agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Topraksız Tarım (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/)
-   -   Besin Eriyiği Formüllerinin Hesaplanması ve Hazırlanması (https://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/30629.htm)

ZUĞA 19-02-2014 22:37

C Carbon 12.01078 18
N Nitrogen 14.00672 2
O Oxygen 15.99943 9
Fe Iron 55.8452 1
Na Sodium 22.3 3

toplam moleküler ağırlık =527,1
moleküler ağırlığa göre hesap yaptığımda bulduğum sonuç
527,1*5 / 55,8452 = 47,8 çıkıyor. nerede yalnış yapıyorum acaba ?

ateşkaptan 19-02-2014 23:15

Burada molekül hesabına gerek yok zira zaten % 6 şelatlı, yani kimyasal içindeki demir oranı 0,06 dır.

5 ppm/0.06*10=8.33 ml-->8.33*10/1000=0.0833-->0.0833*1000=83.3 gr 1000 litre tank için gerekir

MeyveliTepe 19-02-2014 23:15

Gübrede muhtemelen başka dolgu maddeleri de vardır. Bu sebeple demir oranını % olarak belirtmişler. Verdikleri yüzde değerini esas almak gerekir.

ZUĞA 19-02-2014 23:19

oddo oddo %4,2 şelatlı denmiş. ben fazlamı acaba kullanıyorum derken , eksik kullanmışım. o zaman hemen ilave mi yapayım. yarın ilk denemi başlatacağım inşallah. teşekkürler.

MeyveliTepe 20-02-2014 00:04

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ateşkaptan (Mesaj 1251077)
B- Şelatlama genelde topraklı tarım için şarttır.
Gübre teknolojisinde şelatlama tekniği gübrenin uygulandığı canlı materyalin bulunduğu ortama göre değişir. Şelatlamadan maksat mikro elementlerin gübrelenecek canlının bünyesine nüfuz edinceye kadar stabil kalmasını sağlamak. Bu toprakta ise toprağın bünyesindeki kil kolloidlerinin elektrik yük farklılığı ve toprak reaksiyonun değişkenliği için şelatlama zaruridir. Ama bu zaruriyet su içerisinde yetişen bir bitki için gerekmemektedir. Çünkü suyun kimyasal yapısı stabil olduğu sürece suya ekleyeceğiniz mikro elementlerde su içerisinde aynı konstrasyonda bulunabilecektir.

Sayın Tezel in " besin eriyiklerinin hazırlanması" konulu forum içeriğinde de topraksız tarımda şelatlanmış demir vs. kullanmanın şart olmadığı, ifade edilmişti.

Yukarıda yazılanlar İnternetten araştırmalarım sonucunda bulduğum yazıların kısaltılmışıdır.

Bu konuda bilgisi olan konuya müdahil olursa sevinirim.

Aslında galiba tam tersi. Toprakta demiri doğal olarak şelatlayacak mikroorganizma faaliyetleri, amino asitler, fulvik asit vb. maddeler uzun salınımlı olarak demiri bitkilerin alabileceği forma çevirirler. Bunu baskılayan tek şey toprak PH'ının yüksekliği olur. Toprak PH seviyesinin yüksek olması durumda demir eksikliğini gidermenin tek çaresi eddha ile şelanlanmış demir olabilir.

Son zamanlarda okuduğum yayınlara göre hidroponik uygulamalarda özellikle demirin şelatlı olması özellikle öneriliyor. Elbette bu şelatlı olmazsa olmaz anlamına da gelmez.

Bir çok kaynakta var ama, oldukça kapsamlı ve toparlanmış bilgi içeren;

Hydroponics: A Practical Guide for the Soilless Grower (J. Benton Jones Jr. Second Edition 440 sayfa)

kitabı bir çok yerde bahsetmiş. Şu paragraf oldukça açıklayıcı:

"Elemental form, whether individual ions or complexes, may be as important for movement and utilization as concentration. For example, chelated iron (Fe) forms are effective for control of Fe deficiency, although unchelated ionic Fe, either as the ferric (Fe3+) or ferrous (Fe2+) ions, is equally effective but at higher concentrations." (Sayfa 13)

Çok özetle demir eksikliğini kontrol etmek üzere şelatlanmamış demirin de şelatlanmış demir kadar etkili olduğunu ancak bu durumda demir konsantrasyonunun yüksek olması gerektiğini söylüyor. (ancak ne kadar yüksek olması gerektiğini söylemiyor)

Mevcut formülasyonlarda demir ppm oranının hep şelatlı demire göre verilmiş olması, şelatlı olmayan demirin olması gereken ppm oranını tayin etmekte bir problem.

Hidroponic solusyon içindeki demirin kolayca başka kompleksler oluşturabileceği oksitlenecebileceği vb. sebeplerle şelatlama ile stabil durumda tutulması da önerilenler arasında. Ancak şelatlama için sadece sentetik şelatlayıcılar (edta, dtpa, eddha) değil, amino asitler, fulvik asitler, sitrik asit de muhtelif kaynaklarda önerilenler arasında.

Hidroponic kullanımına uygun fulvik asit henüz bulamamış durumdayım. Var olanlar önemli miktarda organik madde içeriyorlar. Bu topraklı tarım için önemli bir avantaj olmasına rağmen hidroponic'de kontrol edilmesi güç başka komplikasyonlara sebep olabilir.

ankafar 20-02-2014 08:12

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1251210)
Aslında galiba tam tersi. Toprakta demiri doğal olarak şelatlayacak mikroorganizma faaliyetleri, amino asitler, fulvik asit vb. maddeler uzun salınımlı olarak demiri bitkilerin alabileceği forma çevirirler. Bunu baskılayan tek şey toprak PH'ının yüksekliği olur. Toprak PH seviyesinin yüksek olması durumda demir eksikliğini gidermenin tek çaresi eddha ile şelanlanmış demir olabilir.

Son zamanlarda okuduğum yayınlara göre hidroponik uygulamalarda özellikle demirin şelatlı olması özellikle öneriliyor. Elbette bu şelatlı olmazsa olmaz anlamına da gelmez.

Bir çok kaynakta var ama, oldukça kapsamlı ve toparlanmış bilgi içeren;

Hydroponics: A Practical Guide for the Soilless Grower (J. Benton Jones Jr. Second Edition 440 sayfa)

kitabı bir çok yerde bahsetmiş. Şu paragraf oldukça açıklayıcı:

"Elemental form, whether individual ions or complexes, may be as important for movement and utilization as concentration. For example, chelated iron (Fe) forms are effective for control of Fe deficiency, although unchelated ionic Fe, either as the ferric (Fe3+) or ferrous (Fe2+) ions, is equally effective but at higher concentrations." (Sayfa 13)

Çok özetle demir eksikliğini kontrol etmek üzere şelatlanmamış demirin de şelatlanmış demir kadar etkili olduğunu ancak bu durumda demir konsantrasyonunun yüksek olması gerektiğini söylüyor. (ancak ne kadar yüksek olması gerektiğini söylemiyor)

Mevcut formülasyonlarda demir ppm oranının hep şelatlı demire göre verilmiş olması, şelatlı olmayan demirin olması gereken ppm oranını tayin etmekte bir problem.

Hidroponic solusyon içindeki demirin kolayca başka kompleksler oluşturabileceği oksitlenecebileceği vb. sebeplerle şelatlama ile stabil durumda tutulması da önerilenler arasında. Ancak şelatlama için sadece sentetik şelatlayıcılar (edta, dtpa, eddha) değil, amino asitler, fulvik asitler, sitrik asit de muhtelif kaynaklarda önerilenler arasında.

Hidroponic kullanımına uygun fulvik asit henüz bulamamış durumdayım. Var olanlar önemli miktarda organik madde içeriyorlar. Bu topraklı tarım için önemli bir avantaj olmasına rağmen hidroponic'de kontrol edilmesi güç başka komplikasyonlara sebep olabilir.

EDTAyı hayatımızdan çıkartmak biraz zor gibi evet. Bir çok ürüne yayılmış durumda zira açık ara en etkili formül bundan geliyor. Anladığım kadarıyla edtaya göre daha hızlı çözünebilir maddelerin (IDS, EDDS vs) üzerine araştırmalar sürüyor. Yine de topraksız tarımda kullanılan kısımdan çok (zira edta bitkinin yapısına katılmıyor) kozmetik ve gıda endüstrilerinde azaltılması öncelik olacaktır.

Kişisel görüşüm şelatlanmamış demir kullanmazdım çünkü gübreyi fazla fazla vermek pek güzel olmazdı(EC dengesinin bozulması). Piyasada kafa karıştırıcı ürünler çok, adamlar organik demir diye satış yapıyorlar içinde edta şelatlı demir var (başka da bir şey yok).

Hümik asit ve fulvik asit olayı daha karmaşık çünkü firmadan firmaya hatta kutudan kutuya içerik olarak net bir sonuç alamazsınız böylece her kutuda farklı konsantrasyonlar elde edersiniz. Tam olarak ne kullandık hatırlamıyorum ancak bir ara organik demir kullanmıştık çok kısa bir zamanda bitkilerde demir eksikliği oluşmuştu. Tabi bunda bizim sterilizasyon için kullandığımız UV filtrelerininde etkisi büyük.
Daha çok bilgi almak isteyenler (ingilizce yalnız) ekteki belgeye bir göz atabilir hümik asit ve fulvik asitte dezavantaj olarak verilen molekül ağırlığının büyük olması ve sistemde çökme yapabilmesi olarak verilmiş.
http://biogro.com/resources/CFSM/BG%...%20Feeding.pdf

Todor 20-02-2014 09:32

Hümik asit ve fulvik asitler yeşilliklerde kullanıldığı zaman çiçeklenmeyi teşvik ediyor. Oysa fesleğen, marul gibi ürünlerde çiçeklenme en son istediğimiz bir şey. Bir çok firma yetkilisi ürününü tanıtırken içinde çok özel bileşikler var, ajanlar var ki, bunlar alınımı kolaylaştırır diyerek ürününü denemenizi ister. İçeriğine baktığınızda 20.20.20 yaprak gübresi yazar fakat, kullandığınızın 3üncü günü bitkiniz sapa kalkmaya başlar. (Ki zaten yaprak gübresi kullanma ihtiyacınız varsa veya kullandığınızda daha iyi sonuç alıyorsanız, bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir.)

Ben şahsen çinko sülfat, mangan sülfat kullanıyorum ve bunlara bağlı bir sorun yaşamadım. Sadece alışılagelmişin dışında kullandığım organik bakır, ki bunu da aynı zamada bitkinin mantari hastalıklara karşı direncini arttırmak için tercih ediyorum. Fitotoksite riskinin olmayışıda yanında bonus olarak geliyor.

ateşkaptan 20-02-2014 10:19

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ZUĞA (Mesaj 1251192)
oddo oddo %4,2 şelatlı denmiş. ben fazlamı acaba kullanıyorum derken , eksik kullanmışım. o zaman hemen ilave mi yapayım. yarın ilk denemi başlatacağım inşallah. teşekkürler.

Bu durmda demir miktarınız daha da artacaktır. 1 ton luk tank için 119 gr % 4.2 lik şelatlıdemir kullanmanız gerekir.

ateşkaptan 20-02-2014 11:13

Geçen yıl terasımda uyguladığım "gübreli su kültürü" denemelerimde gördüğüm bir husus, besin eriyiği olarak kullandığım Demir II sülfat gübresinin , bir müddet sonra tank içinde çökerek işlevsiz hale gelmesi ve karıştırılıp homojen hale getirilmediği takdirde pompa tarafından bitkilere ulaşmaması sonucu, bitkilerin demir alımının azalmasıdır.

Bu nedenle tankın mutlaka karıştırılması gerekmektedir. Dikkat edilirse diğer mikroelementlerden çok, şelatlanmış demirin gübre hesaplarında dikkate alındığı gözlenmektedir.

Bu senede Demir II Sülfat kullanıp , demir alımını gözlemleyip, ona göre tavrımı belirleyeceğim.

Gözlemlediğim bir konu da Kalsiyum'un pul pul hale gelerek tank içine çökelmesi sonucu damlama borularını tıkamasıdır.
Mesela spagetti damlama sistemini tercih ederek, ayarlı dripler ile sulamayı gerçekleştirmek en iyi çözüm olacaktır sanırım. Önerilere açığım.

MeyveliTepe 20-02-2014 23:37

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Todor (Mesaj 1251271)
Hümik asit ve fulvik asitler yeşilliklerde kullanıldığı zaman çiçeklenmeyi teşvik ediyor. Oysa fesleğen, marul gibi ürünlerde çiçeklenme en son istediğimiz bir şey. Bir çok firma yetkilisi ürününü tanıtırken içinde çok özel bileşikler var, ajanlar var ki, bunlar alınımı kolaylaştırır diyerek ürününü denemenizi ister. İçeriğine baktığınızda 20.20.20 yaprak gübresi yazar fakat, kullandığınızın 3üncü günü bitkiniz sapa kalkmaya başlar. (Ki zaten yaprak gübresi kullanma ihtiyacınız varsa veya kullandığınızda daha iyi sonuç alıyorsanız, bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir.)

Ben şahsen çinko sülfat, mangan sülfat kullanıyorum ve bunlara bağlı bir sorun yaşamadım. Sadece alışılagelmişin dışında kullandığım organik bakır, ki bunu da aynı zamada bitkinin mantari hastalıklara karşı direncini arttırmak için tercih ediyorum. Fitotoksite riskinin olmayışıda yanında bonus olarak geliyor.

Demiri hangi formda kullanıyorsunuz?

Piyasada humik ve fulvik asitleri içeren ürünler genellikle humik ve fulvik asit ayrılmamış şekilde oluyorlar. Bunlardan mı kullanarak yeşillerde sapa kalkma durumu olmuştu. Aslında her ikisi de bitkilerde büyümeyi teşvik edici fakat farklı şekilde çalışıyorlara galiba.

Yaprak uygulaması yaparak besin takviyesi yapmak, bitkiye kökten verilememiş bir şeyin tamiri anlamına geldiğinden doğal olarak kökten verilecek şeylerde yanlış yapılmış anlamına gelir :)

MeyveliTepe 20-02-2014 23:44

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ankafar (Mesaj 1251241)
...
Daha çok bilgi almak isteyenler (ingilizce yalnız) ekteki belgeye bir göz atabilir hümik asit ve fulvik asitte dezavantaj olarak verilen molekül ağırlığının büyük olması ve sistemde çökme yapabilmesi olarak verilmiş.
http://biogro.com/resources/CFSM/BG%...%20Feeding.pdf

Linkteki yazıda başlıklarda "humik ve fulvik asit" demiş ama anlattığı humik asit. Büyük ve ağır humik asit moleküllerinden söz etmiş (yaprak uygulamasında dezavantaj diyor). Düşük PH'lı suda iyi suspansiyon oluşturmuyor demiş, ki bu da humik asitin (fulvik asit değil) bir özelliği.

Todor 21-02-2014 04:53

Demiri %6lık EDDHA kullanıyorum. (Sequestrene 138 Fe 100 SG)

Açıkçası tek fulvik asit hiç kullanmadım, hep hümik fulvik kombinasyonları satın alıyorum.

ankafar 21-02-2014 09:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1251602)
Linkteki yazıda başlıklarda "humik ve fulvik asit" demiş ama anlattığı humik asit. Büyük ve ağır humik asit moleküllerinden söz etmiş (yaprak uygulamasında dezavantaj diyor). Düşük PH'lı suda iyi suspansiyon oluşturmuyor demiş, ki bu da humik asitin (fulvik asit değil) bir özelliği.

Yanlışım yoksa hümik asit ve fulvik asit karışım halinde bulunuyor her zaman (hatta tam saf olarak bir hümik asit değil de hümik asitler topluluğuna verilen isim. Şimdi baktım benim elimde ki hümik asitte karışım şeklinde.

ateşkaptan 21-02-2014 18:21

1 Eklenti(ler)
PotasyumHidroksit çözeltisi hazırlanması

1NKOH(=1MKOH) Çözeltisinin hazırlanması

1NKOH litresinde 56.1 gr KOH içeren çözeltidir. Labaratuvarda kullanılan KOH % 85 lik olduğundan 56.1*100/85=66 gr KOH suda çözülerek 1 litreye tamamlanırsa 1 Nlik KOH çözeltisi hazırlanmış olur.(Kullanılan KOH un % 85 lik olup olmadığı kontrol edilmelidir. KOH çözeltisi hassas olarak hazırlanamayacağı için kullanılmadan önce ayarlanmalıdır.

Demir şelatlanması ile ilgili de net ten bulduğum formülleri içeren tablo ektedir.

ateşkaptan 21-02-2014 18:28

1 Eklenti(ler)
Sülfürik asit çözeltisi hazırlamak

ateşkaptan 21-02-2014 22:34

Sayın Meyvelitepe'nin yaptığı deney sonucu 1.6 ppm kükürt miktarının nerden kaynaklandığı sorusu aklıma takılmıştı !

Sonuç;

Sülfürikasitin de formül içinde kullanılmasından geliyormuş?..

Sayın Leventali'nin de uykusuz kalmasına gerek kalmadı. PotasyumHidroksit miktarı da formülün içinde.

MeyveliTepe 21-02-2014 23:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ateşkaptan (Mesaj 1252023)
Sayın Meyvelitepe'nin yaptığı deney sonucu 1.6 ppm kükürt miktarının nerden kaynaklandığı sorusu aklıma takılmıştı !

Sonuç;

Sülfürikasitin de formül içinde kullanılmasından geliyormuş?..

Sayın Leventali'nin de uykusuz kalmasına gerek kalmadı. PotasyumHidroksit miktarı da formülün içinde.

Sülfirik asit kullanılmış olsaydı 1,6 ppm sülfür verir miydi?

ateşkaptan 22-02-2014 09:53

Haklısınız,

DemirIISülfat+(Kullanıldı ise) Sülfürik Asit ---->Gelen kükürt miktarları

ateşkaptan 22-02-2014 18:28

Sayın ZUĞA'nın kullandığı C18H12N2O8FeNa3H2O % 4.2 lik SodyumHidroksit çözeltili şelatlı demir formülü,

Ancak, tüm araştırmalarıma rağmen; Sayın Meyvelitepe'nin deneyini yaptığı PotasyumHidroksit çözeltili şelatlı demirin tam formülünü net te bulamadım.

Bu konuda yardımcı olacaklara şimdiden teşekkür ederim.

ZUĞA 22-02-2014 20:54

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ateşkaptan (Mesaj 1252195)
Sayın ZUĞA'nın kullandığı C18H12N2O8FeNa3H2O % 4.2 lik SodyumHidroksit çözeltili şelatlı demir formülü,

Ancak, tüm araştırmalarıma rağmen; Sayın Meyvelitepe'nin deneyini yaptığı PotasyumHidroksit çözeltili şelatlı demirin tam formülünü net te bulamadım.

Bu konuda yardımcı olacaklara şimdiden teşekkür ederim.

Gübretaş Demircan(%6 şelatlı %4,2 orto orto)--- C18H12N2O8FeNa3H2O
formül Gübretaş Ürün Geliştirme ve Kalite müdürü tarafından talebim üzerine verilmiştir. Ama kimseye tavsiye etmiyorum , suda çözünmesi çok zor sürekli köpürüyor , dibe çökme yapıyor , çamur gibi yapıştığı yerden çıkmıyor , bide daha önce belirttim ama gerçekten çok köpürüyor :)

MeyveliTepe 22-02-2014 23:02

1 Eklenti(ler)
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ankafar (Mesaj 1251716)
Yanlışım yoksa hümik asit ve fulvik asit karışım halinde bulunuyor her zaman (hatta tam saf olarak bir hümik asit değil de hümik asitler topluluğuna verilen isim. Şimdi baktım benim elimde ki hümik asitte karışım şeklinde.

Piyasada satılan Humik asitlerin büyük çoğunluğu leonarditten yapılan humik asitler. Leonarditin kalitesine göre alkali çözeltide çözülerek hazırlanıyorlar. Hatta elinizde kaliteli leonardit varsa ayrıca humik asit satın almaya da gerek yok.

Elimde tescilinden %85 humik ve fulvik asit içeren leonardit vardı. 1 Mol KOH çözeltisinden 200 ml hazırlayıp 10 gr leonarditi içine ilave edip karıştırdığımda çok kısa bir sürede geriye taş toprak da kalmadan çözündü, simsiyah bir sıvı haline geldi.

Burada sorun, leonarditten elde edilen humik ve fulvik asitlerin %90'ınından daha fazlası humik asit. Fulvik asit oranı %10'dan daha az.

Piyasadaki humik ve fulvik asit içerikli leonardit bazlı ürünlerde fulvik asit içerikten söz etmek pek anlamlı değil. Alınan şey humik asit ve faydalı bir toprak düzenleyici. Dolayısıyla hidroponikte kullanımı anlamlı değil.

Humik asit ile fulvik asit arasındaki farkları daha iyi anlayabilmek için;

Eklenti 471360
hipotetik molekül modelleri yukarıdaki gibi.

Humik asitin molekül ağırlığı (dolayısıyla da molekül büyüklüğü) çok fazla iken fulvik asitin molekül ağırlığı çok düşük.

Fulvik asit asitikten alkaliye geniş bir PH aralığında suda çözünebilirken humik asit sadece kuvvetli alkali ortamlarda çözünebiliyor.

Fulvik asit sarı renkli iken humik asit siyaha yakın koyu renkli.

Fulvik asit çok oksijen tutabilirken humik asit az oksijen tutabiliyor.

Bunlar, bu organik asitlerin toprak ve bitki etkileşimlerinde önemli farklar oluşturuyorlar.

Hidroponik konusunda epey ciddi bilgi toparlamış durumdaki Manic Botanic sitesinden bir alıntı:

"Molecular weights are extremely important when discussing the efficiency of humates in hydroponics. This is because there is a limiting diameter in the pores and the walls of living plant cells through which molecules can freely pass. As a result large molecules (high molecular weight) are restricted from passing into the plant while smaller molecules (low
molecular weight) can pass. In simple terms, this means that fulvic acid (low molecular weight/small molecule) has a higher efficiency in hydroponics, while humic acid (high molecular weight/large molecule) has lower efficiency in hydroponics – or at least this is the case where bioavailability, plant uptake, cell membranes and translocation is concerned.

This information becomes important when understanding “the degree of stimulation (exhibited by FA in hydroponics) varies depending on the concentration of fulvic acid and on the quality/source of the fulvic acid
”. (Plant Growth Stimulation by Fulvic Acids. K Day et al)

Özetle hidroponic'de kullanılacak humik maddelerde bitki köklerince emilebilmesi ve hücre duvarlarını serbestçe geçebilmesi bakımından molekül ağırlığının çok önemli olduğu, büyük ve ağır moleküllerin bitki tarafından alınması kısıtlı iken küçük moleküllerin bitki tarafından alınabildiği bilidiriliyor. Buradan hareketle humik asitin hidroponic'de en azından bitkiler tarafından alınabilirlik, hücre zarlarından geçiş ve bitki içindeki mobilite bakımından çok fazla bir etkisi olmamasına rağmen fulvik asitlerin etkili olduğunu söylüyor.

Humik asitin hidroponikte olası bir ters etki riskinden de söz ediliyor. Fulvik asit gibi bir metal şelatlayıcı olan humik asitin hidroponik ortamdaki metali bağlaması durumda metal iyonlarının bitki tarafından alınımının da azaltılmış olabileceği belirtiliyor.

"Studies show that fulvic acid provides for excellent translocation of microelements, such as iron, throughout the plant. When added to an iron chelate in one study it stimulated more growth and better utilization of the iron than with the synthetically chelated iron (Fe EDTA) alone (Chen and Stevenson (1986) Soil organic matter interactions with trace elements)"

Fulvik asitin, demir gibi mikroelementlerin bitki içinde mükemmel hareket etmesini sağladığına dair çalışmaların varlığından söz edilerek, bir çalışmada büyümeyi teşvik ettiği ve demiri edta ile şelatlanmış demirden daha iyi kullandırdığının belirlendiği belirtilmiş (Chen ve Stevenson 1986).

"Fulvic acid forms four-point bonds with the elements it chelates and can be absorbed into the plant. This adds to the mobility of nutrients. The nutrients chelated by fulvic acid can move more freely which prevents a number conditions like localized calcium deficiency that can occur due to low mobility of nutrients."

"Fulvik asit, elementleri dört noktadan moleküler bağ kurarak şelatlar ve bunlar bitki tarafından alınabilir. Bu, besinlerin hareketliliğini arttırır. Fulvik asitle şelatlanan besinler, bitki içindeki lokal kalsiyum yetersizliği gibi besinlerin bitki içinde yeterince hareket edememe durumunu da önleyerek besinlerin serbestçe hareket edebilmelerini sağlar."
Humates in Hydroponics

Başka benzeri bir çok kaynak da var. Bunlardan anladığım, hidroponik besin solusyonuna bildiğimiz humik+fulvik asit içerikli sıvıların eklenmesi şeklinde olmayan, saflaştırılarak diğer humik maddelerden ayrıştırılmış fulvik asitin hidroponik özelinde bazı ezber bozan fonksiyonları var.

Bu fonksiyonlardan biri metal şelatlama ve şelatlanmış metali kolayca bitkiye nakleden ve bitki içindeki hareketini kolaylaştıran bir özellik, (ki bildiğim kadarıyla edta bunu yapamıyor).

Bir diğeri, köklerdeki gözeneklerin genişlemesini sağlayarak genel olarak tüm besinlerin bitki tarafında alımını arttırıyor. (Bu başlı başına üzerinde durulması gereken bir şey. Formülasyonların değişmesine dahi sebep olabilir).

Ayrıştırılmış fulvik asitin peşinde olduğumu yazmıştım. Bugün bir örnek yakaladım. %55'lik bir toz fulvik asit. Şelatlama denemesi de yaptım. Şimdilik herhangi bir çökelti olmadan demir sülfat + fulvik asit çözeltisi hazırlamış durumdayım. Bir kaç gün dursun bakalım, ne olacak.

%75 minimum garanti edilen başka bir fulvik asit mevcut olduğuna dair duyumum var. Haftaya onu da elde etmeye çalışacağım.

fagu03 09-03-2014 19:05

Mikro elementlerin selalatlanmasi hakkinda
Gübre teknolojisinde şelatlama tekniği gübrenin uygulandığı canlı materyalin bulunduğu ortama göre değişir. Şelatlamadan maksat mikro elementlerin gübrelenecek canlının bünyesine nüfuz edinceye kadar stabil kalmasını sağlamak. Bu toprakta ise toprağın bünyesindeki kil kolloidlerinin elektrik yük farklılığı ve toprak reaksiyonun değişkenliği için şelatlama zaruridir. Ama bu zaruriyet su içerisinde yetişen bir bitki için gerekmemektedir. Çünkü suyun kimyasal yapısı stabil olduğu sürece suya ekleyeceğiniz mikro elementlerde su içerisinde aynı konstrasyonda bulunabilecektir. Ayrıca bu işin ekonomikliliği de düşünülürse gerek hazır gübre preparatları ve gerekse şelatlı mikro elementler piyasadan çok daha ucuza temin edilebilir. Buna rağmen mikro elementlerin EDTA ile şelatlanması düşünülüyorsa burada dikkat edilecek en önemli hususun şelatlama pH'ının her element için farklı olacağıdır. Bu pH değeri demir için=4,5 Magnezyum için=8,7-9 Çinko için=6,5 Mangan için=6,5 ve Bakır için=5,5 dur. Bunun için gerekli miktardaki genellikle o elementin sülfat tuzunun çözeltisinin pH değeri sülfürik asit veya sitrik asit yardımıyla istenilen PH değerine getirilerek hesaplanan EDTA'nın sodyum tuzu(Na4Y) ilave edilir. Aşağıda Mangan için bu miktarlar ve formüllendirme yapılmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus ortamda önemli miktar sodyum sülfat oluşmakta olup sodyum iyonu bitkiler için fitotoksite yaratmaktadır.


Na4Y(380 gr.)+MnSO4(169 gr.)------MnNa2Y+Na2SO4
Bu formülden ve eşdeğer gram miktarlardan anlaşılacağı üzere 380 gr EDTA sodyum tuzu çözeltisi ile 169 gr PH=6,5 olan mangan sülfat çözeltisi karıştırıldığında(veya bu orana uygun miktarda azaltıp-çoğaltarak) %14 mangan ihtiva eden EDTAMn imal etmiş olursunuz.

PH değerlerini ayarlayıp her elementi ayrı ayrı şelatlayıp bu şelat solüzyonlarını ayrı kaplarda stok mahlülü olarak muhafaza eder ve kullanacağınız zaman bu stoklardan ayrı ayrı ilave edebilirsiniz. Ama muhakkak surette PH ayarlamasını sülfürik asit veya sitrik asitle yapınız

Şelatlanma ajanı dışında bilhassa birçok organik şelatlanma ajanlarını olduğunu umarım biliyorsunuz. Hatta amino asitler bile birer şelatlanma ajanıdır ve bu amino asitlenme şelatlanması ülkemizde kimyasal gübrelerde çok kullanılmaktadır.

Rubidium maddesinin bitkiler tarafından kullanımı araştırmalar sonucu ispat edilmiş olmasına karşın henüz ne rol üstlendiği bilinmemekte. Fakat büyük firmaların gübrelerden asla eksik etmediği bir madde.

Vanadyum artık tüm dünyada bitkiler için olmazsa olmaz maddelerden biri olarak kabul ediliyor. Enzim sistemlerinde görevleri olan ve minerallerin serbest bırakılması gibi

(Elementlerin elatlanmas - Kimyasanal.net) alintidir paylasmak istedim

hasan634 18-06-2015 10:23

Sayın ksswat aylardır okuyorum okuyorum anladığımı düşünüyordum oysaki anlamamıştım. taki sizin aklımdaki soruyu sorup aşağıdaki şekilde cevaplamanızı görene kadar. teşekkür ederim paylaştığınız için bilgi paylaştıkça büyür.


Sn.Perseus ve Sn.Ankafar’a değerli katkıları için teşekkürler, demek ki Sn.Kudret Tezel ve diğer forum üstadlarının anlatımlarından doğru bir sonuç çıkarmışım. Arayan gerçekten forumda gerekli tüm bilgileri bulabiliyor, yalnız şöyle bir durum var, ben bu topraksız tarım besin eriyiği konusu ile ilgili olarak forumda açılan tüm başlıkları tekrar tekrar okudum, hala kafamda bazı soru işaretleri vardı, ta ki dün tüm gün forumdaki mesajları kağıt-kalemle tekrar tekrar yazarak çalışınca oldu.
Şimdi eğer üstadların müsaadesi olursa çıkarımlarımı paylaşayım.
1-) PPM öyle çokta korkulacak bir şey değil, örneğimizdeki formülde ppm’i 1000 litrelik su için gerekli maddeleri hesaplarsak olay kolaylaşıyor,
120 ppmx1000 litre= 120.000 ppm buda eşittir = 120.000 mg = 120 gram “ N=Azot” lazım diyebiliyoruz,
Örneğimizde 300 litre çözelti hazırlayacak olsaydık sonuç
120 ppmx300 litre= 36000 ppm = 36000 mg = 36 gr “N” olacaktı.
2-) PPM den gram’a dönüşüm yapabildiysek 2.aşama bu elementleri nereden temin edebiliriz sorusu.
Bunun için 2 yol var,
A-)Birincisi elementlerin atom ağırlıklarını formülleri ile çarpıp hesaplayarak formüldeki yüzdesini bulmak
Örnekte: Mono potasyum fosfat KH2PO4 için hesaplama yapacak olursak
Atom Ağırlıkları
K=39,09
H=1,007
P=30,97
O=15,99
Hesabımız şu şekilde olacaktır.
1 bileşiğin ağırlığı = 39,09+2x1,007+30,97+(4X15,99) =136,034
O halde bu bileşikte
K oranı 39,09 / 136,034= %28,73 olacaktır.
P oranı ise 30,97 / 136,034= %22,76 olacaktır.
B-) İkinci ve benim tercih ettiğim yol ise kullanılabilecek tüm bileşiklerin hazırlanmış formüllerini kullanmaktır.
Yine forumdan kopyala/yapıştır yapacak olursak;





Mono potasyum fosfat KH2PO4 K: %28 P: %22,76
Potasyum nitrat K NO3 K: %38 N: %13
Kalsiyum nitrat Ca(NO3)2 +4H2O Ca: %16,9 N: %11
Magnezyum Sülfat MgSo4+7H2O Mg: %9,86 S: 13
Amonyum Nitrat NH4NO3 N: %34
Nitrik Asit NHO3 N: %22.23 %100saf
DKP Di potasyumfosfat K2HPO4 K: %44 P: %17
MAP Mono Amonyum Fosfat NH4H2PO4 P: %26 N: %12
DAP Di Amonyum Fosfat (NH4)2HPO4 P: %23 N: %21
DKP Di Potasyum Fosfat K2HPO4 K: %44 P: %17
Fosforik Asit H3PO4 P: %31,6 % 100 saf
Potasyum Klörür KCL K: %52
Potasyum Sülfat K2SO4 K: %44 S: %18
Kalsiyum Klörür CaCL2 Ca: %36 CI: %63
Amonyum Sülfat ( NH4)2SO4 N: %21 S: %2
Boraks Na2B4O7+10H2O B %12
Borik Asit H3BO3 B %18
Çinko Sülfat Zn SO4+7H2O Zn %22
Bakır Sülfat CuSO4+5H2O Cu %25
Demir Sülfat Fe SO4+7H2O Fe %20
Mangan Sülfat Mn So4+H2O Mn %32
Amonyum Molibdat (NH4)6Mo7O24+4H2O Mo %54

Son olarak ise bu karışımlardan ne kadar kullanırsak gerekli olan elementleri elde edebiliriz sorusuna cevap arıyoruz,
İşte işin en zor kısmı burada başlıyor, çünkü örneğin Kalsiyum ihtiyacımızı karşılaşamak için Kalsiyum nitrat kullanıyoruz, Kalsiyum tamam ama bize bunun yanında Azot’da geliyor. Burada biraz kafa yormak gerekiyor. Yukarıdaki örneğimde az gerekli olandan yola çıkarak gittim, p=fosfor ihtiyacı 40 ppm yani 1000 litrelik çözeltide 40 gram idi,
40 gram fosfor elde edebilmek için hangi bileşik’e ihtiyacım var sorusuna cevap ,
Mono potasyum fosfat KH2PO4— K: %28; P: %22,76 oldu
Buradan yeteri kadar fosfor elde etmek için ne kadar mono potasyum fosfat kullanmak gerekir sorusunun cevabı ise temel matematik bilgisi içler dışlar çarpımı
100 birim KH2PO4 de 22,76 birim P varsa
X birim KH2PO4 den 40 birim P elde ederiz
X= 40x100/22,76
X= 175, 74 gram olarak buldum

sulukök 18-06-2015 11:43

Çok Kireçli Sulu Ortamda Formüllerin Uyarlanması ?
 
Formülleri kullanabilecek durumdayım, Excel tablom da var, Hydrobuddy de var, Internette her türlü formül de var. Herşey tamam, güzel fakat evdeki su çok yüksek kireçli.

Detaylı analiz yaptırmadım ama, EC 1.14 pH 8.5-9.0 aralığında. Muhtemelen EC'ye en büyük katkıyı kalsiyum yapıyordur, çaydanlık üç günde hemen kireç bağlıyor.

Bu durumda formülü nasıl uygulamalı?

Diyebilirsiniz ki önce suyu hallet sonra gel.

Bu ölçümler reçineli sistem ile yumuşatılmış su değerleri. Yani daha iyisini yapmam pek mümkün değil.

Benim aklıma gelen ilk fikir şu:

- En çok kalsiyum katkısı mereden geliyor? Kalsiyum Nitrat'tan (Ca(NO3)2).

- Onu formüle göre biraz azaltsam ne olur? Yani mesela %10 eksik koysam.

- Kireç %10 azalır. Nitrat da öyle. Gramdan yola çıkarak eksilen miktarı örneğin Amonyum Nitrat ile tamamlasam.

Elbette detaylı su analizi yapıp detaylı hesap yapmak en iyisi ama, kabaca EC %10 düşer diyorum, Kalsiyum da öyle, dengeyi diğer gübrelerle tamamlarım.

Her türlü yorum ve eleştirileriniz için teşekkürler.

yalcin1986 12-08-2019 22:40

Selam arkadaşlar ben de bi yardim alabilirmiyim 300 lt için salatalik besin erigi yapmayı düşünüyor um ne almam gerkiyor a . Ve b stok için kaçar giran almam gerekiyor şimdiden tesekur ederim bilgileriniz için

yalcin1986 12-08-2019 22:51

Selam arkadaşlar ben de bi yardim alabilirmiyim 300 lt için salatalik besin erigi yapmayı düşünüyor um ne almam gerkiyor a . Ve b stok için kaçar giran almam gerekiyor şimdiden tesekur ederim bilgileriniz için

Teknik63 04-12-2019 07:30

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi diabolos (Mesaj 1116520)
Sevgili perseus öncelikle böyle bir işe soyunduğun için sana teşekkür ediyorum herşeyi Kudret Hocaya sormaktan artık iyice mahcup olmuştum,hemen ilk sorumu yöneltmek istiyorum

Bu aşağıdaki işlemi neden yapıyoruz yani elementlerin ppm cinsinden değerlerini neden azotun ppm değerine bölüyoruz ve azotun katsayısını neden 1 olarak kabul ediyoruz sonra çıkan 1,0+0,33+1,48 ..vs rakamlarını neden topluyoruz çıkan sonuçla neyi buluyoruz?

N--- P --K - Ca Mg S
120 40 178 120 37 48
______________________________________= 1,0 + 0,33 + 1,48 + 1,0 +0,30 +0,4
120


İşte yukarıdaki reçetenin formülü 1,0+0,33+1,48+1,0+0,30+0,40 tır.

Alıntı:

Şimdi olaya birde tersinden bakarsak örmeğin 150 ppm azot, 75 ppm fosfor,225 ppm potasyumun formülünü çıkaracak olursak burada birim ppm yani litrede mg dır.
Oranları hesaplarken herzaman azotu bir kabul ediyoruz. Bu eriyik için formül 150 /150- 75/ 150_ 225/ 150 = 1 _0,5_1,5 tur. Bu formülü istersek aynı oranlarda daha seyrek veya daha konsantre hazırliya biliriz Örnek 100 ppm azot,50 ppm posfor 150 ppm potasyum veya 250 ppm azot,125 ppm fosfor,375 ppm potasyum gibi.
Değerli topraksız tarım severler merhaba
Sayın diablos ve İsmail Karagülle arkadaşlarımdan alıntı yaptım bu yazılanlara göre bir sorum olacaktı.

Elimde şöyle bir reçete var

N =190
P =40
K =310
Ca=150
Mg=45
S =48

N=190/190 =1 mg Azot (N)
P=40/190 =0,2105 mg Fosfor (P)
K=310/190 =1,6315 mg Potasyum (K)
Ca=150/190 =0,7894 mg Kalsiyum (Ca)
Mg=45/190 =0,2368 mg Magnezyum (Mg)
S=48/190=0,2526 mg Kükürt (S)

şimdi ben her bir litre su için yukarıdaki mg cinsinden yazılan kimyasalları mı ekleyeceğim ?


İnşallah doğru anladım olayı ;)

hepsibahcemden 02-01-2022 12:16

Gerçekten bu konuda uğraşlarıniza hayran kaldım


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 01:11.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025