18-06-2009, 12:24 | #1 | |
Ağaç Dostu
|
Uçurtma
Çocukken gazete kağıtlarından, ya da daha sağlam olsun diye defterin orta sayfasından arakladığımız kağıtlarla, şeytan uçurtmaları yapar uçururduk. Onu uçurmak için koşarken kaç kez düşüp, dizlerimi deldiğimi hatırlamıyorum. Uçurtma anılarım, dizlerimde hala değişik motifleri ile durur Babam bizi mutlu etmek, ama aslında daha çok kendini mutlu etmek için, bize arada sırada kasnaklı uçurtma yapardı. Uçurtma yaparken onu izlemeye bayılırdım. Özenle, nizamlı, tertipli bir biçimde, milim sekmeden, kurutulmuş sazları ikiye böler ve uygun boylarda keserdi. Bakkaldan aldığımız renkli kaplama kağıtlarını, kendi yaptığı unlu nişastalı tutkal ile yapıştırırdı. Kuyruğunu yaparken bizim yardımcı olmamıza izin verirdi. Ama yaptığı uçurtmayı havalandırma bahanesiyle hep o uçurduğu için, çocukken ona kızardım. Kendi çocuklarım olduğunda, uçurtma yapmak için malzeme bulmak, ayrıca yapması zor geldiği için, onlara hazır uçurtmalar aldık hep. Ama ne hikmetse yine hep biz uçurduk göğe dikme bahanesiyle... Babadan çocuğa geçen bir özellik midir nedir, umarım torunlarımı görecek kadar uzun yaşarım da çocuklarımın onlara olan bu konudaki tavrını görebilirim. İçimde hala uçurtma uçurma isteğim var, böyle giderse torunlarıma da benden fırsat kalmayacak. )) Bu konuyu yazarken konu hakkında daha detaylı bilgi bulurum umuduyla netten biraz araştırdım. Tarihsel kısmında şöyle yazıyordu: Alıntı:
Uçurtma yapmayı bilenler buraya eklerlerse, en basit ve kolay yapılanını seçer , bu kez kendim yapmayı denerim. Ama sonra onu uçuracak bir yer lazım. Ve belki de uçurtmamı yarıştırabileceğim bir uçurtma ekibi. Düzenleyen Müjgan : 18-06-2009 saat 15:25 |
|
18-06-2009, 16:07 | #2 |
Ağaç Dostu
|
Ankara'da Ahlatlıbel'de Çankaya Belediye'sine ait tesislerin üstünde her mevsim uçan bir kaç uçurtma vardır. Hatta tesise yakın yerlerde uçurtma satıcıları bile türemiş. Eymir Gölü de olabilir. Hatta uçurtma uçurmak istemeyenler balık ekmek-köfte ekmek yer. Demek ki yer tamam, ekipte bulunur nasılsa. Şimdi uçurtma tariflerine geçmek lazım. |
18-06-2009, 16:25 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Evet, benim de aklıma Ahlatlıbel gelmişti. Abidinpaşa sırtları da bayaca rüzgarlı ve şehir içinde sayılır. Hukuk fakültesinin arka tarafları yani... Uçurtma tariflerine en basitleri neyse ondan başlamak lazım. Netten baktım da aman Allah!! vaziyetlerinde teknik duruma gelmiş bu iş. ) Şaştım da kaldım. |
18-06-2009, 16:40 | #4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
Siz sarmaları hazırlayın ben uçurtmaları yaparım Hemde seri üretim bile yaparım |
18-06-2009, 16:50 | #5 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Müjgan, çaktırmadım kimseye ama netten baktığım tarifler benim de gözümü korkuttu. Olmazsa bir yerlerden gider alırız derken BalıkcıSerdar'ın teklifini gördüm. BalıkcıSerdar siz 21 haziran gezisinde olta getirecektiniz ya yanında uçurtmaları da getirin ben sarmayı getiririm. |
18-06-2009, 16:52 | #6 |
Ağaç Dostu
|
Bir kaç gün önce taze yapraktan sarma yaptım, aklıma geldiniz Serdar. Gülümsedimm. |
18-06-2009, 16:53 | #7 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
18-06-2009, 20:58 | #8 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
|
