01-08-2008, 20:58 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Doğal deterjan (Soap nut)
Akşam yemekten sonra sıvı sabunla ellerimi yıkarken aklıma geldi böyle bir konunun tartışılması ve alternatiflerinin ortaya konulması ihtiyacı. Tertemiz suyu inanılmaz bir şekilde kirlettim resmen. Geçenlerde televizyonda 1 litre zeytin yağının bir milyon ton suyu kirlettiği yazıyordu. Deterjan fabrikalarının dünyanın kirletilmesinde inanılmaz bir fonksiyonu var. Sırf temizlik maddeleri fabrikasyon yöntemde deterjan şeklinde üretilebiliyor diye ya da her neyse. Peki eskiler neler yapıyordu, deterjan, sabun vs temizlik maddelerinin alternatifleri neler acaba görelim? Düzenleyen Selahattin Yılmaz : 01-08-2008 saat 21:34 |
01-08-2008, 21:46 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Bire bir ölçüde saf odun külü ve suyu karıştırırsınız. Külün biraz dibe çökmesini beklersiniz, su bir süre sonra berraklaşır, bununla çamaşır ağartır, hijyen sağlarsınız. Bulantısı olan hamilelere (az miktarda olmak kaydıyla) bulantı kesmesi için içirirlermiş eskiden. Bilgiler 21 sene önce 82 yaşında vefat eden "Rahmetle andığım Babaannem Ayşe Sultan'dan "alıntıdır. |
01-08-2008, 21:50 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Sayın YILMAZ, meşe külünü çamaşır yıkamada kullandıklarını biliyorum. (beyazlar için galiba ağartıcı özelliği var). Annem çamaşır yıkamada bir bitkinin yaprağını (suda köpürüyormuş) kullandıklarını söylemişti. Kendisine bitkiyi tarif ettirmeye çok uğraştım ama bir sonuç elde edemedim. (Bilen varsa bu bitkinin adını öğrenmek isterim). |
01-08-2008, 22:42 | #6 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Kullanılan kısımları kökleridir. (Radix saponariae albae) |
|
01-08-2008, 22:48 | #7 | |
Kaybettik...
|
Alıntı:
Eskiden müdril olarak da kullanılırdı. şimdilerde helvada var yanılmıyorsam. |
|
01-08-2008, 23:13 | #10 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Babam bu çiçeğin adının sabun çiçeği olduğunu, çocukken köpürterek ellerini yıkadıklarını anlatır. Bir de forumda Saponaria officinalis var. Saponaria officinalis (Sabun otu - Sabun çiçeği) İkisi aynı çiçek mi bilmiyorum? |
|
01-08-2008, 23:16 | #11 |
Ağaç Dostu
|
Evet bu benim çocukluğumda karadut yedikten sonra delilleri parmaklarımdan, dirseklerimden yoketmekte kullandığım suçortağım. Ne güzel günlerdi, kaygısız, tasasız... Yaprak çizimleri aynı sitedekiyle...aynısı olmalı. |
03-08-2008, 15:36 | #12 |
Ağaç Dostu
|
Eskiden bizde çamasirlar kazanda kaynatilir içine kesilmis zeytinyagli sabun katilirdi.Birde tahtadan sadece bu is için yapilmis tokmaklar vardi çamasirlari doverlerdi bu yassi tokmaklarla. Odun külü bulasiklari temizlemektede kullaniliyor. Bir zamanlar kamp yaparken bulasiklari sadece odun külü ile yikamistik.Mintak'tan daha iyi temizliyor ! |
03-08-2008, 16:24 | #13 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 585
|
Bu konuda çok bilgi sahibi olmasam da sodalı sudan bahsetmek istiyorum. Nasıl oluşur, çoğaltılabilir mi bilmiyorum. Askerliğimi Van gölüne sıfır bir tugayda yapmıştım. Kısa dönem oldugum icin yaz mevsimini tam anlamıyla göremedim ama birkaç anımı aktarayım. Sodalı suyun temizlikte kullanıldıgını daha önce duymuştum. Birgün göl kenarında birini gördüm, elinde beyaz bir gömlek vardı, epeyde kirliydi. Gölün bazı yerleri kumsal gibi, bazı yerleri kayalık. Kayalık olan yerlerinden biriydi, adam kayanın üstünde durdu gömleği suya soktu. Eliyle çitiler gibi bir hareket yaptı, hic deterjan olmamasına ragmen