![]() |
Cemaleddin / Çitlenbik (Celtis Australis No. 4 - Tohumdan)
5 Eklenti(ler)
2006 yılında tohumu İzmir fuarından toplandı...4 nolu çitlenbik bahçede yetiştirilip daha büyük boyuta geldiğinde saksıya alındı... gelişimi daha hızlı oldu. ve saksıdakilere göre daha çabuk kalınlaştı... Fotoğraflar 7 yıllık gelişimini ve çalışmayı gösteriyor...
Eklenti 44771118şubat2011 Eklenti 44771226nisan2011 Eklenti 4477135nisan2012 Eklenti 44771414haziran2012 Eklenti 44771522şubat2013 |
5 Eklenti(ler)
Devamı...
Eklenti 44771631mart2013 Eklenti 44771720nisan2013 Eklenti 44771829mayıs2013 Eklenti 447719Yaprak küçülme karşılaştırması haziran2013 Eklenti 44772012ekim2013 |
Cemaleddin abi boyut konusunda değişiklik yapmayı düşünüyor musun ?
|
Sevgili Ferit; Benim ağacımda fotoğraflardan da izlenildiği gibi boy kısaltmasını yeteri kadar yaptığımı düşünüyorum... Boy şu anda 45cm civarında...Belki 4-5 cm daha kısaltabilirim... Onu süreç belirleyecek...
|
5 Eklenti(ler)
Eklenti 448647Badrobotun önerisi
(NOT:Yazdıklarını sildiği ve tekrar yüklemek istemediğini söylediği için, bu eklentiyi konunun daha iyi anlaşılması adına ilk iletisindeki fotoyu eklemek zorunda kaldım) Sayın Badrobot; İşaretlediğiniz yerden kesme önerinizin ana sebebini en-boy orantısı (!) olarak açıklıyorsunuz... Sizin dediğinizi yaparsam, kurallara (!) dikkat eden bir başka arkadaş da şöyle diyecek : ''Gövde dal oranı 3/1 olmalıydı.Bu oranı tutturamamışsınız''...Yanlış hatırlamıyorsam :Boy'un, Gövde kalınlığının 6 ya da 7 katı olması gerektiğini katı bir şekilde savunuyorsunuz... (Yanlış hatırlıyorsam düzeltin lütfen.) Bu orana nasıl karar verdiğinizi de anlamış değilim... Bonsaiyi en-boy oranına sıkıştırmak , sanata katı kurallar getirmek bence anlaşılabilir değil... Belki benim hissetmediğim bir şeyi hissetmiş, kavramış olabilirsiniz, bundan dolayı sizden ricam sizi anlamama yardımcı olmak için, aşağıdaki ağaçların, sizin en-boy oranınıza göre bir eleştirisini yaparmısınız... |
Sn.Cemaleddin.
Öncelikle sizin ifade etiğiniz 6-7 kat mevzusu benim koyduğum bir kural değildir, evrende altın oranın varlığının yanı sıra bitkilerdeki dal ve yaprak dizimi gibi matematiksel oranlarıda keşfeden ünlü matematikçi Leonardo Fibonacci (1170-1250) bitkiler hakkındaki matematiksel keşiflerinden sadece biridir bu. Dal dizimi: Japon Bonsai teknikleri ve Çin Bonsai teknikleri farklı anlayışlara sahiptirler. Sizinde dediğiniz gibi ilk dalın ağacın 1/3 den çıkması Japon Bonsaisinde katı bir kuralken, Çinliler önemsemezler ve bu kurala uymazlar. Çinlilerin doğayı ve ağaçları daha iyi gözlemlediklerindenmidir yoksa toplum olarak Japonların daha katı, kuralcı bir yaşam sürdüklerindenmidir bilemiyorum. Bir diğer farkta 2. ve 3. dalların konumundadır. Bir anlayış 2. dalı ağacın arkasında konumlarınken diğeri 2.dalı ağacın 1. dalının tam karşı ve az yukarısında konumlandırır. Sonuç: Şu ana kadar hep kurallardan söz ettim. Kurallar elbette uyulması içindir ama sanatta, sanatçı kişinin kurallara uyması gereken zamanlar olduğu gibi özgür düşünmesi gereken zamanlarda olmalıdır. Eğer siz öncelikle temel kuralları (basic) çok çok iyi kavrar ve kendi yaratıcılığınızı ve kişiliğinizide ilerleyen zamanlarda yaptığınız sanat eserine katabilirseniz sizin için SANAT o zaman başlar. Sevgiyle kalın. |
Sayın Badrobot; Ben sizden yukarıda ilettiğim 4 örnek ağacın en-boy oranına göre bir eleştirisini yapmanızı rica ettim... Ama siz bunu yapamadınız... Bana dal diziliminden başka bir şey anlatmadınız... Madem kurallara bu kadar önem veriyorsunuz, sizden ricam; bu ağaçların özellikle en-boy, ve dal dizilimiyle ilgili görüşlerinizi, eleştirilerinizi yazmanız olacak... Tartışmaya açıklamalarınızdan sonra devam edebiliriz... Çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum...
|
Sn.Cemaleddin.
Dün gece uykum gelmesine rağmen sizin mesajınıza ve sorunuza azmedip elimden geldiğince bazı bilimsel verilere dayanarak en içtenliğimle cevap verdim. Siz neden ısrarla benim yazdıklarımı hep yanlış anlıyorsunuz ve suçlar gibi bir tavır içersindesiniz anlamıyorum. Beni katı kuralcı, en boy oranını gibi basit bir hesabı bile hesaplayamayan ve sizin gibi ısrarcı biri yaptınız. Oysaki size bir önceki mesajımda Leonardo Fibonacci'nin kuramlarından biri olan 6 kat kuralının yanı sıra dal dizimi ve sanata özgür bakış açısı adı altında tezimden bir izlenim yazdım. Beni en-boy oranını ölçemediğimi anlatmaya çalışmak veya başka konularda saldırgan bir tarzda yermek yerine şu kuramları interneten araştırırsanız sizin için "balık tutmayı öğrenmek" olur. Bu tatrtışma benim içi burada bitmiştir. En derin saygılarımla. |
Sayın Badrobot; sizi şimdi çok daha doğru anladığımı düşünüyorum...(Ağaçların eleştirisini yapmamış olsanız da) Çalışmalarınızda başarılar dilerim...
|
Sn.Cemaleddin.
Yine iyi niyetimle hem sizinle hemde diğer üyelerle bilgiyi paylaşmak istedim. Amacım kendi şahsımla birlikte tartışa görüşe bir şeyler öğrenmek. Wallter Pall üstadın son videolarından birini paylaşmak istedim. Bu videoda üstad eleştiri yaparken yine ister istemez bizim konumuzu içine alan bir açıklama çabası içinde. Ama elbette bu ağaç çam ağacı olduğundan öylece kes gitsin diyemiyor. Beden ince, yaprak (Folliage) çok olduğundan ağacın küçülmesi gerektiğini ve bu ağacın esas 15 yıl gibi bir zamanda bedenin kalınlaşmasıyla esas formuna oturacağından bahsediyor. (öneride bulunduğumuz yöntem farklı olsa, tıpkı benim size yazdığım öneride olduğu gibi...) http://www.agaclar.net/forum/1208640-post4.htm Beden kalınlığının saksı yüksekliğine yakın bir seviyede olursa ağacın daha yaşlı görüneceğinden, aksi halde ağacın içinde bulunduğu gibi bir saksıda durmasının ağacı cılız bir fidan görünümünden öteye gidemeyeceğinden bahsediyor. Elbette birde 1.dalıda unutmamak gerekir. Yere yakın olan 1.daldanda rahatsız üstad. Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere aslında evrende herşey belirli bir düzen ve oranlamalardan ibarettir. Elbette biz bunları yolda yürürken, her zaman elimize ölçü aletleri alıp ölçemekle uğraşmayız. Gözlerimiz ve diğer duyu organlarımız zaten bize bunları söyler. Umarım küçük tartışmamıza ve bilgi alış-verişimize bir katkı olmuştur. Saygılarımla. INTERNATIONAL BONSAI ACADEMY with Walter Pall 2013 - Case Study 11/ Pinus nigra 'Lara' - YouTube |
Sayın Badrobot; Hala yukarıdaki 4 örnek ağacın en-boy ve dal dizilimiyle ilgili -sizin kurallarınıza göre- eleştirinizi yapmaktan kaçınıyorsunuz... Size bir de ipucu vereyim bu 4 ağaçtan ikisi W.Pall 'ın ağacıdır... Ben söyleyeyim o zaman; bu 4 ağacın hiçbiri sizin en-boy ve dal dizilimi kurallarınıza kurallarınıza uymuyor...
|
Sn.Cemaleddin.
Sizinle farklı lisanları konuşuyoruz. Siz resimlerini koyduğunuz ağaçları tartışıyorsunuz bense mantığını. O yüzden ağaçların kime ait olduğununda bir önemi yok. Benim size aktarmış olduğum oranlar bana ait değiller, ama siz ısrarla sanki benim ileri sürmüş olduğum fikirlermiş gibi anlamsız bir ısrar içindesiniz. Wallter Pall üstadın bizim dünden beri boşu boşuna tartıştıklarımızı, izlediğim tüm videolarında dile getirdiklerini harmanladığımda, tüm bunları adı gibi bildiğinden eminim. O kendini aşmıştır. O yüzden kurallara uymuş olsun olmasın ağaçları herkes tarafından beğeni toplamaktadır. Sanatına kendisinden çok şey katmıştır. Tıpkı size daha önceki mesajlarımda söylediğim gibi...(aşağıdaki cümleyi lütfen çok iyi okuyun) "Eğer siz öncelikle temel kuralları (basic) çok çok iyi kavrar ve kendi yaratıcılığınızı ve kişiliğinizide ilerleyen zamanlarda yaptığınız sanat eserine katabilirseniz sizin için SANAT o zaman başlar." |
Kuralların canı cehenneme... Sanata rasyonel ve billimsel yaklaşmak diye bir saçmalık olamaz... Sanat özgürdür, kuralların bağnazlığı sanata düşmandır... Sizin gibi kuralcılar bakış açılarını değiştirmedikten sonra Sanat'a hiçbir şey katamazlar... Siz bana dediniz ki '' en-boy oranı, dal dizilimi kurallara uymalı'' ben size 4 tane örnek ağaç'ı bu kurallara göre analiz edin dedim, siz sürekli çalıyı dolanarak bu analizi yapmaktan kaçıyorsunuz... Çünkü sarıldığınız katı kurallara uymadığını görünce kalakalıyorsunuz öylece... Ama bunlar yıllarca ustaları tarafından çalışılmış bonsailer... Kurallarla kanunlarla ancak bilim yapılır, sanat yapılamaz...
|
Sn.Cemaleddin.
Nedense siz benim yazdıklarımı dikkatli okumuyorsunuz. Hiç birini anlamamışsınız. Siz kafayı takmışsınız kurallara veya kuralsızlıklara. Ben kuralcıyım demedim, öyle bir anlayışımda yok zaten. Bunları hem siz diyorsunuz hemde öfkeleniyorsunuz. "Havada bulut var desem bana ördekmi dedin" diyorsun be sevgili kardeşim. Sizde hiç araştırmacı değilsiniz. Hiç bir kuramı kuralı bilemeden ben sanat yapçam diyorsunuz. Aynı "noıta bilmeyen birinin ben beste yapacağım" veya "okuma yazma bilmeyen birinin be roman yazacağım" demesi gibi bir şey sizin yaptığınız. Sanatta ve bilimde gözlem ve araştırmak esastır. Ama bunlar sizde çok kısıtlı. Kendinizi kısıtlamaktan başka bir çabanız yok. Beni suçladığınız şeyi esasında kendinize siz yapıyorsunuz. Benim yaptığım "BUDUR, O KADAR" diyorsunuz. Esas bu kuralcıktır da nedir? Ben size başından beri basic öğrenin gerisi zaten gelir diyorum. Sizinle tartışmaya gerek yok sevgili kardeşim. |
Sizin çalışmalarınız da benim çalışmalarım da ortada duruyor... Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz... Size çalışmalarınızda başarılar diliyorum...
