Bu sene ilk kez dikimini yaptığım botanik çiğdem soğanlarım.
Eklenti 638336
Eklenti 638337

Sayın alys'ten aldığım sümbül ve nergis soğanlarım. Daha geç dikildikleri için yeni yeni geliyorlar.
Eklenti 638340

Gelelim kafkas gülüme:)

Bu fotoğraflar sevgili A_NOMAD'a gelsin. Bunları çektiğim sıra senin için de bol bol kokladım, söz verdiğim üzere. ;)

Kokusu çok güzel; ferah, yumuşak, ilk, orta, son notalar aynı yoğunluk ve tatlılıkta. Biraz limon çiçeği kokusuna da benzettim. ;)

Eklenti 638341
Eklenti 638342

Sevgili kaptanzst size ne kadar teşekkür etsem az. :) Bu çiçeği uzun zamandır istiyordum, kavuşmama siz vesile oldunuz.

Teşekkür ederim, mis kokuluların çiçeklenmeye başlamış maşallah ;)
Bu arada bendeki ylang ylang tohumlarında tık yok maalesef, senin höyüklerde hareket var mı?

Höyükler dışarıda duruyor, havalar henüz soğuk olduğundan çimlenme başlamaz, sıcak olunca da başlayacağını sanmıyorum ya neyse:D

Benim alışık olduğum bir durum ama işte inşallah sen alışmazsın çimlenir de şu yaramazlar:D hem bana hem sana büyük sürpriz olur.;)

Yenilen pehlivanım ya, elimde üç tohum daha var. Birini bıçak ya da jiletle, diğerini çekiçle, birini de baltayla mı desem:D hırpalamayı düşünüyorum. Bakalım yine mi içlerine su almayıp çimlenmeyecekler:D

Üç ayı devirdik-dördüncü aydayız, benim ümidim kalmadı aslında ama altı ayı tamamlamalarını bekleyeceğim yine de... Sonra toprağı kurcalayıp bakacağım, rezil ettiler beni :D :D :D

Uzun zamandır yapmak istediğim ananas köklendirme deneyim.

Dün yolumuz BİM'e düştü, çiçek böcek gelmiş midir acaba derken manav reyonunda bu ananas gözüme çarptı. Yaprakların ortasına baktım yeşil, yani köklendirme yapılabilir. Akşam çocuklarla oturup köklendirme için bitki sapını hazırladık. İçini çocuklar yedi, kabuklarından da enzim yaptım. :D Hiç bir şey çöpe gitmedi yani;)

Tohumdan yetiştirdiğim SDurul şebboyum ikinci yılında çiçekleniyor. :)

Soğanlılarımdan birtakım görüntüler ve bilgiler eşliğinde bir sunum size. :D

Sayın alys'i bilen bilir, dürüst, uygun fiyat, cömert ve tertemiz alışverişin adresi olur kendisi. Ondan aldığım hiçbir soğanlı şimdiye kadar çiçeksiz bırakmadı beni. Geçen yıl SDurul ablamın tavsiyesiyle ilk alışverişimi yaptığım sırada özelden görüşme fırsatımız oldu.
Muscarilerle yeni yeni ilgilendiğim sıra bana kokulu bir muscari türünden bahsetti. Çok çok güzel bir kokusu var deyince bir yıl önceden siparişimi verdim, 10 adet istedim. Vakti gelince de hatırlatmamı yaptım ve bu sonbahar elime geçti. Sadece ben istediğim için bir tek benim için getirtmiş. ;)

Bahsi geçen muscarimin fotoğrafı bu;
Eklenti 639465
Eklenti 639466

Muscari ambrosiacum adı.
Kokusunu ilk yaymaya başladığı sıra kokunun sümbüllerden geldiğini sanmıştım. Yan tarafta yoğun kokulu diye geçinen nergislerim de olunca ondan koku geleceğine hiç ihtimal vermeden saksının önüne diz çöküp koklayınca şaştım kaldım.

