Merhaba arkadaşlar.
Okulumuzun önündeki Tibet dağ muşmulası çalılarını budayıp dallarını attıklarını gördüm ve dalın bir parçasını alıp eve getirdim. Kabuklarını soydum, fazla dalları kesip maket bıçağı ile pürüzlerini mümkün olduğunca gidermeye çalıştım. Bir iki çıkıntıyı eğip saç kurutma makinası ile kuruttum ve öylece kalmalarını sağladım. Başlarda ne işe yarayacağını ve ne şekil alacağını açıkçası bilmiyordum ama sonuçta resimde gördüğünüz geyik boynuzlarını andıran şekil çıktı. Acemice bir şey oldu ama uğraşırken çok zevk aldım. Çok rahatlatıcı bir uğraş oldu benim için.
Şimdi buna uygun bir arkalık arıyorum. Bir ağaç gövdesinden kabuğuyla kesilmiş düz bir parça örneğin. Bu geyik boynuzunu o levhaya çakıp, vernikleyip duvara asacağım. Anahtarlık olabilir mesela. :)

Bu şekilde verniksizde çok güzel olmuş :)

:) İlk gözağrım!
DAlın bir kısmı kuruydu ve Mehmet Beyin dediği gibi rengi farklılaşmıştı. Diğer kısım daha taze bir daldı ve beyazdı. Bu renk farkları bu yüzden oluştu.

ben uğraşırım derseniz gomalak vernik kullanın..
başka çare yokmu derseniz.normal verniği tinerle inceltip iyice onu sürün..
sen ne yapardın derseniz parafin sürün(bildiğiniz mum)
yanlız onun ağaca iyice işlemesi için ısı gerekli.saç kurutma hafif kalabilir.elekrikli sobası oluyor. ben şalome kullanıyorum.Muratın doğal ağaçlarına da hiç bir şey kulanmıyoruz.oda çok iyi oluyor.

bunun üstüne bir şeyler işlemeyi düşünürmüsünüz.çok güzel olabilir..

Arkalık için bir öneri.

Elinizdeki malzemeye uygun bir tomruk parçasını gövde ekseniyle yaklaşık 30 derecelik bir açı ile kestirin. Marangoz rendesi ile yüzeyi pürüzsüz hale getirin. Vernikleyin.
Malzemeyi bunun üzerine monte edebilirsiniz.
Altlıktaki yıllık halkalar da ilginç bir görünüm oluşuyor.
Beğenmezseniz altlığı öylece de asabilirsiniz.
Deneyin.

Bu ne güzel bir çalışma olmuş Hasan42 kutlarım.

Arkadaşlar ilgi ve önerileriniz için hepinize teşekkürler. Burada oluşan atmosferin verdiği bir istekle aldım ahşabı elime ama sevimli bir duygusu var ağaç işlemenin. Bakalım neler çıkacak ortaya.

Hasan bey çok güzel bir çalışma yapmışsınız. Elinize sağlık.

Memet beyin dediği gibi verniklemezseniz daha doğal ve şık olur
gibime geliyor.

Evet, bu doğal haliyle kalsa daha iyi olacak sanırım ama gomalak, parafin gibi şeyleri de bir çalışmamda deneyip nasıl etki yaptıklarını görmek istiyorum açıkçası.
Hafta sonunda babamın bahçesinde gördüğüm kütüklerin ikisinden fotoğraflarda gördüğünüz parçaları kestik. Elektrikli testere hızlı olsa da çok düzgün yüzeyler oluşturmuyor, biraz uğraştıracak. Maalesef biraz çatlaklar falan var ama yine de bir şeyler deneyeceğim. Bakalım neler ortaya çıkacak.

bu kütükleri marangozda düzelttirin.en kolay yolu.tabi marangozların bin türlü kaprisine dayanabilirseniz..elde düzeltmeye çalışması zahmetli olur.gomalak uygulaması oldukça zor bi vernik,ama sonuçlar genellikle güzel olur.dediğiniz gibi başka yerde denemek önceden daha iyi...

Sayın heykel sever arkadaşlar. Umutla ve mutlulukla izledim yazılanları. Ancak ne olduysa birden kesildi. Bunun nedeni acaba çok iyi niyetlerle başlamak isteyen arkadaşları iyi bıçak, illede iyi bıçak olmazsa olmaza itmemizmidir.

Bu satırların sahibi, piyasayı bilmesine ve Ankara'nın altını üstüne getirmesine rağmen uygun malzemeyi bulamıyor. Basit gibi görünen bir konu ağaç malzeme, ben bulamıyorum Ankara'da ıhlamuru, cevizi.

Sitelere gitmek lazım, yanlış bilmiyorsam, 20x30x200 mm.(en az) bir kalas arabaya sıgmaz, kimi bulur kime parçalatırsın, bu kadar büyük kütüğü ve parçalarını nerede kullanırsın. Bunu ev ortamında işleme kalksanız anneniz evden kovar, eşiniz evi terkeder.

Kısaca söylemek istediğim, heveslileri vazgeçirecek yöntemler yerine, işe başlamaları için motife edecek basit yöntemleri, ortamları, mallzemeleri önermek. Onlar bırakın işler ilerledikten sonra ortalama l sene sonra düşsünler maraş bıçaklarının peşine. (İleri amatörüne ara not: eser bıçak'ın veb sitesine bir baksınlar)

Bu bıçaklar adı bıçak ama ıskarpeladır. Tokmakla kullanılır. Düşünün insanların büyük bir kısmının apartmanda yaşadığı bir ülkede ıskarpela ile heykel yapım dersini.

Herşeyin amatörü bir arkadaşınız olarak. Ev ortamında heykel yapmak isteyenlere bir kaç ipucu. Agaç en iyi ağaç ulaşabildiğiniz ağaç. (Çatlarmış, siz yapında ilk bir kaç eseriniz çatlasın. Birşey olmaz. işin özü bu bir daha yaparsınız. Biraz daha mutlu zaman geçirirsiniz.) En kolay bulabileceğiniz ağaç çam ağacı, **** bahçede, yolda bulduğunuz adını bilmediğiniz bir ağaç. Her ağaç işlenebilir.

not: okuma kolaylığı için paragraf yaptım. teşekkürler (aybala)

En sert dediğiniz ağaç bile işlenir. Şu anda nette tur atmayı çok iyi beceremediğim için arkadaşın adını söyleyemiyorum. Çam ağacından heykel yapmaya çalışan arkadaş sen en sert, en sorunlu çamı seçmişsin. O çam ağacından daha uygundur gürgen gibi sert ağaçlar.

Çam alacaksanız damarlı ağaçların görüntüsü elbette güzel olur ancak damarlı kısımlar çok zor yontulur ve çabuk kıymıklanır. Çam ağacının iç odun denilen kısmından bulmaya çalış. Yani o güzelim damarlı işleri sonraki aşamalara sakla. (Elbette görüntüden fedakarlık edeceksin.)

Bu çok meşhur ıhlamur ağacı varya benim tabirimle karaktersiz bir ağaçtır. Yani damarsız olduğu için yumuşaktır. Nerede ise alçı havasındadır.Lütfen bu işe başlarken evin herhangi bir yerinde, bir masa örtüsünün üstünde yapacak şekilde planlayın her şeyi.

Objelerinizi ilk başlarda 15-20 cm. olarak planlayın. Ve bu işe evdeki bıçaklarla başlayın, Ucu mümkün olduğu kadar kısa, iyi bir çelikten bir ev bıçağı işinizi görecektir. Ev ortamında yapılabilecek heykellerin bıçağı ıskarpela değildir. Ev bıçağına benzeyen, uçlarına çeşitli şekiller verilmiş, çeliği sapının 1/4 ü kadar olan bıçak takımıdır.

Ben Ankara'nın altını üstüne getirdim bulamadım. Ancak kolayı var. İleride fotoğraflarını iletmeyi başarırsam kentinizdeki bıçakçılara tanesini 5-6 ytl gibi fiyatlarla yaptırabilirsini. Bu günlük bu kadar, Herkese selam ve saygılar

Hoşgeldiniz Metin Güven,
hiç merak etmeyin, bu işi herkes unutsa ben unutmam.
Yoğun iş ortamlarımız nedeniyle her konuyla aynı oranda
ilgilenemiyoruz.
Sitemize güzel bir giriş yapmışsınız. Devamını bekliyoruz. :))

Madem başladık bir kaç küçük ipucuna daha devam edelim. İşe lütfen fazla nankör olmayan, benzedi benzemedi diye moralimizin bozulmayacağı işlerle başlayalım.

Resme başlamaya karar veren bir çok kişinin yaptığı gibi yağlıboya resim ile başlamayalım. Fazla kestirme olur. Mesela 20 cm. boyunda bir balık, bir yunus evde ne güzel yapılır.

Balkondaki masaya, yemek masasanın üstüne serilen bir sofra bezinin üstünde başlayabiliriz işe, yaptığınız işin kiri pası, zımpara aşamasına gelene kadar iri parçalar, kıymıklar halinde olacak ve çabuk temizlenecektir.

Annenizi eşinizi işe alıştırmaya da bu yöntem faydalı olur. Ancak heykel yapan l yontar 2-3 zımparalar. Eğer kaba yontma şeklinde bir heykel yapmamışsanız zımpara şarttır. Kaba yontma becerebilen olursa en iyi tekniklerden biridir, Teknik adının bu olup olmadığını bilmiyorum. Ancak kastım bıçak izlerinin göründüğü yapım şeklidir. Bu tekniği daha sonra geliştirirsiniz. Aceleye gerek yok. Tekrar iyi akşamlar.

Sağolasınız Metin,Bu çalışmalara,aşamalara ilişkin fotğraflarınız varsa elinizde neden bizimle paylaşmıyorsunuz? Hoşgeldiniz.;)

Arkadaşlar konu benim ne yaptığım değil bu işe yeni başlayanların **** başlamaya niyetlenenlerin ne yaptığı ne yapacağı, elbette bende birşeyler yapıyorum. Belki ilerde paylaşırım yaptıklarımı sizlerle.

Ancak bu ortamda herkesin başarısı kendine, yani ben yaptım oldu, benimkisi en iyi oldu demektir amatörlügün sırrı.(Her konunun amatöründen)Yaptığın balığa benzemedi, yahu arkadaşlar bu benim balığım.
Benim hayalim, benim rüyam. Yani hemen örneklendirmeye ne gerek var.

İnternette wood carving diye girilince milyonlarca örnek var. Benim örneklerde eksik olsun. Gelelim şu kuru ağaç işine, yine söylüyorum en iyi ağaç bulabildiğiniz ağaç -ceviz buldunuzda benmi itiraz ettim.-Yukarlarda bahsi geçen kitabı elde edenler varsa daha iyi anlayacaklardır konuyu.

Ağaç sürekli yaşayan bir malzemedir. İçi bir süngerden farksızdır. en kuru dediğiniz ağaç bile % 30'a yakın su alır su verir. Eh ****** bu arada da çatlar. Sanayide ağacı işlememesi için önce öldürürler yani küçük parçalara ayırırlar. sonra yeniden birleştirirler. Bu işlem ağacın işlemesini önlemek içindir.

Agacın içinde milyonlarca organizma yaşar. emprenye denilen işlem ve bunun gibi bir çok işlem ağacın çok yaşamasını, sağlıklı yaşamasını temin içindir.Bunun insana değil sadece ağaca zararı vardır.

Gelmek istediğim nokta şu doğal görünümlü heykel konusu, Ağaç malzemenin işlememesi için sünger dokusunun su çekmesini önlemek içindir çeşitli üst yüzey işlemleri. Zaten ağaç malzeme altındaki dokunun görüneceği şekilde boyanır. Şeffaf boyalardır söz konusu olan.

Her malzeme çatlayacak diye bir şey yok. Ancak tedbir alalım diyorsanız mesela tik yağı, mat vernik, saf gomalakla hazırlanmış gomalak cila bu işte sizi tatmin edecek sonuçlar verebilir. Yani üst yüzey işlemleri denilen cilalama, boyama sizin estetik kaygınızdan öte ağacın kendi istegidir. Selam ve saygılar.

bıçaklar
 

Arkadaşlar elde,evde her ortamda birşeyler yapmanıza olanak sağlayan bıçaklar ekte.

Bıçaklar İnternetten satış yapan bir çok yurtdışı sitede var. 50 Dolardan başlıyor. Ancak Türkiye'de yok yok yok. İyi Bir bıçakcı bulup, Bursa işi iyi bir çelik ekmek bıçağına yukardaki şekilleri verdirmeniz işinizi görecektir.

Çeliği mümkün olduğunca kısa olması kesimde kolaylık sağlıyor. Yılda bir bıçakcıya bileyletmeniz yeterli. Diğer zamanlar 10x20 cm. bir tahta parçasına 400 veya 600 kum bir zımpara kağıdını derbi ile yapıştırın. Bileme yapacağınız zaman ince makine yağı dökün ve bileyleyin. Daha kaba bileme yapmak isterseniz.

Biley taşları iki tiptir. Yağ taşı, gaz taşı. Yağ taşı doğadan çıkar. muntazam kesimli değildir ve pahalıdır. Mazot dökülerek kullanılır. Gaz taşı iki yüzü ayrı kumlu.(Kaba ve ince) mükemmel kesimli, dökdörtgen pirizma halinde olur. (Bir milyoncularda da bulabilirsiniz) Gaz dökülerek kullanılır.

