili olarak yeni bir risk ya da risk şüphesini öğrendiği takdirde durumu derhal Bakanlığa rapor etmek ve tedbir almakla yükümlüdür.

(11) Gen sahibi, aldığı izne konu olan GDO ve ürünlerinin satışı ve dağıtımı sırasında taşıma, depolama, işleme ve ambalajlama gibi işlemlere ilişkin güvenlik kuralları ve tedbirler hakkında alıcıları bilgilendirmekle yükümlüdür.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Komite, Başvuru ve Çalışma Grupları

Komite

MADDE 7 – (1) Bakanlık tarafından GDO ile ilgili bilimsel ve teknik verileri araştıracak, yorumlayacak ve görüş oluşturacak, görev süreleri iki yıl olan uzmanlar listesi teşkil edilir. Uzmanlar listesi, Bakanlık TAGEM, TÜGEM, KKGM birimlerinden temsilciler ile üniversiteler, TÜBİTAK ve araştırma enstitülerinde görevli konu ile ilgili uzman veya öğretim üyelerinden oluşur. Uzmanlar listesinden Bakanlık tarafından belirlenecek on bir üyeden oluşacak bir komite her bir başvuru için ayrıca oluşturulur.

(2) Komitenin sekretaryası TAGEM tarafından yürütülür. Komite TAGEM in daveti üzerine toplanır.

(3) Komite en az dokuz üye ile toplanır. Komite her başvuru için bir başkan seçer. Kararlar üye tam sayısının salt çoğunluğu ile alınır. Lehte ve aleyhteki kararların gerekçeleri sahipleri tarafından yazılıp imzalanarak, karar ekinde yer almak üzere başkana teslim edilir.

(4) Komite, başvuruları toplantının ilk gününden başlamak üzere doksan gün içinde karara bağlamak zorundadır. Ek bilgi ve belge istendiğinde bu süre durdurulur. Komite tarafından ek bilgi ve belgenin talep edilmesi durumunda ek bilgi ve belgenin en fazla otuz gün içerisinde tamamlanması zorunludur.

(5) Komitenin başvuruyu reddetmesi durumunda aynı ürün için ret tarihinden itibaren bir yıl dolmadan ve yeni bilimsel veri ve bulgular sunulmadan yeniden başvuru yapılamaz.

(6) Komiteye sunulan bilgilerin üçüncü şahıslarla veya kamuoyuyla paylaşılması, başvuru sahibinin talebi dikkate alınarak Komitenin iznine tabidir.

(7) Komite, her türlü iş ve işlemlerinde Bakanlığa karşı sorumludur.

Komitenin görev ve yetkileri

MADDE 8 – (1) Komitenin görev, yetki ve yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir:

a) Yapılan başvurularla ilgili değerlendirmeler yapmak, hazırlanan raporu Bakanlığa sunmak,

b) Yapılan bir başvuru ile ilgili olarak işlem sürecinde Bakanlık izni olmadan herhangi bir açıklama yapmamak, bilgi ve belge vermemek,

c) İhtiyaç duyması hâlinde uzmanlar listesinden danışma amacıyla uzmanlardan bir veya birkaçını, en çok iki defa olmak kaydıyla toplantılara davet etmek.

Başvuru

MADDE 9 – (1) GDO lu ürünün Komite tarafından ilk değerlendirilmesinin yapılması amacıyla gen sahibi, aşağıdaki bilgi ve belgelerle Bakanlığa başvuruda bulunmak zorundadır.

a) GDO nun yapısında değişikliğe neden olan gen veya genlerle ilgili bilgi ve belgeler,

b) GDO nun tespitinde kullanılacak yöntem ve referans materyal ile tespit için yapılacak iş ve işlemleri kolaylaştıracak her türlü bilgi, belge ve destekleyici doküman,

c) Ayırıcı kimlik bilgileri,

ç) GDO ile ilgili risk değerlendirmeye esas bilgi ve bilimsel çalışma sonuçları,

d) Kullanım amacı ve kısıtlamalarla ilgili talep ve bu talebi destekleyen bilgi ve belgeler,

e) Kullanım ve üretim koşullarını açıklayan bilgi ve belgeler,

f) Risk yönetimi, otokontrol ve üretim planlaması ile ilgili bilgi ve belgeler,

g) İzleme ve izlenebilirlik koşullarının nasıl olacağını açıklayıcı bilgi ve belgeler,

ğ) İşleme sonucu atık ve artıkların arıtım ve imha koşullarını açıklayıcı bilgi ve belgeler,

h) Güvenlik ve acil durum tedbir planı ve uygulamaları ile ilgili açıklayıcı bilgi ve belgeler,

ı) Devir veya kullandırmaya müsaade edilip edilmeyeceği, müsaade edilmesi durumunda uyulması öngörülen şartlar,

i) Başvuru yapılan GDO lu gıda veya yemin taşıma, muhafaza ve nakil koşulları,

j) Başvuru yapılan gen veya genlerin, geliştirilmiş oldukları ülkede başvuru yılından en az üç yıl öncesinde tescil edildiğini, piyasada satışının serbest olduğunu gösterir bilgi ve yetkili mercilerden alınmış onaylı belgeler,

k) Çeşidin başta tescil edildiği ülke olmak üzere ilgili mevzuatın uygulanmakta olduğu ülkelerde de ticari olarak üretildiğini gösterir bilgi ve yetkili mercilerden alınmış onaylı belgeler,

l) Türkiye flora ve faunası için potansiyel bir tehlike oluşturmasını engellemek üzere GDO nun Türkiye’de yakın akraba ve yabanileri olan türlere ait olmadığını gösterir bilgi ve belgeler.

(2) Komite, gerek gördüğü durumlarda ek bilgi ve belgeler de isteyebilir.

(3) Komite tarafından istenilen belge ve bilgilerin süresi içinde temin edilmemesi durumunda başvuru reddedilir.

(4) Yapılan bir başvurunun sonucu diğer başvurular için emsal teşkil etmez. Yapılan bir başvuruya verilen izin başvurulan ve takip eden ithalatlar için geçerlidir. Ancak, ithalatın gerçekleştirilebilmesi için ilgili diğer mevzuat hükümlerinin de yerine getirilmesi zorunludur.

Çalışma grupları

MADDE 10 – (1) Aşağıdaki konularda çalışma yapmak üzere; uzmanlar listesinden oluşan, üye sayısı ve çalışma süresi TAGEM tarafından belirlenen çalışma grupları kurulabilir:

a) Uluslararası gelişmeleri izleyerek ülkenin GDO ve ürünleriyle ilgili politika ve stratejileri için önerilerde bulunmak,

b) Hassas tüketici grupları için GDO ve ürünleriyle ilgili değerlendirmeler yaparak tavsiyelerde bulunmak,

c) Uluslararası kullanımda bulunan GDO ve ürünleriyle ilgili değerlendirmeler yaparak Bakanlığa önerilerde bulunmak,

ç) GDO çalışması yapılmış ve üretime sunulmuş riskli ürünleri belirleyerek ilgili kurumları bilgilendirmek,

d) Biyogüvenlikle ilgili yakın, orta ve uzun vadeli risk senaryoları hazırlamak ve bunlarla ilgili çözüm önerileri sunmak,

e) Ülke ihtiyaçları dikkate alınarak, özellikle acil durum tedbirleri ile ilgili önerilerde bulunmak.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GDO lu Ürünlerin İthalatı, İşlenmesi ve Depolanması, İhracatı, Etiketlenmesi,

İzleme ve İzlenebilirlik, Denetim ve Kontrolü

İthalat

MADDE 11 – (1) Komite tarafından değerlendirilmesi yapılarak Karar belgesinde ithalatı uygun görülmüş GDO ve ürünlerinin ithalatında aşağıdaki hususlar dikkate alınır:

a) GDO ve ürünlerinin üretildiği ülkenin yetkili otoritesinden parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır.

b) Ürünün üretildiği ülke dışında başka bir ülkeden yüklenmesi durumunda üretici ülkenin vermiş olduğu belgeyle beraber yüklendiği ülkenin yetkili otoritesince düzenlenmiş, parti numarası, miktarı ve GDO çeşidini belirten belge aranır.

c) Bakanlık, kontrol ve denetim amaçlı analizler yapabilir.

ç) Yapılacak analizlerin sıklığı, risk esasına göre Bakanlıkça belirlenir.

(2) GDO riski taşıyan ancak, GDO suz ürün olduğu taahhüt edilen ürünlerin ithalatında aşağıdaki esaslar uygulanır:

a) İthalatta, GDO riski taşıması nedeniyle analize tabi tutulacak ürünler ve bunların sıklıkları Bakanlık onayı ile belirlenir. Gerektiğinde yine Bakanlık onayı ile güncellenir.

b) Belirlenen analiz sıklıklarına göre ürünlerin analizi yaptırılır. Analiz sonucunun uygun olması durumunda söz konusu ürünlerin ülkeye girişine izin verilir.

c) Yapılan analiz sonucunda GDO lu olduğu tespit edilen ürünün ülkeye girişine izin verilmez. Söz konusu ithalatçı ve ihracatçı firma ve ülke risk listesine alınır.

(3) Tespit ve kontrol işlemleri için istenecek her türlü analiz yöntemi ve analizlerde kullanılan özel ürünler de dâhil, bilgi, belge, ürün ve malzemeyi temin etmekle ithalatçı yükümlüdür.

GDO lu ürünlerin işlenmesi ve depolanması

MADDE 12 – (1) İthal edilen GDO ve ürünlerinin gıda veya yem maddelerinin üretiminde kullanılabilmesi için bu ürünlerin izin, ruhsat ve tescil başvurularında gıda veya yem işletmecisi, gıda veya yem mevzuatında belirtilenlere ilave olarak aşağıda belirtilen şartları sağlamak zorundadır:

a) Hammadde olarak kullanmak üzere temin ettiği GDO ve ürünleri ile ilgili aşağıdaki bilgi ve belgeleri bir ay içerisinde Bakanlığa vermek;

1) Ürünü kimden, ne miktarda temin ettiği ile ilgili bilgiler,

2) Bu ürünlerin ne amaçla kullanılacağı,

3) Etiket ve/veya GDO ve ürünlerinin beraberinde taşınması zorunlu belgelerin sureti.

b) GDO suz gıda veya yem, GDO lu gıda veya yemin işlendiği hattan farklı bir hatta üretilmeli ve depolanmalıdır. Aynı üretim hattının kullanılması durumunda, üretim hattında gerekli temizliği yapmak,

c) İşleme sonrası risklerin öngörülmesi hâlinde acil tedbir planları, muhafaza ve nakil koşullarıyla ilgili ek tedbirleri Bakanlığa bildirmek,

ç) Atık ve artıkların güvenli arıtım ve imha koşullarını belirleyerek Bakanlığa bildirmek.

GDO lu ürünlerin ihracatı

MADDE 13 – (1) İhracatta alıcı ülkenin talebi doğrultusunda işlem yapılır. Alıcı ülkenin GDO ile ilgili talebinin olmaması durumunda genel ihracat mevzuatına göre işlemler gerçekleştirilir.

Gıdaların etiketlenmesi

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre izin verilen GDO lu gıdaların % 0,9 un üzerinde GDO içermesi hâlinde, 16/11/1997 tarihli ve 23172 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde yer alan gerekliliklere ilave olarak aşağıdaki hususlar çerçevesinde etiketlenmeleri zorunludur.

a) GDO lu gıdanın tek bileşenden oluşması durumunda “genetik olarak değiştirilmiştir” veya ürün ismi ya da hammaddenin ismi “genetik olarak değiştirilmiş ...........’den üretilmiştir” ifadesi ile birlikte etiket üzerinde yer almak zorundadır.

b) GDO lu gıdanın birden fazla bileşen ihtiva etmesi durumunda, ürün ismi ya da bileşen ismi, “genetik olarak değiştirilmiş ..........” veya “genetik olarak değiştirilmiş ….......’den üretilmiştir” ifadeleri ile birlikte bileşen listesinde söz konusu bileşenden hemen sonra gelecek şekilde parantez içerisinde yer almak zorunda olup, parantez içindeki ifade diğer bileşenlerle aynı karakter büyüklüğünde olmalıdır.

c) GDO lu dökme gıdaların beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.

ç) Yukarıda belirtilen etiketleme gerekliliklerinin yanı sıra, GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden; bileşimi, beslenme etkileri veya beslenme değeri, kullanım amacı açısından farklılık gösterdiği durumlarda, bu hususlar etiket üzerinde belirtilmelidir. Besin bileşeninde farklılık gösteren GDO lu gıdalarda, beslenme etiketlemesi yapılması zorunludur.

d) GDO lu gıdaların GDO suz eşdeğer ürünlerden farklı olması durumunda, tüketilmesi sonucunda sağlık riski oluşturabilecek tüketici gruplarına ait uyarıların etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.

e) GDO kullanılarak elde edilen gıdanın GDO suz eşdeğerinin olmaması durumunda, söz konusu ürünün doğası ve özelliklerine ait bilgilerin Türk Gıda Kodeksinde belirtilen hükümlere uygun olarak etiket üzerinde belirtilmesi zorunludur.

Yemlerin etiketlenmesi

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre, yem veya yemlik madde olarak kullanımına izin verilen GDO lu yemlerin % 0,9 un üzerinde GDO içermesi hâlinde, yem mevzuatında yer alan etiket gerekliliklerine ilave olarak aşağıdaki şekilde etiketlenmesi zorunludur.

a) GDO lu yemin özel adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………” ifadesi bulunmalıdır. Bu ifade yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğünün listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olmaması gerekir.

b) GDO dan elde edilen yemin adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………’den elde edilmiştir” ifadesi yer almalıdır. Bu ifade yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğünün listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olmaması gerekir.

c) GDO lu dökme yemlerin beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulmak zorundadır.

ç) GDO lu yemin GDO suz eşdeğerinden farklı olması hâlinde bileşiminin, besleme özelliklerinin, kullanım amacının, belirli hayvan türü ya da kategorisi için yapılan sağlık beyanlarının etiket üzerinde bulundurulması zorunludur.

d) GDO lu yemin GDO suz eşdeğeri yok ise, o yemin yapısı ve karakteristikleri ile ilgili uygun bilgilerin etiket üzerinde bulundurulması zorunludur.

İzleme ve izlenebilirlik

MADDE 16 – (1) GDO ve ürünlerini ithal veya ihraç eden, işleyen, depolayan, dağıtan ve tüketime sunanlar, son tüketiciye ulaşıncaya kadar olan süreçte gerekli kayıtları tutmak ve izlenebilirliği sağlamak, ayırıcı kimlik numarası ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri ürün ile birlikte bulundurmak zorundadır.

(2) GDO ve ürünlerini ithal veya ihraç eden, işleyen, depolayan, dağıtan ve tüketime sunanların, ürünlerle ilgili bilgi ve belgeleri yirmi yıl saklaması ve bu belgelerle ilgili bir kayıt sistemine sahip olması zorunludur.

(3) GDO ve ürünleri ile ilgili olarak karar belgesinde belirtilen koşullara uyulup uyulmadığı Bakanlık tarafından görevlendirilen birimler tarafından izlenir. Şikâyet durumunda Bakanlık tarafından görevlendirilen birimler bu Yönetmelik hükümleri ile birlikte ilgili mevzuata göre işlem yapar.

Denetim ve kontrol

MADDE 17 – (1) GDO ve ürünlerinin denetim ve kontrolleri bu Yönetmelik hükümleri ile birlikte ilgili mevzuata göre yapılır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Numune alma ve analiz

MADDE 18 – (1) GDO lu gıda ve yemin numune alma ve laboratuvar analizleri ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.

İdari Yaptırımlar

MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında;

a) 4703 sayılı Kanunun 11 inci ve 12 nci maddeleri,

b) 5179 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi,

c) 1734 sayılı Kanunun 12 nci, 13 üncü, 14 üncü maddeleri

uyarınca işlem tesis edilir.

Yürürlük

MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür.

Bu yazıyı da dikkatle okumak lazım...

http://www.gidahareketi.org/Ankara-K...42-haberi.aspx

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş

yesimcim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-10-2009, 00:01   #2
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 05-11-2008
Şehir: AFYON
Mesajlar: 193
GDO'lu ürünler serbest

Bugün GDO' lu ürünlerin, resmi olarak Türkiye'de kullanımına izin verildiğine dair haberleri okudum ve ciddi olarak moralim bozuldu. Ne olacak çocuklarımızın ve gelecek nesillerin hali.

Köşebaşlarındaki şirin arabalarda, kocaman ve lezzetli, bardakta GDO' lu haşlanmış mısırı çocuklarıma yedirmezken artık nereye kadar engelleyebilirim.

Durum gerçekten çok vahim!

Gülüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-10-2009, 21:39   #3
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

İşte son gelen mektup.


Alıntı:
HÜKÜMET YİNE YALAN SÖYLEDİ ,YİNE HALKI KANDIRDILAR...HÜKÜMETİN YENİ İHANETİ...

Pazartesi, 26 Ekim 2009

GDO’lara İzin Veren Yönetmelik Yayımlandı
ÜRETİCİLER VE TÜKETİCİLER BÜYÜK TEHDİT ALTINDA!!!

Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsayan “Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik” 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara karşı çıkan ekolojist örgütler ise tepkilerini dile getirmek için yeni bir eylemlilik sürecine hazırlanıyor..
Gdo’ların yem ve gıda olarak kullanılmasına izin veren yönetmelikle ilgili bir açıklama yapan Ekoloji Kolektifi, “Gdo’lara izin veren hükümete seslenerek, Kopenhag iklim değişikliği zirvesine giderken gdonu da al git” dedi. Geçtiğimiz hafta Akdeniz Üniversitesi’nin biyoteknolojik yöntemlerle tarımsal üretime izin veren yönetmeliğine dava açıldığını söyleyen açıklamada, gıdayı tekellerine almak isteyen şirketler ülkeyi yönetiyor denildi.

Yapılan açıklamada “Tarım ve Köy İşleri Banklığı tarafından yayımlanan gdolara izin veren bu yönetmelik ile Türkiye gıda emperyalizminin tutsağı haline gelmiştir, bundan sonraki süreçte kentliler yedikleri besinlerin, köylüler ve çiftçiler ise ürettikleri ürünlerin geleceğinin ellerinden alındığını bilmelidir” denildi. Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi.

“Türkiye’de yaklaşık beş yıldır Biyogüvenlik sistemine ihtiyaç duyulduğunu Gdoya Hayır Platformu bileşenleri ile haykırıyoruz. Buna karşın gıdayı ve tohumu gdolardan koruyan bir yasayı hükümet çıkarmamak için ayak diriyor. Bu da yetemezmiş gibi Cartagene Biyogüvenlik Protokolün’deki yükümlülüklerinin bile gerisinde bir yönetmelikle Türkiye’nin kapılarını gdolu ürünlere sonuna kadar açıyor. Gıda ve yemlerde gdo kullanımını serbest bırakıyor.

Sınır Kapılarında Denetim Yok

Sadece antibiyotiğe direnç geni taşıyan gdolu gıdalar ile gdolu bebek mamalarının ülkeye girişi yasaklanıyor. Peki bu ürünlerin ülkeye giriş yapmadığının tespitinin nasıl yapılacağını soracak olursanız, bakanlık bu konuda bile hiçbir tedbir almaya gerek duymuyor. Bu konuda gerektiğinde bir düzenleme yapılacağı belirtiliyor. Peki bu hükümetin sayın Bakanlığı siz denetimini yapmadığınız bu ürünlerin ülkeye girip girmediğini nasıl denetleyeceksiniz. Daha önce sorduk bir kez daha soruyoruz, çocuklar için zararlı gördüğünüz gdolar neden büyükler için zararlı değildir.”

Basitleştirilmiş İzin Sistemi

Gdolu ürünleri Türkiye’ye ithal etmek isteyen kişi ve şirketler için basitleştirilmiş bir izin sistemi getiren yönetmelik kapsamında gdolu gıda ve yemlerin risklerinin hangi kriterlere göre yapılacağına ilişkin bir düzenleme yapılmıyor. Bu gıda ve yemlerin hangi koşullarda riskli olacağının belirli koşullara bağlanmamasının tüketiciler ve üreticiler açısından büyük sakıncaları olacağını belirten Ekoloji Kolektifi, “ekonomik ve sosyal risk kriterleri belirlenmediğinde, bu ürünlerin takibi ve denetimi konusunda bir alt yapı oluşturulmadığında, yem olarak giren ürünlerin tohum olarak kullanılmasının önü alınamayacağı gibi, bu gıdalardan kaynaklı yaşanacak sağlık sorunlarının da neler olduğunun tespitinin mümkün olamayacağını” belirtiyor.