bir anda köpürdü su. Gölegi 2 dakika sonra bir çıkardı kar beyaz... Baska söze gerek yok. Ayrıca bana oranın insanları yazın göle girdiklerini ve saclarının sraadıgını, ciltlerinin ise beyazımsı bir ten rengine kavustugunu söylerlerdi. Bende meraktan mayıs ayı ortasında askerliğim bitmeden suya girdim. Tabi orda o mevsim hala kış sayılır. kafamı soktum diyelim. Aksamında siyah sacım oldu mu kızıl renk. Biraz fazla kalsaydım sanırım kırmızı olucaktı sonra sararacaktı saclar. Yüzüm ise cilt temizliyicilerle yıkadıgımdan daha pırıl pırıl hale gelmişti. İstanbulda eskiden büyük cekmece gölünün de suyunun sodalı oldugu söylenirdi, ama gölü baraj haline getirdikten sonraki durumu bilmiyorum. Bence el yıkama işini fazla dert etmeyelim. suyu aslında afedersiniz öyle gerizekalıca ziyan eden bir milletiz ki, yaptıgımız sacmalıkların yarısını yapmasak zaten sorun kalkar. Akarsualrımızı nasıl kirlettigimizi, tarımda nasıl sulama yaptıgımızı, belediyelerimizin su yok derken nasıl abuk subuk zamanlarda yol yıkadıgını, araba yıkarken harcadıgımız suyun ne kadar abartılı oldugunu, patlak ve kalitesiz su borularımızı, en büyük mevcut su havzalarımızın üstünü nasıl beton hale getirdigimizi (bakınız Bakırköy) ve bir ton seyi hepimiz zaten biliyoruz. Varsın ellerimizi kirli kalsın, biz bunları böyle yaptıkca herseyin en kötüsünü hakediyoruz. |
06-08-2008, 14:17 | #15 | |
Ağaç Dostu
|
Annemle konuştum. Beyaz çiçekli bir bitki olduğunu, yapraklarını kilim yıkamada kullandıklarını söyledi. Resimdeki bitki Batı Karadeniz bölgesinde doğal olarak yetişiyorsa herhalde annemin bahsettiği bitkidir. Teşekkür ederim. Alıntı:
|
|
16-08-2008, 08:28 | #16 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-03-2008
Şehir: MERSİN
Mesajlar: 16
|
merhaba, Eskiden odun külü bir kovada ıslatılır bir süre sonra kül kovanın dibine çöktükten sonra yüzeyinden duru su alınır ve çamaşırda , banyoda kullanılırmış. Tabi bu küllü suyu dozunda kullanmak gerekirmiş. Fazla kullanmak tahrişe sebep olabiliyor.Belli bir oranda seyreltilip kullanmak gerekir. Bulaşık konusunuda kanal kenarlarında çıkan latince ismini bilmediğim halkk arasında yarpuz denilen bir bitki kullanılırmmış. |
26-10-2008, 21:00 | #18 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 11-10-2008
Şehir: Çankırı
Mesajlar: 46
|
Alıntı:
|
|
26-10-2008, 21:22 | #19 |
Ağaç Dostu
|
Demeyeyim demeyeyim diyorum ama, temizlik adına sularımızı kirleten yegane şey deterjan. üstelik kimsenin dokunmak istemediği ve hatta adını bile anmadığı bir materyal. Zira bir eve su girdiğinde onsuz çıkmadığı tek kimyasal. Düşünsenize mutfakta deterjan, banyoda deteryan, lavaboda deterjan. Tuvaletteki insan atıkları bile bu deterjandan daha temizdir bence. Bir ülkenin suyu alınıp evlere taşınıp kirletilip geri çıkıyorsa akıllara zarar bir oranla bu kirlenmenin sonuçlarını yaşarız. Bu memlekenin suyu çok fazla sürmez içilemez hale gelir. Daha şimdiden büyükşehirlerin suyu içilemez durumda varın Anadoluyu siz düşünün. Alternatif temizlik arayışlarına ne giriliyor nede tercih ediliyor, varsa yoksa kimya sanayi. |
28-10-2008, 11:22 | #21 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
29-10-2008, 01:18 | #22 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-09-2007
Şehir: ORDU
Mesajlar: 232
|
Geleneksel yöntemlerle temizlik nasıl oluyordu sorusuna herkes katkıda bulunmuş benimde çorbada tuzum olsun düşüncesiyle rahmetli babaannemin anlattıklarından aklımda kalanları paylaşmak isterim. Mesela, deterjandan önce çamaşırlar nasıl yıkanırdı? Dedemin sadece çamaşır yıkamak için kullanılmak üzere bir miktar kil alır ve bu killer kurutulur. Kirli çamaşırlar akşamdan bir kat kirli çamaşır bir kat kil konularak bir küfeye dizilir üstüne örtü (külü süzmek için) serilir , bu örtünün üstüne de odun külü konulur ve üstüne kaynar su dökülerek sabaha kadar bekletilir. Sabah ise akşamdan hazırlanan içi çamaşır dolu bu küfe çeşme veya dereye götürülerek yıkanır/durulanır. Birde kalaylı bakır kaplar kül ile kalaysızlar kaplar ise kum ile ovularak yıkanırlardı. |
22-12-2008, 22:42 | #23 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. İşe yarıyor olsalar da verdikleri zararlar sağladıkları faydadan daha çoktur. Doğa artık kendisine verilen zararı telafi edememektedir. Dolayısıyla bundan çıkaracağımız sonuç, işlerimizi görürken bizden sonrakileri de düşünmek olmalıdır. Modern yaşamın vazgeçilmez unsurları doğaya kalıcı zararlar vermektedir. Bu zararları önlemek ancak feragat ve sağduyu ile olabilir. Bilgisayar huraları, pil, buzdolabı motorları, asbest ve petrol türevleri de doğaya en az deterjan kadar kalıcı zararlar vermektedir. Kullandığımız kimyasalları asgariye indirmekle bizden sonrakilerin şansını arttırmış olacağız. Deterjan kullanırken bir daha düşünelim ve hiç olmazsa kullandığımız miktarı azaltalım derim. Saygılar. |
28-12-2008, 18:06 | #25 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba. Sn. MeyveliTepe, Karbonat ve arapsabununu zaten kullanmıyoruz. Ama taze sebzeleri yıkamak için suya bir miktar sirke katıyoruz. Özellikle salata ve marul yıkarken kullanılması tavsiye ediliyordu. Salatalığı yıkayacağınız suya biraz sirke ilave ederseniz, mikroplarını ve yapraklarında görünmeyen parazitleri öldürüyormuş. Saygılar. |
28-12-2008, 21:43 | #26 |
Ağaç Dostu
|
Sirke aynı zamanda mutfak tezgahlarında, bezlerinde, tepsilerde, tencerelerde dezenfektan, kireç sökücü, yağ sökücü olarak kullanılabiliyor. Ben kullanmaya başladım ve memnunum. Cam silerken de cam için ayrı temizlik maddesi almıyorum, bulaşık sabunlu suya bir miktar sirke katıyorum. Bu uygulama sirkenin yanında az miktar alkol ilave edilerek de yapılabiliyor. |
16-01-2009, 20:17 | #27 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 16-01-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 1
|
köpük otunu duyan var mı?
köpük otu diye bilinen ve avcumuzda su ile ezdiğimizde (bir sabun gibi köpürüp) temizleme özelliği olan bir bitki duydum. Bu konuda daha fazla bilgisi olan varsa yardım edebilir mi? |
16-01-2009, 20:38 | #28 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 29-08-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 3,436
|
Bit otu,
Ben çocukken çok minik ve sık yapraklı yerde yayılmacı bir ot vardı. Köyde bu otu kullanarak çocuklar arasında el, mendil vs. yıkamayı oyun haline getirmiştik, çok güzel köpürüyor ve temizliyordu. Sonradan bu otu ninemin tavuklara attığını gördüm, sebepini sorduğumda tavuklardaki bitler bu otun içerisine toplanır, bitleri dağıtmadan yakmak suretiyle yok ederiz dedi. Tabii o zamanlar sabun çok pahalıydı, köylüler kervan oluşturup 10 km uzaktaki kil yatağından kil getirirlerdi. Anlattığım köy Ankara'ya bağlı, Nallıhan ilçesinin, osmanköy' ü. Saygılar. |
16-01-2009, 20:45 | #29 |
Ağaç Dostu
|
Biz karga sabunu dediğimiz bir ot ile ellerimizi yıkardık,arap saçından daha minik yapraklı,yere yapışık yetişen bir bitkiydi.Belki Sayın Akran ile aynı ottan bahsediyoruzdur. elde ovulup suyla birleştiğinde güzel köpürürdü. |
|
|