Kaba bilemeyi bu taşta. İnce bilemeyi Zımhpara kağıdında yapabilirsiniz.Bir genelh Genel kural daha keskin bıçak canınızdan bezdirmez. 3-5 dakikalık işten sonra 3-5 defa zımparaya sürün bıçağınızı. Biz Ankara'da 5 ytl.ye yaptırdık bıçakları. Resmi götürmeyi unutmayın.

Bıçakları hallettik. (Iskarpelalar ve tokmak evi uygun olanlar için bile 6 ay sonralık iş) Herşeyin pratiğini anlatacağız dedikya. Geldik şu raspa konusuna tahtayı yonttuk. Boyaya hazır bir yüzey haline gelecek.

Raspa adı benim için bile çok eski bir kelime,bunun adı ağaç törpüsü. Kısaca törpü. İyisi pahalı. Ucuzunu asla almayın. 10 gün sonra atarsınız. En iyisi bu işi de zımpara ile halletmek, yani bir törpü yapmak.

Bu iş için büyük hırdavatcalırda metre ile satılan eni 20-30 cm.den başlayan 36 kumdan 500_600 kuma kadar giden bez tabanlı Zımpara, Bez taban kaliteninde garantisi. Metre işi metresi 4-5 ytl. Tavsiyem 36-40 kum törpü yerine kullanmak için. 120 kum, aba zımpara, 220 kum son zımpara için herbirinden en çok yarım metre l yıl yeter size. Bulabilirseniz.

Metal kıskaçlı zımpara takozu. Bulamazsanız. 5 x 15 bir tahtanın üzerine her boydan zımparayı derbi ile yapıştırın. İşte size çeşitli kum törpüler. İlerde işin girinti çıkıntısına göre kalemin etrafına sarılarak yapıştırılandan tut. Cetvele benzeyene kadar her boy ve kum törpünü kendin yapacaksın. Bu günlük bu kadar. Gelecek sefer neyi nasıl yapalım. Pek ümitvar değilim ama ilgilenenlerin olduğunu varsayarak Selam ve saygılar.

Bazı konuları ihmal ediyoruz. Bu konuda onlardan birisi.
Metin Güven bu konuda benim gibi acemiler için
gerekebilecek neredeyse tüm bilgiyi vermiş. Yazdığı
son yazıları ben de okumamıştım.
Metin Güven, size çok teşekkür ediyor ve yazılarınızın
devamını rica ediyoruz.

Bildiğiniz gibi K.Maraş'tan bir ustayla görüşmüştüm ve
bana katolog yollayacaktı. O sıra eşimin rahatsızlığı
nedeniyle ilgilenemedim. Katolog gelmedi. Bir defa daha
şansımı deneyip aradıktan sonra size bilgi veririm.

Bu konuyla kimler yakından ilgileniyor ve yarışmaya kimler
katılmayı düşünüyor, bir liste oluştursak mı?

ben düşünüyorum
ama öncelikle bıçak olayını halletmek lazım
nasıl yapacağız?

bir de bu topikte oldukça bilgi birikti
bilgi ve tecrübelerini paylaşan arkadaşlara teşekkürler
onların da izni ile
bu yazılanları toparlayıp
sitede uygun bir yere eklesek mi?

Arkadaşlar Hüseyin Koparal ile görüştüm.
Çevirilerinde çıkan sorunlar yüzünden
katolog hala basılmamış.
Buna karşılık bir haber verdi.

AYAKKABICILIK SHOWROOM
6-9 TEMMUZ TÜYAP
BEYLİKDÜZÜ

DEDEM OSMANLI ÇARIKLARI

Muhtemelen tam girişin karşısında olacaklar.
Satış da yapacaklarmış.
Hatta satış yapan sadece onlar olacakmış.

Giderseniz Tekirdağ'dan doktorun arkadaşlarıyız dersiniz :)

heykel yapmanın binbir yolu
 

aslında heykel yapmanın bir yolu varda..
yordam çeşitli..
malzemeyi heykel haline getiririz yol bu..
ağaç heykel için iki şey gerekli bir ağaç uygun bir yontacak alet.
aşağıdaki çam ağacından boyu sekiz santim.maket bıçağıyla yontuldu.
yapan Murat.röportaj var sitede onla ilgili.

ağaçtan ve malzemeden daha önemli olan,neden heykel yapmak istediği kişinin.

yontmaya başladıktan sonra pek çok neden olabilir..

heykel için ağaç seçenler.seçecek olanlar işbaşına

küçük heykel
 

muratın yaptığı büst

Gerçektende kişinin içinden gelmesi ve bununda yetenekle harmanlanması çok güzel birşey.sonuçta ortaya gurur duyulacak çeşitşi heykeller çıkıyor.Resimlerde bunların birer göstergesi.
Keşke benim ellerimde bu kadar hassas olsalar.

yakınlarda biryerlerde bir heykel,ağacın içinde sıkıştığı yerden çıkmak için bekliyor.
tohumdan filizin çıkmak istemesi gibi..

