22-10-2009, 09:40 | #1 |
Ağaç Dostu
|
Almanya'dan Türk armuduna red
Haberi Milliyet Gazetesi'nin haber portalından özetliyorum: Almanya, Türk armudunda zararlı ‘amitraz’ ilacının (NTV'ye göre tam 1500 misli) fazla kullanıldığını tespit ettiği için armutlarımızı geri çevirmiş.... Bu uygulamaya diğer Avrupa ülkelerinin de katılacağınfdan endişe ediliyormuş. Bu ilaç çocuklarda konuşmayı geciktiriyor, yetişkinlerde de bitkinliğe ve düşük kan basıncına neden oluyor. Almanya’nın almadığı zehirli armutlar ne yapılacak, imha mı edilecek? Hadi canım sende? Daha önce kuru üzümde, biberde, domateste olduğu gibi iç piyasaya verilecek. Zaten aynı ilaçla fullenmiş armutlar pazarlarda satılıyor. Hani zehirli mahlukatların renkleri capcanlı olur ya, bu yıl armutlar da ondan mıdır nedir inadına capcanlı yahu... İç piyasada denetimin olmadığını herkes biliyor. Uludağ İhracatçı Birlikleri Başkanı Salih Çalı, “İç kontrol işlemiyor. Bizde maalesef satılıyor” demiş zaten. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, “Hallerde, hatta semt pazarlarında olması gereken laboratuvarlar ne yazık ki yok. Var olanlar da göstermelik”, TZD Başkanı İbrahim Yetkin de “Standart dışı ilaç zehir gibi bir şey” demiş... Şimdi gelelim duy da ister inan, ister inanma bölümümüze: Tarım Bakanlığı Almanya’nın yasak kararından sonra yaptığı açıklamada: “Bakanlığımıza ulaşan bildirimler (sonrası) bu ürünleri ihraç eden firmalar ve üreticiler takibe alınarak, yurtiçi tüketime sunacakları veya ihracata gönderecekleri ürünler için sıkı tedbirler getirilmiştir” demiş. Neyse biz habere devam edelim: Diğer taraftan Türkiye’de AB’nin yasakladığı tarım ilaçlarının kullanımı devam ediyor. AB’ye uyum için yıl başında 75, daha sonra da 49 etken maddenin kullanımını yasaklı. Ancak daha önce ithal edilmiş ve 2 yıl raf ömrü bulunan ilaçlar son kullanma tarihine kadar satışı serbest. Amitraz adlı ilaç da bunlardan biri... satılıyor, kullanılıyor. Almanya’da tespit edilen ilaç da bunlardan biri. Boşuna dememişler armudun iyisini ayılar yer diye. Bu söz bundan böyle şöyle söylense yeridir... Armudun iyisini Avrupalılar, onlar beğenmezse Türkler yer... |
22-10-2009, 10:54 | #4 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 29-08-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 3,436
|
Bir müşterim avakado meyvesi istedi 30 tane. Bende bahçemdeki avakado meyve tutmuş hazır ondan kopardım tadına baktım güzel, topladım gönderdim. 1 hafta sonra telefon ettim, avakadolar nasıl beğendinizmi diye. Tadı çok güzel kabuğu ince hatta kabuğuyla beraber yemek bile güzel, ama bazılarından bir kurt çıkıyor pire gibi zıplıyor. Olsun yinede biz beğendik dedi. Şimdi birilerine sorsanız kurtlu meyve yemekmi istersin, ilaçlımı diye. Vereceği cevap hayatta kurtlusunu yemem olur. Bütün mesele görüp iğrendiklerimizde, peki görmeden yediğimiz 1500 kat fazla ilaç dozu ne olacak. İlaç bu kokmuyo, elle tutulmuyor ve gözle görülmüyor. Ama kurtçuğu yakalarsınız atarsınız kalanı yersiniz. Yakalayamadan farketmeden yerseniz, yüksek besin değeri olan proteinini bünyenize katmış olursunuz. Bence kampanyalar başlatılmalı ''Haydi vatandaş kurtlu meyve ve sebze ye kansere yakalanma'' gibisinden. Bir faydası olmaz ama belki bazıları kurtçuklu besin tüketmeye razı olur. Toplum olarak gösterişli besinlere zaafımız var. Varsın olsun kanserden ölelim. |
22-10-2009, 10:59 | #5 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Hem kurtsuz olsun, hem de zehirsiz. Olmaz mı? |
22-10-2009, 11:04 | #6 |
Ağaç Dostu
|
