Nasıl getirtebiliriz, daha önce alan var mı? Türkiye (Ege Bölgesi) koşullarına uygunmu?

Türkiye'deki bir alışveriş sitesinden nasıl mal alıyorsanız burada da aynı yöntem geçerli. Önce siteye kaydınızı yaptırıyorsunuz.
Adres vb bilgileri girdikten sonra istediğiniz bitkilei ve adetlerini giriyorsunuz.
Size nakliye ücretiyle birlikte maliyeti çıkarıyor. Bundan sonrası kredi kartıyla işlem demek.

Söz konusu site İngiltere'deki bir satıcıya ait. Yani nakliye ücreti biraz tuzlu. Malın kendisinden fazla olabilir. Bu yüzden tek bir kalem yerine fazla ağırlık yapmayacak birden fazla bitkiyi aynı anda istemek nakliyeyi makul orana getirebilir. Yine de pahalı gelebilir.

En iyisi giden birinin bavuluna atıp getirmesi.

Blackmoor'un açıklamasına göre kışa dayanıklı bir çeşit. Ben henüz Türkiye'de rastlamadım. Zaten yeni geliştirilmiş bir çeşit olduğunu söylüyor. Ege bölgesinde olmaması için neden göremiyorum.
Sanıyorum Ankara'da olduğundan çok daha iyi gelişir.

Ödemiş menşeli olduğunu söyledikleri dikensizler Ege'nin bol su ve güneşinde 2cm dal kalınlığına ulaşıyorlar.
Ankara'da ise 1cm'ye şükrediyoruz.

Bu aralar forumda başarabilirsek yani sn.hoyadag öncülük ederse

http://images.google.com.tr/images?h...erde+Ara&gbv=2
çilekli ıspanak

ve Schisandra chinensis

http://images.google.com.tr/images?g...Resimlerde+Ara

getirme çalışmalarımız olacak...Bu çalışmaya yukardaki siteden black butte yi de ekleyebiliriz.Dünyanın en büyük ve en sulu böğürtlenini kim istemez?

11.7 gram ve 5 cm büyüklük ...Muhteşem.

Hayırdır Denizakvaryumu, 5 balkonlu eve falan mı taşındınız?

Yine aklımıza birşeyler sokup duruyorsunuz bizim de?

:D:D

Saksıların arkasına bir sıra daha saksı dizmeye başladım... yine alttaki komşunun şikayetlerine rağmen pencere önüne kaçak ve seyyar saksılar konmaya başlandı...

Bu işin gerçekten genetik ve bir hastalık olduğuna iyice inandım :) tedavisi olup olmadığını bilmiyorum ama beni günlük streslerden arındırdığı bir gerçek :D

Size canı gönülden katılıyorum.******* genetik.Sanırım tedavisi yok.Olmasın zaten.Keşke her hastalık böyle güzel olsa..:D

Sorun şurda; evde yer kalmayınca ne olacağı ? almayı istediğim bir çok bitkiyi şu anda yer yokluğundan alamıyorum... sırf bu nedenle arsa aramaya başladım, Gölbaşı civarında 300-500 m2 civarında arsa şimdilik işimi görecek:D :D

Ahududu aşkına!
 

Neden yediveren bir ahududu çeşidi seçmeli?

Türkiye’de yalnızca Bauhause, Praktiker gibi yerlerden aldığımızda ancak görebildiğimiz etiketli bir olduğu için zor olsa da, Heritage, Autumn Bliss gibi kırmızı çeşitler, Fall Gold gibi sarı çeşitler yediveren çeşitler.

Benim izleyebildiğim kadar Heritage çeşidi kızaran bir gövdeye sahip. Daha önce Ankara’da Bentderesi’nden rastgele almış olduğum kırmızı çeşitlerin içinden 3-4 kök böyle çıktı.

Yurtdışından aldığım Heritage kökleri henüz çok küçükler ama gövdeleri aynen bendeki kırmızı gövdeli ahududu çalılarına benziyor. Çeşit seçerken en önemli özellik hastalık taşımadığından emin olmak. Daha önce Ankara için böyle bir şansımız yoktu, ancak artık Bauhause var.

Peki neden bir yediveren çeşit seçmeliyiz?

Ailecek ahududu meyvesini dalından koparıp yemeye bayılıyoruz. Kış gelinceye, donlar başlayıncaya kadar toplamak istiyoruz. Biraz da komşulara verebilmek istiyoruz. Kalanını da dondurup kışa saklamak, gerisini de kuşlara bırakmak ne iyi olur.

Yazın meyve veren ahududu çeşitleri yaklaşık bir ay süresince (Ankara’da genellikle haziran ortasından temmuz ortasına kadar) meyve veriyorlar ve sonra her şey bitiyor: Hem meyvesi hem de işi...
Yediverenler ise adı üstünde yediveren… Ilıman bir kış günü Aralık ayında bile dallarda ahududu görmek mümkün olabiliyor. Bu gidişle benim Fall Gold Kasım ortasında olgunlaşacak.

