Orhan Özbilgiç / bahçe

[Orhan Özbilgiç]

Şakayıklarımın en güzel görüntülerini yakaladım. Bu yıl gerçekten coştular.

Gülleri gölgede bıraktılar desem yeridir. Gerek görsellikleri ve gerekse kokularıyla. Özellikle , kırmızı,sarı ve pembe müthiş kokuyorlar. Bilmiyordum. bu yıl yanlarından geçerken fark ettim.

[Orhan Özbilgiç]

[YeniGine]

Sevgili Orhan Bey bu bahçe başka bahçe. Gerçekten titizlikle, itina ile, gönlünüzce emek verilmiş bir bahçe.
Çok istememe karşın bir tanecik sarmaşık gül almış idim düz duvarın önüne diktim ilk başta fakat sonradan gördüm ki baya bir uzuyor dertlendim tabi ben bunun bu dallarını nereye tutturacağım, neyle bağlayıp tutturmalıyım. Zira uzayan dallar ince ve hatta cılız dercesine uzuyor. Onun için mart ayında o cılız dalları budadım kendimce kalan dallar kuvvetlensin diye düşündüm. Şimdi gülümün son hali normal bir gül gibi. O yüzden fotoğraflayamıyorum bile.
Ve bu arada şakayıklarınız muhteşem olmuşlar, maşallah!..
Sonra sevgili Adalet Hanım, Sayın pria muhabbetiniz de harika geçmiş. Hocam kelimesini çok sevdim.
Emeklerinize, gönlünüze sağlık Orhan Bey.

[Orhan Özbilgiç]

Sevgili YeniGine;

Sizde çok emek vererek bir cennet yarattınız. Bir çok bitki konusunda uzmanlaştınız. Yani, ''Hocam'' sözcüğü sizede yakışır artık. İnşallah bir gün müstakil bir bahçeniz olur da, sarmaşık gülün nasıl ve nereye tutunacağını düşünmez, dilediğiniz yere ağ gerer, dilediğiniz zaman sökersiniz.
Şakayıklarımın bu denli muhteşem olabileceğini bende düşünmemiştim. Demekki, yaşlandıkça daha çok yumru ve daha çok çiçeklenme... Şimdi onları daha çok seviyorum.
Selamlar.

[sonkez]

Maşallah yalancı cennet yapmışsınız bahçeyi..Yüreğinize,emeklerinize sağlık...

[Adalet Yağcı]

Bu nasıl bir şölendir, olur da bu kadar olmaz ki.
Benim şimdi ağlamam lazım
İki yıl önce Bauhaus'tan aldığım üç kök şakayık onları gölge alana diktiğim için bir karış boyda kaldılar, tomurcuk falan da yok.

Şaka bir yana, Orhan bey şahane olmuşlar, Nazarlardan korunsun.
Valla kıskanmadımdım desem de inanmayın

[Orhan Özbilgiç]

Sayın sonkez;
Çok teşekkür ederim. Ama sanıyorum birkaç sene sonra, daha güzel olacak. Zira bahçeler, eskidikçe güzelleşiyor.

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi Adalet Yağcı

Bu nasıl bir şölendir, olur da bu kadar olmaz ki.
Benim şimdi ağlamam lazım
İki yıl önce Bauhaus'tan aldığım üç kök şakayık onları gölge alana diktiğim için bir karış boyda kaldılar, tomurcuk falan da yok.

Şaka bir yana, Orhan bey şahane olmuşlar, Nazarlardan korunsun.
Valla kıskanmadımdım desem de inanmayın

Biraz da şans Adalet Hanım.
Bende iki yıl önce, Büyükdere Fidanlığı'ndan, bir yıl önce saksısında açmış, sarı çiçekli bir çalı şakayık aldım. Yani en azından 4-5 yaşlarında. Diğerlerinin birkaç metre ötesine diktim. Yani onlar kadar güneş alıyor. Ama onun çiçeğini henüz görmedim. Her yıl ''İnşallah seneye!'' Diyoruz. O galiba daha eğimli ve daha süzegen toprak istiyor. O da bizde yok. Sağlık olsun.

[Adalet Yağcı]

Bu şakayıklar farklı bir dil konuşuyorlar Orhan bey, ben çözemedim bir türlü.

Benim de en az 5 yıl açmasını beklediğim kırmızı yalınkat endemik bir tür olan şakayıklarım bu yıl ben yokken açmış.
Bakar mısınız, inat yapar gibi, çiçeğini bana göstermiyor, sanki yiyecez
Bazı türlerin de ekstra soğuklama istediğini düşünüyorum, özellikle endemiklerin.

[athena -asena]

Sayın Hocam bana yolladığınız eskolonya çalısı çiçeklerini gösterdi. Size çok çok teşekkürler hocam.

[Orhan Özbilgiç]

Orijinal Mesaj Sahibi athena -asena

Sayın Hocam bana yolladığınız eskolonya çalısı çiçeklerini gösterdi. Size çok çok teşekkürler hocam.

Sayfamda paylaşmanızdan büyük mutluluk duydum. Bende teşekkür ediyorum.

O'nun anneside, İstanbul'a gelmeden çiçeklenmeye çalışıyordu. Kasım ayında oldukça sert budamıştım. Şimdi daha derli toplu bir görüntüye kavuştu.

[Orhan Özbilgiç]

Sarı yasemini vazo biçiminde budamıştım. Yeni yeni çiçekleniyor.







Ihlamur altındaki Rhododendronlar (Orman gülleri) de yeni açmaya başlamışlardı.





Geçen yıl, Kokusuz çiçekli filbahrinin dibine diktiğim, kokulu çiçekli filbahri çiçeklenmeye başlamıştı.

[Orhan Özbilgiç]

Nisan ortasında İstanbul'dan alıp götürdüğüm Kanayan Kalpleri, Pierislerin yanına dikmiştim. Hemencecik yerine alıştı. Çiçeklenmeye bile başladı.





Kokusuz filbahriyi, kasım ayında, bahçe ortalarından, kenara taşımıştım. O da henüz çiçekleniyordu.

[Orhan Özbilgiç]

Deutzialar (Havlu püskülleri de tam açmadan gelmek zorunda kaldım.

[Orhan Özbilgiç]

Tesbih Ağacı (Hint leylağı) mis kokulu çiçeklerini açmıştı.

[Orhan Özbilgiç]

Aloevera'nın çiçeğini ilk kez görecektim.





Vangelya hala çiçekliydi.



Ateş dikenini kasımda iyice küçültmüştüm. O da gelinliğini giymek üzereydi.

[Orhan Özbilgiç]

Clematis Negrithanka coştu. Madam Baron Veillard gecen yıl kuruyup, bu yıl yeni sürgünler verdiği için çiçekleri eskisi kadar yoğun değil.

Not: Üçüncü fotoğraf telefonla ve gölgede çekildiği için renk lacivert çıktı!









Eflatun-Mor kardeşliği, artık her yıl kendiliğinden çıkan Hazeran'larda da var.

[Orhan Özbilgiç]

Tohumdan yetiştirdiğim Erythrina Crista Galli-Mercan Ağacı Kuzey rüzgarlarına karşı korunaklı olsun diye, evden epeyce uzak bir köşeye dikmiştim. Birde, dallarında azda olsa dikenleri olduğu için, altında rahat gezilebilsin diye, yüksekten taçlandırmıştım. O kadar güzel çiçeklendi ki... Fotoğraflayabilmek için, uzaktan zumlamam gerekti.

[Orhan Özbilgiç]

Feijoa-Kaymak Ağacı çiçeklenmeye başladı.








Cytisus Racemosus-Süpürge otu çalısı, Nisandan bu yana açmayı sürdürüyor. Yaz ortasına kadar açan bir çalı.



Escalonia Çalısı da öyle. Arkadaki Callistemon Citrinus-Şişe Fırçası çalısı çiçeklenmeyi tamamladı gibi...

[Orhan Özbilgiç]

Haziran ortasından bu yana, bahçe sayfama ilk kez fotoğraf yükleyebileceğim.
Zira bir süre önce bilgisayarım bozuldu.
Benim için önemli olan, içindeki 2013 ortasından bu yana yedeklemediğim, 30 bine yakın fotoğraftı. Bilgisayar tamircisi fotoğrafları kurtarabileceğini söylemişti. Ama tamir işini acemi çırağına bırakınca olan olmuş. Çırak direkt yeni format atmış. Tekrardan çok uğraştılar ama kurtaramadılar. Yapılacak bir şey yok tabii. Çok ama çok üzüldüm.

Bahçemde bu yıl bir çok bitki hastalanıp öldü.
Kafkas gülü, sardunyaların (Sakızlar hariç!) neredeyse tamamı, kiraz, kayısı ve vişne ağaçlarım, iki arkadaşımız için çelikleyip tutturduğum inci çalısı, sarı salkım fidanım, paşa bıyığı çalısı, vb...

Bir kısmını yeniden tedarik edip diktim. İnşallah yeni sorunlarla karşılaşmam.

Velhasıl, bahçem bu yaz çok fazla renkli değildi. Bugün itibarıyla çektiğim fotoğrafları, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Leş kaktüsü,
Yer mineleri,
Akimen,
Gauralar.

[Orhan Özbilgiç]

Duranta ercta,
Saksıda kışlatmayı düşündüğüm Begonvil,
Üç renk pentas saksıda.

[Orhan Özbilgiç]

Yılbaşında çeliklediğim, Cestrum elegans (kırmızı çiçekli melisa) boyum kadar oldu ve çiçeklendi.
Sellukaların zamanı.
Solanum Rantonetti yi gelecek yıl çak dallanacak biçimde budamayı düşünüyorum. Ne kadar dal, o kadar çiçek.

[Orhan Özbilgiç]

Sinameki bu mevsimde çok güzel çiçekleniyor.
Hünnaplar bu yıl çok meyve tuttu. Tek tük olgunlaşmaya başladılar.

[Orhan Özbilgiç]

Hint yağı bitkisi birkaç senedir her yıl aynı yerde onlarca çimleniyor. Bir kaçını bırakıyorum. Zira renklenmeleri çok hoşuma gidiyor.
Bu yıl, patlak mısır epeyce çok oldu. Kuruması için balkonda en uygun yerde.

[Orhan Özbilgiç]

Pampas'ı çok seviyorum.
Limon ve mandalinalar olgunlaşıyorlar.
Karagözlü Suzan kendi halinde açmayı sürdürüyor.

[Orhan Özbilgiç]

Kırmızı çiçekli çalı oya,
Kırmızı çiçekli ağaç oya son çiçeklerini açıyorlar.
Mercan ağacıda son çiçeklerini açanlardan.
Hayalet Selvi (Nootkatensis Pendula) benim gözdem.

[Orhan Özbilgiç]

Lablab'ı bir kez ektim. Her yıl döküdüğü yerden çıkıyor.
Kısmet ağacı çiçekleri tohuma döndü.
Sarı çiçekli Acem borusunun son çiçekleri.

[Orhan Özbilgiç]

Acem boruları arasında asılı olan kabaklar kırılıp tohumları dökülmüş. İçlerinden birini kazmamıştım. o da lobut kabak çıktı.
Kanada Erguvanını geçen sonbaharda diktiğimde 120 cm. kadardı. Şimdi 3 metreyi geçti. Onu, gölgesine sıkça oturduğumuz kuruyan kayısı ağacının yerine taşıyacağım.

Bu yavru kedi, annesi ve kardeşi ile birlikte gelip sığındılar. Besleyip büyüttük. Annesi bunları bize bırakıp gitti. Ama yabaniler. Onca bakıma ve ilgiye karşın, bir kere olsun kendilerine el sürdürüp sevdirmiyorlar.

[Orhan Özbilgiç]

Feijoalar olgunlaşıyor.
Sarmaşık gül ve clematisler geçti artık.
Sakızlar devam.
Son olarak benim ''Yeşil yol'' um.

[Cumhur Tonba]

Güzel ne güzel olmuşsun,
Görülmeyi görülmeyi,
Ateş çalısı bile gelinliği giymiş,
Ben görmeyeli.

Hele o kedi. Bayıldım ona.