agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Buralardan Çekip Gitmek (Ev yapımları)
(https)




Beğeni Düzeni22Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 11-09-2007, 10:43   #31
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Çamaşır makinası, fortmanto, Tv. için yer kalmamış galiba.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 11:19   #32
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Klozet, biraz duş teknesine doğru giderse çamşır makinası lavabonun yanına sığar sanırım. Fotrmanto ise, merdivenin yanındaki boşluğa sığar sanırım, gelelim TV ye onuda karşı duvara askı sehba ile tutturulabilir. Bu durumda sedirin duvar kısmını biraz daha kısa tutmak gerekecek sanırım.

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 12:47   #33
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Fortmanto olarak evin giriş kapısının arkasındaki askıları ve yatak odasında dolabın önündeki boşluktaki askılığı kullandık. Televizyonu ise sedirin köşesinde yukarıya yaptığımız bir aparat ile tutturduk. Çamaşır makinasına gelince. Çamaşır makinası çalıştıracak kadar hiç elektriğimiz ve suyumuz olmadı ki. Gerektiği hallerde annelerimizin yöntemiyle hallettik. Yani kuzine üzerindeki güğümde suyu ısıtıp leğende yıkama yöntemi.

Aslında Karaburun'a yerleşme fikrimiz olmasaydı arsaya 30 tonluk bir sarnıç yapmayı düşünüyorduk. Düşünsenize şehirlerimizde elektrik ve su varolalı daha ne kadar oldu ki. Benim yaşım 39, daha bundan 15-20 yıl öncesine kadar İzmir'in merkezinde bile elektrik ve su tam anlamıyla yoktu. İnsanlar rahatlığa ne kadar kolay alışıyor değil mi? Bundan 30-40yıl öncesine kadar pekçok yerleşim yerinde sarnıçlarda yağmur veya kar suyu biriktirilir ve kullanım suyu ( çamaşır, banyo, wc, bahçe sulama v.b) olarak kullanılırdı. Sadece içme suyu ayrı biryerden temin edilirdi.

Benim şahsi fikrim şudur. Teknoloji de tıpkı alkol gibi bağımlılık yaratan birşey. Teknoloji hayatımızda pek çok şeyi kolaylaştırıyor ancak birgün bunların birden ortadan kalktığını düşünün herkes ne yapacağını bilemez halde panikleyip ortalarda dolaşıp duracak. Bunun en basit örneği Marmara depremi zamanında yaşanmadı mı? **** Amerikadaki 5 dakikalık bir elektrik kesintisinin hayatı felç etmesi gibi bir sonuç çıkıyor ortaya. Örneğin bisiklet ile yapılan ulaşım insanlar varolduğu sürece bitmeyecek, insanı özgürleştiren, ve teknolojiye en az ihtiyaç duyulan ulaşım aracıdır. Ancak hiçbirimiz ulaşım için bu aracı tercih etmeyiz. Neden? Çevremizdeki insanların gülmelerinden mi çekiniriz, kariyerimizin zedeleneceğinden mi, yorulacağımızdan mı? Halbuki bisiklet yerine tercih ettiğimiz arabamız bizi her yönüyle bağımlı kılan bir araçatır. Yakıt, tamir, asfalt yollar, yedek parça v.s. Bence mümkün olduğunca teknolojiden uzak durmak bizi daha da özgürleştirecektir.

Biraz fazlaca felsefi yaklaştım galiba. Umarım sizi sıkmamışımdır.
Hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 12:59   #34
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Sn.Mcege;
Bittimi yazı diziniz Bu arada bu linkte http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=2704 ahşap evlerin tanıtımı var ancak fiyat konusunda sizin yukarıda belirttiğiniz gibi biraz yüksek geldi bana veya ben hesaplama hata yaptım.

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 14:23   #35
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Yazı dizisine devam elbette, daha evin yapım aşamaları var. Zeytin toplama maceralarımız var v.s.

Vermiş olduğun linkteki fiyatlara baktım. Doğrudur. Bu işi yapan pekçok firmanın fiyatları bunlardan daha yüksek. Bu firmanın fiyatları ise piyasa fiyatlarının alt sınırına yakın. Kendi tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim genellikle ahşap işinde, malzeme fiyatı ne kadar tutuyorsa işçilik de o kadar alınıyor. Örneğin malzeme 1000YTL ise işçilik de 1000YTL. Toplam 2000YTL fiyatlandırma yapılıyor.

Eğer Karaburun'daki yerleşmeyi düşündüğüm yere agaclar.net ailesinden birileri daha gelmek isterse ve ev yapmak isterse İŞÇİLİK ÜCRETİ ALMADAN her konuda yardım ederim, seve seve. Taş ev mi, ahşap ev mi, kazma kürek çalışmak mı aklınıza ne geliyorsa çok şükür elimizden gelir. Su tesisatından, elektrik tesisatına, harç karmaktan, çatı kaplamasına kadar aklınıza ne geliyorsa hiç problem etmeyin. Yeter ki gönüller bir olsun.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 14:32   #36
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Desenize karşınızda kopyanız duruyor yapım, onarım konusunda tabii )

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 14:37   #37
Ağaç Dostu
 
Penelophe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-04-2007
Şehir: İzmir
Mesajlar: 5,468
Galeri: 373
Bu Karaburun işini ciddi ciddi düşünmek lazım demek ki.

Penelophe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 14:46   #38
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Sn.Penelophe,
İşcilik üçreti vermeden karın tokluğuna çalışacak iki kişi halihazırda mevcut siz düşünün karar verirseniz iş durumuna göre senelik izin alıp gelirim )

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 15:49   #39
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Benim senelik izin almama gerek yok. Zaten emekliyim. Biraz biraz dekorasyon işleriyle uğraşıyoruz ( ağabeyimle birlikte ). O da fazla zamanımı almıyor zaten. Ben her zaman hazırım.)

Yanlız "hakan" bir yerde yanılıyor. Karın tokluğuna çalışacak iki kişi değil 3 kişi var. "hakan", ben ve ağabeyim.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 15:51   #40
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Özür dilerim )Ağabeyinizi hiç hesaba katmamıştım )

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 15:52   #41
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Benim bu işleri yapmak için gereksinimim, bir paket cigara, 100gr. clasik nescafe, bir paket 10'lu halley bisküi ve 1,5 lt.'lik Fruko gazoz.

Bu menü bizim Barbaros'taki evi yaparkenki menümüzdü.)
Şaka değil gerçekten.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 15:59   #42
Ağaç Dostu
 
Hakan KINACI's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 951
Galeri: 42
Sn.Mcege,
Resmen bedava çalışma bu )

Hakan KINACI Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-09-2007, 16:05   #43
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Hele bir kendi köyümüzü kuralım, ondan sonra deniz manzarasına karşı bir mangal, rakı yaparız ödeşiriz. Gülümseyen yüzlerinizi görmek benim için en büyük mutluluk.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-09-2007, 11:36   #44
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Kaldığımız yerden devam.
Huysuz usta adamı meslek sahibi yaparmış dedim ya oradan devam edelim.

Öncelikle kullanılacak olan malzemelerin listesini çıkarmamız gerekiyordu. Evi rutubetten, börtü böcekten korumak için yerden 50cm. yüksekte kurmaya karar vermiştik. Hem böylece ekstra bir yer döşemesi düşünmeyecektik. Ayrıca evin alt boşluğunu ardiye ve odunluk olarak kullanabilecektik. Bir avantajı da temiz ve pis su tesisatını döşemek ve tamir etmek çok kolaylaşacak, yıkım döküm yapmadan evin altına girip halledecektik. ( daha sonra öğrendiğimiz bir avantajı da şuydu evi temelsiz olarak yapmanın. Eğer araziniz SİT alan olsa bile temelsiz olarak inşa edilen yapılara çok fazla sorun çıkarılmıyordu. Çünkü evin toprağa değen yeri toplam 12 adet 10*10cm kalasların toplamı kadar, yani 1 m2 bile yer işgal edilmiyordu.)

Neyse, gerekli olan malzeme listesi bizi çok uğraştırmasına rağmen çıkmıştı sonunda. Ahşap ev yapacağımızı belli etmeden kerestecileri dolaşmaya karar verdik. Çünkü ahşap ev deyince insanların aklına Amerika'daki zenginlerin dağlarda yaptıkları malikaneler geliyor ve bizi de çok zengin "yolunacak kaz" olarak görüyorlardı. Ahh şu Amerikan filimleri, insanları ne şekillerde şartlandırıyordu?