Bir kere tesis ettikten sonra yediveren ahududu çeşitleri –kimileri bunlara sonbahar çeşidi de diyor- haziran ortası- temmuz başında meyve vermeye başlıyor. Dallar genellikle meyve yüklü oluyor. Taşımayacak kadar ağır olduklarından yatıyorlar. O yüzden tellere tutturuyoruz.

Yaz dönemi meyve veren çeşitler genellikle bir-iki hafta daha erken meyve veriyor. Bu yüzden onlardan da diktik. Maksat olabildiğince uzun bir ahududu mevsimi yaşamak... Asıl yoğun ürünü beklerken onlarla oyalanıyoruz.

Tam meyveler bitti derken Ağustos ortasından itibaren ikince meyve dönemi başlıyor ve Eylül ortasına kadar devam ediyor.

Böyle güzel bir meyve olabilir mi?

1. Resim heritage_Everbearing Red

2. Resim_Bahçemdeki yediveren : Dikkat asla bütün meyveler aynı anda olgunlaşmıyor. Hergün sizi kendisine çekiyor.

Sn.n_turan yazdıklarınızda haklısınız...

şu an biz amatörler için bir deneme ve tecrübe safhası, 1-2 seneye kalmaz Ankara şartlarında en verimli ve hastalıklara en dayanıklı çeşidi hepbirlikte bulacağız ve onun üzerinde yoğunlaşacağız...

Gerek saksı olsun gerek sizin bahçe denemeleriniz olsun bu kış ve yaz için heyecanlı bir bekleyiş olacak...ondan sonrası kolay, en verimli ve en dayanıklı çeşitlerin çelikleri aramızda paylaşırız :)

Ama bu kış ve bu yaz gerçekten bekleyim görelim zamanı...

Aralarındaki farkı görmek zor.Ahudud mu böğürtlenmi ?

Ahududu aşkına_2
 

Uzun bir hasat mevsimi için budama

Ahududu yetiştirenler bilir, 1 yıllık kamışlar yeşil, iki yıllık kamışlar kuru kahverengi görünümlüdür. Resimde görüldüğü gibi birbirinden kolayca ayırt edilebilirler. Her ilkbaharda 1 yıllık yeşil kamışlar tellerin üzerinde 10-15 cm kadar kalacak şekilde kesilirler. 2 yıllıklar ise dipten kesilerek atılırlar.
Budamadaki amaç meyve verecek yeni kamışların yararına eski kamışlardan kurtulmaktır.

Yeni dikilen kamışlar yaz sonunda tepede meyve vermeye başlarlar ve sonbaharda da devam ederler. Ertesi yıl erken ilkbaharda, bitkiler hala uykudayken, bu 1 yaşındaki kamışları budamak gerekir. İşte burada özel bir şey yapmak gerekiyor.

Yediveren çeşitleri budamada başvurulan genel yöntem, basitçe bütün kamışları yerden 5-6 cm yukardan kesip atmaktır. Bunu yapmak kolay, ancak bize temmuz meyvelerine mal oluyor. Böyle yaptığımızda yediveren çeşitlerden sadece erken sonbaharda meyve alabiliyoruz. Bazı üreticilerin yediveren ahududu çeşitlerine “sonbaharda meyve veren” demelerinin sebebi budur. (Öte yandan, bahçenizde bir hastalık ortaya çıktığında bu yöntemi uygulamak yararlı olabilir.)

Sürekli ürün almak için:

İlkbaharda bütün kamışları dipten kesmek yerine, 1 yaşındaki kamışları en üstteki destek teli hizasında keselim. Bu kısaltılmış kamışlar temmuzda meyve vermeye başlayacaktır. Bu arada, yeni sürgünler eski kamışların arasından hızla çıkmaya başlayacaktır. Bu yeni sürgünler büyüyecek ve yaz sonunda meyve verecektir. Bu sürgünlerin cılız olanlarını ve istemediğimiz yerden çıkanları söküp atarak sağlıklı kamışların yetişmesine yardımcı olalım. Ertesi ilkbaharda, 2 yıllık kamışları tamamen kesip atarak yeni sürgünlere yer açabiliriz. Diğer yandan, bu yaz sonunda meyvesini yediğimiz bir yıllık dalları da tel hizasında budayabiliriz.

İlk baharda yapılacak diğer önemli şey, ahududu sırasını iyi yanmış gübreyle 10-15 cm kalınlığında örtmek…

Bu yöntemi yaz dönemi meyve veren çeşitler için de kullanabiliriz.

Teşekkürler, gerçekten yararlı bir bilgi...

Ben de bu arada ilaçlama konusunda kısa bir not düşeyim...ulusta geçen cuma uğradığım ziraii ilaçcı şu sıralar bordo bulamacının oldukça fazla satıldığını beyan etti...

Not:bu hafta Ankara'da hava çarşambadan başlayarak sıfırın altına inecek, saksıcılar dikkatli olsun derim ...yine bordo bulamacı sıfırın altında atılmıyormuş.

Bana göre gerek ahududu olsun gerek böğürtlen olsun (bu bitkilerin çoğu yurt dışından geldi) hastalıkları önleyici tedbir olarak yaprakların 2/3 nün veya tamamının dökülmesinden sonra bordo bulamacı yapılması gerektiği kanısındayım.

2.bordo bulamacını ise şubat sonu mart başı gibi budama yaptıktan sonra yapmalıyız derim.

Son olarak da yapraklar çıkıp 5-10 cm.lik sürgünler olunca mantar ve kırmızı örümceğe karşı kükürtle bu işi tamamlamalıyız...derim.

Bu konuda sizler ne dersiniz?

Bence bordo bulamacı ve kükürdün bir zararı olmaz. Ancak bordo bulamacının çok iyi hazırlanması gerekiyor. Bir de bizim böğürtlenlerin yaprak dökmeye hiç niyeti yok.

Fallgold sanırım bu hafta eksiyi görünce meyvelerle birlikte donacak yine tüm ahududu ve böğürtlenler bu hafta kışın geldiğini anlayacaklar :)

Not:bordo bulamacı hazır satılıyormuş kalmadığı için ben alamadım.

Kükürt yaptıktan sonra ayrıca bordo bulamacı yapmaya gerek kalıyor mu?

Hazır bordo bulamacı nerede satılıyor, zirai ilaçcılarda mı?

Önce bordo bulamacı yapraklar gelişmeye başlayınca kükürt ...

Hazır bordo bulamacı Ulustaki ziraii ilaçcıda var...

http://www.accuweather.com/world-forecast-15day.asp?partner=accuweather&traveler=0&locCode=M EA|TR|TU007|ANKARA&metric=1

Bir süredir bu linki izliyorum, yaklaşık tahminler tutuyor. Arada hafif yükselmeler olsa da Ankara kışa girmeye başlıyor bu hafta.

İşin kötüsü, tayberry zamansız budadığım ve havalar da iyi gittiği için bir yerden sürgün vermeye başlamıştı. loganberry de her yerden sürgün verip duruyor. Yabani büyümeye çalışıyor. Şimdi onların hepsi kuruyacak.

Mini serayı bir an önce yapmam gerekecek, becerebilirsem. Yoksa içeri girecekler.

Bu hafta için içeri alın derim.

Buyurun nüfus kağıtları yanında bulunan fakat can çekişen üzümsü sülalesi.

Bu fallgold, yazın güneşten yandığı yetmemiş gibi şimdi de donacak mı?
Bunu söküp, saksıya alıp, içeri mi taşımak lazım?
Zor iş.:p

http://img261.imageshack.us/img261/9...aros016ih2.jpg

Loganberry, ötekine göre daha iyice. Kışın da dayansın, donmasın.

http://img206.imageshack.us/img206/6...aros049go7.jpg

Sayin balikci
Gulu seven diknine katlanir.:p Onlar bizim cocuklarimiz.:dilli:
Saygilarimla

Eniyi görünen de dikensiz böğürtlen (Rubus thornfree), bir de ucunu toprağa daldırıp, kendiliğinden yeni bir fide armağan etmiş bana. :D

http://img232.imageshack.us/img232/1...aros051jo7.jpg

Yani, sök ve taşı diyorsun.

Haydi taşıdık diyelim, kışın o evde kimse olmuyor, sadece soğuk. (eksi üç derece kadar) :dilli:

Sn Balıkçı,
bence hiçbir bitkinizi söküp de eve taşımayın.
Üzümsüler kışı dışarıda geçirebilen bitkiler.
Şu dönemde zaten kış uykusuna girmek üzereler.
Bırakın yerlerinde uykuya dalsınlar.

Fallgold'un durumu ilginç.
Bendeki iki fallgold, ki birisinin yerini de değiştirdim, canlı bir gelişme gösterdiler ve birinin üzerinde şu an meyve var.(http://www.agaclar.net/forum/showpos...&postcount=286)

Ahududular için temel ilkeyi yinelemekte yarar var: yazın ıslak, kışın kuru.
En önemlisi, suyun göllenmeyeceği geçirgen bir alana dikmek. Bunu da yükseltilmiş yastıklarla sağlıyoruz.

Sizin Fall Gold acaba fazla mı kuru kaldı, yoksa tersine çok mu sulu?
Tabi bir başka olasılık da hastalıkla bulaşık olması. Ancak Bauhause'un getirttiği fidanlarda bu olasılık daha uzak.

En iyisi mart ayında fall gold'u dipten kesin ve yeni sürgünler eylülde çiçek verip meyve tutacak duruma gelsin.
Hem hastalık olasılığını azaltırsınız, hem de bitki yeni mevsime daha güçlü girer.

Maalesef, güneş başına geçmiş, gölge sevdiklerini bilmediğim için ağaç altına değil de açık alana dikmiştim, onu, rüzgarla kafasına şapka gibi geçen tanıtım etiketi, tamamen yanmaktan korumuş.
Bu yaz da malum, alışılmadık şekilde geçti.

Bahçemdeki toprak su tutmuyor, zaten 30 cm kadar altta kumtaşı var. :(

Bilgiler için teşekkürler.

Öğrenmenin yaşı ve sonu yoktur.:D

Üzümsülerimi ne yapacağım diye habire karar değiştirdikten sonra artık son karar: Balkonu naylonla (camla kapatmayı isterdim ama...)kapatıp, pencere açacağım, böylece hava almasını da sağlamış olacağım. Bu iş için cırt cırt aldım. Yarına balkonu kapatıyorum.

Kışa girerken durumlar böyle. Artık "ölenler ölür, kalan sağlar bizimdir" olacak.
Tüm üzümsücü dostlara kış için iyi şanslar diliyorum.

Bakalım, bir şeyi farkeden olacak mı?

Japonunuz hayırlı olsun :)

Valla onu bunu bilmem artık... tam bir üzümsü bitki sever olduğunuzu herkes görüyor :)

Korkulur sizden, korkulur. Bir de sakladım arkalara sözümona.
Dayanamayacağımı biliyordunuz değil mi:p E evet, 6. üzümsüyü de alarak artık hakettim o sıfatı.

Japon, çok iyi durumda. Bauhausdaki görevli bunun arsız olduğunu söyledi. Alttan oldukça fazla sürgün görünüyor. Her duruma karşı yine de bir kükürtleme yaptım. Bir aksilik olmazsa yaza girecek en iyi adaylardan biri evergreen, biri de japon olabilir. Zaten tayberry dışındakilerden çok korkum yok, en azından şimdilik öyle görünüyorlar.

Bekleyip göreceğiz.

Balkonu kapattıktan sonra ve kükürtleme de yaptıktan sonra hiç bir sorun olmaması lazım...martın 15 inden sonra herşey belli olmaya başlar :) şimdiden merak etmeye başladım.

Balkondaki üzümsülerin kışı rahatça atlatıp baharda coşmalarını diliyorum.
Biliyorum zor bir iş. Kolay gelsin.

Benim bildiğim kadarıyla ahududuların köklerinin donmaması önemli.Çünkü asıl hayatta kalan kısmı kökleri.Bizim bahçemizde ahududu var ilk sene yaprakları felan kurudu hatta dal v.s bile kalmadı .Ama ertesi yıl diktiğimiz yerden filizlendi.Unutmuştum diktiğimi bile çok güzel bir süpriz yaptı:)

Bahçede sorun olmuyor da saksıda ne olacak onu merak ediyoruz :)

n_turan'ın verdiği dikenli böğürtlen (cinsi ne acaba?) toprakta küçücük bir filiz vermiş. Aslında bir kaç gün bekleyip öyle yazacaktım ama çok heyecanlandım, dayanamadım.

Onu görünce, tayberrynin alttaki bir dalını toprağa yatırdım. Hızımı alamayıp, japon ve loganberrynin yukarıya süren dallarını da eğip, toprağa yatırdım. Naylonla kapattığım balkonda sera etkisi oluşup da sürerlerse, yaza Ankaralı üzümseverler için 3 adet böğürtlen yetişecek:)

Haydi hayırlısı...hem saksı hem üretim :) bu yıl gerçekten denemeler için önemli bir yıl olacak...

Golbasında bahcemde bulunan Bogutlen altına yanmıs gubre atmam erken olurmu?

Mart ı beklemem durumu degistirirmi?

Saygı ve sevgi ile

Artık uykuya girdikleri için sorun değil.
Kışın köklerin korunması için kalın bir yanmış gübre tabakası yorgan gibi oluyor.
Gelişme açısından ise şubat-martta tılanın etkisi görülüyor.

Bağ baçelerde görüyorum...şimdiden hayvan gübresi atılmaya başlanmış.

Hem şimdi hem de baharda atanlar da var...

Şubatla birlikte kompoze gübre de karıştırılırsa sanırım verim 2 katına çıkar.

Benim böğürtlenler hala yaprak dökmedi. Havalardan galiba. Sizinkiler ne alemde?