Sevgili
kömür ömrünüze bereket...
Ayazma Mesire Yeri'ne gittiğimde
Evciler Köyü Alabalık tesislerine balık yemek üzere uğramıştık. (Havuzdan çıkarılan balıkların kafasına sopayla vuruluyordu, keyfim kaçmıştı) .
Ayazma'ya
Bayramiç'ten gidiliyor. 30 km kadar uzaklıkta. Sanırım Evciler Köyü daha yakın. Yolu çok güzel... Yol boyunca resmen yeşilin türlü çeşidini görüyorsunuz. Her türlü meyva, sedir, çam ağaçları arasında kıvrıla büküle gidiyor yol... Türlü çeşit meyvaları dallarından toplayabilir (Sahiplerinden izin alınarak elbette.) O enfes kirazlardan satın alabilir, yol boyunda rastladığınız çeşmelerde soğuk soğuk yıkayabilirsiniz)
Orman içindeki Mesire yerine geldiğinizde yine inanılmaz bir güzelliğin içinde buluveriyorsunuz kendinizi. Neredeyse asırlık olan ağaçları gökyüzüne uzanmış, Güneş ışınları sızacak yer bulamıyor; irili ufaklı çağlayanlar, kaynak sular... İklim derhal değişiyor. Ağustos'un ortasında hırka-yelek giyme gereği duyuyorsunuz.
Hemen az ilerde başlayan, derin bir yar içinde kalan kanyon oldukça yumuşak başlı ama çekicidir...
Tam amatörlere göre yani...
Bizim gittiğimiz mevsimde dere sakindi elbette. Yoksa yağışlarda, karların eridiği aylarda böyle uysal olduğunu hiç sanmıyorum... Zaten kanyondaki taşlardan, bitki köklerinden, yar dibindeki erozyon izlerinden suyun nereye kadar çıkabildiğini anlıyorsunuz. Neyse, kanyona daldığınızda ha burasını da göreyim, ha burasını da geçeyim derken kamptakilerin sizi merak edip aramaya çıkabileceği aklınıza bile gelmiyor. Çünkü ne de olsa vahşi bir ortam var. Güzellik ürkütür mü insanı?... İşte Ayazma'nın insanı ürküten vahşi bir güzelliği var.
Her yıl,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)- Bayramiç Belediyesi katkılarıyla haftalık dönemler olarak
"Kazdağları Çevre Eğitim Kursu" düzenleniyor. Meraklısı kaçırmasın derim... Ayrıca Geleneksel olarak her yıl (bu yıl 16. sı yapıldı)
İda (Kazdağı) Kültür ve Sanat Etkinlikleri düzenleniyor... Evciler Köyü de mekan olarak bu etkinlik kapsamı içinde elbette...