GDO’lu Gıdalara Etiket Bile Yok

Genetiği değiştirilmiş ürünleri tüketmek istemeyen tüketicilere seçme hakkı bile tanımayan bu yönetmelik uyarınca ancak binde dokuzun üzerinde gdo içermesi durumunda bu gıda ve yemlerin etiketleneceğini düzenleniyor. Buna göre tüketicilerin hangi üründe gdo olduğunu bilebilme olanağı da tamamen ellerinden alınıyor. Gdosuz ürün üreticilerinin ise ürünlerinin üzerinde gdosuz olduğunu belirtmeleri yasaklanıyor.

GDO’lu Yemler Tohum Olarak Kullanılabilir

Gdolu yemlerin hayvanlar tarafından tüketilmesi ve hayvanlardan da insanlara bu gdoların geçişi karşısında bu ürünleri ithal eden, satan ve kullandıran kişilere hiçbir cezai sorumluluk getirilmiyor. Aynı zamanda bu yemelerin tohumluk olarak kullanılmasının nasıl engelleneceği, tohumluk olarak kullanıldığı zaman yaptırımın ne olacağı da yönetmelik de düzenlenmiş değil. Bu durum ülkenin genetik varlıklarını tehdit edeceği gibi tarım ve hayvancılık sistemlerinde de onarılmaz yaralara yol açabilir.

Köylüler ve Çiftçileri Zor Günler Bekliyor

Bu ürünlerin kullanılmasından doğacak zararla ilgili şirketlere para cezası dışında bir yaptırım ise öngörülmemiş. Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması Ve Uygulanmasına Dair Kanun, Yem Kanunu, Gıdaların Üretimi, Tüketimi Ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, gdolu gıda ve yemlerden doğacak zararlarla ilgili adli ve idari para cezası öngören yönetmelik çiftçilerin ve köylülerin bu ürünleri kullanımlarından kaynaklanan doğrudan ve dolaylı zararlarının nasıl tazmin edileceğine yönelik bir ip ucu bile sunmuyor. Bu durumda ekosistem ve tarımsal yapılarda onarılmaz tahribata yol açan gdo üreticisinin ürünlerinin piyasadan toplatılması ve uygulanacak para cezası ile kurtulmasının alt yapısı oluşmuş durumda.

Dipten Gelen Sese Kulak Verin

Ekolojist sosyalist çiftçi, tüketici, kentli ve köylü örgütleri tarafından dava konusu edilmesi beklenen yönetmelik, iklim değişikliği zirvesine hazırlanan Türkiye’nin politik yönelimini de ortaya koyuyor. Aralık ayı içinde BM 15 taraflar Konferansı kapsamında iklim değişikliğine neden olan gıda, su, enerji, tarım gibi konularda, hükümetin gıdayı, suyu, toplum sağlığını önceleyen politikalara ağırlık vermeyeceğini gösteriyor. Gıda egemenliği ekseninde, tohumun ve tarımın kamusal politikalarla desteklenmesi; fosil yakıtlardan vazgeçilmesini, kentlerin kapitalist dönüşümüne karşı yeni bir sürece hazırlanılması gerektiğinin altını çizen Ekoloji Kolektifi, önümüzdeki günlerde, gıdanın, suyun, toprağın ve toplumun geleceği için dipten gelen dalga adı altında pek çok örgütün birleşik bir eylem süreci yaratacağını vurguluyor.

Ekolojistler.org haber
Artık ne yiyeceğiz bilemiyorum.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-10-2009, 21:49   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

Sn. Gülüm, ortada bir şeylerin döndüğü, birilerinin vatanının insanına ihanet ettiği ve birilerinin, dahili bedhahlar ile beraber cebini doldurmaya başladıkları kesin.

Ne uğruna? Çoluğumuzun, çocuğumuzun, şimdiki ve gelecek nesillerin sağlığıyla oynama uğruna.

Umarım kazanacakları paralar düşecekleri hastalıkları tedavi etmeye yetmez.

Bu nasıl bir hırstır ki herşeyi yapmayı göze alsınlar?.

gelen mektubu aktarıyorum.


Alıntı:
TÜKETİCİ DERNEKLERİNİN TARIM BAKANLIĞIN GDO YÖNETMELİĞİNİ MAHKEMEYE VERMESİNİ BEKLİYORUZ


Tarım Bakanlığının en son yayınlamış olduğu:

"Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünlerini içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsayan "Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik" 26.10.2009 tarih ve 27388 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

yönetmeliğin yürütmeyi durdurma istemiyle idare mahkemesine başvurmanızı bekliyoruz.

Gerekçelerimiz:

madde 5/8 "GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz." Maddesi üzerine yazımız:

Dünya'da ekmekten sonra ikinci stratejik ürün Süt' tür. Süt'ten sonra Et ve Yemek yağları gelmektedir. Et, hergün soframıza girmese de sütü her gün çocuklarımız tüketmektedir. Süt ürünlerinden yoğurt ve peyniri ise hemen hemen hergün tüketmekteyiz.

Organik tarım üretiminin teşvik edilmeye çalışıldığı ülkemizde ; Et ve Çiğ Süt üreticisinin yemlerde, Hergün evinde çocuğuna süt içiren annelerin suttee, her kahvaltıda peynir yiyen , lokantalarda kola yerine ayran içen tüketicilerin içtikleri gıdalarda, tohum satın alan çifçinin aldığı tohumun ambalajında GDO' SUZ DUR yazısını görmek istemesi doğal insani hakkıdır.

Bu yönetmeliğin 5/8 maddesi GDO 'lu ürün üreticilerinin lehinedir.

Bu yöetmeliğin 5/8 maddesi :'' İnsani ve hayvansal gıda ürünlerinin tüm ambalajlarında okunur şekilde GDO 'lu olup olmadıklarına dair açıklama bulunmalıdır.'' şeklinde olmalıdır.

Yönetmeliğin bu maddesi çocuklarımızın, tüketicilerimizin, ülkemiz insanının geleceğini tehlikeye atmıştır.

GDO' suz ürün üreticilerinin ambalaj üzerine ''GDO 'SUZ'' ibaresin yönetmeliğin bu maddesi ile yasaklanmış olması , gdo'lu ürünler lehine POZİTİF AYIRIMCILIK tır. Halbuki GDO suz ürünler için pozitif ayırımcılık yapılmalıydı !

Saygılarımızla

Çiğ Süt üreticileri Google Grubu adına

Çapar Kanat
Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-10-2009, 13:46   #5
Ağaç Dostu
 
imgelem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-01-2007
Şehir: Cunda Adası / Ayvalık
Mesajlar: 312
Galeri: 25
Ya şimdi ayağa kalk ve itiraz et,


Ya da sistemin mezbahasında uslu koyun olduğunu itiraf et.


GDO'LU BESİNLERLERLE ZEHİRLENME ÖZGÜRLÜĞÜ BAŞLIYOR


Tayfun Özkaya


Gündemin domuz gribi ve açılım ile bu kadar yüklü olduğu bu
günlerde 26 Ekim pazartesi günü Resmi Gazetede Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
tarafından yayınlanan bir yönetmeliğin zamanlaması doğrusu GDO severler için
çok uygun idi. Yönetmelik Türkiye'yi GDO'ların ithaline ve kullanımına açtı.
Artık GDO'lu ürünlerle zehirlenme özgürlüğü başlamıştır. GDO'lu ürünleri
topluma yedirmek için önce haberi farkına varmadan yedirmek gerekir diye
bazıları düşünmüş olabilir mi? Pazartesi medya bu olayla hiç ilgilenmedi.
Salı günü ise birçok gazete ve web sayfasında haber ters verilmişti. Kimisi
mamalarda artık GDO kullanılamayacağını, kimisi de Türkiye'ye GDO'ların
giremeyeceğini yazıyordu. Yüzeysel izleyiciler için nerede ise çok güzel bir
haber vardı.


GDO'lu ürünlerin sağlığa etkileri hayvanlar üzerinde yapılan epeyce
araştırmaya konu oldu. Sadece bir tanesini verelim. İskoçya Rowett
Enstitüsü'nden Dr. Arpad Pusztai'nin GD patates ile beslediği farelerin
tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık
sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma
görüldü.


Okuduğunu anlayacak herkesi yönetmeliği kendi gözleri ile okumaya
çağırıyorum. Merak etmeyin beş sayfadan fazla değil. Bundan sonra sizin ve
çocuklarınızın ne yiyeceği sizin elinizde. İnternette adres yerine
rega.basbakanlik.gov.tr yazıp tıklayın ve 26 Ekim 2009 tarihli Resmi
Gazeteyi açıp kendiniz okuyun.


Madde 5/2'de yazanlar şöyle:


"İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO'lu gıda veya yemin çevre,
insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda
veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri
almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen
bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek
zorundadır."


Emriniz olur. Az sayıda istisnası ile dünyanın neresinde görülmüş,
bir şirketin "yoğurdum ekşidir" dediği. Hindistan'da GDO'lu pamuğun verimsiz
ve zararlı olduğunu 19 araştırma söylediği halde, bu araştırmaları hangi
şirket dikkate almıştır.


Madde 5/3'de şunlar yazıyor:


"GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve
devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması
yasaktır."


Yani "aslında GDO'lar zararlıdır, bu yüzden bebekleri şimdilik affediyoruz.
Büyüyünce onlar da başlarlar yemeğe" demekteler. Daha başka söze gerek var
mı?


Madde 5/7'de şunları okuyoruz:


"Gıda veya yemin % 0,5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde
ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez."


İnsan veya çevre sağlığına zararlı bir ürünün azıcık karışmasının bir
sakıncası olmadığı söylenmek isteniyor. Birazcık mikrop zarar vermez gibi
bir ifade. Zararlı bir organizmanın şakaya gelmeyeceğini bilmiyorlar mı?


Madde 5/8'de şunları okuyoruz:


"GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler
bulunamaz."


Eee, pes yani. GDO'lu gıdaları üretenler o kadar ürünlerine güvenmiyorlar ki
her hangi bir gıda üreten bir şirket paketin üzerine ürününde GDO
kullanılmadığını yazamıyor. Tarım Bakanlığına öneriyoruz: "trans yağ
kullanılmamıştır", "katkı maddesi kullanılmamıştır", "domuz eti
kullanılmamıştır" yazılmasını da yasaklasınlar. Ne farkı var? Çok mu masum
bu madde. Bu isteğin ABD'de GDO'lu ürün üreten şirketlerin talebi olduğunu
biliyorlardı şüphesiz.


GDO'ya Hayır Platformunun da açıkladığı gibi "GDO'lu yemlerle beslenen
hayvanların ve ürünlerinin de GDO'lu sayılması ve dolayısıyla
etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan
sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir." İçtiğiniz
süt artık çok daha tehlikeli olacak.


