![]() |
|
|
|
|
|
#1 | |
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Haklısınız. Her geçen gün bahçenin bir forma girdiğini gözlemleyebiliyorum. Gelecek yıllarda daha da güzelleşecektir mutlaka. Biraz daha genç yaşlarda olsaydım, fındıklığı küçük, bahçeyi daha büyük tutardım. O zaman sözünü ettiğiniz gibi bir botanik bahçesi oluşabilirdi. Artık bununla idare edeceğiz. ![]() Gerçekten fındıklıkta iş bitmiyor. Son günlerde ''Bahçeleme'' denilen, sık ve birbirine değerek zarar veren dallar alındı. Seyrek olan yerlere, sık olan yerlerden kökleme yapılarak aşılandı. Kesilen dallar, odun ve çangal (fasulye sırığı) olarak ayıklandı. Kalan dallar, uygun yerlerde yakılmak üzere öbeklendi. Velhasıl, sosyal ilişkilere yine zaman kalmadı. İnanın, dostlarım ''aramıyorsun!'' diye sitem ediyorlar. Melisayı bu yıl daha bi sarıp sarmalayacağım. Zira çok güzel gelişti ve büyüdü. Onu kışa kurban etmemeye çalışacağım. ![]() Sizlerin de, her şey gönlünüzce olsun. Selamlar. ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Dün bazı küçük çalılarımın yerlerini değiştirdim. Tabi toprakları ile birlikte. ![]() Monarda' yı daha bir göz önüne aldım. ![]() Alacalı yapraklı Vangelya' yı da. ![]() Pembe-beyaz çiçekli vangelyayı daha güneşli bir yere taşıdım. ![]() Hebe veronica çok güneşte kaldı, gelişemedi. Sık sık yapraklarında ateş yanığı oluştu. Alacalı yapraklı bitkilerin tam güneşi sevmedikleri söylenir. Bende onu yarı gölgeye aldım. ![]() Son olarakta kokusuz çiçekli filbahriyi atmaya kıyamayıp, fındıklık kapısının yakınına bir yere taşıdım. ![]() |
|
|
|
![]() |
|
|