Yeni böğürtlenler
 

Uç daldırma yöntemiyle elde ettiğim dikensiz böğürtlen fidanlarını yerlerine diktim. Sizlerin de önerdiği gibi, duvar dibindeki bazı mazılar söküldü.

Uc daldırmanın sonucu
 

Daldırılan 12 uçtan 9'u kök verdi.

Heritage fidanları dikildi
 

2 adet Heritage (yediveren çeşit) yerlerine yerleşti.
Yeni ahdudu sırası oluştu.

Üzümsü köşesi
 

Son durum

Fallgold
 

Fall Gold çiçekte.

286 nolu mesajdaki üzümsü köşesi çok güzeldi , şimdi yeni dikilenlerle muhteşem olmuş...bir üzümsü sever olarak bundan daha iyi bir köşe olamaz kanısındayım...

Tabi üzümsülerden bu kadar bahsetmişken bu bahçede tadına baktığımız üzümleri de unutmamak gerek, sn. n_turan arasıra üzümlerden de bahsedin derim :) Budama, gübreleme vs.

Bu arada saksıda böğürtlen, frenk üzümü, ahududunun kışın ne olacağı konusunda kendi gözlemlerimi aktarıyım.

Frenk üzümü ve asmalar hiç bir problem olmadan kışı çıkarıyorlar, uçlarda donma oluyor ama problem edecek boyutlarda değil...ancak benim saksılar plastik veya teneke değil kalın seramik...zannedersem saksı bu konuda etkili...yine sulama da önemli konulardan biri kışın eğer saksılarınız yağmur alıyorsa sulamaya gerek yok işi doğal akışına bırakıyorsunuz yağmur almıyorsa bitkinizi susuzluktan kurutmayacaksınız ama yaz sulaması gibi de olmayacak sadece kurumaması kadar yani çok çok az...

Tabi evin-balkonun konumu güneş alıp almaması vs. konuları da önemli, kısaca eğer saksıda bitkiniz varsa herkesin kendine özgü durumları olur derim.

Halam, terasında olan naylon ve teneke saksıları her kış kendi haline bırakıyor ve hiç bir sulama yapmıyor şimdiye kadar donma ya da kuruma olmadı, bunu da bir not olarak iletiyim.

Böğürtlen ve ahududuları ilk kez bu sene deneyeceğimden bir şey diyemeyeceğim.

262 numaralı mesajımdaki büyük böğürtleni iyice olgunlaşması için bekletip, artık tadına bakma zamanıdır diyerek yedim. Bizim dağ bayırda kendi kendine yetişen o dikenli, yabani böğürtlenlerin tadı nerde, bu nerde. Ayrıca çekirdekleri neredeyse meyve kadar büyük. Sanki çakıltaşı yemiş gibi oldum.

Sözün kısası, büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Yabani böğürtlenlerim daha değer kazandı gözümde.

Ben onun için ille de dikenli böğürtlen diyorum. Dikenini alınca tadı da gidiyor. Ancak, tüm dikensizler böyle değil. Size bahçede gösterdiğim ve daha toparlak meyve veren dikensiz bir tür iyice olgunlaştığında bal gibi oluyor. Daha bu sabah dalında kalmış son meyveyi yedim. Çekirdekler iriceydi ama tadı çok güzeldi. Ama ne olursa olsun doğadaki yabani böğürtlenin tadı bir başka oluyor. Bu hafta sonu Amasra'da bulabilirsem biraz dalından yiyeceğim ama asıl önemlisi pazardan köylülerin yaptığı reçelinden alacağım.

Hımm, dikensiz evergreen hem bahçe uygulamasında hem saksı uygulamasında sınıfı geçemedi...acaba diyorum bu böğürtlenin tutulması yapraklarını dökmemesi ,sarmaşık olarak kullanılması üstüne üstlük bir de meyve mermesi ile ilgili olabilir mi?

Eğer dikenle meyve tadı arasında doğru bir orantı kurarsak Japon böğürtleninin bal-şeker kıvamında bir tadı olması lazım çünkü bu böğürtlenin her tarafı diken :)...Bauhausda satılıyor ve n_turanın bahçesinde görmüştük seneye bu böğürtlen için de kesin sonucu alırız.(258 nolu mesajda resimleri mevcut)

Bize ikram ettiğinizden söz ediyorsanız, aynı dikenlinin tadındaydı. Çok lezzetliydi.

Bu mevsimin sonunda benim çıkardığım sonuç, balkonumdaki yer darlığı nedeniyle daha iyi planlamalar yapmam ve olabildiğince de doğal bitkilere yer vermem gerektiği oldu. Sizin verdiğin dikenli ile, Alanya'dan getirdiğim yabani böğürtlen isabetli seçimlermiş.

Yine de Sn. Denizakvaryumunun kışkırtmalarına gelmeden duramıyorum. Şu japon böğürtleninin tadı nasıldır ki:p

Seneye temmuzda 2. toplantıda blue berry ile birlikte japon böğürtlenin de tadına bakarız :D

Verdiğiniz bilgilerden dolayı herkese teşekkür ederim

Yaklaşık 1 metre uzayan dikensiz ahududu var.Ama filizleri daha çok taze çoğaltmak için en fazla kaça bölebilirim.Ayrıca dikenli böğürtlenle yanyana yetiştisem birbirine kötü etkisi olabilirmi

Sn Kuruoğlu,
ahududuların resmini koyarsanız ayırma konusunda bir fikrimiz olabilir. Böğürtlen ve ahududunu yan yana dikmemekte yarar var. Kökleri birbirine karışmasa iyi olur.
Ahududu (kırmızı ve sarı) kök sürgünleriyle çoğalan bir bitki. Bir süre sonra bulunduğu yerden çok daha uzaklardan sürgün verebiliyor. Toprağı kazıp kökten keserek çıkarıp yeni bitki elde edebiliyorsunuz.
Böğürtlenin kök bölgesine yakın dikilecek bir ahududu bir süre sonra böğürtlene zarar verecektir.

Bildiğiniz gibi japon böğürtleni ve himalaya çeşidi böğürtleni diktikten sonra dipten budamıştım. Himalaya'nın gelişmesi biraz yavaş oldu, ama Japon iki sürgün olarak yaklaşık 1 m uzunluğa erişti. Kışın zarar görmezse bu dallardan gelecek yıl meyve almamız gerek. Bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Bu resmi keşke ben çekseydim.

Sizin sarı ahududuya benzettim kesin o :)

Bu durumda kasımda ahududu yemek isteyen, bauhausa gidecek bu sarı ahududulardan bir tane alacak :)

Bu arada ahududular için mutlaka bakılması gereken bir link
http://www.gardenaction.co.uk/fruit_..._raspberry.asp

Resimleri yazın çekmiştim.

sn ngündüz71

eklediğiniz resim çok tahrik edici...bu resimleri görüp de canı böğürtlen çekmicek yoktur...

Bu dikensiz böğürtlenin çeşidini biliyormusunuz? Tadı nasıl?

Yemeden önce bir resimlerini çekmiştim.:-))
özellikle ortadakinin tadı çok güzeldi.
Resimdeki böğürtllenin ismini bende bilmiyorum.Bahcede bulunan 4 türün içerisinde tatlı
olanı diyebilirim.Özellikle şu son bir yılda Carefour'dan aldıklarımı daha düzenli ve cinslerine göre küçük bahcecikler halinde yapmaya çalışıyorum.

Alınan bitkiler üzerinde bulunan resimli etiketler aslında büyük önem taşıyor, sonradan hangi tür alındığı unutuluyor, sn.n_turanın bahçede yaptığı gibi bitkiler dikilirken resimli etiketler de yanlarına tutturulursa çok iyi olur...

Aslında Türkiye'de satılan etiketli frenk üzümü-böğürtlen -ahududunun kısaca üzümsülerin etiket resimlerini ve nerede bulunduklarını belirtir bir başlık açsak çok iyi olur (en iyisi şimdi açayım)

Arkadaşlar elinde bu böğürtlenden olan var mı?

http://www.dobies.co.uk/pd_478449_Bl...ack_Butte.htm#

Dün akşam son bir umut, fallgold bulabilmiyim diye Bauhausa gittim. Bir tane kalmıştı, o da perişan ve dipten kurumaya başlamış bir halde idi. Gerçi diğer fidanların da durumu hiç iyi değildi. Uzun zaman aradıktan sonra biraz iyi durumda bulduğum, Tayberry ve Loganberry aldım. Fiyatları 4.90 a kadar düşürmüşler. Zaten yakında çöpe atmak durumunda kalacaklar herhalde. Almayı düşünenler hiç zaman kaybetmesinler bence.

Loganberry'nin ahududu ve böğürtlen melezi olduğunu okudum, ama Tayberry'nin ne olduğunu çok anlayamadım, böğürtlen mi, ahududu mu?

Loganberry'nin ahududu ve böğürtlen melezi olduğunu okudum, ama Tayberry'nin ne olduğunu çok anlayamadım, böğürtlen mi, ahududu mu?

Her ikisi de ahududu böğürtlen melezi, melezlenen türler farklı sanırım.

Tayberry İskoç ahududusu ile yabani böğürtlen hibritidir.

Aldığınız tayberry ve loganberryi küllemeye karşı ilaçlayın derim...

Bauhausdakilerin görüntüsü bana göre külleme hastalığından kaynaklanıyor...fidan yaprakları birden dipten başlayarak sararıyor sonuçda bitkiyi öldürüyor, bilmeyenler bu durumu normal sonbahar sarılığı zannedip bir önlem almıyor :)

İyi ki söylediniz. Doğrusu ben de o sararmaları, sonbahar yaprak dökülmesi diye düşünmüştüm.

Çok teşekkür ederim.

Malum evde kükürt var, hemen şimdi ilk önlem olarak kükürtlü ilaç yapayım. Duruma göre tatil sonrası ilaca bakarım.

Sanırım Tayberry umutsuz durumda. Yapraklarından hiç sağlam yoktu, temizleyeyim derken zamansız bir budama oldu. Şu anda üzerinde hiç yaprak kalmadı. Başka fidanlardaki deneyimlerimden biliyorum ki, yapraksız kalınca gövde de kuruyor. Bekleyeceğim bakalım.

Loganberry biraz daha iyi durumda. Hasta yaprakları temizledim. Üsttekilere bulaşmadıysa kurtulabilir sanırım.

Nasıl fark etmemişim, evergreende de başlamış meğer külleme. O hasta yaprakları da temizledim.

Sonuçta ne varsa bizimkilerde var olacak galiba.

Ben de bugün Bauhause gittim, frenk üzümü (rovada) alacaktım, ama hepsi satılmış ,diğer kırmızı frenk üzümü johnker van tets den bol miktarda vardı...oysa rovadanın meyveleri çok daha iriydi...

Bilenler alıyor...bahara kazık fiyattan alacağız artık :)

Ben de, yaprakları sarımsak kokulu olup yenen, mor çiçekli bazı yerlerde peynire karıştırılan, sarımsak otundan aldım...Ankara kışına dayanıklıymış bakalım doğru çıkacak mı?

Ve de uzun zamandır aradığım doğal biofarm gübresi gelmiş ...çuval boyutu ve küçük boyutu vardı, küçük boyutundan aldım...

Orkideler ve bonsailer 10 YTL ye düşmüş...

Ve inanılmaz bir olay ... Ankara'ya gelmez denilen mavi yemiş gelmiş, haberimiz olmamış... son blueberryi ben aldım, bir goldtraube 71 (bilkent praktiker):p:p:p

Saksıda deneyeceğim bakalım ne olacak?

Yapraklar dökülse bile ilaçlayın ve bekleyin son durum baharda belli olur.

Japon Böğürtleni
 

Sanırım bu yıl bu kadar.

Dipten kesilmiş halini görmüştük, oldukça boylanmış...

Japon böğürtleni ile ilgili olarak tadının ve aromasının muhteşem olduğu linklerde belirtiliyor...sanırım seneye tadına baktıktan sonra, bahçenin hertarafını japonla sardıracaksınız :)

Tadı konusunda hiçbir fikrim yok, ancak "farklı" olduğunu düşünüyorum. "Anadolu kaplanları" (dikenliler) ile lezzet bakımından boy ölçüşebilecek çeşit tanımıyorum.

Japon sumocularla, Anadolu kaplanları arasındaki savaşı kim kazanacak ?

Gelecek yaz şahit olacağız...

Tabi cesur yürek, İskoç tayberry de bu savaştan galip çıkabilir :D

Likapa başlığındaki; kış soğuğuna bırakılmayan fidanın meyve tutup tutmayacağı yazışmaları, benim biraz kafamın karışmasına neden oldu.

Bu görüş, yeni alıp diktiğim ve saksıda yetiştirmek istediğim rubuslar için de geçerli mi?

Bauhausdaki görevli; bu fidanların gövdelerinin çok ince olduğunu, soğuklara dayanabilmesi için bu kışı içerde geçirmesinin daha iyi olacağını söylemişti. Gerçekten gövde ve dalları öyle ince ve narin ki, dallara dokunduğunuzda bile kırılıveriyorlar.

15 günlük hava tahminine baktığımda, şurada bir kaç gün sonra Ankara'da gece ısısının
(-)lere düşeceği görülüyor. Ne yapacağıma karar veremiyorum. İçeri alayım mı, dışarda mı bırakayım.

Bu arada sumolar, anadolu kaplanları, cesur yürekler pek yakışmış bizim yakışıklılara:D

Dormansi isteyen bitkilerin dormansiye alınmamaları o bitkinin gelecek yıldaki durumunu yakından etkiler...hem gelişmesi hem meyve vermesi ve de hastalıklara dayanıklı olması bakımından yakından ilgili bir olay...

En iyisi camla kapalı bir balkon veya ısıtılmayan bir oda...Bu yerlerin mantar tehlikesine karşı aydınlık ve havadar olmaları da şart.

Ben yeni aldığım likapayı geniş saksıya diktikten sonra bu sene kış uykusuna yatırmayacağım , sağlıklı kalırsa seneye...

Isıtılmayan oda iyi fikir. Arada bir havalandırıp, orada bırakabilirim.

Bir önemli sorum da: sulamayı ne zaman keseceğiz? Ya da kesmeyecek miyiz?

Kışın sulama da çok önemli,
Susuzluktan ölmeyecek soğuktan donmayacak kadar sulanması gerekir ...bitkiye acıyıp hava da güneşli diye suyu biraz fazla dökerseniz o akşam bitki donar...

Ben bu nedenle 15 günde bazen 25 günde su verdiğim zamanları hatırlıyorum güneşin ve bitkinizin durumuna göre...sulamayı güneşli günlerde ve sabahları yapın ki gece ayazına kadar bir süre geçsin...

Bu arada bitkiyi dondurmayacağım diye susuzluktan öldürenler de var...

Kısaca her saksıya ayrı bir itina ve iyi gözlem sonucu su vermek gerek.

Isıtılmayan odadakileri de güneşli havalarda dışarı çıkarmak iyi sonuç verecektir.

Teşekkür ederim denizakvaryumu, beni çok rahatlattınız.

Bitkileri arada havalandırmanın önemini şimdi daha iyi anlıyorum. Baharda almış olduğum bir limon ağacının, neden bu yıl çiçek ve dolayısıyla meyve vermediğinin yanıtı şimdi çıktı ortaya. Çünkü zavallı, geçen kışı karanlık bir depoda geçirmiş.

2008 kışı ve yazı önemli olacak...Başta ahududular ve böğrtlenler açısından bir çok fidanı hem saksıda hem bahçe ortamında test edeceğiz...

Örneğin siz tayberry i saksıda ısıtılmayan odada test ederken ben aynı fidanı saksıda balkonda test edeceğim...Yine n_turanın bahçe denemeleri de bir çok bakımından önemli özellikle likapalar açısından...

Blackmoor £12.95 + nakliye ücreti ile gönderiyor.

http://www.blackmoor.co.uk/index.php?cPath=158_418