Yönetmeliği çiğneyenlere verilecek para cezaları büyük şirketleri ürkütecek
düzeyde değildir.


Bütün bunlar insanlarımıza, çevreye yapılan bir zulüm değilse nedir? Artık
GDO ile zehirlenme özgürlüğünüz var.


Ya şimdi ayağa kalk ve itiraz et,


Ya da sistemin mezbahasında uslu koyun olduğunu itiraf et.


EGE ÜNİVERSİTESİ

imgelem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-10-2009, 16:24   #6
agaclar.net
 
Mine Pakkaner's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-01-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 10,707
Galeri: 99
GDO’lu ürünlerin bebekler için yasak, ancak anne ve babalar için serbest

GDO’lu ürünlerin bebekler için yasak, ancak anne ve babalar için serbest

Cartegena Biyogüvenlik Protokolü’ne taraf olan ve Meclisinde kabul eden Türkiye, son derece yaşamsal öneme sahip bir konuda gerekli yasal düzenlemeyi yaparak Ulusal Biyogüvenlik Yasası’nı çıkarmak yerine bir yönetmelikle GDO’ların ve ürünlerinin ülkemize girmesini meşru kılmıştır.

26 Ekim 2009 tarih, 27388 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmeliğin insan yaşamı ve sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, tüketici çıkarları ve çevrenin en üst düzeyde korunması amacıyla hazırlandığı belirtilmesine karşın, getirilen düzenleme bunları sağlamaktan çok uzaktır.

GDO’ların insan sağlığı üzerine etkileri konusunda bugüne kadar yeterli araştırmalar yapılmamışken, hayvanlar üzerindeki olumsuz etkileri üniversite raporları ile ortaya konurken, biyoçeşitliliği yok edici etkileri pek çok araştırma ile ispatlanmışken yasa yerine bir yönetmelik çıkarılarak bu olumsuzlukların giderilebilmesinin sağlanması mümkün değildir!

Bu bağlamda tüketici sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak görevi ve söz konusu gıda ve yemi piyasadan geri çekme zorunluluğunun “işletmeciye” bırakılması bu endişemizi haklı çıkarmaktadır!

GDO’lu ürünlerin bebekler için yasak, ancak anne ve babalar için serbest bırakılması toplum sağlığını ciddi tehlikeye atmaktadır. GDO’lar zararlı ve bu nedenle bebeklere yedirilmeyecek ise onu emziren ya da hamileliği esnasında karnında taşıyan annesine neden yedirilmektedir? Şayet GDO’ların hiçbir sağlık riski yok ise bebekler için neden yasaklanmıştır? GDO’ların hayvan denekler üzerinde yapılan denemelerde kan yapısını bozduğu, bağışıklık sistemini çökerttiği, sinir sistemini tahrip ettiği, organlarda küçülme meydana getirdiği ve sonraki nesillerde üreme yeteneğini bitirdiği bilimsel raporlarla kanıtlanmış durumdadır.

GDO’lu ürünlerde antibiyotik direnç geni kullanıldığı ve bunun da insan ve hayvan sağlığı açısından son derece zararlı olduğunu ülkemizde GDO’ya Hayır Platformu olarak yıllardır ifade ederken, biyoteknoloji lobileri ve onların temsilcileri bu ürünlerin hiçbir riski olmadığını söylemektedirler. Söz konusu yönetmelikte bu tür genleri içeren GDO ve ürünlerinin ülkemize sokulması ve piyasaya sunulmasının yasaklanmış olması platformumuzun bir başarısıdır, bu sonuç konuyla ilgili iddialarımızın ne denli doğru olduğunu göstermektedir.

Getirilen düzenlemeyle “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadelerin bulunmayacağının” belirtilmesi, düzenlemenin son derece taraflı ve yönetmeliğin kapsamı dışında olan bir uygulamadır. Hatırlanacağı gibi, Amerika’da bir biyoteknoloji şirketi, ürünlerine “GDO bulunmamaktadır” yazan bir firmayı dava ederek kendi satışlarını düşürmekle suçlamış, bu uygulamanın yaygınlaşması için lobi faaliyetleri başlatılmıştır. Bu açıdan çıkarılan yönetmelik, ülkemizde bu uygulamanın doğrudan kabul edilmesi insan, hayvan ve çevre sağlığından çok biyoteknoloji şirketlerinin çıkarlarının kolladığını göstermektedir.

GDO’lu yemlerle beslenen hayvanların ve ürünlerinin de GDO’lu sayılması ve dolayısıyla etiketlenmesine ilişkin hiçbir maddenin yönetmelikte yer almaması da insan sağlığının hiçe sayıldığının en büyük göstergelerinden biridir!

Türkiye’nin hiçbir GDO’ya ve ürününe gereksinimi yoktur! GDO’lar açlığa çare değildir! Biyolojik çeşitlilik üzerine büyük bir tehdittir! GDO’lar tarım ilacı kullanımını artırarak hem toprağı hem de içme sularımızı zehirlemektedir! Ayrıca daha fazla kullanılan bu tarım ilaçlarını insan ve hayvan organizmalarına girmektedir! Çiftçileri dev biyoteknoloji şirketlerine bağımlı kılmaktadır!

GDO’ya Hayır Platformu insan, hayvan ve çevre sağlığını tehdit eden, kapitalist sömürü düzeninin gıda egemenliği üzerine kurgulanmış biçimi olan, sadece birkaç şirketin para kazanması için tüm bir insanlığın ve doğanın gözden çıkarıldığı GDO’lara karşı vereceği mücadelesini bundan sonra sokaklara, evlere, okullara, işyerlerine taşıyarak devam ettirecektir! Mücadelemiz başarıya ulaşıncaya, GDO’ları coğrafyamızdan atıncaya kadar devam edecektir!

27 Ekim 2009
GDO’YA HAYIR PLATFORMU

Mine Pakkaner Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-10-2009, 18:10   #7
Ağaç Dostu
 
maki01's Avatar
 
Giriş Tarihi: 05-05-2008
Şehir: Adana
Mesajlar: 8,417
Galeri: 73
Beyaz et diye ne kadar GDO'lu et tükettik acaba?
Çözümsüz bir konu olarak önümüze koyuyorlar, kırk katır mı kırk satır mı misali. Zehirlerden zehir beğen diyorlar. Ya kimyasal ya da GDO'ya mahkum edildik sanki. Kimyasal sopasını gösterip, GDO'ları tüketmek zorunda bırakacaklar bizi...

maki01 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-10-2009, 07:07   #8
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

GDO yönetmeliğinde vatandaşı korumak amacıyla hazırlandığı söylenen kuralların yazılımında kullananılan ifadeler öyle ustaca kullanılmış ki, Biz korunacağımızı sanarken, GDO belasından para kazananların ekmeğine de yağ sürülmüş.

Zamanında, Soya ve Mısır'ı bize reklam ve servis eden medyamıza ayrıca, tv kanallarında para uğruna boy göstermeye başlayan ve sağlığımız ile hiç ilgisi olmayan sözde doktor ve sağlık çalışanlarına dikkat etmemizi öneririrm.

GDO'suz oldukları iddiasıyla piyasaya bir sürü gıda sürülecektir. Dikkatli olmak lazım diye düşünüyorum.


Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-10-2009, 12:18   #9
Ağaç Dostu
 
selim_50's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi karinca70 Mesajı Göster
İş arkadaşımın baldızı Tarım Bakanlığı'nda çalışıyor; kendisi GDOyu doğal olarak savunuyormuş; kendilerini ikna eden Amerikalıların en önemli tezi de GDOlu mısır olmasa beyaz et sektörümüzün sona ereceğiymiş, çünkü şu anda Türkiye'de tavuk çiftliklerinin tamamına yakını GDOlu mısır tüketiyormuş. Zaten farkında olmadan zehirleniyorduk, şimdi zehirleme özgürlüğü getirilmiş oldu.

İşbirlikçi zehirli mısır Un(u)akıtanlara yazıklar olsun...
merhaba;
doğrudur, GDO suz mısır olmasa beyaz et sektörümüz sona erebilir, ama gdo lu mısır satmak için sektörümüzü bu duruma getiren yine kendilerir.
Kapitalizmin özüdür" Önce fakirleştir, kendine muhtaç et'ki daha sonra sana muhtaç olsun)
saygılar

selim_50 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-10-2009, 12:40   #10
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 17-03-2009
Şehir: ist
Mesajlar: 82
Sanıyorum gdo dan kaçış yok gibi, normalden fazla üretilen **** üretilebilen her türlü besinden şüphelenmek gerekli.
Her şeyde olduğu gibi orjinal olan, insanların değişik nedenlere müdahalesinin dışında bile, zamanla ve çevre etkisiyle de değişiyor gibi..

msafak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-11-2009, 10:49   #11
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Frankeştayn


Kürt açılımı yapılmasını anlarım... Çünkü, karşı çıkanlar olduğu gibi, destekleyenler de var. Ermeni açılımı da böyle...

Sen itiraz edersin belki ama, şahane diyen de var.

*

Peki, “Milletim öyle istiyor, açılım yapıyorum” diyen arkadaşlardan biri, bana izah edebilir mi lütfen, “genetiği değiştirilmiş organizma açılımı”nı niye yapıyoruz?

*

Ortalık toz dumanken... Ahali, PKK’lıların memlekete gelişiyle meşgulken, dikkatler darbe marbe iddialarına yoğunlaşmışken, ana-babalar domuz gribi endişesine kafa yorarken... Kaşla göz arasında, TBMM’yi bypass ederek, şak diye yönetmelik çıkardılar... Ve, “genetiği değiştirilmiş organizma”ların ithalatını serbest bıraktılar.

*

Hangi millet istiyor bunu?

*

Her numaraya “Milletim öyle istiyor” diyorsunuz da... Mesela, genetiği değiştirilmiş domates istiyorum diyen Kürt var mı Türkiye’de? Genetiği değiştirilmiş çikolata istiyorum diyen Laz? Çocuğuma genetiği değiştirilmiş patates cipsi yedirmek istiyorum diyen Türk var mı aramızda? Kim istiyor bu işi kardeşim? Kim?

*

Genetiği değiştirilmiş organizma, eğer angutsan, entel bi sıfat gibi geliyor kulağa, bilimsel gibi duruyor... Aslında “frankeştayn gıda” onların adı!

*

Çünkü, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına takmak gibi bi şey...

*

Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese, bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ vatandaşımız gibi yani... Sevgili halkımız, adında domuz var diye, domuz gribi aşısı caiz mi diye soruyor ama, belki domuz genini soya fasulyesinde yiyor, haberi yok...

*

Peki, niye yapıyorlar bunu? “Açlığı önlemek için” diyorlar... İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış... Raf ömrünü uzatıyorlarmış.
*

İyi de birader...
Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok? Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan? Şapşal politikalar yüzünden, fazla geldiği için, para etmediği için, mahsulümüzü yakarken, derelere dökerken, hangi açlık?

*

Allah’ın bu millete lüftu Anadolu’da, şu ürün yetişmiyor, o yüzden genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyaç var, denebilir mi, utanmadan?

*

Üstelik, sadece sebze-meyve değil hadise... O sebze-meyvelerle yapılan, bin küsur üründe var bu genetiği değiştirilmiş organizma... Çikolatadan cipse, meşrubattan ketçapa... Şeker ayaklarıyla, baklavada bile kullanıyorlar... Bebek mamasında var!

*

Yersen ne oluyor? Avrupa’da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-kısırlığa sebep oluyor... Antibiyotik şırınga ettikleri için, farkında olmadan bağışıklık kazanıyorsun, hastalandığında antibiyotik alıyorsun, havagazı.

*

İsviçre sokmuyor, Yunanistan sokmuyor, o beğenmediğin Sarkozy “Bunları Fransa’ya sokanı oyarım” diye yasa çıkardı... Burası dingonun ahırı mı?

*

Aman yemeyelim dersen, nasıl yemeyeceksin? Nasıl ayırt edeceksin? Koklasan aynı, ellesen aynı, tatsan aynı, laboratuvara götürüp analiz ettirecek değilsin... Nereden anlayabilirsin? Etiketinden... Etiketin üzerinde “Bu üründe genetiği değiştirilmiş organizma var” yazmalı ki, bakıp anlayabilesin, di mi? Şimdi sıkı durun...

*

Bunların memlekete girişine izin veren yönetmelik diyor ki, “Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!”

*

Efendim?
Yazılamaz!

*

“İsteyen yemesin, baksın etikete görsün” diyeceklerine... “Etikete baksın, görmesin” diyorlar! İlla yedirecek.

*

Tekrar soruyorum:
Her numaraya “Milletim öyle istiyor” diyorsunuz da, bu açılımı hangi millet istiyor? Türk mü, Kürt mü, Rum mu, Ermeni mi, Laz mı? Bunu bu millete niye yapıyorsunuz?


Yılmaz ÖZDİL
Hürriyet

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-11-2009, 12:43   #13
Ağaç Dostu
 
petulya's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-09-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 147
Arkadaşlar birşey sorucam, lütfen beni mazur görün **** yanlış anlaşılmak istemem...
Bu bölümdeki GDO nun zararlarını anlatan arkadaşlara bende aynen katılıyorum..Satın aldığım herşeyede artık şüpheyle bakmaya başladım. Çünkü tarım ürünleri **** işlenip paketlenmiş ürünlerinde bu konuda etiketleme mecburiyeti olmadığı **** siyasiler bu GDO lara karşı ciddi tavır koymadıkları için gümrük kontorollerinin de iyi yapılabileceğine inanmıyorum. Manavdan/pazardan yediğim ürünle olmasa bile içtiğimiz süt, kullandığımız un **** yağ ile biz bu ürünleri işlenmiş haliyle birşekilde tüketiyoruz..Bu şekilde bol bol yazarak **** okuyarak bunun önüne geçemiyeceğimiz belli..

Bence bunun tek çözümü var siyasilere ve GDO üreticilerine ciddi manada kafa tutmak, ve ülke genelinde işlenmeyen arazilerin devlet kontrolünde organik tarıma teşvik edilmesi dolayısıyla organik tarım boyutunun artırılması için girişimci desteğinin artırılmasını sağlamak. Hayatımızı hep şüpheyle yaşayarak geçiremeyiz.. değil mi..
Sadece merak ediyorum..Buraya yazan, **** bu bölümü okuyup takip eden arkadaşlardan kaçımız, devlet kurumlarına, başbakanlığa **** tüm siyasi partilere bu tarz düşüncelerimizi ve taleplerimizi anlatan dilekçe ile şikayet **** öneride bulunuyoruz..
Ben tam 3 kere yaptım, yazmayada devam edeceğim..sizde neler yaptınız lütfen bizimle paylaşırmısınız..Demokrasi demek halkın söz sahibi olması, yöneticilerin halka danışması demekse...birileri bizim sesimi dinlemek zorunda...hepimiz istemiyorsak devlette yapamaz, hiçbir dış lobinin etkisinede giremez.

Amerikalının ne işi var benim ülkemin bakanlığında,eğer bizim bakanımız halkını düşünüyorsa, amerikalıya,-bana değil kardeşim, gel halkıma anlat desin,
Bakanımız çağırsın GDO üreticilerini,bilim adamlarını ve 100 lerce vatandaşı bir kongre salonuna, televizyondan canlı yayınla anlatsınlar bakalım halkı ikna edebilecekler mi...Bence agaclar.net kadrosu ve destekleyen doğa dernekleri , ziraatçi birlikleri buna önayak olabilirler...

Eğer devlet GDO lu ürün ithal edilmezse hayvancılık sekteye uğrayacak diye düşünüyorsa, o zaman ben hafta, 1 tavuk yerine, tek tavuk bacağıyla beslenmeye razıyım yeterki GDO bazlı hastalıklar, genetik bozukluklar benden ve neslimden uzakta dursun..
Eğer devlet GDO lar kullanılmazsa hayvancılığın ve tarımın yavaşlayacağını ve ülke nufusunun beslenemeyeceğini düşünüyorsa buna uyumlu hayvancılık ve tarım politikaları geliştirsin, çiftçileri daha fazla hayvan ve tarım ürünleri üretmeye teşvik etsin, buna uygun politikalar ve ihaleler geliştirsin ve adam gibi istatistiksel çalışma yapıp, halkı organize etsin ve tembelliğide bir tarafa bıraksın...Yapamayacaksalar, yerlerini yapabileceklere bıraksınlar..

Lütfen sizde başımızdaki devlet ve siyasi parti yönetimleriyla nasıl mücadele veriyorsunuz anlatabilirmisiniz..Birlikten güç doğar, bir elin nesi var iki elin sesi var misali..Bence gazetelerin köşe yazarlarınıda bu konuda daha çok yazı yazması ve halkın sesi olması için desteklemiyiz..
Teşekkür ederim..

petulya Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-11-2009, 15:16   #14
Yeni Üye
 
yesimcim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 16
Merhabalar,
Bugün blogumda da yayınladığım Slow Food Fikir Sahibi Damaklar'ın hazırladığı bu bülteni yayabilirseniz sizin de bu yolda bir katkınız olur kolayca...
Tüm açıklamalar aşağıda.
http://yesim-pembedomatesistanbulpda...ok-verene.html

SLOW FOOD FSD'NİN GDO BÜLTENİDİR!!!
"ÇOCUKLARINA KANAT VE KÖK VERENE ŞÜKÜRLER OLSUN"

Coelho'nun ''Kazanan Yalnızdır'' kitabında okuduğum bir atasözü sanırım tüm çabamızın özeti...

Dostlar,

Sizlere Slow Food Fikir Sahibi Damaklar konviviyumu tarafından özenle hazırlanmış GDO bültenini sunuyorum.Amacımız mümkün olduğunca herkesi aydınlatabilmek...

İlk güzel haber benden olsun...Bu sabah site yöneticimize GDO'ların zararlarından bahsettim.Birazdan toplam 300 dairelik sitemizin her blok kapısına bültenimiz asılacak.Ayrıca aidat toplayan apartman görevlilerimiz fotokopi ile çoğaltılacak bültenleri dostlarına ulaştırmaları için her daireye birer tane verecek ))

Okullarımıza,doktorlarımıza,işyerlerimize,daimi müşterisi olduğumuz nazımız geçen ya da geçmeyen market,restoran,alakalı alakasız her işyerine aklınıza gelebilecek her yere bu bültenleri astıralım.Bloglarımıza koyalım,gruplara bildirelim... GDO orucuna gerek kalmayan,temiz gıdalar yiyeceğimiz keyifli günler çabucak gelecek elbirliğiyle.

Sevgiyle kalın
Yeşim Güriş


Dünya dünya olalı beri mısırın püskülüne konan kelebeği, artık 'konmamaya' ikna etmek üzere mısırın genetiğine işlenen bir kimyasal, yıkamakla çıkmaz, biliyorum; çünkü kızımın gözlerinin yeşili gibi, o kimyasal da, tümüyle mısırın kodlarında artık. Üzerinde ya da etrafında değil. İçinde.Kelebek konarsa mısırın püskülüne ve yumurtalarını bırakırsa eğer, ürünün bir kısmı zarar görür, doğru. Ama, o mısırı kızım yediğinde, içine işlenen, yıkamakla temizleyemeyeceğim, haşladığımda gitmeyecek o kimyasal, kızıma ne yapar... Asıl onu merak ediyorum ben.

Diyorlar ki "üreticisi, eğer, GDO'lu ürünün zarar verdiğini fark ederse, ürününü piyasadan çeker!"
Diyorum ki, "benim kızım denek değil!"

Anneler!
26 Ekim Pazartesi günü 27388 sayılı Resmi Gazete'de sizi, ailenizi, çocuklarınızı çok yakından etkileyecek bir yönetmelik yayımlandı: Tohumluklar dışındaki genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile bunları içeren gıda ve yem maddeleri hakkında karar verme, işleme, ithalat, ihracat, izleme, tescil, etiketleme, kontrol ve denetim ile ilgili usul ve esasları kapsayan Gıda Ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol Ve Denetimine Dair Yönetmelik" !
Şu andan itibaren market raflarına uzanıp da aldığınız herhangi bir ürün, çocukluğunuzda yediğiniz, yemeye alıştığınız gıda olmayacak.
Çocuklarımıza "çocukken yediğimiz"i yedirme hakkımız, elimizden alındı. "Yerine koyduğumuz"sa, çocuklarımıza yüksek ihtimal daha fazla sağlık problemi olarak dönecek.
Yeni doğanlarımızda daha fazla otizm göreceğiz. Yeni doğanlarımızın daha çoğu yaşamayacak. Çocuklarımızın çocuklarını görebilme ihtimalimiz, annelerimizinkinden daha düşük olacak...