21 Haziran gezisinde büyük ihtimalle muhtemel ben yokum maalesef, gezi başlığında yazmıştım Ben buradan size nasıl tarif ederim bilmiyorum ki (şimdi balıkçı üstadım "ki"yi yanlış kullandın diye bana kızar ama olsun kullanacağım işte). Aslında yapamayacak bir şey yok, hemde çok basit, denge olayını ayarlamak bile püf noktalarını bildikten sonra çok çok kolay ama tarif edilmez ki, yaşanır |
18-06-2009, 21:33 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
Bu akşam Ankarada birisi çok keyifli uçurtma uçuruyor. Şehrin içinde o kadar yükseltecek yeri nerede buldu bilmiyorum ama akşam üstünden beri seyrediyoruz çok keyifli. Epey bir süre artık indirmesi gerekiyor hava gittikçe kararıyor kaybedecek diye pek hayıflandık ama sonra bir sürprizle karşılaştık. Uçurtma ( artık nasıl yaptı bilemiyorum ) sanki ışıklı ya da fosforlu gibi ve şu saatte de gökyüzünde kuyruklu bir yıldız gibi salınıyor. |
19-06-2009, 13:56 | #10 |
Ağaç Dostu
|
UÇURTMA Göğün ipini tutmuş koşuyor çocuk Savura savura denizi¸ al yeşil mor¸ kıyı boyunca. Kapılardan içeri yaz doluyor döne döne Keskin bir adaçayı¸ reçine¸ kekik Kokusuyla¸ baş döndürücü Bir çingene çergisi çığrışmasıyla¸ gün günden uzun¸ Gün günden deli. Dilimizde zaman av etkileri tadında Akşamları kıyıda¸ demlenirken altında salkım söğütün¸ Başı dizimizde uyuyor deniz¸ yorgun¸ güleryüzlü¸ güvenli. -Sait MADEN- Müjgan ne iyi etmiş de bu konuyu açmış. Evet, uçurtmaların çocukların dünyasında özel bir yerleri vardır elbette, ama büyüklerin -özellikle babaların- kendilerini alamadıkları bir tutkudur. Müjgan'ın söyledikleri doğru. Uçurtmalar sözde çocuklar uçursun diye yapılır ama babalardan onlara fırsat kalmaz. İçimizdeki çocuğu ne kadar gizlersek gizleyelim uçurtma söz konusu olduğunda ortaya çıkıveriyor işte... Gökyüzünde süzülen bir uçurtmanın özgürlüğe benzetilmesi, özgürlükle özdeşleştirilmesi bana hep ironik gelmiştir. Çünkü onun ipi elimizdedir. Biz istediğimiz kadar yükselir, istediğimiz zaman gökyüzünden indirilir... Ama olsun biz gene de ne zaman gökyüzünde süzülen bi uçurtma görsek, onun özgürce uçtuğunu düşünürüz. Böyle düşünmemizin nedeni çocukca duygularımızı bir çocuğun içtenliğiyle bize yaşatmasındandır. Onunla birlikte gökyüzünde süzülen bizim çocukluğumuzdur aslında... Uçurtmasının ilk defa gökyüzüne yükseldiğini gören bir çocuğun keyfine tanık olmuşsunuzdur... Uçurtma keyfi diyorum buna. Bir de uçurtma düş kırıklığı vardır; ya da, uçurtma acısı... Elektrik tellerine takılmış olan her uçurtma bir çocuk umudunun sönmüş halidir. Ne patlayan bir balonun, ne bir elma şekerinin, ne de dondurmanın külahtan kayıverek yere düşmesine benzemez yaşanan acı... Bazı kaynaklar uçurtmayı Arşimet'in bulduğunu yazmış. Ama ,Müjgan'ın da yazdığı gibi Asya'da uçurtma kullanımı çok daha eskilere dayanıyor... Uçurtmalar ulusal, kültürel ve dinsel olarak Koreliler, japonlar, Çinliler, Malezyalılarda kült bir yer edinmiş... Gece karanlığında bir evin üzerinde uçurtma uçulursa, o evin kötü ruhlardan korunduğunda inanılıyor mesela... Bugün dünyanın pek çok yerinde uçurtma festivalleri düzeneniyor. Buralarda çok ilginç uçurtmalar uçuruluyor. Son yıllarda bizde de uçurtma için insanlar bir araya gelmeye başladı... Son olarak her babanın mutlaka uçurtma yapmasını ve uçurmasını öğrenmesini öneririm. Çünkü bir çocuğun uçurtmayı uçurmayı beceremeyen babasına bakışını hiç unutmuyorum... Evet işte size en basitinden bir Şeytan Uçurtması yapımı: Malzemeler: 25X25 Cm resim kağıdı kalınlığında bir kağıt: (Üzerine istenilen resim, desen, karikatür vs çizilebilir. Ya da bırakın kağıt kendi renginde kalsın...) Yeteri kadar uzunlukta paket ipliği... Kuyruk için: 1.25 cm uzunluğunda iki parmak kalınlığında kumaş ya da rafya... Duruma göre ucuna bir fiyonk bağlayabilirsiniz... İyi uçurmalar... YAŞIYOR MUSUN? Takmaya çalışırken kuyruğunu Birlikte yaptığımız şeytan uçurtmasının Görürdüm çırpınırdı ufacık kalbin. Hatırımdan bile geçmezdi Sana duyduklarımı söylemek. Acaba hala yasıyor musun? - Orhan Veli KANIK- Tekrar teşekkürler Sevgili Müjgan, ömrüne bereket... |
19-06-2009, 19:12 | #11 |
Ağaç Dostu
|
Güzel bir başlık... Biz de bir gün,oğlum küçükken, yanımıza scooter (başka ismi var mı bilmiyorum) ve uçurtmasını alıp yeşil alana çıkmıştık. Bir süre sonra farkettim ki ,ben uçurtma uçuruyorum, babası sckooter kullanıyor, oğlum kendi halinde Çocukken uçurtma yarışları çok yapardık, aynı zamanda en büyük uçurtmayı yapıp uçurma gayretleri de olurdu. Rakip ağabeylerin bir kısmı, kuyruk kısmına kesici parçalar bağlayıp, başka uçurtmaları düşürmeye çalışırdı. Bir ağabeyin kendi boyunda yaptığı uçurtmayı hiç unutmam,mahallede efsane olmuştu. Gökyüzü, bakkaldan alınan kırmızı ya da mavi (başka rengi olmazdı, çabuk da yırtılırdı) defter kaplarıyla dolardı. Uçurtmayı keyfiyle uçurmak da bir başkadır. Rahmetli olan bir Komşu Amcamız bize çok eşlik ederdi; iyice yükselen ve dengesini sağlamış olan uçurtmayı, yere çaktığı bir kazığa bağlar, sırtüstü yatar, bir eli ipte hafif hafif çekerdi. Bu sırada sadece gökyüzünü seyretmek ne güzeldir, aradan otuz-otuz beş sene geçse de bu manzarayı hep iç çekerek hatırlarım. Bir de uçurtma kuyruğu hazırlamak var; büyükler uçurtmayı yaparken, onlar için oyalayıcı olan kuyruk yapımını küçüklere verirler. Aslında kuyruklar için de çok yöntem var belki bunları da paylaşırız. Sayın Hassoman, eklediğiniz şeytan uçurtmasını uçurmak da oldukça keyiflidir. Çok basittir ama evden aldığım dikiş makarasının ipini, bu uçurtmada sonuna kadar saldığımı bilirim Yukarıdaki resme izninizle bir ilave yapayım; kanatlara bağlanan iki ipin birleştiği düğüm noktasını ayarlamak için, ipler sivri uç kısmına doğru yatırılır, uç noktasına geldiği yere düğüm atılır. Şimdi uçurtma zamanı, fırsatı olan kaçırmasın. Arsa bulamayanı, balkondan sallanan bir şeytan uçurtması da mutlu eder (Oğlumun bahanesiyle 6.kattan çok yapmıştım) |
19-06-2009, 19:17 | #12 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-02-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 538
|
çocuk tabiriyle çıtalı :p
İlkokul 5. sınıftan başlayıp, lise 2' ye kadar neredeyse hergün uçurtma uçurmuş birisiyim. İçim hâla çocuksu, bugün bile evimde mutlaka uçurtmam hazırdır. Her pazar uçururum. Hassoman'ın bahsettiği kağıt (şeytan) uçurtması yeğenlerimin gözdesi. Çıtalıyı uçuramıyorlar. Ortaokul çağlarımda yaz tatillerinde yapıp sattığım uçurtmaların sayısı belli bile değildir. Hatta bir ara sazlıkların kamışlarından yaptığım küçük uçurtmalar rağbet görmüştü. Bu tip küçük nesneleri oya ipliğiyle dahi uçurtmak mümkün. Kuyruk yapmak basit fakat uğraştırıcı bir iştir. Saatlerinizi alabilir. Ama en önemlisi bir uçurtma için kullanılan çıtanın hafif malzemeden olması gerekir. Çocukluğumdan kalma alışkanlık diyemem. Bu bir tutkudur, bu hissi anlatmak zordur. Bu güzel konuyu açan Müjgan Hanım'a sonsuz teşekkürler. Düzenleyen aydın : 20-06-2009 saat 02:53 Neden: resim ekleme |
24-02-2010, 21:14 | #13 |
Ağaç Dostu
|
|
|
|