Hava rüzgârlı da olunca "yok canım sümbülden geliyordur" diye söylenip emin olmak için koca saksıyı kucaklayıp odaya getirdim. Aman Allah'ım bir muscariden beklenmeyecek güzel bir koku;) Bayıldım, bayıldım ;) Sümbül gibi bir koku kraliçesiyle yarışacak yoğunlukta bir koku. Ve çok da güzel.

Sayın alys'ten siparişlerimle birlikte gelen ve tamamı hediye olan nergislerimin de çiçeklenmesine az kaldı. Merakla bekliyorum;) Görsel bir şenlik olacak.

Eklenti 639467

Yine sayın alys'ten aldığım sümbüllerim de mis gibi kokularıyla açıldılar.
Eklenti 639468
Eklenti 639469

Bu yıl zengarden'dan "iç mekâna uygun yoğun kokulu" diye geçen bir nergis türü aldım. Rengi beyazdı ama içinden bir tane sürpriz sarı nergis çıktı. Alışık olmadığım için çok şaşırdım, kendileri genelde sürpriz olarak hediye tohum göndermeyi tercih ederlerdi. Herhalde soğanlar, ithal paketinde gelince müdahale şansları olmuyor, yani birileri benim için Hollanda'da paketin içine bir sarı nergis soğanı atıvermiş:D
Eklenti 639470

Bunlar da yine sayın alys'ten aldığım ters lâleler (uva vulpis, meleagris,
michailovski)

Eklenti 639471

İkinci yılında erlicheer nergislerim, kendilerini sıkıp 3-4 çiçek açmaya çalışıyorlar;)
Eklenti 639472

Bildiğimiz, anam babam Anadolu muscarisi. Geçen yıl burada bir köylünün bahçesinden üç soğan olarak almıştım. Sayın alys'ten de hediye olarak gelince bir saksı dolusu oldular. Güzel mor-mavi tonuyla açmaya hazırlanıyor.
Eklenti 639473

Görüntüsü de çok güzelmiş, sayın alys bu güzelden ve kokusunun yoğunluğundan muscari başlığında bahsetmişti, şimdi senin güzel ellerinde çiçeklenip kokusunu yaydığını öğrenince çok sevindim ;)


Koku güzel ve yoğun, orası tamam ama kokuyu bir tarif etsene sana zahmet :D

Senin tarifinden sonra koku tarifi olayına bilerek girmedim:D Cesaretim kırıldı, ne yazsam yavan kalacak:D

Deme öyle şeyler, senin yazdığın herhangi bir şeyin yavan kalması söz konusu olamaz :rolleyes:
Hem sen tarif etmezsen ben nasıl zihnimde canlandıracağım onun kokusunu şimdi? :mad: :D (Bkz: Zihinsel koklama :D)

Bu hoyaları İstanbul'dan manolya_ ablam gönderdi. Onun tavsiyesiyle ponza taşı doldurduğum saksıya dikimleri yaptım. Telefon görüşmemizde öyle güzel anlattı ki hevesim coştu:D
Kokulu çiçek zaafım var biliyorsunuz, salonu parfüm sıkılmış gibi kokulu çiçekleriyle güzelleştiren mumlardan bahsedince ben de heyecanla kargomun geleceği günü beklemeye başladım. Dün de kavuştum. Hemen saksılarına aldım. ;)

Tamam peki, ama önce iyice bir koklayıp kokuyu burnumda ve zihnimde ayrıştırıp sonra onları söze döküp oradan da klavyeme aktarmak için zamana ihtiyacım var. Akşama inşallah koku aktarımı zihnine yapılacaktır. :D

Azucuk sabur edeceeüü:D:D

Gelelim beklenen muscari ambrosiacum kokusunu tarife:D A_NOMAD'cım sayesinde kendimi bu konuda epey geliştireceğim sanırım. :D

Yukarıdaki mesajdan sonra değişik vakitlerde ara ara gidip gözümü kapatarak ve yoğunlaşmaya çalışarak çiçeği bol bol kokladım. Çağrışımları zihnime yazdım. Son olarak birkaç dakika önce son bir defa deyip saksıyı kucakladım, çocuklardan uzak bir odaya geçtim, bağdaş kurup oturdum ve saksıyı önüme çekip koklamaya başladım.