Aldığınız her ürünün etiketini okuyun. Her içeriği sorgulayın. Endüstriyel, hazır, paketlenmiş gıdalardan uzak durun. Organik ürün tercih edin. Sertifikasyon sistemi mükemmel olmasa da, bu ürünler diğerlerinden pahalı görünse de gözünüze, düşünün ki gerçek gıdayı tanımlamanın henüz başka bir yolu yok.
Gerçek gıda tüketin. Gerçek gıda tüketmemek çok daha pahalı, unutmayın. Çocuğunuza ne yedirdiğinizi ve neden diğerini yedirmediğinizi anlatın. Anlatın ki, o da kendini koruyabilsin.Ve unutmayın: bugünün dünyası kazanç odaklı! Cebinizdeki o binbir güçlükle kazandığınız paranın alım gücüne son kuruşuna kadar güvenin. Onu gerçek gıdaya yatırın.
Düşünün ki raflardaki onca yapay ürün, onca niteliği düşük gıda siz satın almadığınızda karlılığını yitirecek.
Düşünün ki, gıdaymış gibi yapan onlarca kavanoz, kutu ve şişe siz satın almadığınızda üretenlerine birer zarar olarak geri dönecek.
Ve hayal edin, bir gün, eğer, çokuluslu şirketler fark ederlerse ki tüketici gerçek gıdaya yöneliyor, kimbilir, belki üretimlerini gözden bile geçirirler.Gerçek gıdaya eşit erişim hakkıçocuklarımızın en temel hakkıdır!Bu yönetmelik bizi kollayan bir yönetmelik değil.Bu yönetmelik çokuluslu şirketlere toprağımızı, tohumumuzu sömürme yolu açan bir kapı.

Vatandaşını ticaretin, gerçek gıdayı GDO'nun önüne koyan bir yönetim arzuluyoruz.

Biz GDO'lu gıdaların yönetilmesini değil, yasaklanmasını istiyoruz.
Yönetmeliği kaleme alan ve altını imzalayanlara bir çift sözümüz var:
"Oğul sadıklığın bu muydu? Valla kurda yedirdin beni!"

http://www.fikirsahibidamaklar.org/

Gerçek gıdaya dair neden ve nasıl sorularınızı grubumuzda cevaplıyoruz. Yeter ki çocuklarımıza biz sahip çıkalım!

yesimcim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-11-2009, 22:46   #15
Ağaç Dostu
 
celalsungur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 1,632
Galeri: 93
http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskil...20091026-4.htm

-Gümrük idarelerince bu Yönetmelik kapsamındaki ürünler için GDO ya ilişkin ek bir belge aranmaz.
-GDO suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.

celalsungur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 07:17   #16
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Yönetmelikte çelişkili ifadeler.

Merhaba.

İşte çelişkili ifadeye örnek.

Alıntı:

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olan GDO lu gıda ve yemlerin işleme ve tüketim amacıyla ithali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatı ve transit geçişleri yasaktır. Gümrük idarelerince bu Yönetmelik kapsamındaki ürünler için GDO ya ilişkin ek bir belge aranmaz.

(2) İthal edilen, üretilen veya dağıtımı yapılan GDO lu gıda veya yemin çevre, insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde, gıda veya yem işletmecisi sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla gerekli tedbirleri almak, Bakanlığı, diğer ilgili mercileri ve tüketicileri acilen bilgilendirmek ve söz konusu gıda veya yemi, piyasadan geri çekmek zorundadır.

(3) GDO lu ürünlerin, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır.

(4) İnsan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere karşı direnç genleri içeren GDO ve ürünlerinin ithalatı ve piyasaya sunulması yasaktır.

(5) Bakanlık, GDO lu gıda ve yemlerin ithalat ve ihracat kapılarıyla ilgili gerektiğinde düzenleme yapabilir.

(6) Gıda veya yem, GDO lardan biri ya da birkaçını toplamda en az % 0,9 oranında içeriyor ise, GDO lu olarak kabul edilir.
Şimdi bir düşünelim.


Eğer GDO'lu Tohumların ithali yasak sa ve ülkeye girmesi mümkün değil se 6. maddede bahsedilen % 0,9 oranında GDO içermesi nasıl mümkün olabiliyor? Nereden gelip bulaşacak ki?.

Bu durumda, yönetmeliği hazırlayanlar, ülkeye GDO'lu tohumların girdiğini ve sağa sola bulaşabileceğini peşinen kabul etmiş olmuyor mu?

Yönetmelik bu haliyle acele ile ve ülkemiz şartları düşünülmeden çıkarıldığı, başka bir ülkeden kopyalandığı hissine kapılmamıza neden oluyor.

Yönetmeliğin bir daha gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 07:36   #17
Ağaçsever
 
denizce's Avatar
 
Giriş Tarihi: 31-08-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 30
Merhabalar,
Hepinizin düşüncelerine katılıyorum,bir taraftan halk sağlığı için (?) çok büyük paralara domuz gribi aşısı alınırken diğer taraftan halkın sağlığını tehlikeye atacak böyle bir uygulama insanı düşündürüyor,sağlıkla kalın.

denizce Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 08:07   #18
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Merhaba.

GDO'lu ürünler yönetmeliği çıktı ama bir tuhaflık var sanki.

İçeriği GDO'lu ürünleri yasaklarken diğer taraftan da, %0.9 oranında bulaşılanların GDO'lu sayılması gerektiğini söylüyor. Peki eğer ülkemize GDO'lu tohumların girmesi yasak ise, bahsettikleri %0.9 nereden gelip bulaşacak? Arjantinden mi?.

Yönetmelikte ayrıca GDO'lu ürünlerin etiketlerinde belirtilemeyeceğini yazmış. Neden? kimsenin haberi olmadan afiyetle yenilsin diye mi?

Bu yönetmelik GDO'lu ürünleri yasaklamaktan çok GDO'lu ürünlerin ülkemizde yaygınlaştığını ve artık kontrolü ele geçirdiğini anlatıyor.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 08:56   #19
Ağaç Dostu
 
celalsungur's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-08-2007
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 1,632
Galeri: 93
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster


Eğer GDO'lu Tohumların ithali yasak sa ve ülkeye girmesi mümkün değil se 6. maddede bahsedilen % 0,9 oranında GDO içermesi nasıl mümkün olabiliyor? Saygılar

Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olan GDO lu gıda ve yemlerin işleme ve tüketim amacıyla ithali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatı ve transit geçişleri yasaktır.

Bu yönetmelik hükümlerine aykırı gıda ve yemden bahsediyor ama tohum ithali bu yönetmeliğin kapsamında mıdır acaba?

Bence acemice veya bilerek yazdıkları bir kaç yanlış üzerine dikkatleri toplayıp, geneli tartışmalı olan riskli ürüne izin verecekler. Gerçi ürünün etiketine gdo'lu olduğunu yazma şartı koymuş ama onu kim denetleyecek.

15/a) GDO lu yemin özel adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………” ifadesi bulunmalıdır
15/GDO dan elde edilen yemin adının yanında parantez içinde “genetik olarak değiştirilmiş ………’den elde edilmiştir” ifadesi yer almalıdır.

Olayın aslı Güngör Uras'ın yazdığı gibi tavuk yerine fare yedirmek. Genel tartışmalar arasında o esası unutturuyorlar.

celalsungur Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 09:18   #20
Ağaç Dostu
 
hamibasoglu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2007
Şehir: Antalya
Mesajlar: 549
Galeri: 11
malesef memlekette kurumların başında bulunan ehliyetsiz insanlar Milletin geleceğiyle oynuyor.Sadece GDO değil hemen hemen şu anda tüm konularda ehliyetsiz insanların vermiş olduğu kararlarla yönetiliyoruz.

hamibasoglu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 09:23   #21
Ağaç Dostu.
 
Douglas Fir's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-10-2007
Şehir: Toronto-Ankara
Mesajlar: 1,567
Para hırsı yüzünden insan sağlığını tehlikeye atanları kınıyorum. GDO'ların getireceği fayda götüreceklerinden çok fazladır. Mantıklı biri bu işe "evet" demez. Nitekim İtalya, Fransa gibi birçok AB ülkesi GDO'lara onay vermedi, hatta bu konuyu tekrar gündeme getirenleri memleketten sürmekle tehdit bile ettiler. Akl-i selim herkes buna karşı...

Ne içtiğimiz suyun, ne yediğimiz yiyeceğin tadı kaldı. Ne uğruna? Para, daha çok para için...

Ama bence bu iş burada kalmaz. Tepkiler kanun yapıcılara geri adım attıracaktır. Basın da "domuz gribi" yerine bu konuyu daha fazla işlerse GDO'lardan kurtulabiliriz. İnşallah...

Douglas Fir Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-11-2009, 15:23   #22
Ağaç Dostu
 
triple's Avatar
 
Giriş Tarihi: 13-10-2009
Şehir: İSTANBUL&İZMİR-Mordoğan
Mesajlar: 261
GDO kimin eseri!????
Urkmek, korkmak yetmiyor. Almam ,yemem aileme yedirtmem demek te yetmiyor. Peki ne yapacaz? GDO olmadan bu millet açmı kalacak? Tarım alanları daraldı Nufus arttı mevcut ekim alanları da ekilmiyor o halde bu insanlar ne yyip ne içecek once bence yönetenler bu konuyu cozmeli derim. İster istemez uretim artmadan tarım alanları koruma altına alınmadan ve bilincli uretici ler olmadan GDO lar hakkında iyi **** kotu konusmak anlamsız Ama artik dur denmelimi evet dur denmeli! O halde yeryuznde en fazla bitki çesitliliğine sahip olan toprak parcalarından birinin ustunde olan bizler ve bizi yonetenler ne yapmalı bunu bence tartısmaliyiz. Ve bence en onemlisi derhal Anadolu daki anam babam usulu uretim yapilan verimi yuksek olan bitki cesitlerimiz bir tohum bankasında biriktirilmelki ve ureticilere anadolunuın bagrında yetismis bu bitki turlerinden elde edlimis genetigi uzerinde en ufak bir oynama yapılmamıs tohumlar verilmeli.
Ben diyorumki burada AGACLAR NET uylerinede buyuk bir gorev dusyor onumuz kıs ve bahar mevsimi yaklasirken en azindan cevremizde toplaya bildigimiz tum dogal tarım urunlerinin tohumlarını koruma altina alalım ve dagıtımına katkida bulunalım SİMDİ SEFERBERLİK ZMANI GDO suz anadolu tohumlarını koruyalım ve bu tohumları asla y disna kaptirmayalım.
Haddimi asacak birsey soylediysem ozur diliyorum meslegim disnda bir konuda konusup meslek icndekilerin alanına girmeyi asla istemem ama icmden geldigince biseyler yazmak istedim
Saygı ve sevgilerimle!!
GDO suz bir dunyada mutlu saglıklı Nesiller icn EL ELE

triple Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-11-2009, 10:09   #23
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-10-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 262
- BASIN TOPLANTISI -
BİYOGÜVENLİĞİMİZ TEHLİKEDE!..
GDO‘LARIN TİCARETİ SERBEST BIRAKILDI !
1 Kasım 2009

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik" 26 Ekim 2009 günlü Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
GDO‘lar konusunda 10 yıla ulaşan bir zaman dilimi boyunca kamuoyunu aydınlatma çabası içinde olan meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, tüketici kuruluşları, çevreci kuruluşlar ve bilim insanları olarak bizler, ortaya çıkan yeni ve vahim durum karşısında, bir kez daha görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmayı görev sayıyoruz.
Yeni Yönetmelik ile GDO‘ların ülkeye girişine meşruluk kazandırılmış iken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nın sanki bu ürünlerin ticareti yasaklanmış gibi bir yanlış kamuoyu algısı yaratma girişimleri, bizlerin yukarıda belirtilen görevini daha da acil bir niteliğe taşımıştır.
Bu çerçevede;
1 - Türkiye‘nin, yıllardır talep ettiğimiz doğru içerikli bir Ulusal Biyogüvenlik Yasa‘sı olmadan, GDO‘ların ticaretinin bir Yönetmelikle düzenlenmesi hukuk, egemenlik ve halk sağlığı açısından bir skandaldır. Çünkü;
•· Yönetmelikler Yasa ve Tüzüklerin uygulanmasını göstermek üzere çıkartılırlar. Ortada bir Biyogüvenlik Yasası yokken, sözü edilen Yönetmeliğin GDO‘larla ilgili hiçbir düzenleme içermeyen Tarım, Gıda ve Yem Yasaları, 4703 sayılı Yasa ve 441 sayılı KHK‘ye dayandırılmaya çalışılması, sürecin hukuksuzluğunu olanca açıklığı ile ortaya koymaktadır.
•· Türkiye‘de yaşayan tüm yurttaşların sağlığını ve haklarını ilgilendiren bir konunun, TBMM‘de, milletin vekilleri tarafından görüşülmesi ve bir Yasa niteliğinde düzenlemeye konu edilmesi gerekirken, Bakanlar Kurulu‘nda imzaya açılan tasarının TBMM‘ye indirilmeyerek konunun Yönetmelik ile düzenlenmesi, millet iradesi ve egemenliğinin ihlalidir. Böylelikle, konunun vahim içeriği, halkın ve parlamentonun dikkatinden kaçırılmaya çalışılmaktadır.
•· GDO‘ların ticaretinin birkaç küçük istisnayla serbest bırakılması, bu alandaki kararların devlet memuru ağırlıklı bir Komite‘ye bırakılması, yine Bakanlık tarafından seçilecek uzmanlar listesinden görüş alınması gibi hükümler, halk sağlığı alanındaki tehlikenin açık görünümleridir. Siyasilerin ve şirketlerin baskısına direnebilecek bağımsız bilim otoriteleri yerine güdümlü organizasyonlar yeğleyen Yönetmelik, bundan da öte, bir Bakan talimatı ile her an değiştirilebilecek konumdadır.
Yukarda sayılan temel yanlışlıklar yanında, bebekler için risk sayılan gıdaların yetişkinler için serbest tüketime konu edilmesi, GDO‘suz gıda maddesi üreten işletmelerin bu yönde etiket kullanmalarının yasaklanması gibi hükümler ve asıl olarak GDO‘lu ürünlerin her türlü ticaretinin meşru zemine çekilmesi, Yönetmeliği kabul edilemez konuma taşımaktadır.
2 - Konunun halkın bilgisine sunulması yolunda ortaya koyduğumuz özverili çabalar, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı‘nı telaşa sürüklemiş olup, Bakanlık web sayfasında yapılan açıklamayla kamuoyu yanlış yönlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu alanda da gerçekleri kamuoyu ile paylaşmayı görev biliriz;
•· Bakanlık, bu Yönetmelik ile GDO‘lu tohumların Türkiye‘de kullanımının yasaklandığını ifade etmektedir. Oysa bu yasaklama, on yıla yakın bir süredir, bir Genelgeyle sağlanmaktadır. Bakanlığın hem bu durumdan hiç söz etmemesi hem de hazırlayıp Bakanlar Kurulu‘na sunduğu Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı‘nda, Hükümet sözcüsü Sn Cemil ÇİÇEK‘in de ifade ettiği üzere, GDO‘lu tohumların ekimini serbest bırakmaya çalışması, kamuoyunu yanıltma girişimlerinin açık göstergeleridir.
•· Bakanlık, işbu Yönetmeliğe aykırı davrananlara, dayanakta gösterilen yasalar çerçevesinde, izin iptali, para cezası vb. cezaların verilebileceğini belirtmektedir. Bu cezaların çoğu, ilgili yasaların GDO‘lara özel düzenleme içermemeleri nedeniyle, olayın ciddiyetiyle bağdaşır nitelikte değildir. Nitekim, hazırlanıp TBMM‘ye sevk edilmeyen Kanun Tasarısı taslağı, bu alanda açıkça hürriyeti bağlayıcı cezalara hükmetmekte idi.
•· Bakanlık, risk değerlendirmesinin, 11 kişilik bağımsız, bilimsel, teknik komite tarafından yapılacağını belirtmektedir. Oysa Yönetmelik, uzmanlar listesinden Bakanlık tarafından seçilecek Komite‘nin, TAGEM, TÜGEM, KKGM temsilcileri yanında üniversite, TÜBİTAK ve araştırma enstitüleri temsilcilerinden oluşacağını belirtmektedir. Gerek uzmanlar listesinin niteliği, gerekse hem uzmanlar listesinin hem de Komite‘nin Bakanlık tarafından seçilecek olması, bu organizasyonun bağımsız, bilimsel, teknik sıfatlarını daha baştan ortadan kaldırmaktadır.
Sonuç olarak, gen bankası niteliğindeki ülkemizin biyolojik çeşitliliği, tarım potansiyelimiz, halkımızın satın alma gücü ve tüketim alışkanlıkları değerlendirildiğinde, GDO‘lu ürünlere Türkiye‘nin ihtiyacının olmadığı, üstelik bu ürünlerin kullanımının halk sağlığı yanında halkımızın dinsel - kültürel inanç ve alışkanlıklarına da aykırı olduğu ortadadır.
Bizler, bu alanda yıllardır halk yararına çaba gösteren kurum ve kuruluşlar olarak, bir kez daha GDO‘ya Hayır diyoruz. Halkın ve ülkenin yarar ve çıkarları, şirketlerin kar hırsının üzerindedir. Ülkemiz yurttaşlarının büyük çoğunluğunun istemediği genetiği değiştirilmiş ürünlerin, ülkemizi bir genetik yıkıma sürüklememesi için, her türlü meşru mücadelenin sürdürüleceğini ve GDO‘ları yasallaştırmaya çalışanların deşifre edilmeye devam edileceğini belirtiriz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
GDO‘YA HAYIR PLATFORMU

Remzi Sarıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-11-2009, 20:53   #24
Yeni Üye
 
yeniceri09's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-10-2009
Şehir: aydın
Mesajlar: 29
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanıp tepeden inme bir şekilde 26 Ekim 2009 da yürürlüğe sokulan “Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik” , GDO’ların ve Genetik yapıları bozulmuş gıda ve yem ürünlerinin ülkemize girmesini, işlenmesini ve tüketilmesini meşru kılmıştır.Yönetmeliğin en can alıcı maddeside şu:
GDO’suz ürünlerin etiketinde GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.
Hadi bakalım GDO suz gıdayı nasıl bulacağız…
GDO Nedir?
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen canlı organizmalara "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar" veya kısaca GDO adı veriliyor.
Bir canlıdan diğerine gen aktarımı, bir çeşit kesme, yapıştırma ve çoğaltma işlemi olup, genetik mühendisler tarafından uygulanıyor. Aktarılacak gen önce bulunduğu canlının DNA’sından kesilerek çıkarılıyor. Sonra vektör adı verilen taşıyıcı virüs ile bu gen DNA molekülüne yapıştırılıyor.
Frankeştayn Gıda olarak da nitelenen GDO’lar bugün kolera bakterisi geni taşıyan yonca, akrep geni taşıyan pamuk, tavuk genli patates, balık genli domates gibi gıdalar şeklinde karşımıza çıkıyor.
İnsanlık bugün doğal çeşitliliğe zarar vererek tür zenginliğinin yok olmasına yol açan GDO’ların çeşitli yollardan yayılarak yeni Frankeştaynlar yaratma tehlikesiyle karşı karşıya.
Neden GDO’ya Hayır?
Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler; canlı sağlığı, biyolojik çeşitlilik, ekolojik dengelerin bozulması, ekonomik bağımlılık, canlıların yaşam hakkının elinden alınması ve canlılar üzerinde mülkiyet hakkı tanıması açısından önemli tehdit ve riskler taşımaktadır.
Türkiye’nin hiçbir GDO’ya ve ürününe gereksinimi yoktur!







Genetiği
Değiştirilmiş tohumlarla tarım yapılan alanda 15 yıl boyunca normal
tohumlarla tarım yapılamıyor ayrıca 35 km. çapındaki alandaki tüm
bitkiler, Genetiği Değiştirilmiş tohumlardan üretilmiş bitkilerden
etkileniyor.

yeniceri09 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 12:42   #25
Ağaç Dostu
 
Latif's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 404
Galeri: 5
Bilme hakkı

Hukukçu olarak bu başlıkta hepimizi aydınlatan arkadaşlara teşekkürler.
Beslame,İnsan haklarının temellerinden biridir.
Yasal düzenleme ile bu hakkımız elimizden alınıyor.
Saygı dolu sevgiler.

Latif Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 13:07   #26
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi latif Mesajı Göster
Hukukçu olarak, bu başlıkta hepimizi aydınlatan arkadaşlara teşekkürler.
Beslenme, insan haklarının temellerinden biridir.
Yasal düzenleme ile bu hakkımız elimizden alınıyor.
Saygı dolu sevgiler.
Hukukçu olarak, bu konudaki hukuki düşünceniz nedir?

Bir de Türkçe'nin kullanımı nedeniyle "saygı dolu sevgiler." sanki haklarımızı elimizden alanlara havale olmuş gibi bir durum oluşmuş, öyle olmadığını sadece umup, tahmin yürütebiliyoruz.

Eleştirmek için yazmıyorum, "temel insan haklarından birinin ihlali" olarak gördüğünüzden dolayı, "saygı dolu sevginin ötesinde " hukuk zemininde yapılacaklar konusunda düşüncelerinizi gerçekten öğrenmek istiyorum ki haksızlığa uğrayanların haklarını elde etme yolunda hukukçu olarak duyarlı olanların olayı seyretmekle yetinmediklerini görebilelim.

Çözüm için henüz bir düşünceniz olmasa bile, ileriye yönelik olarak çözüm yanında yer almayı düşünür müsünüz?


gece
karanlıktan şikayeti yetersiz bulup, doğum günü mumu boyutunda da olsa, mum yakılmasını tercih eden forum kişisi!

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 14:50   #27
Ağaç Dostu
 
Latif's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-04-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 404
Galeri: 5
Saygı dolu sevgiler GDO olara karşı duranlara her halde yanlış anladınız.Kimseye bir şey havale etme alışkanlıgım yoktur.
Hukuksal olarak toplu şekilde yönetmelik iptali davası açılabilir.İLk aklıma gelen bu.Konuyu tam olarak inceledikten sonra detay yazarım.
sevgi dolu saygılar

Latif Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 20:04   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-10-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 262
1995 yılından bu yana gıda güvenliği konusunda yetkili olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye’de gıda güvenliğini sağlayamadığı gibi, başta Biyogüvenlik olmak üzere, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ile ilgili sorunları da çözememiştir. 2004 yılında çalışmalarına başlanan Biyogüvenlik Yasası bir türlü çıkarılamamış, yasal boşluk giderilememiştir.

Biyogüvenlik yasasını çıkaramayan Bakanlık, 26.10.2009 tarihinde bir yönetmelik yayımlamıştır. Bakanlık, söz konusu yönetmelik ile, yürürlükteki kimi mevzuatta ve Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Yasa Tasarısı Taslağının hazırlanması sürecinde olduğu gibi, konuyla ilgili paydaşlara ve meslek odalarına görüş sormadan, her şeyi oldu bittiye getirme anlayışını sürdürmektedir.

Biyogüvenlik Yasası taslağına ilişkin Oda görüşümüz daha önce kamuoyuyla paylaşılmıştı. Ancak, yeni yürürlüğe giren yönetmeliğin uygulanmasında, gıda güvenliği sürecini, tüketici sağlığını, tarımsal üretimi ve ekonomiyi olumsuz etkileyebilecek büyük yanlışlıklar söz konusudur.

Yeni yönetmelikle birlikte, GDO ve ürünlerinin ithalinin önünde hiçbir engel kalmamakta, işlenmek üzere GDO’lu ürünün yurda girişinin yolu açılmaktadır. Bu şekilde GDO’lu hammaddenin gıda maddelerinde yer alması, tüketeceğimiz hemen her gıda maddesinin GDO içermesi anlamına gelmektedir. Yönetmelik, bir yandan GDO içeren tohumlukların ithal edilerek üretimi (ekimi)ni yasaklarken, diğer yandan, insan sağlığını, çevreyi, bitkisel ve hayvansal üretimi, gen kaynaklarını ve ekonomiyi gelecekte nasıl etkileyeceği bilinmeyen bir konuda, çelişkili ve riskli uygulamalara neden olacaktır.

GDO içeren ürünlerin insan sağlığına zararı olmadığı kanıtlanıncaya kadar işlenmesi ve tüketime sunulmasına izin verilmemelidir. Yönetmelik ile bebek ve çocuk gıdalarında GDO’lu ürün kullanımının yasaklanması, bu tür ürünlerin güvenli olmadığının önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir. Gıda maddelerinin etiketinde “GDO içermez” uyarısının yasaklanması sonucu tüketicinin seçme hakkı elinden alınacak, GDO içeren gıda maddelerini üretenler yararına haksız rekabet oluşacaktır.

Türkiye’de GDO’lu ürünleri analiz edecek yeterli ve donanımlı laboratuvarlar bulunmazken, bu tür ürünlerin işlenmek üzere ithaline izin verilmesi halk sağlığı açısından büyük riskleri birlikte getirmektedir. Yönetmelik, Risk Değerlendirmesi yapmak üzere oluşturulacak ve bağımsız olması gereken bilimsel komite ve uygulamalarına ilişkin çelişki içermektedir. Komite sekreteryasının TAGEM olması ve raporların Bakanlık onayından sonra yürürlüğe girmesi, komitenin Bakanlığa karşı sorumlu tutulması, komitenin bağımsızlığına gölge düşürmektedir. Risk değerlendirmesi yapması ve özerk bir yapılanma içinde olması gereken bilimsel komite, baştan eli kolu bağlı duruma getirilmektedir. Ayrıca, bu komitede Sağlık Bakanlığı’nın da temsil edilmesi gerekmektedir .

Türkiye’de GDO’lu ürünlerin ithal ve üretimine gerek olmadığı göz önünde bulundurularak, ülke koşullarına uygun bir yasa çıkarılmalıdır. Bu yasanın hazırlık çalışmalarında, ilgili üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum örgütleri, sektör temsilcileri ve kamu kuruluşları yer almalıdır. Bütün bu yanlışlar ve gelecekte yaşanabilecek sorunlar dikkate alınarak, GDO’lu ürünlerle ilgili düzenleme getiren bu yönetmeliğin yasal yollarla yürürlüğünün durdurulması ve Biyogüvenlik Yasasının bir an önce çıkarılması gerekmektedir.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI

YÖNETİM KURULU

Remzi Sarıoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 20:25   #29
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 23-04-2009
Şehir: Rize
Mesajlar: 656
NTV Bilim Kasım '09 sayısı ; GDO, canavar mı?

Bugün aylık dergileri incelerken dergilerdeki konuları burdada bahsetmeye karar verdim...
NTV Bilim dergisinin bu sayısında gdo ile ilgiki uzun bir makale mevcut, yazı son derece uzun olduğu için alıp dergiyi okumanızı tavsiye ediyorum...
Ayrıca; Eriyen İzlanda, 4*C, Sulak Ay, Doğal Tehdit makaklelerinide okumanızı tavsiye ediyorum...
Umarım yardımcı olmuşumdur

___________

NTV Bilim Kasım ayı sayısında GDO'larla ilgili geniş araştırmaya yer veriyor.

NTV Bilim, GDO'lara karşı olan ve savunan bilim insanları ile görüştü. İşte bu görüşmelerden kısa notlar...

Yıldız Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Şeminur Topal şunları söylüyor:

GDO'lu ürünlerle beslenmek zorunda kalan anneler bebeklerini emzirdiklerinden bebeklerin korunması söz konusu değil. Çocukları da, örneğin transgenik mısırdan üretilen nişasta bazlı şekerle üretilmiş çerezlerdan nasıl uzak tutabilirsiniz? Bu türden pek çok gıda çocuklar için riskli ise, onlar da bu riskle karşı karşıya kalacaklar. Ayrıca, bu yasada bebek ve çocuk yiyecekleri muaf tutulsa da yetişkinlerin sağlığı çin olası riskler gözardı ediliyor. Riskin ciddiyeti her şeyden önce ne yediğimizi bilmemekten kaynaklanıyor. Bugüne değin hiçbir ürünün üzerinde, etiketinde "GDO'lu" olduğuna ilişkin bir açıklama bulunmuyordu. Diyelim ki ne yediğinizi bilmek istiyorsunuz. Bunun için kapısını çalabileceğiniz, biri Ankar'da biri de Bursa'da olmak üzere ve Tarım Bakanlığı bünyesinde iki laboratuvar var. Onlar ciddi bir ücret karşılığında bu analizi yapıyorlar; ancak öncesinde de bir deklarasyon imzalatıyorlar. Buna göre analizi yaptırmak isteyen, sonuçları hiçbir yerde yayımlamayacağını kabul ediyor.

ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü'nden Prof. Dr. Hüseyin Avni Öktem ise şunları söylüyor:

Bazı konvansiyonel gıda ürünlerinde olduğu gib GDO'ların da tüketicide alerjik reaksiyon oluşturabilme riski var. Diğer ürünlerde olduğu gibi GDO'lar da ticarileşip tüketim zincirine girmeden önce detaylı olarak toksisite, alerjenite gibi etkiler açısından bağımsız otoritelerce analiz ediliyor ve buralardan alınan raporlar doğrultusunda kullanımlarına izin veriliyor. Ancak, ülkemizde halen mevzuat olmamasından dolayı gümrük kapılarında GDO analizi rutin olarak yapılmıyor.

Sabancı Üniversitesi Doğa ve Mühendislik Fakültesi'nden Selim Çetiner de şunları söylüyor.

GDO'lar, sağlığa ve çevreye zararı olmayan, verimde artış sağlayan, daha aza kimyasal gübre ve tarım ilacı gerektiren ve kurak-tuzlu arazilerde tarım olanağı sağlayacak modern tarım teknolojisinin ürünleri. Konuya bilimsel bakan akademi, enstitü, dernek ve kurullar GDO'ların güvenli olduğunu söylüyor. Zaten pazarlama öncesinde yapılan titiz ve dikkatli denetimler sonucunda riskli ürünlerin insanlara sunulması diye bir durum söz konusu olamaz.
...
Kaynak :http://www.ntvmsnbc.com/


Düzenleyen oppss! : 06-11-2009 saat 20:39 Neden: Ekleme
oppss! Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-11-2009, 23:08   #30
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
GDO'lara karşı duranlar, birleşin!

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi latif Mesajı Göster
Saygı dolu sevgiler, GDO'lara karşı duranlara, her halde yanlış anladınız. Kimseye bir şey havale etme alışkanlıgım yoktur. Hukuksal olarak toplu şekilde yönetmelik iptali davası açılabilir. İlk aklıma gelen bu. Konuyu tam olarak inceledikten sonra detay yazarım.
Sevgi dolu saygılar.
Saygılar bizden. Konuya hukukçu olarak hassasiyet göstermenize sevinip, meyveli ağaç olduğunuz ve forumu toplumun her kesiminden okuyan, yazan insan olduğunu vurgulamak adına taraf sıfatına hassasiyet göstermiştim.

Konuyu inceleyip, sonuçlarını paylaşırsanız biz de katkıda bulunur, hukuk zemininde haksızlık ile mücadele edenler tarafında saf tutarız diye düşünüyorum.

Saygılar.


gece
insanların temel haklarına saldırıldığında tepki veren, konuyu hukuki olarak inceleyerek yol gösteren hukukçulara saygı ve sevgi hisseden forum kişisi!

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:13.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024