Meslek lisesinde ağaçişleri bölümünde okumamın kazandırdığı bilgiler doğrultusunda kullanılacak olan ağacı "sedir ağacı" olarak belirlemiştik. Çünkü sedir ağacı su, nem, çürüme ve kurtlanmaya karşı dayanıklı, doğası gereği yağlı ve darbelere karşı çok dayanıklı bir ağaçtı. Hatta Osmanlı'lar donanmalarındaki gemileri sedir ağacından yaparlarmış. Şu anda yatlarda ve ahşap teknelerde kullanılan "taek" ağacı yerine zamanında hep sedir kullanılırmış.

Kerestecileri dolaşmaya başladığımızda sedir ağacını bilene denk gelinceye kadar 10 tane dükkan gezmiştik. En sonunda bu ağacı bilen bir işletme bulmuştuk. "Bu ağacı kimse kullanmaz siz ne yapacaksınız?" diye sorulan bir soru bizi hayrete düşürmüştü. Böylesi bir ağaç neden kullanılmıyordu ki?

Ağacın sert ve yağlı yapısı nedeniyle işlerken kullanılan aletleri çabuk yıprattığı için kimse tercih etmiyormuş. Aman ne güzel o zaman fiyatı da uygundur, diye düşünürken yanıldığımızı anladık. Biraz ucuzdu ama düşündüğümüz kadar değil.
( 2004 yılı için fiyatlar; 2.sınıf kızıl çam 650YTL., kavak 350YTL., sedir 550YTL.) Alacağımız toplam malzeme ise 6000 YTL. kadar tutuyordu. Ve o dükkandan alışveriş yapmadan ayrıldık. Yine dükkan dükkan dolaşırken "Rus Sedir'i" denen bir ağaç daha olduğunu duyduk, bunu satan sadece bir işletme vardı ve bu ürün daha yeni gelmişti, hemen oraya gittik. Ben ağaçları incelerken ağabeyim de fiyat konusunu konuşuyordu. Bu ağaçlar yerli sedir kadar iyi olmasa da yine de önemli bir avantajı vardı Rus sedir'lerinde budak yok denecek kadar azdı.
Ben incelemeyi bitirdikten sonra sanki çok beğenmemiş gibi bir tavırla ağabeyimin yanına gittim. "Nasıl beğendiniz mi ağaçları?" diye soran satıcıdan çok ağabeyimin fiyat konusunda neler konuşulduğunu satıcıya belli etmeden el işareti ile bana anlatması içime serin sular serpilmesine sebep olmuştu. Ağabeyim eli ile 4,5 işareti yapıyordu. Bunu açıkça söylememesinin nedeni satıcının pazarlıkla dahada aşağıya inebileceğine işaretti.
Ağaçların kötü olmadığını ama fiyatının almamızdaki en önemli etken olacağını belirtince sıkı bir pazarlık başladı ve "mikap"ı ( metreküp) 425 YTL. den anlaştık.

Elimizdeki listede yazılanları birer birer nakliye kamyonuna yükledikten sonra toplamda 4,750 YTL. tutan ücretin 1500 YTL.'sini peşin, kalanını ise kredi kartına 6 taksit yaptıktan sonra arsamıza doğru yola koyulduk.

Arsaya gelince tüm malzemeleri indirip nakliyeciye de ücretini ödedikten sonra artık geri dönüşü olmayan bir yola girdiğimizi iyice anlamıştık. Başarmaktan başka bir seçeneğimiz yoktu.

Şimdilik hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-09-2007, 12:05   #45
Ağaç Dostu
 
habibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 1,653
Galeri: 33
Konu ile ilgisi yok ama merak ettim işte.Ağaçları budaksız yapan etken ne aceba?

habibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-09-2007, 12:59   #46
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Söylendiğine göre bu ağaçlar Sibirya'dan geliyormuş ve oraların ormanları çok sık olduğu için ağaçlar güneşe ulaşmak ve sağ kalabilmek için kendi aralarında amansız bir yarışa girerlermiş. Böylece gövdeleri hep yukarı doğru gelişirmiş ve çok uzun boylara ulaşabilirlermiş. ( 25-30 mt.)

Bu yaşam yarışı içinde çok fazla yan dalları besleyemezlermiş ve böylece de budaksız, düzgün bir gövdeye sahip olurlarmış.

Bilmem doğru mu ama hikaye böyle.
Görüşmek üzere.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-09-2007, 15:52   #47
Ağaç Dostu
 
habibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 1,653
Galeri: 33
Doğru olmalı, zira Finlandiya bir ağaç ülkesidir bilirsiniz. Orada ki ağaçlarda gördüm bunu ben de. Olabildiğince düz pürüzsüz ve çok uzunlardı. Teşekkürler.

*Yazılarınızın takipcisiyim.

habibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2007, 10:39   #48
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Merhaba!
Uzun bir aradan sonra yine aranızdayım.

Müşterimize zeytinlikler içinde bir prefabrik ev kurduk. Bu işlem 3 hafta kadar takip gerektirdiği için dergimizi bile ancak bugün gördüm, çok güzel olmuş emeği geçen herkese teşekkürler. Keşke basılı yayını da olsaydı, bence ansiklopedik değeri olan ve arşivlenmesi gereken bir yayın.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-10-2007, 11:28   #49
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Ahşap kulübemizi yapmaya başlamadan birkaç ay önce tarlamızda bazı işlemler yapmıştık öncelikle onlardan biraz sözetmem gerek.

Önce tarlayı traktörle birgüzel sürdürdük. Ardından tarlanın bütün boş alanlarına bakla diktik. Ürün hasatını yaptıktan sonra henüz yaprakları ve dalları yeşilken tekrar trakrörle sürdürdük ve toprağa iyice karışmasını sağladık. Bu işlem bize 30 yıldır sürülmemiş tarlanın verimini ve azot dengesini yeniden sağlamak konusunda yardım etmişti.

Önceden belirlediğimiz zeytin fidanı dikilecek yerleri işaretledik. Bir zeytin ağacı ortalama 25 m2 yer kapladığı için ve yatişkin hale geldikten sonraki hasat alma ve traktörle sürme işlemleri için özenle dikim yerlerini belirledik. Bu konuda bize 30 mt.lik bir ip yetmişti.

Daha sonra yağlık zeytin fidanlarından hangi tip zeytinin uygun olduğunu öğrenmek için Ege üniversitesi zeytincilik araştırma enstitüsünden telefon ve e-posta ile bilgi aldık. Ege üniversitesi gerçekten bu konularla ilgili pek çok bilgi ve yardımda bulunuyor. Toprak analizinden tutun, zeytin çeşidinin tespitine kadar her konuda yardım ediyorlar.

Bize, gemlik tipi zeytinin bizim yöredeki en uygun yağlık tip olduğunu ve yağ oranının %28 verimlilikte olduğunu söyleyince daha önceden tanıdığımız bir fidancıdan ilk etapta 10 adet fidan temin ettik. Sıfır yaşında dikilen bir fidandan ancak 5 yıl sonra ürün alabileceğimizi teorik olarak bildiğimiz için fidanları 3 yaşında olanlardan seçtik.

Fidanların dikim ayı Kasım olacağı için sulama yönünden pek bir sıkıntımız yoktu. Bu arada köylülerin de tavsiyelerini dinliyorduk. Bize söyledikleri şuydu."Fidanları ilk diktiğiniz sene uygun olan zanmanlarda sulayın, ancak ondan sonraki sene sadece yaz aylarının en sıcak günlerinde sulama yapın daha sonraki sene artık sulamayı kesin ve ağacı şekillendirme budaması yapın. Eğer sulamaya devam ederseniz zeytin buna alışır ve hep su ister, nasıl alıştırırsanız öyle gider. Susuz yapılan zeytin daha kaliteli ve dayanıklı olur." diye tavsiye ettiler.

Bilimsel doğruluğu nedir bilmiyorum ama biz bu söylenenleri harfiyen yaptık.

Fidanları dikmek için toprağı 50 cm. kadar derinlikte kazmamız gerekiyordu. Kazmalarımızı aldık ve başladık kazmaya, aşağı yukarı 30 cm. derinliğe ulaştığımızda üstteki yumuşak topraktan eser kalmamıştı. Bu derinlikte çıkan toprak o kadar sert ve taşlıydı ki 10 fidanlık yeri kazmak tam 6 saatimizi almıştı.

Neyse çukurlarımızı açtık ve diplerine fidancı tarafından verilen özel bir karışımdan birer avuç attık. Bu karışımda böceklere karşı koruyucu ve ilk gelişim için gerekli gübre ve vitaminler varmış. Fidanları yerlerine yerleştirmeden önce kendimizce bulduğumuz, susuzluğa bir ölçüde de olsa çareyi de uyguladık ve fidanlarımızı diktik.

