View Single Post
Eski 04-02-2007, 22:15   #7
arodopman
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
AĞACIN İLAÇ YANINI YAZMAK



Yıllarca çeşitli Tıbbi Bitkiler ile ilgili yazılar yazarken ağacı farklı bir konu olarak hiç düşünmemiştim. Sonuçta o da bitkiler aleminin bir üyesiydi. Bütün bir bitkiler dünyasını düşünecek olursak, ağaçlar tıbbi kullanım alanları bakımından daha dar bir bölümü oluşturuyorlardı. Ağaçları, özellikle de meyve ağaçlarını daha çok gıda olarak değerlendirmemiz nedeniyle belki de meyvelerinde bir yönleriyle organizma için ilaç niteliğinde etkiler yaptığını çoğunlukla düşünmemişsizdir. Çalışmalarımızın ilerleyen bölümlerinde bunların sadece meyve olmadıklarını pek çok tıbbi özellikleri nedeniylede konumuzun tam da içerisinde yani kiraz gibi, alıç gibi ilaç ağaç olduklarını göreceğiz.

Ağacı başlıca kereste ve odun elde etmek için yetiştiren, koruyan ve değerlendiren orman işletmeleri, bu ürünlerin dışında bir de ‘’orman yan ürünleri’’ denilen ürünlerle de ilgilenmektedirler. Bu ürünler de bizim konumuz olan ağaç kaynaklı ilaç ham maddelerini oluşturmaktadır. Burada hemen orman alanına geçmemizin nedeni ise, ilacın bir sanayi olarak günümüzde yer almasıyla büyük tüketimlerin ancak büyük ölçekli üretimlerle gerçekleştirilebileceği gerçeğindendir. Doğaldır ki bir veya birkaç ağaçtan elde edilebilen tıbbi ürünler bir veya birkaç kişinin kendi olanaklarıyla kullanabilecekleri miktarlarda olacaktır. Oysa ağaç toplulukları olarak adlandırılabilecek ormanlarda yüzlerce hatta binlerce tonluk üretimler söz konusu olduğunda ancak ilaç endüstrisinde anlamlı bir yer edinilmiş olur.

Ülkemiz ormanları çok geniş alanlar kaplamadıkları ve çok ta verimli kullanılamamalarına karşın yine de coğrafyamızın özelliklerinden dolayı hatırı sayılır oranda bitkisel ilaç ham maddeleri elde edilmesinde yararlanılmaktadırlar. Öyle ki; cehri, çam fıstığı, çam yağı, defne yaprağı, defne yağı, günlük, ıhlamur, keçiboynuzu meyvası, kestane, mahlep, mantar, mazı, meşe palamudu kadehi, reçine, sığala yağı gibi orman yan ürünlerinin ilkel denilebilecek ölçütlerde ki değerlendirilmeleri ile bile ormanlarımızdan elde edilen toplam gelirin yarısı sağlanmaktadır. İlaç niteliği taşıyan diğer ürünlerin de bilinçli bir şekilde devreye alınmasıyla bu oranlar çok daha fazlalaşacağı gibi ormanlarımız sadece oksijen üretmeleri ile kalmayıp ekonomimize olduğu kadar sağlığımıza da hizmet etmiş olacaklardır. Ağaçlara ve ormanlara bu açıdan da bakacak olursak, ağaç aşkımızın anlamını daha iyi anlamış olacağız.

Biz yine ormandan ayrılıp bir ağacı ilaç yönüyle yazmaya devam edelim. Peki, bunca yücelttiğimiz ağacın ilaç olarak neresini kullanabileceğiz? Her yanını diyerek sanırım biraz ağaç şövenistliği yapmış olacağız ama, bunu da hemen ağacına göre diyerek anlamlandırmış olalım. Evet, her bitkinin olduğu gibi her ağacında nev-i şahsına münhasır (kendine özgü) özellikleri vardır. Bunların içinde değişik bölümlerinden yararlanılabilecekler olduğu gibi, hiçbir yanından ilaç ham maddesi olarak yararlanılamayacaklar da vardır. Hatta değişik zamanlara bağlı olarak değişik bölümlerinden yararlanabileceklerimiz bile olacaktır.

Genel olarak, cins ve özelliklerine göre bir ağacın kök uçlarından başlanarak, kökleri, gövdesi, dalları, tomurcukları, yaprakları, çiçekleri, tohumları, meyveleri, reçineleri, öz suları, odun kömürleri ve katranları ilaç ham maddesi ve ilaç olarak kullanılabilir. Yeter ki bilimin öncülüğünde değerlendirilebilecek kadar akla sahip olalım.

Bu kısımların ne zaman, nasıl toplanacağını, nasıl kurutulup saklanacağını, ne şekilde ilaç haline getirileceğini ve hangi durumlarda ne kadar kullanılacağını bu bilimle uğraşanların mesleki beceri ve birikimlerine bırakıp biz konumuzun ana hattını oluşturan ağaçlardan elde edilecek ilaçlara ve onların farmostatik şekillerine geçelim.

(Devam edecek)

arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön