agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Buralardan Çekip Gitmek (Ev yapımları)
(https)




Beğeni Düzeni22Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 31-08-2007, 13:16   #1
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
mcege'nin deneyimleri

Merhaba!
Vay be ne kadar iddialı bir başlık oldu.Vallahi dikkat çeksin ve herkes okusun belki işlerine yarar birşeyler bulurlar diye öyle dedim başka bir niyetim yok.))))
Öncelikle birkaç tesadüf beni, hep istediğim ama birtürlü başlama cesareti gösteremediğim yeni hayata ilk adımı attırdı.

Büyük dayımın vefat etmesi nedeniyle kalan, bugünün parasıyla 60,000 ytl.'lik miras ile kiracılıktan kurtulma şansım ortaya çıktı. İzmir'de mütevazi bir apartman dairesi ararken 1999 Marmara depremi oldu.Kocaeli'nde yaşayan eşimin akrabası bir aile yara almadan kurtuldu.Ve bizim yanımıza geçici bir süre geldiler.Tabii ki anlatılanlar bizi iyice bir silkeledi.Alacağımız ev bir apartman dairesi olmamalıydı, bahçeli müstakil bir ev almalıydık.Ve başladık araştırmaya.

Bu arada biz o zaman 31 yaşındaydık ve iki de çocuğumuz vardı. Araştırmalarımızı çok yönlü yapmak zorundaydık, hastane,okul,ulaşım, alışveriş merkezi, insanların iyi olduğu, hala medeniyetin kötü yönlerinin uğramadığı v.s gibi.(Bu araştırmalarımı "Karaburun Yarımadası Gizli Cennet" konusu altında ayrıca anlatıyorum.)

Bu arada eşimin ve benim de çalıştığımız işyerlerini dikkate almak zorundaydık. Ne de olsa para hep gerekli bir araç, az **** çok.
Eşim kendi işi( kuaför) olduğu için daha avntajlıydı. Ben ise çok büyük bir firmanın ambar bölümünde yönetici pozisyonunda 6 yıldır çalışıyordum.Tabii ki ortada bir tazminat olayı vardı. İstifa edemezdim.Tazminatımı alarak ayrılmak istediğimi yönetime iletmeme rağmen hiçbir kolaylık göstermediler.Ve ayrılamadım dolayısı ile.

Araştırmalarımız sonucunda benim şartlarım oluşmadığı için planlarımızı değiştirmek zorunda kaldık.

İleride yeni bir yaşama başlayacağımıza karar verdiğimiz Karaburun Yarımadası'na en yakın yerden 3 katlı bir apartmanın çatı katını satınaldık.Tabiiki elimize gelen para evin sadece yarısını karşılayabildi biz de kredi çekmek zorunda kaldık ve kaçmak isterken yeniden ve iyice şehire bağlanmak zorunda kalmıştık.

Ancak aklımızda hep kaçış olduğu için sürekli araştırmalara devam ettik.İşten ayrılabilrsem ne gibi bir iş yapabilirim ve geçim sağlayabilirim gibi konuları arştırırken "ZEYTİN" i keşfettim.

Zeytincilik yapacaktım.Her yönüyle gelir sağlayan bir ağaçtı zeytin.Budarsınız odunu para eder,sıkarsınız yağı para eder,siyah veya yeşil sofralık zeytin yapabilirsiniz,sabun yapabilirsiniz, yapraklarından çay bile yapılabiliyordu ( tariş bu çayı satışa sundu)

Ne harika bir ağaçtı zeytin ağacı beni kurtarmıştı işte.Üstelik bir zeytin ağacını ömrü 700 yıl civarıydı.İşte aradığım can yeleği buydu.İyi de zeytin ağaçlı bir arsayı alacak parayı nasıl bulacaktık.İki çocuk,ev kredisi,dükkan kirası derken birikim yapamıyorduk.

Derken imdadımıza internet yetişti.O zaman web adresi www.orman.gov.tr olan Orman Bakanlığı'nın resmi sitesinde, ağaçlandırma amaçlı hazine arazilerinin çok uygun fiyata kiralanabildiğini (yıllık kirası 1,750 YTL.yani 1,750,000TL.) olduğu bilgisini okuyunca havalara uçmuştum.

Sonra ne mi oldu? Vallahi hepsini bir anda anlatırsam bütün forumu ben işgal ederim sanırım onun için şimdilik bu kadar.

Hepiniz hoşçakalın,görüşmek üzere.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-08-2007, 15:38   #2
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Sevgili mcege 2. bölüm ne zaman yayınlanacak merakla bekliyorum.

zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 31-08-2007, 16:38   #3
Yeni Üye
 
aslihanalaca's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-06-2007
Şehir: bandırma
Mesajlar: 11
Açıkçası ben de bu kaçış planını çok merak ettim. En kısa zamanda 2. bölümü yazarsanız çok sevinirim.


Düzenleyen aslihanalaca : 31-08-2007 saat 16:39 Neden: yanlış yazım
aslihanalaca Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-09-2007, 11:32   #4
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Merhaba!
Kaldığımız yerden devam.

Daha önce bahsettiğim gibi işlerim o kadar yoğundu ki sadece internetten teorik olarak bilgileri alıyordum ama pratik uygulama yapmaya zamanım yoktu.Zamanı oldukça bol olan bir akrabama konuyu açtığımda kendisinin de böyle şeylere ilgili olduğunu ve gereken tüm yardımı yapacağını söyleyince hemen harekete geçmeye karar verdik.

İzmir'den ulaşabileceğimiz en iyi zeytinliklerin Karaburun'da olduğuna karar verdikten sonra ağabeyim( yakın akrabam demiştim ya işte o halamın oğlu ama biz ailecek ona ağabey deriz.)

hemen yola çıktı.Kanunda yazdığına göre yerine göre valilik veya kaymakamlığa müracaat etmeden önce kadastroya gidilip "ağaçlandırma amaçlı hazine arazilerinin yerlerinin gösterilmesini" istedik.Kanuna göre bu onların göreviydi ama bize dediler ki "bizim işimiz çok araziyi siz bulun biz hazineye mi ait olup olmadığına bakarız."Haaydi bu ne demek şimdi.?Ben kafama göre yer mi bulacağım veya kime ne soracağım.Ortada kalakaldık.

Neyse ki yardımımıza ortanca ağabeyim yetişti.1999 yılında Karaburun'un terk edilmiş bir köyünde 157 m2 bir arsa alıp oraya bir kulübe yapmıştık.(Elektriği ve suyu olmayan ancak Şahin tepesi gibi bir yer burası.Deniz manzarası 230 derece görülen sincaplar,bademler,ve incir ağaçlarının altında harika bir yer.Burasını diğer "gezdiğimiz yerler bölümünde Karaburun Yarımadası"nı anlattığım forumda ayrıntılı olarak anlatacağım.)

Bu arsayı aldığımızda bize tapu dairesi tarafından verilen krokilerde bazı hazine arazileri gösteriliyordu.Bunlardan en uygun olan iki tanesini seçtik.Birincisi 15 dönüm(15000 m2) diğeri 25 dönümdü.

