Tüm yorgunluklara bedel bir sonuç olmuş.

Sağlık, mutluluk, huzur içinde geçsin günleriniz.

SEvgili Limon,

Bahçeniz ve sayfanız hayırlı olsun.
Sağlıkla mutlulukla ve huzurla bahçenizde ve evinizde yaşam sürmenizi dilerim.

Saygılarımla

Çok çok güzel, ellerinize ve emeğinize sağlık. Beklediğimiz gibi harikalar yaratmışsınız. Sağlık ve mutlulukla oturun sevgili limon.

Şimdi benim aklım karıştı. Sen yasemin pergolalı evi satıp natamam bir ev almış ve onun inşaatı ile uğraşıyordun.
" Üstteki terastan deniz manzarası vardı. Yeni sahipleri güle güle otursunlar." demişsin. O ev başka bu ev başka mı?

Güler hanım, o kadar kafa karıştırıcı bir durum değil aslında...

Yaseminli evi satıp #34 teki evi alıp ve tadilatı yaptırdık. (Bahçesi küçük diye bahsettiğim ev) Sonra kısa zamanda müşterisi çıkınca onu satıp şimdiki yani ilk mesajdan itibaren tanıtmaya çalıştığım evi alıp tadilatını yaptırdık. Buranın bahçesi ev hariç 750 metrekare civarında, size göre küçük olabilir ama İstanbul'a göre epeyce büyük sayılan bir bahçe. :) Aralarda da yazdığım gibi biz tadilat işlerini çok sevdik, gücümüz yettiğince devam etmeyi düşünüyoruz. Sayfa açsam mı açmasam mı diye epeyce düşündüm ama sonunda "Her metresinde emeğim olan deneyimleri neden paylaşmayayım ki?" diye düşündüm. "Çöplük görülen yerler az uğraşla ve temizlikle bambaşka görünebilir" i dilimin döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.

Bir senedir beni ne zaman arasanız ben size gürültüler arasından hep "İnşaattayım" diyordum.. En son aradığınızda üst terastan GSP ye el kol hareketleriyle ne yapması gerektiğini anlatıyordum. :) Yani bir yıla 2 ev tadilatını sığdırdık ve çok deneyim kazandık.

Bir de bunlarla uğraşırken henüz yerleri bile hazır olmayan ama zamanını geçireceğim diye telaşlandığım zambak soğanları, Lisianthus fideleri almaktan kusur kalmadım. Ortada bahçe yokken zambakların yeri hazırdı ve kırmızı toprağın içinde bize gülümsüyerek moral veriyorlardı. :)

Bataklık gibi olan bahçede kalaslar dizerek ulaşıyordum yanlarına. :) (Bu fotoğrafı telefonumda buldum, o arada zambakların tek fotoğrafını çekmişim)
Eklenti 327460

Sevgili Limon,
Elinin değdiği yer cennete dönüşüyor. Her şey mükemmel olmuş. Güzel evinde ve bahçende güle güle otur.

güle güle oturun sağlıkla inşallah

Zambakları ve lisilerin kalıcı yeri neresi? Burnuna ve gözüne yakın olmalı :)

Limoncum, sen bir tanesin... Sihirli ellerin, estetik zekan ve birikiminle cennetler yaratıyorsun. Deneyimlerini bizlerle paylaştığın için çok teşekkür ederim. Ve içimizden biri olman ayrı bir mutluluk ve gurur veriyor.
Ev ve bahçe konusunda örnek alınacak bir marka olmuşsunuz.
Emeklerine , yüreğine sağlık...

Not: Boş zamanın olursa gel benim bahçeye de bir el at...

Zambakların yerini düşünerek hazırlayamadım, ilk müsait yere dikmiştim ama yerleri değişecek. Lisianthuslar ise sizlerinkiler kadar keyifli olamadılar çünkü viyollerde biraz uzun süre kalmak durumunda kaldılar.

Ama burnum için Melisa alıp giriş kapısının yanıbaşına dikmekten kusur kalmadım. :) Şu sıra bolca tomurcuk oluşturmaya başladı ama henüz kokularını yaymadılar, bir iki güne başlarlar sanıyorum.

2 adet kokusunun methini çok duyduğum ama nasıl olduğunu bilmediğim Osmanthus aldım. Onları da sedirin yanıbaşına diktim. Çamlıca Fidanlığındakilerin dediğine göre kokusu Melisadan bile yoğun ve güzelmiş, yanına gidip koklamaya hiç gerek olmazmış. Sanırım baharda çiçeklenecek.

2 kök Yaseminimi de kapının hemen yanıbaşına diktim, yeni yerlerine alışıp bir sürü yeni sürgün uzattılar. (Ne yapsın gariplerim, alıştılar her yere taşınmaya, vazgemiyorum onlardan)

Sevgili Jineop, boş kalıp canım sıkılmaya başladığında bu söylediğini sana hatırlatacağım. Pişman olma ama sonra... :)

Yalnız şunu diyebilirim ki yakın gelecekte hayallerimizi gerçekleştirebilecek usta bulamayacağız. Sanatçı ruhlu ustalar özellikle de marangozların sayısı o kadar az ki... Bir merdiven kaplatacağız mesela, altı üstü dümdüz rafı getirip basamağa yapıştıracak. Geliyor birisi, ölçüyor, biçiyor, düşünüyor, düşünüyor... (eminim ben bunlara fiyatı nasıl şişirtip giydiririm diye düşünüyor en çok) "Bunun işçiliği çok zor, basamak başına 400 TL." diyor. Büyük şaşkınlıkla "Ne!???" diyorsunuz. "İşçilik" diyor "Çok zor" Çok zor dediği dönen merdiven değil dümdüz betonu hazırlanmış yine dümdüz bir raf gibi ağacı alıp yapıştıracak, o kadar. Dayanamıyorum " Oyma aslan başı mı istedim kardeşim ben senden?" deyip nasıl gönderdiğimi bilemiyorum.

"Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derlermiş " kadar uyan bir söz yok herhalde duruma. :)

Marangozluk işlerine de merak salmaya başladım. Biraz bunun üzerine eğilip keresteciler sitesinden ham malzemeyi alıp kendi istediğim gibi şekillendirmek istiyorum. Gücümün yetmediği yerlerde yardım alırım. Öyle çalışkan adamlar var ki yevmiyesi 50 TL'dan. Ağır şeyleri taşısalar yetecek bana. Yaptığım şey kusurlu da olsa kendim yapacağım için kusurunu umursamayacağım, hatta seveceğim. Buna da niye karar verdim? İstediğim gibi ham ağaçtan masayı hiç bir yerde bulamıyorum. Her şey suni malzemeden yapılıyor artık. Bir iki yerde var onlar da uçuk fiyatlarda... Oysa istediğim o kadar basit ki, ham kütükten kesilmiş bir dilime ayak takıp masa oluşturmak. Sandalye yapamam ama masa veya sehpa veya dümdüz bir bank, alet edavat ve malzemeyle yapılamayacak şey değil.

Son mesajını okuyunca çok güldüm. Ben de zaman zaman marangozluk işine kaptırıyorum kendimi. Hatta marangozhaneye gittiğimde o kocaman pürüzsüz tahtaları koca koca tomrukları bir okşamam var görmelisin.
Oğuz da bana sık sık takılır; hele bir imkânını bulsam da sana bahçeye 3 tane kocaman Rus çamı tonruklardan atıversem ne kadar sevinirsin hani.

Doğru valla sarılır sarılır dururum kütüklere. Mis gibi de kütük kokarlar. Neler neler yaparım onlardan. :)
Zaten ağaç işlemeler hep benim hoşuma gider, daha sıcak hava verir.

Onları şekilli kesen bıçkılar var ya, bir tane alsam mı diye düşünüyorum. ;)

Sevgili Limon, o kadar haklısın ki... Biz de Sinanoba'ya yeni taşındığımızda oğlumun bazalı yatağına istediğimiz gibi bir tarafı kitaplık diğer taraf (yatağa gelen tarafı) düz bir yatak başı yaptırmak istedik marangoza. Kimse anlamadı, anlayanlar da yanaşmadı yapmaya.Sonunda biz de senin gibi kızdık ve gidip Bauhausdan ölçümüze göre meşe görünümlü tahtalardan kestirdik ve eşimle birlikte bir öğleden sonramızı verip kafamızdaki modele göre istediğimiz yatak başını kendimiz yaptık. Hem çok beğendik (el emeğimiz olduğu için ) hem de o kadar ucuza mal oldu ki biz bile şaştık.. Şimdi eve her yeni gelen arkadaşımıza ev ve bahçeyle birlikte standart onu da gösteriyoruz "Bakın bunu da biz yaptık" diye gururlanarak :)))))) .......

Limon, Güler Hanım, Eser Hanım,... aslında bu sitede daha çok isim var; ortak noktalar olunca senelerdir tanışıyor gibi anlaşabiliyoruz. Ben de marangoz ve ferforjeci olmayı çok isterdim. Yakınımda kereste depoları var, önlerinden geçerken ister istemez neler düşünüyorum, neler. Bir giysi mağazasına girmeyi çok sevmem ama yapı marketlerde gün boyu kalabilirim.

İnşaattaki zorlukları ben de yaşadım, eşimin zamanı olmayınca kabalarla, detaylarla çok ilgilendim, zaten oldum olası tüm yapı işleri ilgimi çeker. "Gerçek Usta" bulmak çok zor, çünkü eline alet alan herkes "ustayım" diyor ama iş ortaya çıkmaya başlayınca notu veriliyor. Bir de işi yaptıran kadınsa, tavır başka, iyi bir site içindeyseniz fiyat listesi de başka olabiliyor.

İyi ustaların da hakkını yememek lazım, onlara gönülden "Usta" diyebiliyorum, ne yazık ki nadir çıkıyorlar.

Limon, bu yüzden, bir senede iki evi adam ettiğin için tekrar kutlarım, biraz dinlenince yeni arayışlara gireceğinden eminim :)

Sayın imon,
Yeni eviniz, bahçeniz hayırlı olsun.Allah ailecek sağlıklı ve huzur dolu bir şekilde kullanmanızı nasip etsin.
Bu arada hazır ev tadilatına alışmışken 3. yani şimdiki eve de ben talip olayım, nasıl olsa işler bitmiş gibi, siz inşaat halinde olan yeni bir ev bulup yeniden 4. eve başlayın.Hem 3. evin hazır bahçe sayfası da açılmış sayfa açmakla da uğraşmayıp hazıra konacağım, satış sırasında bahçe sayfalı ev olarak değerlendiririz.:rolleyes:
Selamlarımla

İki gün siteden uzak kalmışım ve neler kaçırmışım. :)

Yeni eviniz, yeni bahçeniz ve de yeni sayfan hayırlı olsun sevgili limon. :) Çok güzel bir hammaddeden çok güzel bir eser çıkarmışsın ortaya. Tam bir profesyonel peyzaj tasarımı olmuş. Eğer tadilat işlerine devam etme niyetiniz varsa senin bu tecrübelerin de olayın çok önemli bir parçası olacak. Bir evi gösteren bahçesi çünkü bence. :)

İki şey çok hoşuma gitti.

Birincisi dergilerden fotoğraflardan beğendiklerini yılmadan hayata geçirmen. Örnek alınabilecek bahçe düzenlemeleri başlığının sadece bakılıp geçilecek değil, gerçekten de örnek alınabilecek, gerçekleştirilebilecek, sahip olunabilecek görüntüler içerdiğinin kanıtı.

İkincisi de bu kadar kısa zamanda bir bahçenin bu kadar düzenlenebileceğini görmek oldu. :) Tabii ki bitkilerin serpilmesi zaman alacak ama göze böylesine hoş gelen bir düzenin bir kaç ay içinde oluşturulabileceğini görmek çok güzel.


Ayrıca güzel bahçe resimlerinde hep dikkatimi çeken, bahçeyi çevreleyen yeşil çerçeveye (arka plan orman görüntüsü) sahip olmana da bayıldım. :)

Kolaylılar dilerim. Sen detayları paylaştıkça kimbilir daha neler öğreneceğiz...

Tuğla yürüme yolunu ve merdivenleri yaparken, tuğlaları dizmeden herhangi bir işlem yaptınız mı? Beton falan attınız mı?

Altına mıcır serilip üzerine kaba tabir ettiğimiz fazla çimentolu olmayan harç serilip tuğlalar yerleştirildi. çimento kullanılmazsa basamaklarda sorun oluyor ama sadece yürüme yolu döşenecekse mıcır üzerine kum serilip tuğlalar dizildikten sonra aralarına kum+toprak karışımı ve istenen yer örtücü tohumu ekilip doldurulabilinir.

Yani önceden beton atılıp üzerine tuğla kaplanmadı, yakın fotoğraf çekince her basamak arasında bitki dikecek boşluk olduğunu göreceksiniz. Kekik, mine, ipek çiçeği, buz çiçeği, vapur dumanı ve bu sene yapı marketlerde bolca satılan bodur kufeyaları diktim. 2 basamak boş kaldı onlara ve ipeklerin yerine ericanın bodurlarından (henüz satılmaya başlamadı) çiğdem soğanları ve minik çiçekli sıklamenler dikmek istiyorum.

Sevgili limon, eline yüreğine sağlık tüm hünerlerini bu bahçedede sergilemişsin, sağlık ve huzur içinde tadını çıkarın sevgiler.

Yeni eviniz ve bahçeniz hayırlı uğurlu olsun.Duamız budur.

Sevgili arkadaşlarım, güzel temennilerinize çok teşekkür ederim. Dilerim isteyen herkes bahçe hayallerine kısa zamanda kavuşur.

Bu siteyle tanıştığımızda hemen hemen hepimiz acemiydik, bildiğimiz bitki sayısı etrafımızda gördüklerimizden ibaretti. Ama burada sonsuz sayıda bitkiyle, ağaçla tanıştırdık birbirimizi... Eline imkan geçecek herkesin bambaşka güzellikler yaratacağına inancım sonsuz.

Kısaca hepimiz birbirimizin öğretmeni, danışmanı, destekçisi, itici gücüyüz...

Güzel ve sağlıklı geçen her dakika çok kıymetli... Ben de hepinize sağlıklar, mutluluklar diliyorum...

yeni eviniz hayırlı olsun sevgili limon.

merakla takip ediyorum- edeceğim.
merdiven uygulamasındaki sıradışılık çok hoşuma gitti herkes gibi,
havuzunuz olacak mı peki? ya da var mı? (havuza taktım ben bu aralar)

Sevgili Limon,

Uzun zamandır bahçenizi merakla bekliyorduk. Harika bir iş çıkarmışsınız sizin ve eşinizin emeklerine sağlık.

Sağlık içinde, huzurla, çok keyifli günler geçirmenizi temenni ederiz.

Sevgili Limon,

Daha önce bir yerlerde bahçe sayfası açmayı düşünmüyorum diye yazınızı okumuştum.
Ve Üzülmüştüm. Çok zevkli düzenlenen eski bahçenizden sonra bu yeni bahçeyi bende merakla bekleyenlerdendim .

Bize bahçenizi açtığınız için teşekkürler.

O harabe haliyle şimdiki arasında bile bu kadar fark olduktan sonra bitkilerin görselliğini hayal edemiyorum.

Sağlıkla, mutlulukla çok güzel günlerle oturun.

Çok güzel şeyler yapmışsınız... sizi tebrik ediyorum.

Yabancıların gıpta ile seytettiğim ev ve bahçeleri kadar güzel olmuş.

Bitkileriniz tam serpilip geliştiği zaman harika bir dünyanız olacak.

Güle güle oturun, Allah ağzınızın tadını bozmasın.

Limon, sayfana her girişte giriş kapına bakıyorum, çok beğeniyorum. Mor salkımın bu bahar açacak gibi gözüküyor, harika olacak. Beyaz kapılara mor ve mavi çiçekleri çok yakıştırıyorum, senin bu alan için planların var mı? Dışarıdaki saksıda ne bitkisi var? Oluşabilecek görüntüler şimdiden bile mutlu ediyor.

Mor salkımı epeyce gelişmiş gövdeli aldık. (Büyük Çamlıca Fidanlığı) Doğru söylüyorsun bahara açacaktır. Aslında beyaza her renk yakışıyor, dış kısma 2mor salkım diktik, içe de 2 sarmaşık gülü diktik. Mor Salkımlar zaten her yeri kaplayacaktır ve yeterli olacaktır.

Dışarda zemini kazmak çok zor olduğundan saksılara kışın güzel görünecek olan Ilex-Çoban Püskülü diktim. Bitkilerin fotoğraflarını da çekeyim değil mi? :)

Çalışmaktan fotoğraf çekmek pek aklıma gelmiyor. Dün biraz fazla zorlamışım, bugün belim, sağ el bileğim, bacaklarım ve kaburgalarım kendilerinin var olduklarını hatırlatıyorlar. Oğlum, "Eeee yaşlandın artık, eskiden neler yapardın bana mısın demezdin..." diye moral verici konuşmalar yapınca "Ne yaşlanması, gencim ben" diye gaza gelip fazla çalışınca, gece belim yüzünden oturduğum koltuktan yardımsız kalkamayacak durumdaydım. Ayağa kalktıktan 3 dakika sonra açılıyorum ama ilk adımları atmak zorlu oluyor... :)

Bütün bu yorgunluğun sorumlusuysa Max. O'nun yerinin etrafında da bitkiler dikili. Toprağın üzerine çakıl serecekken birden şiddetli yağmur başlayınca çocuklar işi bırakıp gitmişlerdi. Evelsi gece Max, o kırmızı topraklara basıp, bembeyaz kaplı 80 metrekare alanın her santimine pati damgalarını basmış. (hiç uyumamış gece demek ki...) Yerleri ciflemeden önce kırmızı toprağın üzerine çakılları sermek gerekiyordu. Oğlum, eşim ve ben karpuz taşır gibi kovaya doldurduğumuz çakılları taşıdık, serdik. Yeri cifledik, fırçaladık, çekçekle çektik.

Bunların sonucunda;
1-bir daha kırmızı toprağın k sini bahçeye sokmamaya (çim sermeden önce de işçiler basıp basıp eve dalıyorlardı)
2-"dar alanda yazık hayvana, şöyle geniş geniş yeri olsun" dememeye
3-Yerleri hangi akla hizmet beyaz yaparsın a (ilk iş bunu halledeceğiz)
4-bu işleri 50 kere de yapsak, hatasız kul olmaz a
karar verdik. :)

Desene, baharda kapında bayram var:)

Limon, o ağrıları ben de iyi biliyorum ama geçen sene doktor dizlerim için ameliyat gerekebilir deyince kendimi zorlamaktan vazgeçtim, kötü görüntü moralimi çok bozsa bile "boşver" demeyi öğrendim:) Gerçi yaptığın yere yapınca o yorgunluk çabuk geçiyor ama çok da zorlama kendini.

Max'ın yeri evin ne tarafında kalıyor? Sen daha önce de çakıl uygulamıştın sanırım, memnun kalmıştın. Tarçın'ın kapısının önüne kayrak dizip, aralarına mıcır atmıştım, kaza kaza bütün mıcırları attı, küçük kaytak taşlarını da çıkarmayı becerdi. Ayrıca kum serilmesi tavsiye edilmişti, kayrak alanın bir basamak altında da kum serili alanım var, etrafına kaldırımlarda bulunan bordür taşlarından koydum, kullanımından çok memnunum ama yakında "beyaz" taşlar varsa, ayağıyla 2-3 m'ye kafar taşıyabiliyor.

İlk yerinde çakıl sermiştim ama aslında hiç uygun değil. Orada zaten hep açık bıraktığımdan önemsemiyordum. Ama kapalı oldugunda tuvalete çıkaramadığımızda yerine yapınca yıkayınca gider olmadığından koku oluyordu.

Geçenki yerdeyse zemini doğal taş (hani şu kademeli duvara döşediğimiz) ile kaplayıp kapı kısmına da en genişinden oluk şeklinde süzgeç (gider) yapmıştık. Yıkayınca su çok çabuk gidiyordu ve o taş seramik gibi olmadığından hayvan rahat basıyordu. ( kaymıyordu)

Burası eskiden seramikle kaplı olan (havuzun ilk halini gösteren fotoğraftaki) kuzey cephe. Max güneşten hiç hoşlanmadığından en rahat edeceği yer orası geldi bize. O seramik alan çok kayıyordu, büyük olduğundan doğal taş maliyeti bütçemizi aşıyordu. Biz de yapı markette gördüğümüz Henkelin epoksi benzeri bir malzemesini uyguladık. O alanda da 4 adet süzgeç (Su gideri) var, yani yıkayınca su hemen gidiyor. Uygulama kolay, boya gibi ruloyla temiz zemine sürülüyor. O alanın iki tarafına komple saksılık yaptık. Maxin çıkabileceğini hiç düşünmemiştim, fazla atik bir köpek değildir aslında. Fakat gece aşağı tarafta kalan köpekler havlayınca bizimki merak edip görmek istiyor sanırım. (gündüz çıktığını hiç görmedim, görsem anında kızacağım ama biz uyurken yapıyor yapacağını)

İşte o saksılıklara yan evle aramızdaki kısmına Zakkum dikmiştim, diğer taraf da özgür bölümümdü, yani ufak tefek ne varsa oraya geçirmiştim. Fakat artık hiçbiri yok çünkü hepsini ezmiş. Dün orayı boşalttım, Zakkumların altı dahil toprak görünen tüm alana deretaşlarını serdim. Gece yine çıkmış ama ayakları çamur olmadı en azından. :)

Bahsi geçen süzgeç nedir ?

Kirli su gideri Nurcan hanım.

Benol hanım, çok teşekkür ederimm.

Burada fotoğraflar hem küçük oluyor, hem de netlik kaybı oluyor diye bahçe sayfası açmayıp, fotoğrafları galeride paylaşacaktım. Bitkileri de kendi başlıklarında paylaşırım diye düşünmüştüm. Ama baktım ki anlatacak epeyce şey birikmiş sayfa açmadan olmayacak. :)

İlk sayfadaki boş bölümlere yeni fotoğraflar ekledim. İki bölümü boş bıraktım, onlara da sonbahar renkleri başlayınca yeni fotoğraflar çekip eklemek istedim.

" gaza gelip fazla çalışınca, gece belim yüzünden oturduğum koltuktan yardımsız kalkamayacak durumdaydım. Ayağa kalktıktan 3 dakika sonra açılıyorum ama ilk adımları atmak zorlu oluyor... " diye yazmışsın sevgili limon, ben de nasıl olduğunu çok iyi bilenlerdenim.Yine sen yardımla da olsa dikilebiliyormuşsun ben çok defa kapıdan içeri girdiğimde adeta emekliyerek banyoya gidiyordum. Banyonun sıcak duşu dikilebilmeme yardımcı oluyordu. Olsun yine de güzel uğraştı.

Merdiven aralarında lobelya - alyssum da çok güzel duruyor, bir iki basamakta istersen dene, benim yaptıklarım da burada. Hele yayıldıklarında görüntü çok güzel oluyor.

Kırmızı zakkum ne kadar da kırmızı! :D
Katmerli hatmiye de bayıldım.
Merdiven kenarlarının bitki seçimleri çok hoş. Gelecek seneki hallerini görmek için sabırsızlanıyorum. Ev satılırsa bile gelip fotoğraf çekmek üzerine anlaşmak gerek. :p
Giriş kapısının iç tarafına ayrı, dış tarafına ayrı bitki kullanma fikrini de çok beğendim. Bakalım nasıl bir performans gösterecekler...


Gelelim sorulara :)
- Ağaç kabuğu kolay temin edilebiliyor mu? Çuval fiyatı ne kadar?
- Havuz kenarındaki ledler dikey kenardalar mı? (Gece çekimi fotoğraf isteyebilir miyiz? :))
- Merdivenlerdeki bitkiler ve sarıkızlar şimdiden bayağı gelişmiş. Gelen geçen basmıyor mu?
- Clematis koleksiyonu bu bahçeye geldi mi?


Ekstradan galeride de birkaç fotoğrafa itiraz etmeyiz! :D

Gilan, aslında merdiven kenarındaki bitkilerdeki renk cümbüşü gözle çok daha güzel görünüyor, fotoğrafa tam yansıtamıyorum. Özellikle Nandinaların yaprak rengini ve formunu çok sevdim.

-Ağaç kabuğunu da Büyük Çamlıca Fidanlığından aldık, pek ucuz bir şey değil. ( ne ucuz ki...) Çuvalına 10 TL istiyorlar. Biz açık almak istedik ama baktık aynı hesaba geliyor taşıması kolay olur çuvalla aldık.

-Gece çekimi yaparım. Ledler dikey kenarda değil, çıkıntının hemen altında, görünmeyip sadece ışığının sızmasını seviyoruz. Bu sene çok fuar gezdik dedim ya birisi de aydınlatma fuarıydı. Fuarlar insanın ufkunu genişletiyor. :)

-Sarıkıza bir şey olmuyor. Diğer bitkiler ise basamağı geniş tuttuğumuzdan dip kısmında kalıyorlar. Fazla uzayanı budamak gerekecek.

-Bir Clematisim bile yok. :) Ona karşı özel ilgimi kaybettim gibi... Genel düzenlemeler şimdilik daha önceliğimde, yerleşik düzen olup canım sıkılmaya başlarsa belli bir türe yönelmeye başlarım yine. ;)

Güler hanım, sizin o uygulamanız çıkış noktamdı zaten. Lobelya ve alisyumlar için baharı beklemek gerekecek. Şu sıra bodur ericaları bekliyorum, boş kalan 2 sıraya erica dikmek istiyorum. Bir de İpekler geçmeye başladı, yerleri boşalınca küçük çiçekli sıklamenle çiğdem soğanları dikmek istiyorum.

OooOooOooooooo.:)
Bahçe sayfası açılmış ve üç sayfa bile olmuş. Hayırlı uğurlu olsun Limoncuğum. Güle güle, sağlıkla, mutlulukla ve sevdiklerinle birlikte güzel günlerde oturun inşallah.

Hemen incelemeye başlıyorum.:)

Vay vay vayyy... Kimler gelmiş kimler geçmiş buralardan.. :)

Yokluğun hissediliyor, bu kadar arayı açma... Sevgiler...

amin :)

bahçede evde şahane ellerinize sağlık, eşinizle bir ömüe mutlu ve huzurlu yaşamanız dileği ile...

Sayın Limon, merhaba,
Beklememize değmiş doğrusu.
Tebrik ederim, ne kadar güzel olmuş. Sizleri takip edip örnek alanlardan biriyim.
Hürmetler...

Eylül ayının ılıman geçmesiyle bitkiler ikinci baharlarını yaşıyorlar. Hiç kaybın olmaması bile sevindiriciyken çiçek açmaları, yeni sürgünler vermeleriyle daha da keyifleniyorum.

Gardenyalar ilk diktiğim günden beri hiç çiçeksiz günü geçmeyenlerden. Şu sıralar en keyifli ve bol çiçekli günlerini geçiriyorlar.

Sabah ayazında üzerinde oluşan damlalar güzelliğine güzellik katmıştı. :)
Eklenti 335056