Gündüz aldığım kokunun içinde kesinlikle sümbül kokusu vardı, yumuşacık insanı sarıveriyor, bildiğimiz sümbül kokusu işte.;) Kokunun büyük bölümünü de bu benzerlik oluşturuyor.

Yasemin kokusu (beyaz yasemin) da gündüz ara ara burnuma çalındı ama akşam alamadım.

Bir koku daha vardı ki gündüz yakaladığım beni çocukluğuma götürdü. Çocukluğumun bir kısmını geçirdiğim ilçemizde bahçe sınırlarına dikilen iğde ağaçları vardı, baharda o mis gibi kokusu, sapsarı parlak çiçekleriyle kerpiç duvarların üzerinden aşağı sarkan ama bir türlü boyuma kadar inmediği için çiçekli dalından koparamadığım... Sonra da olgunlaşan -bana göre tozlu ve boğaza kaçan- meyveleriyle ilçe halkının o vakitler favorisiydi.

Okula giderken -ilkokula- hiç sevmezdim okulu, sokaklar, evim, çay kenarı, söğüt ağaçları hep gözümde kalırdı, bir türlü doyamazdım. Yaz geldi mi de hadii hoop köye...:D

Bahsi geçen iğde ağaçlarına okula giderken gıcık olur, dönüşte pek bi severdim. Malûm eve dönüş yolu, sevimli gelmez mi, mis gibi kokuyu çeke çeke bana göre pek bir uzun olan iğdeli yoldan yürüye yürüye eve dönerdim.

İşte koku tam da o koku, çektim çıkardım muscarinin içinden... İğde çiçeklerinin kokusu... Acelen neydi çocukluğum, sokaklara doyamadığım gibi sana da doyduğum söylenemez:( Şimdi ben anne oldum ama çocuklarım hiç sokak görmüyorlar ne yazık...

Neyse duygusala bağlamayalım. Az önce bir daha kokladım dedim ya Tarsus'a geldiğimizin ilk yılı turunç ağaçlarının ve yeni dünya ağaçlarının çiçekli mevsiminde sabahın erken saatlerinde aldığım kokular da var, yeni dünya kokusu da turunç çiçeği kokusu da...

Özet geçersek, sümbül, yasemin, iğde, turunç ve yeni dünya kokularının toplamı, benim algıladığım. Zihne aktarım gerçekleşmiştir. TAMAM... :)

Muscari demişken hazır, bir de golden fragrance'miz var geçen yıl şeymaçiçekçilikten aldığım. Bu yıl açtı. Hani kavunlu sakız kokusu var ya onun gibi biraz.

Tasvir o kadar güzel ki koklamış kadar olduk ;)

Ses ve koku.
İnsan beyninin yıllar geçsede unutamayacağı bir öge.
Bugün kahvede genç bir kardeşimiz vardı. Zaten çoğu parfüm kullanıyor.
İnanın giremedim kahveye. Öyle parfümler kullanıyor ki gençler. Nefes almak imkansız.
Bazen kişilerin ismini duyayım, kullandığı parfümlerin kokusunu hissediyorum. Ben de çarpıntılar başlıyor, kalp atışlarım hızlanıyor.
Fakat yukarda sizler harika doğal kokulardan bahsetmişsiniz.

Muscari, nergis, yasemen, iğde, turunç, hoyalar vs.

Bir harika kokuda. Çimen biçerken ortaya yayılan kokudur. O geldi şimdi aklıma. Ne de güzel kokar. Sanki şu an kokluyorum. Hissediyorum.

Koku tarifinde zirveye yerleştin arkadaşım, harikasın ;)

Sayende ciddi ciddi zihinsel koklama olayını deneyimlemiş oldum, öyle ki yarın öbür gün bir yerde duysam 'ben bu kokuyu tanıyorum, bu muscari ambrosiacum kokusu' diyebilecek kadar kokuyu tattım, hatta hafızama da kaydettim :D

İğde kokusu seni yine alıp gezintiye çıkartmış, iyi de etmiş ;) Büyük keyifle okudum, kalemine-yüreğine sağlık, çok teşekkür ederim ;)

Kavunlu sakız kokusu ise -ne yalan söyleyeyim- beni o kadar cezbetmedi ama görüntüsünü çok beğendim :rolleyes:

Haklısınız Cumhur bey, bazen yolda yürürken yanımdan geçenlerden suratıma çarpan kokular, epey uzun bir yol arkadaşlığı ediyorlar bana. Bunala bunala yürüyorum:o

Bitki deyince aklıma üç şey geliyor, yaprağı, çiçeği, kokusu... Kokusuz çiçek yavan bulgur pilavı gibi:D

Çimen kokusu da çok güzeldir, köyde baharda çayırlarda hissederdim, inek yaymaya giden arkadaşlarıma heveslenir, peşlerine takılırdım:D O günlerimden epey ot kokusu kalmıştır burnumda:D

Bir de yağmurdan sonraki toprak kokusu her ne kadar bitki olmasa da çok çok güzel bir kokudur.

Ben teşekkür ederim arkadaşım;) beğenmene sevindim. Senin ısrarın olmasaydı ayrıştırma işine bu kadar dalamazdım. Şimdi tepemde iki cüceyle savaş verirken hiç romantik olmuyor ama ben de sayende geçmişten bir esintiyle serinlettim, stresli annelik maceramı.:D

Kalonşoları bu yıl doğu balkonda tuttuğumdan geç çiçeklendi. Önce içlerinde en azmanları olan turuncular, geçen sene saksılarındaki diğer renkleri boğduğunu gördüğüm için saksıları ayırmıştım. Bu sene de yanıltmadılar ve en önce onlar açtılar. :D

Eklenti 639559
Eklenti 639560
Eklenti 639561

Kırmızı kalonşo üstten çekim, azıcık da yandan.
Eklenti 639562
Eklenti 639563

Bu da pek mini ve şirin beyaz çiçekli bir ot, iki yıldır ful saksısında kendiliğinden bitiyor. Fule verdiğim limon tuzlu sudan şikayetçi değil. Isırganla birlikte saksı tabanını süslüyorlar.
Eklenti 639564
Eklenti 639565

Köyde kapı kapı dolaşıp arayıp bulduğum ve arsızca el koyduğum ters lâle soğanım, Allah'tan gençlerimiz saygılı da, "Bu lâle artık benim Fatihcim" dediğimde "canın sağolsun abla, şu saksıda sümbüller de var onları da istersen alabilirsin" diyecek kadar da engin gönüllü köylülerim var. :cool:

Eklenti 639567

Bu güzel, geçen yılın kahramanlarından hem kavurucu yaz sıcaklarını hem de kuru kış soğuklarını atlattı ve çiçek açtı.
Eklenti 639568
Eklenti 639569

Zengarden'dan aldığım amaryllis soğanlarını sonbaharda dikmiştim, erken baharda çiçeklerini açacak gibi.

Eklenti 639570

Amaryllis açmış.

Sevgili Suzi Dilara maşallah; kalonçlarına bayıldım iyi donmamışlar, amarallisin de pek bir güzel. Emeklerine sağlık.

YeniGinecim çok teşekkür ederim. Kalonşolar burada bütün kışı balkonda geçirdiler. İklim müsait olunca aşırı hassaslar hariç hepsi balkonda kışlıyorlar.

Gelelim mevsim güzellerinin en güzeline ve en güzel kokanına: Frezyalara.

Hikâyelerini geçmiş sayfalarda anlatmıştım. Sayın Dumlupınar, sayın kgursan'dan gelen ve benim geçen yıllardan kalan soğan ve tohumları diktim, ektim.

Tohumlar bir acaib şekilde çimlenip çimlenip kurudular, çok azı hayatta kaldı.

Özellikle sayın Dumlupınar'ın gönderdiği tohumlara gözüm gibi bakmıştım, şimdi hayatta kalanları hazirana çıkarıp soğandan çoğaltma telaşındayım.
60 adet gönderdiği soğanların durumları iyi, çiçekleniyorlar, yalnız hangi saksıdalar unuttuğum için "şu saksı" diyemiyorum ama iri soğanları diktiğim üç saksının da durumu şu an gayet iyi. Geçen yıl frezyalarımı kızartıp sonra da kurutan hastalık olmadı bu yıl -bir iki soğan dışında-.

İşte birer birer açmaya başlayan frezyalarımdan şimdilik iki kare:D

Eklenti 640866
Eklenti 640867

Bunlar da zengarden'dan aldığım lâlelerden ilki.
Eklenti 640868

Bunlar da yine zengarden'da Türkistan lâlesi diye satılan ve isminin hürmetine almadan edemeyeceğim botanik lâleler. Bir tanesi açmış ben yokken, solmuşuna yetiştim, diğerleri açarsa onların fotoğrafını eklerim.
Eklenti 640869

Bu da yine bizim oralarda yetişen ve bende dağdan sökülmüş orjinali de bulunan ters lalecikler.
Eklenti 640870

En son ters lâlede kalmışım, yine ondan devam edelim.

Eklenti 641139

Bu minik hercai geçen yıl dökülen tohumlardan, kendi kendine çimlenmiş, ben de alıp nergislerin arasına taşıdım, çiçek de açtı bebek surat;) Bunun gibi üç tane daha var.

Eklenti 641140

Ülkemizde yetişen nadide soğanlılardan "Leucojum aestivum" göl soğanı, yaz kardeleni. Anavatanı Türkiye. Soyu tükenmekle karşı karşıya yazdığı için hemen sipariş verdim. Amacım uygun bir ortam ayarlayıp yetiştirmek, çoğaltmak.

"...bugün Dünya pazarında yıllık değeri 19 milyar dolar olup, üretimi ülkemizden yasa dışı yollarla yolladığımız Bulgaristan'da yapılmaktadır. (Bkz. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24833647 )"

Niye hiç sahip çıkmayız maddî-manevî servetlerimize, niye bu kadar paragözüz:mad: Niye bu kadar kolay satılığa çıkarıyoruz sahip olduklarımızı... Aslında biliyorum da neyse...

Şimdilik saksıya diktiğim göl soğanlarımdan bir tanesi çiçek açtı. :D
Eklenti 641141

Amaryllislerimden ikincisi de çiçeğini açtı. :D

Eklenti 641142

Balkon demirine astığım kalonşolar. Bizim köyde adları "kaymakam kaşığı" imiş.;)

Eklenti 641143
Eklenti 641144
Eklenti 641145

Bugün tohum ektim, kendimi biraz geç kalmış hissediyorum, bu işleri şubat ortasında hallederdim geçen yıllarda.

Neler ektim; Önce mercan ağacı tohumları, sonbaharda burada bir seraya gitmiştim, bitkileri almış, çıkışta çiçekli zamanından beri gözüme kestirdiğim mercan ağacının tohumlarını kontrol etmek için durmuştum.

Tohumlar yeşildi ama yerleri kontrol edince geçen yıldan düşenleri, kabuklarının içinde muhafaza edili şekilde bulunca çok da sevinmiştim. Onları topladım, her zamanki gibi seradan birine söyleyip iznimi de aldım. :rolleyes: İyi ki toplamışım, zavallı, saksılı minik ağaç donmuş, seranın içinde hem de. :( Onu da budamışlar, taze tohumlar da gitmiş çöpe.:(

Sonra, titanopsis, kaktüs ve sukulent tohumları ektim, sevgili A_Nomad, "uzun sürer büyümeleri" dedi bir telefon konuşmamızda ama n'apayım, izlemeyi de seviyorum, tohumların büyümesini. :rolleyes:

Bir de yabanî bergamot ektim, büyük bir iştahla:D

Unutmadan üç adet shu mei (bu isme bayıldım), su yasemini tohumunu da ektim minik kaplara. :cool:

Daha ekilecekler çoookk, peygamber çiçekleri (pembe, beyaz, kırmızı, mavi), köyden getirdiğim papatya tohumları, kudret narı, etobur tohumları (yağmur yağmasını bekliyorum, yağmur suyuyla sulanıyormuş ya, dolaba biraz su stoklamam lâzım). :)

Bir de fotoğraf ekleyeyim, renksiz olmasın mesaj.

Diğer arkadaşlara da oluyor mudur bilmem ama ben senin yazdıklarını okurken her cümlede farklı bir manzaraya bakarken buluyorum kendimi, dolayısıyla herhangi bir mesajının renksiz olması ihtimal dahilinde değil ;)


Sana sevimsiz bir haberim var: Hani bendeki ylang ylang tohumları vardı ya, artık yok. :( Toprağı epey eşeledim, sonra saksı toprağını komple boşaltıp ince ince tohum arayışına girdim ama yok olmuşlar :(

Çok teşekkür ederim arkadaşım, kalp kalbe karşıdır. Ben senin sayfana bakarken senin evinde elimizde çayımız, birer birer çiçeklerinin başında geziyormuş gibi hissediyorum;) Sıcak anlatımın, düzgün Türkçen ve kullandığın noktalamalarla süslediğin bitkilerinin hikâyeleri ve güzel bitkilerin. Mor menekşeye yıllar sonra yeniden sen heves ettirdin, milii'ni görünce bir kırmızı da bana aldırttın, minik bahçen (o saksı kaç litrelik? Her gün yeni bir bitkinin adını söylüyorsun :D içinde kaç çeşit bitki var? Mübarek botanik bahçesine dönmüş:D iyi ki de dönmüş;) )

Ylang ylang tohumlarına şaşırmadım, üzerlerine eğilip bir avuç toprağın içinde az aramadım. Bazılarını buldum bazılarını bulamayıp diğer saksılara döktüm. Baş ağrısı ve göz ağrısı yanıma kâr kaldı:D

Sana sıkıntı vermedilerse sorun yok. ;) Deneyim oldu senin için;)

Ben de çok teşekkür ederim ;) Hayat bu ya, bakarsın günün birinde kanlı canlı oturup çayımızı birlikte yudumlamak da kısmet olur...

Minik bahçemin litre ölçüsünü hatırlamıyorum ama muhtemelen sadece 20-25 litre kadardır. Daha -donlardan nasibini aldığı halde hala hayatta olduğunu fark ettiğim ama henüz bunu netleştirecek bir filiz sürmemiş olan- melisam da var orada :D

Annem 'bilmemkimin dağarcığı gibi, teptikçe alıyor mübarek' der böyle durumlar için, benimki de o hesap :D :D


Ylang ylanglar için, ne yalan söyleyeyim epey üzüldüm ama o ukalalığın bir bedeli de olmalıydı elbette, bu da bana ders olsun :rolleyes:

Sevgili Sûz-i Dilârâ bu gün bende orkide ağacı ve su yasemini tohumlarını ektim.iki gün nemli pamuk içinde şişmesini beklettim. tabi buna mercan ağacı tohumunu da dahildi.fakat hiç bir şişkinlik göremeyince, hafif bir çentik atıp bu geceyi suda bekletip yarın ekeceğim. iki tanede selluka tohumum var. inşallah çimlendirmeyi başarırız. ayrca bahçe vanilyası tomurcuklarını göstermeye başladı bir ara fotoğrafını paylaşırım. diğer çalı adını sordum cevap veren olmadı. sizce pembe çiçekli prenses çiçeği olabilir mi? sevgiler.......

Hadi inşallah hepsi çimlenirler Münevver hanım;)

İnanın o bitkinin ismi hakkında hiçbir fikrim yok. Tek hatırladığım sevgili gilan'ın bahçe sayfasında rastladığım, orada da isim verilmiyordu sanırım:(



Balkonumdan devam edelim. Sayın alys'in hediye nergislerinden açmayan kalmadı, bir kısmı da ben yokken açmış. Bunlar en sona kalan ve kokulu olanlar.

Eklenti 641358

Bir ay olmadı, zambak saksılarını boşaltıp yavruları ayırmıştım. Anaçları ayrı saksıya yavruları ayrı saksıya. Yavrular da anaçlar da geliyorlar bakalım anaçlar çiçek verecekler mi bu sene. :confused:

Eklenti 641359

Frezya mevsimi, biraz da onlardan ekleyelim. Keşke mis kokularını duyabilseniz.
Eklenti 641360
Eklenti 641361
Eklenti 641362

Buraya notunu almış olalım.

Eşim çocukları alıp dışarı çıkınca ben de fırsattan istifade bir leğene yanmış gübre doldurup bitki diplerine birer kaşık verdim, arkasından da suladım. Her yer yine saksılardan taşan sularla doldu. :D Bir ara temizlerim. :D

Maşallah arkadaşım,balkonunuza bayılıyorum.Bu kadar güzel çiçekler,bir de çocuklar,sizi tebrik ediyorum.En aktif,en başarılı balkonlardan biri görüyorum sizin balkonu.Sevgiler.

Çok teşekkür ederim sevgihocam;) Sizin balkonunuzun ve çiçeklerinizin bakımlı, temiz görüntüsü ve cicili bicili aksesuarlarınız da benim favorilerimden.;)

Orman sümbüllerimiz de yavaş yavaş açmaya başladılar, pembe-mor karışımı renkleri bana çok güzel göründü.
Eklenti 641640

Bu da sayın alys'ten gelen farklı bir nergis, ortasındaki kırmızı halka çok hoş. ;)
Eklenti 641641

Bugünlerde balkonumdan çıkmak istemiyorum. Bitkilerin en güzel zamanları, esneye esneye acele etmeden uyananlar, çoktan uyanıp çiçek açanlar, tomurcuğa duranlar, filiz sürenler...

Mis kokulu frezyalarım açmaya devam ediyorlar, rengarenk, sarı, beyaz, pembe, kırmızı... En çok mutlu olduğumsa, önceki sene tohumdan elde edip bu sene yavru olarak ektiğim soğanların anaç haline gelmesi ve çiçek açmaları. Daha bir sevimli bakıyorlar bana sanki saksılarından "anne anne" diye çağırıyorlar ... ;)

Göl soğanlarımın tamamı açtı neredeyse, içinden aniden bir kurbağa "vırakk" deyip çıkıverecek gibi;) Adı "göl"lü ya, göl kenarlarındaki yosunlu, sazlık alanlarda bol bulunurlar... Çağrışım yapıyor çocukluğumdaki minik, durgun suların içinden ya da arkın kenarındaki otların arasından gelen kurbağa korosunun beste ve güfteleri...

Nergisler ayrı bir alem, açmaya devam ediyorlar, aynı yapraklı bitkilerden farklı farklı çiçekleriyle ayrı birer mucizeler, üstelik bazıları mis gibi kokulu...

Orman sümbüllerim, hem zarif hem fantastik, ismindeki "orman" kelimesinden mi nedir, kuytu, yosunlu, ıslak ve yeşil bir atmosfere götürüyor zihnimi, onlara bakarken huzur dolduğumu hissediyorum.