Bu susuzluğa çarenin ne olduğunu bir dahaki yazımda anlatacağım. Gerçekten çok ilginç ve gülünç bir çözüm ama işe yarıyor.

Hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-04-2008, 12:03   #50
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Merhaba!
Uzun bir ayrılıktan sonra yine aranızda olmak çok güzel.
Sitemizde bugüne kadar yaşadıklarımı paylaşırken yepyeni bir oluşumun içine düştüğüm için sizlerden biraz ayrı kaldım. Gerçi bundan sonra da çok sık yazamayacağım, ancak yine de haftada veya 15 günde bir sitemize uğramaya çalışacağım.

Gelelim bu uzun ayrılık döneminde neler yaptığıma.
Daha önceki yazılarımda anlattığım Karaburun'a yerleşme kararı alarak bu konuda harekete geçtik. memet ve murat ile birlikte Karaburun'a yaptığımız gezide çektiğimiz fotoğraflarda görülen ve yazılarımda "kurtarılmış bölge" diye adlandırdığım, Karaburun ilçesi merkezine bağlı eski Çullu köyü'nde ağabeyimin bir evi vardı.(fotoğraflarını siteye yüklemiştim) İşte o evi "Cafe ve Kahvaltı Salonu" haline getirdik.
Nede olsa yeni bir yaşam için öncelik her zaman para oluyor. Öncelikle para kazanacak bir iş yapmamız gerekiyordu ve biz de bu işi tercih ettik. Hem müşterilerimize hizmet ediyoruz hem de benim kendi mesleğim olan ahşap üzerine çalışmalar yapıyorum. Antika görünümlü duvar saatleri, doğa yürüyüşünde kullanılmak üzere çeşitli bastonlar v.s gibi.
Pardon, kısa bir süre aranızdan yine ayrılıyorum sanırım birkaç saat sonra yine buradayım.
Hoşçakalın.

Ayazkızı beğendi.
mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-04-2008, 15:58   #51
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Daha önceki yazılarımda da anlattığım gibi Çullu Köyü'nde şu anda imar, elektrik ve su yok. Bu nedenle bilgisayar ve internette yok. Ancak Karaburun merkezine indiğimiz zaman internet cafeden sitemize uğrayabileceğim artık. Henüz evimi Karaburun'a taşımadım. Öncelikle yeni düzeni kurup çarkların dönmesini sağlamalıyım.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-04-2008, 02:40   #52
hic
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 18-03-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 6
Merhaba
Forumun belki beni en çok ilgilendiren kısmı burası. Öncelikle daha çok paylaşım bekliyorum herkesten bu topic'te. Genç bir insan olarak önümde ki örnekleri görmek benimde önümü açıyor Bu bağlamda Sn. Mcege' ye ve Sn. Oğuz Karsan' a teşekkür ederim. İki güzel bakış açısı.

Ben üniversite öğrencisiyim, ve hayat beni bir karar vermeye zorlamaya başladı artık. Daha önce ne tarım ne de ekolojik yaşam konusunda tecrübem vardı, agaclar.net e teşekkür ederim. Yerli kaynaklar arasında en ayağı yere basan site diyebilirim.

Felsefe yapmış olmak istemiyorum, sadece aklımdan geçenleri söylüyorum başta onu belirteyim. İstanbul da yaşayan bir insan olarak burayı özümseyemedim, ve daha doğaya yakın, kontrol,stres ve baskının daha az olduğu bir yerde yaşamımı sürdürme hayaliyle yanıp tutuşuyorum. Okuduklarım kadarıyla hem devlet tarafından, hem de diğer insanlar tarafından oldukça zorlayıcı bir yol bu. İnsanlar burada örnek verirken daha çok daima orada yaşadığı bir alan değilde, başka bir yerden geçimini sağlayıp, ayrıca gelişmiş bir yazlık modeli olarak benim istediğim yaşantının yolunu anlatıyorlar gibi. Ayrıca belli bir insan topluluğu gerekiyor sanırım hem geçim hem de iş bölümü yapabilmek için. Ülkemiz bu kadar doğal olarak zenginken ben kendime istediğim yaşantıyı sürdürebilecek bir yer bulamayacak mıyım diye düşünmekten alamıyorum kendimi.