......

maun ağacı
 

kırmızı renginin güzelliğinden ötürü mobilyada çok kullanılan bir ağaç.
oymaya da çok uygun olduğu için heykelde de tercih edilebilir.,
fakat. aşırı tüketimi ağacı nerdeyse soyunun ortadan kalkacağı bir duruma getirdi.
uzun zaman önce bir çevre örgütünün heykelcilere maun ağacını malzeme olarak kullanmayın diye çağrıda bulunduğunu okumuştum.

resim heykel müzesinin atelyesinde heykel kursu alan öğrencilerin maun işlediğini görünce bende yukarda anlattıklarımı tekrarladım,onlara..

epey kızdılar."bizmi sorumluyuz ağacın tükenmesinden,zaten kesilmiş buraya gelmiş ağaç,üstelik biz ufak bir parça kullanıyoruz "dediler.

bu cok guzel birsey.beni de heveslendirdi.tebrik ederim:)

Descartes'e "varlık nedir" diye sorduklarında; "sapere aure" demiş.
(Kendini bilmek).
İdealist filozofinin bu çok önemli düşünürü oldukça derin bir tartışmaya bu cevabı verirken bir söz oyunu da yapmış mı acaba diye düşünürüm.

Sanat nedir, diye sorduğunuzda, bu kadar kesin cevap verebilecek biri
genellikle olmuyor.
Sanat herşeyiyle sürekli tartışılan bir kavram.
O kadar ki sanat yoktur diyen sanatçılar bile var.
Ne olduğunu tam söyleyemesek de, hepimizin aklında sanat deyince bir şeyler belirir. Genellikle güzel şeyler düşünsekte sanatın tek ilgilendiği güzellik değildir.
İnsan ve insan varlığıyla ilgili herşey sanatı besler.

Korkunç bir trajediyi resmeden sanatçının eseri çok güzel olabilir. Trajediden bir güzellik çıkması kafa karıştırıcı da oluyor..

Bir şeye bakarken bunun güzel bir sanat eseri olduğunu düşündüğümüzde başkası bunu berbat bir şey olarak niteleyebilir. başlangıçtan beri sanatın başına gelen en büyük dertlerden biridir.
Peki neyin iyi neyin kötü olduğuna nasıl karar vereceğiz.
Cevabı çok basit böyle bir karar vermemiz gerekmiyor.
Başka şeye karar vermemiz gerekiyor.
Yaptıkları bize tamamen aykırı gelse de, başkasına saygı göstermeyi nasıl bileceğiz. Sanatın ne olduğunu anlamaya çalışırken bu sürekli karşımıza çıkacaktır.

Çünkü sanatçı işini yaparken kendini çeşitli nedenlerle koşullandırır sınırlamaya çalışırsa, yaptığı başlangıçtan sanat olmaktan çıkar.

Yaratıcılığını sergilemeye çalışan birine sen o kadar da yaratma biz rahatsız oluyoruz diyebilirsiniz. evet ama bunun ne kadar sanatla ilgisi olabilir ki.
Sanat da sanatçıda masum değildir. İnsanla ilgili herşey sanatın konusudur.
Terbiyeli bir sanat olmayacağı da burdan kendiliğinden ortaya çıkar.
Sanat edepsiz mi olmalı diye sorabilirsiniz.
Ne evet ne hayır. Bunun sanatla bir ilgisi yoktur.
Yapılan sizi etkiler kızdırır , ya da ne amaçlanmışsa (belkide ne sonuç vermişse)
o duyguyu yaşatır.
Çıplak bir kadının resmedildiği bir sanat şahaseri karşısında, açık saçık bu rezaleti ortadan kaldırmak gerekir diye düşünecekseniz, konuşulması gereken konu çok farklıdır. Ayıp olan, baktığınız yerde değil kafamızın içindedir.
Georgia O'keeffe inanılmaz güzellikte çiçek resimlerini büyük boyutlarda yapan
resimleri kadar yaşamı da çok ilginç bir kadın.
Bir söyleşide çiçekleri hakkında övgü dolu sözler söyleyen gazeteciye "unutmayın ki bu baktıklarınız çiçekler, bitkilerin cinsel organlarıdır" demiştir.

Bitkilere, ahlaksızca cinsel organlarını sergiledikleri için kızmamız gerekecek mi?