Muscarilerim Türk çayırlarının sevimli afacanları ... İçinden bir pericik çıkıverecek gibi sürprizli, gizemli bakışlar atıveren neşeli yaramazlar...

Ya lâlelere ne demeli, asil, naif, aristokrat... Ona söze ne lâzım, koca devre ismini vermiş, kelli felli devlet adamları işi gücü bırakıp onun ardınca koşmuş, aşılamış, yarışmalar düzenlemiş, tek bitkiye insan gibi adlar konulmuş.

Daha yazayım dedim ama benim obur kızım geldi ve "öpücük verirsem çay-bal* verir misin? dedi. Bu soru nezaketen "hayır" deyin de sonucunu görün:D Otoritemi sarsmamak adına "elbette kızım" diyorum.

*Çay-bal; pekmez ve su karışımından oluşan şerbete bizimkilerin verdiği isim...


Son not: Bu seferlik bitkilerimi fotoğraflarla değil de kelimelerle anlatmak istedim.

Bir tohum çimlendirme macerası ...

Bir gün evde oturmuş bir tv programını izlerken (TRT1-İyi Fikir) orada avokadonun muzdan bilmem kaç kat fazla potasyum içerdiğini duydum.

Ben Anadolu çocuğuyum elma, üzüm, şeftali bilirim, ananas (o da geçenlerde köklendirme denemesi için aldıklarım dışında) avokado, mango neyim bilmem; hayatım boyunca yemişliğim olmadığı gibi nasıl yeneceğini de internete bakıp öğrendim:D

Allah biliyor ya "kaç katı potasyum" lafını duyunca aklıma ilk enzim geldi, öyle alayım tadına bakayım diye düşünmedim.

Ben zaten bu ithal meyve (genel olarak bütün ithaller) işlerine de karşıyım, suyu mu çıktı Anamur'un muzunun, İzmir'in üzümünün, Amasya'nın elmasının...

Neyse bu defalık dedim ya enzim düşüncem baskın geldi, manavdan bir tane aldım (tanesi 5 tl) merak edip tadına baktım, hiç de beğenmedim. Çekirdeği dışındaki kısımları muz kabuklarıyla karıştırıp enzim yaptım.

Biliyorsunuz biz ağaçlar.net'çilerin tohum, çekirdek zaafımız vardır. Elimize geçen en bildik tohumları bile saksı diplerine sokuşturmaktan kendimizi alamayız. Tohuma durmuş bir ağaca, çiçeğe rast gelsek bir peçete arasına bir miktar tohum almadan duramayız. :D

Neyse avokadonun çekirdeğiyle baş başa kalınca zihnim geriye gitti. Van'da bahçıvan olması gerekirken akademisyen olmuş olan hocamın odasındaki avokado çekirdekleri aklıma geldi. Kürdan mıydı, çöp şiş miydi bir şeylere saplayıp plastik bardaklarda çimlendirmeye çalışıyordu:dilli:

Ben o kadar uğraşamam deyip saksılardan birine çekirdeği gömdüm, çimlenmezsen çürür gübre olursun deyip oradan savuştum.

Geçenlerde o saksıdaki çimlenmiş tohumları başka saksıya şaşırttım ve hiç bir çimlenme belirtisi göstermeyen avokado tohumunu tutup çektim. Çatırt diye sesler duyunca içim cız etti. Bizim çekirdek meğer çimlenmiş, altta kök yapmış. Hiç uzatmadan toprağı bastırıp tekrar suladım ve bir daha dokunmadım. Gitti diye üzülürken bizimki dirençli çıktı ve çimlendi.

Kendisi aşağıda;
Eklenti 645914

Not: Ananas köklendirme maceram hüsranla sonuçlandı. Hem mantar ilacına bulanmış hem de bulanmamış şekliyle iki kere suya koyduğum ananas sapları çürüdü.