agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Bitki Dünyası > Tıbbi, ıtri, boyar, aromatik bitkiler
(https)




Beğeni Düzeni2Beğeniler
  • 1 Gönderen arodopman
  • 1 Gönderen ayazkentli

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 10-12-2006, 11:19   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
İlaç ağaçlar

Alıntı:
Bu sayfada yazılanları okuyunca, son 30 yılı geçirdim gözlerimin önünden. Bunun büyük bir bölümü de ilaçla ve bitki ile dopdolu geçmişti. Özellikle de Eczacılığın temel uğraş alanı olması gerekirken Eczacılardan başka herkesin uğraştığı Tıbbi Bitkiler ve Hastalıkların Sağıtımında ki etkinlikleri konusunda araştırdım, ürettim, yazdım, çizdim. Hatta bu konuda öylesine pembe rüyalara daldım ki, hızımı alamayıp 20 yıl önce 105 çeşit Tıbbi Bitki’ yi G.M.P kurallarına uygun şekilde hazırlayıp, paketleme ve satmaya çalışma gafletinde bile bulundum. İflas etmekten son anda kurtulup bitkilerle olan aşkımı sadece satırlarda yaşamanın daha yararlı olacağı kararını verdim. Ama bu dönemdeki deneyimlerim bana, başta Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Müdürlükleri olmak üzere Eczacıların da Tıbbi Bitkilere hiçte sıcak bakmadıklarını gösterdi.

Şimdi kulaktan dolma bilgilerle bu işi yapmakta olan yarı cahil Baharatçıların elinde kalmasına kızdığımız Tıbbi Bitkiler konusunda sanırım suçun büyük bir bölümü de hazır ilaç satma kolaylığına kendini kaptıran Eczacılarımızın da paylarına düşmektedir.

Farmakoloji(İlaç Bilimi) Bilim Dalında 26 yıl boyunca üniversitede bu konularda yaptığım bilimsel çalışmaların sonuçlarını değişik yerlerde yayınladım. Ama 32 yıllık arkadaşım, 27 yıllık eşim olan ve eczanesinin ismini bile doğaya duyduğumuz sevgimiz gereği ‘’DOĞA’’ koyan eşime dahi anlatamadım. Ve dedim ki; demek ki Eczacı mantığı Tıbbi Bitkiler konusunda böyle işliyor. Bunun nedenlerini ve niçinlerini çok boyutlu olarak düşündüğümde ise karşıma anlatamayacağım kadar çok değişik unsurlar çıktı. Çok uluslu ilaç firmalarının propagandalarından tutunda, modernleşme aldatmacasına kapılan toplumumuzun çarpık tutumu, bilinçsiz kullanımlar, eğitim sistemimizin çapraşıklığından kaynaklanan insan malzememizde ki yetersizlikler gibi bir dolu neden. Bütün bunları ileride eğer uygun görülürse ve bir yararı olacaksa bir bir tartışılabilir tabii ki. Ama tartışılamayacak bir şey varsa Eczacıların, Tıbbi Bitkiler ile ilgili eğitim alan tek yetkili meslek grubu olmaları nedeniyle bu konuya çok daha fazla önem vermeleri gerekliliğidir. Hele hele günümüzde büyük sermayenin iştahını kabartan Eczaneler Zinciri projelerinin hayata geçirilmesi düşünülürken, eczacıların bilimini ve becerisini ortaya koyarak bu konulara eğilmeleri gerekliliği apaçık ortaya çıkmaktadır.

Bu konularda yazacak o kadar çok şey var ki umarım soluğumuz izin verirde söyleşebiliriz.

Ben şövenistçe bir yaklaşımla aşık olduğum ilaç ve ağaç konularını birleştirerek ‘’İLAÇ AĞAÇLAR’’ başlıklı bir yazı dizisi hazırlamaya koyuldum. Hani şu sadece ağaç sandığımız da baktığımız, ama aslında devamız olan ağaçları yazayım dedim. Ama Forum da aradım, taradım bir yer bulamadım. Sevgili Malina’ nın da aklına yatarsa bize bir yer gösterirse hep birlikte bir şeyler yazar mıyız diye düşünmeye başladım. Ne dersiniz?

Saygılarımla
Ahmet Rodopman
Yeni bir bölüm eklemeye, sevgili Ahmet Rodopman'ın Eczacılar başlığı altına yazdığı, yukarıdaki cümleleriyle karar verdik
Hayırlı olsun...

Takibin kolay olması amacıyla, her farklı konu için yeni bir başlık açılması iyi olacaktır. Burayı konuyla ilgili genel sohbetler için kullanabiliriz.

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-12-2006, 11:29   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,244
Galeri: 88
Ahmet Bey'den öğrendiğim listeye göre, bu bölümde şu bitkiler yer alacak gibi görünüyor:

ABANOZ AĞACI
ACIAĞAÇ
AKASYA AĞACI
ALIÇ AĞACI
ANDIZ AĞACI
ARAP ZAMKI AĞACI
ARDIÇ AĞACI
ASİLBENT AĞACI
ATKESTANESİ
AVOKADO
AYIFINDIĞI
AYVA
BADEM
BAKAM AĞACI
CAVİ AĞACI
CEHRİ
CEVİZ
ÇAM
ÇAY
ÇINAR
ÇİTLENBİK
DEFNE
DEMİRHİNDİ
DENİZ ÜZÜMÜ
DUT
ERİK
FINDIK
GİLEBURU
GÜL
GÜNLÜK
HALİLE
HATMİ AĞACI
HİNYAĞI AĞACI
HİNT REÇİNESİ (BATALUMBA) AĞACI
HURMA
HÜNNAP
IHLAMUR
İĞDE
İNCİR
İSFENDAN
KAFUR
KAHVE
KAKAO
KAKULE
KARABİBER
KARAÇALI
KARABİBER
KARKABÜKEN
KAŞU
KATRAN AĞACI
KAVAK
KEÇİBOYNUZU
KESTANE
KINA KINA AĞACI
KERMES MEŞESİ
KIZILCIK
KİNO AĞACI
KİRAZ
KOCAYEMİŞ
KOKARAĞAÇ
KOMAR AĞACI
KÖKNAR
KUDRETHELVASI AĞACI (MANNA)
KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ
LİMON
MALTA ERİĞİ
MERSİN
MEŞE
MİRRA
MİSVAK
MOR SALKIM
MUŞMULA
NAR
ÖDAĞACI
ÖKALİPTUS AĞACI
PEYGAMBER AĞACI
PORSUK AĞACI
SAKIZ AĞACI
SANDOLOZ AĞACI
SANTAL AĞACI
SARI SALKIM
SERVİ
SIĞLA (GÜNLÜK) AĞACI
SOMAK AĞACI
SÖĞÜT
ŞEFTALİ
ŞEKER AĞACI
ŞİMŞİR AĞACI
TARÇIN AĞACI
TOLU BALSAMI AĞACI
ÜVEZ AĞACI
YENİ BAHAR AĞACI
ZERDALİ
ZEYTİN
ZİFT AĞACI (KARA SAKIZ)

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-12-2006, 02:12   #3
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
İLAÇ AĞAÇLAR

Fitoterapi (Bitkilerle Tedavi) çalışmalarım sırasında ağaçlardan elde edilen drogları, bunların hangi hastalıkların sağıtımında ve ne şekilde kullanıldıklarını, modern Farmasi Teknolojileri kullanılarak hangi ilaçların yapıldığını öğrenip öğrettikçe ağaçlara karşı olan tutkum daha da artmıştı. Yıllar öncesinde kalan bu bilgileri derleyip toplayıp buraya aktarma isteğimi değerli arkadaşım Malina beni kırmayarak kabul etti ve bu bölümü oluşturdu. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Ağaçların her türlüsünün bizler gibi ağaç aşıkları için zaten yaşamsal birer ilaç olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ama bir de gerçekten ilaç olan ağaçları tanıyalım isterseniz bir bir. Ne dersiniz?

İnsanın da sosyal bir hayvan olduğu savından yola çıkacak olursak, bitkiler dışında ki tüm canlıların(bazı bakteri ve tek hücreliler hariç) yaşamlarını sürdürebilmeleri için oksijene gereksinim duydukları yadsınamaz bir gerçek. Solunan havanın yaklaşık % 21 ini oluşturan oksijenin ise büyük bir bölümünün bitkilerin, önemli ölçüde de ağaçların fotosentez prosesi sonucunda oluştuğunu biliyoruz. Bitkilerin dolayısı ile de ağaçların kendi besinlerini kendilerinin üretimi sürecinde su ve karbondioksit’ in alınarak kendileri için gerekli besinleri üretirken bir yan ürün olarak ta oksijenin üretildiğini biliyoruz. Diğer canlıların yaşamlarının olmazsa olmazı olan oksijeni hazır olarak kullandıklarını düşünecek olursak tüm yeşil bitkilere özellikle de oksijen üretimini en yoğun şekilde yapan ağaçlara ilaç hatta kutsal bir nesne olarak bakmamız gerekliliğini bilmem söylememe gerek var mı?

Ağaçlar bunun yanında yeryüzünün kutuplar ve çöller dışında her yerine dağılmışlıkları ve binlerce tür ve çeşitlilikleri ile hep insanın en yakınında ve her türlü gereksinimini karşılamak üzere kullanılmaya hazır unsurlar olarak ta vazgeçilmezlerimizin başında gelmektedirler. Sadece hastalandığımızda kullandığımız ilaçlardan da öte sağlıklıyken de gerek besin, gerek araç, gereç olarak ta çeşitli şekillerde yararlandığımız unsurlardır. Ağaçlarda barınan, besinini ağaçlardan sağlayan sayısız hayvanın yaşamımız için gerekliliğini düşünmesek bile bir çok ağacın hemen hemen bütün bölümlerinin(odunu, kabuğu, özsuyu, kökleri, yaprakları, meyveleri, tohumları) ilaç olarak veya yaşamımızı kolaylaştırıcı amaçlar için kullanılabileceğini düşünebiliriz.

Genel bir bakışla yapılan yukarıdaki listeye daha pek çok ağacı eklemek olası. Zamanla ismini duymadığımız, resmini görmediğimiz bir çok ağacın ekstrelerinin kullandığımız ilaçların içinde bulunduğunu, yine pek çok tanıdık ağacında muzdarip olduğumuz hastalığın ilacı olarak yanı başımızda durduğunu göreceğiz. İlaç Ağaçlar da kendi ilacımızı hazırlamanın yanında, kullanmakta olduğumuz ilaçlarda bulunan etkin maddelerin kaynağı olan ağaçları da tanımaya çalışacağız.

Sırası gelince Söğüt kabuklarından başlayan ve günümüzde en sık kullanılan ilaçlardan olan Aspirin’ in öyküsünü okuyacağız. Çarkıfelek çiçeklerinden elde edilen Passiflora Şurubunun doğal bir yatıştırıcı olarak kullanılabileceğini göreceğiz. Sonrasında Çam Terebentini, Çok uzaklardan yaralarımızı iyi ettiği için getirtilen Peru Balsamının özelliklerini öğreneceğiz. Baharda mis gibi kokularını beğendiğimiz Ihlamur’ un çiçeklerinin ne hoş ve faydalı bir içecek olabileceğini, Kiraz Ağacının hem meyvesinin, hem sapının, hem çekirdeğinin yararlarından söz edeceğiz.

Bütün bunların yanın da da bizden hiçbir şey beklemeksizin bize onca varlığıyla kendini sunan ağaç denilen o mükemmel organizmanın bütünlüğünden yayılan o pozatif elektriğin ışınlanımı hissedeceksiniz. Ağacı bir parça odun, birkaç dal, biraz da yapraktan öte bir başka felsefe olarak algılayıp içselleştirdiğinizde, kendinizden bir parça, kendinizi de onun bir parçası olarak varsayacaksınız.

Kısaca ağaç, ağaç olmaktan çıkıp, yaşam felsefeniz, vazgeçilmez ilacınız, enerji kaynağınız, düşüncenizin ayrılmaz bir parçası. benliğiniz, yani siz olacak. Belki sizde ağaç gibi olacaksınız. Karşılıksız veren. Önemsiz ama değerli olan, Tek başına kendine yeterli iken, birlikte olmanın sevincini insandan daha fazla yaşayıp, kardeşçe bir araya gelip, orman olabilen. Her ezinçle budanıp, her baharda daha bir gürleşip, kavgaya uzak, barışa yakın duracaksınız ve insanca sevgilerle dopdolu olacaksınız.

Saygılarımla.
Ahmet Rodopman

arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-01-2007, 00:01   #4
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
İLAÇ AĞAÇLAR


GİRİŞ


DROG VE İLAÇ KAVRAMI



İnsanlık tarihinde bitkilerden değişik hastalıkların tedavi edilmelerinde yararlanılmaya başlanılması günümüzden en az 5.000 yıl gerilere gitmektedir. Günümüzde bir bilim dalı haline gelmiş olan Fitoterapi(Bitkilerle Tedavi), bilinmelidir ki internet sayfalarında öğrenilemeyecek kadar geniştir ve ancak kendi bilimsel disiplini içerisinde işlevselliğini kazanabilir. Biz burada sitemizin ismini ve amacını dikkate alarak özellikle ilaç elde edilebilecek ağaçlardan söz etmek istedik. ‘’Yiyecekleriniz ilaçlarınız, ilaçlarınız yiyecekleriniz olsun’’ diyen tıbbın babası Hipokrat’ ın bu ünlü sözünü de hiç unutmayarak yiyeceklerimiz olan ağaçlarımızın bir de ilaç yanlarından söz edelim dedik.

Ağaçlarında birer bitki oldukları düşünülecek olursa, özellikleri de göz önüne alınarak diğer tıbbi bitkilerde de olduğu gibi ilaç olarak kullanılmaları halinde belirli yöntem ve yönergelerin bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bunları yapabilmek içinde bu konuda bilgilenmek birinci koşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Pek çok tıbbi bitki de olduğu gibi ağaçların da kök, yaprak, kabuk, dal, çiçek, meyve, tohum ve reçinelerinden ilaç elde edilebilmektedir. Gerek elde edilişlerinde gerekse ilaç olarak kullanılışlarında bazı önemli noktalara dikkat edilmesi halinde hem ağacın kendisine zarar verilmemiş hem de hastalıkların sağıltımında en etkin şekilde yararlanılmış olur.

İlaç Ağaçlar konusuna başlamadan önce bu konuda yazılanlarda sıklıkla geçen bazı terimlerin kısaca tanımlanmasının yararlı olacağı görüşündeyim.

Drog(Drogue): Köken olarak Farsça kaynaklı olduğu sanılmaktadır. Eczacılık, kimya ve boya endüstrisinde kullanılan bitkisel, hayvansal veya madensel ilkel maddelere verilen bir isimdir. Osmanlıca da ‘’ecza’’ sözcüğü drog karşılığı olarak kullanılmış, günümüzde de kullanılan ‘’Eczane’’ sözcüğü de, dogların, ilaç yapımında kullanılan ürünlerin bulunduğu, yapıldığı ve satıldığı yer olarak bilinmektedir.

Bilimsel yayınlarda drogların isimleri Latince olarak yazılmaktadır. Ayrıca İngilizce, Almanca, Fransızca ve yazıldığı dildeki adlandırılmalarıyla da belirtilmesinde yarar görülmektedir. Biz burada ki yazılarımızda genellikle Türkçe ve Latince isimlerini vermekle yetineceğiz.

Drogların isimlendirilmesinde genellikle ilk isim drogun hangi kısmı(yaprak, çiçek, kabuk, kök, tohum v.s.) olduğunu, ikinci isim ise hangi bitkiye ait olduğunu gösterir.

Örneğin ‘’Ihlamur Çiçeği’’ nin Latince ismi ‘’Flos Tiliae’’ dir. Flos çiçeği, Tiliae ise Ihlamur ağacının bize belirtir. Aşağıda sıklıkla kullanılan droglara ait adlandırmalar birkaç örnek verilmektedir.

Tarçın Kabuğu (Cortex Cinnamomi)
Hatmi Yaprağı (Folium Althaeae)
Defne Meyvası (Fructus Lauri)
Ardıç Katranı (Pix Juniperi)
Badem Yağı ( Oleum Amygdalae)
Peru Balsamı (Balsamum Peruvianum)

İlaç (Deva) :Hastalıkları iyi etmek veya belirtilerini ortadan kaldırmak için kullanılan, hastalar tarafından alınabilir şekle getirilmiş, drog veya drog karışımlarına ilaç adı verilir. Drogların ilaç, gıda veya zehir olarak etki etmelerini alındıkları miktarları belirler. Bunun için uyulması gereken bilimsel kurallar vardır. Yetkili bir uzmana danışılmaksızın kullanılan droglar istenilmeyen durumların oluşmasını getirirler. Çok masum olarak bilinen bir drogun bile tıbbi kullanım miktarları aşıldığında zehir etkisi yapabileceği unutulmaması gereken bir gerçektir. İlacımızın zehirimiz olmaması için bireysel kullanımlarda özel bir dikkat gösterilmesi gerekir.

Drogların ve bunlardan hazırlanan ilaçların sınıflandırılmalarında drogun özelliklerinin(kimyasal yapıları, biyolojik, farmakolojik özellikleri) yanı sıra kullanım amaçları ve vücutta etki ettikleri yerler göz önünde bulundurulmaktadır. Kitap düzeninde ise genellikle alfabetik sıralama yeğlenmektedir. Biz bu derlememizde karışık bir isim sıralamasıyla İlaç Ağaçları ve bu ağaçlardan elde edilen drogları vermeyi amaçladık. Olabildiğince ülkemiz coğrafyasında rastlanan ağaçlardan beslenmede ve hastalıkların sağıltımında kullanım şekillerini de ardından sıralamayı düşündük.

(Devam edecek)

Not: Bu çalışma www.agaclar.net sitesi için yerli yabancı pek çok kaynaktan, çeşitli çalışmaların sonuçlarından, farklı yörelerdeki sözel aktarımlardan ve deneyimlerden derlenerek yapılmaktadır. Ayrıntılı kaynakça konu bitiminde verilecektir.

arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-02-2007, 13:41   #5
Yeni Üye
 
btvp2005's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-01-2007
Şehir: konya
Mesajlar: 4
arkadaşım ellerine sağlık....

btvp2005 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-02-2007, 22:29   #6
-
 
Giriş Tarihi: 03-02-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 95
Galeri: 23
Sayın Ahmet Beye teşekkürler...Rahmetli Turhan Baytop hocamın yazdığı kitapları okuyarak ve özel ilgiyle bazı şeyleri öğrendim..Ama hala cahiliz...Sizin 20 yıl önce yapıp da iflastan son anda kurtulduunuz iş tarzında birşeyler yapmaya benim de niyetim var ama biraz zahmetlice olacak..bilgi ve deneyimlerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz...

bursevi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-02-2007, 23:15   #7
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
AĞACIN İLAÇ YANINI YAZMAK



Yıllarca çeşitli Tıbbi Bitkiler ile ilgili yazılar yazarken ağacı farklı bir konu olarak hiç düşünmemiştim. Sonuçta o da bitkiler aleminin bir üyesiydi. Bütün bir bitkiler dünyasını düşünecek olursak, ağaçlar tıbbi kullanım alanları bakımından daha dar bir bölümü oluşturuyorlardı. Ağaçları, özellikle de meyve ağaçlarını daha çok gıda olarak değerlendirmemiz nedeniyle belki de meyvelerinde bir yönleriyle organizma için ilaç niteliğinde etkiler yaptığını çoğunlukla düşünmemişsizdir. Çalışmalarımızın ilerleyen bölümlerinde bunların sadece meyve olmadıklarını pek çok tıbbi özellikleri nedeniylede konumuzun tam da içerisinde yani kiraz gibi, alıç gibi ilaç ağaç olduklarını göreceğiz.

Ağacı başlıca kereste ve odun elde etmek için yetiştiren, koruyan ve değerlendiren orman işletmeleri, bu ürünlerin dışında bir de ‘’orman yan ürünleri’’ denilen ürünlerle de ilgilenmektedirler. Bu ürünler de bizim konumuz olan ağaç kaynaklı ilaç ham maddelerini oluşturmaktadır. Burada hemen orman alanına geçmemizin nedeni ise, ilacın bir sanayi olarak günümüzde yer almasıyla büyük tüketimlerin ancak büyük ölçekli üretimlerle gerçekleştirilebileceği gerçeğindendir. Doğaldır ki bir veya birkaç ağaçtan elde edilebilen tıbbi ürünler bir veya birkaç kişinin kendi olanaklarıyla kullanabilecekleri miktarlarda olacaktır. Oysa ağaç toplulukları olarak adlandırılabilecek ormanlarda yüzlerce hatta binlerce tonluk üretimler söz konusu olduğunda ancak ilaç endüstrisinde anlamlı bir yer edinilmiş olur.

Ülkemiz ormanları çok geniş alanlar kaplamadıkları ve çok ta verimli kullanılamamalarına karşın yine de coğrafyamızın özelliklerinden dolayı hatırı sayılır oranda bitkisel ilaç ham maddeleri elde edilmesinde yararlanılmaktadırlar. Öyle ki; cehri, çam fıstığı, çam yağı, defne yaprağı, defne yağı, günlük, ıhlamur, keçiboynuzu meyvası, kestane, mahlep, mantar, mazı, meşe palamudu kadehi, reçine, sığala yağı gibi orman yan ürünlerinin ilkel denilebilecek ölçütlerde ki değerlendirilmeleri ile bile ormanlarımızdan elde edilen toplam gelirin yarısı sağlanmaktadır. İlaç niteliği taşıyan diğer ürünlerin de bilinçli bir şekilde devreye alınmasıyla bu oranlar çok daha fazlalaşacağı gibi ormanlarımız sadece oksijen üretmeleri ile kalmayıp ekonomimize olduğu kadar sağlığımıza da hizmet etmiş olacaklardır. Ağaçlara ve ormanlara bu açıdan da bakacak olursak, ağaç aşkımızın anlamını daha iyi anlamış olacağız.

Biz yine ormandan ayrılıp bir ağacı ilaç yönüyle yazmaya devam edelim. Peki, bunca yücelttiğimiz ağacın ilaç olarak neresini kullanabileceğiz? Her yanını diyerek sanırım biraz ağaç şövenistliği yapmış olacağız ama, bunu da hemen ağacına göre diyerek anlamlandırmış olalım. Evet, her bitkinin olduğu gibi her ağacında nev-i şahsına münhasır (kendine özgü) özellikleri vardır. Bunların içinde değişik bölümlerinden yararlanılabilecekler olduğu gibi, hiçbir yanından ilaç ham maddesi olarak yararlanılamayacaklar da vardır. Hatta değişik zamanlara bağlı olarak değişik bölümlerinden yararlanabileceklerimiz bile olacaktır.

Genel olarak, cins ve özelliklerine göre bir ağacın kök uçlarından başlanarak, kökleri, gövdesi, dalları, tomurcukları, yaprakları, çiçekleri, tohumları, meyveleri, reçineleri, öz suları, odun kömürleri ve katranları ilaç ham maddesi ve ilaç olarak kullanılabilir. Yeter ki bilimin öncülüğünde değerlendirilebilecek kadar akla sahip olalım.

Bu kısımların ne zaman, nasıl toplanacağını, nasıl kurutulup saklanacağını, ne şekilde ilaç haline getirileceğini ve hangi durumlarda ne kadar kullanılacağını bu bilimle uğraşanların mesleki beceri ve birikimlerine bırakıp biz konumuzun ana hattını oluşturan ağaçlardan elde edilecek ilaçlara ve onların farmostatik şekillerine geçelim.

(Devam edecek)

arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-02-2007, 23:18   #8
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
BİR AĞACIN İLAÇ OLARAK KULLANILIM ŞEKİLLERİ




1 – TOZ (Pulveres)

Bilinçli bir şekilde özenle toplanan bitki parçaları kurallarına uyularak kurutulmuş olmaları halinde madeni bir havanda dövülerek veya değirmende çekilerek küçük parçalara ayrılır. Bu işlem sürdürülerek istenilen partükül boyutlarına getirilmek suretiyle, kaba, orta ve ince toz olarak eleklerden geçirilerek ayrılır. Peket ve kaşe(güllaç) şeklinde kullanılacak tozların ince öğütülmüş olması alım kolaylığı sağlayacaktır. Bu konuda eğitim görmüş bir uzman tarafından doze edilmiş miktar kağıt poşetler içerisinde veya nişastadan yapılmış kapsüller(kaşe) içerisinde kullanıma hazır hale getirilir. Kaşelerin boyutları yutma zorluğu yaşatsa da suyla yumuşayacakları için bol su ile alınmaları önerilir. Tozları da önce yarım bardak suyun içine döküp karıştırıp içmek, en kolay alım şekli olacaktır.

2 – HAP(Pilulae)

Bitkisel ilaç ham maddesinin hap haline getirilmesi aşaması, uygulamanın basit ev ilacı yapımından çıkarılıp ilaç endüstrisinin başlangıç noktasına getirildiğini gösterir. Artık belli bir düzen, bilgi ve ekipmanların bilinçli bir şekilde uygulanması devrededir. Ve bu işlemler için eğitim almış olan eczacılar iş başında olacaktır demektir.

Değişik yöntemlerle parçalanmış olan bikriler numaralı eleklerden geçirilip ince toz olanları ayrılıp tartımları yapıldıktan sonra birleştirici yardımcı bir madde(sıvağ) yardımı ile karıştırılıp yoğurularak hamur haline getirilir. Sıvağ olarak genellikle; bal, şeker şurubu, nişasta, leblebi unu, arap zamkı, meyan balı, pekmez gibi maddeler kullanılır. Bu hamur istenilen kıvama getirildiğinde iki elin avuçları arasında döndürülerek uygun uzunlukta bir çubuk haline getirilir. Çuuk tahta bir zemin üzerinde bıçak ile dozajına uygun şekilde parçalara ayrılır. Parçaların ağırlıkları 1.0 – 2,5 gram arasında olmalıdır. Daha büyük olanların alınmasında güçlük çekilir. Bu parçalar el içinde parmaklar yardımıyla yuvarlatılarak yutulabilecek hap haline getirilir. Hapların birbirlerine yapışmaması için aralarına meyan kökü tozu veya talk pudrası konulması önerilir.

3 – İNFUSYON(İnfusa)

İnfusyon, bitkisel drogların kullanımında en sık başvurulan şekildir. Uygulanması kolaydır ve ek bir ekipman gereksinimi yoktur. Günlük kullanılan tencere, çaydanlık gibi kap kacakla yapılabilir. İçimi güçleştirebileceği düşünülen ince öğütülmüş tozları süzmek için çok ince delikli süzgeç veya tülbent bezi ile pamuk kullanılması daha uygundur. Dikkat edilecek nokta; belli bir miktarda tartılan ufalanmış drogun üzerine yine belli bir miktardaki kaynar suyun dökülmesi ve karışımın kapalı bir kapta sık sık karıştırılarak, çok hafif ateş üzerinde 5 dakika kadar tutulmasıdır. Ateşten alınan kaptaki karışım soğuduktan sonra süzülüp ve uygun görüleceği şekilde kullanılır.

Bir çok tıbbi bitki kullanımında sözü edilen % 2, % 5, % 10 infüsyonu kullanılır tabirine gelince; Örneğin, 5 gram drog alınıp üzerine 100 gram kaynamış su ilave edilmesi ile elde edilen infüsyon % 5 lik olarak adlandırılır.

İnfüsyonun daha pratik olarak elde edilme yöntemi ise şöyledir. Kaba toz haline getirilmiş drog üzerine kafi miktar( örneğin % 2 oranında bir infüzyon için 2 gram drog ve 100 gram su) soğuk su konur ve kaışım kısık ateşte kaynayıncaya kadar ısıtılır. Kaynamaya başlar başlamaz karışım ateşten indirilir soğuduktan sonra ince süzgeçten süzülerek kullanılır(ben sık dokunmuş gazlı bez veya tülbentin içine bir kat pamuk koyarak elde elde ettiğim kompresleri süzgecin içine yerleştirip üzerinden sıvıyı dökmekle en iyi süzmeyi yapabiliyorum).

İnfüsyonların her defasında taz olarak hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Bekletilen karışımlar etkinliklerini yitirebilecekleri gibi, istenilmeyen bakteri faaliyetlerine de zemin hazırlamış olurlar. Mantarlar veya mayalar üreyebilir.

Bitkisel karışımları olabildiğince kendi tat ve aromalarında tüketmek yerindedir. Zorunlu kalındığında tatlandırmak için bir miktar bal veya şeker konulabilir.

4 – DEKOKSİYON(Decocta)

Küçük parçacıklar şeklinde ufalanmış belli miktarda drogun üzerine yine gereken miktarda tartılmış soğuk su konularak hafif ateş üzerinde, sık sık karıştırılarak yarım saat kadar ısıtılır ve sıcak iken ince bir süzgeçten veya tülbentten süzülür. Ihlamur hazırlanması gibi.

Dekoksiyonlarda kullanılacak drog miktarı genellikle 100 gram su için 2 gram dır. Bu oranlar her bitki ve yapılacak karışım için yeniden ayarlanabilir.

Dekoksiyonlarda her defasında taze olarak hazırlanmalı ve bekletilmeksizin kullanılmalıdırlar. Tadlandırmak gerektiğinde bal veya şeker kullanılabilir.

(Devam edecek)

arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-02-2007, 22:34   #9
Ağaçsever
 
arodopman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
4 – MERHEM(Unguenta)


Ağaçların tıbbi etkinliği olan bölümleri(Kavak tomurcuğu, Kiraz balı v.s) havanda veya değirmenlerde ince toz haline getirildikten sonra katı yağ(tereyağı, domuz yağı), sıvı yağ(zeytin yağı, badem yağı), lanolin veya vazelin gibi sıvağlarla yapılan ve vücut dışından kullanılan ilaç şeklidir. Eskiden kalk hekimliğinde çok daha yaygın yapılır ve kullanılırdı. Ancak ilaç teknolojisinin gelişmesi ile merhem formunda pek çok hazır ilacın piyasalara çıkmasıyla daha az yeğlenir olmuştur. Özellikle ağaçlardan elde edilen usarelerin yara iyi edici özelliklerinden yararlanmak üzere yapılan karışımları eczane raflarında bulabilmek mümkündür.


