Güzel bir başlık... Biz de bir gün,oğlum küçükken, yanımıza scooter (başka ismi var mı bilmiyorum) ve uçurtmasını alıp yeşil alana çıkmıştık. Bir süre sonra farkettim ki ,ben uçurtma uçuruyorum, babası sckooter kullanıyor, oğlum kendi halinde
Çocukken uçurtma yarışları çok yapardık, aynı zamanda en büyük uçurtmayı yapıp uçurma gayretleri de olurdu. Rakip ağabeylerin bir kısmı, kuyruk kısmına kesici parçalar bağlayıp, başka uçurtmaları düşürmeye çalışırdı. Bir ağabeyin kendi boyunda yaptığı uçurtmayı hiç unutmam,mahallede efsane olmuştu. Gökyüzü, bakkaldan alınan kırmızı ya da mavi (başka rengi olmazdı, çabuk da yırtılırdı) defter kaplarıyla dolardı.
Uçurtmayı keyfiyle uçurmak da bir başkadır. Rahmetli olan bir Komşu Amcamız bize çok eşlik ederdi; iyice yükselen ve dengesini sağlamış olan uçurtmayı, yere çaktığı bir kazığa bağlar, sırtüstü yatar, bir eli ipte hafif hafif çekerdi. Bu sırada sadece gökyüzünü seyretmek ne güzeldir, aradan otuz-otuz beş sene geçse de bu manzarayı hep iç çekerek hatırlarım.
Bir de uçurtma kuyruğu hazırlamak var; büyükler uçurtmayı yaparken, onlar için oyalayıcı olan kuyruk yapımını küçüklere verirler. Aslında kuyruklar için de çok yöntem var belki bunları da paylaşırız.
Sayın Hassoman, eklediğiniz şeytan uçurtmasını uçurmak da oldukça keyiflidir. Çok basittir ama evden aldığım dikiş makarasının ipini, bu uçurtmada sonuna kadar saldığımı bilirim

Yukarıdaki resme izninizle bir ilave yapayım; kanatlara bağlanan iki ipin birleştiği düğüm noktasını ayarlamak için, ipler sivri uç kısmına doğru yatırılır, uç noktasına geldiği yere düğüm atılır.
Şimdi uçurtma zamanı, fırsatı olan kaçırmasın. Arsa bulamayanı, balkondan sallanan bir şeytan uçurtması da mutlu eder (Oğlumun bahanesiyle 6.kattan çok yapmıştım

)