Hemen gerekli olan evrakları hazırlayıp başvurmak için kadastro dairesine gittik.Bize öyle bir yaklaşım gösterdiler ki "nerden buldunuz bu bilgileri,kendinize iş mi arıyorsunuz,bize de iş çıkartıyorsunuz?" der gibiydiler.Neyse mecburen görevlerini yaptılar ve evrakın üzerine hazineye ait olduğunu belirten yazıyı yazıp onayladılar.

Hemen oradan orman bakanlığına bağlı ağaçlandırma genel müdürlüğüne bağlı şubeye gittik.Burası bize ençok yardım etmesi gereken yerdi.Bu dairede görevli orman ve zıraat mühendisleri bize ne dediler biliyor musunuz?"Karaburun'da zeytin olmaz, siz fıstık çamı dikin.

" Yuuh yani Rum'lar yüzlerce yıl,Türk'ler ise neredeyse 100 yıldır bu yarımada da sadece zeytinle geçimlerini sağlıyorlar."Diye cevap veremedik tabii ki.Ama işimizin ne kadar zor olduğunu iyice anlamış olduk.Yine de tüm evrakları tamamlayıp kaymakamlığa müracaatımızı yaptık.

Sonucu bir dahaki yazımda anlatacağım.Ancak bahsetmiş olduğum kanunu incelemek isterseniz şu anda sanırım www.agm.gov.tr/faaliyetler6.asp adresinde bulabilirsiniz.İsterseniz önce onu inceleyin ve neden bu kadar heveslenip, sonra da neden bu kadar hayal kırıklığı yaşadığımı anlayabilirsiniz.
Hepiniz hoşçakalın.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-09-2007, 17:14   #5
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 42
Hikayenin devamına gore her an izmire tasınabilirim...

Beyaz Kartal Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-09-2007, 17:43   #6
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
ÖZEL AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARI VE GENEL ESASLARI


1-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMANIN TANIMI
Kamu Kurum ve Kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından orman sınırları içindeki açıklıklarla bozuk orman alanlarında, Hazine arazilerinde, gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarrufu altındaki alanlarda asli ve tali orman ürünü veren bitki türleri ile yapılan ağaçlandırmaya özel ağaçlandırma diyoruz.

2-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMANIN AMACI
Kamu Kurum ve Kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından orman sahası içindeki açıklıklarla bozuk orman alanlarında, Hazine arazilerinde, gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarrufundaki alanlarda orman sahasını ve ağaç servetini çoğaltmak, toprak, su ve bitki arasındaki bozulan dengeyi kurmak, çevre değerlerini geliştirmektir.

3-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMANIN YASAL DAYANAĞI
6831 Sayılı Orman Kanununun 57, 63'üncü maddeleri ile bu maddelere dayanılarak çıkarılan 09.10.2003 gün ve 25254 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Ağaçlandırma Yönetmeliği” ve 07.07.2004 gün ve 25515 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Ağaçlandırma Yönetmeliğinin Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ayrıca 03.09.2005 gün ve 25925 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevre ve Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Hizmetlerine İlişkin Usul ve Esaslar” dır.

4-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMANIN GELİŞİMİ
Yurdumuzda özel ağaçlandırma çalışmaları, 1986 yılında başlayarak mevzuatta yapılan iyileştirmeler sonucu artarak devam etmiştir.1986 yılında 1 adet proje ve 1390 dekar özel ağaçlandırma yapılmışken 31.12.2006 tarihi itibari ile Devlet Ormanlarında, Hazine ve Sahipli arazilerde gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan özel ağaçlandırma toplam proje sayısı 1751, saha toplamı ise 58800 hektara ulaşmıştır.

5-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMAYA KONU EDİLEBİLEN VE EDİLEMEYEN SAHALAR
5.1 – Özel Ağaçlandırma Çalışmaları;
a) Bozuk orman alanları ile orman toprağı (OT) sahalarında,
b) Hazine arazileri ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki arazilerde,
c) Gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyet ve tasarrufu altındaki alanlarda,
yapılabilir.
5.2- Özel Ağaçlandırmaya Konu Edilemeyen Yerler:
a) İlan edilen turizm alan ve bölgeleri,
b) Doğal veya tarihi sit alanları,
c) Deniz kıyı kenar çizgisine 2000 metre, tabii göl kıyı kenar çizgisine 500 metreden az mesafede bulunan alanlar,
d) Verimli orman niteliği kazanmış alanlar,
e) Teknik açıdan ağaçlandırmaya uygun olmayan sahalar,
f) Toprak muhafaza karakteri taşıyan muhafaza ormanları,
g) Milli Park alanları,
h) Ulaşım imkanı olmayan alanlar,
ı) Mülkiyet belgesinde mera olarak belirtilen sahalar,
i) OGM tarafından maden arama ve işletme için muvahakatname verilen sahalar,
j) Başka kişi ve kuruluşlara tahsisli olan sahalar,
k) 2/B uygulaması ile orman dışına çıkarılan yerler,
h) Çaplı tapu vesikası olmayan ve zilyetliği mahkeme kararına dayanmayan yerler,

6-) SAHA BÜYÜKLÜKLERİ
Özel Ağaçlandırmaya konu sahanın;
a-Ormanlık alanlarda en az 30 dekar,
b-Hazine Arazilerinde en az 20 dekar,
c-Sahipli arazilerde en az 5 dekar,
büyüklüğünde olması gerekmektedir.
Özel Ağaçlandırmaya 1 defada en fazla 3000 dekar saha için izin verilmektedir.
Odun hammaddesi işleyerek faaliyetini sürdüren kuruluşların kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapacakları özel ağaçlandırmalarda, maden sahalarında ve Devlet ormanlarında fiilen fındık ve çay bahçesi olarak kullanılan yerlerde alt ve üst sınır aranmaz.

7 -) ÖZEL AĞAÇLANDIRMA BAŞVURUSU
a) Devlet ormanlarında;
Gerçek ve tüzel kişiler, özel ağaçlandırma yapmak istedikleri ormanlık alanın koordinatlarını belirten kroki ile birlikte ili, ilçesi, köyü, ve mevkiini belirten dilekçeyi Çevre ve Orman Bakanlığının merkez veya taşra birimlerine başvurabilir.
b) Hazine arazilerinde;
Özel ağaçlandırma yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler sahanın koordinatlı haritası ile birlikte söz konusu sahanın yer ve mevkiini belirten dilekçe ile birlikte illerde valiliklere, ilçelerde Kaymakamlıklara müracaat edebilirler. Milli Emlak Genel Müdürlüğünce müracaat uygun görülerek 3 veya 4 ay süreli “ön izin” verilmesi durumunda ön izin yazısı ile birlikte ilgili gerçek ve tüzel kişi orman idaresine başvurur.
c) Sahipli arazilerde;
Gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak özel ağaçlandırmalarda, arazi müracaatçıya ait ise sahanın çaplı krokisi, tapu senedi ve dilekçe ile birlikte en yakın orman idaresine, eğer özel ağaçlandırmaya konu saha başka bir şahsa ait ise sahanın koordinatlı krokisi, dilekçe ve kira kontratı (ağacın idare müddeti kadar süreli) ile birlikte en yakın orman idaresine başvurulur.

8-) PROJELENDİRME
100 dekar dan büyük sahalar için Köy Tüzel Kişiliklerinin uygulama projeleri Bakanlığımız taşra teşkilatınca, diğer gerçek ve tüzel kişilerin uygulama projeleri ise Orman Mühendisleri Odasından alınan Serbest Müşavirlik Mühendislik belgesi bulunan serbest orman mühendislerince düzenlenir.
Sahanın 100 dekardan küçük olması durumunda uygulama projesine gerek olmayıp Bakanlıkça düzenlenen ön etüt raporu yeterlidir.
Uygulama projesi tanzim süresi 3 aydır.
Uygulama projeleri İl Çevre ve Orman Müdürlükleri tarafından onaylanır. Onaylı projeler saha tahsisi için ormanlık alanlarda Çevre ve Orman Bakanlığına, hazine arazilerinde ise Maliye Bakanlığına iletilir.
Çevre ve Orman Bakanlığınca saha tahsisleri idare müddeti süresince ücretsiz olarak tahsis edilir.
Hazine arazileri ise yine idare müddeti süresince Maliye Bakanlığı tarafından ilgiliye kiraya verilir.

9-) ORMANLIK ALANLARDA İZİN ÖNCELİĞİ
Ağaçlandırma izni verilecek sahalar için müraacat ve askı ilanı süresi içerisinde birden fazla talep olması halinde öncelik sırasına göre ;
Köy ve Belde Köy Tüzel Kişiliklerine,
Orman Köylerini Kalkındırma Kooperatiflerine,
O yer nüfusuna kayıtlı ve orada ikamet eden kişilere,
Odunu hammadde olarak kullanan en yakın sanayi kuruluşuna,
Diğer Tüzel Kişilere,
izin verilir.

10-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARINDA KULLANILABİLECEK TÜRLER
10.1- Devlet Ormanlarında;
Kavak, sedir, çam, göknar, kayın, okaliptüs, kızılağaç, meşe, akasya v.b türler ile gelir getirici türlerden olan ceviz, kestane, antepfıstığı, menengiç, sakız, mahlep, hünnap ve harnup türleri.
Asli türün altında alt tür olarak;
Kapari, biberiye, kekik v.b. tıbbi, aromatik ve soğanlı yumrulu bitkilerin yetiştirilmesine izin verilir.
10.2- Hazine ve Sahipli Arazilerde;
Orman sayılan yerlerde kullanılan bütün türlere ek olarak zeytin ile alt tür olarak tıbbi, aromatik, soğanlı ve yumrulu bitkilerin yanında tarım ürünleri yetiştirilmesine izin verilir.

11-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMA SAHALARINDA YAPILAŞMA

a-Ormanlık alanlardaki özel ağaçlandırmalarda yapılaşmaya izin verilmez. Ancak bakım ve koruma amaçlı taşınabilir konteynır ve karavan konulmasına izin verilir.
b-Hazine arazilerinde tesis edilen alanının % 0,1 (binde biri), Sahipli arazilerde de % 6'sı kadar alanda koruma ve bakım amaçlı bina yapılabilir.

12-) ELDE EDİLECEK ÜRÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ
Özel ağaçlandırma sahaları işletme planına göre işletilir. Tesis edilen ormanlardan proje süresi sonuna kadar elde edilecek her türlü ceviz, zeytin, kestane gibi meyveler ile kesim çağında elde edilecek tüm ürünler talep sahibi tarafından hiçbir izne tabii olmadan istenildiği gibi değerlendirilir.

13-) AĞAÇLANDIRMA SAHALARININ TABİ OLACAĞI HÜKÜMLER
Özel ağaçlandırma yolu ile tesis edilen ormanlar 6831 sayılı orman kanunu hükümlerine tabidir. Bu sahalarda ilgili suçlar orman kanunu hükümlerine göre işlem görür. Tesis sahibinin bu ormanlarda izinsiz yapacağı her işlem hakkında 6831 sayılı yasa gereği işlem yapılır.

14-) ÖZEL AĞAÇLANDIRMA SAHALARINDA DEVİR
Arazi hazırlığı ve dikim çalışmaları tamamlanan sahaların izin irtifak hakları üçüncü şahıslara veya ortaklar arasında birbirlerine devredilebilir.

15-) ÖZEL FİDANLIKLAR
a- Hazine arazilerinde ve sahipli arazilerde özel fidanlık kurulabilir.
b- Hazine arazilerinde özel fidanlık kurmak isteyenler İllerde Valiliklere, İlçelerde Kaymakamlıklara başvururlar.
c- Özel fidanlıklara konu olacak sahanın en az 10 dekar olması gerekir.
d- Özel fidanlıklar, serbest orman mühendisi tarafından tanzim edilen özel fidanlık kuruluş raporuna dayanılarak tesis edilir.
e- Kredi talebi halinde; uygulama projesi gideri kadar düşük faizli kredi verilebilir.
f- Özel fidanlıklarda çıplak köklü, tüplü, çok yaşlı, boylu, formlu fidanlar ve süs bitkileri yetiştirilebilir. Fidanlıklarda yetiştirilen fidanların %70' inin orman ağaç ve ağaççık fidanı olması zorunludur.

16-) HİBE VE KREDİLENDİRME
Özel ağaçlandırma yapmak isteyen;
a- Köy tüzel kişiliklerine hibe verilmektedir.
b- Diğer gerçek ve tüzel kişilere,
c- Belediyelere,
d- Tarımsal kalkınma kooperatiflerine,
e- Köylere hizmet götürme birliklerine,
f- Şirketlere,
g- vakıflara,
h- derneklere,
kredi tahsisi yapılmaktadır.

17- KREDİ VERİLEN İŞ GRUPLARI
Özel ağaçlandırma kapsamında projede belirtilen;
a- arazi hazırlığı,
b- ekim veya dikim,
c- fidan veya tohum bedeli (aşı kalemi),
d- ahşap ihata kazığı ve dikenli tel,
e- üç yıllık bakım,
tutarı kadar hibe **** kredi verilir.
Fidanlıklarda ise ödeneklerin imkan verdiği ölçüde proje bedeli kadar kredi verilebilir.

18- TAHSİS EDİLEN KREDİ KARŞILIĞI BORÇLANMA
a- Hibe yapılan köy tüzel kişilerinden saha tahsisleri **** projelerinin iptal edilmesi durumunda aldıkları hibeyi yasal faizi ile birlikte geri ödeyeceklerine dair taahhütname alınır. Taahhütname için noter onayına gerek yoktur.
b- Kredi tahsis edilen tarımsal kalkınma kooperatifleri, köye hizmet götürme birlikleri ile belediyeler adlarına düzenlenecek noter onaylı borç senedi veya gayrimenkul ipoteği,
c- Diğer gerçek ve tüzel kişiler ise iki muteber müşterek müteselsil kefil tarafından imzalanacak noter onaylı borç senedi veya gayrimenkul ipoteği,
karşılığında borçlandırılır.
Kefiller, Ticaret Odasına veya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olmalıdır.
Kredi tahsisi yapıldığının ilgilisine tebliğinden itibaren en geç 30 gün içinde borç senedinin veya gayrimenkul ipoteğinin idareye verilmesi zorunludur.

19- KREDİ FAİZ ORANLARI
a- Asli orman ürünü veren ağaç ve ağaççıklar ile yapılacak özel ağaçlandırmalara verilen krediler faizsizdir.
b- Hızlı gelişen türler ile odun dışı orman ürünü veren Ceviz, Kestane, Antepfıstığı, Zeytin, Mahlep ve Harnup türleriyle yapılacak ağaçlandırmalar için verilecek kredi ile özel fidanlık, özel imar-ihya, özel enerji ormanı çalışmaları için verilen krediye faiz uygulanmaktadır.
Faiz, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasının küçük ölçekli tarımsal işletme tanımına giren üreticilere uyguladığı kredi faizinin yedide biri oranındadır.

