Teşekkür eder iyi günler dilerim

Frezyacıklar, söküldükten sonra gölgede kurutuldu, kuru yaprak ve kökler temizlendi. Bir çay tabağındaki görüntüleri:) Ekim sonu kasım başı gibi dikilecekler inşallah. Burada havalar ancak soğuyor.
Eklenti 616260

Glayörümün çiçek sapı kırılınca tomurcuklar ziyan olmasın diye bardaktan vazoya konuldu. ;) Bu mesajın sahibi vazo çiçekçiliğine karşıdır bu gibi mecburiyetten kaynaklanan durumlar hariç. Çiçek dalında güzeldir. ;)
Eklenti 616261

Plumerialarım da ölümden döndü bu sene. Uyutma denemem az kaldı onları canından edecekti. Bir de üstüne çelik alacağım diye üstten budayınca iyice kötüledi. Zamanı gelip de hiç yeşerme görmeyince güneşten gölgeye çektim. Hem çelik tuttu hem anaç filiz verdi.
Eklenti 616262

Kalonşolar 6 aydır çiçekli. Ben yoruldum onlar yorulmadı:D Saksıları küçük, toprakları kıytırık. Demek ki bunu istiyor.
Eklenti 616263

İpekler de sanırım fazla bakımlı olduklarından çiçek konusunda çok nazlılar.
Eklenti 616264

Sevgili Sûz-i Dilârâ benim de 2 kök gelişmiş Plumeriam vardı, bu sene sebebini anlayamadığım bir durumla karşılaştım, her ikisi de toprak üstünden gövdede bir boşluk oluştu.

Önce birinin üstte olan sağlam kısmını kestim diktim ama tutmadı o da kurudu :( diğeri öylece duruyor ama toprak üstünde gövdede boşluk olduğu için yaprak vermedi sağlam yerini de kesmeye korkuyorum, oysa bu sene çiçeklenmelerini bekliyordum.

Size sormak istediğim uyku döneminde su veriyor musunuz ve ne kadar uykuda kalması gerekiyor?
Ben kışın ara ara su vermiştim, orada mı hata yaptım acaba, ondan mı çürüme yaptı ki? çiçeğini göremeden öldürdüm :(

Bu arada kalançhoelerinizin maşallahı var, aslında bütün bitkileriniz çok çok güzeller emeklerinize sağlık.

Öncelikle şunu söyleyeyim plumeria dona dayanıklı değil ve Türkiye geneli güney kıyıları hariç saksıda yetiştirilmeli. Kasım ayı gibi uykuya yatırılabilir, saksıdan çıkarılıp çıplak kök olarak da gazeteye sarılı vaziyette bekletilebilir deniyor ama ben buna cesaret edemedim hiçbir zaman. Saksılı olarak ışık alan ısıtmasız iç mekânda dondan korunaklı olarak uyutulmalı ve uyku döneminde su verilmemeli.

Ben burası için şubat ayı gibi sulamaya başlıyorum. Geçen yıl şubat ayında üstten 20-25 cm'lik çelik almış dikmiştim, tutmuştu ve çok da güzel gelişti.

Geçen yıl güney balkonumda dışarıda tutmuş ve çok az az arada bir sulamıştım, şubattan sonra havalar soğuk gitmeye devam edince suyunu yine az az verdim. Sapasağlam kaldı ve aldığım çelik de çok sağlıklı bir şekilde büyüdü.

Bu sene aşırı soğuklarda korumak için evin salonuna (ışıksızdı) aldım, 2-3 hafta kadar orada kaldı. Tamamen yapraklarını sarartıp çürür gibi oldu. Apar topar güneşe aldım tekrar. Sonra da şubat ayında yine çelik kestim tepesinden bir türlü hareketlenme olmayınca da güneşten gölgeye çektim(sabahları belki yarım saat teğet güneş alıyordu) toparlandı şükür.

Balıkesir şartlarında kışın plumerianın içeriye alınması ve su verilmemesi gerekir bence uyku döneminde.

Ben sizin yerinizde olsam saksıyı boşaltır, kökleri bir kolaçan ederdim. Sağlamsa, gövdedeki hastalıklı gibi görünen kısımları temizler, çelik alır diker, kalan kısmı da yine ayrı temiz topraklı bir saksıya geçirirdim. Sonra gölgede su vermeden bir müddet bekletir sonra az su verirdim. Sonra da beklerdim, sonuç ne olacak diye. Biraz sabır isteyen bir süreç ama sabretmeye çok alışkın bir topluluk olduk bu sitede:)

Yarı sukulent bitki olduğundan fazla sudan hoşlanmıyor, kökleri su içinde, çamurlu kalmayacak ama toprağı tamamen de kurutulmayacak.

Bazen bitkilerimizde böyle durumlar oluyor. Ben çiçeği geçtim, bazı bitkilerim hayata dönsünler yeter. Bu plumeria yıllardır bende, çiçek miçek görmedim. Sağlam kalsın yeter, zamanı gelince çiçeklenir. :D

Teşekkür ederim sevgili Sûz-i Dilârâ, hata benden kaynaklanmış :mad: uykudayken sulanmamasını bilmiyordum, yarı sukulent olduğunu da... sizin dediğiniz gibi saksısını hemen boşaltıp duruma bir el atmam lazım.

Umarım köklerde bir aksilik yoktur, beni bilgilendirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.

Kızım sakarın teki (babasına çekmiş:D). Sürekli bir şeylere çarpar, devirir. Kardeşiyle kovalamaca oynarken pencere önündeki yavrulu menekşe yaprağı saksısını yere düşürmüş. Ben de saksı hazır bozulmuşken diyip yavruların ikisini ayırdım. Kaktüs üretim saksısına geçirdim ve pencere önüne koydum.

Serada menekşeleri budayıp çöpe atmışlardı, sağlam görünce bunu ve farklı renk olduğunu tahmin ettiğim birkaç yaprağı almıştım. Diğer yapraklar fırtınada uçmuş, dışarıda duruyorlardı. Bu da sanırım klasik mor menekşe.

Sera çöpünden yaprak alma meselesi bana -şimdilerde siteye giriyor mu bilmiyorum- Benben1967'nin büyük bir marketin çöpe attığı ölmüş bitkileri seçerken güvenlik görevlisiyle arasında geçen tartışmayı hatırlattı. :D Güvenlik görevlisi izin vermiyormuş, o da "size ne kardeşim bunlar çöpe atılmadı mı sonuçta, ben çöpten alıyorum" :D:D Ne gülmüştüm o zaman. Neyse ki bizim kız izin verdi.
Eklenti 616509

Achimenes çiçeğe durdu.
Eklenti 616510

Mavişlerin bu sene tadı yok. Sanırım yerlerini ya da gübreli topraklarını sevmediler. Geçen sene daha fakir bir topraktaydı.

Eklenti 616511

Gloksinyalardan biri tomurcuğa geçti.
Eklenti 616512

Bardaktaki glayör bütün tomurcuklarını açtı.
Eklenti 616513

İpekler sitemimi mi duydu nedir? Bugün daha neşeliler. ;)
Eklenti 616514

Vapur dumanı, tek yıllıkmış. Sonbaharda alınan çeliklerden üretilebilirmiş.
Eklenti 616515

Zambaklarda da tomurcuklanma başladı.
Eklenti 616516

Bu mini kaktüsçük de çiçeğini bugün açmış, birkaç gündür takipteydi.
Eklenti 616517

Sedum palmerinin güzel renkli yapraklarını da ekleyelim:)
Eklenti 616518

Mavişlerin tadı yok demiştim ya neden olduğunu buldum. Balkon demirine bağlamıştım saksıları meğer alttaki çatının sıcağı vuruyormuş. Balkonun iç tarafına aldıktan sonra toparlanıp tomurcuklarını açmaya başladılar var güçleriyle. Maviş sıcak sevmez:D
Eklenti 617730
Eklenti 617731

Bu saksıya tek fide dikmiştim, çok büyümedi ama tomurcuklar fena sayılmaz.
Eklenti 617732

Garganicalar geçen sene açmamışlardı bu sene de açacak gibi görünmüyorlar. Komşuma verdiğim kökü berbat bir saksı ve toprağa dikip gölgeye koymuştuk o açmış ben de bu sayede çiçeğini gördüm. :o

Eklenti 617733

Mum çiçeğimde tomurcuk gördüm sanki:D Üç tane saymıştım sanırım birini fırtına koparmış.
Eklenti 617734

Gloksinya galiba altı saksı saymadım ama üçü zengarden, üçü amaryllisbahcesi.com'dan. Zengarden'dan bir tane daha vardı onu çürüttüm, yaprakları sağlamken küçük de olsa birkaç yaprak alıp pet bardağa dikmiştim tutarlar mı bilmiyorum. Yediymiş yeni saydım. O zaman dördü zengarden, üçü sayın alys'ten.
Eklenti 617735

Aynı saksıda bitişik gibi iki plumeriadan birini geç olmadan başka saksıya ayırdım. Gölgede tutmaya devam.

Eklenti 617737
Eklenti 617736

Melek gözlü ceylanlardan. Çok sevimli minik çiçekleri var. zengarden'dan almıştım.
Eklenti 617738

Sümbülteber saksısında şimdilik 7 tomurcuk saydım. Daha da gelecek gibi. Hadi inşallah. :D

Eklenti 617739

Balkondan genel görüntü de atalım.
Eklenti 617740

Balkonun genel görüntüsü harika... Maşallah, çiçeklerini açmasalar bile yeşilliği yeter sevgili Sûz-i Dilârâ; emeklerine sağlık...

Teşekkür ederim YeniGinecim. ;)

Bu sabah birkaç haftadır kafamda ağırlık yapan bir iki işi hallettim. Tohumdan perlit içinde çimlenen ballıcalarımı şaşırttım. Bazılarını küçük 9 cm'lik üretim saksılarına, bazılarını diğer bitkilerin saksı kenarlarına, bazılarını da ölmüş bitkilerimin topraklı hazır saksılarına şaşırttım. Şu sıra toprak sıkıntısı çekiyorum yine:o

Sonra bir serada satıcıya ısrar etmeme rağmen satmayıp hediye edilen, saksılardaki hercailerden topladığım tohumlar da çimlenmişlerdi. Jakarandaların dibine atmıştım, onları da çıkarıp oraya buraya şaşırttım. Amacım onlardan tekrar tohum alabilmek. Birazı bana birazı halama.

Daha kalonşoların saksıları değişecek. Selluka fideciklerim, şebboylar, yılbaşı sarmaşığım, üç saksı minik sardunyam var saksıları büyütülecek. Kaktüslerimden kopan dal, yaprak ne varsa ekildikleri yerde mini mini yavrular verdiler, onları üretim saksılarına almam lazım.

İşin kötüsü ben bitkilerime "sizin saksılarınızı değiştireceğim" deyip üzerinden biraz zaman geçtiği halde yapmamış olursam, çiçeklerime bakamıyorum. Onlardan utanıyorum. Sanki bana bakıp "hani bizim saksılar" diyor gibiler.:(

Sûz-i Dilârâ'cım, saksıda soğanlıları başarıyla yetiştiriyorsun ya imreniyorum. Ellerine sağlık.

Sümbülteberlerim yeşermedi bile, aldığım amaryllis soğanlarımı çürümesin diye sulamaya korkuyorum. Bu gece yağmur sulamış, bolca sulanmışlar. Hemen yağmur almayacakları bir yere taşıdım.

Kaktüs ve sukulentler su içinde kaldı, taşıyamadım. Her yer çamur, toprak oldu.:(

Tomurcuk carnosada mı yoksa pubycalix 282 de mi? Haydi bakalım, bir an önce açsın da bizler de görelim.:)

Her şey çok güzel, işler çok, kolay gelsin. Sevgilerimle...

Balkonunuzda gerçekten büyük bir emek var.Yapacağınız işleri sıralamışsınız.Maşallah diyorum,Allah kolaylık versin.

Sevgili Sûz-i Dilârâ bence de soğanlıları saksıda yetiştirmekte oldukça başarılısın bende bir türlü beceremiyorum güle güle büyüt mavişler harika garganicaaların harika çiçek açmış hallerini düşündüm de muhteşem olurlar inşallah açarlar :)

Benim de soğanlılar konusunda cesaretim biraz biraz bu sene geldi.

Sümbülteberlere canını sıkma, kısmet olursa sökünce yine yollarım sana başarana kadar devam. Yağmur alan amaryllislerinin saksı tabağını alır ve altına yükseklik yapar veya duvara dayayabilirsen fazla suyu süzmüş olursun. Saksının bir süre ıslak kalması mantara fırsat veriyor veya soğan çürüyebiliyor.

Frezyalarımı bu şekilde toparlayabilmiştim, sağolsun sayın Dumlupınar tavsiyeleriyle yol gösterici oldu. Bir de bu sene bütün soğanlı saksılarının tabanına cüruf veya çakıl taşı döşedim.

Terasın durumunu tahmin edebiliyorum. Balkonlarım kirlenince bütün işi gücü bırakıp iki günümü bu işe ayırıyorum. Çocuklar ayak altında çok zor oluyor temizlik. Sana da kolay gelsin ablacım. Yakınlarda olsaydın yardım etmek isterdim. Bayılırım ya temizlik yapmaya.:D Sen de çayımızı demlerdin şu fortakallı kekten de yapardın:D Ohh ikindi üzeri terasında çiçeklerin arasında çayımızı içer bitkileri incelerdik. Ramazan başıma vurdu herhalde:D ama ne güzel olurdu değil mi:confused:

Tomurcuk carnosada ama demin baktım biri kurumuş:o öbürü de kuruyacak gibi.

Çok teşekkür ediyorum. Emeğin en zor kısmı toprak bulmak. Sürekli toprak kıtlığı çekiyorum. Bulması ayrı dert üçüncü kata taşıma ayrı dert. Eşim de "hayatta elimi sürmem" diyor. Bazen dayanamayıp yardım ettiği oluyor ama o da eşref saatine denk gelecek de:rolleyes: Bu sene toprağı ormandan alıp arabaya taşırken komşu teyzemle (sağolsun beni hiç yalnız bırakmaz) düştüm ve sivri bir taş dizimi yaraladı:D Haftalarca mor ve şişmiş bir dizle dolaştım.

Kışın ortasında en kuru en soğuğun olduğu gün üç çuval toprağı arabanın arkasına zor bela taşıyıp eve getirdik. Donma tehlikesi atlattım diyebilirim. :D Gübreyi sağolsun aynı komşumun eşi bir köyden kamyonetle getirmiş. Saksı, cüruf, pomza, torf hepsi ayrı sıkıntı. Buluyorsun bir araya getiriyorsun sonra bir kırmızı örümcek, bir bit, bir mantar her şeyi berbat edebiliyor.

Neyse çok uzatmayayım dertliyim ama bu derdi seviyorum ne edeyim:D

Teşekkürler sevgili günebakan. Güzel sözlerin moral verdi, SDurul ablamınkilerle birlikte. :D Darısı senin ve diğer arkadaşların başına.

Bu durum bana çok tanıdık geldi, aynen benim halim de böyle işte :D
''Sanki'' demişsiniz ama sanki falan yok, resmen insana dik dik bakıyorlar ve telepatiyle tripler/sorular yağdırıyorlar. Sesli konuşabiliyor olsalardı hapı yutmuştuk, cümle aleme rezil ederlerdi bizi :D :D

Kendimi psikolojik baskı altında hissediyorum. :D Demirimiz nerede kaldı, bak bu saksı beni sıkıştırıyor, ay burası çok sıcak beni gölgeye al, susadıııımmm çabuk dinlenmiş suyumu getir, şu sararmış yapraklarımı ne zaman temizleyeceksin:D bunlar onlardan gelen seslerden bazıları:D Sanki 150 tane çocuğum varmış gibi. İyi ki benden başkası duymuyor:D Çok kaprisliler çok.

Benimkiler iki gündür 'anneee yanıyoruz su sık bize, su sık, bir daha su sık' diye bağırışıp duruyorlardı, elimden spreyleme şişesi düşmese de bir türlü avutamamıştım, neyse ki bugün bol bol yağmur yağdı da öğlenden beri sesleri çıkmıyor :D :D

Mavişlerden devam edelim, tam zamanları, açtıkça açıyorlar:D

Eklenti 618107
Eklenti 618108
Eklenti 618109
Eklenti 618110

Sardunyalar boylarına göre iyi çiçekleniyorlar. Zengarden'ın sayesinde bol bol ceylan sardunya sahibi oldum.
Eklenti 618111
Eklenti 618112
Eklenti 618113

Lisianthuslar da çiçeğe durmuşlar. Bunlar sayın kgursan'dan alınanlar. Keşke hepsinden ikişer değil dörder renk alsaymışım. Bu sene tohum da almak istiyorum lisilerden.
Eklenti 618114

Maşallah...

Sûz-i Dilârâ'cım, mavişler harika olmuş. Gerçi harika olmayan bitkin yok ki, emeklerine sağlık. Mavişler de mi lav taşı karışımı toprakta?

Akçabardak ve senin sayende Zengarden'dan sipariş verdim. İstediklerim stokta yoktu, ben de olanlarından istedim. Bitkiler sürpriz olsun.

Ablacım, mavişlerde lav taşı, kum vs. gibi hiçbir süzücü, gevşetici eleman yok. Klasik torf, gübre, bahçe toprağı karışımı. Hatta geçen yılki kullanılmış toprak. Suyu çok sevdiğinden aman fazla suladım, kök çürüğü olacak, mantara yakalanacak derdi de yok. Bit, böcek de yok. Çok rahat bir bitki. Senin sayende yıllar sonra mavişlerime kavuştum. ;) Böyle çiçeklerini izliyoruz hep beraber. ;)

Zengarden iyidir ablacım, iyi yapmışsın.;) Hangilerini istedin şimdi merak ettim. Şu günlerde mavi kelebek çalısı stokta, istediğim bitkilerden kendisi ve mor salkım, birkaç da kaktüs türü var. Ben de bunları almayı düşünüyorum.

Valla iyice merak ettim şimdi:D

Maşallah çok güzeller sayın suz-i dilara

Maşallah ellerinize emeğinize yüreğinize sağlık. Çok çok güzeller. Kırmızı ceylana bayıldımmm. Bende Kamil beyden lisi aldım çoğu öldü altı tane var onlarda inşallah ölmezler

Birde lisileri nasıl bir toprağa ektiniz maşallah çok sağlıklı gözüküyorlar güneştemi duruyorlar

Lisianthuslarınız neden öldü? Lisiler güneşi fazla sevmez, sabah güneşinden birkaç saat görüyorlar benimkiler o kadar. Sizinkiler yerini mi sevmedi acaba?