Sinemada doğayı, ağaç ve çiçeği en iyi kullananlar Uzakdoğu sinemacıları bence.
Son zamanlarda parlayan ve birbirinden incelikli görüntülerin yer aldığı filmleriyle gözlere şenlik veren Uzakdoğulu film yönetmenleri, mutlaka bir biçimde bu doğa aşkını ortaya çıkartıyorlar. Bazı filmlerde bir de bakıyorsunuz ki bir ağaç yan rollerden birine oturuvermiş. Film boyunca o ağaç bir yerlerden çıkıp konuya eşlik etmekte. Kimi zaman filmin konusundaki zaman akmasını, mevsimsel dönüşümleri hatta karekterlerin ruhsal durumlarını bile, o aynı ağacın yeşermesi, kızarması veya yapraksızlaşmasıyla yaşarsınız.
Genellikle kiraz ağaçlarını kullanırlar yönetmenler, Uzakdoğu sinemasında. Öyle güzel çiçekli bir ağaçtır ki kiraz ağacı, bir gördünüz mü artık bir daha unutamazsınız o güzelliği. Bazen konusu pek bir anlam ifade etmese de duygular öyle incelikli ele alınır ki Uzakdoğu sinemasında, o duygu yoğunluğu ve görsellik anlamsızlığı yok etmeye yeter.
Aynı bu tanıma uyan bir film izlemiştim adı Promise. Film gece karanlığında bir kiraz ağacı görüntüsü ile başlar.
Kiraz ağacının çiçekleri uçuşmaktadır o gece karanlığının içinde. Elinizi uzatsanız o çiçek yapraklarından birkaçını tutabileceksinizdir sanki. Anlarsınız ki o ağaç size bir şeyler anlatacaktır. Film başlar kiraz ağacıyla, sürer kiraz ağacıyla, biter kiraz ağacıyla.
Sonuna dek o kiraz ağacı bir şekilde size kendisini gösterir. Artık yan rollerden çok, başrole soyunur sanki.
Sürükler götürür filmin sonuna sizi.
Bir de bakmışsınız ki masal gibi sonlanan filmden artık sizi en çok etkilemiş olan, ne oyunculardır, ne de diğer görüntüler ama sadece kiraz ağacıdır.
Güzel ağaçtır Japon kiraz ağacı, evet gerçekten güzeldir.