Merhem yapımında izlenilecek yol; önce ince toz haline getirilen drog az bir miktar sıvı yağ ile ezilir sonra sıvağ maddesi olan lanolin ve vazelin eşit miktarlarda ilave edilir ve homojen bir hale gelinceye değin havanın içinde karıştırılır.

Merhemler kapalı kaplarda ve serin yerlerde saklanırlar. Merhemler, Farmakoloji de pomadde, ointment,salbe adlarıyla da adlandırılırlar. Su ve yağ emülsiyonu içerdiğinden daha yumuşak şekli olan kremler ve daha katı şekilde kullanılan pat(pasta) larda hep bu başlık altında değerlendirilirler.


6 – TIBBİ YAĞ(Olea Medicata)


Kendileri de birer tıbbi yağ olan zeytinyağı, badem yağı, susam yağı, haşhaş yağı gibi yağların içerilerine küçük parçalar halinde atılıp bir süre bekletilmeleriyle hazırlanan vücut dışından kullanılan ilaç şekilleridir.


Genellikle 10 kısım drogun 100 kısım yağ içerisinde iki, üç hafta güneş altında tutulması ve sonra ince bir bezden üzülmesiyle elde edilirler. Cilde sürülerek veya ovularak tatbik edilir.


7 – KOKULU YAĞ(Olea Aromatica)


Kokusunun alınmak istenildiği bitki parçalarının(çiçek, yaprak, odun) 1 ila 3 gün arasında zeytin yağı veya susam yağı içinde tutulması ve sonra süzülmesi ile elde edilirler.


Genellikle 500 gram kuru veya taze çiçek 2000 gram yağ içerisine konur, oda sıcaklığında 3 gün bekletilir. İnce bir tülbentten süzülür. Aynı süzüntünün içerisine tekrar 500 gram aynı drog konularak tekrar 3 gün tutulur. Böylece daha kuvvetli bir koku elde edilmiş olunur.


8 – TENTÜR(Tincturae)


Genellikle yüksek dereceli alkol(95-99) içerisine atılıp belli bir süre bekletildikten sonra süzülmesiyle elde edilen ilaç şeklidir.


1 kısım kurutulmuş ve toz haline getirilmiş olan drog, 5 kısım alkol ile , kapalı bir şişe içerisinde sık sık çalkalanarak 10 gün tutulur ve ince bir tülbentten süzülerek kullanılır. Bekletme karanlık bir yerde ve normal oda sıcaklığında yapılmalıdır. Bazı droglar için su veya eter de sıvı olarak seçilebileceği gibi, 1 e 5 oranı da drogun etkisine ve elde edilmek istenilen tentürün özelliğine bağlı olarak 1 e 10 a kadar değiştirilerek uygulanabilir.


9 – HÜLASA/Extracta)


Bitkisel materyalin su, alkol veya eter gibi uçucu sıvılarla karıştırılıp, elde edilen solusyonun belirli bir orana kadar uçurulması ile elde edilen bir ilaç şeklidir. Bunlar genellikle bal kıvamında veya toz haline getirilmiş preparatlardır.


(Devam edecek)

Olivia beğendi.
arodopman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-12-2007, 21:30   #10
Yeni Üye
 
sevcan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-12-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 3
gerçekten ellerinize sağlık derslerime artık burdan hazırlanıcam okulda gördüğüm konuların aynısı iyiki bu siteye uğramışım ... devam etsin ******* lütfennn

sevcan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-02-2009, 13:52   #11
Ağaç Dostu
 
negif's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 101
Ben cehri hakkında bilgi almak istiyorum. Zayıflama ilacı olarak satılıyor ve oldukça pahalı. Ağaçtan toplandığı gibi tohum olarak satılıyormuş. Bağarsakları çalıştırıp mucize bir şekilde zayıflatıyormuş, doğru mudur acaba? Bilgisi olanlar yazarsa sevinirim bu bitkinin yan etkiler var mıdır.

negif Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-04-2009, 14:41   #12
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-10-2007
Şehir: Istanbul/Syndey
Mesajlar: 1,003
Keşke ilaç ağaçlar kaldığı yerden devam etse...

kaktüs Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-11-2010, 13:09   #13
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 07-01-2009
Şehir: MARMARİS
Mesajlar: 970
Ne güzel bir konu neden yarım kalmış acaba,keşke devam etse.

Doğayla Barış Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 10-11-2010, 14:27   #14
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Güzel bir konu imiş. Ne yazık'ki yarım kalmış. Bir kaç ay önce, Bergama'da bir kitap basıldı.

Kitabın ismi: BERGAMALI LOKMAN HEKİM GALENOS.

Bilmeyenler için, Galenos hakkında kitabın arka sayfasında'ki küçük bir özet'i yazayım.

(Antik çağ'ın en ünlü sağlıkçılarından Hipokrates kadar önemli birisi'de, Bergama'da M.S 129 ya da 130 yılında doğan Galenos'tur. Tıp'ta bir çok buluşların sahibi ve eczacılığın atasıdır. Galen, Roma imparatorluk hekimi olarak görev yaptığı dönemde, imparator Marcus Aeurelius kendisine bir madolyonun armağan etmiş ve üzerinde'ki -hekimlerin imparatoru- ibaresi ile onurlandırılmıştır. Galenos 81 yaşında Bergama'da öldüğün'de, tıp ve eczacılığa ilişkin bir çok, yeni tedavi yöntemi ve buluş bırakmıştır).


Bu kitap'ta,

Galen'in hayatı, tıp alanında halen kullanılmak'ta olan Galen'in bulduğu yöntemlerin ve aletlerin ne olduğu ve hastaları bitkiler ile nasıl tedavi ettiği, hangi bitkisel karışımları kullandığı hakkında bilgiler var.

Bu kitapta'ki bilgileri, bu bölüm sadece ağaçlar'dan yapılan ilaçları konu aldığı için, diğer bölüm -bitkiler ile tedavi- konu başlıklı bölüm'de zaman zaman paylaşacağım (kitap henüz elime yeni geçti).

Eklenen Resimler
 
Olivia beğendi.
ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-12-2011, 20:33   #15
Ağaç Dostu
 
sındırgılı's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-12-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,953
Galeri: 13
Sevgili Ayazkentli,
Ne guzel bir konuymus, keske devam ettirebilsen..
Kitabi da yarin arayacagim, Insallah bulurum.

sındırgılı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-05-2019, 18:15   #16
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 20-05-2019
Şehir: Kırşehir
Mesajlar: 2
Bu işler suistimale çok açık ve ekserisi para külfeti. Alıcıdan çok satıcının nemalandığı bir alan.

Ekstrakt'lar ekstreler, kürler, falanca merhemler, filanca maskeler onlar bunlar şunlar, herneyse...

Bir zaman, bitkisel bir sıvı ekstrakt satın almıştım, fahiş bir fiyat üstelik ve hiç bir işe yaramadı, sonrasında satıcıya sorduğumda, bana cevaben; yok efendim bu bitkisel destekler kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor, bir kişiye fayda sağlayan başka bir kişide zarar etkisi gösteriyor demişti. Öyleyse peki kobaymıyız?

Etkinliği net olarak kanıtlanmış bir tane ürün göremiyorum; bir zamanlarda millete soğuk sıkım çörek otu yağını kamyon kamyon içirttiler ve çoğunluk ne işe yaradığını bile anlamadı.

Hani bir atasözü var ya; ''sizler hakikatleri duymayı değil; sizler kandırılmayı istiyorsunuz'' yalanlarla avutulmak nereye kadar?

Zannedersem, aldığı parayı hak eden çok az insan var; mesela, merada kekikli otlarıyla sığırını ve toklusunu otlatıp da, bu organik eti satıp damakları cilalayan emektarlarda var.

Örneğin, saç dökülmesi ile alakalı milyon tane tarif var, hepside organik saf natural kaliteli nitelikli ürünler, peki bir ürünün saf ve organik yahut gerçekten orjinal veya pahalı olması gerçekten işe yarayacağı manasına geliyormu? Hangisi faydalı hemen hemen hiç biri kanıtlanmış değil.

Dikkat ederseniz kelime oyunlarıyla ürün satışı yapılıyor. Mesela; ''a aaa gerçekten natural soğuk sıkım %100 saf makademya fındığı yağıdır ve bu çok şifalıdır'' deniyor, gerçekten %100 makedemya fındığı yağı olması hiç önemli değil, hangi bitkiselin hangi adrese yaradığı önemli.

Nasrettin hocaya adamın biri gitmiş ve hocam, gözümde hastalık var, bana bir ilaç öner de gözlerime süreyim iyileşsin demiş.

-- Hoca; Katranı kaynat gözüne dök hiç bir şey kalmaz demiş. Adam gitmiş katranı kaynatmış gözüne dökmüş, neyse sonra, gözü kör olmuş.

-- Adam; Hocaya gitmiş tekrar öfkeyle; hocam bu işe yaramadı ve hatta gözüm kör oldu demiş.

-- Hoca; Yahu nasıl olur daha geçenlerde ayağımdaki nasıra döktüm iyileşmişti demiş.

Neyse uzatmayayım, çoğu şey sahte, dolayısı ile para; henüz satın alabileceği şeyleri bile satın alamıyor aslında, sadece alıyormuş gibi görünüyor, insanlar sömürülüyor.


Düzenleyen BoşaGeçenYıllar : 21-05-2019 saat 01:08
BoşaGeçenYıllar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-05-2019, 00:26   #17
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-05-2019
Şehir: samsun
Mesajlar: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi BoşaGeçenYıllar Mesajı Göster
Bu işler suistimale çok açık ve ekserisi para külfeti. Alıcıdan çok satıcının nemalandığı bir alan.

Ekstrakt'lar ekstreler, kürler, falanca merhemler, filanca maskeler onlar bunlar şunlar, herneyse...

Bir zaman, bitkisel bir sıvı ekstrakt satın almıştım, fahiş bir fiyat üstelik ve hiç bir işe yaramadı, sonrasında satıcıya sorduğumda, bana cevaben; yok efendim bu bitkisel destekler kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor, bir kişiye fayda sağlayan başka bir kişide zarar etkisi gösteriyor demişti. Öyleyse peki kobaymıyız?

Etkinliği net olarak kanıtlanmış bir tane ürün göremiyorum; bir zamanlarda millete soğuk sıkım çörek otu yağını kamyon kamyon içirttiler ve çoğunluk ne işe yaradığını bile anlamadı.

Hani bir atasözü var ya; ''sizler hakikatleri duymayı değil; sizler kandırılmayı istiyorsunuz'' yalanlarla avutulmak nereye kadar?

Zannedersem, aldığı parayı hak eden çok az insan var; mesela, merada kekikli otlarıyla sığırını ve toklusunu otlatıp da, bu organik eti satıp damakları cilalayan emektarlarda var.

Örneğin, saç dökülmesi ile alakalı milyon tane tarif var, hepside organik saf natural kaliteli nitelikli ürünler, peki bir ürünün saf ve organik yahut gerçekten orjinal veya pahalı olması gerçekten işe yarayacağı manasına geliyormu? Hangisi faydalı hemen hemen hiç biri kanıtlanmış değil.

Dikkat ederseniz kelime oyunlarıyla ürün satışı yapılıyor. Mesela; ''a aaa gerçekten natural soğuk sıkım %100 saf makademya fındığı yağıdır ve bu çok şifalıdır'' deniyor, gerçekten %100 makedemya fındığı yağı olması hiç önemli değil, hangi bitkiselin hangi adrese yaradığı önemli.

Nasrettin hocaya adamın biri gitmiş ve hocam, gözümde hastalık var, bana bir ilaç öner de gözlerime süreyim iyileşsin demiş.

