Konu: Sokak iti
View Single Post
Eski 18-10-2009, 21:56   #1
hassoman
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Sokak iti

Aylaklığı oldum olası seviyorum. Bazan gece yarısı, bazan gün ortası atarım kendimi dışarı... Bu yüzden sokak itlerini çok severim. Bir ruh birliğimiz var. Evcil bir yaşama yakın ama yine de uzağındadırlar. Bir yuvaları olsun isterler, ama ruhları sokaklardadır... Bu ruh birliğimizi anladıklarından mıdır nedir, nerede olursa olsun birbirimizi buluyoruz.

Ona böyle bir aylaklık anımda bir kış günü gece yarısı parkta rastlamıştım. Kar yağıyordu. Başı önünde kuyruğunu sallayarak yavaşca bana doğru gelmişti. Onu yanıma çağırınca nasıl da sevinmişti. Peşim sıra geldi. Hayli yürüdük, otobüs duraklarının orada seyyar bir köfteci görmüştüm. İkimize birer paket yaptırmıştım. Sonra bir banka oturmuştum. Kar yağıyordu ve ikimiz hiç acele etmeden köftelerimizi yiyorduk.

Sonra ağır ağır yürüdük sokaklarda. Arkama dönüp baktığımda karda sadece ikimizin ayak izleri vardı.
Beni eve kadar getirmişti...

Name:  sokak itim1.jpg
Views: 2338
Size:  47.0 KB

Sonraki geceler canım sıkıldığında, içimde nedeni belli ya da belirsiz hüzünler gezinmeye durduğunda saat kaç olursa olsun onu görmeye gidiyordum. Gene
bir banka oturup köftelerimizi yiyorduk. Gene sokak içlerinde karda ayak izlerimizi bırakıyorduk.

Ve bir gece onu bulamadım, sonraki gecelerde de...
Yoktu...
Park görevlilerine, yürüyüş yolunda rastadığım tanıdıklara sordum. Kimse bir şey bilmiyordu. Diğer sokak köpeklerine bile sordum onu inanın...

Bir gece uykumun arasında bir köpek havlaması, mızıklaması duydum. Fırladım yataktan, hemen üstüme bir şey alıp bahçeye çıktım. O geldi sanmıştım; ama yanılmışım başka bir sokak itiydi. Neyse, onu bahçeye aldım, ona sıcak bir şeyler verdim. Benim iti sordum, nerde olduğundan haberi yoktu anlaşılan...

İnanmayacaksınız ama onu yaman özlüyor, merak ediyordum.
Bir gece yine kar yağmaya durmuştu. Bir cep kanyağı ve çikolata aldım yanıma. Onunla dolaştığımız her yeri dolaştım. Ama yoktu işte.
O geceden kalan aşağıdaki yazı olmuştu:

"Ankara'da bir gece yarısı
Ankara, sönük bir kasaba misali miskin ıssızlığı içindeyken taşıyamıyor belli; böyle derin, sufi geceler ağır geliyor ona.
Soğuk yüzlü apartmanlar kuytu gölgelerle birbirlerine sokulmuş.
Pencereleri ölü gözler gibi karanlık kalmış. Perdeler bir iç sıkıntısıyla çekilmiş. Belli ki, insanlar kendi görüntülerinden kaçar gibi duyarsız ve bencil bir şekilde uyumaktalar.
Hangi vicdana sığar bilmem, gündüz kurdukları düşleri buruşturup olduğu gibi sokağa atmışlar. Sabah olmadan birileri gelse de toplasa bari...
Ah işte, bu karanlık sokaklar hayattan alıkonulmuşlar. Anlaşılan o ki, insanlara ve aşklara dair hiç bir anıya tanıklık etmemişler.
Çok yazık. Benim gibi, umarsız bir gece yalnızlığı içinde dolaşmakta olan kederli bir adama anlatabilecekleri pek bir şey yok yani. Lakin, hüzün acı bir kırağı gibi yakarken içimi, bu sensizliğinde çoğalan hasretim bir soprananın ezgisiyle sokakların kuytuluğunda paramparça olacak ve benim içim yanacak!..

Al işte, ay yok gene. Kimbilir hangi cehennemde. Üstelik lanet olası bu hüzün hâlâ içimde sinsice gezinmekte... Baştan aşağı aşk telaşındayken yüreğim, olacak iş mi sevgilim, ben bir sokak itinin derdindeyim..."

Onun ya bir araba altında kaldığına, ya da öldürülmüş olacağına karar verdim. Yoksa öyle ya da böyle mutlaka karşıma çıkması gerekiyordu...

Ve bu sabah inanılmaz bir şey oldu.
Yolda aniden karşıma çıktı.

Name:  Sokak itim.jpg
Views: 1333
Size:  48.3 KB

Yine o mahcup ve çekingen haliyle sokuldu. Ah, inanın o anda nasıl bir ses çıktıysa benden herkes dönüp baktı. Kimselere aldırış etmedim gözümde yaşlarla ona sarıldım, "Neredeydin lan sen it!.." diye onu sarstım, tartakladım, sevdim... Nasıl şımardı bir bilseniz. Sevinç içinde birlikte parka kadar yürüdük... Yapma su kanalındaki güvercinleri kaçırdı, su kanalının içinde suları sıçratarak koştu. Zaman zaman birbirimize sarıldık, çimler üzerinde yuvarlandık...
Benimle eve kadar geldi. Evden fotoğraf makinasını aldım. Yeniden parka kadar yürüdük. Resimlerini çektim, birisinden rica ettim; beraber poz verdik... Karar vermiştim. Onu artık bırakmayacaktım. Bahçemde güzel bir yuva yapacaktım. Kararım karardı. Sonra bir arkadaşı geldi yanımıza. Biraz birlikte oyalandık. Neyse üçümüz eve doğru yürümeye başladık... Ama sonra arkadaşı geri döndü. Biz ikimiz bir süre birlikte yürüdük. Derken birden durdu, arkadaşına doğru yürüdü; olmadı durdu, bana doğru yürüdü, yine durdu. İkimizin arasında kalmıştı. Ne yapacağını bilemez haldeydi. Huzursuzdu.

Name:  sokakiti2.jpg
Views: 2400
Size:  69.1 KB

Ve sonra tercihini yaptı.
Arkadaşını seçti...
Ve ben içimde o tuhaf, o hiç de yabancısı olmadığım kırgınlıkla kalakaldım. Ona, "Cehenneme kadar yolun var it..." dedim gülümseyerek.
Ama, bir köpek nerden bilsin dostlukların ve aşkların bir tercih sebebi olduğunu...

hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön