|
|
19-09-2008, 17:50
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
DGD (Doğrudan gelir desteği) çiftçimize yararlı oluyor mu?
Merhaba, DGD (Doğrudan gelir desteği) çiftçimize yararlı oluyor mu? Çiftçimize yararlı olacağı düşünülerek dağıtılmaya başlanılmış olsa bile, Bu soruya cevabım hayır olacak. Neden derseniz, çiftçimiz artık pek birşey ekip biçmeden kahvelerde oturuyor. En azından burada öyle. Çanakkale, Bayramiç ilçesi ve civarında (Çan, Biga, Yenice, Ezine) bu bölgede 8-10 sene önce ekilen araziler şimdi ekilmiyor. Sebebi ise bence DGD. Nüfus 11.000 İlçedeki kahve sayısı 122 adet herşey belli değil mi? Çitçiyi tembelliğe alıştıran bu sistemden pay alabilmek için tapunuzu alıp bağlı bulunduğunuz Tarım İlçe Müdürlüğüne gitmeden önce ÇKS ( Çiftçi kayıt Sistemi) ne kayıt olmanız yetiyor. Bir miktar oda aidatı bu işi kolayca hallediyor. Kimse çiftçi olup olmadığınızla veya arazinize birşey ekip biçtiğinizle ilgilenmiyor. Daha sonra Tarım İlçe Müdürlüğünce, size verilen ve üzerinde arazinizin bilgilerini içeren kağıda tapunuzu ve nüfus kağıdınızın fotokopisini de ekleyip arazinizin bağlı olduğu köy muhtarına ve bir azaya imza ettirmeniz yetiyor. Gerisi Ziraat Bankasından adınıza düzenlenmiş bankamatik kartını alıp paranın yatacağı günü beklemeye kalıyor. İşte destekleme bu. Sizin arazinin bir bölümünün kayalık veya ekilmeyi engelleyecek başka bir durumunun olup olmaması, veya araziye birşeyler ekip ekmediğiniz önemli değil. Önemli olan tapunuzun olup olmadığı. Siz gidip kahvede oturun. Para gelir. İşte böyle bir sistemde çiftçi bir şey dikmeye uğraşır mı? Gidip kahvede oturur. Buradakilerde zaten öyle yapıyor. Ben bu desteklemenin çiftçiyi teşvik edeceğine inanmıyorum. Ayrıca paranın ödendiği tarihler çiftçinin işine yaramıyor bu da üretmemek için başka bir olumsuzluk. Birçok arazi sahibi ise burada oturmadığı halde destekleme alabiliyor.? ? ? ? Üretenin de, üretmeyenin de aynı muameleye tabi tutulduğu adil olmayan ve çiftçimizi tembelliğe sevkeden böyle bir destekleme sisteminden derhal dönülmesi gerektiğine inanıyorum. Neden kimsenin bu konuda yazı yazmadığına da hayret ediyorum. Demek ki işler tıkırında. saygılar |
|
|
|
19-09-2008, 18:10
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Çanakkale'de işler nasıl yürüyor bilmiyorum. Burada dediğiniz gibi değil. Ziraat odasına kayıt, ekeceğiniz arazinin tapusu veya kira sözleşmesi, sertifikalı tohum kullanacaksanız sertifika ile birlikte ilçe tarım müdürlüğüne gidiyorsunuz. Bir görevli sizinle gelerek ekim yapacağınız yeri ölçüyor. Eğer evraklarda belirtilen miktarda araziye gerçek bir ekim yaptıysanız desteklemeye hak kazanıyorsunuz. Çünkü seyrek ekim yapan mı istersiniz, belirttiğinden az ekim yapan mı istersiniz her çeşit dalavere mevcut. Daha sonra ürün yeşerdikten sonra görevli bir kez daha gelip kontrol ediyor idi. Ürünü ektikten sonra gerekli bakım yapılıyor mu diye. Çünkü sadece ekip, kurumaya terk edenlerde var. Ama bu uygulama hala devam ediyor mu bilmiyorum. Ayrıca süte de destekleme var. Bu desteklemeler ufak rakkamlarda olsa oldukça iş görüyor ve üreticiyi örgütlenemeye teşvik ediyor. Çünkü örgütlü üreticiye verilen süt ve buzağı desteklemesi iki katı. Sonuçta bizim köyde atıl duran bir çok arazi ekilip biçilmeye başlandı. |
|
|
|
|
30-09-2008, 19:45
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili arkadaşlar. D.G.D. ile çiftçiye verilen ahım şahım bir para yok. İlk uygulamada 16 YTL/Dekar idi. Gittikce azalıyor. Burada esas önemli olan konu 1. Arazilerin kayıt altına alınması. 2. Faturasız ürün satışının önüne geçmek 3. Ekim planlaması yapabilmek idi. Ben trakya bölgesinde görev yaptım. Diyebilirimki arazilerin % 80-90 kadarı şu an için sisteme girilmiş durumda. Hepsi bilgisayar kayıtlarında mevcud. Ve bunun ilk sebebide bence buydu. Şu an gidin bir tapu dairesine. Tüm kayıtlarınız saniyede elinizin altında. Sizin yorumlarınız içinde bir şey diyemem. Yalnız sayın Todor un dediğine katılamıyacağım.Sertifikalı tohum ekme mecburiyeti yok. Zaten o kadar tohumumuzda yok. Sadece sertifikalı tohum ekene ekstra prim ödemesi var. Sadece silaj lık mısırda ve yoncada kontrol oluyor. Ekilişleri hele hele ölçümleri yapmaya kalksanız bu imkansız bir olay. Her ilçede 100 teknik eleman olsa ve altlarında istedikleri zaman kullanacakları vasıta olsa bile bunu yapacak ne zaman nede yetiştirmeye imkan bulamazlar. Ayrıca teknik elemanların mesaisinin diyebilrimki % 70 i büroda kayıt, evrak tanzimi, dosyaların kontrolü ile geçiyor. Bunları bire bir yaşadığım için yazdım. Daha geniş bilgi isterseniz yazabilirim. Not: Sayın Todor un bulunduğu yerde bu şekilde her çiftçi için çalışma yapılabiliyorsa inanın bir mucize gerçekleştiriyorlar. Mesela buğdaylarınız biçildi. Ayçiçekler biçildi. Lütfen çevrenizdeki çiftçilere sorarmısınız? Biçim esnasında kaç biçerdöver'in kontrolü yapıldı? |
|
|
|
|
30-09-2008, 20:14
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
|
Sertifikalı tohum kullanacak iseniz demiştim, kullanmak mecburiyeti var demedim. Herhalde pek ifade edemedim.  Biçerdöver ile hiç işim olmadı. Zaten bölgede 1 biçerdöver var galiba. Bunun yanı sıra, bölgemiz çok küçük. Mesela bizim köy 40 -50 hane ve tarla bitkisi eken kişi 5i geçmez. Dolayısı ile kontrol Trakya'ya göre kolay. |
|
|
|
|
24-10-2008, 10:42
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
|
Üretmeyene destek verilmemeli. Tembelliğin desteği olmamalı.
Merhaba, Benim üzerinde durduğum konu, çiftçimize paranın karşılıksız verilmesi yani hiç birşey ekmeyen de bu parayı alabiliyor. İlk aksaklık burada. İkinci karşı çıktığım aksaklık ise parayı alan çiftçinin bu parayı arazisini ekmede kullanamaması. Desteklemenin ödendiği tarihler çiftçinin yapacağı işlere uymuyor. Tarım ilçe müdürlükleri daha faal olup, ürüne göre destekleri dağıtmalılar. Bütün yıl kahvede oturup birşey üretmeyen para alamamalı. Desteklemenin bir amacı da üretimi teşvik olmalı. Köylünün malını faturasız satması onun bir işine yaramaz. Zaten müstahsili yok mu? Saygılar |
|
|
|
 |
|
|
Linear Mode
