25-09-2011, 15:32 | #2 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Ağaç tam kışa hazırlanacakken ağır bir budama yapmışlar. Bu umarım ağacı öldürmez de, telleme için de hiç uygun olmayan bir zaman. Telleme yaparken dalları bir yerlere bükmek değil önceden tasarlanan bir tarza benzetmeye çalışmak asıl olandır. Serin ve gölge bir yere alıp mevsimsiz uygulamayı atlatmasını beklemek gerek. Umarım kurtulur. Bence fazla beklemeden telleri çıkar. Nail'in böyle çok zamansız uygulama yapılıp ölen bir ardıcı var. Ondan bir ders çıkarmalıydı. |
25-09-2011, 20:19 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Mehmet dediklerinin doğru olduğnu ben ve arkadaşlarım biliyordu ve söylediler ama ben istedim ve formu verdiler. Yanımızda olsaydın aynı uyarıyı yapardın.Telleme içinde her hafta kontrol etmemi tembihlediler.Bu hafta baktım daha problem yok en ufak bir problemde çözecem.Uyarıların için teşekkürler. |
25-09-2011, 20:35 | #4 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Herhangi bir sorun beklemeden telleri çıkarmanı öneririm. Ağaç zaten yapılmaması gereken bir zamanda biraz da hatalı olarak budanmış. Telleme stresini de arttırıyor. Bu mevsimde bu uygulama yapılmaz deyip, yapmamaları gerekirdi. Güçlü olan gövdeyi kesip cılız yan dalı bırakmak bu dalın gelişmesini sağlamaz. Cılız olarak kalacak, yaşarsa. Bir ara gelirsen aynı hatalı uygulama sonucu güdük kalmış fidanları göstereyim. Zamanında yapılan tellemelerde de amaç dalları herhangi bir şekle sokmak değildir. |
25-09-2011, 22:17 | #5 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-04-2007
Şehir: rize
Mesajlar: 50
|
"Zamanında yapılan tellemelerde de amaç dalları herhangi bir şekle sokmak değildir." Mehmet bey üstadım peki tellemede amaç nedir? |
26-09-2011, 07:45 | #6 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Tellemede amaçlanan, ağacı önceden kararlaştırılan bir forma sokmak. Dalları herhangi bir biçimde kıvrımak değildir. Kararlaşrılan formdan kastım. Bonsaideki tarzlardan birine ağacımızı benzetmeye çalışmak. Moyogi, hokidachi gibi tarzlar. Telleme ağacı bu tarzlara benzetmek için yapılır. Latif'in örneğinde dallar herhangi bir tarza göre değil, rastgele şekilendirilmiş. Bonsaide hatalar kaçınılmazdır ama, sürekli aynı hatayı tekrarlamak hata olmaktan çıkar. |
26-09-2011, 23:43 | #7 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 08-04-2007
Şehir: rize
Mesajlar: 50
|
evet, haklısın bir form için tellenmeli.. ama Latif beyin bonsai adayı kıvrımlı dik tarza benziyor gibi.. hı? |
27-09-2011, 06:56 | #8 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Kıvrımlı dik tarzda ilk dal en altta ve en büyük olandır. Sonra sırasıyla gelen dallar oranlı olarak ufalır. Dallar yaşlı bir ağaç görüntüsü vermek için aşağı doğru eğilir. Burada ilk dal tellenmemiş yukarı doğru duran en ince dal,dalcık. Yukarıda aynı noktadan çıkan iki dal var.Onlar da bükülürken bir form düşünülmemiş gibi. |
29-09-2011, 12:01 | #9 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Ağaca yapılanlar: Zamansız ağır budama, yakma ve telleme. Sonuç: halen yaşayan sağlıklı bir ardıç. Çok şaşırtıcı bir sonuç. |
|
29-09-2011, 16:20 | #10 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Ölmüş diyenlerin yalancısıyım. "Nail, ardıcım öldü dedi" diyenlerin. Valla aslına bakarsan yaşadığını da ancak fotoğrafını görürsem inanırım da, gerçekten de yaşıyorsa çok şaşırırım. Zamansız uygulama halatı işlemler. Şov yapalım biçiminde bonsai çalışması bunlara rağmen yaşıyor diyorsan gerçekten şaşırtıcı, üsteilk sağlıklı gelişiyor hem de balkondadır o. Eh daha ne olsun. Orçun'un kuruttuğu bütün ağaçlarına da eli değimişti de, bu iş el değmeyle olmuyor malum. Bir fotoğrafını görsek. Her tarafından sürgün veren fidanın. |
30-09-2011, 20:16 | #11 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Bir görseydik şu şaşırtıcı sonucu. |
03-10-2011, 07:41 | #13 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Evet şaşırtıcı sonuç. Bereket ölememiş de;( Ölmeyecek anlamına da gelmiyor çok da iyi görünmedi bana) Her yerinde de sürgün de vermemiş. Şimdi senin ağacın hakkında konuşana bir gidip "neden böyle konuştun" demen gerek sanırım. Dediğim gibi söyleyenin yalancısıyım ben. Aynı ağaç mı bu yakılan ve oyulan yerini göremedim de. Tellemede yaptığınız hatalara gireyim mi, "gerek yok hatadır ısrar ederiz aynı hatada devam ederiz" mi dersiniz ustan ve arkadaşınla birlikte. Yaprak uçlarında kurumalar mı görüyorum, hem heryerinde sürgün verip hem de kuruyor mu? Gövde kalınlığı ve boyla ilgili bir bilgi gerekli mi? Ama ne gerek var. Siz biliyorsunuz bunları. |
03-10-2011, 09:38 | #14 |
Ağaç Dostu
|
Mehmet usta. Biliyorsunuz biz bu işleri ağaçlar nette öğrendik. Benim katıldığım toplantıların yüzde doksandokuzunda siz eğitim ve çalışma yaptınız. Ben öğrendiğim pek çok şeyi sizden ve orçun usta dan öğrendim. Her türlü eleştririnize saygı duyuyorum teşekkür ederim. |
03-10-2011, 18:39 | #15 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Eyvallah, Bu arada fotoğrafladığın ardıç da üzerinde konuştuğumuz değil gibiymiş. İki ekimde toplantınızda yapmışsınız gibi öyle mi? Facebook da görüntülemişsin de. Bu arada benim eleştirim üste çıkma sıkıntısı, en iyisi benim havası, ben yaparım olur kasılması içermez. Ben yaparım, o da enyisi benim yaptığımdır diyebileceğim konular var. Onu da o sırada deme gereği duymam. Sonra da demem. Hatalı gördüğümü uygun ortamlarda söyledim bugüne kadar. Şimdi biraz daha herkese açık bir ortamda yazıyorum. İlk bonsai toplantısını düzenlediğim günden beri bonsai ilerlesin de ülkede, ben bildiğim gibi yaparım dedim. Bir kaç hata yaptım. Uyaranlar oldu. Ne farkeder maksat bonsai ilerlesin dedim. (Konuyla ilgili yazının sonuna bir hikaye ekleyeyim.) Bir yumurta küfesi de taşımadığım için sırtımda, bir yerde başka, birinin yüzüne başka, arkasından başka konuşma gereği de duymam. Ardıç yaşıyorsa ne mutlu. Ama "o ölmüş" demek pek o kadar da masum bir cümle değil. Söyleyenin borcudur. Budistler evlenmez ve cinsel ilişkiye girmez. Bir kadın evlilik dışı bir çocuk doğurmuş. Tapınağa gidip durumum çok sıkıntılı bu çocuğun sizden olduğunu söylesem size emanet etsem demiş. Rahip olmamın en katı kuralını ihlali olacak bu durumu budist peki madem deyip kabul etmiş. Doğal olarak da yeminini bozduğu için aşağılanmaya da göğüs germesi gerekmiş. Ama kadına çocuğa bakacağı için verdiği sözü daha değerli görmüş. Bir zaman geçince kadını sosyal konumu çocuğuna bakabileceği bir duruma gelmiş. tağınağa gelip rahibin yeminin bozup kendisinden çocuk yaptığını sonra da çocuğunu elinden aldığını söylemiş geri istemiş. Rahip ilk yemininine sadık kalması gerektiğni biliyormuş. Peki o zaman deyip çocuğu annesine geri vermiş. Kadını yalanı nedeniyle bir kez daha aşağılanmış. Bunu da makul karşılamış aslolanın kadına ilk verdiği söz olduğunu biliyormuş. Zaman zaman Ali abiyle yazışıyorum. Bana bazı felsefi sözler söylüyor. Yukarıdaki hikayeyi sık sık aklımdan geçiriyorum. Tabi işin felsefi boyutuna ne kadar sadık kalabiliyorum rahibin alçak gönüllülüğünü ne kadar içselleştirebiliyorum o konuda kesin konuşamam. En azından böyle bir durumun farkındayım. Burada ne yazıyorsam heryerde aynı şeyi söyleyebiliyorum o konuda garanti verebilirim. Ortamlara göre söylemim değişmiyor. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|