20- KREDİNİN GERİ DÖNÜŞ ZAMANI
a- Asli orman ürünü veren ağaç ve ağaççıklar ile yapılacak ağaçlandırmalar için verilen kredi, otuzuncu yılın Ekim ayında bir defada geri alınır.
b- Hızlı gelişen türler ile odun dışı orman ürünü veren türler için verilen kredi ile özel fidanlık, özel imar-ihya, özel enerji ormanı çalışmaları için verilen kredi on beşinci yılın Ekim ayında faizi ile birlikte bir defada geri alınır.

Ayazkızı beğendi.
malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-09-2007, 17:52   #7
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Karavanda yaşabilecek kimler var?

Tek karavan konur diye bir şart göremedim

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-09-2007, 18:37   #8
Ağaç Dostu
 
nevsune's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-05-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4,918
Galeri: 215
Bu karavan işi benim hiç aklıma gelmemişti. Hep bir arsa bulayım, üzerine prefabrik ev yaptırayım diye düşünürken, ve de paraları da yetiremezken; bu çok iyi bir fikir.
De, kendimi bir ormanda, bir karavanın içinde etrafta kimseler yokken hiç düşünemiyorum.

Bir de 11. maddede koruma amaçlı konteyner veya karavan konulabilir diye bir ibare var. Yani ikamet amaçlı olamıyor galiba.

Bu toplu karavan işini bir ele alsak. Şöyle ortak bir arazi bulsak, organik tarım yapabileceğimiz. Çiçek falan yetiştirebileceğimiz. Hayal etmesi bile güzel.

zekiabbas beğendi.
nevsune Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-09-2007, 10:24   #9
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Arkadaşlar benim bu anlattıklarım ve araştırmalarım 3-4 yıl öncesine ait.Bu arada herhangi bir kanun değişikliği olmadıysa Karavan şartı sadece Orman arazileri için geçerli.Yani orman arazisini kiralarsanız geçerli oluyor.Hazine arazilerinde ise kiralanan arazinin bakımı için gerekli olan alaet ve makinaların konulabileceği bir bina ve bu arazinin bakımı için çalışacak işçilerin barınmasını karşılayacak binanın yapımına izin veriliyor.Ancak ifadeye dikkat edin "arazinin bakımında çalışacak işçilerin barınmasını sağlayacak bina".Bu da demek oluyor ki triplex villa yapamazsın veya çok gösterişli bina yapmak kuşkuya yol açıyor devlet adına.Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki hazineden yer kiralamak, ormandan yer kiralamaya göre daha kolay.Orman idaresi bu konuda kanunlar,yönetmelikler olmasına rağmen çok katı bir tavır sergiliyor.Bence ormandan yer kiralamak neredeyse imkansız tabii bireysel olarak.Eğer bir dernek,spor kulübü, okul veya vakıf iseniz o zaman kapılar biraz daha aralanıyor.
Ayrıca Malina'ya da teşekkür ederim.Bu kanun maddesini foruma nasıl ilave edeceğimi bilmiyordum.Benim yerime zaman ayırıp ilave etmiş.Tekrar teşekkürler.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2007, 14:26   #10
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Hazine arazisine başvurumuzu yaptık ve ne zaman sonuç alabileceğimizi sorduk.15 gün sonra uğramamızı söylediler.Geçmek bilmeyen 15 günün ardından uğradık.Ara sıra uğramamızı söylediler.Ara sıra uğradık.Araya bir tanıdık koyup tüm işlemleri yeniden takip ettirdik.Yine beklememiz gerektiğini söylediler.Yıl 2007 biz hala bekliyoruz.Kısacası sonuç bizim için hüsran oldu.Ancak 2 yıl önce bizim istediğimiz yere yakın olan 50 dönüme yakın bir araziyi Antalya'lı bir yatırımcı kiraladı.Geçen sene ise Salman ve Parlak Köyleri arasında çok büyük araziler birilerine kiraya verildi ve zeytin ile fıstık çamı dikimi yapıldı.Bundan 4 yıl kadar önce Parlak köyündeki yaşlı bir amcayla yaptığımız sohbette buradaki arazilerde hiç bir ürünü yetiştirmeyi başaramadıklarını söylemişti.Bakalım köylü amca mı,yoksa diğerleri mi haklı çıkacak.Bu yaşlı amcanın şimdiki yorumu " devletten kredi koparmak için yapıyorlar bu işleri." oldu.Bilmiyorum hangisi haklı.Ancak Antalya'lı yatırımcı başarılı oldu.??
Nasıl mı?
Kiraladığı razinin tamamına nergis çiçeği dikti.
Nergis soğanlı bir çiçektir ve her yıl yeni soğanlar verir.İki yılda bir bu soğanları seyreltmeniz gerekir yoksa günden güne verim düşer.Nergis çiçek verdikten bir süre sonra toprakla bir olur.Sonbaharın ortalarından itibaren sulama yapılmaya başlanır, yeniden filizler çıkıp bir karış boyuna ulaşınca sulama kesilir.Ve çiçeklenme dönemi beklenir.Bu şekilde yetişen nergisler evimize geldikten 15 gün sonrasına kadar aynı koku ve görüntüsünü sürdürür.Ancak sulamayı zmanında kesmezseniz çiçek hasatını 3 hafta kadar önce yaparsınız.Bu şekilde sulamalı yetişen nergisler ise evlerimizde 4-5 gün ancak dayanırlar.Nergis piyasaya ilk çıktığı zaman İzmir'de bile demeti 5 YTL.civarında satılır.(bir demette 4-5 adet çiçek vardır.)Antalya'lı arazisinin tamamında damla sulama yapıyor.Köylülerimiz ise kendi aralarında sulama ile nergis yetiştirenlere bile kötü gözle bakıyor Nergis'in adını lekeliyor diye.Paragöz,çıkarcı derler böylelerine.Köylüler genel olarak nergis üretimini küçük (2-3 dönüm) arazilerde yaparlar.Bunun nedeni ise nergis ile zeytin aynı zamanlarda yetişir köylü ikisine birden yetişemez.Nergis açtığı gün koparılmalı ki uzun dayansın.Nergis soğanlı bitki olduğu için nergis tarlasına başka birşey dikemezsiniz.Kendilerine göre bunun gibi sebepleri vardır.Ancak Antalya'lı yatırımcı geçen sene tüm düzeni alt üst etti.Nergis zamanından 3 hafta önce tüm Türkiye piyasasına girdi ve aslan payını kaptı.Köylünün yetiştirdiği gerçek nergis ise fiyatlar ancak 2 YTL:'ye düştüğünde piyasaya sürüldü.Görünüş ve koku farkı olmadığı için köylü de derdini anlatamadı ve zarar etti.aklıma gelmişken belirteyim.Nergis Karaburun Yarımadası'na özgü bir çiçektir.Bu yörelerde dağlarda bile kendiliğinden yetişir.Türkiye'de başka yerlerde de yetiştirildiğini duydum ancak koku ve şekil farkı olduğu söyleniyor.
Bizim hazine arazisi maceramız sırasında nergis ile ilgili bu bilgilri Tepeboz köylülerinden öğrenmiştik.Ağabeyimle birlikte köylülere Nergis kooperatifi kurmayı önermiştik bize verdilkeri yanıt " o kooperatif dediğiniz ne ki?"olmuştu.
Haaaydi şimdi bir de kooperatif konusunu araştırıp köylülere anlatmamız gerekiyordu.Ve başladık araştırmaya sonra köye tekrar gittik ve kahvede anlatmaya başladık.Sonuç; bir dahaki mesajımda olacak.
Hepiniz hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2007, 15:39   #11
Ağaç Dostu
 
habibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 1,653
Galeri: 33
Bekliyoruz

habibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 09:19   #12
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Bu nergis işine fena halde kafam bozuldu.

zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 10:29   #13
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Sevgili " zenfree" !
Nergis işinde kafanın bozulduğu konuyu biraz daha açarsan bir yorum yapabilirim.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 10:43   #14
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi mcege Mesajı Göster
Ancak Antalya'lı yatırımcı geçen sene tüm düzeni alt üst etti.Nergis zamanından 3 hafta önce tüm Türkiye piyasasına girdi ve aslan payını kaptı.Köylünün yetiştirdiği gerçek nergis ise fiyatlar ancak 2 YTL:'ye düştüğünde piyasaya sürüldü.Görünüş ve koku farkı olmadığı için köylü de derdini anlatamadı ve zarar etti.
Köylülerin durumuna üzüldüm.

zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 11:38   #15
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Şimdi daha iyi anladım.Ancak bir dahaki yazımda neden bu duruma düşüldüğünü,bunun sorumlusunun biraz da kendileri olduğunu daha iyi anlayacaksınız.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 15:38   #16
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Koopertif kurmak konusunu araştırdıktan sonra tekrar Bozköy köyüne gittik ve kahvede başladık anlatmaya.Herkes pür dikkat dinledikten sonra "hele siz bir kooperatif kurun da bakarız bakalım o zaman." Dediler.İyi de kooperatif kurabilmek için en az 10 kişi gerekiyor,burada ikamet etmek gerekiyor,toprağımın olup bunu işlemem gerekiyor yani benim kurma imkanım yok bu ancak sizler tarafından kurulur.Biz ancak yardım ve yöneticilik yapabiliriz.Nergis'inizi, zeytinyağınızı,enginarınızı sizin belirleyeceğiniz fiyata satabilirsiniz böylece.Üretim tekniklerinden kaliteye kadar herşeyi kontrol edebilirsiniz(sulu Nergis yetiştirenlerden yakınmaları karşılğında).Dediysek te kimse ikna olmadı." Toptancılar geliyor buradan,bizim ayağımızdan alıyorlar ürünleri, kooperatif olunca biz mi pazar bulacağız,ödemesinin peşinden biz mi koşacağız." gibi bahanelerle geçiştirdiler.
Bu konuşmaların üzerinden 2 yıl geçtikten sonra Antalya'lı amcam gelir, piyasanın kralı olur böylece çünkü karşısında sadece küçük üreticiler vardır.Yani bazen bizim köylümüz de kendi kendine zarar veriyor.
Gelelim bize.Hazine arazisinden ağzımızın payını aldıktan,kooperatif girişiminden de dilimiz yandıktan sonra biz artık bu Karaburun'a yerleşemeyeceğiz diye karamsarlığa düştük.Uzun bir süre değişik alternatifler düşünüp sonunda bir başka çıkış yolu bulduk.
Daha önce size bahsetmiştim Karaburun ilçe merkezine çok yakın bir yerde terk edilmiş bir köyden ağabeyime bir arsa almış ve buraya bir ev(gecekondu gibi) yapmıştık.Bu köyü ayrıntılı olarak "gezdiğimiz yerler bölümünde" anlatacağım.Ancak konuya yardımcı olması için buradan biraz bahsetmem gerek.Bu köyün bilinen tarihi 500 yıl.Yarımadadaki en eski camii(kalıntısı % 60'ı ayakta) bu köyde.Manzarası muhteşem(muhteşemden daha iyi bir kelime biliyorsanız onu söyleyebilirsiniz.)Şu anda yıkılmış olan evlerin tamamı taş.
Ve biz kendi evimizi taştan yapmaya karar vermişken inşaatın 1. metresini çıkmışken badem toplamaya gelen köyün eski oturanları " o taşları almayın " deyince evin gerikalanını tuğla ile yapmaya devam ettik.Ev neredeyse bitmişti ki yaşlı ve bir ayağı aksak bir bey geldi.Yaptığımız evi inceledikten sonra bize neden taş ev yapmadığımızı kızgın bir şekilde sordu.Biz de olayı anlattık.Adam daha çok kızdı ve bunu söyleyenin kim olduğunu sordu.Biz de köylülerin söylediğini anlattık, adam daha da kızdı.Biz de saf saf birbirimize bakıp " bu kim yahu?" ifadesiyle susuyorduk.Neyse biz sormadan o anlatmaya başladı.Meğer bu bey köydeki arazilerin % 80' inin sahibiymiş.Kendisi Almanya'da çalışıyorken bu köyden ve Karaburun'dan orada çok bahsetmiş, yaz tatillerinde Almanya'dan birlikte geldikleri Alman arkadaşları da burayı görünce hak vermişler.Ve bu köyü yeniden yaşanabilir hale getir meye karar vermişler, tabii ki eski hali ile.Taş binaları, daracık sokakları ile.O zmanlar yabancıların Türkiye'de mülk satınalmaları imkansız olduğu için verdikleri vekaletle bu adam tüm arsaları kendi üzerine almış.Emekli olduktan sonra Türkiye'ye dönmüş.İnşaatlara başlayacakken,ne yaptığını merak eden köylülere "burasını yine eski haline getireceğim, adını da Börklüce Mustafa köyü olarak değiştireceğim." Deyince hayatının en büyük hatasını yapmış.O zamanlar Karaburun halkı fazlaca tutucu olduğu için Börklüce Mustafa ismi herkesin bu adama sırtını dönmesine yol açmış.Ve adam hiçbirşeye başlayamadan öylece kalakalmış ortada.Hakkında açılan pekçok tapu iptal davasını mahkemede kazanıncaya kadar Alman arkadaşları bu plandan vazgeçmişler ve paralarını geri istemişler.Bu adam da İzmir'de kurulu olan mobilya fabrikasını satarak bu paraları geri ödemiş.Tabii bu süreç çok sancılı ve uzun bir zaman almış bu adam da bu hayalinden vazgeçmiş.O bunları anlatırken biz de burası için düşündüğü hayalleri gerçekleştirmek için yardımcı olabileceğimizi söyledik.Bizim gibi doğa dostu ve birazda hayalperest arkadaşlarımıza bu arsaları satabilmek için yardımcı olabileceğimizi ve yavaş yavaş da olsa bu köyün yeniden canlanabileceğini söyledik.Adam bir şartla kabul etti.Mutlaka ve mutlaka sizler gibi kişiler olsun ve kesinlikle villa tarzı ev yapmak isteyen kişileri getirmeyin dedi ve ayrıca bu arsaları hiçbir kar almadan (Mark ile aldığı için) aynı fiyattan vereceğini söyledi.Biz de hemen eş,dost,arkadaş çevremizi aradık ve olayı anlattık.Pekçok kişiyi oralara götürdük ancak sadece iki kişi arsa aldı.Şu anda bile 5000-6000 YTL:'ye 150-250 m2 yıkık taş evli arsalar var.(tabii evler 36m2 civarı,arsaları 150-250m2)
Anlattığım olay 2000 yılında oldu.Biz hazine arazisi ve kooperatifleşme macerası hüsranıyla düşünürken aklımıza gelen şey;Madem ki bu köyün arsalarını bu şekilde satamıyoruz o zaman büyük bir yatırımcı bulalım ve turistik bir işletme olarak bu köyü yeniden canlandırsın.
Ben yine yoruldum.))Yaşlanıyor muyum ne?))
Haydi hoşçakalın.Görüşmek üzere

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 17:35   #17
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-07-2005
Mesajlar: 12
Galeri: 4
"Büyük yatırım" "turistik işletme" sözleri biraz tehlikeli geldi bana... Umarım bir şekilde kararınız değişmiştir daha sonra... Devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ellerinize sağlık bu arada, nefes almadan okuyorum neredeyse. )

sayat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-09-2007, 20:07   #18
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
mcege, lütfen yazılarında noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakır mısın?
Ayrıca paragraf da gerekiyor. Bunu bir satır boşluk bırakarak yapabilirsin.

Yazılarınız okunur ve anlaşılır olsun istiyor musunuz?

Bu yazıda nedenlerini anlatmaya çalıştığım için tekrarlamıyorum
Ama emin ol, okunma sayını en az 10 kat arttırsın

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-09-2007, 08:15   #19
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Teşekkürler Malina
Paragraf başını yazarken veriyordum ama otomatik olarak düz yazı haline geliyordu. Daha dikkatli olacağım.

Tekrar teşekkürler.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-09-2007, 12:00   #20
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Evet "sayat"
Senin dediğine benzer şeyler oldu. Üç değişik yerle irtibata geçtik fotoğraflar, planlar, projeler v.s ama hepsi boştu. Yine hiçbirşey elde edememiştik. Ve bir süre beklemeye karar verdik.

Bu arada yaptığımız tek şey Karaburun'daki ağabeyimin kulübesine gidip manzaraya karşı rakı, balık, mangal yapmaktı. Birkaç ay sonra fabrikada birlikte çalıştığımız bir arkadaşın babası vefat etti. Cenazeyi toprağa vermek için birlikte arkadaşların köyüne gittik.

Biz daha önce bu köye hiç gitmemiştik. Sürekli Karaburun'a gidiyorduk ve bu köy kullandığımız yola çok yakın olmasına rağmen hiç bu yöne gelmemiştik. Bu köy Barbaros Köyü idi. En yakın denize mesafesi 8 km., eski taş binaları, çam ormanı, ve heryer zeytinlik olan biryerdi. Cenaze işleri sırasında arkadaşımın çok yaşlı olan annesiyle de tanışmıştık. Artık Karaburun'a gidiş güzergahımız Barbaros köyü üzerinden ve o tatlı ihtiyarı ziyaret ederek oluyordu. Eski, taş, bir köyevinde oturuyordu her gidişimizde çocuklarının kendisini ziyarete gelmediğinden, bizim onu daha çok ziyaret ettiğimizden, artık onun gerçek çocuklarının bizler olduğumuzu gözleri dolarak anlatıyordu. Bu ziyaretlerimiz sırasında köyün kahvesinde sohbetler ediyorduk çeşitli bilgiler topluyorduk. Karaburun'a alternatif olabileceği konusunda karar veremiyorduk. Taa ki tarla fiyatlarını öğreninceye kadar. Birikimimiz buralardan bir zeytinlik almaya ve bir kulübe yapmaya rahatlıkla yetiyordu.

Köyün yerlisi olan arkadaşımıza fikrimizi açtıktan sonra araştırmaya başladık. Bir türlü istediğimiz gibi bir yer bulamıyorduk. Birkaç günlük araştırmanın ardında yorgun bir şekilde arkadaşımın annesinin evinde yorgunluk çayı içerken, ihtiyar teyze söze girdi ve oğluna çıkıştı "oğlum bizim arsayı gösterdin mi, belki beğenirler." diyerek.

Arkadaşım en küçük kardeş olduğu için abla ve ağabeylerinin tepkisinden korktuğunu söylememesine rağmen, teyze "ben daha ölmedim, ben varken kimse laf edemez, hele beğensinler para bile istemem. Otuz yıldır hiçbiriniz o tarlaya gitmiyorsunuz bile, hele benim ziyaretime ancak yılda iki bayramda geliyorsunuz" diyerek son sözünü söyledi. Ve birlikte tarlanın yolunu tuttuk.

İşte ardığımız tarla buydu. Çok büyük değildi ( 2080 m2 ), var olan 14 tane zeytin ağacı tarlanın çevresine dikilmişti, tarlanın ortası bomboştu ve biz o bölümde her türlü ağacı, sebzeyi, üzümü yetiştirebilir ve kulübemizi yapabilirdik.
Tarlayı beğendiğimizi söyleyip fiyat konusunu konuşmak için arkadaşımın en büyük ağabeyini aradık. Normalinde dönümü 5,000 YTL: olan tarlayı bize toplam 9,000 YTL.' ye verebileceğini söyleyince teyze çok kızdı. Neyse kendi aralarındaki konuşmadan sonra 7,500 YTL. olarak fiyatta anlaştık. Yıl 2004'ün Nisan ayıydı. Ve işte hayatımda ilk kez bir toprağım oluyordu. Bu çok güzel bir duygu inanın bana.

Bu günlük de bu kadar.

Tekrar görüşmek üzere hoşçakalın.

SAHIRE ve Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 06-09-2007, 18:05   #21
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Evet, çok heyecanlanmıştım. Artık her hafta sonu tarlama gidip her köşesini adım adım geziyordum ve buraların benim olduğuna inanamıyordum.

Nisan ayının sonlarında toprak sahibi olduğum için herhangi bir ağaç fidanı dikemiyordum. Ancak yine de birşeyler yapmam gerekiyordu. Ben de domates, biber, patlıcan fidanları alıp dikmeye karar verdim. Burası 30 yıldır hiç işlenmemiş toprak olduğu için öncelikle köyden bir traktörle 20YTL. karşılığında anlaştık ve tarlayı bir güzel sürdürdüm. Daha sonra sebze fidanlarını dikeceğim yeri belirleyip tırmık ve çapa yardımıyla düzelttim.

Sıra fidanları almaya gelmişti ancak tarlada su olmaması bizi düşündürüyordu. Bu konuda köylülere danıştık. Bu yörede doğal su kaynağı olmadığı için genellikle suya çok fazla ihtiyaç duymayan çeşitler diktiklerini söylediler. Nasıl yani domates, biber gibi sebzeler hep aynı değil miydi? Değilmiş, köylüler kendi yörelerine uygun " susuz domates v.s" gibi fidanları kendileri yetiştiriyorlarmış ve bize de bunlardan temin ettiler. Bu fidanları toprağa diktikten sonra çiçekleninceye kadar haftada 1-2 kez sulamamız yetiyormuş. Çiçeklenme olduktan sonra suya gerek yokmuş, hatta sularsak daha az verim alacağımız konusunda da uyarıldık. Biz de söylenenleri harfiyen yaptık.

Bu arada kazma, kürek, tırmık gibi aletlerimizi her hafta arabayla tarlaya götürüyor işimiz bitince geri getiriyorduk. Bir de fidanları sulamak için annemlerin artık kullanmadıkları 1 tonluk saç su deposunu tarlaya götürmek istiyorduk ama bizim arabayla zor oluyordu. Onun için ihtiyacımız neyse ona göre bir araba almamız gerektiğine karar verip arbamızı sattık ve yerine 1976 model bir Renault aldık. Türkiye şartlarına en uygun, dayanıklı ve tarlaya bile giren, yakıtı az, yedek parçası ucuz olan Renault'umuzun adını "eşşek" koymuştuk. Artık herşeyi gönül rahatlığıyla yükleyip taşıyorduk.

Önce su deposunu ve her köye gidiş gelişte doldurmak ve depoya su boşaltmak için gerekli 20 kg.lık bidonları temin ettik. Doldurduk bizim eşşeğe bastık gaza.

Depoyu hafif yüksek bir yere yerleştirdik bir de çeşme taktık ve bidonlarla getirdiğimiz suyu boşaltacağımız bir basamak yaptık. Bir pazar akşamı eve dönecekken kazmaları v.s arabaya yüklediğimizi gören bir köylü tarafından uyarıldık " ayıp olmuyor mu, siz bize güvenmiyor musunuz? Bırakın o aletleri deponun yanına hiçbirşey olmaz." dedi. Biz de güvendik ve bıraktık.

2004 yılından bu güne kadar bir toplu iğnemize bile hiçbir zarar gelmediğini söylersem herhalde köylünün haklılığı ortaya çıkmış olur öyle değil mi?

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-09-2007, 09:20   #22
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Arkadaşlar Barbaros'ta yaptığım evin fotoğraflarını "alışveriş, takas" bölümündeki ilanıma eklemeyi başardım. O bölümde resimleri görebilirsiniz.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-09-2007, 14:50   #23
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Sn.Mcege,
Anlatımınız yaşadıklarını çok güzel bir olay ancak bu kadar uğraşlar sonucunda elden çıkarmanızın sebebini çözemedim

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-09-2007, 15:51   #24
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Barbaros benim için kendimi denemem ve geliştirmem için bir deneme alanıydı. Burada kendim, hiçbir elektrikli alet kullanmadan sadece keser ve testere ile bir ahşap ev yaptım, kazma kürek kullanarak harç karmayı ve foseptik çukuruna demir döşeyip, kalıp çakmayı ve beton dökmeyi öğrendim. Zeytin fidanı dikip onların ilaçlanmasını, bakımını ve ağaçların budamasını öğrendim. Rüzgardan elektrik üreten sistemlerin kullanılabilirliğini denedim, çatıdaki su oluklarından gelen yağmur suyunu birktiren sistemi yaptım ve ne kadar su biriktiğini, bu suyun ne kadarlık kullanımla ne kadar zaman gittiğini öğrendim.

Kısacası kendi kendine yetebilen bir yaşam alanı oluşturabilir miyim, teorik olarak bildiklerim pratikte ne oluyor onları 3 yıldır deneyerek öğrendim.

Anlattıklarımdan da anlaşılacağı gibi benim asıl düşüncem bu yaşamı Karaburun'da kurmaktı. Ancak Karaburun İzmir'e 100 km. Barbaros 50 km. Karaburun' a günübirlik gidip gelmek çok zor çünkü 100 km.'lik yolu ancak 2,5 saatte gidebiliyorsun. Barbaros'a ise otobandan çıkarçıkmaz ulaşıyorsun yani 30 dakikada. 3 yıl içinde her hafta sonu bu iki noktaya gidip gelmek için harcanacak benzin masrafını hesap edersek asıl neden daha iyi anlaşılacaktır sanırım.

Ayrıca artık emekli oldum ( sadece yaş bekliyorum) ve artık İzmir'den ayrılıp sürekli olarak yaşayacağım yere gitmem gerekiyor. Ve bunun için de pek çok kriteri gözönüne almalıyım.Hastahane, eczane, postane, banka şubesi, büyük alışveriş merkezi, ilköğretim okulu ve lise, temiz hava, sessiz sakin bir ortam, herkesin birbirini tanıdığı ve selam verdiği, hem deniz kıyısı hemde dağları olan ,tarihi bir dokusu olan Karaburun benim yeni yaşamım için en ideal yer.

Tüm bunlara bağlı olarak Karaburun'da eğer bir arsa almaya karar verirseniz 300-350 m2 arsaların fiyatları 30-40,000 YTL civarlarıdır. Ancak şu anda köy statüsünde olmayan terkedilmiş iki köy var ki buralarda içinde yıkık taş evi olan 200 m2 kadar arsalar 7-8000 YTL. civarındadır. Ben de bu köylerden birinden yer alıp alt katı taş üst katı ahşap, cumbalı bir ev yapmak istiyorum. Ayrıca üzüm bağı ve zeytinlik yapmayı düşündüğüm 10-20 dönüm araziler ise bu köylere yakın yerlerde ve fiyatları oldukça uygun.

Sanırım yine çenem düştü.)
İşte böyle sevgili Hakan. Yani ben ilk etabı geçtim şimdi son noktaya hareket etmek üzereyim ve Barbaros ile artık pek ilgilenemeyeceğim, istiyorum ki orayı da benim gibi ilk adım olarak kullanacak bir arkadaş alsın, ben yine gideyim ona yardımcı olayım v.s.

Hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-09-2007, 15:47   #25
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Barbaros' a ve kendi toprağımıza yavaş yavaş alışmaya başlamıştık. Şimdilik yanlızca domates v.s fidanlarını dikmiştik. Mevsim artık iyice yaza döndüğü için arsaya gittiğimizde yaptığımız tek şey mangalımızı yakmak, bahçemizi sulamak ve hamakta sallanmaktan ibaretti. Tabii bir de plan proje yapıyorduk. Evi, foseptik çukurunu, dikilecek ağaçları nerelere konuşlandıracağımız konusu çok heyecan vericiydi.

Öncelikle herşeyin yerlerini belirlemiştik. Şimdi ise evin planını, dikilecek ağaçların çeşitleri ve su ile elektrik sorununu nasıl çözeceğimiz konularında kafa yoruyorduk. Asıl amacımız eninde sonunda Karaburun'a gitmek olsa da burası bizim için tam bir deneme alanıydı. Onun için yapılacak ev çok büyük ve yapım maliyeti yüksek olmayan bir yapı olmalıdı ama yine de her ihtiyacımızı karşılamalıydı. Tuvalet, banyo, mutfak, ebeveyin yatak odası, çocukların kalabileceği aynı zamanda gelecek olan misafirlerin de kalabileceği bir oda, kış akşamları oturabileceğimiz küçük bir salon ve tabii olazsa olmaz bir pergole.

İlk çizdiğimiz planlar 65 m2 kapalı alan ve 15 m2 pergole ile kocaman bir evdi. Bu arada köyün muhtarı ile de görüşüp yapacağımız işlemleri anlatıp herhangi bir yasal engel olup olmadığı konusunda da bilgiler aldık. Hiçbir engel olmadığını sadece Jandarmaya bir bilgilendirme dilekçesi vermemiz gerektiğini öğrendik ve dilekçemizi verdik. Jandarma ile de herhangi bir zorluk çıkmadığı için rahatlıkla planlar ve projeler üretiyorduk.

Yanlız ev planı konusunda küçülte küçülte en fazla 48 m2 kapalı 12 m2 pergole alanına ulaşmıştık ki bunun da maliyeti yüksek çıkacaktı yine de araştırmak için planı aldık elimize ve önce taş ev yapan bir işletmeye gittik.

Sadece kaba inşaatın bitiminde harcanacak para 15,000YTL. yi buluyordu. O zaman hiç istemeyerek de olsa betonerme bina seçeneğine yöneldik. Bunun da maliyeti 11,000YTL. idi. Bir de prefabrik ev arayışına girdik, ancak bizim planlarımız ile onların standart ev planları uyum sağlamıyordu ve maliyeti, fiyat listesinde düşük çıkmasına rağmen iş teslim fiyatı 15,000YTL. 'yi buluyordu.

Bu arada İzmir de açılan yapı fuarında belki de alternatif birşeyler bulabiliriz ümidiyle gittik. Ancak hiç de umduğumuz gibi değildi, fuar sanki yapıların sadece dekorasyonuyla ilgiliydi ve bina yapımıyla ilgili neredeyse hiçbirşey yoktu. Birkaç tane katalog alıp oradan ayrıldık. Eve geldiğimizde canımız sıkılmış bir durumda birer nescafe yaptık. Bir yandan ümitsizce sohbet ederken biryandan da fuardan aldığımız katalogları karıştırıyorduk. Bir izalasyon firmasının kataloğundaki en iyi doğal izolasyonu yapan malzemelerin karşılaştırmalı listesindeki birşey dikkatimi çekmişti. 2 cm. kalınlığındaki ağaç,10 cm. kalınlığındaki taş ve 20 cm. kalınlığındaki bir tuğla aynı izolasyonu sağlıyordu. Ben meslek lisesi ağaçişleri bölümünden mezun olmama rağmen bu konuyu hiç duymamıştım. Acaba evi ahşaptan yapabilir miydik.?

Hemen başladık ahşap yapılar hakkında bilgileri toplamaya. Karşılaştığımız her bilgi bizi ağaçtan ev yapmak konusunda daha da heveslendirmişti. Şimdi iş gelmişti maliyet hesabına, yine aynı plan ile ahşap ev yapacak bir işyeri aramaya çıktığımızda çok fazla bir seçeneğimiz olmadığını gördük. Bu konuda uzmanlaşmış en iyi firmalar ya İstanbul **** Edremit civarındaydı. Bu firmalardan telefon ile aldığımız fiyatlar hiç de içaçıcı değildi. Sonunda İzmir'deki bir marangoza bu evi yaptırmaya karar verdik. Gittiğimiz onlarca marangozdan sadece ikisi "ev" yapabileceğini söyledi. Ancak verdikleri fiyatlar 9-10,000YTL. civarındaydı. Biz de ev planımızı yeniden gözden geçirmeye karar verdik ve harika bir çözüm bulduk.

Bir dahaki mesajımda devam etsem ayıp olmaz değil mi? )
Hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-09-2007, 16:47   #26
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 29-07-2005
Mesajlar: 12
Galeri: 4
Sevgili mgece, tam da en heyecanlı yerinde bıraktınız. Bir sonraki yazıyı sabırsızlıkla bekliyoruz.
Sevgiler.

sayat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-09-2007, 16:20   #27
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Bu harika çözüm, bir arkadaşımızı ziyarete gitmemiz ile ortaya çıkmıştı. Bu arkadaşımız marinada yat tamiri ile uğraşıyordu. Ziyaretimiz sırasında tamirat ve bakımını yaptığı 13 mt. boyundaki tekneyi gezme olanağı bulmuştuk ve bu kadar küçücük bir alana 2 oda, banyo, wc gibi herşeyi nasıl sığdırdıklarını görünce, kendi evimiz için yeni planlarımızı geliştirmeye başladık.

Sonunda 16 m2 kapalı alana, 1 yatak odası (200*220cm.), bir banyo+wc (100*200cm.), mutfak+salon (200*400cm.) ve bir de üst kata çıkan merdiven boşluğu sığdırdık. Üst kat ise tamamen bölmesiz 16 m2 tek oda olacaktı, bir nevi çatı arası gibi.( yüksekliği 165 cm.) ve tabii olmazsa olmaz pergole( 200*400cm.)
İstediğimiz herşeyi toplam 24 m2 olan bir eve sığdırmıştık. Ve iş gelmişti maliyet hesabına. Ahşap ev yapan bir ustanın daha varolduğunu duymuştuk. Bu kez yeni planımızla onun yanına gittik. Verdiği fiyat malzemeler hariç 2500 YTL. işçilikti. Bu iyi bir fiyattı. Kullanılacak olan malzemelerin listesini yapmak için planın bir kopyasını ustaya bırakıp akşama gelecek olan haberi beklemek üzere yola çıktık. Ancak ayrıldığımızın 15. dakikasında beklediğimiz telefon gelince tekrar geri döndük.

Çıkarılan malzeme fiyatı ve işçilik bizim bütçemizi zorlamayacak miktardaydı ( toplam 7000 YTL.) Herşey yolunda gidiyordu taa ki usta ekstra isteklerini söyleyinceye kadar. Yanına bir işçi daha istiyordu, ayrıca elektrik olmalıydı ki makinalarını çalıştırsın ve hergün evinden arabayla alınıp arsaya götürülecek akşam olunca da geri getirilecekti. Arsada veya yakında elektrik olmadığını söyledik "el aletleri ile yapamaz mısın?" diye sorunca. "O kadar kolaysa kendiniz yapın" dedi.

Bunu daha önce biz neden akıl etmemiştik ki? 2500 YTL işçilik vereceğimize kendimiz yapardık, biraz geç olurdu, belki bazı yerlerini usta birilerine yaptırmak gerekirdi ama yine de bu kadar işçilik tutmazdı. Teşekkürler huysuz usta!!!

Evi kendimiz yapmaya karar verdik ve ustanın yanından ayrıldık. Huysuz usta adamı meslek sahibi yaparmış.)

Bir dahaki mesaja görüşmek üzere.

Ayazkızı ve mk222 beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-09-2007, 22:03   #28
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-08-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 248
Sayın mcege; inadınıza, azminize, zekanıza, hikayelerinize, zevkinize hayranız eşimle bütün yazdıklarınızı zevkle okuyoruz kaçırmadan çünkü biz yalovada çiçekçilik yapıyor ve buralardan işimizle beraber gitmek istiyor ama gidecek hem yer bulamıyor hemde karşımıza ne çıkacak diye çekiniyoruz. Sizi izlemeye devam ediyor cesaretleniyoruz sağolun hoşçakalın.

mehtap gürbüz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 10:29   #29
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
ev planı

Yapmayı düşündüğümüz evin planını göndermek için dünden beri uğraşıyorum, inşallah bu kez başaracağım.

Eklenen Resimler
 
Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 10:30   #30
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Çok net olmamış ama yine de bir fikir verebilir umarım.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 03:59.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024