Gerçekten daha fazla insana ihtiyaç duyacak mıyım, duyacaksam ne yapmalıyım? Aile ve arkadaşlar böyle şeyleri ya hayal ya da delilik olarak görüyor ama bence insan karar verdiğinde, yapar. Yapamaması için hiçbir sebep yok. 40 yaşına kadar da beklemek zorunda değil insan böyle şeylerin özlemini duymak için. Ama bir yerlerden başlamalı diye düşünüyorum ki, balkonumda yetiştirdiğim sebzeleri bir adım olarak görebilecek kadar pembe bakmıyorum dünyaya.

Tecrübelerinizi ve tavsiyelerinizi en ince ayrıntılarına kadar bilmek isterim. Sağlıcakla

hic Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-04-2008, 13:09   #53
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 21-05-2007
Şehir: İzmir Karşıyaka
Mesajlar: 3
Merhaba siteye önceleri doğaya karşı saygım, sevgim,merakım , inancım benim gibi düşünen **** içinde bu edimleri barındırma ihtimali olan insanlara ulaşma arzusu nedeniyle katılmıştım.Ziyaret ettiğim süre içerisinde bu kadar "zarif" insanın bir arada olduğu başka bir site görmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim ve bu nedenden dolayı büyük sevinç duyuyorum.Şu anda yaşamakta olduğum İzmirden "alternatif bir yaşama adım atma" düşüncesiyle ayrılmak; kendime daha sade,anlamlı bir hayat kurmak istiyorum.Bununla ilgili halen araştırma yapmaktayım ancak henüz yol katettiğimi söyleyemiyorum.Amacım ama gönüllü ama küçük bir ücret karşılığı olsun Marmara,Ege **** Akdeniz bölgelerinde yemek ve barınacak yer temin edebilecek bir işletme,çiftlik vs gibi yerlerde saygı ve sevgiye dayalı, uzun soluklu bir iş edinebilmek,yaşamak.İstenildiğinde ayrıntılar konusunda bilgilendirmekten büyük sevinç duyacağım.

bilgegezgin Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2010, 04:10   #54
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Eeee! Hevesle okuyordum mcge' nin evini yapma, zeytinleri dikme vs. maceralarını ama birden 2008' de sona erdi Ne oldu şimdi, nerede sn mcge? Umarım iyi durumdadır. Forumda okuduğum yorumlarında en son tarihli olanı da hatırlamıyorum. Buradaki aktarımı da devam ettirmediğine göre, 2008' den beri siteye giremedi mi acaba?

Hem o zeytinleri dikerken su sorununa bulduğu çözümü de yazamamış.

mk222 beğendi.
Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2010, 11:10   #55
Ağaç Dostu
 
kazim polat's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-02-2007
Şehir: Ödemiş-İZMİR
Mesajlar: 366
Galeri: 1
Selam sevgili Kedi Tırnağı,

Yanlış hatırlamıyorsam, sevgili mcge o harika kulübesini ve zeytinliğini sattı ve gene Karaburun'da bir başka köye yerleşti. Orada da internet olmadığı için pek siteye giremeyeceğini söylemişti en son. Umarız iyidir. Hatta, irtibat halinde olan varsa bize de haber verirse seviniriz.

kazim polat Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2010, 14:25   #56
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Sevgili kazim polat teşekkür ederim. Üzücü bir durum gerçekten. Mutlu bir yaşam dilemekten başka yapabileceğimiz birşey yok şu an sanırım Darısı başımıza

Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-01-2013, 18:11   #57
Ağaçsever
 
mk222's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-09-2010
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 38
Galeri: 1
Bende konuyu sonuna kadar okudum.en çok kendi yaptığı evinin fotolarını merak ettim ama sitede bulamadım.******* mcge teknolojiden uzak yaşamından dolayı siteye girme imkanı bulamıyor.

mk222 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-02-2013, 21:19   #58
Ağaç Dostu
 
ekizilaslan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-08-2012
Şehir: İstanbul Büyükçekmece
Mesajlar: 196
evinizin resmini koymuşmuydunuz. ben mi göremedim. koymamışsanız bir zahmet yükleyin en azından fikir sahibbi oluruz.

ekizilaslan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 05-01-2020, 20:33   #59
Ağaç Dostu
 
SecretGarden..'s Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-01-2020
Şehir: İzmir
Mesajlar: 104
wallahı hıc nusenmedım okudum sızı tebrık ederım abıcım..

SecretGarden.. Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 16:14.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025