![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-04-2009
Şehir: İstanbul/Büyükçekmece
Mesajlar: 204
|
Tutamadım kendimi
Alıntı:
Kırküçüncü kaktüse artık dayanamayıp, ben de birşeyler yazmak istedim. Sayın Kartalpin, hikayelerinizde andığınız şiirler ve şairlerin yanında; hikayeleriniz içindeki hikayelere/anlatılara aşinayım. Fakat sizin hikayelendirme tarzınızla (da) bir başka havaya bürünüveriyorlar. Sanki andığınız şairleri ben ilk defa tanıyor yahut şiirlerini ilk kez duyuyor gibiyim. Öylesi farklı bir atmosfer yaratıyorsunuz ki kelimelerinizi düğümleyip birbirine... Nasıl ki, usta yazarlar rastgele seçmezler yarattıkları karakterin isimlerini. Nasıl bir ruh ve kişilik verdiyse kahramanına, ismini de ona göre veriyorsa, sizin yaptığınız isim sembolizasyonu da muhteşem. Kaktüsleriniz bir romanın kahramanı gibiler... Sanki artık sizden çıkıp bizim oldular, artık bizim dünyamıza dahil edildiler. Aklımızdalar, sevdiğimiz bir karakterin ismi gibi resmi gibi zihnimizdeler artık.. Bir dergiyi, bir radyo kanalındaki programı takip eder gibi sizin kaktüslerinizle yazdığınız hikayelerinizi takip ediyorum. Aslında bu, eskiden romanların bölüm bölüm gazetelerde tefrika edilmesi gibi, heyecanlı bir bekleyiş haline geldi bende. Genelde geceleri okuyordum. Çünkü hayal ettiğim duygulu sesiniz geceye daha yakışır gibi. Sizin seçtiğiniz bir müzikle beraber bize kaktüslerinizi; aslında onlar üzerinden dostlarınızı anlatmanız; hatta hatta onların da aracılığıyla sizi tanıyor olmak inanılmaz etkileyici. "Bir arkadaşa bakıp çıkacağım" cümlesindeki acelecilikle dün geceden kaldığım kırküçüncü kaktüsünüzün hikayesini okuyup yarınki sınavımın hazırlığına dönecektim ancak Kibele'nin de etkisiyle dayanamadım artık Ve şimdi karar verdim. Diğer hikayeleri de okuyup rahatlamalıyım. Ki bütün hafta aklım burda kalmasın. Teşekkür ederim.... ( Ne için? Bilmiyorum )Hamiş: Jazz müzikle yeni yeni tanışıyorum, sizin seçimleriniz bana yol gösteriyor. |
|
|
|
|
![]() |
|
|