|
Sizin tek yaptığınız; araştırma yapmak, farklıda olsa bir şeyleri anlamaya çalışmak, birileride bir şeyler anlatıyor bir dinleyip anlayayım demek yerine hakarete ramak kalmış kırıcı sözlerinizi sarfetmek. Hep saldırıdasınız, hep öfkelisiniz, hep karşıyı karalamadasınız. Başka bir şeyiniz yok zaten. Ağaçlar falan hikaye...
|
yazıp da sildiğiniz: ''Sizinkiler sadece salon bitkisi'' görüşünüze karşılık olarak :
:) Görüşleriniz için teşekkür ederim. |
ha evet o mesajı, mesajın üzerine ekleme yaparak yazarken yanlışlıkla silmişim, sonradan farkına vardım.. aynen arkasındayım....çok inceler ve sadece SALON BİTKİSİ:
|
Sn.Cemaleddin.
Boş verin tüm konuştuklarımızı. "Sanat sonsuz, ömür kısa..." derler Gürcistan'da... |
Alıntı:
Uzun boylu ince gövdeli estetik olarak göze hoş gelen yaşlı ağaçlar da doğada mevcut oldukları sürece ve bunlar taklit edilerek Bonsai 'ye konu oluyorlarsa tartışacak çok birşey yok bu çalışma ile ilgili olarak. Bonsai mutlaka kalın gövdeli ağaçtan yapılacak diye bir genellemeye gitmemek gerekiyor. Haklı bir eleştiriniz bile olsa Salon Bitkisi demenizi yanlış buluyorum, hepsinin üzerinde bir emek hepsinden bir beklenti olduğunu da unutmayalım lütfen. |
Sn.tourkana.
Saygın bir şekilde söylediklerinize hak veriyor ve kabul ediyorum. Konu bonsai'yi aştı. Ama benzer bir uyarıyı Sn.Cemaleddin'ede iletmenizi istiyorum. |
Bir süredir yoğunluğumdan ötürü internete giremediğim için forumda da yazamadım, bu tartışmayı da kaçırmışım :)
Hakaret, küfür, kırıcı üslup, vs. içermediği sürece bonsai ile ilgili her şeyin tartışılmasından yanayım doğrusu. Hem çok büyük ve kalın gövdeli bonsaileri hem de mame, shohin gibi çok küçük boy bonsaileri olan birisi olarak ben de yeri geliyor çoğu adayımın sergilediği görselliği gerek ince gerek kalın olsun ırgalıyorum! Ama sorgulanması, eleştiri yapılması, beğenilmesi ya da beğenilmemesi gereken şey kalınlıktan veya incelikten ziyade "ORAN"! Bu yüzdendir ki bir düzineden fazla bonsai boyut sınıflandırması var. Diğer KURAL konusuna gelince, bence ne "sanatta kural olmaz" ne de "sanat kurallar demektir" görüşü tam olarak doğru. Ayrıca hayatın her alanında olduğu gibi sanatta da kural veya referanslar bir günde ortaya çıkmaz, sanatçıların/uzmanların geçmişten gelen deneyimlerin üzerine yaptığı/yapacağı yeni eklemelerle gelişir güzelleşir. Elbette bu kurallara yeni eklemeler yapmak veya bazı kuralların şeklini değiştirmek/esnetmek mümkündür AMA bu belli bir deneyim, olgunluk ve kabul edilebilirlik aşamasına geldikten sonra mümkün, dolayısıyla bu konuda badrobot'a katılıyorum. Cemalettin beyin de devamlı deneyimle bir şeyler yapmaya çalışması da çok hoş ve taktir edilmesi gereken bir şey, bunu da göz ardı edemeyiz. İllaki bunlar da ülkemizde bonsainin ilerlemesi adına güzel şeyler. Tabii tüm bunları güzel eleştirilerle, yorumlarla yoğurarak özümsemek bizi ileri götürür görüşündeyim, ama birbirimizi kırmadan elbette :) Cemalettin beyin 5 numaralı mesajında verdiği örneklerde grup tarzı ve sumo tarzı bonsailer görüyorum (ilk resim hariç), bunlar en/boy oranlaması konusunda istisnai tarzlar, o yüzden bunlara takılmamakta ve en/boy oranı tartışmasını bu örnekler üzerinden götürmemekte fayda var. Ayrıca, Walter Pall gibi ustaların kuralları esnetme hakkı da o kadar olsun yani :) Benim de kurallara uymayan birkaç ağacım var ama bunlara da bonsai veya potansiyel bonsai diyemem doğrusu, o çalışmalarıma sadece eğlenmek, stres atmak, deneyimlemek vs. adına yaptığım minyatür ağaç çalışmaları demek sanırım daha doğru olacaktır. Temelleri doğru atalım derim, binanın şeklini daha sonra zevkimize göre modifiye edebiliriz :) Sağlıcakla kalın... |
Sayın Sakaki; ''bazı kuralların şeklini değiştirmek/esnetmek mümkündür AMA bu belli bir deneyim, olgunluk ve kabul edilebilirlik aşamasına geldikten sonra mümkün...'' diyorsunuz... Bu cümlenizden yola çıkarsak, bu kuralları bu olgunluğa (bunun terazisini bizde kim tutuyorsa, artık o mu karar verecek? Bunu nereden bileceğiz? ) gelen insanlar bozabilir diyorsunuz. Dünyada yüzlerce usta ''kuralın canı cehenneme'' diyerek kuralları bozduğu an da, kural, kural olmaktan çıkmış, sanatı özgürleştirmişlerdir... Bizler bunun farkına ne kadar erken varırsak Türk Bonsaisine de o kadar katkıda bulunabiliriz diye düşünüyorum...Biz bundan sonra hala ''ağacın boyu gövde genişliğinin 6 katı olacak, birinci dal sağdan, ikinci dal soldan, üçüncü dal arka yandan çıkacak'' da kalırsak standartlaşırız, tek tip, ruhsuz bir sürü ağacımız olur... Size soruyorum kaç tane ağacınız bu standartlarda-bu kurallalara uyuyor? Örneğin çok beğendiğim ve benim ruhumu etkileyen Sarı papatyanız en boy oranına uyuyor mu? ... Israrla tekrar ediyorum: Sanatta kimilerine göre değiştirilebilen özellikler ölçü birimi olarak kullanılamaz, sanata rasyonel ve bilimsel olarak yaklaşanlar sanata bir şey katamazlar...
Sayın Sakaki, ben yaklaşık olarak 10 yıldır bonsai işçiliği yapıyorum, bu süre içinde binlerce bonsai'ye baktım, yüzlercesini inceledim... İlk başta kurallara göre inceliyordum ve ustaların bir çok hatasını (!) görüyordum... Ama şimdi bir ağaca bakarken kurallara takılmıyorum, bende hissettirdiği-uyandırdığı duygular çok daha öne çıkıyor... Sevgiyle kalın... |
Kök budaması
5 Eklenti(ler)
Yaklaşık iki yıldır saksı değişimi yapılmayan Çitlenbik 4'ün kök budaması-kök taraması ve saksı değişimi....
|
1 Eklenti(ler)
Devamı... 22kasım2013...
|
Tohumdan yetiştirilen bir ağacı sadece istemediğiniz dalları alarak ya da uc alarak bonsai yapamazsınız. Buna ömrünüz ve sabrınız yetmez. Eğer 45 cm lik bir bonsai yapmak istiyorsanız önce ağacınızı 15 cm'den budayarak konikleştirmeli sonra dalları dizmelisiniz. Yoksa dallar gövde kalınlığında olur. Fidanlıkta kendi halinde gelişen bir fideden farklı olmaz. Gövde geliştirdiğiniz bir ağacı köklerine hiç dokunmadan sürekli saksısını büyüterek yani hızlı geliştirerek ve budayarak bonsai yapabilirsiniz. İyi çalışmalar.
|
Sayın Oğuz; Bonsai'yi 6,5 satırda anlayıp, anlatmak muhteşem bir birikimin yansıması olsa gerek... Eminim çalışmalarınızı izlemek ve fikirlerinizi duymak benim için öğretici olacaktır... İyi çalışmalar...
|
Bonsai yapmanın çok temel ve basit teknikleri var. Bunları uzun uzun tekrar tekrar yazmanın hiçbir anlamı yok. Bilgi her yerde fazlasıyla var. Bilgili olmaktan daha önemli olan onu doğru kullanabilmek ve uygulayabilmektir. Burası bir felsefe sitesi değil o nedenle konuyu uzatmak istemiyorum. Eğer siz yaptığınız işten keyif alıyorsanız bana göre önemli olan budur. Fakat bonsai yapmak iştiyorsanız amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ağaçlarınızı budayarak gövde geliştirin. Sayfalarca yazı yazmaya gerek yok. Daha önceden de söylediğim gibi 45 santimlik bir ağaç yapmak istiyorsanız 15 cmden kesin ve en az 3 yıl serbest büyümeye bırakın. Sonra yeniden 2 veya 3 göz yukarıdan keserek aynı işlemi tekrar edin. Belirli bir koniklik sağladığınızda ilk kesim yerinden başlayarak dalları dizmeye başlayabilirsiniz. Dalları dizmeye en erken 3-4 yıl sonra başlamalısınız. Eğer bonsai sahibi olmak istiyorsanız yıllarca hiçbir şeye benzemeyen serbest büyümeye bırakılmış çalıları izlemek zorundasınız malesef ben uzun yıllardır öyle yapıyorum. Saygılarımla.
|
Sayın Oğuz iyiki varsınız, yoksa biz bu bilgileri kimden öğrenecektik... Sihir gibi ... Şimdiye kadar hiç duymadığım, deneyimlemediğim bilgiler bunlar (!)... Siz, sanırım hepsi birbirinin aynısı, standart bonsai yapıyorsunuz ... Saygılar...
(Yalnız, üslubunuzu neden irite edici buldum ki...) |
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
|
(Uslubunuz hala irite edici...)
Bayım Madem çalışmalarınız ve standart yöntemleriniz var lütfen kendi adınıza başlık açın ve orada çalışmalarınızı gösterip görüş, eleştirileri kabul edebilirsiniz, bu sizin ve bizm için daha iyi olur.... Çalışmanıza gelince; şubeler gövdeye oranla çok ince olsada güzel gelişiyor gördüğüm kadarıyla, tam boyunu göremiyorum ama ağaç sola doğru düşecekmiş gibi, denge sorununu da çözersiniz bir şekilde... Ayrıca kullandığınız kaya daha sıradışı olabilirdi... Yamadori yaptığınız gövdeyle geliştirdiğiniz zirve arasındaki kabuk uyumsuzluğu da zaman içinde kaybolacaktır... (Kökten itibaren ilk 15 cm boyu sizin geliştirdiğinizi sanmıyorum... Çünkü bir ağacın kabuğunun kökten başlayarak çatlayıp yarılmaya başlaması için en az 9-10 yıl gerekli, sizinki maşallah en az 15-20 yaşında yamadori yapılmış bir ağaç... Ve siz ilk 15 cm de dahil 6 yılda bu hale geldiğini söylüyorsunuz) |
15 yıldır bonsai yapan ustam ile yaklaşık 6 ay önce sizin hakkınızda konuştuk. Ustam 'Cemaleddin çok gayretli biraz ona destek olsam mı acaba diye söylemişti' gerçekten bu konuda çok tutkulusunuz. Amacım sizi üzmek değil destek olmaktı. Yazımı tekrar okursanız nazik ve kararlı bir üslupla yazıldığını göreceksiniz. Sizi üzdümse özür dilerim. Forumlarda paylaşmayı sevmiyorum. Keşke Ankara da olsaydınız birlikte çalışır, paylaşırdık. Sevgilerimle
Evet ağaç yamadori ve henüz zirvesi yok tüm dallar ve zirve kurbanlık dal -gövdeyi kalınlaştırmak için- 1. dal hariç. daha çok çalışmam gerekiyor. Hedefim 10 Yıl. |
Oooo! lütuf etmişsiniz, ustanıza selam söyleyin benden...
|
Arkadaşlar bonsai ile ilgili bir konuda bilgi alışverişi ve paylaşımda bulunurken elbette ara sıra tartışmalarımız da olacak, tartışacağımız konular da olacak. Ama bunu birbirimizi kırmadan, güzel bir üslupla yapmamız şık ve bize yakışan olacaktır.
Oğuz bey biraz daha ılımlı, Cemaleddin bey siz de biraz daha önyargısız olabilirseniz herkes birbirinden daha iyi faydalanacaktır ve birbirini karşılıklı saygı çerçevesinde daha iyi tanıyacaktır. Oğuz bey bu arada ben bonsai ustası hocanızın kim olduğunu merak ettim, sormamda bir sakınca yoktur umarım? |
Neden sakıncası olsun. Nail Bey. Sitemizin Üyesi. 'Ulmus' sanıyorum.
Sayın Cemaleddin kolay gelsin. Her seferinde biraz daha üzülüyor ve üzüyorsunuz. Sizi üzmek istemem kolay gelsin. |
Sayın Oğuz ''45 cm.lik'' bir dik tarz bonsai için izlenmesi gereken tekniği üç aşağı beş yukarı anlattı... Ama bu yöntem sadece kabul edilebilir kalınlıkta yamadori yapılan ağaçlarda (sayın Oğuzun ağacı yaklaşık olarak 5 cm kalınıkta tahammül edilebilir seviyede) ve genellikle dik tarz çalışmalarda uygulanır... İstenilen 10-15-20-25 cmlik bir bonsai ise, bu yöntemin itici-suni estetik sıkıntıları olacaktır... Yani verilen reçetenin sadece 45 cm lik dik tarz çeşitlerinde geçerliliği vardır...
Tohumdan çalışılan bonsailerde bu yöntemin uygulanması anlamsızdır. (Madem kalınlaştırıp keseceksiniz gidip fidancıdan kalın bir fidan alın) Çünkü tohumdan yetiştirdiğinizde gelişimi sürekli kontrol altında tutarak olabildiğince doğal büyüme hedeflenir... Yani istenilen doğal koniklik- kalınlık ve dalların alttan başlayarak kalınlaşması uzun, sabırlı ''doğal'' bir süreçtir... Yamadori ile tohumdan yetişen bonsainin yorum, yöntem ve estetik açıdan farkları vardır ... Ayrıca, Sayın Oguz'un verdiği, duygudan, felsefeden uzak teknik reçeteyi herkes uygulayarak bir bonsai yapabilir... Bu da ''Bonsainin bir sanat değil şimdilik bir zanaat olduğu'' tezimi kuvvetlendiren bir veridir... Not: Ben üzülmedim, bir merhaba demeden, sadece biraz buyurgan, biraz kibirli tarzınızı irite edici bulduğumu samimi olarak söyledim... ( ''Tohumdan yetiştirilen bir ağacı sadece istemediğiniz dalları alarak ya da uc alarak bonsai yapamazsınız. Buna ömrünüz ve sabrınız yetmez.'' bu sizin sözünüz. Unutmayın ki bonsai bir ömürlük değildir. 200, 375 ve hatta 600yaşında bonsailer vardır.) Ama unutmuşum işin teknik yönündesiniz, sizin aldığınız haz; bir masa, bir abajur yapmanın hazzına benziyor sanıyorum... Size kolaylıklar diliyorum...Saygılar ... |
Bonsai esas olarak sabır ile çok yakından ilgili bir sanat dalı. Biz çok sabırlı bir toplum değiliz, sonuca çabuk ulaşmaya çalışıyoruz o nedenle bonsai ile ilgilenenlerin çok küçük bir yüzdesi tohumdan bonsai elde etmeye yöneliyor.
Cemaleddin Bey azmi ve sabrıyla tohumdan bonsai yetiştirmek konusunda birşeyler öğrenmek isteyenler için büyük bir tecrübe kaynağı olmuştur. Cemaleddin Beyin çalışmalarını yöntem olarak beğensem de uygulamaya sabrım yetmez o nedenle bir taraftan yamadori zeytinlerle çalışırken diğer taraftan da tohumdan, çelikten aday üretme denemeleri yapıyorum. Cemaleddin Bey'in yöntemiyle bonsai olmaz mı? Tabi ki olur ama süre uzar, sabrı yeten için güzel bir yöntemdir. Saksıda başlayıp sepetle toprağa gömüp, bahçede eğitmeye devam edilerek süre kısaltılabilir ama mini boylarda ağacı bahçede kontrol altında tutmak kolay değil. Hepimizin amacı bonsai yetiştirmek, yöntemlerini öğrenmek, en güzel bonsaiye ulaşmak. Bunun için tek bir yol yok. Bonsai ile uğraştıkça güzel bonsailere çıkan yolu bulacağız, bir kısmımız tohumdan elde ederken bir kısmımız fidanlıktan alınan fidanlarla devam edecektir. Cemaleddin Bey’i kendimize benzetmeye büyük ağaçla çalışmaya yönlendirmeye gerek yok. Onun bir tarzı var ve o yolda ilerlemesi güzel bir şey. İyi çalışmalar dilerim... |
Çok güzel anlatmışsınız durumu sn sagol, ağzınıza sağlık.
Cemaleddin bey'in bazı uygulamalarını veya yöntemlerini kendi uygulamalarımla veya kendi benimsediğim yöntemlerle karşılaştırdığımda arada fark var ama bu fark yöntemlerden herhangi birisiyle bonsai elde edilemez anlamına gelmez veya "bu yöntem ya da şu yöntem daha iyi" asla ama asla denemez. Hele hele karşılıklı saygısızlıkta bulunma hakkı asla vermez. Her yöntemle yapılmış çok güzel bonsai örnekleri var dünyada. Kaldı ki Cemaleddin beyin çalışmaları beni bile tohumdan bonsai yapma yönünde teşvik edici oldu (ki 3-5 deneme başlattım zaten)... :) Cemaleddin beyin sabrı her zaman taktir edilecek nitelikte ve her ne kadar yöntemleri farklı da olsa her zaman saygı duyulacak kaynak/rehber niteliğinde çalışmalar bunlar. Yaptığı bazı çalışmalar, uygulamalar yanlış bile olsa (ki "yanlıştır" demek değil asla kastım), bu bile bir öğretidir forumda paylaşımda bulunanlar ya da paylaşımda bulunmayıp sadece bilgi alma amacıyla veya farklı bir amaçla foruma girenler için. Son olarak söylemek istediğim, daha doğrusu altını çizmek istediğim şey de artık kırıcı üslup kullanmadan, aşağılayıcı bir dil/tavır takınmadan her şeyi tartışabilmemiz gerektiği. Yurt dışındaki forumlara baktığımda karşıt görüşlü kişiler o kadar güzel yapıyor ki bu işi hayran olmamak elde değil. Kendim şahsım adına diyebilirim ki ben bu forumda paylaşımlarda bulunan tüm bonsaici arkadaşları artık bir "bonsaiciler ailesi" gibi görüyorum, bu yönde bakarsak sanırım her şey daha güzel olur. |
1 Eklenti(ler)
Siz hiç bir ağaca '' Uykudamısın sevgili yarim, uyan, uyaan '' türküsünü söylediniz mi?
Diğer Çitlenbikler 9 martta yeşermeye başlamalarına rağmen Çİtlenbik-4 hala yeşermemişti... Ve ben 10 gündür O'na türkü söylüyordum... Canlı olduğunu bilmeme rağmen çok korkuttu beni... Bu sabah baktığımda tomurcukların uçlarında yeşermeler gördüğümde çok sevindim... Çitlenbik-4'ün geç uyanmasının sebebi, Kasım 2013'de yaptığım derin kök budaması olduğunu düşünüyorum... Çİtlenbik1'de de kök budaması yapmıştım ama fazla derin budanmamıştı... Eklenti 477729 20mart2014 |
Cemaleddin abi.
Bu sene banada ilk defa 3 adet çitlembikler geldi. Daha önce ne gördüm nede çalıştım. Tamamen bana yabancı bir ağaç olduğundan sende dahil omak üzere bir çok kişiye sordum. İnternete bir çok siteden ağacın özellikleriyle ilgili bilgi toplamaya çalıştım. Yamadori yapılan çitlembiklerde sabırlı olmak gerektiği, hatta bir yaz dönemi bile beklenebileceğini, ağacın hemen öldüğü kanatına hemen varılmaması gerektiğini anlıyorum. Ayrıca kök budaması yapılmış ağaçlarda beden ne kadar kalınsa uyanma sürecininde o kadar uzayacağı gibi bir izlemin var. Sizin ağacınızın azda olsa geç uyanmasının nedeni yapmış olduğunuz kök budaması olduğunu düşünüyorum. Neyseki uyanma gerçekleşmiş. Hayırlısı olsun. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 11:20. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025