İnşallah olacak. Ama öncü-liderlerin daha fazla olması, uygulamaları anlatması şart Kaolin kili örneğini-EM örneğini gördük, artık biliyoruz. Ama şeftali yaprak kıvırcıklığı için ne diyeceksiniz Sanırım siz de son çare olarak kimyasal kullanmıştınız? |
22-10-2009, 11:18 | #7 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ama bu çözüm mü? Değil elbette. İç denetim mekanızmasını da AB uyum ve ölçütlerine göre işlerlik kazandırmamız gerekiyor. Madem doğru yolu kendimiz bulmakta beceriksiz kalıyoruz, madem bizim aklımız sağlıklı önlemler almada yetersiz kalıyor; ekonomide siyasette olduğu gibi bu konuda da elin gavuru bize yol göstersin, onların aklıyla sağlıklı yolu bulalım; ta meşrutiyetten bu yana olduğu gibi ... |
|
22-10-2009, 11:58 | #8 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 29-08-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 3,436
|
İlçe pazarına tezgah açıyorum, Her milletten turistler geliyor. Almanlar ve avrupalı turistler köylülerin sattığı kalitesiz kurtlu meyveleri alıyorlar, işin garip tarafı etiket yazmış zabıta 1 tl diye, köylü turist kazıklayacak ya 2 euro diyor ve turist 2 euroya itiraz etmiyor. Ruslar ve ortadoğulu olduğu belli olanlar, en gösterişli ve kocaman meyveleri kilolarca alıyorlar ve etiket üzerindeki fiyattan daha aşağıya almaya çalışıyorlar. Yaşlı turistlere baktığımda çoğu avrupalı yaşlı kadın ve erkekler 60 ını geçmişler ama hala fizik olarak süper görünüyorlar. Ruslarda yaşlılar aynı bizdeki yaşlı çoğunluk gibi göbek sarkmış, bacaklar kalınlaşmış ve yanlara doğru açılmış. Belki kurtsuz ve ilaçsız meyve ve sebze üretilebilir ama bu ayrı bir tartışma konusu. kullanılacak ilaç sayılmayan maddelerin ilerideki etkilerini şimdiden görmek mümkün değil. En iyisi yediklerimizi doğadan yaşayan diğer canlılarla paylaşarak tüketmek galiba. |
22-10-2009, 12:19 | #9 | |
Ağaç Dostu
|
Bu başlığın kobayı kim?
Alıntı:
Yerli karpuzları köküne kadar mideye indirdiler, ithal tohumluktan olanları ise dişleyip çoğunlukla kökeni bile koparmadan, beğenmeyip bırakıyorlardı. Onların 7/24 doğada olduklarını düşünürsek, onlardan öğreneceğimiz şeyler var sanırım. gece bilim adamı olmadan da fareleri kobay olarak kullanan ve bedel olarak da yerli karpuz yiyememiş olan forum kişisi! |
|
22-10-2009, 12:47 | #10 |
Ağaç Dostu.
|
ne yazık ki ülkemizde haddinden fazla kolaycılığa kaçan çiftçiler ve üreticiler var. Tabi talep olmazsa üretimde olmaz. Bence suçu biraz da kendimizde aramak lazım. Kışın ortasında üzüm,karpuz ve sebzeler bulmak hiçte zor değil.kimileri hormonla üretiliyor kimileri ise ilaçlı saklama ortamlarında saklanıp kışın biz tüketicilerin hizmetine sunulmakta. Oysa topraklarımız ne üre gübreyi nede ziraai ilaçları bilirdi. Yazın sebze ve hatta meyva türleri kurutulup kışın tüketilirdi. Azda olsa halen bu kültürü devam ettirenler var. İyi hatırlarım sonbahara doğru domateslerin son hasatlarında annem ham domatesleri toplar samanın içinde saklardı. Kışın pempeleşmiş şekilde lezetli ilaçsız domatesler yerdik. Günümüzde teknolojiden faydalanıp sağlığımızla ve damak zevkimizi ciddi bir şekilde kötü etkileyen üretimler yapılıyor. Öğleki kışı bırakmış yaz ortasında dahi hormonlu sebzeler raflardaki yerlerini almışlar. Sevgili gece.. Bu sene 4-5 adet yerli karpuz yetiştirdim. İnanın lezzetini tatını unutmuşuz. Hiç bir kimyasal madde ilaç,gübre dahi kullanmadım. Tarlama kullanmayada niyetim yok. Sebzelerin ve karpuzların tadı damaklarınızda kalacak . |
22-10-2009, 13:04 | #11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-09-2007
Şehir: Nevşehir
Mesajlar: 641
|
