Konu: S Güngör
View Single Post
Eski 22-03-2010, 16:52   #1
malina
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
S Güngör

Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?

İnternette bitkiler hakkında araştırma yaparken bu sitenin ne kadar da sık karşıma çıktığını farkettim. Çok geçmeden üye oldum. Aslında tek üye olduğum forum olduğunu söyleyebilirim.

Burada neler öğrendiniz?

Teker teker saymam mümkün değil. Bu site o kadar çok şey öğretti ki bir süre sonra dolan bardağın taşmaya başladığını farkettim ve etrafımdakilere bu ağaç kayın, şurdaki ot ebegümeci diye bilgiçlik taslamaya başladım. Bitki isimlerini bilmenin geçmişle bağ kurmada önemli olduğunu düşünüyorum.

Diğer üyeler sizden neler öğrendi?

Siteyi oldukça geç keşfettiğim için, ekleyecek bir konu, yazılacak yeni bir bilgi bulmakta zorluk çekiyorum. Site belli bir olgunluğa erişmiş. Eski üyeleri baya kıskanıyorum bu yüzden. Keşke daha çok katkım olsaydı.

Sizi tanıyalım

Adım Selim. 10 şubat 1990 doğumluyum. Düzceliyim. Fena halde melezim. istanbul’da mimarlık okuyorum. Bunun haricinde büyük, kişilik sahibi, yaşlı ağaçları seyretmeye, ortam müsaitse tepesine çıkıp sohbet etmeye bayılıyorum. Dinlediklerine ve sizi anladıklarına kalpten inanırsanız, ağaçlar çok iyi dost olabiliyor.

Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?

Düzce’deyken sürekli onlarla vakit geçiriyorum. Bahçede iş yoksa bile seyretmek yeterli benim için. İstanbul’dayken bu pek mümkün olamıyor. Nedeni ağaç hiç olmaması değil. Her yanımda insan varken onları rahat rahat süzememem.

Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?

Daha erken üye olsaydım bu konularda kendimi söz sahibi hissederdim. Yine de fikrimi söyleyeyim. Bitkiler hakkındaki yazışmalarda, daha sonra birilerinin okuyacağı düşünülmeden yazılmış yazılara rastlıyorum. Hele bazen kendimi birilerinin msn yazışmalarının içindeymiş gibi hissediyorum. “Teşekkürler” “iyi günler” “kendinize iyi bakın” gibi yazışmalar ve bunun türevleri forumun yararlı yönünü biraz örtüyor bence.

Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?

Forumda yazarken sadece muhattap oldukları kişiyi değil, yıllar sonra o yazılardan bilgi toplamaya çalışanları da düşünmelerini rica ediyorum.

Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?

Heybetli olan ağaçları çok seviyorum. Özellikle meyve vermeyenlerini. Çünkü meyvesizleri genelde insanlar rahat bırakıyorlar. Büyüdükçe büyüyor onlar da. Ben bir ıhlamur aşığıyım. Bunun yanında sedir ağaçları, köknarlar harika gelişiyorlar Düzce’de. Meyve ağaçlarına da kayıtsız değilim. Mesela köylerde armut ağaçları görüyorum 30 metre boya ulaşmış. Onları seviyorum. Bir de ziraatin verdiklerine bakıyorum 3 4 metre boya anca ulaşan, kısa ömürlü çelimsiz, bütün ömrünü insanlara harcamış, sonunda verimi azalınca kesilen, zavallı bitkiler…

Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?

Hergün hiç üşenmeden seyreylediğim ve bundan da müthiş bir zevk aldığım ağaçlar, istisnasız hep öldüler. Kimisini birileri kesti. Kimisi hastalanıp öldü. En büyük şoku da mezarlıktaki devasa ıhlamuru keserlerken gördüğümde yaşadım. O kadar büyüktü ki kesmeleri 1 hafta sürdü ve kamyonlarla aldılar kütüklerini. Mezarlıktaki ağaçlar ya tam olarak kimseye ait olmadıklarından, ya da ölülerin toprağıyla beslendiklerinden, kesilmez diye bilirdim. ama yanılmışım. Günlerce yakın bir akrabam ölmüşçesine kalbimde ağırlığını hissettim. tabi böyle garip duyguların en büyük dez avantajı kendini kimselere tam olarak anlatamamak oluyor.

Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?

İleriye dönük planlarım sürekli değişir benim zaten…

Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?

Mantar toplantısına katılabildim. Çok yararlı buldum. Bir de forum üyelerini kanlı canlı görmek de hoş bir duyguydu doğrusu. Hertürden insan gördüm. Ortak noktada buluşmaları da ayrı bir güzellik.

Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?

Nurhan Atasoy’un Hasbahçe adlı kitabını biliyorum. Kitapçıdan satın alınabilecek bir şey değil maalesef. Kütüphanelerde bulabilirsiniz. Osmanlıda bahçe ve çiçek kültürününden bahsediyor. Ben henüz kitaba ulaşamadım. Ama nerede bulabileceğimi biliyorum. Bizim okulun kütüphanesinde. okumadığım kitabı tavsiye ediyorum biliyorum ama ismi bile çok çekici değil mi?

Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?

Anneannem. Onun mütevazi hayatını herkes yaşasaydı muhtemelen dünyada çöp çöplük çöp kutusu gibi kavramlar olmazdı. İnekleri vardır onun ve sobası. Elektronik eşyası da birkaç tanedir. Çamaşır makinesi buzdolabı televizyon o kadar. Yemek artıkları çok olmaz ama olursa “yal”a gider. Diğer herşey sobaya atılır. Yağ tenekeleri, çuvallar, poşetler bir şekilde değerlendirilir. En güzeli de küreselleşen dünyaya inat, kendine yetebilen ve hatta bizleri tereyağı, süt, lahana, ısırgan, pazı, mısır ekmeği, turşuları ile de doyurabilen bir hayat yaşamaktadır anneannem.

Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?

Başka bir foruma üye değilim. Diğer forumları sizden ayıran en büyük eksikliği bensiz olmalarıdır muhtemelen :P Şaka… Forumda diğerlerinde olmadığı çok bariz olan bir düzen farkediyorum. Belli ki devamlı takip eden, derleyip toparlayan birileri var. Dil bilgisi kurallarına dikkat etmelerini çok taktir ediyorum.

Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?

Almadım. Hala mimarlık eğetimimi yarıda kesip orman mühendisliğine falan kaymayı hayal ediyorum. Ne olur ilerde bilmiyorum. İlle de okumak mı lazımdır onu da hazmedemedim daha.

Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz?

Çok değil. Takıldım mı tam takılıyorum. Girmedim mi de uzun süre girmiyorum.

Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?

Tavuk bakıyorum. Beç tavuklarına bayılıyorum. Cet cet cet bağırmaları kadar bana zevk veren bir şey varsa o da hindinin gulugulugulu’südür. Pekin ördeği bakardım eskiden. Çok pasaklılar ve yakında dere mevcut değil. Yolladık birilerine. Bunun yanında müzik dinlemeye çok önem veririm. Öyle ki müzik dinlerken başka hiçbirşey yapamam. Başlı başına bir iş benim için. Dönem dönem çok kitap okurum o dönemlerimde değilsem cahil cahil yaşarım. Bir ara gazeteleri okurdum. Radikal’e kadar ilerlemiştim. Ama siyaset midemi bulandırmaya başladı bir süre sonra.

Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?

Kargo ücretlerine değecek kadar büyük şeyleri tercih ediyorum. Çok da faydalı buluyorum. Değişik cins bitkiler geçiyor elime. Paylaşma safhasına gelmek istiyorum ama daha vakit var. Belki bu yaz olabilir.

Forumdaki hangi üyeler sizi olumlu yönde etkiliyor, neden?

Valla üyelerin ismine bakmadan okuyorum genelde ama mine pakkaner, malina gibi kurucu üyelere de ister istemez aşina oldum. Çok bilgililer gerçekten. Beni en çok etkileyen, benim gibi genç insanların da buralarda bulunmasıydı. Mesela çok aktif olduğu farkettiğim Sabahattin Sargın var. Kendi ortamımda yaşıtlarımdan bitkilerle arası iyi olan bir allahın kulu yok maalesef.

Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?

“Gönüllü”sü olduğum çok var da önemli olan üyesi olmak değil mi. Tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili kuruluşlar sevimli geliyor bana. Vakıfları buna dahil edebiliriz sanıyorum. Tabi greenpeace’in gönlümüzdeki yeri apayrı…

Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?

Yani mesela greenpeace boğaz köprüsünden bayrak sarkıtıyor arada bir. Taksim’de sık sık karşılaşıyoruz üyeleriyle. Üye olmayı düşündüm bir ara. Fakat bu tip kuruluşlara üye olmak, sakin bir hayattan vazgeçmek anlamına geliyor. Bencilimdir belki. Bilmiyorum. Vicdanım rahat değil pek. Gerçi o kadar protesto yapılıyor da ne oluyor? İnsanlar başlarına musibet gelmedikçe nasihatten anlamazlar.

TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?

Tv ve radyolarda yayınlansa dahi, sürekli insanların başına kakılsa dahi insanların değişeceğini sanmıyorum. Bence dünya öyle bir şey yapacak ki bize, anlayacağız bizden ibaret olmadığını yaşamın.

Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?

Pek bilgim yok açıkcası. Bana yeni dünyanın bir ürünü gibi geldi. Bahçeler de apartmanlar gibi standartlaşacaksa, hiç kıymeti yok domates ekmenin bence. Manavdan da alınabilir. Kare kare birbirini takip eden kişiliksiz bahçeler fazlaca amerikan tarzı olurdu. Hamburger cola gibi. Karın doyuruyor mu doyuruyor!

Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;
ağaç: ıhlamur
çiçek: kadife çiçeği
kitap: yüzüklerin efendisi üçlemesi
şarkı: mercedes sosa-cancion de las simples cosas
müzik grubu/müzik sanatçısı: lhasa de sela (2 3 ay önce öldü kendisi)
ressam: edward munch
şair: şiir sevmem pek
film: doubt (şu aralar)
web sitesi: agaclar.net

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön