Doğru hatırlıyorsun sümbül ve nergis vardı, daha sonradan annemin getirdiği bir kardelen soğanı da eklendi aralarına ama uyananların içinde kardelen yok gibi, en azından şimdilik...

Kardelen için biraz daha erken, benim kardelenlerimde de uyanma yok ama eli kulağındadır.

Buna sevindim ;)

Az önce annemle konuştum, onun bahçedekiler de henüz uyanmaya başlamamış zaten. Annemin dediğine göre hızlı yavruluyormuş kardelenler, bendeki tek soğanın 2-3 yavru ile uyanacağına inanıyor, ben ise ''hele sağ-salim bir uyansın da'' diyorum :D

Anneniz doğru söylemiş :) bir tane soğan 2-3 yavrusuyla geliyor.

Oh oh, yaşadık öyleyse :D :D
(Yani inşallah uyanırsa tabii ki :rolleyes:)

Çimlenenlerden sümbülü görebildim de diğerini görememiş idim sevgili A_NOMAD, nergis imiş...

Eklenti 633880

YeniGinem evet her ne kadar yüklediğim fotoğrafta pek seçilemeseler de (halka içine almama rağmen) sümbüller ve nergisler uyanmaya başlayarak beni sevindirdiler, sen yine iyi görmüşsün-demek ki maşallah gözlerin sağlam ;)

:) Laf aramızda yakın gözlüğüm var benim sevgili A-NOMAD'ım.

Ben kimseye söylemem, söz :p



Ebruli menekşem mini mini çiçekler açmaya devam ediyor, hal böyle olunca da elimde olmadan bebek muamelesi yapıyorum kendisine ;) :D


Eklenti 633928

Bu sıralar neredeyse bütün bitkilerim dinlenmeye çekildiği için çok sıkılıyorum, atlaslarımı kışlık odalarında biraz fazla ziyaret etsem eşim 'bari uykularında rahat bırak şu çocukları' diye olaya müdahale ediyor :rolleyes:

Neyse ki salon penceresindeki menekşelerim ve mutfak penceresindeki e.milii çiçeksiz bırakmıyor ;) Hem onlar zaten yaşam alanlarımızda ikamet ettiklerinden, yanlarına sık gitmem eşimin gözüne batmıyor :D


Eklenti 635200


Eklenti 635201



Uyanan soğanlıları seyretmek de oldukça keyifli, bugün fark ettim ki sümbüllerim tomurcuklanmaya başlamış bile ;)


Eklenti 635202



Mavi kelebeğim tomurcuklarını dökmüştü, şu sıralar cool takılıyor :rolleyes:


Eklenti 635204



Bunlar da evimizin komikleri :D Kopan tek boğumları kıyamayıp rastgele daldırmıştım, onlardan 4 tanesi köklendikten sonra tomurcuklandı. Nasılsa tomurcukları besleyemezler diyerek umursamamıştım ama azmedip tomurcuklarını büyüttüler, sanırım yakında çiçek bile açacaklar! :D


Eklenti 635205


(Hatta dikkatli bakınca fark ediliyor ki fotoğrafta sağdaki saksıda-tam karşıda görünen ufaklık da diğerlerine özenmiş, o da tomurcuk çıkartmaya çalışıyor)

Uyanan soğanlıların hepsi bu kadar diye düşünmüştüm ama meğer devamı varmış, bir sürü yeni uyanan soğanlım oldu, yaşasın çok sevinçliyim! :D

En solda 2 kök kardelen, ortadakiler sümbül, sağ tarafa yayılmış olanlar nergisler ;)

Eklenti 635345

Nakkaş sarmaşığının kuru dallarından oluşan örtüyü yırtarak çıkıyorlar, çok güzeller ;)



Bu karanlık günlerde ne zaman boğulacak gibi olsam bitkilerime sığınarak ferahlıyorum...

Soğanlılarının uyanışı muhteşem. ;) Kuru, soğuk kırlarına baharı getirmişsin (nakkaşın kurumuş otlarını kastediyorum). :rolleyes:

Neden böyle oluyor bilmiyorum meğer ne kadar etkilermiş insanın çocukluğu. Psikologlar "çocukluğuna inelim" diye boşuna demiyorlarmış.;)
Şu saksın bana nisan ayında köyde, hani üstten güneş ısıtır, bembeyaz sulu karın altından minik ırmaklar akar ya o görüntüleri hatırlattı. Çünkü o karların erimesiyle toprak kurudu mu saksına çok benzeyen manzaralarla karşılaşırdım.

İsmini buradan öğrendiğim comosumlar, çiğdemler, irisler, minik mavi-beyazlarım, "sordum sarı çiçeğe" (ismini böyle koydum)'ler arz-ı endam ederdi.

O saksı benim minyatür bahçem zaten ;) Uzaktan bakınca balkonda yapayalnız bir saksı ama yaklaşınca kocaman bir bahçe görüyor insan ya da ben öyle görüyorum diyeyim, bu daha doğru olur.

Sen böyle çocukluğunu anımsayıp paylaştıkça ben ellerimin çimen kokusunu bile duyabiliyorum, çamurlu dizlerimi, bahçemizi baharla birlikte sıkça ziyaret eden çizgili kelebekleri görüyorum. Burnumun gerisinde ince bir sızı başlıyor, hani koyversem gözlerimden yaş süzülecek ama yiğitliğe laf getirmiyor ve birkaç derin nefes alarak gerçeklik çizgisinden -hiç istemeyerek de olsa- bir adım atıp şimdiki zamana dönüyorum. Mücadelemi eşim fark ediyor aslında ama tanımlayamıyor :)

Bir filmdeydi sanırım, karakterlerden biri ''mutlu çocuklar çocukken bisiklete binmişlerdir'' diyordu ya da buna benzer bir şeydi... Benim hiç bisikletim olmadı, bisiklete binmeyi hiç öğrenmedim (istemedim de çünkü bisiklet denen şey bana hiç güven vermiyor, neyse bu konumuzun dışında :D) ama şu yaşımda daha iyi algılayabiliyorum ki mutlu bir çocukluk geçirmişim. Anılar, görüntüye dönüştüğünde burunda o sızı beliriyorsa bence güzel günlere, özlenen günlere dairdir...

Yaşlanıyor muyuz ne :rolleyes:

Bu bilgiyi öğrendiğime çok sevindim A NOMAD bende kış gelince kaktüsler sukkulentlere ne olacak diye kara kara düşünüyordum.Aslında burada fazla düşmüyor ama sıcaklıklar eksilere düştüğü zamanları aklıma getirip kara kara düşünüyordum.Deniz yosunu gübresi nasıl verilecek acaba monopotasyum fosfat ne ölçüde olacak biraz daha açıklama yapar mısınız.Ablama verdiğim bir atlas çiçeği hava geçen yıl çok soğuduğunda bile balkonda durmuş bir şey olmamış.Bu da -2 -3 derecelere bile dayanabildiğini gösterir aslında.Kaktüslere azot oranı çok düşük gübreler vermek gerektiğini söylüyorlar.Acaba bu durum atlas çiçekleri için de geçerli mi.Çünkü atlas çiçeğinin diğre adı da yaprak kaktüs oluyor ya bu yüzden merak ettim.Şimdiden çok teşekkür ederim.

Sayın mmanager ben MKP verirken 1 litre suya-1çay kaşığı (yaklaşık 5 gram) sulandırarak uyguluyorum. Deniz yosunu (toz şeklinde) gübresinin ise sulandırma ölçüsü bildiğim kadarıyla 10 litre suya-1 çay kaşığı, suyun tamamı siyaha boyanıverecek korkmayın :D

Bir de aklınızda bulunsun kupkuru toprağa besin vermek pek doğru değilmiş. Ben besin uygulamadan bir gün önce hafifçe suluyorum saksıları, ertesi gün de besinlerini veriyorum.

Atlaslar, yılbaşı çiçekleri, hatta paskalyalar gerçek kaktüslerdir ve düşük azot isteği onlar için de geçerlidir, evet.

Atlaslar eksi 3-4 ya da daha sert donlara dayanabilirler belki ama bu onlar için ciddi hayati tehdit demektir, kışı artı 7-10 derece arasında geçirmeleri en uygun olanı. Dayanabiliyorlar diye garipleri fazladan üşütmeye lüzum yok, değil mi :rolleyes:

Ben bu mesajı yazarken burada bu senenin ilk kar yağışı başladı, hepimize sorunsuz bir kış diliyorum... ;)

Sevgili A nomad. Öncelikle selamlar. Epeydir yokum biliyorsun. Ama çiçekleri bırakmış değilim. Yeni bir ağaçlar.net çi yetiştiriyorum. Bir kaç gündür uğrayabiliyorum buraya. Bir şey dikkatimi çekti ve sormak istedim. Sen atlas ve bir gecelik gelinleri almışsın dinlenmeye ne güzel uyuyorlar. Benim bir gecelik gelin neden hala habire tomurcuk çıkarıyor olabilir. Kapalı balkonda soğukta tutuyorum oysa.

Uyutamamışsın canım, azıcık ninni söylemeni istiyor sanırım :D

Şaka bir yana ya soğuğu algılamadı (kış için soğuklama aralığı 7-10 derece arası) yani balkonun sandığın kadar soğuk değil ya da sulama ve besin takviyesini kesmedin. Yok eğer tüm bunlara dikkat ettiğin halde tomurcuklanıyorsa yapacak bir şey yok, çok hevesli demek ki... :p

Ama hevesli de olsa bu mevsim en azından 1-2 ay uyuklaması lazım yoksa çok yorulur.

Gidişattan haberdar edersen sevinirim ;)


Küçük hanımdan haberdar olduğum için foruma girememeni anlıyorum ama eski arkadaşları özlüyor insan, seni gördüğüme sevindim ve umarım bundan sonra daha sık buralarda olabilirsin...

Aslında arayı bukadar uzatmazdım ama bizim minik bana kök söktürüyor resmen. Bazı çiçeklerimi hala kaybetmediğime dua ediyorum. Artık daha sık uğramayı düşünüyorum çünkü bende burayı çok özledim.
Bir gecelik geline gelince balkon yeterince soğuk ama sanırım ben kıyamayıp sulamayı kesmedim. Hiçmi su vermemeliyim acaba? Aynı kaktüsler gibi.. Yarın müsait olurda resmini çekebilirsem gösteririm sana minik dalları.

Şöyle söyleyeyim, sadece toprağının (daha doğrusu bitkinin köklerinin) tamamen kurumasına mani olacak kadar az miktarda ve çok seyrek olarak su vermelisin. Başlangıç olarak toprağının epeyce kurumasını bekle bence, geç kalmış sayılmazsın.

Minik dalları görmek önemli değil ama saksısını iyi görebileceğim şekilde fotoğrafını çekersen daha işe yarar olacaktır, bekliyorum ;)

Durum bu..

Yan oldu kusura bakma çeviremedim bunu bir türlü

Ben çevirdim merak etme :D


Eklenti 635663



Toprak üstüne kesik çizgilerle işaretlediğim yerlerden az az su vermen yeterli olacaktır (az derken saksı büyüklüğüne göre toplamda bir çay fincanı suyu paylaştırarak, sadece işaretlediğim bölgelere dökmen yeterli olur).

Toprak yüzeyinin şu anki kuruluğu iyi görünüyor ama bu görüntü yanıltıcı olabilir, yani alt kısımlar hala yeterince nemli olabilir. Bundan emin olmak için bir kalem ya da onun gibi bir şey daldırarak kontrol edebilirsin. Dediğim gibi az az sulaman için toprağın üstten, saksı üzerine çizdiğim çizgi hizasına kadar (saksının yaklaşık üçte biri) kurumuş olması lazım. Tekrar hatırlatayım, ilkbahara kadar hiç besin vermiyoruz artık.

Maşallah kocaman olmuş, güzelce dinlenirse baharda daha da coşacaktır ;)

Umarım anlaşılır şekilde tarif edebilmişimdir. Bu dediklerimi birkaç kez uyguladıktan sonra elin alışacak, gözün alışacak ve hiç ölçüp biçmene gerek kalmadan zamanı gelince gereken miktarda suyunu vereceksin zaten.

Bu arada susuz bırakmaktan korkma, fazla su vermekten kork yani eğer sulamasını biraz geciktirirsen sorun olmaz ama fazla sularsan hiç acımaz çürüyüverir, aklında bulunsun :rolleyes:

Gerçekten çok yardımcı oldun Sevgili A nomad. Ara ara ziyaret edeceğim seni belli :) uzun süredir büyümüyordu bir gecelik gelin. Şimdi birden o dalı çıkardı. Bahara doğru seninki gibi boy atar inşallah. Atlasımı kurtaramadım ama bunu yaşatmak istiyorum. Tekrar teşekkürler

Yapraklarının arasından yavrulamaktan hoşlanan ama nedense çiçek açmayı prensiplerine aykırı bulan menekşemin en büyük yavrusu... :mad:

Eklenti 635758




Sarımsaklardan bazılarının kendilerini bize yedirmemek için örgütlenerek filizlendiğini görünce hallerine acıdım, bir süre özgürlüklerini yaşatıyorum ama kaçış yok, onları öyle ya da böyle yiyeceğiz :D

Eklenti 635759


(Saksının ortasında görünen yeşillik ise sarımsakların aklına uyup gaza gelen bir patatesin filizi, ''olduğu kadar'' diyerek küçücük saksıda bir çılgınlık yaptım :p Eskiden ''çılgınlık'' deyince bungee jumpingler falan aklıma gelirdi, şimdi ise böyle, yaşlanıyorum galiba :D :D)

Patates çılgınlığınıza bayıldım,Sevgili NOMAD.Yukarıdaki uyarılarınız da çok hoşuma gitti.İlkbahara kadar besin yok.Bence siz arada bizi böyle uyarın.Teşekkürler.

Dün gece boyunca öyle çok kar yağdı ki (hala yağıyor bu arada) beyaza bürünmekle kalmadık, gömüldük de :D

Sabah uyandığımızda pencerelerimizin içeriden görüntüsü böyleydi :D

Eklenti 636973


Eklenti 636974



Kar yığıldığı için pencere ya da kapı açma şansım olmadığından çekimleri mecburen içeriden yaptım, bu görüntüleri kaçırmak istemedim.

Kaktüs saksım bu durumda:

Eklenti 636975



Hanımeli saksısı yani minik bahçem de karla kaplanmış:

Eklenti 636976

(Pet şişeden yapılma seranın altında budanmış melisa var.)




Bu da mutfak penceremizden görülen manzara ;)

Eklenti 636977

Fantastik görüntüler yaratıyor kar bu denli yoğun yağdığı zaman. Keyifli seyirler olsun.

Evet fantastik ama hanımeli saksısının yan tarafında kar altında pembe bir şey var gibi görünüyor ya, çıkıp alamıyorum da deli oldum, muhtemelen bizim üst kattaki komşu bozuntuları yine bir şey atmış aşağıya :mad:

Poşet ya da bez parçası gibi. Dün gece epey tipi formundaydı hava. Rüzgar da taşımış olabilir. Sil aklından üst katı, yok orada kimse :D koy fincana kahveni ve keyfine bak.

Peki :D :D