merhaba arkadaşlar; yanlış bir yargı mevcut, kimyasal gübre veya ilaç kullanılmadan üretilen (organikdiyelim )sebze ve meyvenin şekli bozuk olur diye, daha önceki yıllarda dedelerimiz ile ekilen (insan gübresi ve hayvan gübresi) dikilen sebze ve meyveler daha güzel görüntülü ve daha iriydi, hiçbir şekilde kimyasal kullanılmızdı, inanın verimide daha yüksekti, şimdi bende aynı şekilde hiçbir kimyasal kullanmadan kendime sebze ve meyve yetiştiriyorum, görüntüleri bahsedilen hormonlu ürünleri kıskandıracak şekilde güzel, yalnız biraz erken davranmazsam kuşların ve arıların elinden alamıyorum kolay gelsin, |
22-10-2009, 13:09 | #12 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Öte yandan, organik prensiplerle yetiştirilmiş ürünler kurtlu olur, yamuk yumuk, çürük çarık olur diye bir izlenim yaratılmış. Bu izlenimi yaratanların bilfiil zehir ve kimyasal üreticileri olduğunu düşünüyorum. Tüketiciye, "bak organik yemek istiyorsan kurtlu ve yamuk yumuk şeyler yemek zorundasın" mesajını veriyorlar. Üreticiye de, "organik yetiştirmek istiyorsan ürünün az olacak, kurtlu ve biçimsiz olacak" mesajını da aynı şekilde veriyorlar. Bu, toplum psikolojisinin analiz edilmesinden çıkan çok basit bir sonucun pazarlama taktiği olarak kullanılmasından ibaret. Organik ürün talebini marjinal sınırlarda tutmaya yönelik. Malesef, bu izlenim çoğu kişi tarafından bir şekilde benimsenmiş durumda. Gözlerimin önünde cereyan eden başka bir şey söyliyeyim. Kurtlu ürünlerin zehirsiz olduğu izlenimine de kapılmamak gerek. Bildiğim pek çok bahçede, ürünler hem zehirli hem de kurtlu. "Kurtla, kuşla paylaşalım, ne kalırsa" mantığına da diyecek bir şey bulamıyorum. Halihazırda ağaçlarımızın üstünde yaklaşık bir ton kaliteli, kurtsuz ve zehirsiz ürün var. Kalitesiz ve %70'inin kurtlu olmasına teslim olmanın kime ne faydası var. Başka bir şey daha. Köylüden iyidir diye bir şey alırken iki kez düşünmek gerekir. En kontrolsüz ve hesapsız zehir malesef o kesimde kullanılıyor. İnsanların kendilerini propagandalardan, bilinç altında yaratılmış imajlardan kurtarması, razı olmak yerine en iyiyi talep etmesi gerekir diye düşünüyorum. Kaliteli, zehirsiz, bol, doğru düzgün ürün olabilir. Öylesi talep edilmeli. Nereden bulacağız diye sorulacaktır. Size en yakın ve detayını bildiğiniz çiftlikten alın. Yoksa isteyin, talep yaratın. |
|
22-10-2009, 13:10 | #13 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 29-08-2008
Şehir: Antalya
Mesajlar: 3,436
|
Bazıları tırtıl ilacı soruyor, bende gece el feneriyle yakalyıp öldüreceksin diyorum. İlacı zehiri yokmu bunun diye soruyorlar, ya ne kadarda zehir meraklısı toplum olmuşuz böyle. Tırtıla veya başka bir zaralıya bir ilaç geliştiriliyor, ölenler ölüyor sonrakiler bağışıklık kazanıp süpermen oluyor. Doğada yaşayan bizden başka canlılar bize ne kadar zarar verirse versin, bizim onlara ve doğaya verdiğimiz zarar yanında devede pire kadar kalıyor. |
22-10-2009, 13:18 | #14 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Böylesi biraz zahmetli olur. Bir doğal düşman bulup işi ona ihale edebilirsiniz |
22-10-2009, 13:51 | #15 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Son bir şey daha. Konu başlığıyla bağlamaya çalışayım. Armutları zehirleyip Almanyaya gönderen zat, zehirlemeyip kurtlu olarak gönderseydi Almanya bu ürünü kabul edecekmiydi? Elbette hayır. Beklenen kurtsuz ve zehirsiz olmasıydı. Kaldı ki, limitin altındaki zehire bile bir şey denmeyecekti belki. Köylü gönderseydi hem kurtlu hem zehirli olacaktı Ülke olarak takkeyi önümüze koyup düşünmeliyiz... |
22-10-2009, 15:04 | #16 |
Ağaç Dostu.
|
sevgili Mutlu Kutlu'nun dediği gibi doğanın dengesini biz insanlar bozuyoruz. Tabiyatta neredeyse kuş sesi duyamaz olduk. Baharda göçmen kuşlar uğramaz oldu. İlk baharda 14 adet badem ağaçlarımın üzerinde 50-60 adet tırtıl farkettim. Yapraklara aşırı zarar vermişlerdi. Hepsini ellerimle imha ettim. Bunları zehirli herhangi bir ziraai ilaçlada imha edebilirdim. Ya ilaçın zararlı etkilerini nasıl kaldıracağız? Başka ilaçlar kullanarakmı? |
22-10-2009, 15:13 | #17 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Zararlılardan zehirsiz korunmanın yolu, ya onları ürünlerimize uğratmamak, ya da onları doğal düşmanlarına havale etmektir. Sn.Bahtiyar02, alıntıladığınız mesajımda sözünü ettiğim tırtılın "doğal düşmanıdır", zehir değil. Uygulanabilir olduğu durumda siz de tırtılın doğal düşmanısınız. Uygulayamıyorsanız müttefik ararsınız. Bu kuş olur, peygamber devesi olur ya da tırtılları parazitleyen daha küçük canlılar olur. |
|
22-10-2009, 15:29 | #18 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-10-2008
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 262
|
İnsanoğlu böyle işte. Daha çok ürün alacak. Ürün büyük ve şekilli olacak. Kışın suni güneş yaratacak. Aynı ürünü 12 ay yetiştirecek. Ama ürünün kalitesi, hastalık yapması ve damak tadı hiç önemli olmayacak. Biz tepki vermeyen bir milletiz. Herdeyse hiç birimiz aldığımız ürünlerin sertifikası var mı diye bakmıyoruz. Yeni yeni ürünlerin üzerin de son kullanım tarihlerine bakmaya başladık. Kimyasal ilaçlarla yetiştirilen ürünlere karşılık organik yetiştirilen ürünlerin masrafları daha az ama fiyatları daha pahalı. Organik yetiştirdim diye fiyatları yükseltiyorlar. Tarım Köy İşleri Bakanlığı recetesiz kimyasal ilaç satışını engelledi. Ama çare olmadı. İlaç bayileri serbestçe kimyasal ilaçları satıyorlar. Aslında devlet sertifikası olmayan ürünlerin satışını yasaklamalı. Sertifikasyon kuruluşlarını da denetime tabii tutmalı. Onlar da sertifika verirken anormal fiyatlar isteyememeli. Bir gün inşallah o günleri de görürüz. |
22-10-2009, 16:49 | #19 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Toprak refomlarını yapamamış tarım alanlarını belirleyememiş ekim planlamalarını yapamamış bir ülkede tarım üretiminden hele ki doğal mücadeleden bahsetmek doğru da, uygulamada ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum. Avrupa da olsa sizler gibi mücadele eden insanları yılın adamı ilan ederler, onun bilgilerinden tecrübelerinden yararlanırlar, oysa ki bizde öylemi ya. Olmazzzz çünkü ticari çıkarları yok, Adam ticaret adamı, ben bağlantımı kurarım ticaretime bakarım banane vatandaş zehir yiyorsa düşüncesi ile bu iş olmaz. Derhal ekim alanları ve kimin ne ektiği belirlenmeli bu doğrultuda da mücadele ehil kişilerce devlet kuruluşları tarafından belirlenmeli. Avrupada bir kişi ticari olarak kendi kafasına göre bir şey ekemez, mutlak devletin müsadesi ihtiyacı doğrultusunda gözetimi ve kontrolü altında yapılır. Elin gavuru yapabiliyor da biz niye yapamıyoruz? Biz türkiye cumhuriyeti vatandaşları olarak bu kadar beyinsizmiyiz.? Çok afedersiniz sinirlerim yine gerildi |
|
|
|