-- Hoca; Katranı kaynat gözüne dök hiç bir şey kalmaz demiş. Adam gitmiş katranı kaynatmış gözüne dökmüş, neyse sonra, gözü kör olmuş.

-- Adam; Hocaya gitmiş tekrar öfkeyle; hocam bu işe yaramadı ve hatta gözüm kör oldu demiş.

-- Hoca; Yahu nasıl olur daha geçenlerde ayağımdaki nasıra döktüm iyileşmişti demiş.

Neyse uzatmayayım, çoğu şey sahte, dolayısı ile para; henüz satın alabileceği şeyleri bile satın alamıyor aslında, sadece alıyormuş gibi görünüyor, insanlar sömürülüyor.
Nasrettin hoca nasırına gerçekten çare bulabilmiş mi peki, muhtemelen nasıra da fayda etmemiştir. Aynen, bende bu sıralar popüler olan bitkisel cafcaflı şeylerin para tuzağı olduğunu düşünmekteyim, şaka gibi yahu, üstelik 'ambalajların üzerinde tedavi amaçlı kullanılmaz' ibaresinden başka bir şey bulunmayan ürünler. Modern tıptan uzak durun diyorlar, yok kimyasal, yok zararlı diyorlar eh peki diyoruz, sonra alternatif tıpa yöneliyoruz, o da tırt çıkıyor, kime inancazki?

Nasırıma basma Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2019, 00:45   #18
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 30-05-2019
Şehir: sivas
Mesajlar: 2

Galibe Mevlüde Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2019, 08:28   #19
Ağaç Dostu
 
AkisSoftware's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-08-2017
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,046
Ahmet beyi buraya bekliyoruz

AkisSoftware Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 30-05-2019, 17:59   #20
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 30-05-2019
Şehir: Erzincan
Mesajlar: 2
[DENİZ ÜZÜMÜ] Coccoloba Uvifera bu bitkinin meyvesinin ekstraktı çok faydalıymış, birçok sağlık sorununa deva olan bir bitkiymiş, ama nereden tedarik edilebilir bilemiyorum.
Örneğin erkek tipi saç dökülmesi ve düşük tansiyon için tedavi edici özellikleri de varmış

Bauhinia Varieg Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-06-2019, 21:09   #21
/
 
Giriş Tarihi: 23-06-2019
Şehir: ankara
Mesajlar: 8
Hayır, mesela çınar yaprağı eklem kireçlenmesi, eklem yağı kaybı, bel boyun ağrılarına fayda sağlamaktadır.

Lakin genelleme yapmanız yanlış, size bir hususta katılıyorum evet çok abartılıyor, faydasız ve çoğu şey faydalı gibi tezgahlanıyor.

Öte yandan, geçen sene, ibrahim gökçe ğin bir videosunu izledim, sonrasında ise telefonla firmasına ulaştım, rahatsızlığım için bana bir set önerdi set yaklaşık 20 gün gidiyormuş, toplamda ise kür sayısı 6 aylık bir dönem olunca 5000 tl ürün fiyatı bedeli çıkardılar. Ürünlerinin güvenilirliği hususunda hiç bir malumatım da yok, kötüdür veya iyidir diyemem, lakin bütçemi çok çok aştığı için vazgeçmek durumunda kaldım.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi BoşaGeçenYıllar Mesajı Göster
Bu işler suistimale çok açık ve ekserisi para külfeti. Alıcıdan çok satıcının nemalandığı bir alan.

Ekstrakt'lar ekstreler, kürler, falanca merhemler, filanca maskeler onlar bunlar şunlar, herneyse...

Bir zaman, bitkisel bir sıvı ekstrakt satın almıştım, fahiş bir fiyat üstelik ve hiç bir işe yaramadı, sonrasında satıcıya sorduğumda, bana cevaben; yok efendim bu bitkisel destekler kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor, bir kişiye fayda sağlayan başka bir kişide zarar etkisi gösteriyor demişti. Öyleyse peki kobaymıyız?

Etkinliği net olarak kanıtlanmış bir tane ürün göremiyorum; bir zamanlarda millete soğuk sıkım çörek otu yağını kamyon kamyon içirttiler ve çoğunluk ne işe yaradığını bile anlamadı.

Hani bir atasözü var ya; ''sizler hakikatleri duymayı değil; sizler kandırılmayı istiyorsunuz'' yalanlarla avutulmak nereye kadar?

Zannedersem, aldığı parayı hak eden çok az insan var; mesela, merada kekikli otlarıyla sığırını ve toklusunu otlatıp da, bu organik eti satıp damakları cilalayan emektarlarda var.

Örneğin, saç dökülmesi ile alakalı milyon tane tarif var, hepside organik saf natural kaliteli nitelikli ürünler, peki bir ürünün saf ve organik yahut gerçekten orjinal veya pahalı olması gerçekten işe yarayacağı manasına geliyormu? Hangisi faydalı hemen hemen hiç biri kanıtlanmış değil.

Dikkat ederseniz kelime oyunlarıyla ürün satışı yapılıyor. Mesela; ''a aaa gerçekten natural soğuk sıkım %100 saf makademya fındığı yağıdır ve bu çok şifalıdır'' deniyor, gerçekten %100 makedemya fındığı yağı olması hiç önemli değil, hangi bitkiselin hangi adrese yaradığı önemli.

Nasrettin hocaya adamın biri gitmiş ve hocam, gözümde hastalık var, bana bir ilaç öner de gözlerime süreyim iyileşsin demiş.

-- Hoca; Katranı kaynat gözüne dök hiç bir şey kalmaz demiş. Adam gitmiş katranı kaynatmış gözüne dökmüş, neyse sonra, gözü kör olmuş.

-- Adam; Hocaya gitmiş tekrar öfkeyle; hocam bu işe yaramadı ve hatta gözüm kör oldu demiş.

-- Hoca; Yahu nasıl olur daha geçenlerde ayağımdaki nasıra döktüm iyileşmişti demiş.

Neyse uzatmayayım, çoğu şey sahte, dolayısı ile para; henüz satın alabileceği şeyleri bile satın alamıyor aslında, sadece alıyormuş gibi görünüyor, insanlar sömürülüyor.

Мalta еriği Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 11:53.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024